(1)Yine Beyhaki Sünei Kübra’da tahric etti.
(2)Hakim tahric etti ve doğruladı, Zehebi reddetti.
(1)Ali’de, Ahmed, Tirmizi, (2095) ibni Mace, Hakim tahric etti, isnadında Haris el-A’var var o zayıftır, Tirmizi dedi ki:Kendisi ancak onu bu hadisiyle biliyor, fakat amel buna göredir, feraizi biliyordu, Nesai dedi ki:Sakıncası yoktur. (Neylül Evtar: 6/57-58).
Amr bin fiuayb dedi ki: “Rasulullah (s.a.v.) ana baba bir kardeş mirasa kelalenin en yakınıdır, sonra baba bir kardeştir diye hükmetti.”Yine bu Peygamber (s.a.v.)’in “Kalan en yakın erkeğedir” hadisine de girer.
Bu hususta tahkik şudur, Kuran’da velev tenbih suretinde olsun delalet ettiği şey farzların geriye bıraktığı şey değildir, çocukların erkekli kızlı miraslandırılması gibi Kuran’da zikredilen farzların ehline dahil edilmesidir, farzlardan artan da erkek için kızın iki payı vardır, kardeşlerin kızlı erkekli mirası da böyledir, bu tenbih yoluyla kardeşiyle beraber aldığı gibi kalanın kızın olduğuna delildir, ondan daha uzak olan onun önüne geçirilmez, kardeş çocuğu, amca ve onun oğlu gibi, erkek kardeşi onu mirastan düşüremezse ondan daha uzak olan nasıl düşürebilir? Bütün bunlar feraizin ehline dahil edilmesi babındandır ve malın feraiz ehli arasında Allah’ın kitabı üzere ehline taksim edilmesidir.
Kardeş oğlu, amca ve onun oğlu gibi asabelerden Kuran’da ismi zikredilmeyenlere gelince bunlar genellere girmiştir, şu ayet gibi:(Allah’ın kitabına göre yakın akrabalar birbirlerine (varis olmayan) daha uygundur). Ve: (Erkek ve kadından her biri için ana baba ve akrabanın bıraktığından (hisselerini alacak olan) varisler kıldık.)” Bu da mirasları hususunda bu hadise, yani ibni Abbas hadisine muhtaçtır eğer mal için onlardan başka varis bulunmazsa, onlar yalnız kalırlar ve en yakın kalmış kızlar veya (mirasta) yalnız kalmış kızkardeşler gibi malın tamamını kapsamayan farzlar bulunsa, geri kalan onlardan en yakın erkeğedir. Bunun için eğer erkekli kadınlı kardeşler ise, bununla kadınla (geri kalanla) kadınları dışında erkekli özel tutulur, çocuklar ve kardeşler buna muhaliftir, çünkü geri kalanda veya malın tamamında kadınlarının dışında erkekleri ortak olur, onlar çocuklar ve kardeşlerin dışındakilerdir, bunlar Kuran’da ve ibni Abbas hadisinde zikredilen asabelerin hükmüdür.
Farz sahiblerin gelince miraslarının hükmünü zikrettik, onlardan ancak iki eş ve anne bir kardeşler kaldı, eşlere gelince onlar nikah akdi sebebiyle varis olurlar akrabalar arasındaki gibi eşler arasında da sevgi ülfet destek, yardımlaşma olduğundan dolayı S: 307 akrabaların mirası gibi aralarında miras kılınmıştır, onlardan erkeğe iki kadının payı gibi kılınmıştır, çünkü erkek infak ve yardımda ziyade faysıyla ayrılmıştır.
Ana bir çocuğa gelince onlar adamın kabile ve aşiretinden değildirler, ancak onlar manada rahim sahibidirler, onların biri için Allah altıda bir toplulukları için sıladan dolayı üçte bir kıldı, erkekleriyle kadınlarını eşit kıldı, çünkü erkeklerinin daha fazla destek ve yardımı yoktur tek kabile ve ehli arasında olduğu gibi, sıla hususunda onları eşit kıldı, bunun için üçte birden fazla yabancılara vasiyyet meşru kılınmamıştır, bilakis üçte birde onlar hakkında çoktur, çünkü onlar anne bir çocuklardan daha uzaktırlar, anne bir çocuğa ulaşak olandan daha fazla almamaları, bilakis onlardan eksik almaları gerekir.
Bazısı: “Geri kalan en yakın erkeğedir” sözüyle rahim sahiblerine mirasın olmadığına delil getirdi, çünkü Kuran’da zikredilmeyipte (hadiste) mirası zikredilenler erkeklerin en yakınıdır, bu hükümle rahim sahipleri dışında asabelerle özeldir, çünkü kim rahim sahiblerini varis kılarsa onların erkek ve kadınlarını da varis kılar, rahim sahiblerine mirası uygun görenler bu hadis asabelerin varis kılınmasına delildir, başkalarının miras almamasına delil değil değildir diye cevab verdi, rahim sahiblerinin varis kılınması başka delillerden alınmıştır, bu ibni Abbas (r.a.) hadisinin işaret ettiğinin üzerine fazlalık olmuş oluyor.
“En yakın erkeğedir” (en yakın erkek adamadır, hadisin mota mot karşılığıdır) adam ancak erkek olur, buna sahih cevab şudur: Bazan adam lafzı kullanılır ve bununla şahıs murad edilir, şu söz gibi: “Kim malını iflas etmiş bir adamın yanında bulursa” malı erkek veya kadının yanında bulmasının bir farkı yoktur, erkekle kayıtlandırılması bu ihtimali uzaklaştırıyor, bunu kadın dışında erkeğe has kılıyor kastolunan budur, oğulda böyledir, bazen bu lafız kullanılır ve bundan daha genil murad edilir, yol oğlu (yolcu) gibi, zekat nisablarında ibnul lebun erkekle kayıtlanılmıştır, bu hadis üzerine Süheyli’nin kelamı var onda zorlanma şiddetli sapma var, idrak ettiğimiz kimselerden bir topluluk ona reddetmiştir1 Allah en iyiyi bilir.
(1)Süheyli’nin kelamını Hafız ibni Hacer Fethul Bari’de irad etti.
KIRK DÖRDÜNCÜHADİS
Süt Emme Hükümleri:
Ayşe (r.a.) Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:“Doğumun haram kıldığını süt emmede haram kılar.” Bunu Buhari ve Müslim tahric etti.1 Bu hadisi Buhari ve Müslim Amr’a rivayetinden tahric etti, o da Ayşe(r.a.)’den rivayet etti, yine Müslim Urve’den tahric etti, o da Ayşe (r.a.)’den Peygamber (s.a.v.)’den şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Neseb’ten (dolayı) haram olan süt emmeden (dolayı) da haram olur.” Yine Buhari Müslim Urve’den tahric etti, o da Ayşe’nin kendi sözü olarak rivayet etti, Buhari, Müslim bunu ibni Abbas’tan tahric etti, o da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti.2
Tirmizi3 Ali’den tahric etti, o da Peygamber (s.a.v.)’den rivayet etti. Alimler kısaca bu hadisle ve nesebin haram kıldığını süt emmenin de haram kılacağı üzerinde icma etti.
Nesebten haram olanların hepsini zikredelim, ta ki süt emmeden haram olanla da bilinsin. S: 309 diyoruz ki: Doğum ve neseb nikahta tesir edebilir, bu iki kısımdır. Birincisi: Ebedi haramlık, bu iki kısımdır: Birincisi: Sadece neseb itibariyle haram olanlar, adama ne kadar yukarıda olsa ululü (kökü), ne kadar aşağı olsada füruu haramdır, aslının füruu ne kadar aşağı olsada, uzak asılları, onların füruunun dışında haramdır, usulüne ana ve baba cihetinden anaları girer, füruuna kızları ve çocuklarının kızları ne kadar aşağı da olsa girer, aşağı aslının füruuna ana baba bir veya ikisinden biri bir kızkardeşler girer ve onların kızları kızkardeşlerin kızları ve ne kadar aşağı da olsa onların çocuklarıda girer, uzak usulünün füruuna halaları, teyzeleri, ana babanın; halaları ve teyzeleri ne kadar yukarıda da olsalar girerler, akrabalardan adama helal olarak uzak usulünün füruu dışında helal kalmadı, onlar da:Amca, hala, dayı ve teyze kızlarıdır.
İkinci Çeşit: Neseble birlikte başka bir sebebten dolayı da haram olanlar, o da evliliktir, adama babasının hanımları, oğullarının hanımları, kayın valideleri, kendileriyle ilişkiye girdiği kadınların kızları haramdır, adama karısının anası ve onun anneleri ana ve baba cihetinden ne kadarda yukarda olsalar daha rakamdır, ona karısının kızları ne kadar da aşağı olsalar haramdır, onlar üvey kızlardır, yine karısının oğlunun kızları da onlar da üvey evlatların kızlardır, haramdır, bunu fiafii, Ahmed ifade etti, hakkında ihtilaf bilinmiyor. Ona ne kadar yukarı da olsa babasının karısı haramdır, ne kadar aşağıda olsa oğlunun karısıyla evlenmesi haramdır, bunların haramda nesebe dahil oluşu açıktır çünkü onların haramlıkları adamın nesebi cihetinden evlilik sebebiyledir. Kadınlarının anneleri ve kızlarına gelince, onların haramlıkları evlilikle birlikte kadının nesebi sebebiyledir, bununla haramlık neseble birlikte evlilik sebebi oluşunun dışına çıkmamıştır, çünkü sadece neseb yoluyla haramlık, neseb ilave olmuş evlilikte kadın erkek müşterektir.
Kadına ne kadar yukarı da olsa usulüyle, ne kadar aşağı da olsa füruuyla evlenmesi haramdır, kızkardeşlerinden ve kardeş çocuklarından yakın usulünün füruuyla da evlenmesi haramdır, uzak usulünün füruuyla onlar amcalar, dayılar, ne kadar yukarı da olsalar haramdır, onların oğulları müstesnadır, bütün bunlar sadece neseblerdir. Nesebe ilave edilmiş evliliğe gelince, kadına ne kadar yukarı da olsa eşinin babası haramdır, sadece akidle (ilişki olmasada) eşinin oğluyla nikahı haramdır, eşinin kızının kocasıyla ne kadar aşağı da olsa sadece akidden dolayı haram olur, ne kadar yukarı da olsa annesinin kocasıyla evlenmesi haramdır, fakat kendisiyle cinsel temasa girilmiş olma şartı vardır.
(1)Sahihtir, bu lafızla Buhari tahric etti (Kitabun nikah: 37)Müslim şu fazlalıkla tahric etti:“Muhakk ki süt emme” (Kitabur rada’: 1)ve cemaatin geri kalanları tahric etti (Ahmed, Malik, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai ve ibni Mace) şu da lafzıdır: “Doğumdan haram olan süt emmeden de haram olur” ibni Mace’nin lafzı:“Nesebten” Tirmizi’nin lafzı: “Allah doğumdan haram kıldığını süt emmeden de haram kıldı” şeklindedir. (Camiul usul: 14/146 ve sonrası, Neylül Evtar: 6/317).
(2)Ahmed, Buhari, Müslim Nesai: “Rahimden (dolayı) haram olan, süt emmeden (dolayı) da haram olur” lafzıyladır, bir lafızda da: “Nesebten” şeklindedir (Camiul usul: 12/148, neylül evtar: 6/317).
(3) Tirmizi (1146) tahric etti ve dedi ki:Hasen, sahihtir, Peygamber (s.a.v.) ve başkalarından ilim ehli yanında amel bunun üzerinedir, bu hususta aralarında ihtilaf bilinmiyor.
İkinci kısım: Yalnızca olma dışında toplu olma durumda müebbed haram olanlar, ve bunu haramlığı erkekler özeldir, çünkü kadının aynı anda iki eşle evlenmesi imkansızdır, iki kadın arasında ikisinin bir arada toplamayı haram kılan rahim vardı, eğer ikisinden biri erkek ise diğeriyle evlenmesi helal olmaz çünkü nikah akdiyle ikisini bir arada toplamak haramdır.
fiabi dedi ki: Muhammed (s.a.v.)’in ashabı diyordu ki: “Adam iki kadını birleştirmez, eğer ikisinden biri adam olsa onunla evlenmesi uygun olmaz. Bu haramlığın nesebten dolayı olduğu zamandır, Süfyan-ı Sevri ve alimlerin çoğu bu şekilde yorumladı, neseb dolayısıyla değilse bir adamın karısıyla ve başka karısından kızıyla birlikte evlenmesi çoğunluğa göre mübahtır, selefin bazısı bunu mekruh gördü.
Nesebten haram olan bilinince ondan dolayı haram olan ona nazire olarak süt emmeden dolayı haram olur, arama ne kadar yukarı da olsa süt anneleriyle evlenmesi haramdır, ne kadar aşağı da olsa süt kızlarına da evlenmesi haramdır, süt kızkardeşleriyle, süt kızkardeşlerin kızlarıyla, halalarıyla, süt teyzeleriyle ne kadar yukarı da olsa haramdır, onların kızları hariçtir.
Bunun manası muteber müddet içerisinde bir kadın bir çocuğu emdirirse Allah’ı kitabının nassıyla ona anne olur, o çocuğa o ve onu anneleri haramdır, neseben emmeden veya süt emmeden dolayı ne kadar yukarı da olsa böyledir, bütün kızları ona süt emmeden dolayı kızkardeş oluyor Kuran’ın nassıyla ona haram oluyorlar, geri kalan süt emmeden dolayı haramlık sütten istifade edildi, yine sünnetten bir araya toplamak haramlığı sadece iki kızkardeşe özel olmadığı istifade edildi, kadınla halası, kadınla teyzesini bir nikahta toplamak haramdır, eğer süt emzirenin neseben çocukları veya emzirmeden dolayı çocukları emenin kardeşleri olursa, onun kızlarıda yine haram olur, Peygamber (s.a.v.) amca oğlu Hamza ve Ebu Seleme’nin kızıyla evlenmekten kaçınmıştır, o ikisinin ana babasının süt emmeden dolayı kendisine kardeş oluşunu sebeb gösterdi.1
Yine erkeğe süt emdirenin kızkadeşleri de haramdır, çünkü onlar teyzeleridir, yine haramlık çocuğun emdiği sütün sahibi olan erkeğe kocaya da geçer, sütün sahibi (koca) çocuğun babası olur, bütün çocukları -süt emdiren kadından- veya nesebten dolayı başkasından veya süt emmeden dolayı çocukların hepsi süt emen için kardeş olurlar, onun kardeşleri süt emen çocuk için amcalar olur,
S: 311 bu seleften cumhurun görüşüdür, onlardan sonra dört mezheb imamı buna icma etti.
Sünnet’ten Ayşe(r.a.)’den varid şu hadis buna delildir:Hicab ayeti indikten sonra Ebul Kuays’ın kardeşi kendisinin (Ayşe(r.a.) nin) yanına girmek için izin istedi, Ayşe (r.a.) dedi ki:Dedim ki:Vallahi Rasulullah (s.a.v.)’den izin alıncaya kadar ona izin vermeyeceğim, çünkü Ebul Kuays beni emdiren değildir, fakat beni karısı emdirdi, dedi ki(Ayşe)Rasulullah (s.a.v.) girince ona bu durumu zikrettim, buyurdu ki: “Ona izin ver, çünkü o senin amcandır, sağ elin topraklansın.”Ebul Kuays Ayşe (r.a.)’yi emdiren kadının kocasıydı, Buhari ve Müslim bunu manasıyla tahric etti.1
İbni Abbas’a iki cariyesi olan ve ikisinden birinin bir cariyeyi, diğerinin de bir erkek çocuğu emdirdiği ve bu çocuğa bu cariye ile evlenmesinin helal olabilirliği soruldu, dedi ki:Hayır, çünkü aşı birdir. Eğer çocuğun emdiği süt kadına hehangi bir kocanın ilişkisinden dolayı gelmemişse, kocası olmayan bir kadında süt bulunması veya bakire veya hayız yaşından kesilmiş birinde sütünü bulunması gibi alimlerin çoğuna göre bununla da süt emmeden dolayı haramlık olur, süt emdiren onun annesi olur, ibnül Münzir ehli ilimden ezberlenilene göre icma olduğunu hikaye etti bu Ebu Hanife, Malik, fiafii, İshak ve başkalarının görüşüdür, imam Ahmed kendisinden meşhur ifadeye göre sütün kendisinden geleceği bir koca olmadan haramlık yayılmaz (kadına özel alır). fiafii’nin de buna benzer sözü olduğu hikaye edildi.
Süt sahibi cihetinden nesebi kesik olsa, veledi zina gibi, haramlık zina eden süt sahibine yayılır mı?Bu zinadan olma kız zina edene haram olur mu meselesine bina edilir, fiafii’ye muhalif olarak Ebu Hanife, Ahmed ve bir rivayette de Malik’e göre o kız ona haram olur, buna itiraz edene imam Ahmed mübalağalı itiraz etti, bunların görüşleri üzerine:Haramlık sütün sahibi zinakara yayılıp sütü emmenin babası olur mu?Bu hususta iki görüş vardır, ashabımızın iki görüş rivayeti vadır. İbnül Hamid haramlığın kendisine yayılmayacağını tercih etti.
(1)Hadis sahihtir, Buhari sahihinde (Kitabun nikah: 38), Müslim sahihinde (Kitaburrada’: 12) tahric etti.
(1)Sahihtir, manasıyla Buhari (Kitabun nikahta: 37), Müslim (Kitaburrada’da: 6) tahric etti.
Ebu Bekir ve Kadı Ebu Ya’la’ya göre haramlık zina edene yayılır, bu Ahmed’in de ifadesidir, bunu ibni Abbas’tan hikaye etti, bu İshak bin Raheveyh’in görüşüdür, ondan Harb nakletti.
Haramlık evlilikle birlikte neseble haram olana da süt emme vasıtasıyla yayılır bu ya babasının karısı veya oğlunun karısı gibi adamın nesebi cihetinden, ya da arının nesebi cihetinden onun annesi ve kızı gibi olur, yine kadının nesebinden dolayı bir nikahta toplamaya da haramlık sirayet eder, iki kızkardeşi bir nikahta veya kadınla halası veya teyzesini bir nikah altında toplamak gibi, bütün bunların hepsi süt emmeden dolayı haram olur, nesebten dolayı haram olduğu gibi ve şu hadise girdiğinden dolayı haram olur:“Nesebten dolayı haram olan süt emmeden dolayı da haram olur” bütün bunların haramlığı neseb dolayısıyladır, bazısı erkeğin, bazısı kadının nesebinden dolayıdır, buna selef imamları değindi,aralarında ihtilaf bilinmiyor, bunu imam Ahmed de ifade etti ve:“Nesebten dolayı haram olan süt emmeden dolayı da haram olur” sözünün genelini kendine delil gösterdi.
(Kendi sulbünüzden olan oğullarınızın eşleri de (haram kılındı)) (Nisa: 4/26) ayeti hakkında dediler ki: Bu hususta süt emmeden dolayı oğulların eşlerinin haram olmayacağını murad etmedi, ancak evlat edinilenlerin eşlerini çıkarmayı murad etti, Peygamber (s.a.v.)’in Zeyd bin Harise’nin karısıyla evlendiği gibi, bu da kendisini evlat edindikten sonra oldu. Bu haramlık süt emmenin kendisine özeldir ve çocuklarına da yayılır, haramlık süt emmenin kendi derecesinde olan erkek ve kızkardeşlerine, kendinden daha yukarda olan babalarına, annelerine, amcalarına, halalarına, teyzelerine geçmez, süt emdirenin kendisi nesebten dolayı süt emmenin babası ve kardeşine mübahtır (helaldır), süt emmenin süt annesi ve kızkardeşi süt emmenin ve süt emmeden dolayı babası ve kardeşine helaldır, bu cumhur alimlerin görüşüdür ve dediler ki: Süt kızkardeşinin kızkardeşiyle, kızının kızkardeşiyle evlenmesi helal olur, hatta fiabi dedi ki: O Kades suyundan (Suriye)’de hıms şehrine yakın yerde başka sularla birlikte Asi ırmağının çıktığı yerdi) daha helaldir, helallığını Habib bin Ebi Sabit ve Ahmed ifade etti. Eşas Hasan’dan rivayet etti oğlunun süt annesini kastetti.
Süleyman et Teymi Hasan’dan rivayet etti, o bir adamın süt kızkardeşinin kızkardeşiyle evlenmesi meselesi soruldu, hakkında birşey demedi, bu bu hususta sessiz kalışını gerektirir. Herhalde Hasan bunu tenzihen mekruh görüyor, ismen neseb itibariyle haram kılınana benzediğinden dolayı böyle yapıyor, sadece bu haramlığı gerekli kılmaz.
S: 313 Fakihlerden, ashabımızdan ve başkalarında bir çoğu nesebten dolayı haram kılınanlardan iki şekilli iskisna tuttu ve dediler ki: Süt emmeden dolayı onun iki benzeri haram olmaz, birincisi: Kızkardeşin annesi nesebten dolayı haram olur, süt emmeden dolayı haram olmaz.
İkincisi:Oğlun kızkardeşi nesebten dolayı haram olur, sütten dolayı haram olmaz, bu ikisinin veya birinin istisna tutulmasına ihtiyaç yoktur. Kızkardeşin annesine gelince nesebten dolayı, anne veya babanın karısı oluşundan dolayı yoksa sadece kızkardeşin annesi oluşundan dolayı değil, haramdır, Allah’ın alakalandırmadığı birşeyden alak kurup haram kılınamaz, o vakit süt emmede kızkardeşin annesi olupta ne anne ne de babanın karısı olmayan biri bulunurda haram olmaz, çünkü neseb sahibine nazir (benzer) değildir, oğulun kızkardeşine gelince Allah annesiyle ilişkine girilmiş üvey kızı haram kıldı, annesiyle ilişkiye girilmiş üvey kız oluşundan dolayı haramdır, oğlunun kızkardeşi oluşundan dolayı değildir, süt emmeye dahil oluşu yoktur, bununla süt emdirenin çocukları haram olmaz.
“Nesebten dolayı haram olan süt emmeden dolayı da haram olur” sözünün geneline girebileceklerden:Eğer karısını zıhar yapsa ve kendisine süt emmeden dolayı haram kılınan birine benzetse ve ona dese ki: sen bana süt annem gibisin, bununla zıhar haramlığı sabit olur mu?Bunda iki görüş vardır, birincisi: Bununla zıhar haramlığı sabit olur, bu cumhurun kavlidir, Malik, Sevri, Ebu Hanife, Evzai, Hasan bin Salah, Osman el-Betti bunlardandır, Ahmed’in meşhur görüşü budur. İkincisi: Bununla haramlık sabit olmaz, bu fiafii’nin görüşüdür, ibni Mansur rivayetinde Ahmed bunda durakladı (sessiz kaldı).
KIRKBEfiİNCİHADİS
İslam’da Haram Kılınan Alış verişler:
Cabir (r.a.)’den rivayet edildi, Mekke’de fetih günü Peygamber (s.a.v.)’i işitti, şöyle buyuruyordu:
“Allah azze ve celle ve onun rasulü içki, ölü, domuz ve putların satımını yasakladı.” Denildi ki:
“Ey Allah’ın rasulü ölünün iç yağları hakkında görüşünüz nedir, çünkü onunla gemiler yağlanıyor, deriler yağlanıyor ve insanlar onunla lamba yakıyor” buyurdu ki:
“Hayır, o haramdır” sonra Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
“Allah yahudilerin canını alsın, Allah onlara iç yağını haram kıldı, onlar bunun üzerine erittiler, sonra onu sattılar ve parasını yediler.”Bunu Buhari ve Müslim tahric etti.1
Bu hadisi Sahihayn Yezid bin Ebi Habib’ten tahric etti, o da Ata’dan, o da Cabir’den rivayet etti, Müslim’in bir rivayetin deYezid dedi ki: Bana Ata yazdı ve zikretti, bunun için Ebu Hatim er-Razi2 dedi ki:Yezid bin Ebi Habib’in Ata’dan bir şey işittiğini bilmiyorum, yani onun yazısını rivayet ettiğini kastediyor. S: 315 Yine onu Yezid bin Ebi Habib Amr bin Velid bin Abde’den, o da Abdullah bin Amr’dan, o da Peygamber (s.a.v.)’den benzerini rivayet etti.
Sahihayn’de1 ibni Abbas’tan şöyle dediği rivayet edildi:Ömer’e bir adamın içki sattığı haberi ulaştı ve bunun üzerine dedi ki:Allah onun canını alsın, bilmedi mi ki, Allah’ın rasulü şöyle buyurdu:“Allah yahudilerin canını alsın, onlara iç yağı haram kılındı da onlar da erittiler ve sattılar” bir rivayette de:“Ve parasını yediler” bunu Ebu Davud2 ibni Abbas’tan tahric etti, o da benzerini Peygamber (s.a.v.)’den bezer şekilde rivayet etti ve şu fazlalığı yaptı: “Allah bir şeyin yenilmesini haram kılarsa, onlara değerini de haram kılar” bunu ibni Ebi fieybe de tahric etti, lafzı şudur:“Allah bir şeyi haram kılarsa onun bedelini de haram kılar.”
Sahihayn’deEbu Hureyre Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Allah yahudilerin canımı alsın, onlara iç yağı haram kılınmıştı, onlar sattılar ve bedellerini yediler.”3 Sahihayn’da Ayşe (r.a.) dedi ki: Bakara suresinden son ayet inince, Rasulullah (s.a.v.) çıktı ve onu insanlara okudu, sonra içki ticaretini yasakladı, Müslim’in bir rivayetinde de: “Bakara suresinin son ayeti inince Rasulullah (s.a.v.) mescide çıktı ve içki ticaretini haram kıldı.”4Bunu Müslim tahric etti.5 Ebu Said Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Allah içkiyi haram kıldı, bu ayet kime ulaşırda ondan (içkiden) yanında birşey varsa, içmesin ve satmasın, ondan yanında bulunanlarla birlikte insanlar Medine yoluna yöneldi ve onu döktüler.”Yine ibni Abbas’tan tahric etti. “Bir adam Rasulullah (s.a.v.)’e içki hediye etti, bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
“Allah bunu haram kıldığını bilmedin mi?”
“Hayır” dedi, bir insana gizlice bir şey söyledi, Rasulullah (s.a.v.) ona dedi ki:
“Ona gizlice ne söyledin?”dedi ki:
“Onu satmasını emrettim.”
(1)Sahihtir, Cabir’den cemaat tahric etti (Ahmed, Buhrai, Müslim, Ebu Davud: 2/20, Tirmizi, Nesai ve ibni Mace)“Hurrime” sözcüğünde Sahihayn rivayetinde zamir tekil kılındı, kanunu koyanın Allah olduğunu açıklamak için ve Rasulullah (s.a.v.)’in bunun açıklayıcısı ve tabi olucusu olduğunu bildirmek için böyle oldu mu Allah Teala’nın şu sözüne benzer:(Allah ve rasulü razı etmelerine daha layıktır.) Yani Allah razı etmelerine, rasulü razı etmelerine daha layıktır, bazı rivayetlerde geldi ki: “Allah ve rasulü haram kıldı.”(Sübülüsselam: 3/5, Neylül Evtar: 5/141 ve sonrası, Camiulusul: 1/375 ve sonası).
(2)İlel kitabında.
(1)Sahihtir, Buhari ve Müslim ibni Abbas’tan, yine Ahmed, Ebu Davud tahric etti, zikredilen ziyadeyle musannef tahric etti (Neylül Evtar: 5/142).
(2)Ebu Davud’un sünenine bak: 2/251 Babil halebi baskısı.
(3) Ebu Hureyre’den Buhari, Müslim, Ebu Davud:(2/250)(Camiul usul: 1/378).
(4)Sahihtir, Ayşe’den Buhari, Müslim, Ebu Davud: (2/251), Nesai (Camiul usul: 1/377).
(5)Sahihtir, Müslim Saidi Hudri’den tahric etti (fierhu Müslim: 2/11).
Buyurdu ki:
“Onun içini haram kılan satımını da haram kıldı” dedi ki:Deri kırbayı açtı ve içindekiler gitti.”1
Elhasıl bütün bu hadislerin hepsine göre Allah ondan faydalanmayı haram kılmıştır, onun satışıda bedelini yemekte haramdır, önce geçen rivayette açıkça ifade edilmiştir:“Allah bir şeyi haram kılınca onun bedelini de haram kılar.”Bu kelime genel bir kelimedir, kastın haram olarak faydalanma olduğu herşeyi kapsar, bu iki kısımdır:Birincisi: Zatının kalmasıyla birlikte faydalanma hasıl olan şey, putlar gibi çünkü ondan maksud olan menfaat Allah’a şirktir, bu kayıtsız masiyetlerin en büyüğüdür, buna menfaati haram kılınanlarda dahil edilir, şirk, sihir, bidatlar ve dalalet kitapları gibi, yine haram resimler, eğlence aletleri (haram kılınan) tanbur gibi, yine şarkı söyletmek için cariye satın almak gibi.
Müsned’de2 Ebu Ümame Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti: “Allah beni alemlere rahmet ve hidayet olarak gönderdi, bana zurnaları ve davulları (veya udları) ve cahiliyyede tapılan putları yok etmemi emretti, izzetiyle rabbim yemin ediyor ki, kullarımdan bir kul içkiden bir yudum içerse onun yerine ona cehennem ateşinden içiririm, kendisine azap olunmuş veya mağfiret olunmuş olsun, sabi ibrine içirirse azab olunmuş veya mağfiret olunmuş olsun yerine ona cehennem ateşinden içiririm, korkumdan dolayı kullarımdan bir kulda terkederse ona kutsal koruluktan içiririm onların satımı, satın alımı, öğretilmesi ve ticareti helal değildir, bedelleri haramdır” yani şarkıcı kadınların parası.
Bunu Tirmizi tahric etti ve lafzı şudur: “fiarkıcı cariyeleri satmayınız, satın almayınız, onlara öğretmeyiniz, onların ticaretinde hayır yoktur, bedelleri haramdır, buna benzer olarak Allah Teala şunu inzal etti:(İnsanlardan öylesi vardır ki, boş lafı satın alır) (Lokman: 31/6)
S: 317 Bunu yine ibni Mace de tahric etti, hadisin isnadında söz vardır.1 Benzeri Ömer Ali’den (r.a.) rivayet edildi, ikisinin isnadında da zayıflık vardır.2 fiarkıyı Ahmed ve Malik gibi haram kılanlar diyorlar ki: fiarkıcı cariye satılırsa el becerisi olduğu için helal olur, şarkısından dolayı yetimin cariyesi olsada para alınmaz, bunu Ahmed ifade etti, şarkının aslı köle ve cariyenin satışına engel değildir, çünkü şarkı dışında hizmet ve başka şeyler şeklinde yararlanma gerçekleşmektedir, bu da kölenin maksadının en büyüklerindendir, eğer müşterinin ancak haram menfaat için alacağı bilinirse, imam Ahmed ve başka alimlere göre ona satış caiz olmaz, yine meyve suyunu içki edinene satma caiz olmadığı gibi, silahı fitne için alana satmakta caiz değildir, reyhan ve bardakların satımı onlar üzerinde içki içeceği bilinen kimseye satılması ve erkek çocuk köle fuhşiyat yaptığı ve satın alanında bu niyetle aldığı biliniyorsa satmak caiz değildir.
Dostları ilə paylaş: |