Başkent üNİversitesi hukuk faküLtesi


Yakalanan kişinin ilk olarak üst araması yapılır



Yüklə 0,8 Mb.
səhifə9/9
tarix08.01.2019
ölçüsü0,8 Mb.
#93370
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Yakalanan kişinin ilk olarak üst araması yapılır ve kendisine veya başkalarına zarar verebilecek silah gibi unsurlardan arındırılması sağlanır.

Yakalama sırasında suçun iz, emare, eser ve delillerinin yok edilmesini veya bozulmasını önleyecek tedbirler alınır.

Yakalama sırasında kişiye, suç ayrımı gözetilmeksizin yakalanma nedeni, susma ve müdafiden yararlanma ve yakalandığını yakınlarına haber verme hakları bildirilir. Yakalama sırasında kişinin yakalandığının yakınlarına derhal duyurulması, soruşturmanın kapsam ve konusunun açığa çıkması bakımından kesin bir sakınca doğmamasına bağlıdır.

Yakalama işlemi bir tutanakla tespit edilir, bu tutanağın bir sureti yakalanan kişiye verilir. Bu kişiye ayrıca haklarının yazılı olarak bildirildiğini ve kendisi tarafından da bu hususun anlaşıldığını belirten Yönetmeliğe ekli “Şüpheli ve Sanık Hakları Formu” (Ek-A) tanzim edilerek imzalı bir örneği verilir.

Yakalanan kişi en kısa zamanda gözaltı birimine götürülür”.



66 CMK 90/2 : “Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde ; Cumhuriyet savcısına veya amirlerine derhal başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptir”.

67 YGAİA Yön 4 : “Yakalama : Kamu güvenliğine, kamu düzenine veya kişinin vücut ve hayatına yönelik var olan bir tehlikenin giderilmesi için denetim altına alınması gereken veya suç işlediği yönünde hakkında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan kişinin gözaltına alma veya muhafaza altına alma işlemlerinden önce hakim kararı olmaksızın özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanarak denetim altına alınmasını .. ifade eder”.

68 YAKALAMA VE ZAPTETME TUTANAĞI:

… Cumhuriyet Başsavcılığının ….. tarih Hz : 2006/… sayılı yazıları ekinde Müşteki Ali Malcı isimli şahsın şikayet dilekçesinde belirtilen … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/.. D. İşler sayılı dosyası ile bilirkişi olarak görevlendirilen 3 kişilik bilirkişi heyetinden Cevdet Bilgili’nin yanında bir aracısı ile birlikte Müşteki Ali Malcı’dan yapmakta olduğu görevle ilgili rüşvet istediği belirtilmiştir. Rüşvet isteyen Cevdet Bilgili ve rüşvet alımında aracılık yapan şahsın suçüstü yapılarak haklarında düzenlenecek soruşturma evrakı ile birlikte soruşturmayı yürütmekte olan C. Savcısı …’ın vermiş olduğu talimatlar doğrultusunda ;

02.04.2006 günü saat : 13.00 sıralarında Bilirkişi heyetinde görevli Cevdet Bilgili’nin ve Çelik Ölçüm adlı kişinin, .. adreste bulunan büroya gelerek 15.000 YTL olarak istenilen rüşvetin bir kısmı olan 3.000 YTL.‘yi alacakları öğrenilmiş ve C.Savcısı ..’a konu izah edilmiş C. Savcısı …’ın vermiş olduğu talimat doğrultusunda şahısların rüşvet olarak alacakları 3.000 YTL parayı aldıktan sonra suçüstü yapılması ve haklarında düzenlenecek soruşturma evrakı ile birlikte mevcutlu olarak C.Başsavcılığına getirilmeleri belirtilmiştir.

Rüşvet almak üzere 02.04.2006 günü saat: 13.00 sıralarında .. adrese gelecek olan Cevdet Bilgili ve rüşvet almaya aracılık yapan Çelik’in gelmesinden yaklaşık yirmi dakika önce biz görevlilerce Büronun Sekreter odasında tertibat alınmış, Rüşvet almaya gelecek olan Cevdet ve Çelik işyerine gelerek, Ali’nin çalışma odasına geçtikleri ve burada bulunan Ali ile yanındaki sekreterinin bulunduğu ortamda seri numaraları tarafımızdan tespit edilen ve tutanak ekinde seri numaraları tespitli olan toplam 3.000 YTL parayı alarak bürodan çıktıklarının Ali tarafından bildirilmesi üzerine, biz görevliler, rüşvet alarak .. adreste bulunan işyerinden çıkarak gitmek üzere olan iki kişiye Polis olduğumuz kimlik ibraz edilerek belirtildikten sonra şahıslardan kimlik belgesi istenilmiş ve alınan kimlik belgesinden (kimlik bilgileri var) .. olduğu anlaşılan Cevdet Bilgili ile ve (kimlik bilgileri var) .. olduğu anlaşılan Çelik Ölçüm olduğu görülmüş ve şahısların yapılan üst aramalarında Çelik’in elinde bulunan kahverengi evrak çantasının içinde arka bölümünde tarafımızdan seri numaraları alınarak tespit edilen 15 adet 100 YTL, 30 adet 50 YTL olmak üzere toplam 3.000 YTL para tarafımızdan alınarak yapılacak olan tahkikata esas olmak üzere geçici olarak tarafımızdan zapt edilmiş, rüşvet alan Çelik Ölçüm ve bilirkişi Cevdet Bilgili yakalanarak müdürlüğümüze intikal ettirilmişlerdir.

İş bu yakalama ve zaptetme tutanağı tarafımızdan tanzimle altı birlikte imza altına alınmıştır. 02.04.2006 saat 14.15

(Adı soyadı) Kom. (imza) (Adı soyadı) Pol. Me. (imza) (Adı soyadı) Pol. Me. (imza)”

Yakalanan C (imza) Yakalanan Zaptedilen Ç (imza)


69 CMK 97 : “Yakalama işlemi bir tutanağa bağlanır. Bu tutanağa yakalananın, hangi suç nedeniyle, hangi koşullarda, hangi yer ve zamanda yakalandığı, yakalamayı kimlerin yaptığı, hangi kolluk mensubunca tespit edildiği, haklarının tam olarak anlatıldığı açıkça yazılır”.

70 SAĞLIK RAPORU :

“T.C.


ADALET BAKANLIĞI

ADLİ TIP KURUMU

….. ADLİ TIP ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ

(Adli Tabiplik)

Rapor NO : .. 02.04.2006 15:55

CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA - ….

R A P O R

… Amirliğinin 02.04.2004 tarih ve 5056 sayılı yazısı ile gönderilen; şahısların muayenelerinde;

1) Cevdet Bilgili

Vücudunda haricen darp ve cebir izine rastlanmadığını bildirir kesin rapordur.

2) Çelik Ölçüm

Vücudunda haricen darp ve cebir izine rastlanmadığını bildirir kesin rapordur.

Dr. ……….

Adli tıp uzmanı



Eki :

Fatura : …..



Makbuz : …..”

71 YGAİA Yön 10 (Sağlık kontrolu) : “Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması hallerinde doktor kotrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenir. / Gözaltına alınan kişinin herhangi bir nedenle yerinin değiştirilmesi, gözaltı süresinin uzatılması, serbest bırakılması ve adli mercilere sevk edilmesi işlmlerinden önce de sağlık durumunun doktor raporu ile tespiti sağlanır. /../ Tıbbi muayene, kontrol ve tedavi, adli tıp kurumu veya resmi sağlık kuruluşları veya belediye tabiplerince ücretsiz yapılır. Doktor raporu dört nüsha halinde düzenlenir. Bu nüshalardan birisi gözaltı biriminde muhafaza edilir, ikincisi sanık gözaltı biriminden çıkışında kendisine verilir, üçüncüsü soruşturma dosyasına eklenir, dördüncüsü ise sağlık kuruluşunda saklanır. / Soruşturmanın selameti ile doktor veya şüpheli veya sanığın güvenliği bakımından sakınca bulunmayan hallerde, doktor ile muayene edilen şahsın yalnız kalması sağlanır”.

72 CMK 99 : “Gözaltına alınan kişilerin bulundurulacakları nezarethanelerin maddi koşulları, bu kişinin hangi görevlinin sorumluluğuna bırakılacağı, sağlık kontrolünün nasıl yapılacağı, gözaltı işlemlerine ilişkin kayıt ve defterlerin nasıl tutulacağı, gözaltına alınmanın başlangıcında ve bu tedbire son verildiğinde hani tutanakların tutulacağı ve gözaltına alınan kişiye hangi belgelerin verileceği ile kolluk tarafından gerçekleştirilen yakalama işlemlerinin yürütülmesinde uyulacak kurallar, yönetmelikte gösterilir”.

73 YGAİA Yön 5/2 : “Gecikmesinde sakınca bulunan ve Cumhuriyet savcısına veya derhal amirlerine müracaat imkanı olmayan hallerde, hakkında tutuklama müzekkeresi kesilmesi gereken kişileri veya suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan diğer hallerde suç işlendiğine veya suça teşebbüs edildiğine dair haklarında kuvvetli iz, eser, emare ve delil bulunan şüphelileri, .. yakalama gözlatına alma veya muhafaza altına almaya yetkilidir”.

74 YGAİA Yön 4 : “Gecikmesinde sakınca bulunan hal : Derhal işlem yapılmadığı takdirde suçun iz, eser, emare ve delillerinin kaybolması veya şüphelinin kaçması veya kimliğinin saptanamaması ihtimalinin ortaya çıkması halini.. ifade eder”.

75 CMK 95/1 : “Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir”

76 Bkz. 5271 sayılı CMK 95/1, Yakalama, Gözaltına Alma ve İfade Alma Yönetmeliği m. 6.

77 Ceza normu kavramı için bkz. HAFIZOĞULLARI, Zeki : Ceza Normu Normatif Bir Yapı Olarak Ceza Hukuku Düzeni, İkinci Baskı, Ankara 1996, s. 84-90 (HAFIZOĞULLARI, Ceza Normu).

78 Mahkeme kararlarının hüküm kısmı, birer “özel ceza normu” niteliğini taşırlar. Gerçekten, İster özel hukuk, ister ceza, ister idari, ister anayasa yargısı vs olsun, yargılama faaliyeti özü itibariyle, soyut hukuk kuralının somut olaya uygulanması ve somut olayın karara bağlanması, yani taraflar arasında uyulması zorunlu, sadece onlar bakımından hüküm ve sonuçlar doğuran bir tür özel hukuk normunun oluşturulmasıdır. Hüküm fıkrasının ceza normu olarak nitelendirilmesi ve kullanılması için bkz. ACAR, Bülent : Eylem Yokluğu nedeniyle Aklanma Kararının Hukuk Davasına Etkisi Ve Ceza Davasında Avukata Ödenen Ücretin Hukuk Davasına Konu Edilmesi Yönlerinden Çakan - Ülen Kararının Eleştirisi, ABD 1989/4, s. 723.

79 Normun etkinliği kavramı için bkz. HAFIZOĞULLARI, Ceza Normu, s. 39-40.

80 Bu yargısal etki, kararın tarafları başta olmak üzere, aileleri, çevreleri ile birlikte toplumun karar sonuçlarına göre uygun davranışta bulunmalarını sağlaması, buna olan etkisi ve katkısıdır.

81 Kuşkusuz, yargıç, aynı tip davalara baktıkça, bu davalarla ilgili önceki araştırmaları ve incelemelerinden edindiği bilgi ve deneyimlerden kazandığı birikim ve zenginlikle orantılı olarak uzmanlaşacaktır. Yargıç, bu uzmanlaşma derecesine göre, aynı tip davaların, a) ana olasılıklarına konu anlaşmazlıkları, giderek daha kaliteli kararlara, b) ara olasılıklara konu anlaşmazlıkların yargılama faaliyetini ise giderek daha kolay ve daha isabetli biçimde karara bağlayacaktır. Yargıç, bu çalışmalarıyla, zamanla, bu tip davalarda hukuk yaratma (içtihat) bilgi, deney ve becerisine kavuşacaktır. Bu suretle, yargının hız ve kalite kazanması sağlanacaktır.

82 Fizik dünyada (olgular düzeninde) olduğu gibi normlar düzeninden olan hukukta, Ceza hukukunda “buluşa” yer vardır. Örneğin, Rocco’nun faşist devletin, devletin ve toplumun düzenini yıkıcı propaganda ve düşünce açıklamalarına karşı koruması hakkına ilişkin görüşü, ifade özgürlüğünün ceza kanunlarıyla sınırlanması konusunda hukuki bir buluş niteliğini taşır. Çünkü, liberal anlayışın ürünü olan Zanardelli Kanununda ve o güne kadar hukukta ifade özgürlüğünün bu kapsamda sınırlanması ele alınmamıştır. Bu nedenle, Rocco’nun getirmiş olduğu sınırlama ölçütü bir hukuki buluştur (Bkz. ACAR, Bülent : Hukuk Düzenimizde Düşüncenin Açıklanmasının Cezalandırılması ve Cezalandırmanın Sınırı, ABD 1995/3, s. 18). Rocco’nun bu buluşu, İkinci Dünya Savaşından sonra, Manzini’nin katkılarıyla liberal / demokratik devletin düzeninin korunması biçiminde uygulanmıştır (Bkz. HAFIZOĞULLARI, Zeki : TCK’nun 142. Maddesinin Türk / İtalyan Hukuk Düzeninde Anlamı, Kapsamı ve Sınırları, ABD 1989/6 s. 1049).

83 Görüşüme göre, yargının kalitesinin ilk sorumluları, yani yargının kalitesinin hesabını topluma ilk vermesi gerekenler, avukatlar ve barolardır. Avukatların, davalardaki, her bir somut olayda yargılamaya yaptıkları hukuki katkının kalitesi, yargılamanın ve kararın kalitesine doğrudan etkilidir. Bu anlamıyla, avukatın, yargılamaya katkısının kalitesi, somut olaydaki yargı kalitesini belirleyici niteliktedir.

Avukat, yargı (sistem) adına, bireyle ilk ilişkiye geçen kişidir. Avukat, yargılama öncesi evrede, hukuki görüş ve/ya dava konusu anlaşmazlıkla ilgili yardım almak amacıyla başvuran kişiye, hukuki ilk işlemleri yapan, onu dinleyen, ona hukuki görüşleri aktaran, hak arama yollarını gösteren, dava malzemesinin ne olduğunu açıklayan, toplayan ve işleyen kişidir. Dolayısıyla, avukatın, bu evrede, hukuku temsil görevi, kişiliğinde hukuku bireye yansıtması, bu yolla, kişiye hukuku tanıtması, bir anlamda mesleki kalitesiyle kişinin hukuka güvenini sağlaması söz konusudur. Avukatın, dava malzemesini toplamasındaki, işlemesindeki ve yargılamaya aktarmasındaki işlem kalitesi ise, doğrudan doğruya yargılamanın ve kararın kalitesine, bu yolla, kararın (özel normun) ve yargının etkinliğinin artırılmasına etkilidir.



84 Yargıcın veya tarafların hukuka veya olaya uygun düşmeyen eylem ve işlemlerini denetlemek, kamu adına bunların doğrularını dile getirmek ve özellikle avukatının sanık aleyhine olabilecek olası mesleki hatalarını gidermek, bu görevin kapsamındadır.

85 Başvuru, yakalama işlemini ve bu işlem sırasında yapılan usule aykırı, örneğin polisin kötü muamelesi işlemleri de kapsar.

86 Yakalanan kişinin eşine ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımına başvuru hakkını tanıyan CMK 91/4 maddesi, 1136 sayılı Av. K. 35/IV kapsamında olan ve yalnız avukatların yapabileceği işlere istisna getiren bir hükümdür.

87 Yakalanan kişiye müdafi görevlendirilmesi zorunlu durumlar arasında (CMK 150/2,3), yakınlara haber verilememesinin gösterilmemesinin, başvuru hakkının etkin kullanılmasında bir eksilik olduğunu düşünmekteyiz

88 Hafızoğulları, Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığının ayrı veya birlikte “adli / yargısal” ve yargılama konularında düzenleyici işlem yapma, bu bağlamda Yönetmelik çıkarma yetkilerinin bulunmadığını, bu kapsamda çıkarılan “Adli Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği” (RG 24.05.2003-25117) ile “Yakalama, Gözaltına Alma Ve İfade Alma Yönetmeliği”nin (RG 01.10.1998-23480) “yetkisizlik” (AY 6/III) nedeniyle hukuken yok hükmünde olduğunu ileri sürmüştür. Yazara göre, “Ancak, Bakanlar Kurulu, bakanlıklar “kanunilik ilkesinin” egemen olduğu ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku alanında, kanunun cevaz verdiği hallerde “açık ceza normlarını” doldurma dışında, hiçbir adla düzenleyici işlem yapamaz. Hükümetin böyle bir şeye kalkışması, Yürütme erkinin, Anayasaya görev erkini sadece ulustan alan “Yargı erkine” müdahalesi olur. İlkenin zedelendiği bir hukuk düzeninde, Artık, Anayasanın mutlak surette emrettiği (Ay. M. 2,6,8,9,11,103,138 vs) “demokratik devletten”, “hukuk devletinden “ ve “hukukun üstünlüğünden” söz edilemez. / Bu halde “polis devleti” veya “jandarma devleti” vardır”..” (HAFIZOĞULLARI, Zeki : 24 Mayıs 2003 Tarih Ve 25117 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanarak Yürürlüğe Konan “Adli Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği” Adli Zabıt Ve Aramalar Yönünden Yok Hükmündedir, ABD 2004/3 s. 14, 14 dn2).

Hafızoğulları’nın bu görüşüne katılmaktayız. Bu nedenle, hukuken yok hükmünde olan bu tür Yönetmeliklere, sonradan çıkarılan 5271/CMK hükümleriyle, örneğin CMK 99 ile hukuki geçerlik tanınamaz.



89 Hafızoğulları, savcı veya yargıcın, zabıt ve aramada, muhatapları olmayan idarenin düzenleyici işlemi olan Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğini değil, uygulamakla görevli oldukları CMUK’u uygulayacağını, aksi davranışın, suç oluşturabileceğini belirtmektedir. Yazara göre, “görevini yaparken söz konusu Yönetmeliğin CMUK’un zabıt ve aramaya ilişkin bir hükmünü sağlamayan veya kanuna aykırı bir yönetmelik hükmü uygulayan kolluk amiri veya memuru, fiili bir suça vücut verdiği takdirde, (ör. TCK m. 240) “kanun emrini yerine getirme” anlamında bir hukuka uygunluk nedeninden yararlanamaz” HAFIZOĞULLARI, “Adli Ve Önleme Aramaları Yönetmeliği” s. 23.

Yüklə 0,8 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin