Ekolojik tarimda iÇ pazarin geliŞİMİ



Yüklə 3,61 Mb.
səhifə27/64
tarix01.08.2018
ölçüsü3,61 Mb.
#64962
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   64

GİRİŞ

Türkiye’de üretilen yaklaşık 35-40 bin ton muz meyvesi için 10-15 bin dekar alanın kullanıldığı bilinmektedir. Ayrıca son yıllarda kapalı alanda (cam ve plastik serada) da muz yetiştiriciliği yaygınlaşmaya başlamıştır. Gerek açık gerekse kapalı plantasyonlarda muzun özel yetiştirme tekniği nedeni ile oldukça önemli miktarlarda bitkisel artık her yıl bunların besin değeri önemsenmeksizin bahçelerden uzaklaştırılmaktadır.

Dünyada yapılan araştırma sonuçlarına göre 1 da’dan yaklaşık olarak 15-20 ton bitkisel artık ortaya çıkmaktadır. Tüm Türkiye’deki artık göz önüne alınırsa 150-250 bin ton’luk bitkisel artığın hemen hiç değerlendirilmeden yok olduğu düşünülebilir. Yine dünyada bu artıklardaki gerek biyomas gerekse mineral bitki besin maddesi miktarlarınında küçümsenmeyecek ölçülerde olduğu ve her yıl plantasyonlardan bu önemli besin maddelerinin eksikliği buna karşılık yeterince geriye döndürülemediği görülmektedir.

Konvansiyonel tarım için düşünülecek olursa bu biyomas olarak kullanılan miktarın toprağa geri döndürülmesi ile toprak için gerekli bitki besin maddesi gereksiniminin önemli bir kısmı karşılanabilecek ve üretici çok daha az ticari gübre kullanacaktır.

Duruma organik tarım yönünden bakıldığında plantasyonlardan uzaklaştırılan biyomas ve besin maddelerinin organik yapıda oldukları ve özellikle toprak yapısının düzenlenmesi yönünden çok büyük bir öneme sahip oldukları anlaşılmaktadır.

Her canlı sistemde olduğu gibi toprağın da beslenmeye ihtiyacı vardır. Toprak canlılarının besini olan organik maddenin toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerine olan olumlu etkisi bilinmektedir. Toprağın doğal verimlikliğinin korunabilmesi, organik madde içeriğinin belirli bir düzeyde tutulması ile mümkündür. Bunun için ise en az azalan miktar kadar organik maddenin toprağa ilave edilmesi gereklidir.

Toprağa organik madde olarak çeşitli bitki ve hayvan artıklarından en çok kullanılan organik gübre çiftlik gübresidir. Tarımsal üretimde ihtiyaç duyulan çiftlik gübresinin yeterli miktarda bulunamaması nedeniyle tarımsal üretim artıklarının toprağa ilavesi önem kazanmaktadır. Artıkların değerlendirilmesi ve çevre kirliliği açısından organik maddelerin toprağa ilavesi önemlidir (Kara ve Penezoğlu 2000).
BİTKİSEL ARTIKLARIN EKOLOJİK TARIMDA KULLANIM OLANAKLARI
Dünyada tarım yapılabilecek arazinin sınırına gelinmektedir. Artan nüfusun beslenmesi için daha fazla gıda üretimine ihtiyaç duyulunca, birim alandan daha fazla ürün elde etmek zorunda kalınmış ve bunun sonucu olarak; kimyasal girdi kullanımı oldukça artmıştır. Tarım alanlarındaki bu yoğun girdi kullanımı sonucu verim ve üretim artmış, fakat sürdürülebilir toprak verimliliği ve doğal dengeleri tehlikeye sokmuştur (Tortopoğlu, 2000).

Kimyasal maddelerle iyice yorulan toprağın verimi her geçen yıl biraz daha düşmektedir. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, ekilebilir arazi ve otlakların 2025 yılında en az %25 oranında azalacağını göstermektedir. Bu gidişe “dur” diyecek çözümlerden biri de konvansiyonel tarıma alternatif olan “ekolojik tarım”dır. Bu tarz tarımda gübre olarak doğal maddeler dışında bir şey kullanılmamaktadır. Bu doğal maddeler hem toprağın ömrünü uzatıp hem de ürünün lezzetini korumaktadır.

Sentetik kimyasal girdilerin kullanımındaki artış ve çevre kirliliği; doğal dengenin bozulması ve besin zincirleriyle tüm canlılara ulaşan hayati tehlike yaratmaya başlamıştır.

