Kurs ve Ders Hedefleri) Prof. Dr. Feridun Yenisey (Örgütlü Suçlar ve Terör Suçlarının Muhakemesi) Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu



Yüklə 3,66 Mb.
səhifə73/77
tarix16.01.2019
ölçüsü3,66 Mb.
#97569
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   77

31.03.2010 tarih, Esas No: 2009/19539-Karar No: 2010/3770)

1- Katılanın ihbarı ve sanık S.Y'nin diğer sanıklarla birlikte tedavisini yaptırmak için gittiği sağlık kuruluşunda görevlilerce yakalanmaları üzerine haklarında soruşturma başlatılan sanıkların, katılana ait sokakta park hâlinde bulunan 01 BC 732 plakalı aracı yakarak zarar vermeleri şeklindeki eylemin, silahlı terör örgütünün talimatı doğrultusunda yapıldığı hususunda delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde tartışılmadan, sanıkların "örgütün talimatı doğrultusunda yurt çapında benzer eylemlerin yapıldığı olaylar zincirinden olarak örgüt adına özel şahıslara ait araçlara zarar vermek suretiyle örgütün talimatlarının yerine getirilmesi çabaları doğrultusunda müştekiye ait araç yakmak suretiyle zarar verdikleri" şeklindeki soyut gerekçe ile silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten bahisle hüküm kurulması ve yakarak mala zarar vermenin silahlı terör örgütü adına

işlendiğinin kabulü ile cezada artırım yapılması,

Kabule göre:

2- 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesi bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olup bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulunun gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da gözetilerek yakmak suretiyle mala zarar verme suçundan da mahkûm olan sanıklar hakkında anılan maddenin uygulanmaması, (9.C.D, 29.03.2010 tarih, Esas No: 2010/532-Karar No: 2010/3639)

3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 5/2. maddesi hükmüne göre yakarak kamu malına zarar verme ve kasten yaralama suçlarının örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması dolayısıyla tayin edilen cezaların 3713 sayılı Kanunun 5. maddesine göre 1/2 oranında arttırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. ONANMASINA, (9.C.D, 29.03.2010 tarih, Esas No: 2009/20698-Karar No: 2010/3638)

Fransa'da oturan sanığın terör örgütü PKK'ya üye olan oğlunun yaralandığını öğrenmesi ve kendisine telefon açarak gelip almasını istemesi üzerine, Fransa'dan Türkiye'ye gelip yeğeninin aracıyla Lice ilçesi Aşağıpınar kırsalına giderek oğlu ile buluştuğu, örgütten ayrılması yolunda uyarı ve ısrarda bulunduğu, ardından tedavi için Fransa'ya götürmek isterken güvenlik güçlerince yakalandığı, sanığın açıklanan eyleminin terör örgütüne yardıma yönelik olmadığı, suç faili olan oğlunu araştırma ve yakalanmaktan kurtulması için imkan sağlama niteliğinde olduğu, bu itibarla sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 283/3. maddesi uyarınca cezaya hükmolunamayacağı gözetilmeden, yazılı gerekçe ile mahkumiyetine karar verilmesi, (9.C.D, 29.03.2010 tarih Esas No: 2008/9021-Karar No: 2010/3628)

"Olay yerinde güvenlik güçlerine taş atan, " biji serok apo, dişe diş, kana kan, seninleyiz Öcalan, PKK halktır, halk burada, HPG cepheye, misillemeye " şeklinde slogan atan ve zafer işareti yapan grubun içerisinde yer alan, taş atarken, yerden taş alırken, güvelik güçlerini el kol hareketleriyle tahrik ederken, sapan kullanırken, sapan kurarken, elinde taş bulunurken ve atarken görüntülenen sanığın sübutu kabul edilen eyleminin, 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde düzenlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğunun ve bu suçtan da ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden sadece örgüt adına suç işleyen konumunda kabul edilerek örgüt üyesi gibi cezalandırılması suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezasını azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA", (9. C.D, 15.03.2010 tarih, Esas No: 2008/8425-Karar No: 2010/3078)

"Sanık N.K'nin üyesi olduğu silahlı terör örgütünün amacı doğrultusunda 24.04.1995 tarihinde İstanbul Bayrampaşa Kartaltepe mahallesinde silahlı yağma, sanıklar N.K. ve C.S'nin ise 24.05.1995 tarihinde İstanbul Sefaköy'de bir araca monte ettikleri bombanın patlatılması sonucu biri ağır üç kişinin yaralanması şeklindeki vahim olaylara katıldıklarının iddia ve kabul edilmiş olması karşısında, eylemlerine uyan ve suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şeklide hüküm kurulması", (9.C.D, 25.02.2010 tarih, Esas No: 2009/5271-Karar No: 2010/2433)

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 18.03.2003 tarih ve 2002/320-2003/40 sayılı benzer bir olaya ilişkin kararında belirtildiği gibi, sanığın silahlı terör örgütünün propagandasını içerir pankartı çantasının gizli bölümüne saklayarak miting alanına sokmak üzere yanında getirdiği, polis arama noktasından arama yaptırmadan miting alanına geçmek için koşmaya başladığı, polisin takibi üzerine içinde pankart bulunan sırt çantasını çıkartıp attığı ve pankartın bu şekilde ele geçtiğinin anlaşılmasına göre; sanığın örgütün miting alanındaki etkinliğinin polis aramasına karşın ortaya konulması ve propagandasının yapılmasını temin etmek amacıyla propaganda malzemesi sağlamak biçimindeki eyleminin tamamlanmış olması hâlinde silahlı örgüte yardım suçunun oluşacağı, ancak; yakalanması sebebiyle icra hareketlerinin tamamlanmamış olduğu bu aşamada eylemin silahlı örgüte yardım suçuna eksik teşebbüs oluşturacağı gözetilerek sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 24.02.2010 tarih, Esas No: 2008/8202-Karar No: 2010/2414)

".Lisesi duvarına terör örgütünün propagandası niteliğinde yazı yazılması fiili silahlı terör örgütüne yardım etme suçunu oluşturduğu ve bu suçtan dolayı cezaya hükmedilmesi gerektiği." (Yargıtay CGK 23.02.2010, E.2010/9-7, K. 2010/37)

"Sanıklar arasında TCK nin 220 maddesinin unsurlarını oluşturacak şekilde hiyerarşik bir ilişkinin bulunduğuna, sanıkların belirli olmayan suçlan işlemek için bir yapı oluşturduğuna ilişkin mahkûmiyetlerine yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatleri yerine yazılı şekilde mahkûmiyetlerine karar verilmesi.." Yargıtay 1. CD, 17.2.2010, 2009/3334. 2010/922.

Öldürülen terör örgütü üyelerinin cenaze törenine, örgütün internet sitelerinde yaptığı çağrıya uyarak örgütün propagandasına dönüşen toplantıya katılan sanığın, örgüt amblemine sarılı tabutu taşıyarak terör örgütünün propagandasını yaptığı, bu suretle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten ibaret eylemi nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/6 ve 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri gereğince ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 02.02.2010 tarih, Esas No: 2008/7081-Karar No: 2010/1381)

"Sanığın terör örgütünün propagandasının yapıldığı gösteriye katılıp alkış tuttuğu, zafer işareti yapıp slogan attığı sabit olduğundan atılı suçtan mahkumiyetine (TCK m. 220/8) karar verilmelidir." (Yargıtay 9. CD. 22.12.2009, 2008/7048 E., 2009/12581 K.)

"Sanıklardan Selahattin liderliğinde kurulan suç örgütünün 1993 ilâ 1997 yıllan arasındaki yasadışı faaliyetlerini, aynı örgütün içinde bulunup işlenen bu suçlardan haklarında mahkûmiyet bükümleri bulunan Ali ile Sezgin' in itiraf etmeleri üzerine, bu şahısların yerlerinin tespit edilerek önce öldürülmeleri daha sonra da sakat bırakacak şekilde yaralanmaları ve bunun için silâh temini konusunda sanık Selahattin tarafından Murat dışındaki diğer sanıklara talimat verildiği... örgüt üyelerinin itirafçıların öldürülmesine yönelik bir dizi hazırlık eylemin yanı sıra gruba dâhil olan sanıkların zorla senet tahsiline yönelen bir takım başka mağdurlar aleyhine eylemler gerçekleştirdikleri, aleyhlerine davalar açıldığı ve bu aşamada bazı itirafçıların ve müştekilerin vurdurulması talimatları verildiği ve bunun Emniyet tarafından engellendiği, bu şekilde oluşan ve gelişen eylemlerinin silahlı örgütün devamlılığı ve etkinliğini korumaya yönelik olduğunun anlaşılması karşısında sanıkların 4422 sayılı Yasaya aykırılık suçundan mahkûmiyetleri yerine beraat kararı verilmesi..." (Yargıtay 8. CD, 25.11.2009, 2007/10550, 2009/15006)

"Güvenlik güçlerince yakalanarak ele geçen hükümlünün örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlarla ilgili açıklamada bulunmadığı gibi örgütün dağılmasını veya mensuplarının yakalanmasını sağlamaya elverişli bilgide vermediği, bu nedenlerle 5237 sayılı TCK'nın 221. maddesinin uygulanma koşullarının oluşmadığı gözetilmeden değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması...", (9.C.D., 23.11.2009 gün ve Esas No: 2008/4509, Karar No: 2009/11765)

"Sanığın ... diğer sanıklar Ahmet, Zekeriya ve Adnan arasında oluşturulan örgütsel yapılanmaya dâhil olduğuna ilişkin yeterli ve kesin delil bulunmadığı gözetilmeden... a) örgüte üye olma suçundan beraatı yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, b) koşullan bulunmadığı hâlde. ... TCK'nin 188. maddesinin 5. fıkrasının uygulanması.". (Yargıtay 10. CD. 19 11.2009. 11535/18078)

"5237 sayılı TCK'nın lehe kabul edilerek uygulanması karşısında lehe kanunun bütün olarak uygulanıp sanığın durumunun aynı kanunun 221. maddesinde belirlenen etkin pişmanlık hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği ancak, bu maddenin uygulanması şartları oluşmadığı gibi 4959 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yakalanan sanığın örgüt içindeki konum ve faaliyetleriyle uyumlu şekilde bilgi vermek suretiyle örgütün dağılmasına veya meydana çıkarılmasına yardım ettiğine ya da bilgi ve belge vererek, yahut bizzat çaba göstererek örgütün amaçladığı suçun işlenmesine engel olduğuna dair yeterli delil bulunmadığı, bu nedenle de kanunda aranan koşulların oluşmadığı gözetilmeden, tayin edilen cezanın 4959 sayılı kanun nedeni ile indirilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır" (9. C.D, 16.11.2009 gün, Esas No: 2008/10932-Karar No: 2009/11394)

Sanığın aşamalardaki savunmaları, sanıklar Pınar Çaçan ve Hakan Ülger'in beyanları ile tüm dosya kapsamı karşısında; Hakan Ülgen'in sanığa öğrenci olarak tanıtıldığı ve kiralık ev aradıklarının bildirildiği, sanık Hakan Ülgen'in terör örgütüne götürülmek istendiğinden haberdar olmadığı, evinde yarım saat gibi kısa bir süre kalındığı da nazara alındığında atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 16.11.2009 gün, Esas No: 2008/2004-Karar No: 2009/11390)

Hüküm : Sanık R.G. hakkında: 4959 sayılı Kanunun 4/son maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına,

Sanık H.K. hakkında: 765 sayılı TCK'nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, 765 sayılı TCK'nın 59/2, 31. maddeleri

Sanık F.D. hakkında: Beraat.

Sanık R.G'nin örgüte yardım amacıyla para verme, örgüt adına para toplama, Abdullah Öcalan'ın yakalanması üzerine protesto eylemlerine, üniversite ders boykotuna ve yasadışı gösterilere örgüt adına sloganlar atarak katılma, sanıklar H.K. ve F.D. ile ilişkiye geçerek F.D'ye özgeçmiş raporu verip başka kişilerle birlikte örgütün kırsalda yer alan kamplarına gitmek üzere yola çıkmışken yakalanma biçiminde ortaya çıkan eylemlerinin, sanık HK'nin silahlı örgüte üye olma suçundan mahkumiyetinin infazına ilişkin olarak kalmakta olduğu cezaevinden şartla tahliye olduktan sonra örgütle tekrar ilişkiye geçme ve örgüt adına para toplama, kırsala yeni katılımları aktarma faaliyetlerinde bulunma ve son olarak sanık R.G'nin de içinde bulunduğu grubu kırsala gönderme gibi faaliyetlerinin, yine cezaevinden aynı şekilde tahliye olmuş bulunan sanık F.D'nin sanık HK'le ilişkiye geçerek kırsaldaki kamplara gideceklerin organize edilmesi faaliyetlerine katılma ve son olarak sanık R.G'nin de içinde bulunduğu grubu kırsala gönderme ve öncesinde R.G'nin özgeçmiş raporunu alma gibi faaliyetlerinin içerdikleri yoğunluk, süreklilik ve çeşitlilik karşısında; sanıkların eylemlerinin silahlı örgüte üye olma suçu kapsamında değerlendirilmesi ve hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi, (9.C.D, 11.11.2009 gün, Esas No: 2008/2010-Karar No: 2009/11270)

Hüküm : 3713 sayılı Kanunun 7/2-3, 765 sayılı TCK'nın 59, 40. maddeleri

Sanığın iddia ve kabul olunan ve dosya kapsamı ile de sübuta erdiği anlaşılan eylem ve faaliyetleri itibariyle PKK terör örgütünün gençlik alanındaki alt yapılanmasını oluşturan BAGEH üyesi olup, eyleminin silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 10.11.2009 tarih, Esas No: 2009/11643-Karar No: 2009/11211)

"5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun etkin pişmanlığa ilişkin 221. maddesinin 2. fıkrası hükmünden yararlanılabilmesi için, örgüt üyesinin örgüt adına işlenen suçlara iştirak etmeksizin örgütten çekilmesi ve bu durumu görevli makamlara bildirilmesi yeterli olup, temyiz davasına konu olayda; PKK terör örgütüne üye olarak Irak'ın Kuzey'indeki kamplarda 7 ay süreyle eğitim görmesine karşın uyum sağlayamayan ve gönüllü olarak örgütten çekilip kaçarak KDP güçlerine sığındıktan sonra Suriye'nin Kamışlı kentinde oturan amcasının yanına giden, kısa süre sonra yasal yoldan ülkeye giriş yapmak isteyen, ancak amcasının, pasaport ve herhangi bir kimlik belgesinin bulunmadığını, bu durumda evlerinde barındırmaları nedeniyle kendilerinin de sorumlu duruma düşecekleri kaygısını iletip, ülkeye hudut kapısı dışından girmesini söylemesi nedeniyle bu kez yasadışı yoldan ülkeye giriş yaptığı sırada kendisinden kuşkulanıp Pasaport Kanununa muhalefet suçundan gözaltına alınan ve hakkında örgüt mensubu olduğuna ilişkin bilgisi bulunmayan, kayıtlarda sorgulama yapmalarına karşın bu yolda bir bilgi ve belge de edinemeyen kolluk güçlerine, silahlı terör örgütü mensubu iken suça katılmaksızın örgütten gönüllü olarak çekildiğini bildiren sanık hakkında TCK'nın 221/2 maddesi uyarınca hükmolunan ceza verilmesine yer olmadığına dair kararın isabetli bulunması karşısında, tebliğ nâmede hükmün bozulmasını öneren düşünceye iştirak edilmemiştir" (9. C.D, 09.11.2009 gün, Esas No: 2008/5368-Karar No: 2009/11189)

Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın, örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde bulundurma eyleminin, silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hem örgüte yardım ve hem de patlayıcı madde bulundurma suçlarından hüküm tesisi, (9.C.D, 05.11.2009 tarih ve Esas No: 2009/10374-Karar No: 2009/11111)

a) Silahlı örgüte üye olmadığı anlaşılan sanığın, örgütün amacını ve faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek ve bu amaçla patlayıcı madde bulundurma eyleminin, silahlı örgüte yardım suçunun özel bir şeklini düzenleyen 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hem örgüte yardım ve hem de patlayıcı madde bulundurma suçlarından hüküm tesisi,

b) Kabul ve uygulamaya göre de;

Örgüt mensubu gibi cezalandırılan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi, (9.CD'nin 05.11.2009 tarih ve 10374/11111 sayılı kararı)

"Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmaya yönelik eylemlerde suç tarihinin, amaç suçun işlenmesi doğrultusunda işlenen ve vahamet arz eden araç suçun gerçekleştirildiği tarih olacağı sübutu kabul edilen iki erin şehit edilmesi eyleminin 20.05.2003 tarihinde gerçekleştirildiği, bu nedenle sanık Yıldırım Çelebi hakkında 765 sayılı TCK'nın 125. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz bulunmadığından ve sonuca da etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır". (9.C.D, 05.11.2009 tarih ve Esas No: 2009/10374-Karar No: 2009/11111)

Tüm dosya kapsamı, birlikte değerlendirildiğinde, örgütün faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek evinde bir kaleşnikof tüfek, 80 adet fişek, 2 adet el bombası ve 5 metre mayın tuzaklama fitili ele geçirilen sanığın eylemi 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 05.11.2009 tarih, Esas No: 2008/5013-Karar No: 2009/11083)

Sanıkların sorumlu yazı işleri müdürü ve sahibi olduğu dergide yayınlanan dava konusu yazılarda her ne kadar örgüt adı zikredilmemiş ise de bir bütün olarak değerlendirildiğinde amacının şiddet ve terör yöntemlerine başvurmayı teşvik edecek şekilde silahlı terör örgütü PKK'nın propagandasını yapmak olduğunun açıkça anlaşıldığı bu nedenle sanıkların hukuki durumlarının buna göre tayin ve takdiri gerekirken değerlendirmede yanılgıya düşülerek, yazılı gerekçe ile beraatlarına karar verilmesi, (9. C.D, 03.11.2009 tarih, Esas No: 2009/8326-Karar No: 2009/11046)

Sanığın sübutu kabul olunan 3713 sayılı Kanunun 6/2-son maddesine aykırılık suçu için öngörülen para cezasının 5237 sayılı TCK'nın 75. maddesi kapsamına girip ön ödemeye tabi olduğu, anılan maddede nisbî para cezalarının ayrık tutulmadığı da gözetilerek, sanığa usulüne uygun şekilde ön ödeme ihtarı yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 03.11.2009 gün, Esas No: 2008/1362-Karar No: 2009/10964)

Sanığın kolluk ve sorgu beyanı, sanıklar A.K. ve A.K'nin aşama beyanları ve tüm dosya kapsamından, terör örgütü üyesi olan sanık A.K'nin hâl ve sıfatını bilerek, evinde barındırmak, çarşıdan kendi parası ile elbise alarak giydirmek, tedavisi ile ilgilenmek ve ev telefonundan görüşme yapmasını sağlamak suretiyle örgüte bilerek ve isteyerek yardım suçunu işlediği sübut bulduğu gözetilmeden, mahkûmiyeti yerine yazılı gerekçelerle beraatine karar verilmesi, (9.C.D, 02.11.2009 tarih, Esas No: 2009/12787-Karar No: 2009/11005)

a- Sanıklar A.K., K.Ç. ve A.A. hakkında yağmaya teşebbüs suçundan kurulan hükümlerle ilgi olarak;

Sanık A.K'nin mağdurlar K.Y. ve H.D'ye sanıklar K.Ç. ve A.A'nın mağdur K.Y'ye karşı gerçekleştirdikleri yağmaya teşebbüs suçunu, örgütün korkutucu gücünü kullanarak ancak, kendilerine yarar sağlamak için işledikleri, kendilerine verilen örgüte ait vergilendirme makbuzlarını uzun süre muhataplarına vermedikleri ancak daha sonra borçlarını ödemek için bundan istifade etmek amacıyla telefonla ve mesajla tehdit yoluyla para istedikleri, sanıkların örgütle iritbatlı olarak veya örgüte yarar sağlamak için suçu işlediklerine dair dosyada delil bulunmadığı anlaşılmakla, her üç sanık için mağdur K.Y'ye karşı olan eylemleri sebebiyle 5237 sayılı TCK'nın 149/1-c-f sanık A.K. için mağdur H.D'ye karşı olan eylemi sebebiyle 5237 sayılı TCK'nın 149/1-f maddelerinin uygulanması gerektiğinin ve tayin edilen cezaların 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi ile arttırılamayacağının gözetilmemesi

b- Sanık Y.P. hakkındaki hükme yönelik temyizlere gelince;

Sanık Y.P'nin , örgütün gücünü kullanarak veya örgüt adına kişileri tehdit ederek yağmaya teşebbüs suçunu işlediğine dair delil bulunmadığı, örgüte ait vergi makbuzlarını mağdur M.K'ya ve muhataplarına ulaştırılmak üzere sanık A.K'ya vermek şeklinde sübuta eren eyleminin silahlı örgüte yardım niteliğinde olduğu, yağmaya teşebbüs suçunun unsurlarının bu sanık yönünden oluşmadığı gözetilmeden, eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/7. maddeleri yollamasıyla aynı yasanın 314/2. maddesi ile ceza tayin yerine suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi, (9.C.D, 30.10.2009 tarih, Esas No: 2009/14098-Karar No: 2009/10864)

"1- Sanığın 21.03.2007 tarihli eylemde; örgüt üyesi olmadığı hâlde örgüt adına suç işleme ve örgüt propagandası yapma suçlarını işlediği, bu sebeple 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddeleri gereğince, 13.09.2007 tarihli eylemde; iddianame ile oluşan hukuki kesinti sebebiyle yine 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 314/2 ve patlayıcı madde bulundurma suçundan da ayrıca cezalandırılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,

2- Kabul ve uygulamaya göre de;

Sanığın silahlı örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme eylemiyle ilgili olarak, yalnızca 3713 sayılı Kanunun 2/2. maddesi yollamasıyla hüküm kurulması gerekirken aynı zamanda 5237 sayılı TCK'nın 220/6. maddesi yollamasıyla da hüküm tesisi ve kabul edilen örgüte yardım suçu ile silahlı örgüt üyesi olmamakla beraber örgüt adına suç işleme eylemlerinin ayrı ayrı suç teşkil edeceğinin gözetilmemesi, olayda örgüte yardım suçunun oluşmaması nedeniyle bozma nedeni yapılmamıştır" (9.C.D, 30.10.2009 tarih, Esas No: 2009/11917-Karar No: 2009/10863)

Hüküm : 765 sayılı TCK'nın 169, 3713 sayılı Kanunun 5, 765 sayılı TCK'nın 59,31. maddeleri

Sanık M.D'nin örgüte adam kazandırma amacı doğrultusunda uzun süreli örgütsel ders alıp verme, üstlerine rapor sunma ve el yazılı özgeçmiş raporu gönderme şeklinde sübuta erdiği kabul edilen eylem ve faaliyetlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluğu nazara alındığında, eyleminin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 168/2 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 30.10.2009 tarih ve Esas No: 2007/12591-Karar No: 2009/10862)

"5237 sayılı TCK'nın 58/9. maddesinin örgüt mensubu olan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının infazı sırasında ve infazından sonra uygulanmak üzere denetimli serbestlik tedbiri uygulamasını getirdiği, ayrıca sanık hakkında uygulanacak infaz rejiminin buna göre belirlenmesini öngördüğü, ayrıca hakkında etkin pişmanlık hükümleri uygulanan kişiler hakkında aynı Kanunun 221/5. maddesi uyarınca denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması zorunlu olup, maddelerin kapsam ve amacından da anlaşılacağı üzere, maddelerde yer alan hususların bir ceza değil, cezaya bağlı olarak uygulanacak infaz rejimi ile ilgili olduğu ve bu konunun gerek Yargıtay Ceza Genel Kurulu, gerekse Dairemizin yerleşik uygulamaları karşısında kazanılmış hak oluşturmayacağı da dikkate alınarak bu hususlarda mahkemesinden her zaman bir karar alınması mümkün görülmüştür. (9. C.D, 30.10.2009 tarih ve Esas No: 2009/14200-Karar No: 2009/10819)

Sanığın, dava konusu yazıların yazarlarını bildirmemiş olması ve dosya içeriğine göre de suçun işlenişine iştirak ettiği ve yazı sahibi gibi sorumlu tutulması gerektiği gözetilmeden, eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından, bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 28.10.2009 gün ve Esas No: 2008/1275-Karar No: 2009/10845)

"Sanıkların örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işleyip işlemediğinin Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığından sorularak sonucuna göre örgüt adına suç işlediklerinin anlaşılması hâlinde TCK'nın 221/4. maddesinin, aksi hâlde aynı maddenin 3. fıkrasının uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi..."(9. C.D,

27.10.2009 gün ve Esas: 2009/14317-Karar No: 2009/10799

Uygulama: 765 sayılı TCK'nın 169, 59/2, 36, 40, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddeleri

Sanığın iddia ve kabul olunan ve dosya kapsamı ile de sübuta erdiği anlaşılan eylem ve faaliyetlerinin süreklilik ve çeşitliliği nazara alındığında fiilinin suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK'nın 168/2 ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 314/2. maddelerinde tanımlanan silahlı örgüte üye olma suçunu oluşturduğu hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 27.10.2009 gün Esas No: 2007/10434-Karar No: 2009/10674)

Suça konu derginin sahibi ve sorumlu yazı işleri müdürü olan sanığın, dava konusu yazının yazarını bildiren aidiyet belgesi veya başkaca herhangi bir belge ibraz etmemiş olması karşısında, eser sahibi gibi cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. (9. C.D, 27.10.2009 gün Esas No: 2009/10617-Karar No: 2009/10685)


Yüklə 3,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin