T. C. Kaymakamliği lisesi 2013–2014 EĞİTİM-ÖĞretim yili



Yüklə 0,6 Mb.
səhifə6/7
tarix28.07.2018
ölçüsü0,6 Mb.
#61084
1   2   3   4   5   6   7

............., öğrencilerin Edebiyat başarısını arttırmak ve okulumuzda Edebiyat havası estirebilmek için, öncelikle öğretmenlerin bu havayı kendilerinin yakalaması ve okulda toptan kalite unsurlarının işletilmesi gerektiğini söyledi. Bunun için de:


  • Edebiyat dergilerinin takibi ve tanıtılması

  • Multimedyanın ( görsel ve işitsel metot, araç ve gereçlerin ) derste aktif olarak kullanılması

  • Duvar gazetelerinin oluşturulması ve güncelleştirilmesi

  • Sınıflar arası Edebiyat Bilgi Yarışmaları düzenlenmesi

  • Şiir Okuma, Şiir Yazma, Hikâye ve Kompozisyon Yazma Yarışmalarının düzenlenmesi

  • Okula ait Edebiyat web sitesinin veya sayfasının oluşturulması

  • Öğrenci çalışmalarının kitaplaştırılması, dergi ve bülten çıkarılması

  • Okuma seferberliğinin başlatılması ve takip edilmesi (Bu seferberliğe personel ve yardımcı personelin de katılması sağlanabilir.)

  • Edebiyat Sohbetleri, Şiir Dinletileri, vs. sunacak uzmanların okula davet edilmesi gerektiğini dile getirdi


............., Türk Edebiyatı ve Dil ve Anlatım derslerinin daha zevkli geçmesi için öğrencilere zaman film izletilerek yorum yaptırılması ve anlattırılmasında yarar görülecek filmlerin listesini sundu:
1.Sefiller, 2. Madam Bowary, 3. Cennetin Doğusu, 4. Mankurt, 5. Bir Genç Kızın Hikâyesi, 6. Ölü Ozanlar Derneği, 7. Suç ve Ceza, 8. Yeşil Yol, 9. Gizemli Yabancı ( Maça Kızı’ndan uyarlama ), 10. Casablanca, 11. Rüzgâr Gibi Geçti, 12. Savaşçı, 13. Kızıl Nehirler, 14. Var Olmayan Ülke ( Peter Pan ), 15. Notre Dame ‘ın Kamburu, 16. Schindler ‘in Listesi, 17. Rezervuar Köpekleri, 18. Kelebek, 19. Monte Kristo, 20. Osmancık, 21. Cesur Yürek, 22. Yapay Zekâ, 23. Altıncı His, 24. Akıl Oyunları, 25. Süleymaniye’de Bayram Sabahı ( TDV ), 26. Aşk-ı Memnû, 27. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, 28. Çalıkuşu, 29. Ateşten Gömlek, 30. Huzur, 31. Kuruluş
.............: “Öğrencilere izlettirilmeden önce filmlerin öğretmen tarafından önceden izlenmesi ve varsa uygun olmayan sahnelerin çıkarılarak düzenlenmesi isabetli olacaktır. Ayrıca bu filmler baştan sona izlettirilmemeli, zaman zaman durdurulup senaryo, dil, kurgu ve eser-film ilişkisi ile ilgili öğrencilerden yorumlar alınmalıdır.”
............., ülkemizde uygulanmakta olan eğitim sistemimizin örgün ve yaygın eğitim şeklinde ikiye ayrıldığını belirterek örgün eğitim olarak vasıflandırılan okullarda verilen eğitimin bazı zorlukları da beraberinde getirdiğini dile getirdi. Okula gelen her öğrencinin “başarılı olacağım” düşüncesiyle gelmediğinin vurgulayan .............: “Okula gelen öğrencilerden kendini hayata hazırlamaya, belli bir hedef doğrultusunda çalışmaya yönelmiş öğrencilerin dersleri dinlemelerinde bir problemle karşılaşmıyoruz. Ancak, henüz ne olmak istediği yönünde bir karara varamamış, sadece ailesinin isteği doğrultusunda okula gelen öğrencilerin dersleri dinleme ve bunun neticesinde de başarılı olma konusunda ciddi sıkıntılarımız var. Şimdi bu sıkıntıları aşma konusunda neler düşündüğünüzü, ne gibi tedbirleri almamız gerektiğini öğrenmek istiyorum.” dedi.
.............: “Bu tür öğrencilerin ders içi durumlarını velilerine bildirelim. Velilerle görüşmek için veli toplantını beklemeyelim. Durumunun velisi tarafından bilindiğini fark eden öğrenci biraz daha ilgiyle ders dinleyecektir.”
.............: “Teklif çok güzel. Ancak ondan önce şunları yapmalıyız diye düşünüyorum. Bir kere dersi öğrenecek olan öğrencidir, velisi değil. Eğer biz öznenin kendisini halledebilirsek nesnelerle uğraşmaya ihtiyacımız kalmayacaktır. Biz öğrenciyi derse öyle bir faaliyet yaparak çekelim ki başka tedbirlere ihtiyaç kalmasın. Ders içerisinde yapılacak olanlar elbette ders dışında alınacak tedbirlere engel değil.”
.............: “Ders içerisinde konuları işlerken öğrencilerimizin gözlerine bakalım. Öğrenci gözleriyle kendini ele verecektir. O eğer dalıp gitmişse dersle ilgilenmiyor, dersi de dinlemiyor demektir. Biz onu kısa cevaplı sorularla derse çekmenin yoluna gitmeliyiz. Hatta öğrenciye ismiyle hitap ederek son anlatılan kısımla ilgili kısa bir soru sorarak onu derse çekebiliriz.”
.............: “Konuların durumuna göre bazen görsel bazen kısa araştırmalı ev ödevleri vererek onların derse ilgisini artırabiliriz. Sesli ve görüntülü malzemelerle ders işlenmiş olacağı için öğrencilerin derse ilgileri biraz daha artmış olacaktır.”
.............: “Derse ilgisi az öğrencilere konunun durumuna göre tahtaya kaldırarak veya kaldırmadan yapabilecekleri soruları onlara yöneltelim. Bunu yapmadan önce onun sevdiği hususla ilgili bir durumu önce dile getirelim. Sonra soruyu soralım. Kendisiyle ilgili husus öğretmeni tarafından dile getirildiği için öğrencinin derse yaklaşımında olumlu yönde bir artış gözlenecektir.”
.............: “Öğrencilerin Edebiyat başarısını arttırmak ve okulumuzda Edebiyat havası estirebilmek için, öncelikle öğretmenlerin bu havayı kendilerinin yakalaması ve okulda toptan kalite unsurlarının işletilmesi gerekir.”

.............: “Öğrencilere izlettirilmeden önce filmlerin öğretmen tarafından önceden izlenmesi ve varsa uygun olmayan sahnelerin çıkarılarak düzenlenmesi isabetli olacaktır. Ayrıca bu filmler baştan sona izlettirilmemeli, zaman zaman durdurulup senaryo, dil, kurgu ve eser-film ilişkisi ile ilgili öğrencilerden yorumlar alınmalıdır.”

Öğrenci başarısının arttırılması için ayrıca;


  • Öğrencilere kitap okuma zevkinin kazandırılmasına,

  • Sınıf seviyelerinin tespit edilerek konuların zaman zaman hatırlatılmasına,

  • Verimli ders çalışma yöntemlerinin öğrencilere kazandırılmasına,

  • Ön hazırlık çalışmalarının kontrol edilmesine karar verildi.

  • Kütüphanenin önemi konusunda bilgi verilerek öğrencilerin teşvik edilmesine

  • Ders konularının öneminin zaman zaman vurgulanmasına karar verildi.

Gündemin diğer maddesine geçildi.


GÜNDEMİN YİRMİ BİRİNCİ MADDESİ: Kitap Okutma Çalışmaları ve Kütüphaneden Nasıl Yararlanılacağının Belirlenmesi:
.............: gündeme ilişkin olarak yaptığı açıklamada, kütüphanelerin kültürlenmenin adresi olduğuna işaret ederek : “Böyle güzel ortamlarda kitaplar sevdirilmeli, okuma oranında artış olmalı. Kitap okumayan nesillerden bize fayda yoktur. Okuyan, inceleyen, araştıran nesiller ancak millet bilincine, ulaşır. Kütüphaneler tüm derslerin lâboratuvarı gibidir. Öğrencilerimiz, öncelikle burada yer alan kitaplardan istifade etmelidir. Öğrencilerimizle kitap okuma çalışmalarına önem vermeliyiz. Öğrencilerimize kitap okuma çalışması yaptırırken diğer yandan kendimiz de kitap okumalıyız ve gerek mesleğimiz ve gerekse eğitim öğretim konusunda kendimizi yenilemeliyiz. Ayrıca okul kütüphanesine internet bağlantılı bilgisayar ve buna bağlı yazıcının alınması lazım.” dedi.
.............: “Okulumuzda her sabah ilk ders saatinde 15 dakika kitap okuma uygulaması başlatabiliriz. Bu şekilde öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin hepsini aynı hedef etrafında toplamış oluruz. Kütüphane kullanma çizelgesi oluşturarak, kütüphaneden hangi sınıfların hangi saatlerde yararlanacağını tespit etmeliyiz. En çok kitap okuyan öğrencilere ödül verebiliriz. Daha önceki yıllarda böyle uygulamalarla öğrencilerimiz yarış havası içinde pek çok kitap okudular. Derslerde işlenecek konuların okul kütüphanesinden araştırılması ve kaynak eserlerin bulunması kütüphaneyi kullanmada etkili olacaktır. Bazı ders saatlerinde kütüphanede kitap okuma yapılması ve bunun da kütüphanede yapılması, kütüphane kullanımında alışkanlık sağlayacaktır.”
.............: “Kütüphaneler ne yazık ki öğrencilerin çok seyrek ziyaret ettiği mekânlar. Belki de bu oldukça normaldir. Çünkü sabahtan akşama kadar derste oluyorlar. Çok da zamanları kalmıyor. Aslına kütüphaneyle daha içli dışlı olmaları için zaman zaman derslerimizi kütüphanede işlemek faydalı olabilir. Öğrencilerin kütüphaneye ısındırılması için derslerin bazıları kütüphanede yapılabilir. ÖSS sorularının anlam ağırlıklı çıkması konusuna değinilerek öğrencilerin genel kültür ve anlama kabiliyetlerini geliştirme zarureti üzerinde durup kütüphaneden yaralanmaları istenmelidir.”
.............: “Özellikle bazı dersler kütüphanede işlenmeli. Kitabın ve derginin soluklandığı bir ortamda derslerin işlenmesi tam da edebiyat havasını oluşturacaktır.”
.............: “Kütüphanemize edebi dergiler de almalıyız. Abone olabileceğimiz dergileri burada belirleyelim.”
KARAR: Türk Edebiyatı, Genç Beyin, National Geographic, Atlas dergilerine abone olunabileceği kararına varıldı.
.............: “Bu yıl Evliya Çelebi yılı. Biz de buna uygun olarak Evliya Çelebi ile ilgili kitaplar okutabiliriz. Mesela Evliya Çelebi’nin önemli eseri Seyahatname’yi biz ve öğrencilerimiz yeterince tanımıyoruz. MEB 100 Temel Eser arasında da var. Okuyabilir ve öğrencilerimize tavsiye edebiliriz.”
Sınıflarda okutulabilecek kitaplar görüşüldü. Kitapların okunup okunmadığının nasıl yapılacağı üzerinde duruldu. Sonunda bir sınıfta her ay herkesin aynı kitabı okuması ve ay sonunda sınav yapılması kararlaştırıldı.
Bu yıl 9., 10. Ve 11. Sınıflarda okutulabilecek bazı kitaplar ve kitap sınav tarihleri daha önce görüşülmüştü.
Ayrıca birinci dönem ayrı, ikinci dönem ayrı olmak üzere Kitap Okuma Yarışmaları yapılması kararlaştırıldı.
Gündemin diğer maddesine geçildi.
GÜNDEMİN YİRMİ İKİNCİ MADDESİ: 100 Temel Eser (MEB Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı/Ağustos 2004):
MEB Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı’nın, Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK’in üst yazısının da bulunduğu, Ağustos 2004/ B. 08. 0. APK.0.03.01.00 sayılı genelgesi incelendi.
Buna göre; Sivil toplum kuruluşları, kültür ve bilim adamları ile gazetecilerin katkılarıyla Türk ve Dünya edebiyatından belirlenen eserler, Türk Dili ve Edebiyatı dersi müfredatı ile ilişkilendirilerek okutulacak. Milli Eğitim Bakanlığı'nın konuya ilişkin yayımladığı genelgede, Bakanlığın en önemli amaçlarından birinin de öğrencilere okuma alışkanlığı kazandırmak olduğu belirtildi. Genelgede Milli Eğitim Bakanı Sayın Hüseyin ÇELİK: “Öğrenci ve gençlerin önüne yaşlarına ve mizaçlarına uygun kitapları getirdiğimiz ve bu eserlerin Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenleri rehberliğinde okumalarını sağladığımız takdirde, yakın gelecekte okuma alışkanlığı ve okuma zenginliği kazanmış, kültür birikimi zengin bir toplum haline geliriz.” dedi. Genelgeye göre, belirlenen 100 kitap, öğrencilere öncelikle başvurabilecekleri kaynak eser olarak tavsiye edilecek. Bu işi, Zümre Öğretmenler Kurulu, öğrencilerin sınıf seviyesi ve öğretim programı dikkate alarak yapacak. Bu 100 eserden en çok kitap okuyan öğrenci, Bayrak Töreni'nde bütün öğrencilerin önünde ödüllendirilecek.

KARAR 100 Temel eserin tanıtımı ve okunmasının sağlanması için bu yıl da kampanya düzenlenmesine, Kitap Okuma sınavları yapılmasına, öğrencilerin yılsonuna kadar okudukları kitapların sayfa sayısının arşivlenerek takip edilmesine ve başarılı öğrencilerin ödüllendirilmesine karar verilmiştir.
GÜNDEMİN YİRMİ ÜÇÜNCÜ MADDESİ: Duvar gazete ve panolarının düzenlenmesi:
.............: “Okul içinde yapılacak faaliyetlerde Edebiyat öğretmenlerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Yıl içinde özel günlerde duvar gazetesinin ve panoların düzenlenmesi diğer zümrelerle işbirliği yapılarak devam etmelidir.”
.............: “Bu tür faaliyetlerde, özellikle duvar gazetesi ve panoların hazırlanmasında öğrencilerimize aktif görevler vermeliyiz.”
GÜNDEMİN YİRMİ DÖRDÜNCÜ MADDESİ: Öğrencilerimize yazma alışkanlığı kazandırmak için yapılması gerekenler görüşüldü.
.............: “Ünlü Amerikalı yazar – şair Edgar Allen POE’nun “Yazmanın Felsefesi” adlı eserini okuyabilir ve öğrencilerimize tavsiye edebiliriz. Her şeyden önce yazmak çalışma gerektiren bir uğraştır. Şiir için de bu şartı unutmamak gerekir. İlham her şey demek değildir. Bir matematik problemi çözer gibi şiir yazılmalıdır. Edgar Allen POE’nun “Kuzgun” adlı bir şiiri vardır. Konumuza çok iyi örnek oluşturmaktadır.”
GÜNDEMİN YİRMİ BEŞİNCİ MADDESİ: YGS-LYS Türkçe ve Edebiyat çalışmaları:
Ayrıca YGS ve LYS içerik olarak uzun uzun değerlendirildi.
2013 YGS değerlendirmeleri:

    1. Geçen yılkinden çok da farklı değil.

    2. Anlatım bozukluğu sorusu sadece bir taneydi yine.

    3. İmla ve noktalama aynı ağırlığını koruyor.

    4. Paragraf sorularına yoğunlaşma devam ediyor.

    5. Paragraf soruları zaman alıcı sorular olarak görüldü, öğrencilerce.

    6. Çeldiriciler her geçen yıl güçlendiriliyor.

    7. Dil bilgisi soruları artık daha çok bütüncül soruluyor.

8. Dil bilgisi sorularının oranı değişmedi gibi.

.............: “Bu yıl öğrenciler geçen yılki şaşkınlığı yaşamadılar. YGS bitti şimdi LYS'ye bakalım dediler . Geçen yıl YGS her şeymiş gibi algılanmıştı bazı öğrencilerce. Türkçe sorularının zaman aldığını söylediler. Bir öğrencimiz denemelerde Türkçe'ye 30 dakika ayırıyordum. Bu gün 45-50 dakikada bitiremedim. Zaman kaybettiğim için diğer testlerden yapamadıklarım oldu, dedi. Öğrencilerimiz bazılarının değerlendirmesi: Şimdiye kadar olduğumuz denemelerin en kötüsü kadar iyi geçti. Gelecek yıl yayınlanacak denemeler bu konuya dikkat etmeli. Yani üzerinde iyice düşünülmüş / zorlaştırılmış / çeldiricisi güçlendirilmiş paragraf soruları hazırlanmalı.”
.............: “YGS' de bu kadar kelimede anlam, cümlede anlam ve paragraf soruları çıktı. Öğrencilerimize tavsiye edebileceğimiz deneme-makale-eleştiri tarzı kitaplarla ilgili çalışma yapmalıyız.”
.............: “Sabredilecek bir kitabı okutmanın mahiyeti tartışılır. Ha bitti ha bitecek cinsinden kitapları öğrencilere vermemek lazım ki kitap okutacağız derken kitap düşmanı yapmayalım.”
.............: “Mesela bir Huzur. Zaten değil öğrenciler biz öğretmenler bile Huzur'u ne kadar okuduk? Sabredip bitirdik.”

 

.............: “En azından 11. sınıflarda Beş Şehir, Bize Göre gibi kitaplar okutulabilir. Liseye öğretici metinler uygundur görüşümde hala ısrarcıyım. Fikir yazılarını lise seviyesindeki öğrencilere okutmak erken değildir. Masalı, hikâyeyi, romanı ilköğretime bırakalım.”


.............: “Dershaneciler YGS sistemine uyumda gecikiyorlar. Biz filan yayınevinin filan soru bankasını ve denemelerini çözdürdüğümüzde, takip ettiğimizde dershanedeki bazı arkadaşlar ilgili konuların YGS'de çıkmayacağını, boşuna zaman kaybı olduğunu söyleyebiliyorlar. Ama bir gün sonra yanıldıklarını acı acı görüyorlar.”
.............: “Şimdiye kadar oturmuş bir sistem var. Ama anlaşıldı ki bu oturmuş sistem değişmeli. Alışkanlıklarımızdan vazgeçmeliyiz. Kesinlikle yeni okul müfredatlarını iyi anlamalıyız. Eğer bu işten gerçekten anladığımızı iddia ediyorsak. Bir dershane öğretmeninin bir okul öğretmeni gibi dosya tutturduğunu, etkinlikler yaptırdığını, tahlil yaptığını / yaptırdığını işitince içimden :"İşte değişimin farkına varmış öğretmen." demiştim.”

 

.............: “Dershanelerde ders dağılımı kesinlikle YGS konu dağılımına göre olmalıdır. %70-80 anlama ve anlatım çalışmalarına yer verilmelidir. Ya hocam biz o zamanlarda ne anlatacağız denmemelidir. Paragraflar oluşturulmalı, yazı yazdırılmalı, şiir, hikâye tahlili yaptırılmalıdır. Yapmak zordur. İnşa etmek zor. Ama inşa ediyorsan bir şey yapıyorsundur. Ezbere bu işler yürümüyor artık.”



 

.............: “Sınavlara hazırlık sürecinde "okulculuk" kavramını fazla öne çıkardık ve bu durum, öğrencilere özelikle Türkçe testinde olumsuz yansıdı. "Şu eski tas eski hamam" sözünü eleştiri amaçlı çok kullanmak doğru değil. Zira ÖYSM son YGS'de inadına  "eski tas eski hamam" demeye devam etti. Okullarda beş yıldır okutulan Dil ve Anlatım dersinin değil, bildiğimiz Türkçe dersinin kavramlarıyla "yola devam" dedi. Öğrencilere yeni kavramları iyi öğreteceğiz, diye eskiyi es geçersek sınavdan sonra çıkıp onlar "Türkçe testi çok zordu." diyeceklerdir. Dediler de. Oysa Türkçe testi eskisinin aynısıydı. Onlara sınavın zor gelmesinin nedeni, okulda farklı kavramlara yoğunlaşmalarıydı.”
.............: “Edebiyat denilince akla gelen şey; şiir, deneme, hikâye ve romandır. Hiçbir makale edebi değerinden ötürü edebi ürün olarak kabul görmez. Bütün dünyada ve özellikle de yetişkinler tarafından okunan türler hikâye ve romandır. Bu türler bizde çocuk oyuncağı gibi algılanıyor. Bir Mustafa Kutlu’yu kim okumak istemez? Refik Halit’i, Sait Faik’i... isimleri çoğaltmak mümkün. Çocuklara makale ve inceleme okutacak bir eğitim sistemimiz var mı Allah aşkına? Bırakın çocukları makale ve inceleme yazılarını meraklısı dışında kim okuyor? Hikâye ve roman çocukların algı seviyesini yükseltecektir. İnceleme ve makale okumak isteyecek lise talebesi sayısını Türkiye’de binlerle ifade etsem iyimser bir ifade kullanmış olurum diye düşünüyorum.”
 
.............: “Dil ve Anlatım Dersleri, Türk Edebiyatı dersleri için hazırlanan kitapları yeniden gözden geçirmek gerek. Keşke yeniden Nihat SAMİ BANARLI' NIN DERS KİTAPLARINA DÖNÜLSE, YA DA o kitapların mantığı ile kitap hazırlansa diyorum. Daha az etkinlik ve daha yoğun anlam çalışması yapılsa iyi olurdu. Kelime dağarcığı çalışmaları, cümlede anlam, atasözleri ve deyimlere yönelik çalışmalar daha faydalı olacaktır. İskender Pala' nın İKİ DİRHEM BİR ÇEKİRDEK kitabı ve mantığı ile öğrencilere deyimler- atasözleri oyunları ve yarışmaları düzenlenmeli ki mantık ve muhakeme gücü kazansınlar. Münazaralar da öğrencileri düşünmeye alıştırıyor.”
 
.............: “Bütün öğrenciler dört yıl boyunca Türk Edebiyatı dersi görüyorlar. Ortak ders. Dil ve Anlatım dersinden ayrı. Eskisi gibi tek bir Türk Dili ve Edebiyatı dersi yok. Öğrenci için ÖSYM'nin tavrı çok önemli. Siz kırk yıl anlatsanız hiç önemi yok. Soru çıkacak mı çıkmayacak mı? Öğrenci için önemli olan o.”

LYS değerlendirmeleri ise şu şekilde gerçekleştirildi:

.............: “Benim bazı değerlendirmelerim ise şöyle: Sorulan eser ve yazarlar Türk Edebiyatı kitaplarında ya da Müfredat kitabında okunması istenenlerden sorulmuş. 12. sınıf konusu olan Cumhuriyet dönemi konularından 10 soru sorulmuş. Cumhuriyet dönemindeki konular, yazarlar, dönemler tasnifinde yeni müfredat dikkate alınmış. Müfredat kitabında yer alan kazanım ve açıklamalar üzeride özenle durulmuş. Oradaki dönem özellikleri ve okunması incelenmesi istenen yazar şair ve eserlerden soru sorulmuş. Yapılandırıcı sisteme uygun sorular sorulmuş. (7 soru) (şiir incelemesi, şiir karşılaştırılması, şiiri inceleyerek nazım şeklinin bulunması, metninden döneme gitme ve zihniyet) bu tarz sorular daha artacaktır. Yeni müfredatta yer alan kavram ve terimler çok sorulmamış ama geçen sene de sorulan anlatıcı sorulmuş. Anlatım teknikleri ve metin incelemesi sorularında 3 tane çıkması. 10. Sınıf anlatım türleri konusunun ileriki yıllarda çokça sorulacağı anlamını taşıyor. ÖSYM’nin Müfredat kitabı ve ders kitaplarımızı referans almış olduğu görülmektedir. Bu da okul derslerinin ne denli önem arz ettiğini göstermektedir. Sorulmuş tüm yazar-eser ve özellikler burada mevcuttur. Bazı sorular iki dönemi de ilgilendirmektedir. Bu dağılım yaklaşık olarak değerlendirilmelidir.”
.............: “Haftada 5 saat Dil ve Anlatım dersi 4 saat Türk Edebiyatı.%62 kadar toplamda Dil ve Anlatım sorusu %38 kadar Türk Edebiyatı. LYS 21 Türkçeden ilk 5'i paragraf sorusu 15 tanesi Dil Bilgisi sorusu.”
.............: “Ne alakası var diyebilirsiniz ama dikkatimi çekti. ÖSYM hep Arial karakterini kullanmış. 9 punto. ÖYSM de genellikle internette yazıldığı gibi satırbaşı yapmadan vermiş sorulardaki parçaları.

Soru rakamlarını soruların başına değil, parçanın başına koymuş.”


.............: “Ben de doğrusu LYS Türk Dili ve Edebiyatı sorularını görünce "oh be!" dedim. Niye mi? Çünkü edebiyatımız hak ettiği yeri bir turlu bulamıyordu Üniversiteye giriş sınavlarında. Yani bence binlerce yılın birikimi ancak bu sayıda soruyla gözler önüne serilebilir ve insanımızda bu hazinenin farkında olur. Tabi bu benim şahsi görüşüm. Katılmayan veya başka fikir beyan edenlere de fikirlerine de saygılıyım. Gerçekten Türkiye’de olmayı ve edebiyat anlatmayı çok isterdim.”
Sonra sorular tek tek incelendi. Değerlendirildi.

  1. Hem Dil ve Anlatım hem de Türk Edebiyatı dersinin ortak konuları. Üslup konusu. Tüm sınıflarda ele alınan temel konu. Kapalı-açık anlatım, çekici-sürükleyici anlatım anlatımın özellikleri. Dil ve Anlatım dersinde sürekli etkinliklerle kavratılmaya çalışılıyor. Betimleme anlatım biçimi. 10. sınıf Dil ve Anlatım konusu ama her yıl etkinliklerle pekiştiriliyor. Okuru etkin kılma Türk Edebiyatı ile de ilgili. Durum kesit hikâyesi ile. 9. sınıf Türk Edebiyatı ve 12. sınıf Dil ve Anlatım konusu. Sait Faik 12. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Anlatmaya bağlı eserlerde zaman kronolojik ve kırılgan zaman konusu yine 9. sınıf Türk Edebiyatı ve 12. sınıf Dil ve Anlatım konusu.




  1. Hem üslup, hem içerik, hem de anlam bilgisi sorusu. Altı çizili sözde de soru kökünde de olumsuzluk eki olması sorunun zorluk derecesini arttırmış. Öğrenci bir olumsuzluğu aşarken öteki olumsuzluk karşısında bocalayabilir. Yani üst üste iki engel konulmuş. Öğrenciyi panikletme olasılığı bile var. İyi okuyucu ve dikkatli öğrenciler böyle desiselere prim vermemiştir.




  1. Kolay soru. Yorum konusu çok önemli. İyi bir okuyucu olmayı gerekli kılıyor. Metnin yorumlanması tüm sınıfların konusu. Bilhassa 9. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Her yıl da etkinliklerle pekiştiriliyor.




  1. Cümle yorumu sorusu. İyi kitap okuyucusu ve dikkatli öğrenciler kolaylıkla yapabilir. Tüm sınıflarla ilgili. Önceki yıllardaki yakın anlamlı cümlelerin sorulması tekniği terk edilmiş. Bir tek cümle diğer cümlelerle karşılaştırılmıyor. Her cümle ayrı ayrı değerlendiriliyor.




  1. Bir önceki soru ile benzer özelliklere sahip bir soru. Öznel anlatım, nesnel anlatım ve açıklayıcı anlatım anlatım türleri (10. sınıf Dil ve Anlatım) konusu etkinliklerde sürekli pekiştirilen konu idi tüm sınıflarda. A şıkkı daha önceki cümle yorumları sorularında da çokça soruluyor idi. Öğretici metinler 11. sınıf Dil ve Anlatım.




  1. Bir adet noktalama soru sayısı muhafaza edilmiş. Noktalı virgül var ama cevap bu şık değil. Noktalı virgülde daha çok şaşırmalar oluyor. Bu şık çeldirici olmuş ve bazı öğrenciler bu şıkka takılmış olabilir. Bağlaç-virgül ilişkisi bence önemlidir. Yanılmıyorsam ilk defa soruluyor. Eskiden ve bağlacı vavla yazılırdı. Virgül de vav harfinin küçültülmüşü gibi. Dolayısıyla hem bağlaç hem de virgül kullanılamaz. İkisi de aynı görevde. Az ya da çok’un ara cümle olduğunu herkes tespit edememiş olabilir. Ayrıca isim-fiil gruplarını tespit etmek de zor gelmiş olabilir. Bununla birlikte çok soru çözen öğrenciler insiyaki olarak bile bu soruyu yapmıştır herhalde.




  1. Geçen yıl olduğu gibi bir tane yazım kuralı sorusu sorulmuş. TDK İmla Kılavuzu esas alınmış.




  1. Birçok dilbilgisi konusu (çatı, kelime türleri, ekler, cümle türleri) birlikte sorulmuş. Bilhassa 11. sınıf Dil ve Anlatım dersinde daha önce öğrenilen bilgilerden hareketle etkinliklerde inceletiliyor. Bu etkinliklere uygun. Geçen yılki gibi aynen devam. Bence oldukça güzel bir uygulama. Soru zor değil. Bilen yapar. Ancak –bizim bir öğrencimizde olduğu gibi- ilgi eki ile ilgi hali ekini karıştırmadılarsa.




  1. Bir önceki soru için yapılan yorumlar tekrarlanabilir. Bu soruda kelime türleri, cümle öğeleri, fiiller ve bağlaçlar konuları denetlenmiş. 11. sınıf Dil ve Anlatım dersi etkinliklerine yönelik sorulardan biri daha.




  1. Kolay bir dil bilgisi sorusu daha. Bilen yapar. Güçlü çeldiricisi yok. Kelime türleri sorusu. Sıfat-isim ayırdı denetlenmiş. Bu soruya göre fiilimsi kelime türü olarak görülmemiş. Fiilimsinin türü isim-fiil olmasına rağmen isim değil sıfat olarak kullanılmış. Zaten biz bu ayrıntıyı öğrencilere veriyoruz. Daha önce de benzer sorular sorulmuştu. Yani isim-fiilin sıfat görevinde kullanılması konusu.




  1. Hem Dil ve Anlatım hem de Türk Edebiyatındaki etkinliklere yönelik soru. 10. sınıf Dil ve Anlatım konusu ile daha çok alakalı. İlgili konunun ağırlığı geçen yılki gibi devam ediyor. Etkinliklerde “Hangi anlatım türleri kullanılmıştır? Parçadan örnekler veriniz.” deniyor sık sık. Gerçekten parçadan bu örneklerin öğrenci tarafından bulunabilmesi önemli. Yoksa biz söyler geçersek öğrenciyi etkin hale getirememiş oluruz.




  1. Temelde anlatım /üslupla ilgili bir soru. Ancak dilbilgisi (cümle türleri ve anlam bilgisi) açısından da bakılabilir. Yine etkinliklere yönelik sorulardan. Yanılmıyorsam “sayıp dökme” ifadesi ilk defa kullanılıyor. Burada sayıp dökme deyim olarak kullanılmış. Sayısal verilerden yararlanma anlamında değil. Bir yenilik daha. Ezbere karşı bir darbe daha. LYS de olsa ezber istenmiyor.




  1. Benzer bir başka soru. Etkinliklere yönelik. Anlatım biçimleri ile ilgili. “Çoğullaştırmalara yer verme” ifadesi biraz farklılık oluşturmuş. Daha önce hiç böyle ifade edilmemişti.




  1. Türk Edebiyatı 9. sınıf (kişileştirme, birinci kişili anlatım ), 10. sınıf Dil ve Anlatım ( betimleme, kanıtlama) ve 9. sınıf Dil ve Anlatım (cümle türleri) konularını içeren geniş kapsamlı bir soru. Çeldirici yok gibi. Bilen yapar. Yetenek ve dikkat ölçmüyor. Derslerde öğrendiklerini etkinliklerde uygulama ile yakından alakalı her zaman olduğu gibi.




  1. Paragraf tamamlama / paragrafta yapı ile ilgili bir soru. 9. sınıf Dil ve Anlatım konusu. Her yıl etkinliklerle pekiştirilen konu. Bağlaşıklık ve bağdaşıklık ilkelerine göre cümlelerin birbiri ile bağlantısı araştırılacak. Burada olduğu gibi sondan boşluk bırakılınca sadece öncesiyle bağlantısı araştırılacak. Ortadan eksik bırakılsaydı hem öncesi hem de sonrası ile bağlantı araştırılacaktı. Genelde paragrafta yapı soruları biraz zor sorulardır. Biraz da öğrencilerin kompozisyon yazması ile de ilgili. Çünkü bu şekilde etkin olan öğrenci bağlaştırarak, bağdaştırarak cümleleri sıralamayı öğrenecektir.




  1. Paragrafta ana fikir sorusu. Aslında çıkarılacak fikir yardımcı düşünce de olabilir. 9. sınıf Dil ve Anlatım konusu. Bu tip soruları çözmenin iki etkin yolu: 1. 7. sınıftan 11. sınıfa kadar etkin kitap okuyucusu olmak, 2. 11. ve 12. sınıflarda çıkmış tüm paragraf sorularını çözmek.

Tavsiye: Yayınevleri şimdiye kadar çıkmış paragraf sorularını ve çözümlerini ayrı bir kitap halinde hazırlamalılar artık.


  1. Paragrafın konusu sorusu. Öğrencinin okuduğu parçada / kitapta neden bahsedildiğini bilmesi gerekiyor. Bir önceki soruda yaptığımız yorumlar bu soruda da geçerli. Yani okumak, okumak, okumak. Ama altını çize çize. Anlayarak okumak.




  1. Olumsuz sorular ya da yardımcı düşünce soruları –dikkat edilmesi ve her şıkta verilenlerin paragraftan tek tek denetlenmesi şartıyla- yapılası en kolay sorulardır. Biraz vakit aldığından YGS’de risk oluşturabilir. LYS’de ise zaman problemi olmadığından bol zamanda kolayca yapılabilir.




  1. Bir önceki soruda söylediklerimiz bu soru için de geçerli. Güçlü bir çeldirici görünmüyor.




  1. Diğer iki soru ile benzer özelliklere sahip. Ancak bu soru aynı zamanda karakter özellikleri sorusu olarak da ele alınabilir. Diğer iki soruya göre biraz daha zor gibi. Zira şıklar tek cümleden çıkarılamıyor genellikle. Bir iki cümlenin ortak yorumlanmasıyla o anlama ulaşılabiliyor.




  1. Diğer üç sorudan biraz daha zor bir olumsuz soru. Bilhassa d şıkkına ulaşmak biraz zaman alıyor. Geçen yıl 20 Türkçe sorusu sorulmuştu. Bu yıl bir tane daha arttırılmış. Sebebini anlayamadım. Türkçe’yi daha önemli gördüklerinden mi yoksa sayısaldan da bu testi çözeceklere kolaylık olsun diye mi böyle bir yola başvurdular bilemiyorum. Yoksa Edebiyat soruları daha mı zor geliyor öğrencilere. Hâlbuki çalışan için Edebiyat soruları daha kolay. Bilirsen yapıyorsun, bilmezsen yapamıyorsun.




  1. Edebiyat sorusu. Ama olumsuz soru olarak da algılanıp yapılabilir. 9. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Konu edebi eserin tanımı ve özellikleri. Çok kolay bir soru değil. Şahsen ben E’yi elemekte ve D’yi yorumlamakta zorlandım. Öğrenciler ne kadar zorlandılar bilemiyorum.




  1. Şiirde yorum konusu. 9. sınıf Türk Edebiyatı. Çok zor bir soru değil. Verilen beyitlerde yabancı kelime yok. O nedenle çözülemez beyitler değil. Ama edebi sanatların, imgeli anlatımın fark edilebilmesi gerekiyor. Yine Han Duvarlarından (Ellerim takılırken rüzgârların saçına / Asıldı arabamız bir dağın yamacına) alıntı yapılmış.

Ve meşhur Otuz Beş Yaş şiirinden. (Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? / Benim mi Allahım bu çizgili yüz?)


  1. Güzel bir soru hazırlama işçiliği var. Divan edebiyatı parçası ama bilinmeyen kelime yok. 9. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Şiir yorumu konusu. Edebi sanatlar ve üslup konuları. Tezat sanatı kolay bir sanat ama bu dizlerde bulmak zor. Arapça, Farsça kelime fazla olmadığı için Divan edebiyatı özelliği bulmak da zor gelmiştir bazı öğrencilere. İlk iki şıkkı elemek daha zor. C, D’yi elemek kolay. Bir de cevap şıkkına ulaşmak kolay. Dolayısı ile soru zor ayılmaz.




  1. İlk defa tunç kafiye bu kadar açık, bu kadar kesin ve bu kadar farklı soruluyor. 1991 yılındaki soruda tunç kafiye vardı. Ancak zengin kafiye kabul edilmişti. (çınla-saçınla) Bu soruda ise Tunç kafiye olan beyitte zengin kafiye yok. Bu nedenle öğrenciler c ile d şıkları arasında bocalamış olabilirler. 9. sınıf Türk Edebiyatı Şiirde ahenk ve ritim konusu. Gerçi zengin kafiyeli beyitte bulunan bol redif zengin kafiyeye ulaşmayı zorlaştırmış olabilir. Şeyh Galib’in ünlü beytini nazara vermesi güzel.




  1. 9. sınıf Türk Edebiyatı 11. sınıf Dil ve Anlatım konusu. Direk bilgi sorulmuş. Eski tür ve şekil bilgisi sorusu. Zorlayıcı bir şık yok. Çeldirici olarak deneme veya sohbet bile konulmamış. Yapılabilirliği en yüksek sorulardan biri. Dolayısı ile az puan getirecektir. Yorum gerektirmiyor. Dikkat gerektirmiyor. Konuyu bilen beş saniyede çözer.




  1. Çok çok kolay bir soru daha. 10. sınıf Dil ve Anlatım sorusu. Eskiden böyle konuşma türleri sorulmuyordu. Yanılmıyorsam söylev türü tanıtılarak söylev ilk defa soruluyor. Karışık bir paragraf verilmemiş. En önemli özelliği ayan beyan ortay konularak sorulmuş. Güçlü çeldirici yok. Çoğu öğrenci iki saniyede yapmıştır.




  1. Yazınsal kelimesini anlamamış öğrenci olabilir. Etkinliklere yönelik sorulardan. 9. sınıf Türk Edebiyatı edebi eser, 11. sınıf Dil ve Anlatım sanatsal metinler konuları ile alakalı. Zor soru değil. Bilhassa 11. sınıf Dil ve Anlatımda sanatsal ve öğretici metinleri ayırt etmek için yaptırılan etkinlikler yapılmış ise. Güçlü çeldirici yok. Şıkların paragraflaştığı (Zaten hangi parçada demiş, her şıkta bir paragraf var.) sorulardan.




  1. Şiir inceleme sorusu. İki çok mısralı parça verilmiş. Bu cesamette iki parça verilmesi ilk. En kalıcı öğretim yöntemlerinden biri mukayese. Türk Edebiyatı etkinliklerde çok sayıda karşılaştırma var. Soru biraz zor gibi görünse de cevap şıkkı çok basit. I. Parça Bursa’da Zaman-Ahmet Hamdi. II. Parça da son sınıf ders kitabında var. Ancak anımsayamadım. Yani ders işlenirken etkin olan öğrenci kolay yapar. Ancak son sınıfız teranesine kapılan öğrenci değil. Herhalde bu serzenişler her yerde bitmiştir artık. Bizde bitti de.




  1. 9. ve 10. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Kolay soru. Yetenek ve dikkat gerektirmiyor. Bilen yapar. Çeldirici yok. Ancak nazım şekli nazım türü ayrımını yapabilmesi öğrencinin bu soruda işine yarar. Nazım türü konusuna göre şiir türü. Nazım şekli şekil özelliklerine göre (kafiye düzeni, nazım birimi, ölçüsü gibi) şiir türü. D’de aruz ile yazılan ifadesi biraz şaşırtmış olabilir.




  1. Şimdiye kadar sorulagelen DLT sorularından. Hep aklıma gelirdi. Artık sorulacak bir şey kalmadı. Başka nasıl sorulabilir ki? Ama zekice bu soru kurgusu oluşturulmuş. Beğendim. Sadece bilgi sorusu değil. Sav bilinecek, DLT bilinecek. İki bilgi birleştirilecek. Kolay soru. Güçlü çeldirici yok. Verilen sav anlaşılabilir. Kitaplarda en çok verilen sav örneği aynı zamanda. Dersi dinleyen kulak aşinalığından kazanır. Geçiş dönemi eserleri tekrar gündeme getirilmiş. Risaletü’n-Rushiye hariç.




  1. Divan Edebiyatı ile ilgili kolay soru. 10. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Divan edebiyatı zor, anlamıyorum şeklinde şikâyete konu olacak bir soru değil. Bilgi sorusu. Bilen yapar. Yetenek ve dikkat gerektirmiyor. Güçlü çeldirici yok. Eserler en bilinebilecek olanlardan seçilmiş. Şikâyetname daha önce de sorulmuştu. Artık bu eserlerin içerikleri de sorulmaya başlanmalı. Bilhassa Hüsn ü Aşk’ın.




  1. Divan edebiyatı nesir türleri ilk defa bu kadar ayrıntılı sorulmuş. (Makalat hariç. Onu yazan Hacı Bektaş Halk Edebiyatı konusu) Bilgi sorusu. 10. sınıf Türk Edebiyatı. Bilen yapar. Es geçen yapamaz. Tezkire türünün ayrıntısı sorulmuş ilk defa. Daha önce biyografi türü ile ilişkilendirilerek sorulmuştu. 11. sınıf Dil ve Anlatım konusu. Sefaretname de öyle. O da gezi yazısı konusu ile ilgili 11. sınıf Dil ve Anlatımda.




  1. Yapılabilirlik düzeyi en düşük sorulardan. Bu soruyu yapanlar çok puan kazanmıştır. Sorunun standart sapması oldukça yüksek çıkmış olmalı. Divan edebiyatında ayrıntıya girilmiş. Öğrenciler ne okulda ne de dersanede büyük ihtimalle ne Necati’yi ne de Neşati’yi duydu. Sebk-i Hindi ÖSYM tarafından ilk defa bu kadar önemsenmiş. Sevindim. Öğrenciler Nergisi’yi de hatırlamamış olabilirler. 10. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Bilgi sorusu. Yorum yok. Bilen yapar. Yapan diğerlerine fark atar. Bu soruyu yapan öğrencinin, bu konuları anlatan öğretmenin kalitesi yüksek demektir.




  1. Güzel ve kolay bir Divan Edebiyatı sorusu daha. Baki’nin mesnevi yazmadığı ile ilgili bir soru daha vardı galiba. Çıkmış soruları çözen öğrenciler bu soruyu kolaylıkla cevaplamıştır. Yine bilgi sorusu. Yorum ve yeteneğe gerek yok. Terk-i Bent Bağdatlı Ruhi’nin ünlendiği nazım şeklidir. Ancak Ziya Paşa onu gölgede bırakmıştır. 10. sınıf (İslami Dönem Türk Edebiyatı), 9. sınıf (Nazım şekilleri), 11. sınıf (Tanzimat Edebiyatı) konuları ile ilgili bir soru.




  1. Öğrencilerin bu soruyu çözebilmeleri için –öncülde verilen açıklamalara rağmen- biraz burada verilen beyitlere vakıf olmaları gerekmektedir. Beyitlerin içeriğinden bir şey anlamayan öğrencinin bu soruyu çözmesi zordur. Derste etkin olan, dersi dinleyen ve öğretmenin anlattıklarını not alan öğrenci bu soruyu kolaylıkla yapabilir. 11. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Bir şahsın bir şiiri bu kadar ayrıntılı ilk defa soruluyor.




  1. Türkiye’de çıkarılan ilk gazetelerle ilgili ilk defa bu kadar ayrıntılı soru soruluyor. 11. sınıf Türk Edebiyatı müfredatındaki bir etkinlikle bire bir örtüşüyor. Geçen yıl da fikir akımları ile ilgili etkinliği –neredeyse- aynen sormuşlardı. Kolay soru. Çünkü cevabı çok basit. Herkes yapmıştır. 11. sınıf Türk Edebiyatı dersi öğretmeni Tanzimat Döneminde çıkan gazetelerin araştırılması etkinliğini mutlaka yaptırmalı.




  1. Kolay görünen zor bir soru. Çünkü güçlü ipucu yok. Ahmet Mithat Efendi güçlü çeldirici. Mizancı Murat tanınmıyor. Yine de çok soru çözen öğrenciler sezgileriyle doğru cevaba ulaşmışlardır. Mizancı Murat ve önemli eseri Turfanda mı yoksa Turfa mı eseri üzerinde yeterince durmuyoruz. Bizim için bile meçhul olan öğrenci için nasıl malum olabilir ki? Fazlaca ayrıntıya girilmiş.




  1. Bu yıl Yakup Kadri sorulmadı ama Namık Kemal sorulmaya devam edildi. Namık Kemal de en çok sorulanlardan. Kolay soru. Çoğu öğrenci yapmıştır. İçerik de verilmiş. Ayrıntı. Zavallı Çocuk zaten ders kitabında parça olarak var. Cezmi içeriğiyle beraber anlatılıyor. Çünkü ilk tarihi roman. Ama bizim bir öğrencimiz Celalettin Harzemşah Mukaddimesi nedeniyle biraz tereddüt geçirmiş. Makale sanmış. Bu önsözü genişçe açıklıyoruz Namık Kemal’i işlerken. 11. Sınıf Türk Edebiyatı konusu. Bilgi sorusu. Bilen yapar.




  1. İpuçları oldukça azaltılarak zorlaştırılmaya çalışılmış aslında kolay soru. Çünkü konuya hakim bir öğrenci romanları olmadığı için üç şıkkı hemen eler. Recaizade’nin romanının ilk realist roman olduğunu ve realizmde de sanat sanat içindir anlayışı olduğunu düşündü ise bu şıkkı de eler. Ama bu ikinci eleme sırasında biraz zorlanma olabilir. 11. sınıf Türk Edebiyatı sorusu. Eser vermeden sanatçı sorulmuş. Bazı öğrenciler eseri yakalarsak şahsı biliriz nasıl olsa diyebiliyorlar da.




  1. Fıkra türü tek başına öne çıkarılmış olsaydı daha kolay soru olurdu. Bir de şarkı türünde başarılı olduğu hususu çok bilinmiyor Ahmet RASİM’in. Çok çalışma ve ayrıntıya dikkat etme gerektiren bir soru. Yetenekle yapılamaz. Şıklarda adı geçen Mithat Cemal Kuntay ve Tahsin Nahit çok bilinen kişiler değil. Ama müfredatta önemsenmişler. Tahsin Nahit ders kitabında da adı geçen bir sanatçı. 11. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Dönem bilgisi verilmemesi de soruyu zorlaştırmış.




  1. Yine eser yok, dönem bilgisi yok. Hatta yine güçlü ipucu yok. En güçlü ipucu mizah unsuru. Çok bilgi, ayrıntı gerektiren sorulardan. 11. sınıf Türk Edebiyatı sorusu. Bu yıl eskiden beri çok sorulanlar biraz daha detaylandırılarak sorulmaya devam edilmiş.




  1. Ayrıntıya devam. Sanatçı soruluyor eser yok; eser soruluyor sanatçı yok. Eserlerin içeriği ve kahramanları bilinecek ki bu soru cevaplanabilsin. 11. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Bu soruyu cevaplarken bilgi kullanımı da isteniyor. Mizah özelliği olup olmadığı da denetlenecek ilgili kahramanlarda. Başka alanlardan kayan öğrenciler iyi çalışmadılarsa bu tip soruları biraz zor yaparlar. Güçlü çeldirici yok. Ancak A ve B daha kolay elenecek seçenekler. Üç seçenek daha var geride. Tercih yapmak oldukça zor bir bilgi olmadan.




  1. Benzer zor bir soru daha. Eserlerin içeriklerini bilmek de yetmiyor bu soruda. Bilgi kullanımı gerek. Yorum gerek. Hem bir ilinti kurmak da oldukça zor. Belki en önemli ipucu Ayaşlı ve kiracıları romanının mekanının Ankara olması. Bu açıdan diğerleri elense bile Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç’ı herkes kolayca eleyebilir mi bilmiyorum. Her geçen yıl soruların zorluk derecesi biraz daha arttırılıyor. Bu soruları cevaplayanlar lisans eğitimini almadan direkt master eğitimine geçebilir.




  1. Nisbeten daha kolay bir soru. Sadece cevap şıkkındaki bilgi biraz kafa karıştırıcı. Bu sorunun yapılabilirliği yüzde elliyi bulmuştur. 11. sınıf Türk Edebiyatı devam. Bu yıl 11. sınıf ağırlıkta.




  1. Nisbeten kolay bir soru. Doğru şıktaki bilgileri yorumlamakta öğrenciler az biraz zorlanmış olabilirler. Biraz zihin karıştırıyor. Ama Ömer Seyfettin’i ve Milli Edebiyat Akımını bilen öğrenciler bu soruyu kolayca yapmışlardır. 11. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Geçen yıl Ali Canip sorulmuştu Milli Edebiyattan bu yıl Ömer Seyfettin. Tabi Ömer Seyfettin daha kolay yapılabilir bir soru.




  1. Verilen parçanın ifade tarzı ile zorlaştırılmış bir soru? Bu parçada zihni karıştıracak “Böylesi, topluma, ortalama okura daha uygun değil midir?” sorusunun öncesi ve sonrası ile bağdaştırma zorluğu vardır. Bir an için bu soru karşısında zihin panikliyor. Her öğrenci konuyu biliyor idiyse bile bu soruyu yapamamıştır. 12. sınıf Türk Edebiyatı konusu. Verilen parçanın birinci bölümü II. Yeniyi işaretliyor kuvvetle. Ama o soru işi değiştiriyor. O sorudan sonra asıl cevap ortaya çıkıyor.




  1. Beş Hececiler kolay konu ama eserler sorulunca işler değişmiş. Çok da kolay değil bu eserleri eleyebilmek. İyi çalışan yapmıştır bu soruyu. 11. ve 12. sınıf Türk Edebiyatı konusu.




  1. Kolay bir soru. Öz şiir ilk defa soruluyor. Cevap şıkkı çok basit. Diğerlerini de zaten derste veriyoruz. Son sınıfta derse dikkat eden soruyu kolaylıkla yapar. Etmeyen yapamaz.




  1. Kurtuluş Savaşı’nı konu alan romanlar daha önce de sorulmuştu. Ancak buradaki eserlerden hepsi en tanınmış eserler değil. Mesela Siyah Kehribarlar. Aslında romanın adı Siyah Kehribarlar değil Siyah Kehribar. Romanların içeriği bilinmeden d ve e’yi elemek zor. Yakup Kadri’den kaçış yok. Sınavdan çıkınca bir öğrencimiz çıkmadı demişti. Yanılmış demek ki. Sürekli vurguluyordum da. 12. sınıf konusu ve ayrıntı.




  1. Cevabına kolay ulaşılabildiği için kolay soru. Aslında Cumhuriyet Dönemi Toplumsal Gerçekçilerle ilgili bir soru. Ancak Köy romanı türü de öne çıkarılarak Tanzimat Dönemi de soruya girmiş. Burada IV. ve VI.’daki eserlerin çok iyi tanınmadığını tahmin ediyorum. Yine eserler öne çıkarılarak soru sorulmuş. Ayrıntı var.




  1. Haldun TANER de önemsenen yazarlardan. Eserlerinin içeriği sorulmasa da eserlerinin tümünü hatırlamak mümkün olmayabilir. Edebiyat testine hazırlanmak artık çok zaman alıyor ve alacak. Yayınlar hala yeterli değil. Bu ayrıntıları karşılamaktan yine de uzak. Ayrıca dershaneler Edebiyat ders saati sayılarını daha da arttırmalı. YGS’den önce de.




  1. Orta zorlukta soru. Şahıslar ve eserleri iyi bilinecek. Eser-yazar çalışması yapan öğrenciler doğru cevabı bulmuştur. Orhan Kemal, Yaşar Kemal her zaman sorulabilen yazarlardan. Necati Cumalı da önemli.




  1. Bu yılın en az yapılabilen sorusu. Öğrencilerin yüzde doksanı bence bu soruyu yapamadı. Çünkü yazar ve eserlerin hepsi yeni. Vüs’at O.Bener geçen yıl da sorulmuştu. Geçen yılın en az yapılan sorusu idi o da. Ayrıntı, ayrıntı, ayrıntı. 12. sınıf Türk Edebiyatı kadar Dil ve Anlatım müfredatı da büyük bir dikkatle sonuna kadar işlenmeli. Yoksa böyle sürprizlerle biz bundan sonra da çok karşılaşırız.




  1. Bu soruyu öğrenciler paragrafta verilen bilgilerden hareketle çözmeye kalkıştılarsa zorlanmışlardır. Bu durumda Realizm ve Natüralizm güçlü çeldirici olarak karşılarına çıkmıştır. Ama isim olarak J.Jack Rousseau’nun romantizmin fikir babası olduğunu daha önce öğrenmişse hemen cevabı bulabilir. Sanırım isim bu nedenle verilmiş.




  1. 12. sınıf Türk Edebiyatının ilk konusu. Türk Edebiyatını fazla etkilememiş bir akım ama müfredatta var. Parçalarla ve etkinliklerle desteklenmiş. Sezgicilikle birlikte. Sezgicilik de gelecek yıllarda sorulur bu gidişle. Dersi takip eden öğrencinin yapamayacağı bir soru değil. Varoluşçuluk önceleri sorulmuyordu.


Yüklə 0,6 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin