BiSMİllahirrahmanirrahiM قَالَ رَسُول الله



Yüklə 0,84 Mb.
səhifə29/38
tarix29.08.2018
ölçüsü0,84 Mb.
#75836
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   38

Hadis üzerine


İslamî ilimlerde hadisin çok önemli bir yeri vardır. İslâm fıkhının önemli bir kısmı hadise dayanır. Hadis gayet objektif ve kapsamlı bir şekilde, Kur'an-ı Kerim’de yer alan şeri hükümlerin ayrıntılarını sunar. Bir çok vacip, haram, müstehap, mekruh ve mübah türlerini zikreder. Bunların cüzlerini, şartlarını, manilerini ve bu bağlamda dikkate alınan diğer niteliklerini anlatır. Kur'an'ın genel ve mutlak nitelikli hükümlerini ele alır, onları özelleştirir ve kayıtlandırır. Bunun yanında davranış kurallarını ve ahlak kaidelerini koyar. İnsanın mutluluğu ve kişiliğinin oluşması için yeterli örnekler sunar.

İmam Zeynülabidin (a.s), tabiin devrinde, en büyük ve en önemli ravilerden biriydi. Bunun yanı sıra, İmamiye şiasının inancına göre, ilahi hüküm ve bilgileri açıklayan kaynaklardan biriydi. Çünkü İmamiye şiasına göre İmamların (a.s) hadisleri, Resulullah'ın (s.a.a) hadislerinin kendisidir. Nitekim Emirü'l-müminin Ali b. Ebu Talib (a.s) şöyle buyurmuştur: "Resulullah (s.a.a) bin ilim kapısını öğretti. Her bir kapıdan da benim için bin kapı açtı."2 Tarih, Ali'den (a.s) rivayet edilen ilim ve marifet bağlamında bu gerçeği pekiştirmektedir. Sahabeler Ali'nin (a.s) ilmi üstünlüğünü ve merciliğini ikrar etmişlerdir. İmam Zeynülabidin (a.s) de onun evlatlarından biridir. Bunda şaşılacak bir şey yok; çünkü Allah, onları hidayet kapıları ve kurtuluş gemileri kılmıştır. Nitekim sahih bir hadiste peygamber efendimiz (s.a.a) şöyle buyurmuştur: "Sizin içinizde Ehl-i Beyt'imin durumu, Nuh'un gemisinin durumu gibidir. O gemiye binen kurtulur, ona binmeyen de boğulur."3

İmam Zeynülabidin'den (a.s) bize ulaşan metinlerin bazısının Resulullah'tan (s.a.a) veya dedesi Emirü'l-Müminin'den (a.s) olduğu açıktır. Bunun yanında babası Hüseyin'den (a.s) de rivayet etmiştir.

Hadis ilminin İmamları, Tabiin çağının ilim önderlerinden biri olması hasebiyle İmam Zeynülabidin'in (a.s) hadislerine büyük önem vermişlerdir. Eğer İmam'ın (a.s) ilim ekolü ve bereketli kültür edindirme çabaları olmasaydı, ciddiyetsizliğin, cıvıklığın şaha kalktığı, şehvetin gemi azıya aldığı, İslâm ümmetinin yeniden cahillerin cahiliyesine dönmesinin planlandığı bir çağda dinin şiarları kaybolup gidecekti.


Akidenin Temel Prensipleri ve Kelam İlminin Konuları ile İlgili Değerlendirmeleri


İmam (a.s), döneminin, akideye dair zor, girift, içinden çıkılmaz sorularına cevap verebilen tek şahsiyetiydi. Özellikle İslâm ümmetinin, dışarıdan gelen ithal düşünce akımlarının istilasına uğradığı, bu yıkıcı düşünce akımlarının İslâm'ın berrak inanç sistemini temelinden sarstığı bu dönemde, kaza, kader, cebr ve ihtiyar gibi meselelere getirdiği yorumlar ufuk açıcı nitelikteydi. Ki bu meseleler Hz. İmam Emirü'l-müminin (a.s) döneminde uç vermeye başlamış, git gide gelişerek yayılmış ve sonunda bir düşünsel olgu olarak dikkat edilmesi, çözüm üretilmesi gereken boyutlara ulaşmıştı.

İmam Ali b. Hüseyin (a.s) ilim alanında parmakla gösterilen bir şahsiyet, herkesin ölçü aldığı bir meşale niteliğinde belirginleşmişti. Bütün Müslümanlar ona güveniyordu. Hatta ez-Zühri onun hakkında şöyle demişti: Ali b. Hüseyin'den daha faziletli, ondan daha fakih bir haşimi görmedim.

Bu gerçeği Ümeyye oğulları halifelerinden oluşan döneminin yöneticileri de itiraf etmişlerdi -Ümeyye oğullarının, hilafet ve saltanat meselesinde kendilerine rakip gördükleri kimselerin üstünlüklerini kolay kolay itiraf etmediklerini unutmayalım-. Abdulmelik b. Mervan, İmam Zeynülabidin'e (a.s) şöyle demişti: "Sana öyle bir ilim, din ve takva verilmişki, senden önce, senin geçmişlerinden (atalarından) başkasına verilmemiştir. Ömer b. Abdülaziz onu, dinin çırası ve İslâm'ın güzelliği olarak nitelendirmişti."

İmam'dan (a.s) rivayet edilen ve kaza ve kaderle ilgili olan kıssalardan biri şöyledir: Bir adam ona: "Allah beni sana feda etsin, insanların başına gelenler, kaderden dolayı mıdır, yoksa amellerinden dolayı mıdır?" diye sordu.

İmam (a.s) şu cevabı verdi: "Kader ve amel arasındaki ilişki ruh ve beden arasındaki ilişki gibidir. Beden olmadan ruh hissedilmez. Ruhsuz beden de hareketsiz bir şekilden ibarettir. Bu ikisi bir araya geldiğinde güçlenir ve işlevsel olurlar. Amel ve kader de öyle. Şayet amel üzerine vaki bir kader olmasaydı, yaratan ile yaratılan birbirinden ayırt edilemezdi. Kader, hissedilmeyen bir şey olurdu. Eğer kaderle uyumlu amel de olmasaydı, amel gerçekleşemez, tamamlanamazdı. Fakat bu ikisinin bir araya gelmesiyle amel gerçekleşebilir. Bu bağlamda yüce Allah salih kullarına yardım eder."

Ardından şöyle dedi: "Haberin olsun! insanların en zalimi, kendi zulmünü adalet, doğru yol üzere olan kimsenin adaletini de zulüm olarak gören kimsedir. Bilesin ki, bir kulun dört gözü vardır. Bu gözlerin ikisiyle ahiretini, ikisiyle de dünyasını görür. Yüce Allah bir kula hayır dilediğinde, kalbinde olan iki gözünü açar. Bunlarla kusurunu, ayıbını görür. Ama bunun tersini dilediğinde kalbi bulunduğu halde bırakır." Sonra İmam (a.s) kaderle ilgili soruyu soran kişiye döndü ve şöyle dedi: "Bu, ondandır, bu, ondandır."1

Mümkün varlıkların niteliklerinden olan sınırlılıkla yüce Allah'ı vasfetmenin imkansızlığını açıklamak bağlamında şöyle buyurmuştur:

"Yüce Allah, sınırlılıkla vasf edilemez. Çünkü rabbimiz sıfattan yücedir. Sınırı olmayan, gözlerin göremediği, buna karşılık kendisi gözleri gören, latif ve har şeyden haberdar olan bir varlık sınırlılıkla vasf edilir mi?"2

İmam Zeynülabidin (a.s) İmamları nass ile bildiriyor ve Mehdi'yi müjdeliyor


1- İmam (a.s), Cabir b. Abdullah el-Ensari'den uzun bir hadis rivayet etmiştir. Bu hadisin bir bölümünde şöyle deniyor: Resulullah (s.a.a) torunu Hüseyin'i (a.s) göstererek Cabir'e şöyle dedi: "Bunun soyundan ahir zamanda bir adam çıkacak, zulümle dolan yeryüzünü adaletle dolduracak…"3

2- Mehdi (a.s) hakkında şöyle buyurmuştur: "Kaim'in kıyamı ile birlikte yüce Allah İslâm'ı bütün dinlerin üzerine çıkaracak, üstün kılacaktır."4

3- Şöyle buyurmuştur: "Kaim, kıyam ettiğinde, yüce Allah bütün müminlerin sakatlıklarını giderir, onları normal güçlerine kavuşturur."5

4- Bir keresinde şöyle buyurmuştur: "Al-i Muhammed'den (s.a.a) gelecek olan Kaim hakkında peygamberlerin yasaları geçerli olacaktır; Adem ve Nuh'tan uzun yaşamak, İbrahim'den gizlice doğmak ve insanlardan uzaklaşmak, Musa'dan korkmak ve gaybette olmak), İsa'dan insanların hakkında ihtilafa düşmeleri, Eyyüb'den beladan sonra esenliğe kavuşmak ve Hz. Muhammed'den (s.a.a) kılıçla huruç etmek, onun için de geçerli olacaktır."1

5- Mehdi'nin (a.s) doğumunun insanlardan gizleneceğine ilişkin de şöyle buyurmuştur: "Biz Ehl-i Beyt'ten gelecek Kaim'in doğumu insanlardan gizlenecektir. Öyle ki, bazıları henüz doğmadı, diyeceklerdir. Bunun nedeni, huruç ettiği, ortaya çıktığı zaman, kimsenin onun boynunda biatı olmamasıdır."2

6- Ebu Hamza es-Sumali, Ebu Halid el-Kabuli'den3 rivayet eder:

"Efendim Ali b. Hüseyin Zeynülabidin'in (a.s) yanına girdim ve dedim ki: Ey Resulullah'ın (s.a.a) oğlu! Allah'ın sevgilerini ve itaatlerini farz kıldığı ve Resulullah'tan (s.a.a) sonra insanlara önder edinmelerini vacip kıldıkları kimlerdir? bana bildir."

Bana dedi ki: "Ey Ebu Kenker! Yüce Allah'ın insanlara İmam olarak tayin ettiği ve itaat etmelerini farz kıldığı emir sahipleri Emirü'l-müminin Ali b. Ebu Talib'den (a.s) başlayarak bize kadar gelen İmamlardır." İmam bunu söyledikten sonra sustu.

Dedim ki: "Ey Efendim! Bize rivayet edildiğine göre Emirü'l-müminin (a.s) şöyle demiştir: "Yeryüzü hiçbir zaman, Allah'ın kullarına hüccet olarak görevlendirdiği İmam'dan hali olmaz." "Peki, senden sonraki hüccet ve İmam kimdir?"

Buyurdu ki: "Oğlum Muhammed'dir. Onun tevrattaki ismi "Bakır"dır. Geniş bir ilme sahip olacaktır. Benden sonraki hüccet ve İmam odur. Ondan sonra da oğlu Cafer'dir. Onun gök ehlinin yanındaki ismi es-Sadık'tır".

Dedim ki: "Ey efendim! Hepiniz sadık (doğru sözlü) olduğunuz halde, neden onun ismi Sadık olmuştur?"

Dedi ki: "Babam, babasından Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu bana anlattı: Oğlum Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib doğduğu zaman adını Sadık koyun. Çünkü onun adı Cafer olan beşinci oğlu(torunu), Allah'a karşı küstahlaşarak, Ona karşı yalan uydurarak İmamlık iddiasında bulunacaktır. O, Allah katında Cafer el-Kezzab'(yalancı)dir. Allah'a iftira atmış, layık olmadığı bir şeyi iddia etmiştir. Babasına muhalefet etmiş, kardeşini kıskanmıştır. Allah'ın velisinin gaybeti esnasında Allah'ın sırrını ifşa edecek de odur."

Sonra Ali b. Hüseyin hıçkırarak ağladı, ardından şöyle dedi:

"Sanki, yalancı Caferin, zamanının tağutlarını, Allah'ın velisinin, Allah'ın koruması altındaki gaybetteki zatın durumunu araştırmaya teşvik ettiğini, onun doğduğunu bilmeyen tağutları babasının evine girmeye ikna etmeye çalıştığını, şayet imkan bulursa onun öldürmek için çalıştığını, böylece babasının mirasına göz koyduğunu ve onu haksız yere elde etmek için çabaladığını görür gibiyim."

Ebu Halid der ki: İmam'a (a.s) dedim ki: "Ey Resulullah'ın (s.a.a) oğlu! Bu da olacak mı?"

Buyurdu ki: "Evet, rabbime andolsun ki, bu, bizim yanımızdaki sayfada yazılıdır. Bu sayfada, Resulullah'tan (s.a.a) sonra çekeceğimiz sıkıntılar, mihnetler yazılıdır."

Ebu Halid der ki: "Şöyle dedim: 'Ey Resulullah'ın (s.a.a) oğlu! Bundan sonra ne olacak?'

Buyurdu ki: "Sonra Allah'ın velilerinin, Resulullah'ın kendisinden sonraki vasi ve İmamların on ikincisinin gaybeti uzayacaktır. Ey Ebu Halid! Onun gaybeti döneminde yaşayıp da onun İmamlığına inanan ve onun zühurunu bekleyenler, bütün zamanların halkından daha üstündürler. Çünkü Allah, onlara öyle bir akıl, öyle bir anlayış ve öyle bir marifet vermiştir ki, gaybet onların nezdinde bizzat görmek gibi olmuştur. Onları, o zamanda, Resulullah'ın (s.a.a) önünde kılıçlarıyla cihad edenlerin derecesine yükseltmiştir. İşte gerçek muhlisler onlardır. Onlardır bizim doğru sözlü Şiilerimiz. Allah'ın dinine gizli açık davet edenler." İmam (a.s) devamla şöyle buyurdu: "Kurtuluşu beklemek, en büyük kurtuluştur."1


Yüklə 0,84 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   ...   38




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin