'70’li yıllarda sol hareket başlıca iki ana kesimden oluşuyordu. Bir yanda uluslararası modern revizyonizmin yörüngesinde bulunan ve başlıca TKP-TİP-TSİP tarafından temsil edilen reformist kesim; öte yandan ise, değişik özgünlükte çok sayıda devrimci-demokrat gruptan oluşan devrimci kesim. Bazı ara oluşumlar ile, birinden diğerine karşılıklı akışlarda kuşkusuz vardı. Örneğin, '70'lerin ikinci yarısında, devrimci yükselişin dolaysız baskısıyla, reformist kesimin bünyesinden bazı kopmalar ve devrimci yönelişler yaşanabilmiştir. Bazıları bugün, her iki kesimi ayıran esas farkın, "politikada şiddeti bir yöntem olarak kullanıp kullanmamak" olduğunu idda ediyorlar. Fakat bunun hiç de teknik ya da salt pratik bir fark olmadığını, siyasal ve sınıfsal bir içerik taşıdığını, düzen ve devlet karşısında devrimci ve reformcu konumların önemli bir ayrım noktası olduğunu karartıyorlar, ya da daha iyimser bir yorumla, geçiştiriyorlar.