H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə120/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   116   117   118   119   120   121   122   123   ...   127

Türkiye solunun tüm kesimlerini “demokrasi mücadelesi” paydası altında eşitlemek ve birleştirmek gibi geçmişte ve bugün daha çok PKK’nın eğilim duyduğu bir işe bugün Demokratik Muhalefet Meclisleri adı altında DHKC’nin talip olması ciddi bir zaafiyet göstergesidir ve DHKC payına açık bir talihsizliktir.

Öte yandan, siyasal akımların güçbirliği ile farklı kesimlerden kitlelerin birliği, birbirini kesen yönleri olsa da temelde farklı sorunlardır. Bunlar farklı düzlemlerdir ve bunu tek bir örgütsel biçim içinde bir sonuca bağlamak bir başka temelsiz girişimdir. Gerekli olan mücadele içinde kitlelerin devrimci birliği ise eğer, bunu kolaylaştırmanın ve gerçekleştirmenin temel koşullarından biri de birleşik bir devrimci eksen yaratabilmektir. Dolayısıyla öncelikli sorun Demokratik Muhalefet Meclisi değil, fakat devrimci güç ve eylem birliğidir.

Demokratik Muhalefet Meclisleriyle farklı sınıf ve tabakaları(400)birleştirmek amacına gelince, bunun boş ve umutsuz bir çaba olduğunu söylemek zorundayız. Devrimci siyasal yaşamda farklı kesimlerden yığınları öncüler tarafından tasarlanmış ideal örgütsel biçimler değil, fakat bizzat mücadelenin kendisi (yeni ve ileri düzeyi) birleştirir. Mücadelenin dinamizmi ve yaratıcılığı bu arada kendi yeni düzeyine uygun örgütsel biçimler de üretir. Yığınların mücadelesi birbirinden kopuksa, elbetteki bunu gidermek için yoğun bir siyasal çaba ve bunu kolaylaştıracak devrimci taktik açılımlar gereklidir. Fakat masa başında üretilmiş en ideal örgütsel biçim bile, sözde “taktik bir açılım” olarak bu birliği sağlamada herhangi bir ciddi rol oynayamaz. Kitle mücadelesinde yeni örgütsel biçimler genellikle yeni mücadele biçimlerini (ve düzeylerini) arkadan izlerler. Bir başka deyişle, örgütsel biçim mücadele biçiminden daha ileri bir noktada olamaz. Zira yığın mücadelesi sözkonusu olduğunda, örgütsel biçimleri belirleyen her zaman mücadele biçimleridir. Bu tıpkı henüz ayaklanmanın eşiğine gelmemiş bir kitle hareketinin, ayaklanmaya uygun bir örgütsel biçim olan sovyet’i (şura’yı, meclis’i, konsey’i) üretememesi gibidir.

Ama eğer Demokratik Muhalefet Meclisleri barışçıl, geri ve bu geriliğine uygun gevşek örgütsel oluşumlar olarak düşünülüyorsa, bu durumda bunlar olsa olsa, mevcut “Demokrasi Platformları”nın (devrimci güçlerin de içinde yeraldığı) yeni bir türü olur ki, bu ise tüm öteki temel kusurları bir yana, “meclis” isimlendirilmesiyle bile koca bir karışıklığa zemin yaratmak demektir. “Demokrasi Platformu” bu açıdan çok daha uygun bir isimlendirmedir. Ama bu tür geri ve icazetli reformist platformları oluşturma işini reformistlerin kendisine bırakmak, devrimci açıdan yapılabilecek tek doğru iş değil midir?

Devrimciler bu tür oluşumların sağlayabileceği belli imkanlardan yararlanmayı elbette reddetmeyeceklerdir. Fakat bunun bile temel koşullarından biri, bu tür bir devrimci yararlanmayı olanaklı kılacak bağımsız bir birleşik devrimci eksen yaratmaktır. Önceliği ve dikkatleri bugün için devrimci güç ve eylem birliği üzerinde(401)yoğunlaştırmaktır.

Son olarak, PKK tarafından ortaya atılan, içeriği ve işlevi henüz açıkça ortaya konulmamış bulunan Demokratik İttifak Partisi önerisi var. Bu konuda söylenecekleri önerinin açılacağı zamana bırakmak en doğrusudur. Fakat sözkonusu edilenin geçmişte sık sık sözkonusu edilen türden bir öneri olduğu da az çok bellidir. PKK Türkiye sol hareketini ayrım gözetmeksizin “demokrasi mücadelesi” paydası altında eşitlemek ve legal bir demokratik partide birleştirmek eğilimini hala sürdürüyor görünmektedir. Oysa PKK’nın önündeki acil ve öncelikli sorun, Türkiye devrimci hareketinin birleşik bir devrimci eksen yaratmak çabası içinde olduğu bir sırada, Kürt ulusal devrimci hareketinin temsilcisi olarak kendi cephesinden bu devrimci eksenin güçlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. Öteki herşey ancak bu koşulda ve bunun ardından tartışılırsa bir anlam ifade edebilir.


(SY Kızıl Bayrak, Sayı: 9, 7 Temmuz 1996)(402)

****************************************************

Güç ve eylem birliğinin sorunları-I

Birliğin ilkesel çerçevesine ilişkin sorunlar

Devrimci örgütler arası güç ve eylem birliği görüşmeleri devrimci basında konuya ilişkin tartışmalar eşliğinde sürüyor. Temenni edelim bu görüşme trafiği ve tartışma süreci gereğinden fazla uzamaz, bir tür sürüncemeye dönüşmez.

Öncelikle güncel durumun ve gelişmelerin buna tahammülü yok. Sermaye iktidarı 1 Mayıs’ın hemen ardından ve 1 Mayıs’ta sergilenen devrimci başarıdan gerekli sonuçları çıkararak genel bir karşı saldırı başlatmış bulunuyor. Amaç devrimci kitle hareketini henüz yeni yeni güç ve tempo kazanmaya başladığı bu ilk gelişme safhasında boğmak, yeni bir aşamaya sıçramasına fırsat vermemektir. Sermaye iktidarının hesabının bu olduğu ve bu hesabı boşa çıkarmanın günün en acil ve yakıcı görevi olduğu üzerine tüm devrimci çevrelerde bir görüş birliği var. Kaldı ki değişik zamanlarda hep sözü edilen, ama hep de ortada bırakılan merkezileştirilmiş bir devrimci güç ve eylem birliği sorununun aniden gündeme girmesi ve somut görüşmelere konu olması tam da bu güncel durumla, bunun zorunlu gerekleriyle bağlantılıdır. Bunu da herkes biliyor. Demek oluyor ki sermaye iktidarının karşı saldırısını püskürtmenin ve devrimci kitle hareketini ileriye taşımanın öteki şeyler yanında birleşik bir devrimci direnme odağı oluşturmaktan geçtiği basit gerçeği, aynı şekilde, güncel duruma ve görevlere ilişkin değerlendirmelerin bir başka ortak buluşma noktası.(403)

Bütün bu siyasal değerlendirme ve belirlemelerin gerçekten bir anlamı varsa eğer, bunlar boş sözler değil de güncel durumun ve bunun belirlediği devrimci sorumluluğun bir ifadesiyse eğer, bu durumda güç ve eylem birliğine ilişkin asgari çerçevede süratle anlaşmak, bunu kitlelere ilan etmek ve pratikte ilk adımlarını da bir an önce somutlamak gerekmektedir. Faşist sermaye rejiminin saldırısı her gün her an sürüyorken ve gerekli karşı direnci bulamadığı bir durumda arzuladığı sonuçlara parça parça ulaşması ciddi bir riskken, devrimciler aylara yayılacak bir görüşme trafiğiyle ve sonu gelmeyen tartışmalarla mı oyalanacaklar? En fazla bir kaç hafta içinde pekala sonuca bağlanabilecek bir sorunu aylara yayılacak bir görüşme trafiği içinde süründürmeye rıza gösterilebileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Devrimci örgütler gerçek bir ciddiyet ve sorumluluk sınavından, devrimci ciddiyet ve devrimci siyasal mücadeleye karşı sorumluluk sınavından geçiyorlar. Dükkancı dargörüşlülük mü, emekçi yığınlara ve devrime karşı sorumluluk mu- herkes soruna ve sorumluluklarına bu açıdan bakmalıdır.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   116   117   118   119   120   121   122   123   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin