Evl‹YÂ Çeleb‹ seyahatnâmes‹


Eflkâl i zemîn i flehr i Mitroviçse



Yüklə 6,32 Mb.
səhifə22/72
tarix27.07.2018
ölçüsü6,32 Mb.
#60056
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   72

Eflkâl i zemîn i flehr i Mitroviçse i Sirem: Bir Mitroviçse dahi Rûmeli eyâleti ile Bosna eyâleti hu­dûdunda Kosova nihâyetinde kal‘as› harâb kasabas› ma‘mûr bir Mitroviçse'dir, ammâ bu Sirem Mitro­viç­sesi gâyet ma‘mûr u müzeyyen flehr-misâl kasa­ba i zîbâd›r. Nehr i azîm Sava kenâr›nda bir düz çemenzâr yerde vâk›‘ olmufl rabtad›r.

Cümle on iki aded mahalledir. Evvelâ Beğ ma­hallesi ve Aflağ› mahalle ve Yukaru mahalle ve Çâr­sû mahallesi ve Bâyezîd Beğ mahallesi ve Memi Beğ ma­hallesi ve Bayram Beğ mahallesi ve Ağa mahal­lesi ve Hünkâ[r] câmi‘i mahallesi ve Murâd Pafla mahallesi, ma‘lûmumuz olan mahallâtlar bun­lard›r.

Ve cümle on iki aded mihrâbd›r. Evvelâ Küçük Çârsûda Gâzî Bâyezîd Beğ câmi‘i ve Aflağ› Çârsûda Memi Pafla câmi‘i ve Büyük Çârsû meydân›nda Bayram Beğ câmi‘i ve Ağa câmi‘i ve Hünkâr İske­le­si câmi‘i ve Yukaru mahallede Murâd Pafla câ­mi‘i. Bunlar cümle cemâ‘at i kesîreye mâlik kârgîr binâ serâpâ kiremit örtülü ma‘bedgâh ce­vâ­mi‘lerdir.

Ve cümle alt› aded mahalle mesâcidleridir. Ve cümle bin befl yüz aded serâpâ tahta flindire örtülü ve tahta havl›l› çoğu tahtânî ve az› fevkânî evlerdir, ammâ kârgîr binâl› ve kiremitli büyût › ra‘nâlar nâdirlerdir, lâkin bâğ u bâğçeli hâne i vâsi‘lerdir. Ammâ ahâlîleri vâsi‘îler değillerdir, cümle Hane­fiy­yü'l-mezheb âdemlerdir.

Ve cümle [60a] befl aded med[re]se i müfessi­rând›r. Medrese i Gâzî Bâyezîd Beğ, medrese i Bayram Beğ, medrese i Murâd Pafla, bunlar meflhûr dârü't-tedrîs i âlimânlard›r kim cevâmi‘lerde subh u mesâ ilm i hadîs ve ilm i f›k›h ve ferâiz görülür, ammâ mahsûs binâ y› azîm dârü'l-kurrâ ve dârü'l-hadîsleri yokdur.

Ve cümle on aded mekteb i evlâd › ebced­hânlar› vard›r kim bâlâda merkûm olan cevâmi‘ sâ­hiblerinin evkâf › hayrâtlar›d›r. Ammâ gulâmlar› necîb ü reflîd olmayup ilme meflgûller değillerdir, hemân yiğitliğe heves edüp atma ve dutma ve asma ve kesme ve cenge müte‘all›k fleylere mukayyeddir­ler.

Ve cümle üç aded tekyesi var (   ) (   ) (   )

Ve cümle üç aded hammâm› var, biri her bâr ifllemez, ammâ ikisi fleb [ü] rûz ifller. Biri çârsû içre Gâzî Bâyezîd Beğ hammâm›d›r, ammâ Belgrad'da Sokollu Mehemmed Pafla hammâm›ndan latîf hûb-havâd›r, ammâ evlerinde soba hammâmlar› gâyet çokdur, zîrâ fliddet i flitâs› fledîd olmağile her evde soba mukarrerdir kim evleri hammâma döner.

Ve cümle üç aded kârgîr binâ hânlar› var, se­râpâ kiremit örtülü hân › müsâfirîn ü cünübînlerdir.

Ve cümle üç aded hân › tüccârân › hâcegân­lar­d›r ve cümle dörd yüz aded dükkân › ehl i h›refdir, ammâ kârgîr değillerdir. Cümle metâ‘ › zî-k›ymet bulunur, ammâ kârgîr binâ bezzâzistân› yokdur. Küçük Çârsû'daki dükkânlar›n yigirmi tokuzu dahi Gâzî Bâyezîd Beğ hayrât›d›r.

Ve cümle üç yüz aded panay›rc› dükkânlar› flehrin k›blesi taraf›nda nehr i Sava kenâr›nda çalafl ve malafl ve palafldan dükkânlard›r, ammâ y›lda bir kerre k›rk gün k›rk gece ifller külbe i ahzândan de­kâkîn i müfîd ü muhtasarlard›r. Kiraz mevsiminde bu flehre k›rk elli bin âdem cem‘ olup hayme vü hargâhlar›yla meks edüp bir bey‘ [u] flirâ ve bir hây hûy ile zevk u safâlar ederler. Bir kerre dahi bu fle­hirde güz eyyâm›nda yine germâ-germ panay›r durup cemî‘i serhadlerden cemapur askeri gibi ec­nâs › mahlûkât haflerâtlar cem‘ olup bey‘ men-ye­zîd eder.

Ve cümle ünâs›n›n lisânlar› Boflnakça ve S›rf ve Bulgarca kelimât edüp darac›k ve k›sac›k esvâb ve kalpak ve kubâdî pâypûfl ve kopçakl› çakfl›r geyüp kimi tüccâr ve kimi ehl i bâzâr ve kimi beğ sa­rây›nda sâkin beğler hüddâm › dilâzâr âdemleri var.

Ve âb [u] hevâs› gâyet latîf olduğundan mah­bûb u mahbûbe i Sirem havâs›-misâl bâğ › İrem bir yerdir kim cümle halk› dem-be-dem ayfl [ü] nûfla mukayyed bir alay serhad gâzîleri garîb-dost sofra­lar› meydânda, ni‘metleri mebzûl bir alay halûk dil-nüvâz âdemlerdir.

Memdûhât›ndan beyâz ekmeği ve beyâz gömeç bal› meflhûrdur. Hattâ cümle asâkir i İslâm'› bala ve yağa gark edüp niçe bin âdeme ziyâfet etdiler. Cenâb › Kibriyâ bu flehir halk›n› Ganî ve Kerîm is­mine mazhar etmifl. Cümle cünûd › müslimîn bu flehir halk›ndan hoflnûd ve râz› olup "Hak berekât › Halîl vere" deyü halk›na ve iyâllar› ve mâllar›na hayr du‘âlar etdiler.

Netîce i kelâm bu kadar zamân seyyâh › âle­mim böyle bir ganîmet flehir ve bu kadar müsâfire ri‘âyet edüp yedirir içirir konakbay hânedân sâhibi âdemler görmedim. Ve cemî‘i asâkir i İslâm'› bal flerbeti ile saky etdiler, ammâ sekir verir bal sular›n içenler serhofl oldular. Ve viflnâb› ve cevizi ve üzüm turflusu ve elmas› cihân› dutmufldur.

Der-vasf › acâ’ib i san‘at › garîbe: Bu flehrin Sava nehri üzre ikifler aded gemiler üzre un değir­men­leri var. Gerçi nehr i Tuna üzre Silisre ve Urus­çuk ve Nigebol› kal‘alar› önünde gemi üzre de­ğir­menler çokdur, ammâ bu Mitroviçse değir­men­leri gâyet musanna‘ ve mudhik çarhl› ve çak›ldakl› âsiyâb › dakîk i rakîklerdir.

Ve karflu tarafda ol kadar bâğ u bâğçesi var kim cihân› zeyn etmifldir. Ve flehir kenâr›nda bir namâz­gâh › mesîregâh › çemenzâr› var kim misli meğer Anatolu'da Birgi flehri namâzgâh› ola.

Ve bâlâda tahrîr olunan su arklar› zamân › kadîmde bu flehrin maflr›k cânibindeki kenârlardan akar imifl. Süleymân Hân vezîri Sar› Rüstem Pafla seras­kerlik ile bu vilâyete konar. La‘în küffâr bir gece bu arklar›n nehr i Sava kenârlar›nda arklar›n bend­lerin alup bu Sirem sahrâs› deryâ-misâl olup asâ­­kir i İslâm'›n niçesi ve niçe atlar› gark olup gu­zât › müs­limîn hayli rahne görürler. Asker i İs­lâm bu derd i ser meflakkatinden halâs olup mürtefi‘ yerlere nakl ederler.

Hikmet i Hudâ ertesi gün Tatar Hân imdâda gelüp küffâr › hâksâra eyle bir sâtûr › Muhammedî ururlar kim hâlâ ba‘z› mahallerde küffâr › murdâr›n üstühânlar› cümle [60b] püflte püflte y›ğ›lup durur. Ba‘dehu bu bendleri Rüstem Pafla doldurup Sirem sahrâlar› susuz kalm›fld›r, ammâ befl kar›fl kadar kazsan bir âb › tahûr › zülâl tulû‘ eder.

.................. (1.5 sat›r bofl)....................

Evsâf › ziyâretgâh › kasaba i Mitroviçse: Ba‘z›lar Mitroçe ve Mitrofçe derler.

Evvelâ Küçük Çârsû'da Bâyezîd Beğ câmi‘i hazîresinde merhûm u mağfûrun leh sa‘îd ü flehîd Gâzî Bâyezîd Beğ: Bir kârgîr binâ ve bir kurflum örtülü kubbe i ra‘nâ içinde medfûndur kim câmi‘inde ve kubbe i pür-envâr› içinde üç vakitde eczâhânlar hatm i flerîf tilâvet ederler. Ziyâretgâh › erbâb › dilând›r.

Ve dahi Aflağ› Çârsû'da Memi Pafla: Kendü câmi‘lerinin cenbinde bir kubbecik içinde iyâl­le­riy­le medfûnlard›r, kuddise s›rruhu.

Ve dahi Vâ‘iz Halîm Efendi: (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) rahmetullâhi aleyhim ecma‘în.

Ve bu flehirden dahi hareket edüp 8 sâ‘atde,

Palanka i Tovarnik: Bânîsi ma‘lûmum değil­dir, ammâ Sirem sancağ› hâkinde voyvadal›kd›r ve niyâbetdir ve kal‘a dizdâr› ve yüz elli aded hisâr ne­ferâtlar› vard›r. Palankas› nehr i Tuna kenâr›nda bir âlî bay›r üzre bir vâsi‘ düz yerde flekl i murabba‘ bir ağaç sa‘b palankad›r. Kifâyet mikdâr› (ve) cebe­hânesi ve (ve) elli aded tahta örtülü evleri ve bir câmi‘i tahta minârelidir ve câmi‘ dahi tahta örtülü câmi‘dir. Ve kal‘adan taflra bir hân› var. Ve hân kurbunda çâr-kûfle bir âb › hayât kuyusu var ve hân dibinde ve mukâbelesinde on befl aded dükkânc›k­lar› var. Bâğlar› yokdur, ammâ bâğçeleri çokdur. Ve ordu y› İslâm konduğu yerde dörd yüz aded ç›kr›kl› âb › hayât kuyular› var.

Andan yine semt i garba 3 sâ‘atde,



Palanka i Sotin: Bânîsi ma‘lûmum değildir. Hadîs i flerîf: 1. Ammâ bu kal‘a Sirem sancağ› hâkinde voyvadal›kd›r ve Sirem niyâbetidir. Dizdâr› ve otuz aded kal‘a neferâtlar› var. Kal‘as› sâhil i Tuna'da havâlesiz bir mürtefi‘ bay›r üzre hafleb binâ bir palanka i ra‘nâd›r. Derûn › hisârda bir câmi‘i var ve yigirmi aded nefe­rât hâneleri var. Ve iç kal‘as› içinde bir fieddâdî ha­râb deyri var, iç kal‘as› dahi fieddâdî binâd›r. Ve kal‘adan taflra bir hâncuğaz› var.

Ve kal‘a kapusu önünde handak üzre bir lonca köflkü var. Bu kal‘a zamân › kadîmde dest i kefe­rede iken gâyet metîn ve sa‘b kal‘a imifl. Süleymân Hân Varadin kal‘as› gazâs›na {sene 932 târîhinde bu kal‘ay› vere ile feth edüp kal‘as›n münhedim edüp} giderken iç kal‘a­daki deyri bile münhedim etmifldir. Hâlâ bu kal‘a­n›n cânib i selâs› bâğ u bâğçe i cinânlard›r ve ceviz flecereleri cihân› zeyn etmifldir. Andan 5 sâ‘atde,



Evsâf › sûr › üstüvâr, ya‘nî kal‘a i bâlâ Vulkovar

Lisân › Ungur[us]ca Vulko nâm bir su bu kal‘a dibinden cereyân etmek ile ol isim ile müsemmâ bir kal‘a i ra‘nâc›kd›r. Bânîsi Ungurus krallar›ndan Fer­di­nand Kral binâs›d›r.

Ba‘dehu sene 932 târîhinin mâh › fievval'inde Süleymân Hân Varadinpetre kal‘as› fethine gider­ken bu kal‘ay› Vezîria‘zam Makbûl iken Maktûl İbrâhim Pafla vere ile feth edüp içinde olan kefere vü fecereler cibâl u beyâbânlar ve niçeleri gayri k›lâ[‘]lara pârekende ve perîflân oldular.

Süleymân Hân › Gâzî'nin ba‘de'l-feth tahrîri üzre bu kal‘a Sirem sancağ› hudûdunda voyvada­l›k­d›r ve yüz elli akçe kazâc›kd›r. Kal‘a dizdâr› ve elli aded neferâtlar› var, gayri hâkimleri aslâ yok­dur.



Eflkâl i kal‘as›: Nehr i Tuna kenâr›nda ve flimâl cânibi nehr i Vulko sâhilinde bir bay›r üzre tula binâ bir fieddâdî küçücük kal‘a i ra‘nâd›r. İçinde dizdâr evinden ve Süleymân Hâ[n] câmi‘i ve anbâr› ve cebehânesinden gayri âsâr › binâdan bir fley yok­dur. Câmi‘in minâresi tahtad›r. Alt› aded serâ­med kulleleri var, cümle flindire tahta örtülüdür. Cânib i mağribe nâz›r bir küçük demir kapusu var. Andan içeri taflra kal‘as›d›r. K›rk elli aded hurde ne­ferât hücreleri var, ammâ iç kulleye bir âdem silâ­h›yla komazlar. Gerçi küçük hisâr › üstüvârd›r, ammâ sa‘bd›r. Ve minâresinde bir çan sâ‘ati var.

Ve kapusun›n iç yüzünde çâh › gayyâdan niflân verir bir zindân› varoflunda olan cümle halk›n üsârâ­lar› her fleb bu zindânda mahpûsdur. Ve her gece dî­debân­lar "Allâh yeğdir yeğ" deyü feryâd edüp ev­kât › ham­sede mehterhânesi çal›n›r. Mâ-tekaddem bu kal‘a bir kral k›z›n›n sarây [61a] mahpûshânesi imifl.

Ammâ bu sûr › sağîrenin lodos cânibinde ve bat› taraf›ndaki bâğlar içinde ha­vâlecikleri, ammâ ol mahallere nâz›r birkaç ad[ed] flâhî toplar› var. Ve burc [u] bârûlar› ve dendân › bedenleri ma‘mûrdur.

Der-dâsitân i varofl › Vulkovar: Tuna kenâ­r›y­la nehr i Vu[l]kovar sâhilinde bir pest dereli yerde cümle befl yüz aded serâpâ flindire tahta ör­tülü ol kadar mükellef değil hânelerdir, ammâ bâğ­çeli vâsi‘ evlerdir. Ve cümle havl›lar› dahi tahta çe­kilmifl­dir. Kârgîr binâl› dîvâr manzûrumuz olma­m›fld›r.

Ve cümle befl mahalledir. Ve cümle befl mih­râbd›r. (   ) Câmi‘i müferrihdir. Mâ‘adâ mesâcid­lerdir. Ve cümle üç aded hâncuğazlar› var, mihmân-sarâyd›r ve cümle bir aded hân › tüccârând›r.

Ve cümle bir aded kesîf ve küçük hammâmd›r. Ve cümle elli aded dükkând›r, ammâ bezzâzistân› yokdur. Ve cümle iki aded mekteb i s›byând›r. Ve cümle bir aded tekye i Hindiyând›r kim cisrin karflu bafl›nda, ammâ medrese ve imâretleri yokdur.

Der-beyân › cüsûr › memerr i nâs: Nehr i Vulko nehr i Tuna'ya mahlût olduğu mahalde nehr i Vulko üzre tûlu yedi yüz ad›m kâmil bir ha­fleb kantara i metîndir kim sene 932 târîhinin mâh › Zilka‘de'nin on ikinci gün Makbûl iken Maktûl İbrâhîm Pafla fermân › Süleymân Hân ile Ösek kal‘as› gazâs›na giderken cüyûfl › müslimîn ubûr u mürûr etmek içün cümle ecnâd› ve niçe bin üstâd› üflürüp üç gün gecede bu cisri itmâm etdi. Hâlâ ol vezîr i dilîrin evkâf›ndan bu cisir ta‘mîr ü termîm olunur. Bu püll i musanna‘›n alt›ndan cereyân eden nehr i Vulko tâ Yakova dağlar›ndan gelüp bu ma­halde nehr i Tuna'ya munsabb olur küçük nehirdir. (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   )

Ziyâretgâh › merkad i âfliyân › Hindî Baba: Bu cisrin karflu cânibi bafl›nda hadîka i ravza i r›d­vân-misâl bâğ u bâğçe ve gül [ü] gülistân ve murg­zâr u çemenistânl› bir mesîregâh u teferrücgâh âsi­tâne i Âl i Abâ tekye i Hindî Baba kuddise s›rruhu bir ulu sultând›r. Cemî‘i seyyâhân › berr ü bihâr ve âyende vü revendegân › ehl i züvvâr›n mihmân-sa­rây › hânkâhlar›d›r kim hâne i bî-minnetdir. Hakîr dahi a‘yândan bir yere konmayup bu dergâha yüz sürüp mihmân olup cemî‘i fakr u fâka erenleriyle cân sohbetleri edüp alâ mâ kasemallâh bir kebâb› hora geçirüp rûh › azîz içün gülbâng › Nebî çeküp rû[h] › azîz içün bir Yâsîn i flerîfe tilâvet etdik. Ba‘de'l-iflâ evrâd [u] ezkâr›m›z tilâvet edüp istihâre du‘âs›yla mu‘avvizeteyni dahi tilâvet edüp yatd›k.

Der-beyân › rü’yâ y› sâliha i hakîr: Derhâl menâm›mda görürüm ki bir orta boylu Habeflî âdem gelüp selâm verdi. Bildim ki âsitâne sâhibi Hindî Baba'd›r. Aleyk ald›ğ›mda buyurdular kim,

"İnflâallâh oğul, s›hhatle var›r gazâ edersin ve sâlimîn vatan›na gelirsin, ammâ bir köleni ve dör[d] at›n› kâfir alup sen halâs olursun, ammâ yine Hudâ sana ihsânlar edüp diyâr › Alaman'da çok seyâhat edersin" dedikde hemân hâbdan bîdâr olup yüre­ğim deprenüp akl›m bafl›mdan gideyazd›.

"Âyâ ahvâlim neye müncer ola, fî emânillâh" deyüp "El-mukadder kâ’in" deyüp cemî‘i umûrum Rabbü'l-izzet'e tefvîz edüp basîret üzre olup rûh › Hindî Baba'[ya] bir Fâtiha tilâvet etdik ve ale's-sa­bâh r›zâ y› Hak içün bir kurbân edüp âsitâne i Hindî Baba'da olan fukarâlara kurbân› bezl etdik, kabûl › Dergâh ola.

Bu Hindî Baba, Süleymân Hân ile Mihaç ga­zâs›nda bile olup feth ü nusret olmufl ve Lagofl kral›n mürd olacağ›n ve yedi kral münhe­dim olup iki kerre yüz bin küffâr k›r›lacağ›n Hindî Baba yetmifl gün evvel Süleymân Hân'a tebflîr edüp yine vakt i sâ‘atiyle eyle vâk›‘ olup ba‘de'l-feth Süleymân Hân, Hindî Baba'ya bu âsitâne yerin ih­sân edüp anda medfûndur. Hâl i hayâtlar›nda çok kerâmatlar› zâhir ü bâhir olmufldur. Kuddise s›rru­hu'l-azîz.

Andan ormanlar içre Ral kasabas›n geçüp 8 sâ‘atde,

Evsâf › dâr › küffâr › seg, ya‘nî palanka i azîm kal‘a i Ösek

Lisân › Macarca (   ) (   ) demekdir. Bânîsi Ungurus krallar›ndan Matyafl Kral › dâll binâs›d›r.

Ba‘dehu sene 932 târîhi Recebü'l-ferdinin 11 bâzârertesi gün Sultân Süleymân Mihaç ovas› gazâ­s›na azîmet etdiklerinde Makbûl iken Maktûl İbrâhîm Pafla sadr›a‘zam iken talî‘a i asker olup serdâr › mu‘azzaml›k ile kat‘ › menâzil ve tayy › merâhil ederek ol sene i mezkûrda der-ceng i evvel kal‘a siperi(?) Varadin'i ve kal‘a i İlok'u ve k›rk aded k›lâ‘lar›n sağîr ü kebîrlerin feth edüp andan kal‘a i Ösek'e sar›lup içinde olan Boçkay nâm ban ve Yerekan kâfirleri ceng [ü] cidâl i germâ-germe tâkat getiremeyüp vere ile kal‘ay› verüp cümle küf­fâr derûn › hisârdan bî-silâh uryânen ac u [61b] zâc ve bir pâre nâna muhtâc cânib i vâdî i Vac deyüp giderek her biri bir cânibe perîflân ve kimi serdâra "el-amân" deyüp re‘âyâ olmak üzre kald›.

Ba‘dehu fermân › flehriyârî ile asâkir i deryâ-misâl kal‘a i Ösek'e üflüp üç günde tâ esâs›na va­r›nca hâke berâber olundu. Andan nehr i D›rava üzre Serdâr İbrâhîm Pafla sene 932 Zilka‘de'sinde cemî‘i cünûd › müslimîni kol kol ta‘yîn edüp ve niçe bin re‘âyâ vü berâyâlar hidmet edüp alt› günde bir ha­fleb cisr i metîn inflâ edüp cümle asâkir i İslâm di­yâr › Ungurus i menhûs seferine ubûr etdiler.

Ba‘dehu gazâ y› Mihaç'a Sultân Süleymân bu cisirden ubûr edüp fermân › hümâyûn ile köprü kesilüp cümle asâkir gerü gitmeden ka[t]‘ › ümîd edüp cümle cân u bafl ile Mihaç sahrâs› cengin edüp hamd i Hudâ iki kerre yüz bin (bin) kâfir katl olup yüz bin kefere vü fecereler esîr i bend-i zincîr olup Süleymân Hân › sâhib-k›rân sa‘âdetle avdet edüp kal‘a i harâb Ösek kurbunda meks edince cümle serhadlerin a‘yân › kibârlar› cem‘ olup eyitdiler:

"Pâdiflâh›m bu kal‘a bu cisir bafl›nda elzem i levâz›m›ndand›r ve memerr i nâsda bir cây › menâs­d›r. Bu ta‘mîr ü termîm olunmak gerekdir" dedik­lerinde müflâvereleri re’y i ahsen görülüp hazâ’in i pâdiflâhî­den befl yüz kîse mâl ve mühimmât u le­vâz›mâtlar; verilüp Peçoyl› Kâs›m Pafla'y› ta‘mîr ü termîme ta‘yîn buyurulup sene 932 esâs›na flürû‘ olunup sene 936 târîhinde kal‘a i Ösek mücedde­den itmâm bulup mîr i livâl›ğ›n binâ mu‘temedi olan Peçoyl› Kâs›m Pafla'ya sadaka olunup cemî‘i cebehâne ve mühimmâtlar›n mükemmel ü mükellef koyup üç bin aded güzîde asker nigehbân ta‘yîn olunup Sirem ve İlok [ve] Varadin serhadleri emn ü amân oldu, ammâ bu kal‘a i Ösek i dâr › seg dest i küffârda iken yedi aded H›rvad ve İslovin ve Zirin ve Began ve Nadaj ve Yerekan herseklerinin bu kal‘a i Ösek'de vekîller olmak taht › bânân › fâcirân idi, lâkin Nemse çârsâr › inpirator kapudan› Boçkay kapudan hâkim idi.

Ba‘dehu Süleymân Hân tahrîr edüp paflalu ey­ledi. Hâlâ Pojaga eyâletinde voyvadal›kd›r ve yüz elli akçe flerîf kazâd›r. fieyhülislâm› ve nakîbü'l-efl­râf› ve kal‘a dizdâr› ve on iki kal‘a neferât› ağalar› ve yedi yüz aded flehbâz hisâr erleri ve harâc ağas› ve muhtesibi ve bâcdâr› vard[›r], sipâh kethudâyeri ve kapukulu serdâr› yokdur, ammâ Budin yeniçeri ser­dâr› ve Eğre çavuflu vard›r ve mi‘mârbafl›s› vard›r. Erbâb › zu‘amâs› ve erbâb › tîmâr› ve alaybeği ve çeribafl›s› vard›r ve cümle asâkir i İslâm ile müzda­him bir flehr i ma‘mûr u müzeyyendir.

Eflkâl i zemîn i kal‘a i Ösek: Bu kal‘a i cây › menâs bir düz vâsi‘ sahrâ y› mahsûldârda nehr i azîm D›rava üç taraf›n› döğerek ubûr edüp bir top menzili aflağ›da nehr i Tuna'ya mahlût olduğu ma­halle karîb üç kat bölme hisâr › üstüvâr, evvelâ iç kal‘a ve orta hisâr ve taflra varofl hisâr, üçü dahi gâ­yet metîn ü müstahkem sûr › üstüvârd›r. Evvelâ,

Sitâyifl i Orta kal‘a: Bir havâlesiz toprakl› zemînde çâr-kûfle fieddâdî r›ht›m k›rm›z› tula binâ bir kal‘a i zîbâd›r, ammâ Sultân Süleymân vezîri İbrâhîm Pafla bu kal‘ay› münhedim etdikde fied­dâ­dî binâ olmak ile inhidâm›nda usret çeküp benî Âdem kaddi kal›n fieddâdî tula dîvâr› kalm›fl.

Ba‘dehu fermân › flehriyâriyle amâr oldukda mezkûr fieddâ[d]î alçak dîvâr üzre kal›n mefle ağaç­lar› direklerinden sand›k sand›k her direk birbirle­rine geçme sand›klar çat›lup fieddâdî tula dîvâr üzre çatma sand›klar› koyup horasân ve kireç ve alç› ve cibis ile r›ht›m edüp kal‘ay› dahi yüksek etmifller. Ve her cânib kulleler ve tabyalar çatup doldurmufl­lar ve dâ’iren-mâdâr top › kûplara mazgal delikleri etmifller, lâkin sâ’ir k›lâ‘lar gibi dendân › bedenler etmemifller, ammâ tüfeng-endâz delikleri çok etmifl­ler.

Bu kal‘a D›rava kenâr›nda bir burunda vâk›‘ olmağile üç tara[f›] nehr i D›rava'd›r. Ol taraflar yarlar ve bay›rlard›r, aslâ handak› yokdur ve lâz›m da değildir. Bu yal› taraflar› da ancak yal›n kat do­lama çit palanka dîvârd›r. Câ-be-câ suya enecek su­luk kapucuklar› vard›r, nerdübân › hafleb ile suya enilir. Bu su taraflardan mâ‘adâ kara taraf› ki fied­dâ­dî dîvârd›r, ol tarafda sudan suya var›nca top­rak­dan kesüp kaz›lm›fl bir vâsi‘ ve amîk ve arîz han­dak› vard›r. Kefere zamân› içinden D›rava suyu akup han­dak içinde kefereler bal›k sayd ederlermifl. Hâlâ mâhîleri sayd edecek bend yerleri handak içinde nümâyând›r.

Bu kal‘an›n bu handakl› taraf› bir sudan bir suya var›nca bin yüz aded germe ad›md›r, ammâ su kenâr›nda handaks›z taraf› iki bin ad›md›r. Bu hisâb üzre kal‘a i Ösek dâ’iren-mâdâr üç bin yüz ad›m­d›r.

Ve cümlesi iki kapudur, biri k›ble cânibine nâz›r bir vâsi‘ kapudur. K›bleli [62a] Mustafâ Pafla bu K›ble kapusunun iç yüzünde bir azîm dolama binâ bir tabya i zîbâ inflâ etdi kim gûyâ sedd i Kahkahâ olup üzerine balyemez toplar› tezyîn etdi.

Ve bir kapusu dahi cânib i cenûbda taflra varofla mekflûf Çârsû kapusu nâm›yla mevsûf bir müzda­him bâb › mu‘arref metîn derveze i âlîdir kim atebe i ulyâs› üzre geyik boynuzlar› as›lm›fld›r.

Ve bu kapular›n mâbeynleri dîvârlar yüzünde niçe bin gûnâ-gûn âlât › silâh ile tezyîn olup cümle dîdebânlar pür-silâh mevcûd olup nevbet beklerler. Bu kapunun iç yüzünde bir azîm flayka top var, içine bir âdem s›ğar. Ve bu kapular›n önlerinde han­dak üzre hafleb cisirleri her gece müstahf›zânlar ma­karalar ile cisirleri kald›rup kal‘a kapular›na si­per ederler, ammâ bu mezkûr iki kapular demir kapl› değildir, ağaç balvan mefle direklerinden müs­tah­kem kapulard›r.

Ve bu kal‘a içre kamusu dörd yüz aded tahtânî ve fevkânî kârgîr binâl› ve serâpâ flindire tahta ör­tülü evlerdir, ammâ bâğçeleri yok dar evlerdir, ammâ vâsi‘ değillerdir. Ve küllîsi alt› mahalle ve alt› mihrâbd›r. Bu kal‘a içre aslâ çârsû y› bâzâr yokdur. Cümle taflra varofl kal‘adad›r.



Der-niflâne i evsâf › İç [Kal‘a]: Bu Orta kal‘an›n flimâlî köflesinde nehr i D›rava kenâr›nda yine orta kal‘aya muttas›l bir burunda çâr-kûfle bir fieddâdî tula binâ bir kal‘a i ra‘nâc›kd›r, ammâ küçücecikdir. Çâr-kû­flesinde çâr-rükn gibi serâmed kul­leleri cebehâne i gûnâ-gûnlar ile memlû kulle i bâ­lâlar›n üzerleri tahtal› sivri kubâblard›r. Cânib i ce­nûba meftûh bir kapusu üzre kullede her fleb meh­terhâne i pâdiflâhî tab›llar› döğülür. Bunda diz­dârhânesi ve cebe­hâneden gayri bir amâr yokdur.

İllâ kapusu önünde Süleymân Hân câmi‘i var ve nehr i D›rava kenâr›nda tahtadan çatma buğday anbârlar› var ve bu anbâr önünde bir azîm tophânesi var. Bunda k›rk kar›fl bir serâmed Süleymân Hân topu var, altm›fl vukiyye demir (demir) gülleleri var. Un kapan›nda güllelerinden niçesin kantara koyup an›nla bal ve yağ ve dakîk vezn ederler, azîm mefret top › kal‘a-kûpdur. Üstünde manzûm ebyât ile Süleymân Hân târîhi var. Hattâ Süleymân Hân bu topun ikisin Alaman diyâr›nda Beç kal‘as› muhâsa­ras›na giderken bir topu bu mahalde nehr i D›ra­va'ya cisir ile bile uçurup gark olur. İlâ hâze'l-ân ih­ti­yârlar "Ol top su içinde köprü bafl›nda durur" derler.

Hulâsa i kelâm ukalâ y› asâkirden niçe kimes­neler "Bu topun suya gark olmas›nda hikmet vard›r, belki bu toplar ile kal‘a i Beç döğülmeyüp bî-feth avdet oluna" deyü efvâh › nâsda güft [u] gû olunur.

Hikmet i Hudâ Süleymân Hân on yedi gün Beç kal‘as›n› bu Ösek'deki toplar ile döğüp fliddet i flitâ gelüp eller ayaklar dutmadan kalup hikmet i Hudâ bir gece ol kadar selc i rahmet yağar kim bir âdem çad›r›ndan taflra ç›kmağa iktidârlar› olmayup hemân Süleymân Hân bâr [u] büngâh ve serâperde i Sü­ley­­mâ­nîsin ve kâr › hazâ’inin b›rağup bu Ösek'deki topu ve gayri dörd aded balyemez toplar› ol ze­mis­tânda keflân-ber-keflân sürüyüp Cânkurtaran nâm ma­halle gelüp cân kurtar›rlar. Andan bu topu geti­rüp Ösek'de koyup durur.

Me’âl i kelâm oldur kim Süleymân Hân bu topu ol fliddet i flitâda yigirmi konak yerde diyâr › Alaman'›n Beç kal‘as›ndan selâmete ç›kard›. Hüner oldur kim eyyâm › Temmûz'da flimdi zamân›m›z serdârlar› ve Âl i Osmân pâdiflâhlar› böyle top › ej­deri bir konak yere götüreler ha hüner diyeler, ammâ aceb hikmetdir. Kaçan kim bu topun bir efli nehr i D›rava'ya gark oldukda efvâh › nâsda söyle­nir kim:

"Bu top gark olmas›nda meymenet yokdur, tâli‘ i menhûsdur. Allâhu a‘lem bu sene feth ve nusret yokdur" deyü söylenir. Hakkâ ki 1 d›r. Yine eyle bî-feth avdet olunup Ösek'e gelirler.

Bu top › kebîr yan›nda dörd aded balyemez toplar dahi var kim her biri birer kal‘a değer. Bu cümle toplar D›rava nehri afl›r› Ösek köprüsü üzre iki sâ‘at yer köprü ba­fl›nda tâ Darda kal‘as›na nâz›r top › g›rrendelerdir kim seyyâhân › berr [ü] bihârlar mâbeynlerinde bu Ösek toplar› ve Karadeniz ile nehr i Turla kenâr›nda Akkirmân toplar› ve Semen­dire toplar› ve Boğaz­hi­sâr toplar› ve Rodos toplar› ve Erzurûm kurbunda Kemah kal‘as› toplar› Rûm ve Arab ve Acem'de meflhûr toplard›r.

Der-s›fat › eflkâl i taflra kal‘a i varofl: Mez­kû[r] Ortahisâr'›n k›ble kapusu önünden yerlü(?) flâhrâh ile tâ lo­dos cânibinde Panayur kapusuna var›nca tûlu bin yüz aded ad›m tavîl bir varofl › azîmdir. [62b] Ammâ bu varofl kal‘a i Ösek yal›n kat çit dîvârl› palanka kal›n ağaç direkden metîn hisârd›r, lâkin tabyalar› ve ebrâclar› ve mazgal delikleri s›kd›r. Bu dahi iki kapudur. Cânib i lodosa Panay›r Çâr­sû­su kapusu ve cânib i k›bleye Val kapusu Vu[l]kovar ka­pusu derler, ammâ bedenleri bunun dahi yokdur. Ve Panayur kapusu üzre ancak on aded flâhî toplar› vard›r, ve bevvâblar› fleb [ü] rûz âmâdedir. Lâkin bu varofl kal‘as›n›n handak› mürûr › eyyâm ile rimâl i türâb ile memlû olmufl. Hâlâ tathîre muhtâcd›r. Ve bu kal‘an›n kara taraf› dâ’iren-mâdâr befl bin tokuz yüz ad›md›r.

Bu flehir evlerinin dükelisi dörd yüz aded se­râpâ tahta örtülü ve tahta havl›l› ve tahta binâl› ve tahta döfleme kald›[r›]ml› pâk ü pâkîze evlerdir. Bu flehirde aslâ tafl binâ yokdur ve tafl kald›r›m aslâ yokdur, zîrâ alçak ve sulu ve batakl› yerlerdir. Eğer kârgîr binâlar var ise cümle horasânî tula binâlard›r, ammâ her hânedânda sehel bâğçecikler mukarrer­dir, zîrâ vâsi‘ büyût › mükelleflerdir.

Ve hepsi yedi aded mahalledir. Ortahisâr befl mahalledir. Hepsi on iki mahalle olmufl olur. Evvelâ Kâs›m Pafla mahallesi ve Beğ sarây› mahallesi ve Mahkeme mahallesi ve Anbâr mahallesi ve Ağa mahallesi ve Büyükkapu mahalle ve (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) (   ) meflhûr mahallâtlar bunlard›r.

Ve umûmîsi k›rk alt› aded mihrâbd›r. Cümleden İç kal‘ac›k kapusu önünde Sultân Süleymân câmi‘i, zamân › kadîmde kenîse imifl, ammâ ol kadar mü­zeyyen câmi‘ değildir ve cemâ‘atden tarafa garîb kalm›fl câmi‘ i garîbdir. Ve Ortahisâr'da Kâs›m Pafla câmi‘i.



Yüklə 6,32 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   72




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin