Gelinen aşamada SSCB hakemlik pozisyonunu kaybetti, kendisinin de bir deneme tahtası olma tehlikesiyle karşı karşıya. Ateşin üzerine körükle gitmeye özen gösterilmesinin sebebi, SSCB'deki büyük ölçekli bir iç karışıklığın uluslararası düzeyde korkunç bir tehlike faktörü oluşu ve Sovyet askeri gücünün kime karşı ve nasıl kullanılacağından kaynaklanan korkudur. Yoksa Sovyet-Batı işbirliği bozulabilir ve emperyalizm SSCB'ni Osmanlı İmparatorluğu gibi ameliyat masasına çekmeye niyetlenir. Sovyet yönetimi emperyalizme verilebilecek tüm tavizleri verdi, elinde verebilecek başka hiçbir şeyi kalmadı. Ve Gorbaçov, hep lafta kalan yardım, destek beyanatları dışında hiçbir şey koparamadığı Batılı emperyalistlerin iştahlarını dizginlemek, saldırılarını göğüslemek için arta kalan iki kozunu kullanıyor. Birincisi Alman birliği sorunu. "Doğu Avrupa'da Çözülme ve Bazı Sonuçlar" adlı yazıda (Bkz. s: 227-232) belirtmiştik; "Alman Birliği" emperyalist güçler arasındaki çelişkileri kızıştırmak için Sovyetler Birliği tarafından bir koz olarak kullanılacaktır. Nitekim ilk belirtileri başladı. Gorbaçov’un Hans Modrow'a verdiği reçete ile beklenenden erken bir süre içinde olayı gündeme getirmesi, aslında SSCB'nin ne denli tehlikeli bir döneme girdiğini gösteriyor. Bir kaç ay önce SSCB "Alman Birliği"ne karşı olduğunu açıkladığı zaman, biz bu tavrın bir taktik olduğunu iddia etmiştik.