Nevevi Kırk Hadis Şerhi



Yüklə 2,71 Mb.
səhifə37/57
tarix17.12.2017
ölçüsü2,71 Mb.
#35128
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   57

(3) Hadis hasendir. Ahmed ibni Mace ibni Hibban sahihinde tahric etti. (Camiu’s Sağir).

(4) Hadis sahihtir. Ahmed Tirmizi: (2192) ve ibni Mace tahric etti. (Mecmau’z Zevaid: 7/272).

(5) Hadis munkatıdır, Ahmed, EbuNuaym Hilye’de: (4/384) İbni Mace Beyheki Ebu’l Bahteri tarikıyla tahric etti. (Said bin Feyruz) O Ebu Said’i işitmedi. (Fethu’l Kebir: 3/355) Yine Ahmed ve Ebu Nuaym Hilye’de: (4/384) Bir adamdan, o da Ebu Said’den, o da Peygamber (s.a.v.)’den benzerini rivayet etti, Ebu Nuaym dedi ki:Zeyd bin Ebu Enise ise adamı isimlendirdi ve dedi ki: Ebu Bahteri’den, o da Meşfaa’dan, o da Ebu Said’den. Sonra Ebu Nuaym isnadıyla Zeyd bin Ebu Enise’den tahric etti, o da Amr bin Mürre’den o da Ebu’l Bahteri’den, o da Meşfaa’dan, o da Ebu Said’den benzerini rivayet etti).

Bu iki hadis engelin sadece korku olduğu manasına hamledilir, Said bin Cübeyr’de deki: İbni Abbas’a da dedi ki:

“Sultana iyiliği emredip kötülükten nehyedeyim mi?” Deki:

“Seni öldürmesinden korkarsan hayır” sonra tekrar ettim. Bana yine aynısını dedi, sonra tekrar ettim bana aynısını dedi ve dedi ki: “İllede yapacaksan senle onun arasında olsun.” Tavus dedi ki: Bir adam ibni Abbas’a geldi ve dedi ki:

“fiu sultana gidip ona iyiliği emredip kötülükten nehyedeyim mi?” dedi ki:

“Onun için fitne olmasın” o dedi ki:

“Bana Allah’a isyanı emrederse görüşün nedir?” dedi ki:

“Bunu mu istiyorsun o vakit adam ol. İçerisinde şu ibare bulunan ibni Mesud hadisini zikrettik: “Onlardan sonra kötü bir halef gelecek, kim onlarla eliyle cihad ederse o mümindir.”1 Bu el ile amirlere karşı cihada delildir, imam Ahmed Ebu Davud rivayetinde bu hadise itiraz etti ve dedi ki: Bu Peygamber (s.a.v.)’in imamların zulmüne karşı sabrı emrettiği hadislere zıttır, buna şu cevap verilir: El ile değiştirmek savaşı gerektirmez, yine bunu Ahmed Salih rivayetinde ifade etti ve dedi ki: El ile değiştirmek kılıç ve silah ile değildir, o halde amirlere el ile cihad onların yaptıkları münkerleri ortadan kaldırmaktır, içkilerini dökmek veya eğlence aletlerini kırmak vb. gibi veya eliyle emrettikleri zulmü iptal etmek gibi tabi gücü yetiyorsa, bütün bunlar caizdir, bu onlara savaş etmekle değildir veya yasaklanan onlara karşı çıkışman babında değildir. Onlara kılıçla çıkış ise bundan dolayı müslümanların kanlarının dökülmesinden korkulur. Eğer meliklere itiraz esnasında ehline veya komşularına eziyet vermekten korkarsa o vakit onlara sataşması gereksizdir, çünkü başkasına eziyet vardır. S: 151. Fudayl bin İyad ve başkası da dedi ki: Bununla birlikte ne zaman kendi nefsine karşı kılıç veya sopa veya hapis veya bağlanmak veya sürgün veya malının alınması vb.’den korkarsa onlara emretmek ve nehyetmek sakıt olur (düşer), imamlar bunu ifade etti, Malik, Ahmed, İshak bunlardandır.

Ahmed dedi ki: Sultana musallat olmaz, çünkü onun kılıncı kınından çıkmıştır. İbni fiübrüme dedi ki: Emri bil maruf nehyi anil münker cihad gibidir, bir kişinin iki kişiye sabretmesi farzdır, o ikisinden kaçması haramdır, bundan fazlasına sabretmesi farz değildir, eğer küfür edilmekten veya kötü söz işitmekten korkarsa itiraz etme ondan düşmez (itiraz etmelidir) bunu imam Ahmed ifade etti, eğer eziyete tahammül etse bu daha efdaldir, yine bunu Ahmed ifade etti ona denildi ki: Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğu rivayet edilmedi mi?: “Mümine nefsini zelil etmek yoktur.”1 Yani güç yetiremeyeceği belaya maruz bırakma yoktur, dedi ki:Bu ondan değildir, dediğine Ebu Davud ibni Mace ve Tirmizi’nin Ebu Said’den tahric etti şu hadis delildir, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Cihadın en faziletlisi zalim sultanın yanında söylenen hak sözdür.”2

İbni Mace manasını Ebu Ümame’den tahric etti.3 Bezzar’ın Müsned’inde4 Cehal (isim) bulunan bir isnatla Ebu Ubeyde bin Cerrah’tan şöyle dediği rivayet edildi: Dedim ki:

“Ya Resulullah şehidlerin hangisi Allah’a karşı daha değerlidir?” buyurdu ki:

“Zalim imama kalkıp iyiliği emredip, kötülükten nehyeden, bunu üzerine (zalim sultanın kendisini) öldürdüğü adamdır.”
(1) Tahrici yakında geçti.

(1) Hadis sahihtir, Ahmed Tirmizi, ibni Mace Huzeyfe’den şu lafızla tahriç etti:“Güç yetiremeyeceği belaya maruz kalıp nefsini alçaltması mümine gerekmez.” Bunu Taberani Kebir ve Evsat’ta ve Bazzar ibni Ömer’den güzel bir isnatla tahric etti: (Fethu’l Kebir: 3/372) Heysemi dedi ki: Taberani Kebir’deki isnadı güzeldir, Zekeriyya bin Yahya bin Eyyub haricindeki adamları sahih rivayet adamlarıdır, bunu Hatib zikretti ve cemaattan rivayet etti ve ondan cemaat rivayet etti, hakkında kimse konuşmadı. (Mecmau’z Zevaid: 7/274 ve sonrası). Hasan anlattı ve dedi ki: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:

“Mümin için nefsini alçaltmak yoktur” denildi ki:

“Nefsini alçaltması nedir?” buyurdu ki:

“Güç yetiremeyeceği belaya maruz kalmasıdır.” (Mecmau’z Zevaid: 7/272-273).

(2) Hadis sahihtir. Ebu Davud ve Tirmizi tahric etti: (2175) ve dedi ki: Hadis hasen garibtir, ibni Mace Ebu Saidi Hudri’den, Ahmed, ibni Mace Taberani Kebir’de, Beyheki fiuab’ta Ebu Ümame’den güzel bir senetle, Ahmed Müsned’inde, Nesai, Beyheki fiuab’ta Tarık bin fiihab’tan sahih bir senetle tahric etti. (Terğib ve Terhib: 3/225).

(3) İbni Mace Sünen’inde, Ahmed, Beyheki, Taberani Kebir’de, Kudai Müsnedü’ş fiihab’ta güzel bir senetle tahric etti.

(4)Bezzar tahric etti Heysemi Mecma’da dedi ki: (7/272) Senedinde bilmediğim iki kişi var).

Manası başka vecihlerle rivayet edildi hepsinde zayıflık vardır. “Mümin nefsini alçaltmak gerekmez” hadisi, eziyete güç yetiremeceğini ve sabredemeyeceğini bilen içindir, bu durumda amirlere ilişmez, bu doğrudur, sözümüz, nefsinin sabredeceğini bilen kimse içindir, imamlarda böyle dedi, Süfyan Ahmed Fudayl bin İyad vb. gibi.

Ahmed’den kalble itiraz ile yetinileceğine dair rivayet edildi. Ebu Davud1 rivayetinde dedi ki: Biz kalbiyle itiraz ederse kurtuluşa ereceğini ümit ediyoruz, el ile itiraz ederse daha efdaldir, bu Ahmed’den başkasının rivayetinde olduğu gibi korktuğu zaman manasına hamledilir.

Kadı Ebu Ya’la imam Ahmed’den kendisinden kabul edileceğini bildiği takdirde münkeri değiştirmenin farz olduğuna dair iki rivayet hikaye edildi, bu alimlerin çoğunluğun görüşüdür. Bu konuda selefin birine denildi, bunun üzerine dedi ki:Senin için mazeret olur, bu Allah Teala’nın cumartesi günü yasağını çiğneyenlere itiraz edenlerden haber verdiği gibidir: (Allah’ın helak edeceği yahut şiddetli bir şekilde azap edeceği bir kavme ne diye öğüt veriyorsunuz? (Öğüt verenler) dediler ki: Rabbimize mazeret beyan edelim diye bir de sakınırlar ümidiyle (öğüt veriyoruz)) (A’raf: 7/164) kabul edilmemesi veya fayda olamaması durumunda emir ve nehyin sakıt olacağına delil olacak rivayet variddir...Ebu Davud’un ve ibni Mace’nin Sünen’inde ve Tirmizi’de Ebu Salebe el-Huşeni’den rivayet edildi ki: Kendisine denildi ki: fiu ayet hakkında ne diyorsun?: (Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez). (Maide: 5/105) Dedi ki: Haberdar olan birine sordum, vallahi Resulullah (s.a.v.)’e sordum buyurdu ki:“Bilakis iyiliği emredin, kötülükten nehyedin, taki itaat edilen bir cimrilik, uyulan bir heva, tercih edilen bir dünya her görüş sahibini kendi görüşün beğendiğini görürsen, sen nefsine bak avamın işini bırak.”4 Ebu Davud’un Sünen’inde5 Abdullah bin Amr’dan şöyle dediği rivayet edildi: S: 153 Peygamber (s.a.v.)’in etrafında otururken fitneyi zikrettik. Ve buyurdu ki:

“İnsanları ahidlerinde durmaz görürseniz, emanetleri zayıf görürseniz, parmakları birbirine geçirdi ve; böyle olurlarsa” ona dedim ki:

“O zaman nasıl yapacağım Allah beni sana feda etsin?” buyurdu ki:

“Evinde dur dilini tut iyiliğini yap kötüyü terket, özellikle kendi nefsine bak avamın işini tut iyi bildiğini yap, kötüyü terket, özellikle kendi nefsine bak avamın işini bırak.” Yine sahabeden bir guruptan Allah Teala’nın şu sözü hakkında: (Siz kendinize bakın. Siz doğru yolda olunca sapan kimse size zarar veremez) şöyle dedikleri rivayet edilir: Bunun yorumu henüz gelmedi, bunun yorumu ahir zamandadır dedikleri rivayet edilir: İbni Mesud’dan şöyle dediği rivayet edildi: Kalbler ve hevalar farklı olur ve siz guruplara ayrılmışsanız, bazınız bazınıza savaşmışsa, bu durumda insan kendi nefsini emreder, o vakit bu ayetin yorumunun vaktidir.2

İbni Ömer’den şöyle dediği rivayet edildi: Bu ayet bizden sonra gelen kavimler içindir, eğer bir söyleseler kabul edilmez.3 Cübeyr bin Nüfeyr sahabeden bir guruptan rivayetle dedi ki: İtaat edilen bir cimrilik, uyulan bir heva ve her görüş sahibini kendi görüşünü beğendiğini görürsen, o zaman kendi nefsine bak sen hidayette olursan sapıtan sana zarar veremez.4

Mekhul’den şöyle, dediği rivayet edildi: Tevili hala gelmedi, öğüt veren korkar öğüt verilen itiraz ederse; (o zaman sen kendi nefsine bak, sen hidayette olursan sapıtan sana zarar veremez.) (Maide: 5/105)

Hasan’dan: Bu ayeti okuduğu zaman şöyle derdi: Ne acayip güven, ne acayip genişlik!5 bütün bunlar iyiliği emretmekten aciz olan ve zarardan korkandan sakıt olacağı manasına hamledilir, ibni Ömer’in sözü kendisinden kabul edilmeyeceğini bilene vacip olmadığına delildir. İmam Ahmed’den bir rivayette hikaye edildiği gibi, yine Evzai dedi ki: Senden kabul edeceğini bildiğin kimseye emret.

Kalbiyle itiraz eden hakkında Peygamber (s.a.v.)’in: “Bu imanın en zayıfıdır” sözü: İyiliği emretmek ve kötülükten men etmenin iman hasletlerinden olduğuna iman hasletlerinden birine gücü yetipte onu yapanın acizlikten dolayı terkedenden daha üstün olduğuna delildir.


(1) MesailiAhmed’de s:278.

(4) Hadis sahihtir, Ebu Davud, Tirmizi: (3060) İbni Mace Hakim Beyheki, Taberi, Beğavi tahric etti, ibni Hibban doğruladı. (Camiu’t Tirmizi: 8/222, Camiu’l Usu1: 10/392).

(5) Ebu Davud, Ahmed hariç tahric etti, Hakim ve Zehebi doğruladı yine bu Razin’in de rivayetidir, ibni Hibban bunu Ebu Hureyre’den tahric etti. (Camiu’l Usul: 10/393 ve sonrası).

(2) İbni Ceriri Taberi tefsirinde tahric etti: (7/62, 73) Beyheki Sünen’inde tahric etti.

(3) Taberi tefsirinde tahric etti: (7/61).

(4) Taberi tefsirinde tahric etti: (7/62). Haber munkatıdır. Çünkü Muaviye bin Salih Cübeyr bin Nüfeyr’den işitmemiştir, ancak oğlu Abdurrahman bin Nüfeyr’den işitmiştir.

(5) Abd bin Humeyd ve Ebu’ş fieyh Hasan’dan tahric etti. (Dürrü’l Mensur: 2/600).

Yine buna Peygamber (s.a.v.)’in kadınlar hakkındaki şu hadisi delildir: “Dininin noksanlığı ise birçok gece ve gündüz bekliyor da namaz kılmıyor.”1 Hayız günlerine işaret ediyor. Bununla birlikte o vakitte namazdan menedilmiştir. Bunu dininden noksanlık kıldı. Bu bir vacibe gücü yetipte onu yapanın ondan aciz olupta terkedenden daha üstün olduğuna delildir. Her ne kadar terkide mazur olsa bile. Allah en iyisini bilir.

“Sizden kim bir kötülük görürse” Kötüvüğün görmekle alakalı olduğuna delildir. Eğer gizli ve görmemişse fakat bilmezse bu konuda Ahmed’in ifadesi o ise ilişmez ve şüphe ettiği bu şeyi araştırmaz. Ondan başka rivayette ise kesinleştirirse kapalı olanı keşfeder (açığa çıkarır), eğer şarkı sesi veya haram kılan eğlence aletlerin sesini işitse ve aletlerin sesin yerini biliyorsa itiraz eder, çünkü münker gerçekleşmiş ve yerini de bilmiştir görmüş gibidir. Ve Ahmed dedi ki: Eğer yerini bilmezse birşey gerekmez.

Bir topluluğun münker üzerine toplandığını bilen kimsenin duvara tırmanmasını imamlar çirkin gördü Süfyan’ı Sevri ve başkası gibi, bu tecessüse girer, yasaklanmıştır.

İbni Mesud’a denildi ki: Filanın sakalından içki damlıyor, bunun üzerine dedi ki: Allah bizi tecessüsten(gizlileri araştırmak) nehyetti.2 Kadı Ebu Ya’la dedi ki: Eğer münker güvenilir birinin kendisine haber vermesiyle, gizli yapılan bir haramı çiğneme işiyse ve durumun tesbiti ve önlemini alınmasını kaçma durumu varsa tecessüs caiz değildir.

İnkarı vacip olan münker:Üzerinde icma bulunandır, ihtilaf olan ise ashabımızdan bazısı dedi ki: İctihad ederek veya caiz taklid ile taklid eden kimseye itirazı vacib değildir, S: 155 Kadı (Ebu Ya’la) Ahkamu’s Sultaniyye (kitabında) ittifak edilmiş harama girmeye vesile olacak zayıf ihtilaf istisna etti, nakit faizi gibi bunda ihtilaf zayıftır, bu haramlığında ittifak olan riban nese’e (nese ribası tehirli riba) vesiledir, müta nikahı gibi çünkü zinaya vesiledir.

İshak bin fiakla’da mut’anın açıkça zina olduğu zikredildi, ibni Batta’dan şöyle dediği rivayet edildi: Eğer hakkında tevilde yapsa kadın hükmettiği nikah fesholunmaz, ancak bir adam muta ile akid yapıp hükmetmişse veya bir lafızda üç boşamada bulunan bir adama, karısının başka bir kocaya varmadan geri kendisine dönebileceğine hükmetmişse hükmü reddolunur, bunu yapana şiddetli ceza vardır.

Ahmed’den, ifade edilen şudur: Satranç oynayana itiraz etmek gerekir. Kadı (Ebu Ya’la) bunu ictihadsız veya caiz bir taklid olmaksızın şeklinde tevil etti, bunda nazar vadır, çünkü Ahmed’den mansus olan şudur:Hakkında ihtilaf bulunan nebizi içene had vurulur, had vurmak itirazın en son sınırıdır, bununla beraber ona göre bununla şahıs fasık kılınmaz, bu hakkında zayıf ihtilaf bulunan herşeye itiraz edileceğine delildir, çünkü sünnet haramlığına delildir. Tevil ederek bunu işleyen adalet olsun diye bunun dışında tutulamaz, Allah en iyiyi bilir.

Yine Ahmed namazını tamam yapmayana, sırtını rüku ve secdeden kalkışta doğrulmayan itiraz edileceğini, vacipliğinde ihtilaf olmakla beraber ifade etti.

Bilki iyiliği emir, kötülükten nehiy bazan üzerine sevabının ümidi yüklenir, bazan terkide ceza korkusu, bazan Allah’ın gazabına uğrama, bazan müminler için nasihat ve onlara rahmet, dünya ve ahirette nefislerini Allah’ın gazabından ve azabından kurtarma ümidi, bazan Allah’ın büyük kılınması, Onun sevgisi yüklenir, Onun itaat olunmaya zikrolunmaya, unutulmamaya şükredilmeye, küfrolunmamaya ehil olduğu yüklenir, selefin bazısının dediği gibi onun haramlarının işlenmemesi için nefis ve mallar fidye verilir1: Yaratıkların hepsi Allah’a itaat etse etlerimin kerpetenle kıstırılması hoşuma gider. Abdulmelik bin Ömer bin Abdulaziz babasına diyor ki: Benim ve senin için Allah uğruna kazanlar kaynatılsa sevinirdim. Kim bu ve bundan önceki makamı düşünse Allah yolunda karşılaştığı her eziyet ona hafif gelir.


(1) Müslim ibni Ömer ve Ebu Hureyre (fierhu Müslim Nevevi: 2/66-68).

(2) Ondan sahih bir isnatla Ebu Davud Beyheki, Abdurrezzak ve Taberani Kebir’de tahric etti. (Süneni Ebi Davud: 2/570 ve sonrası).

(1) O Abdurrahman bin Zübeyr bin Nuaym el Babi’dir, sabır veya kin ile bilinir. (Hilye: 10/147-150).

Belki de kendisine eziyet edene dua eden, Peygamber (s.a.v.) kendisine vuran kavmine dediği gibi:Yüzünden kanı siliyor ve diyordu ki: “Rabbi kavmimi bağışla çünkü onlar bilmiyorlar.”1 Her halükarda itirazda yumuşak olmak lazım olduğu açığa çıktı. Süfyan’ı Sevri dedi ki: Ancak kedisinde üç özellik bulan iyiliği emredip kötülükten nehyettiği şeyle adil, emrettiğini ve nehyettiğini bilen kimse.2

Ahmed dedi ki: İyiliği emirde insanlar katı olmaksızın yumuşaklığa muhtaçtır, ancak fıskını açıkça yapan müstesnadır, ona hürmet yoktur, dedi ki: İbni Mesud’un ashabı hoşlanmadıkları bir şey yapan bir kavme rastladıklarında diyorlardı ki: Yavaş olun Allah size merhamet etsin, yavaş olun Allah size merhamet etsin. Ahmed dedi ki: Yumuşaklıkla emreder hoşlanmadığı bir söz kendisine söylerlerse kızmaz, böyle yaparsa nefsi için zafer kazanmayı istemiştir, Allah en iyisini bilir.
(1) İbni Mesud’dan rivayet edildi, sahihtir, Ahmed Buhari, Müslim tahric etti. (Muhtasaru Müslim: 1169).

(2) Ondan EbuNuaym Hilye’de: (6/379) Ebu Talib el-Mekki Kutul Kulub’ta tahric etti).


OTUZBEfiİNCİ HADİS

İslami Toplumsal Ahlak

Ebu Hureyre (r.a.)’den şöyle dediği rivayet edildi: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Birbirinize haset etmeyiniz, neceş yapmayınız (Malın fiyatını artırıp malı satın almamak) birbirinize buğzetmeyiniz, arka dönmeyiniz, bir kısmınız bir kısmınızın satışı üzerine satış yapmasın, Allah’ın kulları kardeşler olun, müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu alçaltmaz, ona yalan söylemez, onu hor görmez, takva işte şurdadır, üç kere söyledi ve göğsüne işaret etti, kişiye şer olarak müslüman kardeşini hor görmesi yeter, her müslümanın her müslümana kanı, malı ve ırzı haramdır.” Bunu Müslim rivayet etti.1

Bu hadisi Müslim Abdullah bin Amir’in kölesi Ebu Said’den tahric etti, o da Ebu Hureyre’den rivayet etti. Bu Ebu Said’in ismi bilinmiyor. Ondan birçok kişi rivayet etti, ibni Hibban onu güvenilirleri arasında zikretti, ibni’l Medini dedi ki: O meçhuldür. Bu hadisi Süfyan’ı Sevri’den rivayet etti ve hakkında dedi ki: Said binYesar’dan, o da Ebu Hüreyre’den, sözünde Said bin Yesar’ı vehmetti, o ancak ibni Küreyz’in (Abdullah bin Amir) kölesidir, bunu Ahmed, Yahya ve Darekutni söyledi, bazısı başka bir vecihle rivayet edildi, bunu Tirmizi2 Ebu Salih rivayetinden tahric etti. S: 158 O da Ebu Hureyre’den rivayet etti dedi ki:Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Müslüman müslümanın kardeşidir. Ona ihanet etmez, yalan söylemez, onu alçaltmaz. Her müslümanın her müslümana ırzı, malı, kanı haramdır, takva işte şurdadır, şer olarak kişiye müslüman kardeşini hor görmesi yeter.”

Ebu Davud1 şu sözden itibaren tahric etti:“Her müslümanın her müslümana....” Sahihayn E’rac rivayetinden tahric edildi, o da Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayetle Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Hased etmeyiniz neceş yapmayınız, birbirinize buğzetmeyiniz, arka dönmeyiniz, ey Allah’ın kulları kardeşler olunuz.”2

Sahihayn başka vecihlerle bunu Ebu Hureyre’den tahric etti, imam Ahmed Vaile bin el-Eska’dan rivayetle Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu tahric etti: “Her müslümanın her müslümana kanı, ırzı ve malı haramdır. Müslüman müslümanın kardeşidir ona zulmetmez, onu alçaltmaz, takva işte şurdadır, eliyle kalbe işaret etti, şer olarak kişiye müslüman kardeşini hor görmesi yeter.”4 Ebu Davud5 sadece sonunu tahric etti. Sahihayn’de ibni Ömer’den rivayetle Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi:“Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu alçaltmaz, onu (tehlikeye) teslim etmez”6 Bunu imam Ahmed tahric etti, lafzı şudur:“Müslüman müslümanın kardeşidir, ona zulmetmez, onu alçaltmaz, onu hor görmez şer olarak kişiye müslüman kardeşini hor görmesi yeter.”


157: (1) Hadis sahihtir, Malik Muvatta’da, Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, ibni Mace, Beyhaki, Kudei Müsnedü’ş fiihab’ta tahric etti, bazı rivayetlerde baş tarafı şöyledir: “Zandan sakının, çünkü zan sözlerin en yalanıdır, birbirini tecessüs etmeyiniz, birbirinizle münafese etmeyiniz (nefis çekişmesi) birbirinize hased etmeyiniz ilh.” (Camiu’l Usul: 7/338) Yine Malik, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi Enes’ten tahric etti. (Geçen kaynak).

(2) Tirmizi (1936) tahric etti ve dedi ki: Hasen garib. 158:

(1) Camiu’l Usul: 7/338).

(2) Malik, Buhari, Müslim daha önce geçtiği gibi tahric etti. (Camiu’l Usul: 7/337).

(3) Malik, Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud ve Tirmizi tahric etti. (Camiu’l Usul: 7/336 ve sonrası, Terğib ve Terhib: 3/609 ve sonrası).

(4) Hadis hasendir. Ahmed güzel bir isnatla tahric etti ve ricali güvenilirdir, Taberani Kebir’de tahric etti, o mütabeatta makbuldür. (Mecmau’z Zevaid: 4/172, 8/83).

(5) Ebu Davud Sünen’inde Ebu’l Hasen bin Abd rivayetinden tahric etti, o matbu değildir bunu Hafız el-Mizzi zikretti. (Tuhfetu’l Eşraf: 9/78).

(6) Hadis sahihtir. Ahmed, Buhari, Müslim, Ebu Davud, Tirmizi ibni Ömer’den tahric etti. (Camiu’l Usul rakam: 4792, 4795) ve Ebu Hureyre’den tahric ettiler. (Camiu’l Usul rakam: 9309) Amr bin el-Ehvas’tan tahric ettiler. (Camiu’l Usul rakam: 527.

(7) Müsned’de Ebu Hureyre’den.

Sahihayn’de Enes’den rivayetle Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edildi: “Birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinize hased etmeyiniz, birbirinize arka dönmeyiniz, Allah’ın kulları kardeşler olunuz.”1 Bunun manası Ebu Bekir Sıddık’tan merfu ve mevkuf olarak rivayet edilir.2 “Birbirinize hased etmeyiniz”. Yani bazınız bazınıza hased etmesin hased beşer tabiatında dikilmiştir, o da insanın kendi cinsinden birinin herhangi bir fazilette kendinden üstün olmasından hoşlanmamasıdır.

Bundan sonra insanlar kısımlara ayrılır. Bazısı hased olunanın azgınlıkla söz ve fiille nimetinin yok olmasına çalışır, sonra onlardan bazısı bunun kendi nefsine intikaline çalışır. Bazısı nimetin hased olunandan kendine intikal etmesini istemeksizin yokolmasını ister bu en şerlisi ve en çirkinidir, bu kınanmış, yasaklanmış haseddir, bu iblisin günahıydı, çünkü Allah onu yaratmış ve meleklere üstün olduğunu görmüş, melekleri ona secde ettirmiş, ona herşeyin isimlerini öğretmiş, civarında iskan ettirmiş, onun için Adem’e hased etmiş, cennet çıkarıncaya kadar çıkarmakiçin uğraşmaya devam etti, ibni Ömer’den rivayet edilir ki: İblis Nuh’a dedi ki: İki şeyle ademoğlu helak oldu: 1) Hased, hasedle lanetlendi ve taşlanmış şeytan kılındı. 2) Hırs, hırsdan dolayı Adem’e cennetin herşeyi mübah kılındı, ben onun hırsı sebebiyle ihtiyacımı gördüm. Bunu ibni Ebi’ddünya tahric etti, Allah Teala kitabı Kuran’da birçok yerde yahudileri hased ile vasfetti, şu kavli gibi: (Ehli kitaptan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler) (Nisa:4/54) ve: (Yoksa onlar, Allah’ın lütfundan verdiği şeyler için insanlara hased mi ediyorlar?5, imam Ahmed ve Tirmizi Zübeyr bin Avam hadisinden tahric etti, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: S: 160 “Sizden önceki ümmetlerin hastalığı sizin içinize girdi. Hased ve buğuz. Buğuz: O tıraş edicidir, dini tıraş edicidir, saçı tıraş edici değil, Muhammed’in nefsi kudret elinde olana yemin olsun ki birbirinizi sevinceye kadar iman etmiş olmazsınız, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz şeyi size bildireyim mi? Aranızda selamı yayınız.”1

Hakim Ebu Hureyre’den rivayetle Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu tahric etti:

“Ümmetime ümmetlerin hastalığı isabet edecek” dediler ki:

“Ey Allah’ın peygamberi ümmetlerin hastalığı nedir?” Buyurdu ki:

“Kibir ve hakkı kabullenmeyip insanları hor görmektir, çoklukla övünmek, dünya için yarışmak, birbirine buğzetmek, birbirine hased etmektir, taki bağiy (azgınlık) sonra karışıklık oluncaya kadar.”3

Ebu Davud2 Ebu Hureyre’den tahric etti, Peygamber (s.a.v.) buyurdu ki: “Hasedden sakının, çünkü hased ateşin odunu veya yeşiliği yediği gibi iyilikleri yer.” İnsanlardan bir kısmı da hased ettiği zaman hasedinin gereğini yapmaz, hased ettiğine söz ve fiille taşkınlık yapmaz.

Hasan’dan bu yaptığıyla günahkar olmayacağı rivayet edildi. Zayıf vecihlerle rivayet edildi, bu iki çeşit üzeredir: Birincisi: Bu hasedi nefsinden kaldırmasının mümkün olmaması ve buna yenik düşmesi, bununla günahkar olmaz. İkincisi: Kendi nefsine isteğiyle bunu telkin etmesi ve kardeşinin nimetinin yok olmasını temenni etmesinin nefsinde açığa çıkmasıdır.
S:159 (1) Önce geçtiği gibi Buhari, Müslim, Malik Muvatta’da, Ebu Davud ve Tirmizi Enes’ten tahric etti. (Camiu’l Usul: 7/338, Terğib ve Terhib: 3/454-455).

(2) Merfu olarak sahih bir isnatla Ahmed, ibni Mace, ibni Ebi fieybe, Ebu Ya’la, Ebu Bekir el-Mervezi Müsned’inde ve Humeydi tahric etti.

(3) Bakara: 2/109.

(1) İsnadı güzeldir. Zübeyr’den Ahmed, Tirmizi: (2512) Beğavi, Taberani, Bezzar, Abdurrezzak, ibni Abdilber Temhid’de. Münziri Terğib ve Terhib’te dedi ki: (3/548): Bezzar’ın isnadı güzeldir, aynı şekilde Heysemi’de Taberani’nin isnadı hakkında böyle dedi. (Mecmau’z Zevaid: 8/30), selamın yayılması hakkında hadisler çoktur, Müslim, Ahmed, Ebu Davud ve Tirmizi’nin Ebu Hureyre’den tahric ettiği hadistir. (Terğib ve Terhib: 3/423).

(2) Sünenin’de tahric etti: (2/574) Senedinde bilinmeyen bir adam var, yine ibni Abdilber Temhid’de rivayet etti, Buhari Tarihi Kebir’de doğrulamadı, Tirmizi başını tahric etti ve doğruladı. (Terhib ve Terğib: 3/548).

(3) Hakim tahric etti ve doğruladı ve Zehebi ikrar etti hafız Iraki tahricü ehadisil ihyada isnadı güzeldir, dedi. Yine Taberani ve ibni Ebi’ddünya’da tahric etti. (Camiu’s Sağir ve Feyzu’l Kadir.)


Yüklə 2,71 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   33   34   35   36   37   38   39   40   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin