Bosna-Hersek’teki federal idari ve hukuki sistem oldukça karmaşık durumdadır. Kantonlar genel olarak Sırp, Boşnak ve Hırvat toplumlarının yerleşim birimlerindeki nüfus yoğunluğuna göre yapılanmakta ve yönetilmektedir. Dolayısıyla etnik dağılıma göre şekillenen kantonlarda bir başka etnik topluluğun normal şartlarda varlığını sürdürmesi oldukça zordur. Uluslararası kurumların ülkedeki varlığı güvenliğin ve asayişin sağlanmasına katkıda bulunmakla birlikte savaşın yıkıcı etkisinin özellikle Boşnaklar üzerinde yarattığı güvensizlik duygusunun aşılması için uzun bir zamana ihtiyaç duyulduğu gözlenmiştir. Savaş suçlusu olarak uluslararası mahkeme tarafından aranan kişilerin hala yakalanamamış olması ve Lahey Adalet Divanı’nın son kararı, savaşta büyük acılar yaşamış olan Boşnak toplumunun uluslar arası mekanizmalara olan inancını oldukça zayıflatmıştır.
Kosova’da ise nihai statü belirsizliği nedeniyle gerginliğin artmakta olduğu gözlenmiştir. %90 oranında Arnavut toplumunun egemenliğinde bulunan Kosova’da bağımsızlık talepleri her platformda dile getirilmektedir. Azınlık grupları ise temel haklar bakımından ciddi sınırlamalar ile karşı karşıyadır. Türk, Sırp ve Roman toplumları anadilde eğitim, yayın, mülkiyet ve örgütlenme hakkı gibi önemli sorunlar yaşamaktadır.Yakın gelecekte, Kosova’nın nihai statüsünün belirlenmesi ile birlikte uluslar arası toplumun Kosova’ya ilgisinin artacağı düşünülmektedir.
Makedonya, AB sürecinde gerçekleştirdiği anayasa reformu ve onayladığı uluslar arası sözleşmeler ile öne çıkmaktadır. Azınlıklara ilişkin göreceli sorunlara sahip olsa da Makedonya anayasası tüm azınlık toplumlarını resmen tarif ederek tanıyan bir ülke konumundadır. Hukuk reformu, ifade, din ve örgütlenme hakkının uluslar arası standartlarla güvence altına alınmış olması önemli iyileşmeler olarak göze çarpmaktadır. Bununla birlikte azınlık gruplarının karşılaştıkları engelleme ve ayrımcılık, kolluk güçlerinin keyfi davranışları, yerel düzeyde de olsa gözaltında işkence ve kötü muamele ile yargısız infaz uygulamaları başlıca insan hakları sorunları olarak göze çarpmaktadır. Roman, Türk ve Sırp azınlık toplumları bu açıdan çeşitli sorunlara sahip bulunmaktadır.