Antalya İli’nde kimyasal gübre tüketimi Türkiye ortalamasının üzerinde gerçekleşmektedir. İldeki tarım arazilerinin Türkiye tarım arazilerine oranı yaklaşık %1.8 civarında iken, gübre tüketiminin Türkiye gübre tüketimine oranı %2.5 düzeyinde olmaktadır. Bu oranlar ilin gübre tüketiminin Türkiye ortalamasından yaklaşık %39 düzeyinde daha yüksek olduğunu göstermektedir. Gübre tüketimi bazı ilçeler düzeyinde incelendiğinde ise, Türkiye ortalamasına göre olan farklılık çok daha yüksek olarak gerçekleşebilmektedir. Özellikle seracılığın yoğun olduğu Kumluca ve Finike ilçelerinde karşılaşılan durum çok dikkat çekicidir. Bölgede bu aşırı ve bilinçsiz gübre kullanımı toprak ve su kirliliği sorunlarını gündeme getirmektedir (Kaplan ve ark., 1999).

Kumluca yöresinde özellikle seralarda yüksek düzeyli kimyasal gübreleme yapılırken bir yandan da, sera bitki artıkları çevreye gelişi güzel atılarak ve yakılarak yok edilmektedir. Bu yolla sadece Kumluca yöresi domates bitki atıklarıyla yaklaşık 680 ton kimyasal gübredekine eşdeğer N, P2O5, K2O heba edilmektedir (Yılmaz ve ark. 2000).

Bitki artıkları yetiştiriciliğin yoğun olduğu yörelerde önemli bir çevre sorunudur. Bitkilerin söküldüğü aylarda oluşan yüzlerce ton bitki artığının yakılarak imha edildiğini görüyoruz. Bu uygulamalar ise, besin kaybının yanısıra yörelerde önemli bir hava kirliliği sorunu yaratmaktadır. Rüzgarlarla etrafa yayılan küller çevredeki insan yaşamı ve tarım alanları için bir çok değişik soruna neden olmaktadır.

Bu yanlış uygulamaların bir an önce önlenerek bitki kalıntılarının toprağa organik madde olarak kazandırılması gerekmektedir. Bitki kalıntıları kompostlaştırılarak kullanılabileceği gibi toprak yüzeyine malç olarak veya toprak derinliklerine gömülerek tekrar kullanılabilir. Bunların yakılması çok yanlış ve boşa giden organik madde demektir.

Duruma organik tarım yönünden bakıldığında; organik tarımda toprağın yapısını iyileştirmek için ekim nöbetine önem verilmekte gübre olarak ahır gübresinin yanında ürün ve bitki artıkları kullanılmaktadır, bu nedenle; plantasyonlardan uzaklaştırılan biyomas ve besin maddelerinin organik yapıda oldukları ve toprağın organik madde içeriğini zenginleştirerek fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyiştirdiği ve bu nedenle çok büyük bir öneme sahip oldukları anlaşılmaktadır (Tortopoğlu 2000).



Tarımsal işletmeler veya işletme dışından gelen bitkisel ve hayvansal kaynaklı tüm organik artıklar kompost yapımında kullanılabilir. Bunlara örnek olarak; mısır koçanı, tütün sapı, patates yaprağı vb. verilebilir (Çizelge 1).
Çizelge 1. Kompost Yapımında Kullanılan Bazı Materyaller ve Bileşimleri (Çolakoğlu ve Okur 1999)
Materyalin Cinsi
Su
Organik Madde
N
P2O5
K2O
C/N
(%)
Karışık yabani otlar
88
9.8
0.40
0.14
0.29
14 /1
Tütün sapları
18
75.0
1.63
0.92
3.82
27 /1
Tahıl sapları
14
81.0
0.40
0.20
0.90
117 /1
Mısır sapı
15
80.0
0.80
0.30
1.64
58 /1
Mısır koçanı
15
85.0
0.24
0.02
0.25
205 /1
Patates yaprağı
76
21.5
0.40
0.16
0.83
31 /1
Keten sapı
12
74.9
1.63
0.92
3.82
27 /1
Bakla sapı
16
79.5
1.25
0.30
1.94
37 /1
Isırgan otu
83
14.7
0.56
0.18
0.74
15 /1

Çizelge 1’deki kompost yapımında kullanılan bitkisel artıkların bileşiminde ortalama %15.8 su, %75 organik madde, %0.35 N, %0.20 P2O5 ve %0.25 K2O bulunmaktadır. Bu içerik kompost yapımında kullanılan artıkların cinsi ile yakından ilişkilidir. Kompostun bileşiminden görüleceği gibi esası organik madde oluşturmaktadır.

Muz Bitki Artıklarının Ekolojik Tarımda Kullanım Olanakları
Muz yetiştiriçiliğinin yoğun olarak yapıldığı Alanya, Anamur, Gazipaşa, Bozyazı’da her yıl tonlarca muz materyali değerlendirilmeden atılmaktadır. Oysa muz yetiştiriciliğinin yoğun olduğu tropik bölgelerde organik gübre olarak çiftlik gübresi hiç kullanılmamakta, bunun yerine doğrudan muz gövde ve yaprakları kullanılmaktadır. Türkiyede ise muz yetiştiriçiliğinde organik gübre olarak oldukça pahalı olan çiftlik gübresi kullanılmaktadır.

Muz bitkisinde gövde ve yapraklar bitki besin maddesi yönünden oldukça zengindir. Bu konu ile ilgili olarak (Godefroy 1982) derimden sonra bitki gövde ve yapraklarının parçalanarak, organik gübre olarak toprağa verilebileceğini ve bitkilerin daha ileri dönemlerde bu besin maddelerinden yararlanabileceğini bildirmiştir. Lahav ve Turner (1983), vegetatif gelişme döneminde, muz bitkisinin değişik organlarında bitki besin maddesi anaizlerinde; fosforun (P) en genç yapraklarda, azot (N) ve kükürtün (S) genç yapraklarda, manganın (Mn) yaşlı yapraklarda, potasyum (K), kalsiyum (Ca), Klor (Cl) ve aliminyumun (Al) yalancı gövdede, magnezyum (Mg), çinko (Zn) ve bor (B)’un gerçek gövde ile yalancı gövdenin birleştiği yerde, sodyum (Na), bakır (Cu) ve demir (Fe)’in ise köklerde yoğunlaştığını saptamışlardır. Derimden sonra ise, bu bitki besin maddelerinin yoğunlaştığı bitki organları farklılık göstermiştir. Nitekim, Ca ve Mg özellikle genç yapraklarda, Mn yaşlı yapraklarda, N ve P meyvelerde, K, S, B, Cl ve Zn sakım sapında, Cu, Fe, Al, yalancı gövdede, Na ise köklerde yoğunluk kazanmıştır.

Her yıl hektara 1 ton kuru madde verilmesiyle, elde edilen üründe 1 ton dolayında bir artış meydana geldiği saptanmıştır (Lahav ve Turner 1983). Bir muz plantasyonunda, 1ha’lık alandan her yıl 150-200 ton taze materyal elde edilmektedir (Turner 1979).

Dekardan 4-6 ton muz (hevenk olarak) hasad edilen bir muz bahçesinden meyve ile yalnızca 8-12 kg N, 24-36 kg K2O, 2-3 kg P2O5, 1-1.5 kg CaO ve MgO topraktan alınmaktadır. Meyve alınan muz bitkileri ise kesilerek ertesi yıl yeni sürgünlerin ürün vermesi beklenir. Kesilip muz bahçesinden (plantasyon) atılan verim vermiş bitki artıkları 15-25 ton/dekar yaş ağırlıktadır ki bu dekara yaklaşık 1.5-2.5 ton kuru ağırlık demektir. İşte bu bitki artıklarıyla plantasyondan her yıl atılan miktarlar 6kg N, 100kg K2O, 25 kg P2O5, 12.5 kg CaO ve 3.0 kg MgO kadardır (Martın-Prevel 1962; Godefroy 1975; Godefroy 1982).

Bu artıkların plantasyonlarda parçalanmasına etki eden en önemli faktörler, toprak sıcaklığı ve plantasyonun sulanma durumudur. Suptropik ve kurak iklim koşullarında yetiştiriciliğin yapıldığı yörelerde bitki besin maddesi parçalanması çok zor olmakta ve bu ilave edilen artıklar birkaç yıl toprak yüzeyinde örtülü olarak kalmaktadır. Bitki atıklarından serbest hale geçen bitki besin maddeleri, muz kökleri tarafından alınmaya fırsat olmadan toprak tarafından absorbe edilmektedir. Bu durum da toprak yapısının iyileştirilmesi ve verimliligi açısından önemlidir.
Muz bitki artıklarının kompost olarak değerlendirilmesi

Türkiye’de muz yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı Batı Akdeniz’de yağışlar geç sonbahar, kış ve ilkbaharda olmaktadır. Özellikle Anamur ve Bozyazı gibi yerlerde muz yetiştiriciliği serada yapılmaktadır. Lahav ve Turner (1983)’e göre böyle yerlerde toprak yüzüne atılan bitki materyalinin parçalanması güçtür. Bu nedenle bu artıkların kompost yapılarak değerlendirilmesi önerilmektedir.



Kompost, kısmen ayrıştırılmış ve fermantasyona uğratılmış organik artıklardan meydana gelir. Yetiştiricilerin, işlenmiş ve işlenmemiş toprağı organik madde içeriği yönünden zenginleştirmek için başvurdukları yollardan birisi de kompost kullanımıdır. Toprağa organik besin maddesi verilmesi, toprağın mineral besin maddesi içeriğini arttırmakta ve toprağın havalanması için iyi bir etkiye sahip olmaktadır.

Paydaş ve Gübbük (1992), yaptıkları bir çalışmada 3 çilek çeşit adayını muz ve çilek artıklarından (gövde ve yapraklar) elde edilen kompost ile, tanık olarak 1:1:1: oranında hazırlanan kırmızı toprak, volkanif tüf ve çiftlik gübresi karışımında yetiştirmişlerdir. Muz ve çilek kompostları 1:1 oranında volkanik tüfle karıştırılarak kullanılmıştır. Çilek çeşit adaylarının aylara göre suda çözülebilir toplam kuru madde (SÇKM) içeriklerindeki değişimler Çizelge 3’de verilmiştir.
Çizelge 3. Bazı Çilek Çeşit Adaylarının SÇKM İçerikleri Üzerine Değişik Kompost Ortamlarının Etkisi (Paydaş ve Gübbük 1992)

Çeşit Adayları

Yetiştirme Ortamları

SÇKM (%)

Çeşit Adayları Ortalaması

MART
NİSAN

499/1

Çilek Kompostu

8.00

8.20

8.48

Muz Kompostu

8.47

8.47

Tanık

8.73

9.00

496/2

Çilek Kompostu

8.20

9.87

9.12

Muz Kompostu

7.87

9.30

Tanık

8.20

11.27

488/3

Çilek Kompostu

7.10

9.47

8.88

Muz Kompostu

7.83

10.93

Tanık

7.50

10.40

D %1 (Çeşit adayı x Yet. Ort.)

D %1 (Çeşit adayı): Ö.D.



Ö.D.

Ö.D.



Genel olarak çilek ve muz kompostlarında yetiştirilen çilek çeşit adaylarının ŞÇKM içerikleri tanık uygulamasından pek farklı bulunmamıştır. Sadece sıcaklık toplamı ve güneşlenmenin artması gibi nedenlerle Nisan ayı SÇKM değerleri Mart ayından daha yüksek bulunmuştur. Kalite kriterlerinden biri olan SÇKM içeriği üzerine değişik kompost ortamlarında herhangi bir olumsuz etki saptanmamıştır.

Dünyada meyve ve sebze yetiştiriciliği yapılan ülkelerde organik gübre olarak, genellikle bitki besin maddesi artıklarından elde edilen kompost ve torf kullanılmaktadır. Organik gübre olarak bu materyallerin kullanılmasının en önemli nedenlerinin başında çiftlik gübresinin pahalı bir materyal olması ve bulunmasında karşılaşılan güçlükler gelmektedir.

Türkiye'de meyve ve sebze yetiştiriciliğinde organik gübre olarak, genellikle çiftlik gübresi kullanılmaktadır. Çiftlik gübresinin çok pahalı bir materyal olması, üretim maliyetini yükseltmektedir. Fakat, C/N oranları yüksek olan materyallerden kompost yapımıyla, üretim maliyeti bir ölçüde azalacak ve bu materyaller de değerlendirilmiş olacaktır.

Kompost kullanımı doğal organik materyallerin geriye kazanımı yanında toprak üzerine veya çevreye bırakılan bitkisel artıkların da çevre kirlenmesine yol açmasına engel oluşturmaktadır. Böylece bu artıkların hem çevre hem de çiftçi için bir sorun değil, gelir getiren bir unsur haline dönüşmesi sağlanacaktır. Toprak ıslahında çok gerekli olan kompost diğer organik materyallerin tüketilmemesinde de alternatif olacaktır. Toprak yüzeyine malç şeklinde serilen kompost buharlaşmayı engelleyecek topraktan su kaybını önleyecektir. Düşük volüm ağırlığı ile kompost toprakların havalanma ve su hareketlerini olumlu yönde geliştirecektir.



Yüklə 3,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   23   24   25   26   27   28   29   30   ...   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin