Önemli görevleri arasında, Y. Küçük'ün Behice Boran ve(299)Nihat Sargın'ın reformist TİP içinde geçmiş dönemini rasyonalize etmek gibi bir önemli görevi olan Çelik Bilgin, bu çabasını örneğin "Saptamalar" dizisinin üçüncüsünde de sürdürüyor (T. Kurtuluş, sayı: 28, s. 43). Orada yazılanlardan, Lenin'in Ne Yapmalı öncesi döneminde aslında Pyotr Struve okulundan olduğunu, "yirminci yüzyılın başına doğru" bu okulu terkettiğini, ama daha sonraları bunu gerekli ve yararlı bir ittifak olarak değerlendirmeyi seçtiğini öğreniyoruz. Y. Küçük ve Çelik Bilgin'in, Rus devrim tarihini çağdaş Türkiye'nin devrim tarihinden giderek ve bakarak okuduğunu bilen biz okurlar, buradaki mesajı almakta ya da bu yolla yapılan telkini algılamakta pek bir güçlük çekmiyoruz. Lenin'in Struve okulundan olduğunu iddia etmek, Y. Küçük'ün Aren-Boran-Sargın okulunu mazur göstermesi gibi masum bir amaca yönelik olsa da, son derece kaba bir çarpıtmadır ve bir o ölçüde saçmadır. Türkiyeli devrimcileri bilgisiz ve hafızasız çocuklar yerine koymaktır. Bir küçük örnek olsun: Y. Küçük parlamenter yoldan barışçıl geçiş temel teorik tezi ve programı üzerine oturan ikinci TİP'in üyesi ve yayın organı Yürüyüş dergisinin başyazarı idi bir zamanlar. Bütün yaşamları boyunca reformist sınırlar dışına çıkmamış, icazetli burjuva sosyalizmini aşamamış B. Boran ve N. Sargın'ı Türkiye Üzerine Tezler-1’in ilk baskısında (Ekim 1977) "saygıyla ve hayranlıkla" selamlıyordu. Oysa genç Lenin, daha ilk yazılarında, Pyotr Struve okulunun narodnizme yönelttiği eleştirinin marksist değil ama bir objektivistin bakışını yansıttığına, "objektivist" bakış açısının kapitalizmi olumlamaya ve savunmaya varacağına işaret edecek kadar, Struve'nin akibetini önden görebilecek kadar net bir marksist perspektife sahipti.(Narodnizmin Ekonomik Muhtevası ve Bay Struve’nin Kitabında Yapılan Eleştirisi 1894 sonu, bkz. Halkçı İktisat, Birlik yayınları)