T. C. Gazi ÜNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ


-1996 ARASINDA DIŞ TİCARET



Yüklə 1,01 Mb.
səhifə9/24
tarix07.08.2018
ölçüsü1,01 Mb.
#68405
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   24

2.2. 1992-1996 ARASINDA DIŞ TİCARET

2.2.1 Dış Ticaret Düzenin Kuruluşu

1988 Aralığında Bakanlar konseyi “Devlet, Kooperatif ve Diğer İşletmelerin Dış ticaret Faaliyetleri” başlıklı kararı kabul etti. Bundan önce tüm dış ticaret sıkı devlet denetimi altındaydı. Bu kararla özel ve devlet işletmelerine dış ülke ithalat ihracatçılarıyla doğrudan ticaret yapmasına izni verildi. Dış ticaret üzerindeki kısıtlamalar olduğu gibi kaldı, bunlardan biride çoğu ürün için gerekli olan, Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığından alınan, ihracat ve ithalat müsaade belgesi idi. Bu karar zengin olmak isteyen kimseler için önemli bir fırsattı, devlet denetimindeki çoğu Sovyet malının fiyatı, özellikle petrol ve metaller, halk kitlesi pahasına zengin olmak isteyenler için bir fırsat doğurdu. Bu karardan sonra fiyatların doğurduğu fırsattan istifade etmek için 3000’in üzerinde ithalat ihracat şirketi kuruldu. Hammadde ihracatı için Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığından müsaade almak gerekiyordu, bu bakanlığın iş görenleri müsaade belgeleri karşılığı rüşvet almaya başladılar. 1990-91’e kadar yeni bir özel kapitalist grup dış dünya ile ilişkiler yoluyla gelişti ve gittikçe zenginleşti.


Rusya’daki dış ticaret düzenin çerçevesi SSCB’nin son yılında (1991) çizildi, ulusal dış ticaret düzeni şeklini 1992’de aldı. Başlangıcından beri dış ticaret düzeni önceki uygulamalardan daha serbestiye doğru yol aldı, dış ticareti düzenlemek için bir zamanlar başvurulan idari uygulamalardan uluslararası kabul görmüş uygulamalara doğru ilerlendi. Mikhail Safaranov dış ticaretin liberalizasyonu hakkında şu görüşleri dile getiriyor, “Uygulamada serbestleştirme bir dogmaya dönüştü, özelliklede 1992 ve 1993’deki ifratlarla kendini bitirdi. Serbestleştirmenin uygulamaya konmasıyla birlikte hükümetin dış ticaret üzerindeki denetimi cidden kayboldu, bu sebeple çoğu yenilenemeyen doğal kayak ziyan edildi. Rusya imalat sanayii çoğu süregelen pazarını kaybetti, çok büyük miktarda döviz yurt dışına çıkarıldı. Dış ticaret düzeninin ana mahsuru yasal temelinin zayıflığıydı. Yasal düzenlemeler gecikince dış ticaret kurumları uygulamaları arasında sık sık tenakuzlar ortaya çıktı. Her kurum dış ticarette nüfuzunu artırmaya çalıştı”41.
SSCB dağıldığında Rusya hükümetine SSCB’den çoklu döviz kurunun karışımı çapraşık bir döviz kuru -SSCB’de bir tek kur yoktu, yüzlerce para katsayısı vardı- ihracat ithalatta müsaade ve miktar sınırlamaları ile çevrilebilir parayı korumak için sınırlı bir döviz rezervi miras kaldı. Çoğu önemli ihraç ürünün yurtiçi fiyatı, mesela petrol, dünya fiyatlarının %1’den daha az olduğundan devlet ihracatı izin belgeleriyle kontrol altında tutmaya çabalıyordu. Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı belli bazı malların ihracı için miktar kısıtları getirdi, yeni düzenlemeye göre ihracatçılar dış muhataplarıyla sözleşme yapacaklar sonra Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı fiyatın doğruluğunu kontrol etmeye yönelik bir ihracat müsaade belgesi düzenleyecekti. Devlet ihracatı denetim altında tutmaya çabalıyordu ama ihracat izin belgeleri rüşvet vererek kolayca elde edilebiliyordu42.
İhracat bedelinin belli bir oranının (genelde %40’ı) resmi kurdan merkez bankasına satılması zorunluydu, bu ihracatçıları döviz kazançlarını ülke dışında (illegal olarak) tutmaya veya döviz kazançlarını beyan etmemeye teşvik ediyordu. Takas ticareti resmi kurdan satış zorunluluğundan, desteklenen veya düşük fiyatlı nadir malların ihracatı üzerindeki kısıtlamalardan kaçınmakta kullanıldığı için yasaklandı.
İthalat sağlam paraların merkezden tahsisatı yoluyla denetim altında tutuluyordu, resmi kurda 1,6 ruble 1 dolardı, piyasa fiyatının %1. Hükümet dünya fiyatlarından ithal ürünleri satın alıyor ve bir kısım Rus işletmesine aldığı fiyatın çok küçük bir oranına satıyordu. Sonra da bu Rus işletmeleri malı yurtiçi fiyatlardan satıyordu, devlet desteğinin çoğunu ceplerine indiriyor, bir kısmını ise rüşvet olarak dağıtıyorlardı. 1992’de Rusya ithalatının %45’i merkezi idare tarafından gerçekleştiriliyor ve bu ithalat destekleniyordu. IMF verilerine göre ithalat destekleri 1992 GSMH’nın %17’sine tekabül ediyordu43.
Batılı gözlemci ve danışmanlar konvertibil para, ithalat ve ihracat kısıtlamalarının kaldırılmasını Rusya’ya tavsiye ediliyordu. Ekonomiyi dışa açmak tüketim malları temin edecek, dışarıdaki teknolojinin gelişini hızlandıracak, rekabetçi piyasa oluşmasını sağlayacak ve ülke içindeki tekelci güçleri dizginleyecekti.
Rusya ekonomisi uzmanları tüm işlemler için rublenin serbestçe diğer paralara çevrilebilmesini önerdiler. Çevrilebilirlikle onların kastettiği tüm işletmeler ve hane halkının yabancı mal ve hizmetleri almak için yabancı paraları kullanabilmeleri ama yurtdışında varlıklar edinememeleri ve yanlarına döviz alıkoyamamalarıydı.
Dış ticaret politikası hususunda tüm ithalat için tektip bir gümrük vergisi öneriliyordu. Tüm miktar kısıtlamalarının yerini gümrük vergilerinin alması teklif ediliyordu. Gümrük vergileri iç endüstrileri koruma yollarından biri olarak miktar kısıtlamalarından daha tarafsızdı. Ayrıca gümrük vergileri hükümet gelirleri kaynağı olabilirdi44.
Uzmanlar ek gelir temini veya tüketimi caydırmak için birkaç ithal ürününe daha yüksek gümrük vergisi konulabileceğini belirttiler. Ayrıca bazı ürünlerin ithalatında gümrük tarifelerinin yüksekten başlayarak zamanla iç endüstrilerin rekabet gücü kazanıncaya kadar tek tarifeye doğru indirilmesini önerdiler.
Uluslararası ticaret ara mallarda yoğunlaştığı için ithal fiyatlarının gümrük vergileri dolayısıyla artışı onları alan yurtiçindeki firmaların maliyetlerini de yükseltecekti. Yeni ithalat düzenlemesinin ihracat arzusunu kırmasından kaçınmak için ithalatın mahzurlarını önleyen bir sistem yürürlüğe konabilirdi, bu meyan da ihraç edilen ürün içinde ithal girdi varsa geri ödeme yapılabilirdi.
İç fiyatlar üzerinde para devalüasyonunun etkisi iki alanda daha özellikle dikkat çekiyordu. Gaz ve petrol fiyatları ile tahıl ve nebati yağ fiyatları. SSCB sonrada Rusya Federasyonu büyük bir gaz ve petrol ihracatçısı, büyük bir tahıl ve nebati yağ ithalatçısıydı.
Piyasalar dış ticarete bağlantılandığında ve iç fiyatlar arz ve talebe göre belirlendiğinde iç enerji fiyatları dünya fiyatlarına yükselecekti, enerji tüketen işletmeler için önemli bir şok doğacaktı. Bu şoku zamana yaymak için uzmanlar ham petrol, gaz ve petrol ürünlerine ihracatına ihracat vergileri koymayı önerdiler. Bu ihracat vergisi hükümet gelirlerini artıracak ve istikrarı kolaylaştıracaktı45.
Hükümet ihracat, ithalat kısıtlamaları yada ikisinin bir karışımı arasında iç üretim ve tüketimi korumak için tercih yapmak zorundaydı. Makro ekonomik istikrarsızlık ve iç rekabetin olmaması ithalat kısıtlamalarının kullanımına karşı ileri sürülen savlardı. Fiyat kontrollerinden sonra fiyatların karmaşık artışı gümrük vergilerinin makulce hesaplanmasını imkansız kıldı. Politikayı tespit edenler koyulacak sınırlamaların getirisinin tüketiciler pahasına bir kesimin eline geçmesinden endişe ediyorlardı. Dünyanın diğer ülkelerinde yaşanan tecrübeler ithalat kısıtlamalarını getirmenin kolay fakat kaldırmanın zor olduğunu, çünkü kısıtlardan istifade edenlerin şiddetli kulis yaptıklarını göstermişti. İthal kısıtlamaları ayrıca ulusal ekonominin rekabetçiliğini zayıflatıyordu46.
Bu bakış açısı ikinci seçeneğin şansını artırıyordu; enerji ve hammadde ihracatında kısıtlama. Bu seçenek kısıtlamaların kaldırılmasını önlemeye çalışacak güçlü rant gözeten topluluk kulisinin doğmasına meydan vermeden dış rekabetten korunmayı temin ediyordu. İhracat kısıtlarının yararı ihraç ürünleri üreticilerinin pahasına kullanıcılara akmasıydı. İhracatçılar ihracat kısıtlarının kaldırılması yönünde baskıya yöneldiklerinde tüketiciler genelde ihracat kısıtlarının devamını etkin olarak savunacak derecede teşkilatı değildirler.
Dr. Sergei Glaziev* ihracat kısıtlamalarıyla ilgili olarak şu ifadeleri kullanmıştı: “İhracat kısıtlarının tabi sınırları vardır, kısıtlar doğal veya yapısal üstünlüklerin temin ettiği kazançları aşamayacaktır. Enerji ve ham madde fiyatları nispeten düşükken, doğal sınırlar altında tutulan ihracat kısıtları ihracatı tamamen engellemeyecektir (karlı kısım kadar ihracat devam eder). Bu yolla ihracat kısıtları imalat işkollarında rekabetçiliği artıracak ve aynı zamanda devlet bütçesine finans temin edecektir. Eğer kısıtlamalar doğal sınırı aşarsa çıkar kümeleri itiraz edecek ve kısıtlamaları düşürmek için güçlü işaretler göstereceklerdir. Otomatik düzenleme mekanizması ihracat engellerinin aşırı yükselmesine mani olacaktır”.
İhracat kısıtlamalarını ithalat kısıtlamalarına tercih ettikten sonra, yetkililer ihracat vergi yada kotaların kullanımına karar vermek zorundaydılar. Kuramda kısıtlamaların iki türü de aynı iktisadi etkiye sahiptirler. Gümrükler daha iyidir, daha az piyasayı çarpıtır ve daha az uygulama maliyeti doğurur. Rekabetçiliğe baş tehdit enerji ve ham madde fiyatlarında meydana gelecek artış ve bu artışın imalat sanayiini iflasa sürüklenmesi olduğuna göre, ihracat gümrükleri kısmen ithalat gümrüklerinin yerini tutar. İhracat vergilerinin yürürlüğe konması ulusal ekonominin dünya fiyatlarına zamanla uyumu için müsait ortam oluşturmuştu, gümrük engelleri yavaş yavaş indirilecekti de47.

2.2.2 1991’de Dış Ticaretin Durumu

Rusya Federasyonunun 1990’ların başında dış dünya ile iktisadi ilişkilerini makro ekonomik sorunlar dizisi şekillendiriyordu; enerji, hammaddeler üretiminde çöküş, sanayi üretiminde düşüş ve hızla yükselen enflasyon. Bunlarla birlikte diğer istikrarsızlık kaynakları Rusya’nın ithalat ve ihracat performansını baltaladı. Ayrıca federasyon, yine bu dönemde üreticiler, bölgeler ve sabık Sovyet Cumhuriyetleri ile mevcut iktisadi bağlantıların kopmasıyla yüz yüze geldi.


Enerji üretim ve ihracattaki düşüşle birlikte SSCB’nin kredi itibarındaki kötüye gidiş 1991’de ödemeler dengesi krizini doğurdu. COMECON (CMEA) ülkeleri arasında ticaretin 1991’de çöküşü Sovyet işletmeleri için tedarik bağlarını iyice kesintiye uğrattı ve ödemede krizini derinleştirdi.
Merkezi plan ekonomisi 1987’de devlet kesimini serbestleştiren Devlet İşletmeleri Kanununun benimsenmesiyle parçalarına ayrılmaya başladı. Devlet işletmelerinin kendi başlarına ticaret yapmalarına müsaade edildi ve araştırma geliştirme ile işgücü, verimlilik, karlılık yönetimini içeren geniş bir alan için sorumluluk verildi. Dönüşümü sarsıntısızca sağlamak ve iç fiyatlarla dış fiyatlar arasındaki kıyaslanamayacak derecedeki farktan dolayı kaynakların yurtdışına akımını önlemek amacıyla dış ticaret işlemlerine farklı döviz kurları uygulandı ve lisanslar getirildi.
Yeni dış ticaret düzeni merkezi plan düzeninden daha karmaşıktı. Farklı döviz kuru uygulaması önceki düzende olduğu gibi sapmalara yol açtı, piyasa ile resmi döviz kuru arasındaki fark kara borsayı teşvik ediyor ve desteklenen malların ithalatını körüklüyordu.
Yeni dış ticaret düzeni 1991’de SSCB’yi oluşturan cumhuriyetlerin egemenliklerini ilan etmeleri ve iktisadi hakları için Sovyet merkez yönetimiyle mücadeleye başlamaları ile sarsıldı. Dış ticaret bağımsızlık yolundaki en önemli km taşlarından biriydi. Cumhuriyet idareleri kendi işletmeleri için izin belgeleri (lisanslar) vermeye başladılar, dış ticaret işlemi yapan işletmelerin fiyat farklılıklarını istismar etmelerine ve aşırı karlı ihracat işlemleri yapmalarına müsaade ettiler. Ağustos 1991’deki askeri darbeden sonra, Kasım 1991’de merkezi idare ve cumhuriyet idareleri ticaret dengesi ve dış gelirler üzerindeki denetimini kaybetti, dış ticaret kargaşaya daldı.
Yeni Rus hükümeti tüm iktisadi faaliyet sahalarında serbestliğe başladı, fakat yapısal engeller, özellikle iç ve dış fiyatlar arasında kıyaslanamayacak derecedeki fark hükümetin icraatını güçleştirdi. Dünya fiyatları ve dünya rekabetinden tecrit edilmiş 70 yıldan sonra hükümet dış ticaretin hızlı serbestleştirilmesinin yol açabileceği nispi fiyatlardaki sert değişimlerin, işletmelerin enerji ve hammadde fiyatlarındaki fırlamaya ayak uyduramayarak varlığının tehlikeye gireceğinden korktu. Hükümet dış ticaretin serbestleştirilmesinin maliyetinin getirisini hayli aşacağına kanaat getirdi.
Cumhuriyetler arası ticaretin kesintiye uğraması reformlar için bir diğer engeldi. Sabık cumhuriyetler ile ticaret Rusya’nın dış ticaretinin yarısından çoğuna tekabül ediyordu. Piyasa fiyatlarının sabık SSCB cumhuriyetleri işletmeleri arasında uzun dönemli bağları zedeleyeceğinden kaygılanıldığı için sabık cumhuriyetler arası ticaret iç fiyatlarla işliyordu. COMECON ticaretinin sona ermesi serbestleşmenin tehlikesinin uyarıcı bir örneği olarak görüldü.
Yetkililer hızlı serbestleşmenin sermayenin dışarı akmasına ve iç piyasada aşırı dış rekabete yol açacağından kaygı duydular. Tüm bu sebeplerden dolayı dış ticaretin tümden serbestleştirilmesi göze alınamayacak kadar rizikolu olarak göründü. En az acıyla geçişi temin için bazı kısıtlamalar ve belli düzenlemelere ihtiyaç olduğu düşünüldü. Gümrük ve gümrük dışı önlemler fiyat şoklarını hafifletmek için kullanılabilirdi. Yüklü tutarda sermaye çıkışını önlemek için döviz denetimine ihtiyaç duyulacaktı. İleri teknoloji ürünlerinin ihracatı için ihracat kredileri ve garantileri sağlanmalıydı. İthalat seviyesini aynı düzeyde tutacak ve kullanım için hazırda bulunmak üzere hükümete döviz temin edecek bir işleyiş düzeneği kurmak zorunluydu48.
Ocak 1992’de dış ticarette oldukça geniş serbestleşme yapıldı. Tüm işletmelere dış ticaret yapma hakkı verildi. Hükümet Temmuz 1992’ye kadar konvertibiliteye yanaşmadı. Bunun sebebi Rus ihracatçılarının ihraç kazançlarını yurt dışına tutacağı korkusuydu. O ciddi bir sorundu, çünkü Rusya’nın rezervleri tükenmişti.

2.2.3 İhracat Düzenlemesi 1992-1995

Rus ihracat politikası uzun karmaşık bir hikayeydi. Dış ticaret alanında sorun doğal gaz, kömür, metaller, gübre, bazı kimyasal maddeler ve kereste gibi çoğu Rus ihraç ürünü iç fiyatının dünya fiyatlarıyla karşılaştırıldığında çok düşük olmasında yatıyordu. Bu fiyat farklılığı çekişme konusuydu. Hükümet ihraç ürünlerini vergilendirmeye kalkıştığında hiddetli bir eleştiriyle yüz yüze geliyordu. İhracatçılar o kadar güçlüydü ki ihracat vergilerinde muaf tutulabilmek için ihracatı durdurma şantajı yapabiliyorlardı. Hükümet özel ihracatçılar kümesi oluşturarak stratejik malların ihraç hakkını küçük bir gruba vermeyi denedi. Bu çaba başarısız oldu. Bu grubun dışında kalan işletmeler stratejik ihracatçı olmak için baskı yaptılar. Stratejik ihracatçıların sayısı hızla katlandı. Sorunu çözmenin tek yolu ihraç ürünlerinin iç fiyatlarını serbest bırakmaktı. Bu çözüm uygulanabilirlikten oldukça uzaktı, hükümet bu politikayı uygulayacak itibar ve güçten yoksundu. Bunun sonucunda ihracat vergileri 1992’de beş kez değiştirildi. İhracat kotaları sadece kendilerine kota verilen küçük bir grubun yararınaydı. 1994’den sonra ihracat kotaları sınırlandırıldı, petrol ve petrol ürünleri, doğal gaz, kömür, elektrik, nonferro metaller, selüloz, un, likör, balık ve kağıtla sınırlandırıldı. Böyle olsa da bu ürünler Rusya ihracatının %70’ine tekabül ediyordu.


Dış ticaret alanında vergi kaçakları da sorun oldu. Denetleyiciler sayısı azdı ve rüşvet alıyorlardı.
Rusya 1992’de ikili dış ticaret düzeni kuruldu. Enerji ve hammadde ihracatı gümrük ve gümrük dışı usullerle de düzenleniyordu. 1992’nin ilk yarısında enerji ve hammadde ihracatından sağlanan dövizin %40’lık kısmının resmi kurdan hükümete satılması zorunluydu, bu %20 ek ihracat vergisi demekti. Bombalar ve uyuşturucular dışındaki malların ihracatı serbestti. Bu ihracat önlemleri dış ticaretin serbestleştirilmesinin risklerini azalmak niyetiyle şekillendirilmişti, imalat sanayiinin iflasını önlemek, nihai ürünlerde rekabetçiliği sürdürmek. İhracat engelleri işletmeler yükselen hammadde ve enerji fiyatlarına uyum sağladıkça aşağı çekildi
1992’den Mart 1995 sonuna kadar Rusya ihracatını düzenleyen aygıtlar şunlardı;

Kişisel malların ihracını kontrol için miktar sınırlamaları ve izin belgeleri,

Stratejik önemli hammaddelerin ihracı için alınması gerekli izinler,

Çok kullanımlı mallar (askeri ve sivil amaçlı kullanılabilecek mallar) ve askeri malların dağıtımı üzerinde ihracat kontrolleri,

Düşük fiyatlamadan korunmak için temel işlenmemiş malların ihracat anlaşmalarının zorunlu kaydı,

Tüm ihraç edilen ürün bedellerinin Rus banka hesaplarına süresinde tahsili hususunda denetim,

İhracat gümrük vergileri.
1995 sonunda hükümet ihracat düzenlemelerinde tadilat yaptı, ihracat üzerindeki denetimini azalttı, yeni düzenlemeye göre;

İhracat izin belgesi Rusya ihracatının yaklaşık %10’nu teşkil eden mallar için yürürlülükte kaldı; bunlar askeri teçhizat, iki taraflı kullanılır mallar ile ihracatı uluslararası anlaşmalarla düzenlenen mallar, çevre, ulusal güvenlik veya milli endüstrileri korumak amacıyla ihracına miktar kısıtı getirilen mallar, (mefruşat, bazı kimyasallar, ferro metaller gibi).

İhracat anlaşmaları kayıtları, (Rusya ihracatının yaklaşık %50’si tabiiydi),

Tüm yurt dışına satılan ürünlerinin ihracat bedellerinin Rusya’ya getirilmesi için döviz kontrolü,

Sınırlı türdeki ham maddeler ve askeri teçhizat ihracatından alınan vergiler ile ihracat vergisi ve ihracat vergisine tabi malların sayısı zamanla azaltıldı.

2.2.3.1 İhracat kısıtlamaları

1992’den 1994 ortasına kadar ihracat kısıtları ihracatı düzenlemenin en önemli aygıtıydı. Çoğunlukla yakıtlar ve hammaddelere uygulanan ihracat kısıtları toplam ihracatın %70’ine tekabül ediyordu. Sermaye çıkışını denetlemek ve stratejik öneme haiz malların bedelinin yurda getirilmesini mecburi kılmak için şu mallara ihracat miktar kısıtları getirildi; ham petrol, işlenmiş petrol ürünleri, gaz, elektrik, selüloz, ferro olmayan metaller, bazı mineral gübreler, hububat, soya, ayçiçeği, balık, kabuklu hayvanlar, havyar ve eczalar. 1 Ocak 1994’den sonra ferro metal, odun, nadir metaller, tomruk ve biçilmiş kereste stratejik önemli maddeler listesine eklendi. Yaklaşık 200 dış ticaret birimi ve büyük işletmeye stratejik önemli malları ihraç etme yetkisi verildi. Mamül mallara ihracata kısıtı konmamıştı, tüm ihracat KDV ve tüketim vergisinin dışında tutulmuştu49 .


İhracat vergileri uygulamaya girdikten sonra dahi ihracat vergilerinin etkinliği hakkındaki kaygı nedeniyle bazı enerji ve ham madde ihracatı üzerindeki miktar kısıtlarına son verilmedi.
Miktar kısıtları İktisat Bakanlığınca arz ve talep tahminlerine göre belirleniyordu. Miktar kısıtları üreticiler arasında bakanlıklar dizisi, bazı mallar için ise İktisat Bakanlığının yönergeleri doğrultusunda yerel idareler tarafından dağıtılıyordu. 1992’de federal bütçeye gelir temin edecek şekilde üreticiler arasında dağıtımı yeniden düzenleyen yeni bir ihracat kısıtları sınıflaması getirildi. Malların alış ve teslim maliyetlerinden sonra bütçeye daha büyük ihracat geliri dönüşünü vaat eden işletmelere miktar kısıtı paylaştırıldı.
Payların en büyüğü bakanlıklar tarafından dağıtıldı. Yerel idareler kereste gibi bazı mallar için pay dağıttılar. Miktar kısıtlarının küçük bir parçası ihaleler yoluyla satıldı. İhaleler yoluyla satılan miktar kısıtı payını yavaş yavaş büyütülmesi ve ana enerji kaynakları dışındaki miktar kısıtlarını 1993 başına kadar yavaş yavaş ortadan kaldırılması planlanmıştı. 23 Mayıs 1994 tarihli bir kararla 1 Temmuz 1994 itibariyle miktar kısıtları ve izin belgeleri uygulaması petrol harici tüm mal ve hizmetler için kaldırıldı, 1 Ocak 1995 itibariyle de petrol ürünleri ihracı üzerindeki kısıt ve izinlerin kaldırılması kararlaştırıldı.
İhracat kısıtlarını kaldırmak beklenenden daha zor oldu. İşletmeleri bakanlıkların ihtiyaçlarını karşılaması, örneğin müflis tarım işletmeleri ve şehirlere yakacak teslimi, maksadıyla iç piyasaya satışa ikna etmek için sanayi dalı bakanlıkları ve iktisat bakanlığı miktar denetimleri ve idari denetimi devam ettirmeye zorlandı. 1987’deki devlet kesiminin serbestleştirilmesi ile, 1991’de iç ticaretin serbestleştirilmesi ve 1992’deki serbestleştirme ile ihracattaki miktar kısıtları işletmeler üzerinde denetim sağlamanın başlıca aygıtı oldu.
İhaleler asla kısıt payı dağıtımının önemli bir aygıtı olamadı. Paylar aynı mal borsalarındaki gibi cari arz ve talep şartlarına göre ihalelerde satıldı. 1993’de devlete 9,5 milyar ruble sağlayan 10 ihale yapıldı. 500’den fazla şirket bu ihalelere katıldı. İhaleler bu şirketlerin çoğu için ihracata açılan tek kapıydı. İhalelerden pay satın alan şirketler genelde, ödeme yapmadan miktar kısıtından pay alan imtiyazlı şirketlerden daha başarılı ve daha etkin idiler.
İhracat kısıtlamaları sadece iç fiyatları düzenlemek ve işletme davranışlarını etkilemek için değil hükümete gelir kaynağı olarak da tasarlanmıştı. İhracat vergileri ve devlet ihracatı bütçe gelirlerinin %28’lik kısmını temin ediyordu. Enerji ve hammadde gelirlerinin %50’sini hükümete piyasa kurunun %40’ına tekabül eden resmi kurdan satışı zorunluluğu hükümete ek gelir temin ediyordu. Bu zorunluluk 1992 ortasında kaldırıldı.

2.2.3.2 İhracat vergileri

Dış ticaret üç mekanizma vasıtasıyla düzenleniyordu; iç piyasayı aniden dünya fiyatları ve rekabetine maruz bırakmamak için ihracat vergileri, ihracat denetimi ve döviz kazançlarının teslim zorunluluğu; stratejik hammaddeler için az başvurulan ihracat denetimi ve tüm döviz kazançlarının yarısının zorunlu olarak merkez bankasına resmi kurdan satılması.


İhracat vergileri yalnız hammaddeler yakacak, metaller, kimyasallar, kereste ve asker teçhizatın içinde bulunduğu 150 kadar mala tatbik ediliyordu. İhracat gümrük vergileri çoğu malın gümrük değeri üzerinden alınıyordu. En yüksek oranlar iodin (%30) ve propilen (%40)’e tatbik ediliyordu. Birim üzerinden alınan vergilerde mevcuttu. Gümüş maden cevherinden ton başına 64,000,- ECU, germaniumdan 33,600,- ECU ve bazı nadir metallerden 21,000,- ECU vergi alınıyordu. Çoğu maldan alınan özel vergiler ton başına 100 ECU’den aşağıydı.
Hükümet yükselen enerji ve hammadde fiyatlarına imalat işletmeleri uyum sağladıkça ihracat vergilerini tedricen azaltması öngörüldü. 1992 başında %25 olan ortalama vergi oranını 1995 sonuna kadar %0’a indirilmesini öngörüyordu. 1992-1994 arasında hükümet birkaç kez ihracat vergi oranını indirdi, ilk oranın 1/3 düzeyine indirildi.

2.2.3.3 Merkezden dış ticaret

Devlet doğrudan dış ticaret faaliyetlerinden yavaşta olsa zamanla çekildi. Merkezi dış ticaret sabık plan sisteminde kullanılan desteklerin bir kalıntısıydı. Önceden dış ticaret birimleri (DTB) ihraç edeceği malları (çoğunlukla hammadde) yurtiçi fiyatlardan satın alır sağlam para karşılığında kolayca yurtdışı piyasalarında satardı. İhracat karı yiyecek ve makine ithalatını desteklemek için kullanılırdı.


Bu sistemin benzeri SSCB’yi müteakiben Rusya tarafından uygulandı. İhracat miktar kısıtları devlet ihtiyaçları için belirlendi, Hükümet satın alma kuruluşu Roscontract ihraç edilebilecek ürünleri iç fiyatlardan satın alıyordu. Merkezi ticaret 1992’de üçüncü ülkelerle (BDT dışı) dış ticaretin yaklaşık %40’ına 1994’de %20’sine tekabül ediyordu. Bu satışlardan sağlanan gelir büyük oranda desteklenen merkezi ithalatın finansmanında kullanılıyordu. Destekler sonradan kaldırılınca merkezi ihracat karları dış borç ödemeleri ve hükümete gelir temini için kullanıldı.
Merkezi ticaret dış ticaret sistemini çarpıtıyor ve daha ileri adımlar için önemli bir mani teşkil ediyordu. Merkezi ticaret ithalat ve ihracat vergilerinden muaftı. 1994 için onaylanan merkezi ihracat 9 milyar dolar civarındaydı. Merkezi ticarete konu malların sayısı 1993’de 33 iken 1994’de 14’e indi. 1994’de merkezi ticarete konu mallar listesinden kömür, gübre ve kereste çıkarıldı, tabii gaz ise dahil edildi.

2.2.4 İthalat Düzenlemesi

1992’nin ilk yarısında Rusya’da ithalat kota ve vergileri yoktu. Bu durum bazı iç üreticilerden korumacı baskıların gelmesine yol açtı. Bilhassa IMF Rus hükümetini maliye politikaları uğruna gümrük vergileri koymaya zorladı. Temmuz 1992’de Rusya düşük tektip ithalat vergilerini uygulamaya koydu, Eylülde oran %15’e yükseltildi. Sergei Glaziev Peter Aven’in ardından Dış Ekonomik İlişkiler Bakanı olduktan, Aralık 1992’den Eylül 1993’e kadar, sonra çeşitli lobilerin etkisi atında daha korumacı politikalara yöneldi.


İthalata merkezi destekler önemli bir sorundu. 1992’de Rusya ihracatının %45’i merkezden ve destekli gerçekleştiriliyordu. IMF verilerine göre 1992’de GSMH’nın %17,5’u kadar ithalat desteği verildi. Bu desteğin çoğu kısmı bütçeye dahil değildi. 12,5 milyarlık kısmı mal kredileri ve Batı ülkeleri tarafından kendi zirai lobilerinin yararına verdiği kredilerle finanse edildi. Bu kredi ve ithalat destekleri sadece bir kısım kimsenin zenginleşmesine yardım etti, bu kimseler destekleri dönüşümün sosyal maliyetlerini azaltan önemli bir öğe olduğunu ileri sürerek destekleri haklı çıkartmaya çalıştılar.
Bahar 1993’de Maliye Bakanı Boris Fyodorov ve IMF merkezi ithalatın hacmini ve desteği 1993 GSMH’nın küçük bir oranına düşürmek ve 1994’de desteği kaldırmak için güçlerini birleştirdiler50.
İki federal kanun Rusya’nın ithalat rejimini şekillendirdi, Gümrük Vergileri Kanunu ve Gümrük Kodu kanunu. Bu kanunlar Avrupa birliği gümrük uzmanlarının yakın işbirliğiyle hazırlandı. Harmonize mal cinsleri ve kod sistemi esasına dayanan gümrük sınıflandırması Ocak 1992’de yürürlüğe girdi51.
1992 başında çoğu ithal mala vergi konmamıştı, %0,15 (binde 15) idari işlem masrafı alınıyordu. İthalat düzeni ihracata göre çok daha serbestti, ruble değerinin epeyce düşük olması ithal edilen tüketim malları fiyatını yükseltmiş yurtiçi üreticileri dış rekabetten korumuştu. 1992 ve 1993 arasında ruble değerlenmeye başladı, ilk değerini 10’a katladı, yurtiçi imalatın rekabetçiliği azaldı. Neticede ithalat sınırlamalarının önemi arttı. İlk gümrük (ithalat) vergisi 1992 ortasında esasen gelir temini amacıyla konuldu.
Temmuz 1992’de %5 oranında gümrük vergisi yürürlüğe kondu, içkilerde bu oran %25 idi. Gümrük tarifesi geri kalmış ülkelere %0, gelişmekte olan ülkelere %2,5, en çok kayrılan ülkelere %5, diğer ülkelere ise %10 olarak uygulanıyordu. Gümrük vergileri Rusya ithalatının ¾’üne uygulanıyordu, gümrük vergisi ortalama oranı ise %4 idi. Gümrük vergi oranları bir çok kez değiştirildi. 1992 sonunda ortalama gümrük vergisi yükü oranı %11 çıkarıldı, 1993 ortasında %8’e indirildi, 1994 ortasında %12’ye yükseltildi. Bazı ürün ve işletmelere muafiyet tanındı. 1 Ocak 1994’de yürürlüğe giren gümrük vergisi kanunuyla işletmelere verilen muafiyetler kaldırıldı.
Önceden KDV iç üretimden alınıyor ithalattan alınmıyordu. Bu vergileme farkının doğurduğu çarpıklığı azaltmak için ilgili kanunular 1 Şubat 1993’den sonra ithalatı içeren biçimde tadil edildi. Yeni KDV oranı ithalat ve iç üretim için %20 olarak belirlendi. İthalde alınan KDV matrahı malların gümrük değerine diğer ödemeler eklenerek bulunuyordu52.
Gelir temini ve korumacı baskılardan dolayı Mart 1994’de alınan kararın 1 Temmuz 1994’de yürürlüğe girmesiyle bazı mallara uygulanan gümrük vergisi artırıldı ve gümrük vergisi tarifesi de çeşitlendirildi. Otomobillerden alınan vergi %25’den %40-46’ya, elektronik aletler ve parçalardan alınan vergi %15’den %100’e, çeşitli makinelerden alınan vergi %5’den %25’e çıkarıldı. Eczalar için %0, petrol ürünleri için %1, plastikler, kimyasallar ve pamuk harici iplikler için %1-10 arası, tarım ürünleri için %5-10 arası, şeker için %20, sigara için %30, gübreler için %10, ayakkabı ve kumaş için %10-20, yün ve ham pamuk için %20-25, makine ve ekipman içinse %0-%20-%60 arası vergi getirildi. Tüketim vergileri lüks mallar, tütün mamülleri ve otomobiller için %10’dan %400’e kadar değişiyordu53.
1995 ilkbaharında özel vergi ve KDV’nin uygulamaya konması ve 1995 yazında yiyeceklerden alınan gümrük vergilerinin yükseltilmesi ithalat vergilerinin üç temel işlevlerinden birine, korumacılık, yoruldu. Yeni gümrük oranları koruma işlevini yerine getirmekten uzaktı, yinede yeni vergilerle geçen bir yıl sonrasında Rus çiftçilerinin menfaatlerinin arttığı iddiası ileri sürüldü.
Mikhail Safranov dış ticaret politikasına ilişkin olarak şu görüşleri dile getiriyordu “Ulusal üreticiler ve iç tüketicilerin her ikisinin çıkarlarının incitilmeden korunması için ithalat vergileri yeterince esnek olmalı fakat aceleci uygulama ve kararlardan sakınmak için bu alanda geniş açılı salınımların iktisadi etkisi öngörülebilmelidir. Mevcut şartlar altında Rus üreticilerin (ve tüketicilerde) miktar ve teknik ithalat düzenlemeleri ile korunması iyi olurdu. Özellikle ithalatta daha geniş bir mal kümesi için mal ruhsatı uygulaması yaygınlaştırılmalı”54.
Bazı tüketim malları ithalatı (yiyecek, ev temizlik ürünleri, elektrikli aletler, elektronik aletler, ilaçlar) için kullanım güvenliğinin tasdiki zorunluydu.
1995 ortasında gümrük vergilerinin ortalama ağırlığı %12’idi. 1 Haziran 1995’den sonra yiyecekler ve diğer bazı zirai ürünler, eczaların gümrük vergisi yükseltildiğinde ortalama gümrük vergisi ağırlığı %15’e çıktı. 1995 Nisan sonunda KDV ve yiyeceklere özel verginin konmasıyla ithal değeri üzerinden tahsilatlar toplamı %11,5’ten %21,5’e yükseldi55.

2.2.5 Sabık Sovyetler Cumhuriyetleriyle Ticaret



Tablo 7: Sabık SSCB ülkeleri ve diğer dünya ülkeleri ile Rusya’nın dış ticareti





1990

1991

1992

1993

1994

1995

Sabık SSCB’ye ihracat

127

109

11

16

15

16

Sabık SSCB dışına ihr.

81

53

42

44

53

66

Sabık SSCB’den ithal.

114

83

9

11

14

17

Sabık SSCB dışın. ith.

83

45

37

33

37

44

İhr/ith sabık SSCB ile

13

25

2

5

1




İhr/ith sabık SSCB dışı ile

-2

8

4

11

16

22

Kaynak: C. Michalapoulos and D. Tarr, eds., Trade Performance and Policy in the Independent States (World bank: Studies in Economies in Transition, 1994),33; also Russian Economic Trends.


Şekil 2: Sabık SSCB’ye ve sabık SSCB dışına ihracat 1990-95

Yukarda ki tablodaki verilerden çizilmiştir



Şekil 3: Sabık SSCB’den ve sabık SSCB dışından ithalat 1990-95

Yukarda ki tablo verilerinden hazırlanmıştır.



Şekil 4: Rusya’nın sabık SSCB cumhuriyetlerine ihracat ve ithalatı


Yukarda ki tablo verilerinden hazırlanmıştır.
1990 başlarında Rusya’nın dış ticareti toptan bir çöküşe yuvarlandı. 1990’da sabık SSCB cumhuriyetlerine Rusya’nın ihracatı 126 milyar $ iken bu rakam 1992’de 11 milyar $’a düştü. Rusya sabık Sovyet cumhuriyetleri ile ticaret hacmini daraltmaya zorlandı, çünkü cumhuriyetler dövizden yoksundu, ödeme sorunları yaşanıyordu. 1992’de Rusya’nın Sovyet cumhuriyetleriyle ticareti GSMH’nın %5,3’ü kadar ticaret fazlası verdi. 1993’de bu oran %3,2’ye indi. Rusya’nın 1992’de toplam ihracatı 53 milyar $ sabık Sovyet cumhuriyetlerine ihracatı ise 11 milyar $ civarında idi56. 1992’de 11 milyar dolar olan ihracat 1995’de ancak 16 milyar $’a çıktı. Buna karşın sabık Sovyet cumhuriyetleri dışına ihracat gözle görülür şekilde arttı.
Rusya için dış ticareti serbestleştirmenin en zor yönlerinden birisi BDT ülkeleri ile ticaretin serbestleştirilmesi idi. Evvela ticaret dahili fiyatlarla yürütülüyordu, Rusya ihracatı değeri az, ithalatı değeri fazla idi. BDT ülkelerine fiyat çarpıklığı dolayısıyla, Rusya’nın verdiği desteğin tutarı yaklaşık 10 milyar $, yurtiçi milli hasılanın %6,5’i idi.
BDT ülkeleri ile ticaretin devamı Rusya ekonomisinin istikrarı için hayati önemliydi. Rusya Federasyonu işletmeleri, tüketicileri, üreticileri ile sabık Sovyet cumhuriyetleri onlarca yılda örülen güçlü ağlarla biri birine kenetlenmişti. BDT ülkeleri ile dış ticarette dünya fiyatlarını kullanmak aşırı yüksek uyum maliyetlerine yol açacaktı. Çok fazla sayıda Rus işletmesinin BDT ülkelerinde ticari eşi, tamamlayıcısı vardı. Bir geçiş mekanizmasına ihtiyaç vardı. Ticaret ve Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan mekanizma basitti, herkesin kontrolü altındaki nimet kendisine kalacaktı. Bu bakanlık kendini özel hükümetler arası anlaşmalarla Rusya ve BDT ülkeleri arasındaki iki taraflı ticareti düzenleyen arabulucu konumuna koydu. Ticaret dengesini tutturmak için iki taraflı verilen mallar dünya fiyatlarıyla hesaplanacaktı. Anlaşmalar bir ülkenin diğer ülkeye teslim etmekle zorunlu olduğu malların miktarını belirliyordu. Uygulamada bu bakanlık iç fiyatlardan malların muayyen bir miktarını satın alma ve Rusya’nın ihtiyaçlarına göre malların belirli miktarında değişiklik yapma hakkını elde etmişti. Anlaşmada belirtildiği gibi mallar iç piyasada iç fiyatlardan satıldı. Böyle büyük ölçekteki takas ticareti yeni ekonomik duruma uygun değildi, Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı takas ticaretini ağır şekilde eleştirdi. Fakat hükümet takasın devamından yanaydı, Ticaret ve Kaynaklar Bakanlığı BDT ülkeleriyle ticareti kontrol etme ve ticaret yapma hakkını da elde etmişti.
BDT ülkeleri ile farklı, diğer dünya ülkeleri ile farklı bir dış ticaret düzeni etkin yürümedi. Rusya’nın BDT ülkelerine ihraç ettiği hammaddelerin BDT dışına ihracı hemen başladı. Rusya ile BDT ülkeleri arasındaki ticaretin hacmi hususunda güvenilir istatistikler yoktu, çünkü Ticaret ve Kaynaklar Bakanlığının yerel teşkilatının kullandığı kayıt usulleri farklıydı.
BDT ülkeleri ile ticareti normalleştirmek için serbest ticaret anlaşmaları görüşmeleri başlatıldı, 1992 ortasına kadar bütün BDT ülkeleri ile bu tür anlaşmalar imzalandı. 1992 sona ererken Ticaret ve Kaynaklar Bakanlığı devlet ticaret teşkilatına dönüştürüldü ve dış ticaret üzerindeki düzenleyici gücü sona erdi. 1 Ocak 1993’e kadar ihracat izinleriyle ithalat ihracat miktar kısıtlarında yeknesaklık sağlanamamıştı. Dünya uygulamaların da olduğu gibi tek bir hükümet organına, Dış Ekonomik İlişkiler Bakanlığı, ihracat ve ithalat izin belgesi düzenleme yetkisi tanındı. Bu izin düzeni lisansa konu malların listesi ile miktar kısıtları ve izin belgelerinin hazırlanmasının tekdüze hale getirilmesi üzerine kuruluydu.
Para ve ödeme sistemi sorunları sabık SSCB cumhuriyetleri arası ticaretin daralmasında önemli rol oynadı. 1992’nin ilk yarısında sadece Rusya ruble basabiliyordu fakat ruble alanındaki tüm ülke merkez bankaları para razını ruble kredileri yoluyla artırabiliyorlardı. Parasal koordinasyonun yokluğu bedelsiz kullanma sorununu doğurdu, bazı merkez bankaları sınırlamalara uyarken diğerleri uymadılar. Bu durum enflasyonu ateşledi, ruble istikrarı çabalarını engelledi, ticaret ve ödeme sorunlarını müzmin hale getirdi.

2.2.6 Ticaretin Yapısında Değişim

Serbestleşmeye rağmen ticaret hacmi 1992-93’de düştü. Rusya’nın toplam ticaretinin düşmesine çeşitli etkenler yol açtı.

Rus işletmeleri arasında ve dışarıdaki işletmeler ile olan eski iktisadi bağların çözülmeye devam etmesi,

Özellikle makine ve teçhizat için önceden verilen ihracat desteklerinin kaldırılması,

İthalat bedeli ile bankalar arası kredilerin ödemeler için merkezden sağlam para tahsisatına sona erdirilmesi,

Tüm iktisadi faaliyet birimleri için ithalat ve ihracat serbestisi getirilmesi,

Devam eden Rusya dış ticaret mevzuatı değişiklikleri, (KDV, tüketim vergileri, ve yeni ithalat ihracat vergilerinin yürürlüğe konması),

1993 için devletlerarası dış ticaret anlaşmalarının gecikmesi57.

Önemli ihracat kalemlerin ihalesindeki düşüş, gümrük, vergi ve dış ticaret anlaşmalarının finansmanı üzerinde etkin denetimin yokluğu dış ticaret hacmindeki düşüşü artırdı. Kredi ve para politikasında zayıf denetim durumu daha da kötüleştirdi.

İç makroekonomik dengesizliğin yol açtığı şoklar dış ticaret serbestliğinin artı etkisini bastırdı.


Rusya’nın dış ticareti ülke ekonomisini yakalayan derin yapısal krizlerin olumsuz etkilerinden çabucak sıyrıldı ama dış ticaret performansı 1980 sonlarını ve 1990 başlarını yakalayamadı. 1992 yılı genel olarak dış ticaret oranlarında geri gidişte bir yavaşlamaya tanıklık etti, 1993 ihracatta güvenilir bir yükselişe geçişin işaretini verdi, 1994’de ithalat yükselme eğilimi gösterdi. Dış ticaret dengesi 1991’de ki kırmızı alarm alanından çıktı ve sonra olumlu yönde ivme kazandı.
Dış ticarette iyileşmeye karşın birkaç olumsuz gelişme yaşandı;

Rusya ihracatı büyük oranda işlenmemiş madde ihracatı şekline büründü, sadece beş mal kümesi ihracat gelirlerinin %80’nini oluşturuyordu, ham mineraller ve yakacaklar %45, metaller %17, kimyasal maddeler %8, kereste %5, işlenmemiş tarım ürünleri %3. İhracat içinde imalat sanayi ürünleri payı dibe vurdu, imalat sanayi ürünlerinin payı 1994’de %7,5’den %5’in altına düştü, 1991’deki payın yarısından daha az,



Şekil 5: Rusya ihracatının 1995’de yapısı


Kaynak: DIW, Wochenbericht no.3(1996), 38; Handbook of International Economic Statistics 1992,16.
Dünya fiyatlarından daha düşük olan karşılıklı ortalama anlaşma fiyatlarından satışla sırf fiziki ağırlıktan dolayı ihracatta artış olduğu bildirildi. Bu eğilim 1994 başı ile 1992 arasında özellikle dikkat çekti.
İhracat kazançlarındaki 1992’den 1994’e tırmanış orantılı olarak devletin nakit gelirlerini artırmadı, ihraç edilen mallardan itibarlı döviz kazancının çoğunluğunu sağlayan mineral ve yakacak kompleksleri ile imalat sanayiinin ihracat potansiyelini canlandırmak hayati önemdeydi58.
İthalatta işlenmemiş tarım ürünleri ve yiyeceğin payı büyümeye devam ediyordu, 1991’den beri 1/3 civarında, %36’dan çok, artmıştı. 1995’de ithal edilen yiyecekler iç piyasada tüketilen yiyeceklerin %40’ı düzeyine ulaşmıştı, bu Rusya için kritik bir nokta idi,

Rusya’nın sabık SSCB cumhuriyetleri esasen BDT ile ticareti, 1990’larda toplam alışverişin %60’ından 1995 sonunda %22’ye, keskince düştü. Rusya ile bu cumhuriyetlerdeki sanayiler ve bireysel işletmeler arasındaki bağlantılarının yavaş yavaş kopması Rusya sanayiindeki bunalımın daha da derinleşmesine katkıda bulundu,

Benzer bir etkiyi sabık Karşılıklı İktisadi Yardımlaşma Konseyi (Comecon) ülkeleri ile ticaretin gerilmesi gösterdi.
Tablo 8: Rusya Dış Ticareti, 1990-1995





1990

1991

1992

1993

1994

1995

Toplam ihracat

207527

161671

52554

59652

68000

82000

Sabık SSCB’ne ihracat

126627

108571

10954

15752

15000

16000

Diğer ülkelere

80900

53100

41600

43900

53000

66000

Toplam ithalat

196941

128433

46446

43646

51000

61000

Sabık SSCB’den ithalat

114041

83333

9246

10546

14000

17000

Diğer ülkelerden ithalat

82900

45100

37200

33100

37000

44000


Şekil 6: Rusya’nın ihracat ve ithalatı 1990-95


Yukarda ki tablo verilerinden hazırlanmıştır.
Rusya’nın dış ticaret göstergesindeki yükseliş veya düşüşe doğru eğilim devletin dış ticaret politikasından kaynaklanıyordu. Özellikle dış ticaretin gümrük ve gümrük dışı düzenlenme mekanizması 1992-95 arasında biraz değişti.

2.2.7 Döviz Kontrolü

Döviz kontrolleri 1994’de yürürlüğe kondu. Rusya Merkez Bankasına göre 1992’de %50 ila %70 arasındaki ihracat bedeli Rusya’ya getirilmedi. 1993’de bu oran %30-40’a, 1994’de %12’ye ve 1995’de %4’e indi. En büyük sızıntı 1993’de ithalat anlaşmaları yoluyla gerçekleşti. Havyar ithalatı ile ihracatı anlaşmaları arasındaki fark %40 idi. Bu duruma rağmen ithalat döviz kontrol sistemi 1996’ya kadar ertelendi.



2.2.8 Uluslararası Ticari Kuruluşlarla İlişkiler; GATT/Dünya Ticaret Örgütü

Rusya 1990’da GATT’a gözlemci olarak katıldı, Rusya Haziran 1993’de giriş için başvuru yaptı.


Mikhail Safaranov GAAT/WTO için şunları ifade ediyor. “Rusya aşağıdaki gayeler için GATT/DTÖ’ye tam üye olmalıdır59. Dünya piyasalarına ayrımcılığa tabi olmadan girmek, diğer ülkelerle güvenilir hukuki zemin üzerinde kurulu ticari ve iktisadi ilişkiler kurmak, GATT/WTO’nun anlaşmazlıkların çözümü mekanizmasını kullanmak, ulusal kanunlarda ilerleme sağlamak.


Yüklə 1,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   24




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin