Diyanet iŞleri başkanliği trabzon-akçaabat- darica eğİTİm merkezi MÜDÜRLÜĞÜ kuran’da tahrif kavrami IV. DÖnem biTİrme tezi Mustafa er trabzon–2007


BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK TAHRİF



Yüklə 328,03 Kb.
səhifə2/7
tarix24.10.2017
ölçüsü328,03 Kb.
#12292
1   2   3   4   5   6   7

BİRİNCİ BÖLÜM

GENEL OLARAK TAHRİF

I- TAHRİFİN TANIMI

A- LÜGAVÎ TANIM

1- Genel Olarak H.R.F (ح.ر.ف ) Maddesi

a- H.R.F Maddesinin Kök Anlamı

H.R.F. maddesinin isim kökü olan “Harf” kelimesi “uç”, “kenar”, “sınır” anlamına gelir. Mesela, başın iki tarafını anlatmak için “Harfe’r-re’ s” ( حرف الراْس ) denir. Yine, geminin uç tarafları, bir dağın en yüksek ve en ince tarafı; yine, bir kılıcın en keskin uc tarafı “Harf” lafzıyla ifade edilir. Kısacası, bir şeyin harfi demek, o şeyin ucu, kenarı demektir.

İbn Abbas’ tan rivayet edilen bir hadiste: Ehl-i kitap, kadınlara yalnızca tek bir harften yaklaşırlar (الا على حرف) buyurulmuştur. Tek bir harften kasıt tek bir yönden demektir.1


b-H.R.F. Maddesinin Diğer Anlamları
ba- Kök Anlamına Yakın Anlamları

(1) Alfabe Harfi

Arapça’ da alfabeyi oluşturan işaretlerden her birine “Harf” denmiştir. H-R-F maddesinin kök anlamının “uç”, “sınır”, “kenar” olduğunu düşündüğümüzde bir kelimeyi oluşturan her bir işaretin de o kelimenin bir ucu, kenarı olması niçin harf değinildiğini anlamlı kılmaktadır. Ayrıca, (an), (ila) ve (min) gibi kelimeleri birbirine bağlayan bağlaç ve edatlara da harf denilmiştir.2

(2) İşin Ucundan Tutmak

Harf kelimesi, bir şeyin içi, kenarı şeklindeki kök anlamından hareketle bir işe dört elle sarılmayıp, kenarda durmak anlamında mecazi bir kullanıma da sahiptir. Bu kullanımın bir örneği Kurân-ı Kerim’de mevcuttur.

“İnsanlardan kimi de Allah’ a bir kenardan (على حرف ) ibâdet eder. Eğer kendisine bir hayır gelirse onunla huzura kavuşur (sevinir). Allah’ tan ayrı olarak kendisine ne zarar ne de yarar veremeyen şeylere yalvarır. İşte (doğru yoldan) uzaklara sapma budur. Zararı, faydasından daha yakın olana yalvarır. (O) ne kötü bir yardımcı ve ne kötü bir arkadaştır!” (Hac suresi, 22 / 11-13 )3

Ayette bir kenardan (harf), yani tek yanlı olarak, sadece bolluk ve nimet gördüğü sürece Allah’a bağlı olarak, işine geldiği zaman kulluğunu sürdüren ama çıkarı olmayınca kulluktan vazgeçen insanın tutumu kınanmaktadır.4

El-Ezherî bu ayetle ilgili olarak şöyle demiştir;

“Sanki hayır ve bereket bir uç; zarar, şer ve çirkinlik diğer bir uçtur. Yani bu ikisi birer harftir, uçtur. Kula yakışan hem bollukta hem de darlıkta yaratıcısına ibâdet etmesidir. Allah’ ın imtihan ettiği darlık hallerinde değil de yalnızca bollukta Allaha kulluk edenler bir kenardan kulluk etmiş olurlar. Durum ne olursa olsun Allah’ a kulluk eden kimse, ister darlık vererek imtihan etsin, isterse bollukla nimetlendirsin, dilediği gibi tasarrufta bulunan ve bunda da zalim veya haddi aşmış olmayıp adil ve lütüfkar olan, hayrın elinde olduğu, kulun ise kendisine karşı hilesinin olmadığı bir yaratıcının varlığına yürekten inanarak kulluk etmiş olur.5

Kişinin Allaha karşı kulluğunu her halükarda devam ettirmeyip, işine geldiği hal ve zamanlarda sürdürmesi bir nevi kulluğun tahrifidir.

