Ahlak Temizliğine Duyulan İhtiyaç Ahlak Temizliğinin Etkileri ve Önemi Şeyh Hüseyin Behrani



Yüklə 1,71 Mb.
səhifə23/68
tarix03.08.2018
ölçüsü1,71 Mb.
#66881
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   68

Hak Önderlerinin Sorumluluğu


Nehc’ül- Belağa’nın dikkate değer konularından biri de Hak İmam ve önderi kanunların üstünde tutmasıdır. Hz. Ali’ye (a.s) göre hak önder, kanunlar karşısında en sorumlu kimsedir. Bu da Kur’ani derslerden çok önemli bir ölçüttür. Hz. Ali (a.s) da Kur’an-ı Kerim’in terbiye ettiği bir insandır. Ama ne yazık ki halk desteğine sahip olmayan zalim ve diktatör yöneticiler, kendilerini kanundan yüksek görmekte ve hiç kimsenin kendisini sorgulamasına izin dahi vermemektedirler.

İran bilimcilerden biri olan Dr. Larens Luckheart bir münasebetle şah Hüseyin ve şarabı yasaklayışı hakkında bir olay nakletmektedir ki bu olay yukarıdaki bilgiler açısından dikkate değer bir olaydır. Özellikle de Şah Hüseyin “sultanların alimi” olarak adlandırılabilecek bir kimsedir. Dr. Larens şöyle yazıyor: “Şarabın yasaklanmasına saray çevresi, büyük bir tepki gösterdi. Buna en çok karşı çıkanlardan birisi, şah Hüseyin’in babasının halası olan Meryem Beygum idi.” Cruski daha sonra olayı şöyle nakletmektedir ki, söz konusu hala hastalık numarasına yatarak bu vesileyle şarap içme yasağını delmeyi becermiştir.

Halasının hastalığından haberdar olan Şah Hüseyin gece yarısı bir kimseyi göndererek kendisine şarap getirmesini emretti. Şarap satan Ermeniler ise, işin içinde bir hile olduğunu ve kendilerini tuzağa düşürmek istediklerini sanmışlardı. Sonunda Safevi sarayındaki Polonya elçisinden bir miktar şarap elde ettiler. Böylece şah kendi elleriyle şarabı bardağa dökerek, halası Meryem Beygum’a verdi. Uyanık bir kadın olan halası ise; Şah içmedikçe asla şarap içmeyeceğini dile getirdi. Şah her ne kadar Kur’an’daki şarap yasağı sebebiyle içemeyeceğini belirttiyse de Meryem Beygum şöyle dedi: “Saltanat makamı şahı kanunlardan üstün kılmıştır.”1

Bizim söylemek istediğimiz, işte bu son cümledir. Gerçekten de zalim tağutlar, sürekli bu düşünce içinde olmuşlar ve kanunları, sadece halka uygulayarak kendilerini bundan müstesna görmüşlerdir. Ama Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey İnsanlar! Allah’a andolsun, (ilahi) itaate teşvik ettiğim işlerde sizin en önde gideninizim, sizi nehyettiğim günahlardan ise sizden önce sakınmaktayım”2

Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) genel anlamda bütün takipçilerine; amel etmelerini ve kendilerini bağlı görmedikleri şeyleri, insanlardan istememelerini emretmektedir. Nitekim Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “İnsanları kötülükten men edip kendiniz de kötülükten uzak durun. Çünkü siz önce bizzat kötülük etmemekle, sonra kötülükten nehyetmekle emrolundunuz.”1

Hz. Ali (a.s) sorumluluğun kökenini insanın temizliği olarak kabul etmiştir. Şüphesiz insan kendi nefsanî isteklerine esir olduğu zaman kanunları çiğnemekte ve göreviyle amel etmekten kaçınmaktadır. Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Kim kendini insanlara imam yaparsa, başkalarından önce kendini eğitsin ve diliyle terbiye etmeden önce, davranışlarıyla terbiye etsin. Kendinin öğretmeni olup kendini eğiten kişi, insanların öğretmeni olup onları eğitenden daha fazla saygı ve övgüye layıktır.”2



Öndere İtaatin Gereği


Nitekim ilk konuda da ele aldığımız gibi hükümet, her toplum için zaruri bir örgütlenme türüdür. Her hükümetin azamet ve kudreti ise, halkın kendisine itaat etmesi, emirlerine kulak vermesidir. Aksi takdirde toplumda büyük bir anarşi ve kargaşa vücuda gelecektir. Hz. Ali (a.s) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “İmameti, ümmetin düzene girmesi; itaati de imamet makamını ululamak için farz kıldı.”3 Hz. Ali (a.s) başka bir yerde şöyle buyurmaktadır: “Tanımamakta mazur olmadığınız kimseye (Allah’a) itaat edin”1

Başka bir ifadeyle halkın akıllı ve tedbirli bir öndere itaat etmemesinin toplumda işlerin bozulmasına neden olacağını beyan etmektedir. Hz. Ali (a.s) açık bir şekilde toplum önderine itaat edildiği ve sözlerinin dinlenildiği takdirde toplumda büyük bir değişim vücuda geleceğini beyan etmiştir. Aksi takdirde o toplumun salaha ermesi beklenemez.

Ali (a.s) önderliğini kendi şeytanlığıyla zayıflatmaya çalışan ve hakimiyetini Muaviye’nin zalim idaresiyle mukayese etmeye kalkışan ve dolayısıyla da Muaviye’nin siyasetini öven kimselere şöyle buyurmuştur: “Allah babalarını affetsin. Onlardan bir tek kişi var mı ki savaşta benden daha tecrübeli/ciddi olsun ve benden daha fazla dirençli/ayak direten olsun. Daha yirmi yaşıma gelmemiştim ki savaşa hazırlandım. Şu anda altmış yaşımı aştım. Ama itaat edilmeyenin tedbiri bir şey ifade etmez”2

Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) başka bir sözünde önderin halkla meşveret etmesini, halkın hayrını dilemesini dile getirmekte, bu konudaki beklentilerini açık bir şekilde şöyle ifade etmektedir: “Sana düşen, üzerinde düşünmem için bana görüşünü söylemendir; görüşüne karşı çıkarsam bana itaat etmen gerekir”3

Hz. Ali’nin (a.s) bu sözü oldukça anlamlı ve yüce bir sözdür. Hz. Ali (a.s) bu vesileyle kendisini görüş sahibi, iyilik sever olarak kabul eden, birbirine görüşlerini sunan, ama adil olan imam tarafından görüşleri kabul görmeyince muhalefete kalkışan, toplumda bozgunculuk yapan, isyan eden ve başkalarını da isyana sevk eden kimselere kesin bir cevap vermiştir. Hz. Ali (a.s) başka bir hutbesinde önderliğin farklı boyutlarını da dile getirmiş, hak öndere itaat edilmesinin gereğine işaret ederek şöyle buyurmuştur: “Ey insanlar! Bu işte (hükümet işinde) insanların en haklısı; bu işte en güçlü olan ve Allah’ın emirlerini bu konuda en iyi bilendir. Fitne çıkarandan hakka dönmesi istenir. Kabul etmezse onunla savaşılır.”1

Burada rehberlik ve rehberliğe özgü konular ile ilgili çok daha ilgi çekici konular ortaya atılabilir. Örneğin, şura, biat, bilinç düzeyi, işbilirlik, güzel idare, müdüriyet, bilahare bir çok anlama gelen sözler konuşmamak ve benzeri konular da incelenmeye açık konulardır. Allah’tan hidayet ve doğruluk talep ederiz.



Hz. Ali’nin Valilerine Tavsiyeleri

Hüccet’ül İslam

Muhammed Hüseyin Muhtari Mazenderani
Müminlerin Emiri Hz. Ali’ye (a.s) göre önder bütün müdürler, siyasi düzen görevlileri, yürütme gücü olarak toplumun bütün idareci birimi kendi kabiliyetler, kapasiteleri, liyakatleri ve uzmanlıkları ile uyumlu olarak bir takım mertebelere sahip olmalıdır. Bu konuda en küçük bir yanlışlık yapılırsa ve atamalar belli bir mantık ve kural çerçevesinde yapılmazsa o toplum gelişim, yüceliş ve kalkınmadan geri kalır. Tabiatıyla toplumun idare sistemi ciddi bir takım sorunlarla karşı karşıya gelir ve toplumun idari bölümünde adaletsizlik ve zayıflık egemen hale gelir. Öte yandan insanlara hizmet aşkıyla çırpınan layık kimseler ise bir köşeye çekilerek koltukları layık olmayan menfaatçi bir azınlığa terk etmek zorunda kalır. Şüphesiz böyle bir toplum yücelme ve kalkınma yerine tedrici bir çürümeye ve çöküşe doğru gider, bu yüzden Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Halk, ancak emir sahipleri ıslah olunca düzene girer. Emir sahipleri de ancak halkın doğru olmasıyla düzelir.”1

Tabiatıyla yöneticilerin zayıflığı ve acizliği toplumun idari sistemine büyük bir zarar verir. Toplumun gelişim ve yükselişi alanında ciddi bir engel teşkil eder. Bu yüzden Hz. Ali (a.s) başka bir yerde şöyle buyurmuştur: “İşlerin afeti idarecilerin acizliğidir.”2 Bu yüzden Ali (a.s) hilafeti kabul ettikten sonra yaklaşık olarak önceki bütün valileri, komutanları ve yüksek makamdaki temsilcileri azletti. Bu iş her ne kadar Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) hükümeti için düşman üretti ve zayıflık nedeni olduysa da ama Hz. Ali hiçbir zaman bazı zorbaların hoşnutsuzluğu sebebiyle layık kimselerin hâkimiyetinden asla vazgeçmedi. Kendi devlet sisteminde layık insanları başa geçirmek için gerekli ortamı sağladı. Nitekim siyasi vali ve temsilcilere göndermiş olduğu emir ve mektupların büyük bir bölümü bu hakikati ortaya koymaktadır ve hepsi de bu ilkeyi hayata geçirme amacını taşımaktadır.

Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) görüşüne göre bu ilke adaletten kaynaklanmaktadır. Zira İslam devletinin hedefi toplumda adaleti hakim kılmaktır. Dolayısıyla bu adalet ilkesi bütün boyutlarıyla göz önüne alınmalıdır.

Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s)Mısırdaki valisi Malik Eşter’e şöyle yazmaktadır: “Memurların işleri konusunda çok dikkatli ol. Onları denedikten sonra görevlendir. Dostluk sebebiyle ve başkalarına danışmadan tayin etme. Çünkü bu ikisi (dostluk sebebiyle ve başkalarına danışmadan tayin etmek), zulüm ve hıyanet şubelerinin bir araya gelmelerine sebep olur. Bunları iyi ailelerden, İslam’a eskiden girmiş olup tecrübeli ve hayalı kişilerden seç. Çünkü onlar, ahlakça en yüce, namusları en doğru, tamahları en az, işlerin sonuçlarını gözetmede en gayretli kişilerdir.”1

Başka bir yerde ise şöyle buyurmaktadır: “İnsanlar arasında hükmedecek kişileri; halkın en üstünlerinden, işlerden bunalmayacak, hasımlarına yenilmeyecek, hatada ısrar etmeyecek, hakkı tanıyınca uymada gecikmeyecek, nefsi tamaha yönelmeyecek, araştırmaksızın az bir anlayışla yetinmeyecek, şüpheli işleri herkesten iyi tanıyacak ve herkesten çok delile sarılan kişilerden seç.”1

Muhammed b. Ebibekir Müminlerin Emiri Hz. Ali’nin (a.s) layık ve vefalı dostlarından biriydi. Mısır valisi idi. Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) ondan razıydı. Ama Mısır’ın stratejik ve özel konumu sebebiyle o bölge için Malik Eşter’i daha uygun gördü. Bu yüzden Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) Muhammed’i azlederek yerine Malik’i geçirdi. Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) Muhammed’i bu işten incindiğini duyunca ona hitaben şu mektubu yazdı.”Senin yerine Eşter’i vali olarak tayin etmeme canının sıkıldığını bana haber verdiler. Bunu işe ciddi olarak sarılmadığın, az çaba gösterdiğin için yapmadım. Seni hükmettiğin yerden aldım, ama daha kolay idare edebileceğin ve fazla seveceğin bir yere tayin edeceğim.”2

Bu meseleden de istifade edildiği üzere Müminlerin Emiri Hz. Ali (a.s) zaman ve mekanın gerekleri ışığında siyasi liyakat, kifayet, tedbir, tecrübe ve şahısların uzmanlığının da gerekli olduğuna inanmaktaydı. Bu yüzden hiçbir şey onu bu önemli ilkeyi hayata geçirmekten alıkoyamıyordu.


Yüklə 1,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin