GeçMİŞte ve güNÜMÜzde tekfir meselesi



Yüklə 0,74 Mb.
səhifə29/32
tarix15.01.2019
ölçüsü0,74 Mb.
#97276
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32

Küfürden Kurtulma

Gençler küfrün kaynaklarını araştırdılar -onları daha da genişlettiklerine şahidim- ve b« sefer küfür­den çıkma dönemi geldi. Ben hemen söylemeliyim ki o kaynakların en garabetidir. Gençler kendilerine ve başkalarına şunları vacip kıldılar:



a- Kendi cemaatlanna katılmak ve başkanına bey'at etmek.

b- İslami cemaatlerin birden fazla olmaması.

c- Kafir toplumdan hicret etmek. 193

Küfürden Çıkma

Bu gençlerin işkence, öldürme, ezilmiş halkın sus­kunluğu, bir de yönetimin bu gençleri cezalandırma ve öldürme konusunda istekli olması gibi hususlarla karşılaşmalarının sonucu bu gençler şöyle bir kanaata vardılar: Bu darboğazdan ancak kendi cemaatlerine sarılmakla çıkabilirler. Ebu'1-Hayr bu konuda şöyle diyor: "Biz ilk gündert beri şu fer'i konularda onunla -Tekfir cemaatının sorumlusu Şükrü'yü kastediyor- ih­tilafa düştük:



a- Küfür hicri dördüncü asırdan itibaren tarih bo­yunca sürüp gelmiştir,

b- Bu cemaat yeryüzündeki müslümanlar için ye­gane cemaattir.

Daha Önce Haricilerin düştüğü gibi bu gençler de aynı hataya düşmüş ve birbirlerini tekfir etme yoluna gitmişler ve herkes de onlara cephe almıştır. Bu konu­daki delilleri şunlar:



1- Buhari'nin Kitabu'l Fiten'de rivayet ettiği hadis: "....Kim cemaatten ayrılmış olarak ölürse, o kişi cahili-yet ölümü üzere ölmüştür." 194

2- Taberani ve îbn Huzayme'nin rivayet ettiği ha­dis: "Kim cemaatten bir karış kadarayrıhrsa, İslam ba­ğını boynundan çıkarmış olur. Ne var ki, geri dönmesi hariç."

Buhari'nin rivayet ettiği birinci hadisi, Müslim ba­zı kapalılıklarını açmak suretiyle şöyle rivayet etmiş­tir "Kim, itaatten çıkar, cemaatten ayrılır ve ölürse ca-hiliyet ölümü üzerine ölür. Her kim akıbetinin hayır ve şer olduğu belli olmayan bir dava uğrunda körü körüne açılmış bir sancak altında savaşır, sırf soyu için öfkelenir, yahut sırf soy sopdavasmaçağırıryahut ku­ru bir kavmiyetçilik için yardım eder ve bu yolda Öl-dürülürse, işte böyleşinin ölümü tam bir cahiliyet ölü­müdür." (Müslim)

Burada cemaatten kastedilen kimlerdir?

En açık ve en doğru görüş, o cemaatin müslümarı-lann topluluğu olduğudur. Bu, İbn mesud'un görüşüdür. Bu görüşünü de şu hadise dayandırmaktadır: "Allah'tan başka ibadete layık ilah bulunmadığına ve benim de Allah'ın Peygamberi olduğuma şehadet eden Müslüman kişinînkanı helal olmaz, ancak şu üç durumdan birisiyle helal olur:



1- Öldürülenin hayatına karşılık öldürülmesi gere­ken katil,

2- Zina eden dul,

3- İslam camiasını bırakıp dininden ayrılan mür-ted." Bu hadisi Müslim rivayet etmiştir.

Halife Hz. Osman (ra) ihtilalciler tarafından öldü­rülmekle tehdit edilince, Rasulullah'ın minberi üze­rinde bu hadisi okumuştu, bu hadis cemaatten ayrıl­manın dini terketmek olduğu şeklindeki yorumuyla meşhur olmuştur. Dinini terkeden kişi de kafir, mür-teddir. Burada sözkonusu olan cemaat şüphesiz müs-lümanlann cemaatidir.

Fakat ulemadan şunu da diyen vardır: Buhari "ha-dis"indeki cemaat sapıklık üzere birleşmeyen sahabe-i kiramın cemaatıdır. Kim onlardan ayrılırsa cemaat­ten ayrılmış olur. Bu söz aynı zamanda Zahid Halife Ömer b. Abdülaziz'e nisbet edilmiştir.

Ulemadan onların müctehid imamlar cemaati ol­duğunu söyleyenler de vardır. Kim onlara karşı çıkar ve söylediklerinin tümünü terkederse, helak olmuş­tur. Bu da Abdullah b. el-Mübarek'in görüşüdür.

Bazı insanlar bu topluluğun imam (devlet reisi) ve ehl-i hail ve'l-akd cemaatı olduğuna kail olmuşlar­dır.

Bu görüş İbn abbas'tan gelen hadisi desteklemek­tedir, îbn Abbas, Rasululluh(sa v)in şöyle buyurduğu­nu rivayet eder: "Kim idarecisinden(zuhureden) bir hare­keti fena görürse, sabretsin. Çünkü devlet başkanına itaat­ten bir karış uzaklaşan kişi cahiliyet ölümü üzerine ölmüş olur."

Hemen söylemeliyim ki, bu hadis İslam'ı kabul et­miş müslüman yönetici hakkındadır. Her zalim ve ka­fir idareci hakkında değildir. Her halükarda cemaat cesur gençlerin anladığı cemaat değildir. Özellikle biz bir tek cemaat değil müteaddit cemaatleri görüyoruz...

İdareciye karşı ayaklanmaya gelince idareci müs­lüman da olsa bunu yapan kafir olmaz.

Şayet kafir olsaydı mü'minlerm annesi Hz. Ai-şe'nin, Hz. Talha'nm, Zübeyr'in ve onlarla birlikte olan diğer şahısların Hz. Muaviye ve kendisiyle bir­likte savaşanlann Haricilerin kafir olduklarını söyle­mek gerekirdi. Halbuki Hz. İmam Ali (ra) bu görüşte değildi.

Hz. Ali (ra), Haricilere şöyle dedi: "Biz sizinle sa­vaşa girişmeyiz. Mescidlerde Allah'ın ismini anmanı­za mani olmayız. Bizimle el birliği yaptığınız sürece1 ganimetteki payınıza engel olmayız.

Bilakis onun kendi ordusundan ve düşmanların­dan öldürülenleri toplayıp hepsinin üzerine cenaze namazı kıldığı, onlara mağfiret taleb ettiği ve onları defnettiği nakledilmiştir.

Hak imama karşı ayaklanan herkes kafir olsaydı, asilerin hükmü ne olurdu? Kafir olmaları gerekirdi.

Halbuki müslürnanlarrnürtedlerleasilerin arasını ayırıyorlar. Buna göre günahkar müslüman, mürted ise kafirdir. Cenab-ı Hak günahkar hakkında şöyle buyuruyor: "Eğer mü'minlerden iki taife birbirleriyle sa­vaşırlarsa..." (Hucurat suresi: 9) Hakimle beraber ce­maat ve diğer karşıt grub sözkonusu. Allah her iki ta­rafın da mü'min olduğuna hükmetmiştir.

Eğer imam'a karşı olan herkes kafir olsaydı> mü'minlerm annesi Hz. Aişe ve ordusundakilerden Hz. Talha ve Zübeyr; Muaviye ve ordusundakilerden iman giderdi. Aksine bunu şehidlerin başında ilan et­mek, Hz. Ali'nin işine de yarardı. Çünkü bu durum kendi idaresini güçlendirirdi. YineSa'd b. Ebi Vakkas, Abdullah b. Ömer, Ebu said el-Hudri gibileri Hz. Ali ve cemaatine katılmayı geciktirmezlerdi.

Şevkani diyor ki: "Cahiliyet ölümü cahiîiye halkı­na teşbih yapılmıştır, zira onlann imam'ı yoktu, bura­da kasdedilen şey kafir olarak ölmek değil, günahkar olarak ölmektir. Ayrıca şunu da ekliyor: Cahiliyet ile kasdedilen şey hüküm değil durum tesbitidir." 195

Malumdur ki Cahiîiye döneminde Araplar bir emire baş eğmeyi ayıp sayarlardı yine Araplar, Hz. Ebu Bekir(ra)e karşı ayaklandıkları vakit şunu ileri sürdüler: Biz Rasulullah'a boyun eğdik, Ebu Bekir'e niçin boyun eğelim?

Son olarak, cemaate katılma, imanın şartlarından olsaydı, Rasulullah'm kendisine soru soran adama şu cevabı vermesi uygun olmazdı. Adam, Rasulullah'a: "İnsanların en faziletlisi kimdir?" diye sordu. O da: Malıyla canıyla Allah yolunda cihad eden mü'min, di-yebuyurdu. Adam tekrar: Ondan sonra kim?diyesor­du. O da: Bir yere konup rabbine ibadet eden kişidir, buyurdu. Bu hadis müttefekün aleyhtir.

Cemaate uymak imandan sayılsaydı, Rasulullah (sav) bir köşeye çekilmeye nasıl izin verirdi. Bu gün müslümanlar bir milyar civarında. Onlar hangi cema­ate uyuyorlar? Aksine onlann tümünü hangi cemaat bir araya getirebilir? 196




Yüklə 0,74 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   32




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin