T. C. İStanbul 16. AĞIr ceza mahkemesi (cmk 250. Maddesi İle görevli) dosya no



Yüklə 6,09 Mb.
səhifə63/79
tarix29.10.2017
ölçüsü6,09 Mb.
#20885
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   79

Tanık Gülcan Şahin'in Mahkememizdeki İfadesinde: “... içeriye girip Cici'ye, Mustafa Abi seninle biraz özel konuşabilir miyiz dediler. Bizde Cici'nin odasında olduğumuz için Cici, arkadaşlar Müsaade eder misiniz dedi. Biz odadan kapının ağızına doğru çıkarken içeride bir itekleme gibi. Sonrada çocuklar, biz geri dönünce ben işte orada birkaç kişi daha vardı. Ses duyunca, itekleme olunca biz geri döndük çocuklar yanımızdan çıktı, kapıdan gittiler.” Asayiş Şube Müdürlüğünde, “Mustafa Cici'nin, Hakan Karaahmet, Olgun Aydın Peker ile ilgili haber yapmayacaksın diyerek kendisinin tehdit edildiğini söyledi” şeklindeki beyanı sorulduğunda: “hiç inanın şimdi siz söyleyince hatırladım. Hiç öyle bir ifade verdiğimi hatırlamıyorum. Çünkü zaten olayın yani bu konuların, konuşulacak bir şeyi yoktu” ...Belki okumamışım da olabilirim. Şöyle bizim şeyimiz de 2 tane çocuk işte bu Giresun ufak bir yer bu tür ufak tartışmalar olur. Hani biz gözümüzde çok büyütüp te bu ne kadar büyük bir olay deyip hani çok takip ettiğimiz bir şey değildi. Hani size belki şey gelebilir. Hani bu Giresun da Giresun küçük bir yer. Bu tür ufak tefek tartışmalar olur. Herkes herkesi tanır. Yani sokağa çıktığımızda selam vermeden kimse kimseden geçmez. Hakan Karaahmet hakikatten çok sevilen bir insan onuda herkes tanır. Bende tanırım. En az 15-20 seneden beri hani bizim gözümüzde büyüttüğümüz olay olmadığı için hani belki size nasıl okumadan hani imzaladım falan. Bizim için hani normal, sıradan bir şey olduğu için hani gözümüzde büyütülecek. Şöyle büyük insanlar falan gelir. İşte tabanca tüfek tarzı şeyler olursa hani o zaman gözünde büyütürsün. Şimdi insan 2 tane birbirine takışmış çok önemsenmez şeklinde beyanda bulunmuştur.

Sanık Samet Erdemir İfadesinde: "...Giresunspor aleyhine neden yazı yazdığını konuşmak için Mustafa Cici'nin yanına gitmek istediğini arkadaşlarına söylediğini, birlikte Giresun FM radyosuna Mustafa Cici'nin odasına gittiklerini, bu sırada odadaki tanımadığı bir şahsın sandalyeyi kendisine fırlattığını kendisinin de sandalyeyi yerden alarak ona vurduğunu bu sırada Aykut'un odadan dışarı çıktığını, Evren'in ne yaptığını görmediğini, kendisini oraya kimsenin göndermediğini, Mustafa Cici'nin alaylı bir şekilde konuştuğunu ve yanındaki şahıs sandalye fırlattığı için olay çıktığını" beyan etmiştir.

Sanık Aykut Aydın'ın İfadesinde: " ... Evren Kımıl'ın kendisini benimle gel işim var dediğini, daha sonra yanlarına Samet Erdemir'in geldiğini, birlikte Giresun FM radyosuna çıktıklarını, radyoya girdiklerini, içeride bir bayan ve bir erkek olduğunu, Evren Kımıl'ın Mustafa Cici ile özel görüşmek istediğini söylediğini, Mustafa Cici'nin bayanı dışarı çıkardığını, yanındaki erkek şahsa kendileriyle ilgili alaycı bir şekilde konuştuğunu, Mustafa Cici'nin yanındaki şahsın Samet'e sandalye salladığını ve çekmecesinden bir şeyler almaya çalıştığını bunun üzerine, kendisinin de şahsa yumruk attığını, hep birlikte oradan uzaklaştıklarını, Mustafa Cici Giresunspor aleyhine yazılar yazdığı için kendisiyle konuşmaya gittiklerini, kendilerini kimsenin göndermediğini" beyan etmiştir.

Sanık Evren Kımıl İfadesinde: "...Mustafa Cici'nin Giresunspor maçlarını satıyor diye bir haber yayınladığını, bu konuyu konuşmak için arkadaşlarıyla Giresun FM radyosuna gittiklerini Mustafa'nın odasına girdiklerinde Mustafa'nın kendisine ben basınım istediğimi yazarım, bana kimse bir şey diyemez diye bağırdığını, kendisine yumruk salladığını, diğer şahsın kendisine sandalye fırlattığını, ayrıca bu şahsın sandalye ile Samet'e vurduğunu, bu sırada Aykut Aydın'ın odanın dışında olduğunu, daha sonra oradan ayrıldıklarını, kendilerini Giresun FM'e kimsenin göndermediğini" beyan etmiştir.

Sanık Selim Kımıl İfadesinde: "...Mustafa Cici'nin internette yazdığı yazılar nedeniyle fuarın kapatıldığını, bu nedenle işsiz kaldığını, bu durumu konuşmak için radyoya gittiğini, yolda Özden Tütüncü'yü gördüğü, birlikte gittiklerini, Mustafa Cici ile özel görüşmek istediklerini, durumu anlattığını, Özden Tütüncü'nün de Giresunspor'a zarar veren yazılar yazıyorsun dediğini, konuştuktan sonra oradan ayrıldıklarını, Hakan Karaahmet'in eski patronu olduğunu, şahsı kimin dövdüğünü bilmediğini, kimseyi tehdit etmediğini ve darp etmediğini belirtmiştir.

Sanık Özden Tütüncü İfadesinde: "... Selim Kımıl ile birlikte Mustafa Cici'nin çalıştığı Giresun FM isimli radyoya gittiklerini, Mustafa Cici'nin yanında bir şahsın olduğunu, Selim'in Mustafa Cici'ye " ...Fuardan ekmek yiyorum bari sen yazma" dediğini, Mustafa'nın yazma özgürlüğü var bunları yazmam lazım dediğini, kendisinin de " ...Fatih Kitapçıya saldırmışsınız adam üçüncü ligden ikinci lige takımı çıkardı" dediğini bu cümleleri tehdit için söylemediğini daha sonra normal bir şekilde ayrıldıklarını, darp olayıyla ilgisinin olmadığını" beyan etmiştir.

Hakan Karaahmet İfadesinde: "Olayla bir alakasının olmadığını bu olayda rol oynamadığını " beyan etmiştir.

Olgun Peker İfadesinde: Şahısları tanımadığını, olayla ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

Mağdur ve tanık anlatımları, canlı teşhis tutanakları, fotoğraf teşhis tutanakları, CD görüntü izleme tutanakları hep birlikte değerlendirildiğinde, mağdurlar Mustafa Cici ve Hakan Akbaş'ın sanıklar Selim Kımıl ve Özden Tütüncü'nün olayı gerçekleştirdiğini beyan edip şahısları teşhis etmeleri ve Giresun Cemal Gürsel Caddesi Gürseller Giyim Mağazasının yanında bulunan güvenlik kamera kayıtlarının çözümünden de anlaşılacağı üzere, sanıklar Evren Kımıl, Samet Erdemir ve Aykut Aydın'ın kamera görüntülerinde 12:50:47 itibariyle Fatih Caddesi istikametinden radyonun bulunduğu araya girdikleri, 12:52:25 itibariyle aynı aradan çıkıp köşedeki mağazaya girdikleri, 12:52:47 itibariyle birlikte tekrar radyonun bulunduğu yere girdikleri, 12:57:56 itibariyle üç sanığın radyonun bulunduğu aradan koşarak kaçtığı anlaşılmıştır.



Her ne kadar sanıklar Hakan Karaahmet ve Olgun Peker, bahse konu eylemle bir alakalarının olmadığını, adı geçen şahısları tanımadıklarını beyan etmiş iseler de,

Örgüt kurucusu ve yöneticisi olan sanık Olgun Peker ile yine örgüt yöneticisi olan sanık Hakan Karaahmet'in örgüt üyesi olan sanıkları tanıdıkları gibi örgüt üyesi olan sanıkların eylemi gerçekleştirme sebebi örgüt yöneticilerine yönelik eleştirileridir. Hiç ilgisi olmayan bir şahsın sanıklar Olgun ve Hakan Karaahmet'in haber, bilgi ve talimatları olmadan durduk yere bir radyo evine gidip orada ilgili şahıslarla kavga etmesi, şahısları darp etmesi, mala zarar vermesi, hayatın olağan akışına uygun değildir. Nitekim yukarıda değinildiği üzere "Özden Tütüncü ve Kımıl soy isimli şahıslar, sanıklar, Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in adamlarıdır". Şeklinde gerek telefon görüşmelerinde gerekse bir kısım müşteki, tanık ve sanıkların beyanları ile anlaşılmıştır. Kaldı ki soruşturmanın başlangıcında sıcağı sıcağına alınan mağdur Mustafa Cici ve Mağdur Hakan Akbaş'ın 25/06/2009 günü Giresun Asayiş Şube Müdürlüğünde vermiş oldukları ifadeleri de bu durumu doğrulamış tüm dosya kapsamı özellikle sanık özden Tütüncü ve Kımıl soy isimli sanıklar ile yine sanık Aykut Aydın'ın sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'le olan bağlantıları ve bu şahıslar ile olan ilişkileri bir kısım suç örgütü üyesi olan sanıkların ilde yapmış oldukları kriminal eylemlerinde sürekli devreye girmesi sanık Olgun Peker'in telefon görüşmelerinde ortaya çıktığı üzere eleştirilere tahammül göstermediği gibi alacağını isteyen şahsı ölümle tehdit etmekten çekinmeyen, suç işleme yapısı dikkate alındığında söz konusu radyo evine baskınının Giresunspor başkanı olan sanık Olgun Peker'in yine ilde fuar organinazyonları yapan sanık Hakan Karaahmet'in eleştirilmesi sonrasında yönetici sanıkların talimatları ile gerçekleştirildiği kanaatine varılmış ve bu suçun sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet tarafından kurulduğu anlaşılan suç örgütünün yine suç örgütü üyeleri vasıtasıyla gerçekleştirilmiş bir eylem olduğu kanaatine varılmış ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi sebebiyle buna ilişkin yasal hükümler uygulanmıştır.

Yine örgüt üyesi olan sanık Aykut Aydın da sanıklar olay olduktan sonra karakola gittiklerinde aralarında "karakolda sorulduğunda Giresunspor taraftarı oldukları için böyle davrandık şeklinde cevap verelim" diye konuştuklarını dile getirmiştir. Bu beyanda örgüt üyesi olan sanıkların Giresunspor taraftarı iç güdüsü ile değil suç örgütü üyesi oldukları için ve talimat üzerine bu eylemi gerçekleştirdiklerini doğrulamaktadır.

Sanıklar Selim Kımıl ve Özden Tütüncü'nün Giresun FM isimli radyoya giderek, Mustafa Cici ile görüşme yaptıkları ve mağdurun bu tür yazılar yazmaması konusunda uyarıp tehdit ettikleri, mağdur Mustafa'nın bu durumu kabullenmediği, sanık Selim Kımıl'ın Özden Tütüncü ile birlikte radyodan ayrıldığı, sanıkların radyodan ayrılmalarından bir müddet sonra Selim Kımıl'ın kardeşi Evren Kımıl'ın yanında Samet Erdemir ve Aykut Aydın ile birlikte Giresun FM isimli iş yerine tekrar gittiği, sanıkların Mustafa Cici ile özel olarak görüşmek istediklerini bahane ederek, Av. Yavuz Akbulut, gazeteci Gülcan Şahin ve DP ilçe başkanı Mikdat Kaya'nın dışarı çıkmalarını istedikleri, tanıkların görüşmenin ses kayıt cihazı ile kayıt altına alınması koşulu ile odadan çıkmaları üzerine Evren Kımıl ve yanındaki sanıkların oda kapısını kapatarak içeride bulunan mağdur Mustafa Cici'yi darp etmeye başladıkları, odada bulunan bilgisayar ve sandalyeleri yere fırlattıkları, tanıkların odaya girmeleri üzerine sanıkların olay yerinden kaçtıkları anlaşılmıştır.

Her ne kadar sanıklar savunmalarında, ani gelişen bir olay neticesi Giresun FM müdürü Mustafa Cici ile görüşmeye gittiklerini beyan etmiş iseler de, yukarıda açıklandığı üzere , Deli Adil'in oğulları lakabıyla tanınan ve bilinen ve Giresun'da sanık Hakan Karaahmet'in adamları olarak tabir edilen Kımıl kardeşlerin ve Giresunspor tribün lideri Özden Tütüncü'nün mağdur Mustafa'nın odasına girince “Giresunspor ile ilgili yazılarına ara ver Giresunspor'a zarar veriyorsun” şeklinde ithamlarda bulundukları, “senin yazılarının zararlı olduğunu düşünüyorum, hem Giresunspor'un menfaati ve kendi yararına yazmazsan iyi olur” şeklindeki tehditvari beyanları ve kapıyı sert bir şekilde çarparak odadan çıkmaları, eylemin basit ve adi nitelikte bir tehdit eylemi olmadığı, bu sanıkların Hakan Karaahmet ve Olgun Peker'in yönlendirme ve talimatlarıyla Giresun FM isimli iş yerine gittikleri sonuç ve kanaatine varılmış, bir kısım sanıkların olayın anı geliştiği hususundaki savunmaları ve bir kısımı sanıklarında olayla ilgili olmadıkları hususundaki savunmalarına da iştirak edilmemiştir.

Dolayısıyla mağdur Mustafa Cici ve Hakan Akbaş'ın Giresunspor'un Olgun Peker döneminde başarısız olduğu ve fuar organizasyonları ile ilgili sanık Hakan Karaahmet'e yönelik eleştirel yazılar yazıp yayınlar yapmaları sebebiyle tehdit ve darp edildiği, eylemin Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in azmettirmesi sonucu sanıklar Selim Kımıl, Özden Tütüncü, Evren Kımıl, Samet Erdemir ve Aykut Aydın isimli sanıkların gerçekleştirdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.



Bu gerekçeler dikkate alındığında; Sanıklar suç örgütü yöneticisi Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in talimat-yönlendirme ile sanıklar suç örgütü üyeleri Selim Kımıl, Özden Tütüncü, Evren Kımıl, Samet Erdemir ve Aykut Aydın'ın cebir kullanmak suretiyle iş yeri dokunulmazlığını bozma suçunu ve mağdur Mustafa Cici'ye karşı birden fazla kişi ile suç örgütlerinin korkutucu gücünden yararlanarak tehdit suçunu işledikleri sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Her ne kadar sanıklar Selim Kımıl ve Özden Tütüncü hakkında mağdur Hakan Akbaş'a karşı tehdit suçunu işledikleri iddiasıyla cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de, mağdur ifadesi ve diğer tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde, atılı tehdit suçunu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlerine karar vermek gerekmiştir.

Her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet, Selim Kımıl, Evren Kımıl, Özden Tütüncü ve Samet Erdemir hakkında mala zarar vermek suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de, müştekilerin sanıklar hakkındaki dava ve şikayetlerinden vazgeçtikleri anlaşılmakla, sanıklar hakkında ayrı ayrı düşme kararı verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.

4- TEKNİK DİREKTÖR BAHRİ KAYA’NIN TAKIMDAN AYRILMASI İÇİN TEHDİT EDİLMESİ EYLEMİ

Giresunspor kulübünün, 14/01/2011 tarihli kongresinde sanık Olgun Peker'in de desteğini alan Ömer Ülkü'nün başkanlığı kazandığı, Olgun Peker'in kulüpte teknik direktörlük görevini yürütmekte olan Bahri Kaya'nın yerine Boluspor'da görev yapan Levent Eriş'i getirmek istediği ve bu doğrultuda Giresunspor basın sözcüsü Fatih Sandal'ı arayarak "bu hocayı gönderin gitsin kardeşim" diye talimat verdiği, Bahri Kaya'ya ait tazminat bedelinin 500.000 TL olması nedeniyle istifa etmesi için kendisine baskı yapıldığı iddia edilmiş ve sanıklar Olgun Peker, Ömer Ülkü ve Coşkun Çalık arasında yapılan telefon görüşmelerinde, taraftarı kışkırtmak suretiyle teknik direktör Bahri Kaya'yı istifa ettirmeye teşebbüs ettikleri ve bu amaçla mağdurun tehdit edildiği iddiasıyla kamu davası açılmıştır.



şteki Bahri Kaya İfadesinde: Giresunspor'da teknik direktörlük yaptığı dönem içerisinde teknik direktörlüğü bırakması için tehdit edilmediğini ve darba maruz kalmadığını, kendisinin istifa etmesi için talepte bulunulmadığını, kimseden davacı ve şikayetçi olmadığını beyan etmiştir.

Sanık savunmaları, mağdur beyanı, iletişim tespit tutanakları, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre müşteki Bahri Kaya'nın tehdit edildiğine dair mahkumiyetlerine yeter derecede kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıklar Olgun Peker, Ömer Ülkü,Fatih Sandal ve Coşkun Çalık'ın atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.



5- MENAJER FARUK GÜLER’İN ALACAĞINI TALEP ETMESİ NEDENİYLE TEHDİT EDİLMESİ EYLEMİ

Sanık Olgun Peker'in, Giresunspor transfer tahtasının açılabilmesi için, alacaklı sıfatıyla Futbol Federasyonuna başvuran sporcu ve menajerlerin, alacaklarından vazgeçmeleriyle ilgili faaliyet yürüttüğü, bu menajerlerden biri olan Faruk Güler'in, Giresunspor'da oynayan bazı futbolcuların menajerlik işlerini yürüttüğü, sanık Özcan Üstüntaş'a "Faruk şerefsizini dün aradık, o çocuğa söyle şansını fazla zorlamasın" diyerek Faruk Güler'i tehdit konusunda talimat verdiği, yine Olgun Peker'in Giresun Ekspres gazetesi spor yönetmeni Mesut Erdoğan'a Faruk Güler hakkında olumsuz haberler yapması konusunda talimat vererek şahsın futbol kamuoyundaki prestijini zedelemeye çalıştığı, ayrıca Olgun Peker'in Antalya da bir otel lobisinde Faruk Güler ile karşılaştıklarında "Dua et buradasın, yoksa yarı canını alırdım." diyerek tehditte bulunduğu iddiasıyla kamu davası açılmıştır.



şteki Faruk Güler İfadesinde: Olgun Peker ile 2009 yılında Özgür Üstüntaş vasıtasıyla tanıştığını, Giresunspor kulübüne bazı futbolcuların transferini gerçekleştirdiğini, transferler karşılığında ödeme günü gelmesine rağmen kendisine ödeme yapılmadığını, bir süre sonra senetleri icraya verdiğini, bunun üzerine Olgun Peker ile aralarında gerginlik ortaya çıktığını, Olgun Peker tarafından kendisine bazı mesajlar gönderildiğini, şikayet edeceğini söylemesi üzerine mesajların kesildiğini, ancak basında ve internet sitelerinde kendisi aleyhine haberler yayınlandığını, şahıstan çekindiği için davacı olmadığını, Mesut Erdoğan'ın Giresunspor isimli gazetede kendisi hakkında yanlış ve küçük düşürücü haberler yaptığını, Olgun Peker'le aralarındaki gerginliğin devam ettiği süreçte kendisiyle Antalya da bir otel lobisinde karşılaştığında, Olgun Peker'in kendisine " Sen dua et buradasın yoksa yarı canını alırdım." dediğini şahıstan çekindiği için bir şey diyemediğini, bu olaydan sonra Özcan Üstüntaş'ı arayarak sitem ettiğini, ailesine ve kendisine canına ve malına zarar geleceğinden endişelendiği için Olgun Peker'den şikayetçi olmadığını, beyan etmiştir.

Konuya ilişkin iletişim tespit tutanaklarında ise, Tape 26- Olgun Peker: "... Şu Faruk şerefsizini dün aradık... Bak o çocuğa söyle şansını çok zorlamasın, bu oyuncuları göndereceğiz...", Tape 38- Faruk Güler:" Olgun Abi biraz önce üzdü beni ya, ..., bana döndü dedi ki sen dua et buradasın yoksa şimdi yarı canını alırdım dedi...", ... Özcan Üstüntaş:" Kalabalık olduğu zaman öyle şeyleri var abi havaları var", Tape 737- Mesut Erdoğan:"...Şimdi bu Faruk Güler vardı ya senin de, bir ara bastıydın ona..." Olgun Peker:" Artıları, Faruk kulübü hacize vermişti..." Mesut Erdoğan:" Olgun Peker Faruk Güler'i aforoz etti, ...başka nasıl vurabiliriz abi buna" Olgun Peker:" Ararım ben seni tamam" dediği anlaşılmıştır.



Mağdur Faruk Güler, Sanık Olgun Peker'in kendisi üzerinde baskı oluşturmak ve sindirmek amacıyla mesaj gönderdiğini, bu tip baskıların olmaması ve kendisini korumak amacıyla savcılığa şikayet edeceğini söylediğini, bunun üzerine mesajların kesildiğini, mesajdan sonra Olgun Peker tarafından Giresun'da bulunan yerel basında ve internet sitelerinde aleyhine haberler yaptırılarak üzerinde baskı kurulmaya çalışıldığı, mağdur Faruk Güler'in, Peker soy ismini kullanması sebebiyle sanıktan korktuğu ve ailesinin canına, malına zarar vereceğinden endişelendiği için sanık Olgun Peker'den şikayetçi olmaması hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanık Olgun Peker'in otel lobisinde yüzüne karşı "dua et buradasın yoksa yarı canını alırdım" demek suretiyle suç örgütlerinin oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak tehdit etmek suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

6-MÜŞTEKİ TURGAY DEMİRCAN'A KARŞI İŞLENDİĞİ İDDİA EDİLEN YAĞMA EYLEMİ:

Turgay Demircan isimli mağdura 2008 yılı Kasım ayında sayısal lotodan 1.500.000 TL para çıktığı, Olgun Peker'in bu durumdan haberdar olduğu, Hakan Karaahmet'in ve Fatih Sandal'ın peyder pey müştekiden futbolcu alacakları için para istedikleri, aynı şekilde Olgun Peker'in de müştekiyi telefonla arayarak kulüp harcamaları için para talep ettiği, müştekinin bu şekilde toplamda 500.000 tl para ödemek zorunda kaldığı ve yağmalandığı iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

TCK 'da yağma suçu bir başkasının kendisinin veya yakının hayatına vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibari ile büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamak şeklinde tarif edilmiştir.

Hırsızlık suçunda olduğu gibi yağma suçunda da taşınır malın alınması ile ilgili olarak zilliyedinin rızasının bulunmaması gerekir. Ancak hırsızlık suçundan farklı olarak bu suçun oluşabilmesi için mağdurun rızasının cebir veya tehdit kullanılarak ortadan kaldırılması gerekir. Yağma suçu açısından tehdidin, kişiyi kendisinin ve yakının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden ya da mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle yapılması gerekir.

Yağma suçunun tamamlanabilmesi için kullanılan cebir veya tehdidin etkisiyle mağdur malı teslim etmenin veya malın alınmasına karşı koymamalıdır. Bu bakımdan kullanılan cebir veya tehdidin kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir.

Müşteki Turgay Demircan Giresun Kom Şube Müdürlüğündeki 09/08/2011 tarihli ifadesinde, 2008 yılı Kasım ayında kendisine sayısal lotodan 1.500.000 TL  para çıktığını bunu öğrenen Olgun Peker'in "Yönetim Kurulu toplantılarına katıl, adamın kafasını bozma" dediğini, ayrıca futbolcuların bir çok alacakları olduğunu bunları kendisinin ödemesi gerektiğini, bunun üzerine 150.000 TL para verdiğini, değişik zamanlarda değişik miktarlarda para verdiğini, bu şekilde Olgun Peker'e verdiği paranın 500.000 TL'yi bulduğunu, yine Olgun Peker ile birlikte hareket eden Fatih Sandal ve Hakan Karaahmet'in de bir kaç defa kendisinden para istediklerini beyan etmiştir.

Sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet ve Fatih Sandal'ın savunmalarında olayla ilgili iddiaları kabul etmedikleri anlaşılmıştır.

Her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet ve Fatih Sandal hakkında mağdur Turgay Demircan'a yönelik olarak yağma suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de, mağdurun Giresunspor yöneticisi olduğu dönemde kulübe çeşitli miktarlarda ve dönem dönem paralar verdiği, ancak bu paraları kulübe gönüllü olarak verdiğini, diğer yöneticilerin de bağışlarda bulunduğunu, kendisinden kesinlikle tehditle para gasp edilmediği yönündeki beyanınında gözetilerek sanıkların yağma suçunun işlediklerine dair, mahkumiyetlerine yeter, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıklar Olgun Peker, Hakan Karaahmet ve Fatih Sandal'ın atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.



7-MÜŞTEKİ ŞENEL KAÇMAZ'A KARŞI İŞLENDİĞİ İDDİA EDİLEN YAĞMA EYLEMİ:

2009 yılı ve sonrasında sanık Olgun Peker'in Giresunspor kulübünün başkanlığını yaptığı, Hakan Karaahmet'in yönetimde görevli olduğu ve Tempo TV isimli Giresun'da yayın yapan yerel televizyon kanalının sahibi olduğu, bu kanalın İstanbul'da da ulusal yayın yaptığı, Hakan Karaahmet'in Olgun Peker liderliğinde faaliyet yürüten haksız ekonomik çıkar sağlama amaçlı suç örgütünde, yönetici konumunda olduğu ve özellikle Giresun genelinde Deli Adilin oğulları olarak bilinen Evren Kımıl, Selim Kımıl ve Hırçın Kımıl kardeşleri sevk edip yönlendirerek, organize ettiği, gerek Olgun Peker'e yakınlığı gerekse bu faaliyetlerinden ötürü Giresun genelinde kendisinden korkulduğu çekinildiği,

2008 Yılı içerisinde Hakan Karaahmet'in Almanya'da yaşayan Şenel Kaçmaz'a İstanbul Tempo TV'ye ortak olmasını teklif ettiği, teklifi kabul eden Şenel Kaçmaz'ın karşılığında Hakan Karaahmet'e 340.000 dolar para verdiği, ortaklık işlemlerinin noterde yapıldığı, bu paranın yanı sıra Hakan Karaahmet'e aynı dönemde 110.000 tl de borç para verdiği,

İlerleyen süreçte Hakan Karaahmet'in Şenel Kaçmaz'ın televizyona ortak olmadığı şeklinde söylentiler çıkardığı, Hakan Karaahmet ile bu mevzuyu görüşmek isteyen müştekinin gerek şahıstan gerekse çevresinde bulunanlardan korktuğu için ortağı olduğu televizyona gidemediği, dava açarak televizyonun yüzde otuz hissesini alabildiği, Şenel Kaçmaz'ın alacağını ise Hakan Karaahmet'in Olgun Peker'le olan birlikteliği ve suç örgütünün adını kullanarak çevresine baskı yapması nedeniyle tahsil edemediği,



Süreçte Olgun Peker'in yönlendirmesiyle Sanık Hakan Karaahmet tarafından müştekiye önce itimat ve güven telkin edildikten sonra birlikte iş yapılacakmış gibi gösterilerek kendisiyle ticari ilişkiye girildiği, hileli yöntemlerle 340.000 dolar parası alınarak Hakan Karaahmet'e ait televizyon kanalına ortak edildiği, aynı zamanda 110.000 tl parasının borç adı altında alındığı, ardından şahsın ortaklığına kendisine hiç bir ödeme yapılmaksızın son verildiği, müştekinin ortaklık için ve borç olarak verdiği parasına el konulduğu, müştekinin Hakan Karaahmet ile yaşanan sorunları konuşma / çözüme kavuşturma sürecinde örgüt lideri Olgun Peker'le muhatap olma zorunda bırakıldığı, sanıkların gerçek kimliğini ve niyetlerini öğrenen ve yaptığı araştırmalar neticesinde çevrede ne kadar korku oluşturduklarını fark eden müştekinin iş yerine gidemediği ve parasını geri alamadığı, bu şekilde Olgun Peker ve adamlarının hukuki ilişki tarzında başlayan bir ortaklık devamında hile ve desiseler ile müştekiyi kandırıp 340.000 dolar ve 110.000 tl nakit parasını almak suretiyle; tehditle ve varsayılan suç örgütünün oluşturduğu korkutucu güçten yararlanarak yağmaladıkları iddia edilerek kamu davası açılmıştır.

Yüklə 6,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   59   60   61   62   63   64   65   66   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin