H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə14/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   127

AB Kürt hareketi için Kürt sorununun çözümü çerçevesinde üzerine hayaller kurulan bir politik proje olmaktan öteye insanlık için geleceği temsil eden bir uygarlık projesidir de. Bu özelliği ile Abdullah Öcalan’ın kitaplarında kendine genişçe yer bulmuş, geliştirilen “yeni sistem”in gerekçelendirilmesi çerçevesinde sayısız olumlu atfın konusu olmuş, buradan uyarlamalarla KADEK-Kongra Gel-PKK programlarında geleceğin insanlık özlemi ve hedefi olarak yüceltilen “demokratik uygarlığın” halen gerçekleşmiş örneği olarak olumlanmıştır.

Dolayısıyla ortada sanıldığından da önemli bir ilke ve politika sorunu vardır. Reformist sol ittifak kendi liberal doğasına yakışır bir biçimde bunun üzerinden yıllardır atlayıp durmaktadır ama artık(52)lütfedip bu konuya blok adına bir açıklama getirilmek durumundadır. Kaldı ki gündemde yeni bir seçim var ve bu seçimde kitlelerin karşısına ortak bir tutumla çıkacak az-çok ciddi her oluşumun AB gibi önemli bir politika sorununda mutlaka topluma ve kitlelere açık bir şeyler söylemek zorunluluğu vardır. Bunun söylenip söylenmeyeceğini, söylenecekse eğer nasıl söyleneceğini bekleyip görmemiz gerekecek.

Yerli Prodi” arayışına yerinde düzeltme

Orhan Doğan’a sorulan öteki soru ise şöyle: “Peki bu sol ittifakın Prodisi kim olacak?” Yanıt bize göre her açıdan dikkate değer, bu nedenle bütünlüğü içinde olduğu gibi aktarıyoruz: “Belki de Evo Morales’i kim olacak? diye de sormak gerekebilir. Veya içinde De Clerk olacak mı, Zapatero olacak mı? Mevcutlar içinde bir Prodi tiplemesi göremedim, bilmiyorum. Muhtemelen bu yeni bir yüz, belki de sürpriz isim olacaktır. Geçmişte benzer çalışma yürütürken Sayın Celal Doğan olabilirdi diye düşünmüştük. Ortaya koyduğu vizyon Türk ve Kürt halklarını buluşturacak bir perspektif içeriyordu. Bir şeyler mi kaçırdık yoksa yanlış mı düşünüyoruz, bunu tarih gösterecektir.”

Türkiye gibi bir ülkenin sol ittifakı için “yerli Prodi” aramak normal koşullarda mantıktan yoksundu ve biz geçen sayıda bunun üzerinde genişçe durmuştuk. Orhan Doğan deneyimli ve özgün düşünebilen bir politikacı olarak kaynağı Öcalan da olsa sorudaki mantıksızlığı anında düzeltiyor. “Belki de Evo Morales'i kim olacak? diye de sormak gerekebilir.” diyor. Evo Morales bir kitle hareketi dalgasının üzerinden başkanlığa yükseldi. İlla örnek aranacaksa bu İtalya’dan çok Latin Amerika olmalıydı diyen Kızıl Bayrak'ı Orhan Doğan da doğrulamış oluyor.

Fakat bundan da önemli olanı De Clerk ve Zapatero’ya yapılan atıftır. İlki ırkçı Güney Afrika Cumhuriyet’inde Aparheid dönemine son veren sürecin beyaz temsilcisi, öteki Katalonya için(53)daha geniş bir özerkliği geçtiğimiz günlerde oylayan ve şu günlerde ETA ile barış görüşmeleri yapacak olan İspanya başbakanı. Orhan Doğan, bir kez daha son derece isabetli bir tutumla Kürt hareketinin bugünkü politikası üzerinden işaret edilebilecek türden şahsiyetlere işaret ediyor.

Aynı konuda, Prodi örneği konusunda, Kızıl Bayrak'ın geçen sayıdaki yorumu şöyleydi:

Abdullah Öcalan ve onu izleyerek PKK yöneticileri böyle bir örnekten Türkiye’nin emekçileri ve mazlum Kürt halkı için en ılımlı reform sınırlarında dahi ne gibi bir yarar umuyor olabilirler ki? Bu yanıtı kolay bir soru değil. Zira devrim düşüncesini ve dolayısıyla hedefini kategorik olarak terketmiş bulunsalar da, varlık nedenlerini oluşturan siyasal sorun yüzünden onlar kurulu düzenin hiç değilse siyasal statükosunda bazı değişimler talep etmek durumundadırlar ve nitekim ediyorlar da. Fakat bu kadarı bile İtalya’ya ve Zeytin Dalı’na değil daha uygun başka örneklere bakmayı gerektirir. Oysa onlar, özellikle de bu düşünce ve politikanın kaynağı olarak Öcalan, İtalya'ya ve Zeytin Dalı'na işaret edip durmaktadır.”

Fakat bütün bunlardan daha da önemli olan, Orhan Doğan’ın Celal Doğan hakkında söyledikleridir. Gizlenemeyen bir özeleştirel pişmanlıkla dile getirilen bu sözler, ilkin mevcut Kürt politikasının mantığına uygun düşmektedir. Eline fırsat geçtiğinde ne yapıp yapamayacağı ayrı bir sorun, fakat Celal Doğan’ı öteki sosyal-demokrat şahsiyetlerden ayıran yan Kürt sorununa ve hareketine bilinen ılımlı yaklaşımıdır. Kürt sorunu üzerinde yükselen, varlık nedeni bu olan bir hareketin içinde yer alacağı bir ittifak için ille de bir “yerli Prodi” aranacaksa o ancak bu türden biri olabilir haliyle. Orhan Doğan’ın atfı bir açıdan yerindedir.

Fakat bir de sorunun öteki bir yüzü var. Celal Doğan mevcut sosyal-demokrat lider adayları arasında denebilir ki Özal çizgisinde gerçek bir neo-liberaldir. Bu ise bir başka koldan bizi gerisin geri İtalya’nın Prodi örneğine götürüyor. Celal Doğan Kürt sorununa(54)duyarlı bir tür “yerli Prodi” örneğidir. Orhan Doğan konumundaki bir Kürt politikacısının soruna tarihi tanık tutacak denli önemli bir vurgu eşliğinde Celal Doğan’a işaret etmesi bu açıdan rastlantı da değildir.

Bu tutum ve yaklaşım Öcalan’a Morales üzerinden getirilen düzeltmenin tüm anlamını da ortadan kaldırmaktadır haliyle. Fakat bunun bir önemi yoktur. Zira bu sonuç gerçekte Kürt hareketine bugün egemen olan siyasal anlayış ve tercihin mantığına tümüyle uygundur. Kürt kitlelerinin sosyal konum ve sorunları ile mücadeleci dinamizmine uygun düşen gerçekte Latin Amerika örnekleri olsa da, anayasal reformlara dayalı bir çizgide devletle ve düzenle barışmayı ve bütünleşmeyi seçmiş bir Kürt hareketi için bu tür örnekler “çözücü” olmaktan çok sorun kaynağıdır. Oysa bir yerli Prodi örneği olarak Celal Doğan’ın simgelediği kimlik bir yandan Kürt sorunu için ılımlı bir reform olanağı, öte yandan ise düzenin yerli ve emperyalist efendileri için bir güven kaynağıdır.


Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   10   11   12   13   14   15   16   17   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin