Kurs ve Ders Hedefleri) Prof. Dr. Feridun Yenisey (Örgütlü Suçlar ve Terör Suçlarının Muhakemesi) Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Topçu



Yüklə 3,66 Mb.
səhifə72/77
tarix16.01.2019
ölçüsü3,66 Mb.
#97569
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   77

Sanıkların silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak, ateş yakıp taş atan grubun içinde yer alıp örgütün propagandasını yapmak şeklinde iddia edilen eylemleri nedeniyle ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle örgüte üye olma suçundan, anılan Kanunun 314/2. maddesi gereğince, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür. (9.C.D, 05.10.2010 tarih, Esas No: 2008/17438-Karar No: 2010/10027)

2- Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan beraat, patlayıcı madde bulundurmak, görevi yaptırmamak için direnme suçlarından verilen mahkûmiyet hükümlerine yönelik temyizlere gelince;

a- 5237 sayılı TCK'nın 314. maddesinin 3. fıkrasında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler bu suç açısından aynen uygulanır" denilmekte anılan Kanunun 220. maddesinin 6. fıkrasında ise "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır" hükmünü taşımaktadır.

Anılan yasa maddelerinin, amaç kapsam ve gerekçesi birlikte nazara alındığında 5237 sayılı TCK'nın suçların içtimaı bakımından gerçek içtima kurallarını benimsediği, suç oluşturan kaç eylem varsa o kadar suç ve kaç suç varsa o kadar ceza vardır ilkesi doğrultusunda düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Bu ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen

23.03.2008 ve 15.02.2009 tarihindeki korsan gösterilere katıldığı, PKK terör örgütü ve Abdullah Öcalan lehine slogan attığı, askerlik şubesine taş atan grup içinde yer aldığı ve grubu yönlendirmek suretiyle, örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla hem silahlı örgüt üyesi olmak suçundan hem de suç oluşturan fiilleri nedeniyle ayrı ayrı cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, TCK'nın 314/2. maddesine aykırılık suçundan beraatına karar verilmesi, b-Patlayıcı madde nakletme suçundan TCK'nın 174/1. maddesinden tayin olunan temel cezanın suç tarihi itibariyle 3713 sayılı Kanunun 4. maddesi delaletiyle anılan Kanunun 5/2. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nın 174/2. maddesi gereğince 2/3 oranında artırılması gerektiği gözetilmeyerek eksik ceza tayini,

c-Sanık hakkında TCK'nın 265. maddesinin 1 ve 3. fıkralarına göre tayin edilen cezanın 3713 sayılı Kanunun 4. maddesi delaletiyle 5/1. maddesine göre 1/2 oranında, arttırılması gerektiğinin gözetilmemesi, (9.C.D, 29.09.2010 tarih, Esas No: 2009/9300-Karar No:2010/9830)

1- Sanık N.B'nin telefon konuşma tutanakları, arama ve el koyma tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre, sanık N.B'nin giyim malzemeleri, tabanca ve bomba yapımında kullanılan malzemeleri, örgüt mensuplarına iletileceğini bilerek ve isteyerek sanık Abdurrahman Bahadır'ın talimatıyla sakladığı ve naklettiği bu şekilde üzerine atılı suçun sübuta erdiği gözetilmeden beraatına karar verilmesi,

2- Silahlı terör örgütü üyesi olmayan tüm sanıkların örgütün faaliyetinde kullanılmak maksadıyla ve örgütün amacını bilerek patlayıcı madde yapımında kullanılan malzemeler ile bir adet tabancıyı teslim etmek istedikleri sırada yakalandıklarının anlaşılması karşısında eylemlerinin bir bütün hâlinde 5237 sayılı TCK'nın 315. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, sanıklar A.B. ve H.B. yönünden suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanık N.B. yönünden ise suçun sübutu kabul edilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 29.09.2010, Esas No: 2010/11556-Karar No: 2010/9820)

Sanıkların terör örgütünün propagandasının yapılması amacıyla gerçekleştirilecek eylemlerde kullanılmak amacıyla PKK'yı temsil eden sözde bayrağın yapımı konusunda anlaşmaları ve bayrağın basımı tamamlanmadan ihbar üzerine yakalanmaları şeklinde gerçekleşen fiilin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs etme suçunu oluşturacağı, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması kanuna aykırı, (9. C.D, 23.09.2010 tarih, Esas No: 2010/306-Karar No: 2010/9515)

1- Yasa dışı yapılan gösteride kimliklerini gizlemek amacıyla yüzlerini kapatarak örgüte ait amblem ve işaretleri taşıyan, yolda ateş yakıp yoldan geçen araçlara ve güvenlik güçlerine taş atan sanıkların, bu eylemlerini silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgütün talimatı ve amacı doğrultusunda gerçekleştirdikleri hususunda dosyada delil bulunmadığı, sanıkların iddia ve kabul edilen eylemlerinin terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, kanuna aykırı,

2- Kabule göre de;

Sanık V.B. hakkında hükümden sonra 25.07.2010 gün ve 27652 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6008 sayılı "Terörle Mücadele Kanunu İle Bazı kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un ilgili maddeleriyle 3713 sayılı Kanunda ve 2911 sayılı Kanunda yapılan değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, (9.C.D,

20.09.2010 tarih, Esas No: 2008/19206-Karar No: 2010/9167)

Propagandası yapılan örgütün niteliği itibariyle, sanığın sübutu kabul edilen eyleminin 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde tanımlanan suçu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 14.07.2010 tarih,Esas No: 2008/15594-Karar No: 2010/8404)

Sanığın suç tarihinde yaptığı konuşmanın içeriği itibariyle eyleminin özel düzenleme olan ve 3713 sayılı Kanunun 7/2. maddesinde tanımlanan silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunu oluşturduğu gözetilmeden 5237 sayılı TCK'nın 220/8. maddesinin sanık lehine olduğu gerekçesiyle suç vasfının tayininde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9. C.D, 13.07.2010 tarih, Esas No: 2008/18564-Karar No: 2010/8414)

Silahlı terör örgütünün propagandasının yapılmak amacıyla basıldığı anlaşılan ve İzmir'den 2 koli hâlinde gönderilen 50 adet dergiyi koli hâlinde kargo şirketinden alıp götürürken yakalanan sanığın eyleminin silahlı terör örgütüne yardım suçunu oluşturacağı ve eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 12.07.2010 tarih, Esas No: 2010/6122-Karar No: 2010/8247)

Sanığın silahlı terör örgütü PKK'nın amacı doğrultusunda ve örgütün güdümünde yayın yapan internet sitelerinin yaptığı eylem çağrısı üzerine organize edilen gösteriye katılarak, örgüt ve ele başçısı lehine slogan atan grubun içinde yer alıp, örgütün propagandasını yapmak şeklindeki eylemi nedeniyle örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı TCK'nın 220/6 ve 314/3. maddeleri delaletiyle örgüte üye olma suçundan, anılan Kanunun 314/2. maddesi gereğince, zamanaşımı süresi içerisinde her zaman dava açılması ve hüküm kurulması mümkün görülmüştür.

Hükümden sonra yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanun'un 562. maddesiyle değişik CMK'nın 231. maddesindeki "hükmün açıklanmasının geri bırakılması"na ilişkin düzenleme karşısında suçun niteliği, hükmolunan cezanın türü gözetilip dosyada bulunan adli sicil kaydı da değerlendirilerek sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması, (9.C.D, 05.07.2010 tarih, Esas No: 2008/18339-Karar No: 2010/7952)

Tüm dosya kapsamına göre sanığın, güvenlik güçleriyle girişilen silahlı çatışmada öldürülen ve cenazeleri cem evinde bulunan örgüt üyelerinin cenaze töreni sırasında silahlı terör örgütünün propagandasının yapılmasında kullanılmak üzere, motosikletle taşımacılık yaparak geçimini sağlayan tanık B.T'ye para karşılığında mavi brandaya sarılmış vaziyette içinde silahlı terör örgütünün propagandasını içerir pankart ve örgüt flaması olarak kullanılan sembollerden oluşan 2 adet afişin bulunduğu poşeti teslim ettiği, cem evinde bazı şahıslarca teslim alınacağını da söylemek suretiyle bu paketi örgüt üyelerine göndermeyi amaçladığı ve böylece yüklenen suçun sübuta erdiği, sanığın örgütün propagandasının yapılmasını temin etmek amacıyla propaganda malzemesi sağlamak biçimindeki eyleminin henüz alıcılarına ulaşmadan yolda ele geçirilmesi sebebiyle icra hareketleri tamamlanmamış olup, eylemin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs suçunu oluşturacağı, hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek mahkumiyeti yerine yazılı gerekçelerle beraatine kararı verilmesi, (9.C.D,

30.06.2010 tarih, Esas No: 2008/16992-Karar No: 2010/7863)

Ön ödeme önerisine uymayan sanık hakkında; 3713 sayılı Kanunun 7/son maddesinde 5532 sayılı Kanunla yapılan değişiklik öncesinde öngörülen yaptırımın altı aydan iki yıla kadar hapis ve mevkutenin bir önceki ay satış miktarının yüzde doksanının yarısı kadar adli para cezası olduğu, dava konusu yazının yazarına ilişkin aidiyet belgesi ibraz eden sanık hakkında tayin edilecek hapis cezasının suç tarihinde yürürlükte olan 5680 sayılı Basın Kanununun 16/1 ve 647 sayılı Kanunun 4/1. maddeleri uyarınca paraya çevrilmesi sonucu belirlenecek adli para cezası ve mevkutenin tirajına göre tayin olunacak adli para cezasının toplamı ile 3713 sayılı Kanunun 5532 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi uyarınca tayin edilmiş bulunan adli para cezasının 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddesi uyarınca karşılaştırılması ve 647 sayılı Kanunun 4/4. maddesi uyarınca, adli para cezasının hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilmiş bulunmasının sanık aleyhine bir sonuç doğurmayacağı da gözetilerek, sanığın hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerekirken, değerlendirmede yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 29.06.2010 tarih, Esas No: 2008/17173-Karar No: 2010/7798)

"1-Tüm dosya kapsamına göre sanık M.T'nin El Kaide adlı silahlı terör örgütünün Türkiye yapılanması yöneticisi olduğuna dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği, ancak sanık Murat Tetik'in kurmuş olduğu çok sayıda internet sitesinde, diğer sanıkların ise değişik adlarla oluşturdukları elektronik posta adresleri vasıtasıyla anılan örgütün propagandasını yapmak suretiyle silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işledikleri anlaşılmış, sanıklara yüklenen örgüt propagandası suçundan beraat etmiş olmaları ve aleyhlerine temyiz bulunmaması nedeniyle eylemlerine uyan 5237 sayılı TCK'nın 314/3 ve 220/6. maddeleri yollaması ile aynı Kanunun 314/2 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca cezalandırılmaları, sanık Murat Tetik'in eylemlerinin yoğunluğu nedeniyle alt sınırdan uzaklaşılarak uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Sanık M.T. hakkında Atatürk'ün manevi şahsiyetine hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyize gelince;

5271 sayılı CMK'nın 250. maddesinde sayılan suçlara bakmak üzere kurulan mahkemenin, anılan Kanununun 252/1-g maddesindeki istisna hükmü de nazara alındığında, 5816 sayılı Kanuna aykırılıktan açılan davaya bakmasına yasal olanak bulunmadığı ve bu suçtan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi", (9.C.D, 28.06.2010 tarih, Esas No: 2009/21246-Karar No: 2010/7748)

"Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre, sanık A.K liderliğinde sanıklar C.K, B.B., İ.Ş., R.K., S.K., N.P.,H.Ö. ve N.V'nin işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde alacak tahsilatı ve yıldırma, sindirme, baskı uygulayarak haksız menfaat elde etmek amacıyla kurulan örgütün üyesi oldukları, fiilleriyle bulundukları çevredeki toplumun büyük bir kesimini rahatsız ederek mağdurların bireysel hak ve özgürlüklerini tehdit edip örgütün amacına uygun hareketle hiyerarşik bir yapı oluşturarak iş ve eylemlerinin bir disiplin içerisinde yürütülmesini sağlayıp bu yapılanmayı ve işlenen fiilleri bilerek ve isteyerek örgüte katılmak suretiyle lider konumunda bulunan sanıktan aldıkları talimatlar doğrultusunda, tehdit ve cebir uygulayarak eylemi sonuçlandırdıkları..." (Yargıtay 8 C.D, 21.06.2010, 2009/3472 E, 2010/8965 K).

Sanık hakkında 30.09.2005 tarihli eylemden ayrı bir iddianame ile dava açılması nedeniyle hukuki kesinti oluştuğu ve bu eylemin ayrı suç oluşturacağında kuşku yok ise de; dosya kapsamına göre somut olayda 16.01.2006 ve 14.02.2006 tarihli eylemlerin gerçekleştiriliş biçimi ve zaman aralığı da dikkate alındığında sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında hareket ettiği ve zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D, 01.06.2010 tarih, Esas No: 2008/10402-Karar No: 2010/6653)

Güvenlik güçlerince yapılan operasyonlar üzerine ölü olarak ele geçirilmiş bulunan örgüt mensuplarının cenazelerinin getirilmesi sonrasında, silahlı terör örgütünün genel eylem çağrılarıyla uyumlu olarak yapılan yasadışı gösteriye, yolu trafiğe kapatan ve "Biji Serok Apo", "HPG Cepheye Misillemeye", "PKK halktır halk burada" şeklinde sloganlar atan grup içinde katılıp grubu yönlendiren ve güvenlik güçlerine taş atan sanığın eyleminin silahlı örgüt adına suç işlemek suçunu da oluşturduğu gözetilerek hukuki durumunun ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/6, 314/2. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, (9.C.D, 12.05.2010 tarih, Esas No:2008/12220-Karar No:2010/5284)

"Oluşa ve tüm dosya içeriğine göre sanığın temyize gelmeyen diğer sanıklarla birlikte işbirliği ve eylemli paylaşım anlayışı ve disiplinli biçimde hareket ederek süreklilik gösterir şekilde suç işlemek amacıyla örgüt kurduğuna dair kesin ve inandırıcı kanıt bulunamadığı, sanık S.K'nın ifadesinin doğrulanmadığı ve bu nedenle atılı suçun oluşmadığı." (Yargıtay 8.C.D. 10.05.2010, 2008/3322 E, 2010/7143 K)

"2- Sanık H.B. hakkındaki hükme yönelik temyizlere gelince;

a) Yöneticisi olduğu silahlı terör örgütünün faaliyetlerinin yürütüldüğü eve güvenlik güçlerince yapılan operasyon üzerine çıkan çatışma sonucunda yakalandığı anlaşılan sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 302/1 ve 765 sayılı TCK'nın 146/1. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerekirken suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

b-) Kabul ve uygulamaya göre de;

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7/2, 5252 sayılı Kanunun 9/3. maddeleri uyarınca, suçun işlendiği zamandaki Kanun ile sonradan yürürlüğe giren Kanunun ilgili tüm hükümlerinin 5237 sayılı TCK'nın 314/3, 220/5. maddeleri uyarınca örgüt yöneticilerinin örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılacakları dikkate alınarak ve takdire ilişkin hususlar da gözetilerek somut olaya ayrı ayrı uygulanması ve 765 sayılı Kanuna ve 5237 sayılı Kanuna göre hükmedilecek cezalar belirlendikten sonra sanığın lehine olan Kanunun tespiti ve uygulanması, bu durumun gerekçeye de yansıtılması suretiyle hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi", (9.C.D, 05.05.2010 tarih, Esas No: 2009/18816-Karar No: 2010/4964)

"Sanıklar M.D., H.B., C.B. haklarında duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:

1- Sanıklar M.D. ve C.B. haklarında devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma, patlayıcı madde bulundurma; sanıklar M.D., H.B., Y.K. haklarında resmi belgede sahtecilik; sanık A.S. hakkında 6136 sayılı Kanuna aykırılık; sanıklar Y.K., A.S. haklarında silahlı örgüte yardım suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyizlerin incelenmesinde;

Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıklar M.D. ve C.B'nin üyesi bulundukları silahlı terör örgütünün devletin birliğini bozma ve ülke topraklarından bir kısmını devlet idaresinden ayırma amacına yönelik olarak vahamet arz eden olayı gerçekleştirdikleri, sanıkların sübutu kabul olunan eyleminin amaç suçun işlenilmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ile ülke genelindeki organik bütünlüğüne göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, ayrıca patlayıcı madde bulundurdukları; sanıklar M.D., H.B. ve Y.K'nin resmi belgede sahtecilik suçunu işledikleri, sanık A.S'nin 6136 sayılı Kanuna muhalefet ettiği, sanıklar Y.K. ile A.S'nin silahlı terör örgütüne yardım ettikleri kabul edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar H.B., Y.K., A.S., M.D. ve C.B. müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile sanıklar M.D.ve C.B.müdafilerinin duruşmalı inceleme sırasında ileri sürdükleri yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar M.D. ve C.B. yönünden kısmen re'sen de temyize tabi olan hükmün ONANMASINA,

2- Sanıklar M.D., H.B., Y.K. haklarında başkasına ait kimlik kullanma; sanık M.D. hakkında patlayıcı madde atma; sanıklar M.D. ve C.B. yönünden kasten yaralama ve bu suça yardım etme ile mala zarar verme ve bu suça yardım etme; sanık H.B. hakkında silahlı örgütü yönetme suçlarından kurulan hükümlere ilişkin temyizlerin

incelenmesinde;

a) Sanıklar M.D., H.B., Y.K. haklarında; başkalarına ait kimlik kullanmak suçuyla ilgili olarak;

Sanıkların aldatıcılık yeteneği bulunan, gerçek kişilere ait olduğu belirlenen sahte kimlik belgeleri ile yakalanmaları ve bu kimlik bilgilerinin kullanmamış olmaları karşısında; eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 204/1. maddesine uyan suçu oluşturduğu gözetilmeden ayrıca aynı Kanunun 268/1. maddesi aracılığıyla 267/1. maddesinden de cezalandırılmalarına karar verilmesi,

b) Sanık M.D. hakkında, patlayıcı madde atma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;

Sanığın eylemi sonucu zarar meydana gelmesi ve 5237 sayılı TCK'nın 42. maddesi hükmü karşısında, yakarak mala zarar verme suçunun patlayıcı madde atma fiilini ağırlaştırıcı neden sayan bileşik suç niteliğinde olup sanığın ayrıca TCK'nın 170/1-c maddesi uyarınca cezalandırılamayacağının düşünülmemesi,

c) Sanık M.D. hakkında kasten yaralama ve sanık C.B. hakkında kasten yaralamaya yardım suçlarından kurulan hükme gelince;

Hipermarketin emanet bölümüne, saat 19.13'te alışverişin yoğun olduğu ve müşterilerin bulunduğu ortamda patlayıcı madde atılması sonucu 20 kişinin hayati tehlike de geçirecek nitelik ve derecelerde yaralanmış olmaları karşısında eylemin kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça yardım suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi,

d) Sanık M.D. hakkında mala zarar verme, sanık C.B. hakkında ise bu suça yardım etme suçlarından kurulan hükümle ilgili olarak;

Mala zarar verme suçunun birden fazla kişiye karşı tek bir fiile işlenmiş olduğunun dosya kapsamından anlaşılması karşısında TCK'nın 43/2. maddesi yollaması ile 43/1. maddesi uyarınca sanıklara tek bir suçtan ceza verilip bu suçun cezasının arttırılması suretiyle hüküm kurulması gerekirken mağdur sayısınca uygulama yapılarak fazla ceza tayini,

e) Sanık H.B. hakkında silahlı örgüt yönetme suçundan kurulan hükme

gelince;


Dosya kapsamına göre sanığın kanıtlanan eyleminin silahlı örgüt üyesi olma suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması", (9. C.D, 03.05.2010 gün ve Esas No: 2009/19596-Karar No: 2010/4722)

"Hipermarketin emanet bölümüne, saat 19.13'te alışverişin yoğun olduğu ve müşterilerin bulunduğu ortamda patlayıcı madde atılması sonucu 20 kişinin hayati tehlike de geçirecek nitelik ve derecelerde yaralanmış olmaları karşısında eylemin kasten öldürmeye teşebbüs ve bu suça yardım suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi", (9. C.D, 03.05.2010

gün ve Esas No: 2009/19596-Karar No: 2010/4722)

"Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 04.03.2008 gün ve 2007/9- 282 esas, 2008/44 sayılı kararında da belirtildiği üzere sanığın ayrıca silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçundan 3713 sayılı Kanunun 7/2. ve 2911 sayılı Kanuna aykırılık suçlarından zamanaşımı içinde dava açılması mümkün görülmüştür.

Sanıkhakkında, 5237 sayılı TCK'nın 220/6. maddesi yerine yazılı şekilde 220/7. maddesi yollaması ile hüküm kurulması sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış olup hükmolunan yargılama giderlerinin kısa kararda gösterilmemesi, mahallinde tamamlanması mümkün yazım eksikliği olarak kabul edilmiştir. ONANMASINA", (9.C.D, 28.04.2010 tarih, Esas No: 2008/14516-Karar No: 2010/4624)

1- Tüm dosya kapsamına göre sanığın nevruz kutlamalarında PKK terör örgütünün propagandasının yapılmasında kullanılmak üzere İstanbul'dan Diyarbakır'a gönderilen 290 adet YÖGEH'e (Yurtsever Özgür Gençlik Hareketi) ait sözde bez bayrakları teslim almak için kargo şirketine geldiği sırada yakalandığı anlaşılmakla; eyleminin silahlı terör örgütüne yardıma teşebbüs suçunu oluşturacağı hukuki durumunun buna göre takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

2- Kabul ve uygulamaya göre de;

Silahlı terör örgütünün propagandasını yapma suçunun neticesi harekete bitişik olup teşebbüse elverişli olmadığı gözetilmeden sanığın cezasından teşebbüs nedeni ile indirim yapılması ve uygulanan kanun ve maddesinin hükümde gösterilmemesi suretiyle de CMK'nın 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, (9.C.D,

27.04.2010 tarih, Esas No: 2008/12719-Karar No: 2010/4551)

Hüküm : 1- Sanıklar Y.A., U.B., E.Ş., L.S. haklarında; Örgüte yardım suçundan

beraat,

4- Sanık İ.A. hakkında; 3713 sayılı Kanunun 7/2, 5237 sayılı TCK'nın 31/2, 62. maddeleri uyarınca mahkumiyet,



a) Sanıklar B.A., Y.A., İ.A., U.B., E.Ş. ve L.S. ile ilgili olarak;

Sanık Z.A'nın duruşmaya kadar süren ikrarı ve duruşmadaki kaçamaklı ikrarı, sanık Y.A'nın kolluk ikrarı ve tüm dosya kapsamına göre sanıkların örgüt adına oluşturulan "Apocu Gençlik" komitesi içinde yer alıp, gerçekleştirilen korsan gösteri, lastik yakma eylemlerine katıldıklarının anlaşılması karşısında eylemlerinin süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluğu da nazara alınarak silahlı terör örgütünün üyesi oldukları hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken sanıklar B.A., İ.A. yönünden suç vasfında yanılgıya düşülmesi, sanıklar Y.A., U.B., E.Ş. ve L.S. haklarında delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması, (9.C.D,

26.04.2010 tarih, Esas No: 2008/1822-Karar No: 2010/4556)

"...yapılan ihbar üzerine kollukça takip edilen ve "dur" ihtarına uymayıp kaçan otomobil içinde ele geçirilen örgüt bayrakları, örgütün elebaşına ait posterlerin dağıtılmadan yakalanmış olması ve sanığın bu malzemeler üzerinde parmak izlerinin bulunması karşısında; eylemin silahlı terör örgütüne yardım suçuna teşebbüs aşamasında kaldığı düşünülmeden tamamlanmış kabul edilerek fazla ceza tayininin hukuka aykırı olduğu" (Yargıtay 9. CD., 12.04.2010, E. 2008/11926, K. 2010/4203)

Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK'nın 221/4, 62/1, 53/1-3, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkûmiyet

Sanığın terör örgütü PKK'ya katılmak için yurtdışına çıkmak üzere Silopi ilçesi kırsalına gelerek sınırdan geçmek istediği sırada güvenlik kuvvetlerince yakalanmış olması karşısında örgüte sempati duyduğu ancak henüz örgüte katılamadığı gözetilmeden beraati yerine yazılı gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi, (9.C.D,

06.04.2010 tarih, Esas No: 2008/9178-Karar No: 2010/3894)

"Sanıklar İ.G. ve M.K. hakkında duruşmalı, sanık A.Ö. hakkında ise duruşmasız olarak yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Sanık A.Ö'nün silahlı terör örgütüne yardım ettiği kabul edilerek sanığın bu suçtan cezalandırılacağı yoluna gidileceği gerekçede belirtildiği hâlde, hüküm fıkrasında örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlendiğinden bahisle, TCK'nın 220/7. maddesi delaletiyle TCK'nın 314/2. maddesi yerine, yazılı şekilde uygulama yapılması temel cezanın alt sınırdan tayin edilmiş olması karşısında sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.

Yapılan yargılama sonunda toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanıkların suçlarının sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin temyiz dilekçeleri ile duruşmalı inceleme sırasında sanıklar İ.G. ve M.K. müdafilerinin ileri sürdükleri yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA", (9.C.D,


Yüklə 3,66 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   69   70   71   72   73   74   75   76   77




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin