H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə117/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   113   114   115   116   117   118   119   120   ...   127

Kuşkusuz bunu önlemenin temel önkoşullarından biri de bu birliğin esaslarını, sınırlarını, mevcut ve muhtemel sorunlarını şimdiden açık bir tartışmanın konusu yapmak, bu konuda genel sınırlar içinde bir mutabakat sağlamaktır.

Güç ve eylem birliği nesnel ve zorunlu bir ihtiyaçtır

İç parçalanmışlık ya da çok parçalılık dün olduğu gibi bugün de devrimci hareketimizin bir gerçeğidir. Bunun nesnel-toplumsal mantığı ile, bunu mantıksal temellerin ötesinde bir zaaf derecesine vardıran öznel nedenler ne olursa olsun, burada bizim için asıl önemli olan, siyasal mücadele sahnesinde bir dizi farklı devrimci parti ve örgütün bugünkü nesnel varlığıdır. Bu nesnel durum ise, bu parti ve örgütler arasında bir güç ve eylem birliğini her zaman için mücadelenin nesnel bir ihtiyacı olarak ortaya çıkarır. Zira bu farklı parti ve örgütlerin elindeki güç ve olanaklar devrimin güç ve olanaklarıdır. Bunlar mümkün sınırlar içinde ortak devrimci amaçlar çerçevesinde birleşik devrimci mücadele için biraraya getirilmek durumundadırlar. Bunun bugüne kadar yapılamamış veya gereğince yapılamamış olması, devrimci parti ve örgütlerin yeterli bir devrimci sorumluluk ve olgunlukla hareket edememelerinin bir sonucudur. Anlaşılması hayli güç bu açık kusurun mücadele içindeki kitlelerde tepki ve güvensizliğe yolaçtığı ise iyi bilinmektedir.

Ne ideolojik konum farklılıkları ve ne de pratik çalışmada alan ya da öncelik farkılıkları bu tür bir güç ve eylem birliğine engel değildir. İdeolojik konum farklılıkları engel değildir; zira sözkonusu(391)olan zaten farklı devrimci akımların asgari bir devrimci temel üzerinde devrimci güç ve eylem birliğidir. Aynı şekilde, çalışma alanı ya da önceliklerindeki farklılıklar da buna engel değildir; zira sözkonusu olan tam da bu farklı yönelimler içinde yaratılmış güç ve olanakları mümkün olan her durum ve zeminde birleşik bir mücadele kuvveti olarak seferber edilebilmesidir. Ya da bunların ortak dönemsel hedeflere paralel bir çabaya yöneltilebilmesidir.

Siyasal yaşamın somut seyri, ihtiyaç duyulan şeyin anlamını, kapsamını, işlevini ve somut yararlarını pratikte hergün döne döne en somut biçimde ortaya koymaktadır. Farklı toplumsal kesimlerin hareketlilikleri, çeşitli alan ya da sektörlerdeki yerel gelişmeler, genel kitlesel eylemler vb., devrimci parti ve akımları sık sık kendiliğinden ya da yöresel inisiyatifler sayesinde bir araya getirmekte, ortak tutum ve davranışlara zorlamaktadır. Semtlerde sık sık olan budur. Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu kendi alanında bunun olumlu ve ileri bir taze örneğidir. Şubat-Mart ayının öğrenci hareketliliğinde yaşanan ve Üniversite Öğrenci Platformu olarak somutlaşan budur. 1 Mayıs’ta yaşanan bu olmuştur.

Bütün sorun, devrimci parti ve örgütlerin merkezi bir inisiyatifle, açık bir tutum ve müdahaleyle tüm bunlara daha bilinçli, daha kapsamlı ve sürekli bir varlık ve işlerlik kazandırmasıdır. Bu her düzeydeki güç ve eylem birliğini daha güçlü kılacak, devrimci kitle eylemini güçlendirmenin daha etkili bir kaldıracı haline getirecektir. Ve kuşkusuz, reformist odakların etkisizleştirilmesi de bu sayede çok daha kolay bir iş haline gelecektir.

Genel sol hareketin değil solun devrimci kanadının birliği

Komünistler geride kalan 1995 yılına ilişkin değerlendirmelerinde şu gözlemi ortaya koymuşlardı:

Daha genel planda ele alındığında, geride kalan yılın sol hareket açısından en önemli olgusu, iç saflaşmalarda yaşanan yeni(392)gelişmeler ve ulaşılan yeni açıklıklar olmuştur. Bu öncelikle sosyalizm iddiası taşıyan genel sol hareketin devrimci ve reformist grupları arasında yaşanmıştır. Sol hareketin devlet ve düzen karşısındaki konumlarıyla iki ana kesimini oluşturan devrimci ve reformist akımlar, bugün artık birbirlerinden gitgide daha açık çizgilerle ayrılmış durumdadırlar. Bu saflaşma yalnızca olayların akışıyla ve baskısıyla kendiliğinden yaşanmakla kalmıyor. Daha da önemlisi, özellikle devrimci saflarda, gitgide daha çok bilince çıkarılıyor ve bilinçli bir tutumun konusu haline getiriliyor. Bu son nokta, devrimci siyasal mücadele açısından ‘95 yılının en önemli kazanımlarından biri sayılmalıdır.” (Ekim, sayı: 138, başyazı)

Bu değerlendirmeyi izleyen gelişmeler yapılan gözlemi ayrıca doğruladı. Şubat ayında patlak veren öğrenci hareketinde devrimci akımlarla reformist akımlar belirgin biçimde ayrı ayrı saf tuttular. İstanbul’daki görkemli 1 Mayıs gösterisi, solun devrimci kesimleri ile reformist kesimlerinin iki ayrı saf oluşturduğunu bizzat sıcak eylemin içinde en net biçimde açığa çıkardı. 1 Mayıs’ta uygulamaya konulan provokasyon ile bu provokasyona dayandırılan genel karşı-devrimci kampanya karşısında takınılan tutumlar, aynı şekilde, solun devrimci ve reformist kesimlerini bir kez daha iki ayrı kamp halinde saflaştırdı. Bir süredir faşist saldırıların öncelikli hedefi haline getirilen cezaevlerinde, bu saldırılara karşı direnişi ülke çapında koordine etmek için oluşturulan Cezaevleri Merkezi Koordinasyonu içinde yalnızca devrimci örgütler biraraya geldiler.

95 yılının belirginleştirdiği saflaşmanın üzerine gelen son altı ayın tüm bu kritik siyasal olayları solun iki kanadının belirgin çizgilerle birbirinden ayrıldığını yaşam içerisinde bir kez daha teyid etti. Bir yanda, kendini devlet ve düzen karşısında devrimci konumda tanımlayan ve yaşam içinde buna göre konumlanan ve davranan parti ve örgütler. Öte yanda, geçmişten gelen ya da son 15 yılın tasfiyeci süreçlerinin devrimci kimliklerini tükettiği, düzenin icazet sınırları içerisine ittiği legalist-tasfiyeci reformist çevre ve partiler.(393)

Siyasal yaşam sorunu pratikte çözmüş, herkesin açık seçik görebileceği netlikte bir saflaşma yaratmıştır. Dolayısıyla, bize gerekli olan, yaşam içinde gerçekleşen bu ayrışmanın devrimci kanadını oluşturan parti va akımların güç ve eylem birliğidir. Gerekli olan, solun devrimci kanadının oluşturacağı güçlü bir birleşik devrimci direniş eksenidir. Bu aynı zamanda devrimcilikle reformizm arasında salınan bazı ara güçleri ileriye çekebilmenin, kitleler üzerindeki reformist etkinliği kırmanın ve mümkün olan her durumda, bu akımların kontrol ettiği güçleri yedekleyebilmenin de en iyi yoludur. Şubat-Mart öğrenci eylemlerinde bu belli ölçülerde başarıldı. İstanbul’daki 1 Mayıs gösterisinde reformist sol akımlar kof kitleleriyle gölgede bırakıldılar. Zindanlarda yaratılan devrimci direniş ekseni, reformist sol akımlara mensup tutukluları gecikerek de olsa eyleme katılmaya zorladı, vb.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   113   114   115   116   117   118   119   120   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin