H. Fırat (Not 1: Parentez içindeki rakamlar kitabın orjinal sayfa numarasıdır. Sayfa numaraları o sayfanın sonunu işaretler)


Partimiz her konuda olduğu gibi seçimlere ve burjuva temsili kurumlara yaklaşım konusunda da daha en baştan, ilk çıkışından



Yüklə 1,69 Mb.
səhifə9/127
tarix15.05.2018
ölçüsü1,69 Mb.
#50469
növüYazı
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   127

Partimiz her konuda olduğu gibi seçimlere ve burjuva temsili kurumlara yaklaşım konusunda da daha en baştan, ilk çıkışından(33)itibaren geçmişin yanlış ve çarpık küçük-burjuva anlayışlarıyla hesaplaşan bir gelişme çizgisinin ürünü ve temsilcidir (Konu komünist hareketin 1987’deki çıkış belgelerinde bütün açıklığı ile yer almaktadır). Bu konuda açık ve berrak bir çizgisi ve bu çizginin bir dizi seçimde hayata geçirilmesinin sağladığı önemli bir pratik deneyimi vardır. Gündemdeki seçimlere de bu çizgi temelinde ve bu deneyimlerin ışığında katılmaktadır. Seçimleri işçilerin ve emekçilerin devrimci bilincini geliştirmenin, devrimci görüş, amaç ve şiarları kitleler içinde yaymanın özel bir fırsatı olarak kullanmada şimdi her zamankinden daha güçlü ve daha iddialıdır.

(...)


(Seçimler, sol hareket ve devrimci sınıf çizgisi'nden..., Ekim, Sayı: 247, Haziran 2007, Başyazı)(34)

****************************************************

Reformist solda “Zeytin Dalı” tartışması (Haziran-Temmuz 2006)(35)...(36)

****************************************************

-I-

Zeytin Dalı”na hazırlanan reformist sol Prodi’sini arıyor..

Kendi Prodilerini çıkarsınlar”

Abdullah Öcalan son (14 Haziran 2006 tarihli) avukat görüşmesinde söz arasında şunları söylüyor: “Ayrıca seçim için de daha önce söylediğim geniş ittifak için çalışmalar devam etmelidir. İtalya’daki zeytin dalı örnek alınabilir. Kendi Prodilerini çıkarsınlar.”

Kendisinin de hatırlattığı gibi, o bu aynı öneriyi daha önceki görüşmelerinde de ortaya koymuştu. 24 Mayıs tarihli görüşmede aynı konuda şunlar söylenmişti: “DTP’ye de önerim, geniş katılımlı ve demokratik bir birlik yaratmalılar. İtalya'daki Prodi pratiğini örnek alabilirler. Yalnız birebir taklit değil, Türkiye koşullarını da dikkate alarak daha geniş bir tabanı esas almalılar. Ancak ben kimin Prodi olacağını söyleyemem, belirlemem, kendi Prodilerini kendileri bulsunlar ve yaratsınlar.”

Üç hafta arayla aynı önerinin neredeyse aynı biçimde tekrarlanması ve bunun özellikle “kendi Prodilerini kendileri bulsunlar”(37)vurgusuyla birleştirilmesi, bu sözlerin rastgele sarfedilmediğini, ortada üzerinde iyi düşünülmüş önemli bir politika sorunu olduğunu göstermektedir.

Neden ille de İtalya örneği?

Fakat neden ısrarla İtalya da, bir başka ülke örneği değil? Bu sorunun yanıtı sol eksenli seçim ittifakları zorunluluğu olamaz herhalde. Zira yakın dönemde sol partilerin seçim ittifakına dayalı olarak hükümet ya da devlet başkanı çıkarmayı başarmış bir dizi başka ülke örneği var. Peru’daki son kesintiye kadar Latin Amerika’nın birçok ülkesinde son birkaç yıldır neredeyse genelleşmiş olan durum tamı tamına buydu.

Öcalan’ı benzer sözlerle tekrarlayan PKK yöneticilerinin de bu gerçeğin bilincinde oldukları, fakat buna rağmen ısrarla İtalya’ya işaret ettikleri görülüyor. 14 Haziran tarihli görüşmenin içeriğinin kamuoyuna açıklanmasından birkaç gün sonra Öcalan’ın açıklamaları ekseninde uzun bir röportajı yayınlanan ve “DTP’nin Zeytin Dalı perspektifi ekseninde bir demokratikleşme sürecinin gelişmesi için yoğun bir çaba içine girmesi gerek” tiğini vurgulayan Murat Karayılan, aynı konuya ilişkin olarak şunları söylemektedir: “... Türkiye'nin her zamankinden çok daha fazla bir demokrasi hareketine ihtiyaç duyduğu, toplumun böyle bir şeyi tercih edeceği çok açık ortadadır. Bu konuda dünyanın birçok ülkesinde gelişen örnekler var. En çarpıcısı İtalya’daki Zeytin Dalı hareketidir.”

Neden “en çarpıcısı”nın İtalya’daki örnek olduğuna ilişkin bir açıklama yok bu sözlerin devamında. Fakat “Zeytin Dalı hareketi”nin irili ufaklı sol ve sosyal-demokrat partilerin seçimlere yönelik sıradan bir ittifakı olmak dışında gerçekte hiçbir özelliği ya da “çarpıcı”lığının olmadığını biliyoruz, işin aslında bu bir hareket falan da değildir, basitçe sol ya da sosyal demokrat partiler arası bir seçim ittifakıdır. Herhangi bir kitle hareketine, bunun ürünü dinamik bir taban örgütlenmesine dayanması da sözkonusu(38)değildir. Bundan dolayıdır ki emeğe karşı azgın bir saldırıyı, diz boyu bir çürümüşlüğü, her türden soygunu ve hırsızlığı, Bush çetesinin hizmetinde militarizmi ve savaşı, daha da önemlisi mafya ve gladio egemenliğini simgeleyen Berlusconi karşısında, üstelik onun yılları bulan yıpranmışlığına rağmen, kıl payı denebilecek bir farkla zar zor seçim başarısı sağlayabilmiştir. Avrupa’nın tanınmış dergilerine “Baba” diye kapak bile olmuş bir mafya babası karşısında ikinci kere yenilmekten ucu ucuna kurtulabilmiştir.

Oysa Latin Amerika örnekleri bir dizi açıdan gerçekten çarpıcı ve dikkate değerdir. Hemen tümünde güçlü bir emekçi kitle hareketi dinamiğinin üzerinden sol ittifaklar seçim başarısı elde etmiş, sol etiketli hükümetler başa geçmiştir. Bu kitle dinamizmi güçlü ve yaygın taban örgütlerine dayalıdır ve halen de yer yer (örneğin Venezüella’da olduğu gibi) geleneksel yönetici sınıfların devlet yapılanmasında somutlanan gücünü bir ölçüde dengelemektedir. (Tabandan gelen bir kitle dinamizminin kendini fazlaca hissettirmediği nadir yerlerden biri Peru idi ve orada da sonuç dikkate değer biçimde başarısızlık oldu).


Dolayısıyle, Türkiye’nin geneline değilse bile, son zamanlarda kendini bir dizi çıkış üzerinden sergileyen Kürt halk hareketi dinamizmine Latin Amerika örnekleri gerçekte her bakımdan çok daha uygun düşmektedir. Fakat Öcalan ve onu aynen tekrarlayarak PKK yöneticileri buna rağmen bunları görmezlikten gelmekte, ısrarla İtalya’ya işaret etmektedirler. İletişimin ulaştığı gelişme düzeyi sayesinde alabildiğine küçülmüş dünyamızda bunu coğrafi yakınlığın cazibesine ya da avantajlarına yormanın da olanağı yoktur. Gerçekte Latin Amerika’daki seçim başarıları Türkiye’nin hiç değilse siyasal yaşamla ilgilenen emekçileri arasında İtalya ile kıyaslanamaz ölçüde çok daha fazla yankı bulmakta, ilgi çekmektedir. Popüler sermaye basını bile ne akar ne kokar görünümündeki Prodi’den çok sık sık ABD karşıtı çıkışlarıyla gündeme gelen Chavez’e yer vermekte, onun üzerinden Latin Amerika’daki “sol dalga”ya işaret etmektedir.(39)

Yüklə 1,69 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   127




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin