3354- “Sema-i dünya” ifadesi Kur’anda (37:6) ve (41:12) âyetlerinde de geçer.
3355- Beşerin teknik terakki ile semaya teveccühü hakkında Kur’an ve ehadiste bazı gizli remizler vardır. Ezcümle Kur’an (38:10,11) âyetleri, tekniğine güvenerek gururlanan ve Malik-i Semavat’ın saltanatından gafil olan beşerin semaya teveccüh edeceğine ve o devirdeki birbirine zıd siyası hizibleriyle hezimete mahkûm iktidarlarına ve dünyevi menfaat için birleşen devletlerine (Kur’anın her asra bakan mana külliyeti kaidesine binaen) remzeder. Aynı surenin 14. Âyetine kadar olan devamında, bu hiziblerin geçmişteki azgın emsallerinin devamı olduklarını da ihtar ediyor.
Aynı surenin 10. Âyetinde geçen: ¬_«A²,«²~|¬4~YT«#²h«[²V«4 ifadesi semavatta Allah’ın koyduğu sebeb ve kanunlara ve semada vaz’olunan mizana (Bak: Kur’an 55:7) yapışarak ve içine girerek göğe yükselmekle alâkalı müteşabih nev’inden bazı rivayetler de vardır. Meselâ Sahih-i Müslim’de nakledilen hadisin bir kısmı olan şu ifade gayet manidardır:
²v¬Z¬"_ÅLX¬" «–Y8²h«[«4 ¬š_«WÅK7~ |¬4 ²w«8 ²uB²T«X²V«4 ÅvV«;
_®8«… ®}«"YN²F«8 ²v¬Z²[«V«2 yÁV7~ Ç…h«[«4 ¬š_«WÅK7~ |«7¬~
“Yani: Şimdi gelin de gökte bulunanları öldürelim (derler) ve oklarını gökyüzüne doğru atarlar. Allah onların oklarını bir kan ile boyanmış olarak kendilerine döndürür.” (S.M. ci.8, sh: 481, hadis no:111)
Hadiste geçen (nüşşab), uzak menzile atılan ve ucuna maden geçirilen temrenli oktur ki, teknik dünyanın fezaya fırlattıkları oklarına (füze v.s. âlet ve cihazatlarına) da telmih vardır. Hadiste adı geçen ok’un akıllı imiş gibi sahiblerine geri döndürülmesi, bu makamda çok manidar düşmüştür.
Yaş ve kuru herşey içinde bulunan Kur’an, (Bak: 6:59) beşerin teknik terakkisine de gizli işaretlerle elbette temas edecektir. Evet (15:14, 15) (40:36, 37) (55:33) (84:18, 19) ve emsali âyetler, teknik terakkiyata da ince remizlerle baktığı düşünülebilir.
3356- Hem “arzın semavatla alâkası, muamelesi olup aralarında çok büyük irtibat vardır. Evet arza gelen ziya, hararet, bereket vesaire, semavattan geliyor. Arzdan da semaya dualar, ibadetler, ruhlar gidiyor. Demek aralarında cereyan eden ticarî muameleden anlaşılıyor ki; arzın sakinleri için semaya çıkmaya bir yol vardır ki, enbiya, evliya, ervah cesedlerinden tecerrüd ile semavata uruc ederler.” (M.N. 204)
3357- Ve keza “bu güzel âlemin bir maliki bulunmaması muhal olduğu gibi, kendisini insanlara bildirip tarif etmemesi de muhaldir. Çünki insan malikin kemalatına delalet eden âlemin hüsnünü görüyor; ve kendisine beşik olarak yaratılan Küre-i Arzda istediği gibi tasarruf eden bir halifedir. Hatta sema-i dünyada dahi aklıyla çalışıyor ve küçüklüğüyle, zaafiyetiyle beraber hârika tasarrufat-ı acibesiyle eşref-i mahlukat ünvanını almıştır.” (M.N.138)
Dostları ilə paylaş: |