(3) Sapmak

( حرف) ( انحرف), ( تحرف), (احرورف ( fiil kalıpları (an) harf-i ceriyle sapmak anlamında kullanılır. El-Ezherî şöyle demiştir:

“Kişi bir şeyden yüzünü çevirip başka bir şeye meylettiğinde (teharrefe), (inharefe), (ihravrafe) fiilleri kullanılır.”6


bb- H.R.F. Maddesinin Kök Anlamına Uzak Anlamları

(1) Okuyuş Şekli (Kırâat)

Kurân-ı Kerimdeki kelimelerin birbirinden farklı okunuş biçimlerinin her birine (harf) denmiştir. Mesela “bu, İbn Mes’ûdun harfinde ( فى قراءة ابن مسعود ) yani okuyuşunda mevcuttur.” denir.

Bir hadiste “ Kuran yedi harf üzere nazil olmuştur ( نزل القران على سبعة احرف ) Her biri şifa ve kâfidir”7 buyurulmuştur.

(2) Zayıf ve Cılız Deve

Harf kelimesi Arapça’da zayıf düşmüş cılız deveyi ifade etmek için kullanılır. Bu haldeki deve inceliğiyle ve cılızlığıyla tıpkı elif harfine benzemektedir. Yolculukların yorgun ve bitkin düşürdüğü soylu Arap devesinin gücünün son sınırına gelmesi ( الحرف من الابل ) (el-harfü minel-ibili) anlamında kullanılan mecazî bir ifadedir.8

(3) Kalem Açmak

Kalemin bir meyil verilerek kesilmesine “tahrifü’l-kalem (تحريف القلم )” denmiştir. Muharref kalem, bir ucu sivriltilerek, diğer ucundan farklı hale getirilmiş kaleme denir.9

(4) Değiştirmek (Tağyîr)

H.R.F. kökü tef’îl babında değiştirmek anlamına gelir. Nitekim Kuran-ı Kerim’de bu kullanım görülmektedir.

“Şimdi (Ey Müminler) siz, bunların size inanmalarını mı umuyorsunuz? Oysa bunlardan bir grup vardır ki, Allah’ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra, bile bile onu değiştirirlerdi ( يحرفونه ) (yuharrifûnehû).”10

“Yahudilerin öyleleri var ki, kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar (yuharrifûne’l- kelime an mevâdııhi) (يحرقون الكلم عن مواضعه ) dillerini eğip bükerek ve dini taşlayarak “işittik ve isyan ettik” , “dinle dinlemez olası” ve “râ’ina” diyorlar. Eğer onlar: “işittik ve itâ’at ettik” , “dinle ve bize bak!” deselerdi elbette kendileri için daha iyi olurdu. Fakat Allah, inkârlarından dolayı onlar lânetlenmiştir, pek az inanırlar”.11

Ayetlere göre Yahudiler Tevrat’taki bir takım ifadeleri lafzen benzerleriyle değiştirmekte, böylece onları gerçek manalarından saptırarak hoşlarına gidecek manaya çekiyorlardı.12

(5) Bir Halden Başka Bir Hale Getirmek

Ebu Hureyre’den rivayet edilen bir hadîs-i şerif’de “kalpleri halden hale sokana (muharrif) (محرف القلوب ) iman ettim”13 buyurulmaktadır. Hadis’te Cenab-ı Hakk’ın dilediği kalpler arasında sevgi peyda ederek birbirine yakınlaştırması, yine dilediği kalpleri birbirinden uzaklaştırması “muharrif’ul-kulub” ifadesiyle sunulmuştur.

(6) Yoksul

Muharref (محرف), malını kaybetmiş kişidir. Muhâref (محارف ), yöneldiği bir işten hayır görmemiş sonuç almamış kimse, mastarı “hıref”şeklinde gelir. Hurf, mahrumiyet demektir.

El-Ezherî şöyle der:

“Az nimet sahibi mahrum kişi için muhâref denir”

“Mallarında dilenci ve yoksul (mahrum) için hak vardır”. (Zâriyât,51/19) ayetinin tefsirinde mahrum lafzı muhâref kelimesiyle karşılanmıştır.

Fakir kişi, sanki rızkı kendisinden saptırılarak, başka bir tarafa gönderilmiş kişidir. Zaten bir şeyden inhiraf etmek o şeyden yüz çevirip, başka bir şeye veya yöne meyletmek anlamına gelir.14

(7) Meslek-Kazanç

H.R.F. kökünün anlamlarından birisi de geçimini sağlamak için para kazanmaktır. Arapça’da “hüve yahrifü bi ıyâlihi” (هو يحرف بعياله ) “Ailesinin geçimi için para kazanıyor” denilir.15


2- Özel olarak “Tahrif” kelimesi


Tahrif kelimesi lafız olarak 4 ayet-i kerîmede; Bakara 75, Nisâ 46, Mâide 13 ve 41. ayetlerde tef’il vezninde çoğul kullanımlarıyla birlikte kullanılmıştır. İsim olarak tahrif kelimesi Kuran-ı Kerim’de mevcut değildir.

B- ISTILAHİ TANIMI


Tahrif, iki manaya hamledilme ihtimali olan kelimeyi tek bir manaya gelecek şekilde söylemektir. Kelime ve harflerin yerlerinden tahrifi yani onların manasını bozacak şekilde değiştirilmesi anlamındadır. Bunun yakın bir kullanımı Kuran-ı Kerim’de Yahudilerin Tevrat’ın manasını benzerleriyle değiştirmesi şeklinde geçmektedir.16

“Şimdi ( ey müminler siz, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa bunlardan bir grup vardır ki, Allah’ın sözünü işitirlerdi de düşünüp akıl erdirdikten sonra bile bile onu değiştirirlerdi”. (yuharrifûnehû) ( يحرفونه)17

Tahrif, bir sözü anlamını değiştirecek şekilde bozma manasındadır. Sözcük anlamında bir sözün harflerinin yerini değiştirmeyi dile getirir. Tahrif edilmiş olana da muharref (bozulmuş) denir.18

Tahrif, bir kelimede harflerin yerini veya bir harfi değiştirme, bozma, bir ibarenin anlamını değiştirme, tahrif etmek, değiştirmek, bozmak, dini bir yazının veya sözün değiştirilmesi anlamına gelir.

Tahrif, “Hadislerde ve Kuran’da geçen herhangi bir kelimenin bile bile değiştirilmesi” anlamına gelir.

İslam dinine göre tahrif birkaç türlüdür:

a) Bir kelimenin bazı harflerini, bazılarını yanlış söyleyerek (telaffuz ederek) ona başka anlam vermek,

b) Bir hadis veya ayete yorum yoluyla yanlış anlam vermek,

c) Metinler arasında bile bile değişiklik yapmak, Kurân’da, Hadislerde olmayan bir kelimeyi onlara ekleyerek, varmış gibi göstermek.19

İslam Dini’de çeşitli açılardan bozulmaya çalışılmıştır. Bunların başında da İsrailiyât adı verilen Yahudi masalları gelir. Birçok tefsirciler bu masalları, İslam dinine sokmuşlar ve Müslümanları tanrısal ve tarihsel temelden yoksun bırakan bu masallara inandırmışlardır. Büyük bilgin geçinen kimi İslam yazarlarının yapıtlarında bile örneğin Hz. Davud’un bir kadına aşık olarak kocasını öldürsün diye savaşa gönderdiği gibi masallar anlatılmıştır. Hemen her peygamber üzerine yüzlerce öykü uydurulmuştur ki bunları ne Kuran’da ne de hadislerde bulabilirsiniz. Hz. Peygamber’in ağzından birçok hadisler uydurulmuş, birçok hadislerin anlamları kasten değiştirilmiştir.

Denilebilir ki sadece Kuran’a ayet uydurmaya cesaret edememişler, ama onu da yanlış yorumlarla bozmaya (tahrife) çalışmışlardır.20


Yüklə 328,03 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin