Böylece onlara: 'Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin' dedik; sonunda onları (Firavun ve çevresini) kökünden darmadağın ettik.
Edip Yüksel Meali
"Siz ikiniz, ayetlerimizi yalanlayan şu topluma gidin," dedik. Bunun ardından onları yakıp yok ettik.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
"Haydi âyetlerimizi yalan sayan o kavme gidin" dedik. Sonunda (yola gelmediklerinden) onları yerle bir ettik.
Süleyman Ateş Meali
Ayetlerimizi yalanlayan kavme gidin, dedik. (Onlara gittiler. Onlar, kendilerine gelen bu elçilerimizi kabul etmeyince biz) de onları yıkıp yok ettik.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Ardından şöyle dedik: "Ayetlerimizi yalanlayan topluluğa gidin." Biraz sonra da o topluluğu yerle bir ettik.
Yusuf Ali (English)
And We command: "Go ye both, to the people who have rejected our Signs:" And those (people) We destroyed with utter destruction.
M. Pickthall (English)
Then We said: Go together unto the folk who have denied Our revelations. Then We destroyed them, a complete destruction.
Fussilet Suresi 45
وَلَقَدْ
andolsun
اٰتَيْنَا
biz vermiştik
مُوسَى
Musa\ya
الْكِتَابَ
Kitabı
فَاخْتُلِفَ
ayrılığa düşülmüştü
ف۪يهِۜ
onda
وَلَوْلَا
eğer olmasaydı
كَلِمَةٌ
bir söz
سَبَقَتْ
geçmiş
مِنْ رَبِّكَ
Rabbinden
لَقُضِيَ
derhal hüküm verilirdi
بَيْنَهُمْۜ
aralarında
وَاِنَّهُمْ
onlar
لَف۪ي
içindedirler
شَكٍّ
bir kuşku
مِنْهُ
ondan
مُر۪يبٍ
işkilli
Türkçe Transcript (*)
Ve lekad âteynâ mûsâ-lkitâbe faḣtulife fîh(i)(k) ve levlâ kelimetun sebekat min rabbike lekudiye beynehum(c) ve-innehum lefî şekkin minhu murîb(in)
Ali Bulaç Meali
Andolsun, Musa'ya kitabı verdik, fakat onda anlaşmazlığa düşüldü. Eğer Rabbinden (daha önce) bir söz geçmiş (verilmiş) olmasaydı, mutlaka aralarında hüküm verilmiş (iş bitirilmiş)ti. Gerçekten onlar, bundan yana kuşku verici bir tereddüt içindedirler.
Edip Yüksel Meali
Biz Musa'ya kitabı (İbranice) verdik, onda da anlaşmazlığa düştüler. Rabbinin vermiş olduğu bir söz olmasaydıaralarında yargı verilirdi. Gerçekten onlar ondan kuşku ve şüphe içindedirler.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'ı vermiştik de onda ihtilafa düşmüşlerdi. Eğer Rabbin tarafından azabın ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka aralarında hüküm verilirdi. Gerçekten onlar Kur'ân hakkında bir şüphe ve tereddüt içindedirler.
Süleyman Ateş Meali
Andolsun biz Musa'ya Kitabı vermiştik, onda da ayrılığa düşülmüştü. Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında derhal hüküm verilir(işleri bitirilir)di. Onlar ondan işkilli bir kuşku içindedirler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Yemin olsun, biz Mûsa'ya Kitap'ı verdik de onda ihtilafa düşüldü! Eğer Rabbinden bir söz geçmiş olmasaydı, aralarında iş mutlaka bitirilirdi. Hiç kuşkusuz, onlar, Kur'an hakkında, sürekli işkillendiren bir kuşku içindedirler.
Yusuf Ali (English)
We certainly gave Moses the Book aforetime: but disputes arose therein. Had it not been for a Word(4518) that went forth before from thy Lord, (their differences) would have been settled between them: but they remained in suspicious disquieting doubt thereon. *
M. Pickthall (English)
And We verily gave Moses the Scripture, but there hath been dispute concerning it; and but for a Word that had already gone forth from thy Lord, it would ere now have been judged between them; but lo! they are in hopeless doubt concerning it.
Hac Suresi 43
وَقَوْمُ
ve kavmi de
اِبْرٰه۪يمَ
İbrahim
وَقَوْمُ
ve kavmi de
لُوطٍۙ
Lut
Türkçe Transcript (*)
Vekavmu ibrâhîme vekavmu lût(in)
Ali Bulaç Meali
İbrahim'in kavmi ve Lut'un kavmi de:
Edip Yüksel Meali
İbrahim'in halkı, Lut'un halkı da...
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İbrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberlerini) yalancı saydılar.
Medyen halkı da (peygamberlerini yalanlamıştı). Musa da yalanlanmıştı. Böylelikle Ben, o inkâr edenlere bir süre tanıdım, sonra onları yakalayıverdim. Nasılmış benim (her şeyi alt üst edip kökten değiştiren) inkılabım (veya inkarım).