Örnek: Gündüz işinin dışında bir de geceleri çalışmaya başlamanın sana sağlayacağı artı kazancın yanında bu değişim, ruhsal ve bedensel sağlığın üzerinde olumsuz etkileri de beraberinde getirecektir. Elde edeceğin olası olumsuz etkileri değerlendirip bunlara değip değmeyeceğini sorgula. Değiyorsa olumsuz etkileri en aza indirgemek için hedeflerin üzerinde gereken değişiklikleri yap.
Hedefinin Ekolojik Sınamasını şu sorularla yapabilirsin:
"Hedefime ulaşmam başka kimleri ve ya neleri etkileyecek?"
"Hedefime şimdi ulaşmış olsaydım, bu yaşamımda başka ne tür değişiklikleri beraberinde getirirdi?“
Tebrikler!
Hedeflerin yukarıdaki kriterler ile uyum içerisindeyse, artık ne istediğini bilen, olumlu, ulaşılabilir, uygun büyüklükte ve yaşamının diğer alanlarıyla uyumlu çekici bir hedefin var.
Şimdi sıra sende! En uzak seyahatler bile ilk adımı atmakla başlar...
TEMSİL SİSTEMİ I.
Çevremizde olup bitenleri duyularımız aracılığıyla algılarız. Cisimleri gözlerimizle görür, sesleri kulaklarımızla işitiriz. İyi ve kötü kokuları, burnumuzla algılarız. Besinlerin tatlarını dilimizle tadar, cisimlerin sertliğini, yumuşaklığını, soğukluğunu ve sıcaklığını derimizle hissederiz. Uyarıcıların alınmasını sağlayan yapılar, reseptörler olarak adlandırılır. Reseptörlerle alınan uyarılar, duyusal sinirlerle beynin ilgili merkezlerine iletilir.
Kısacası duyu organlarımız, çevreden gelen uyarıları, duyu sinirleri aracılığı ile elektro-kimyasal sinyaller olarak beynimize gönderir. Hafızamız tarafından kodlanan bu veriler, dış uyarıcının zihnimiz içerisindeki temsilini oluşturur. Yani dış uyarıcılar, şu anda okumuş olduğun satırlar dahil olmak üzere, zihnimizde duysal deneyimler olarak temsil (represent) edilir. Duymadım, görmedim veya söylememiştin, deme sakın... :)
Kısacası duyu organlarımız, çevreden gelen uyarıları, duyu sinirleri aracılığı ile elektro-kimyasal sinyaller olarak beynimize gönderir. Hafızamız tarafından kodlanan bu veriler, dış uyarıcının zihnimiz içerisindeki temsilini oluşturur. Yani dış uyarıcılar, şu anda okumuş olduğun satırlar dahil olmak üzere, zihnimizde duysal deneyimler olarak temsil (represent) edilir. Duymadım, görmedim veya söylememiştin, deme sakın... :)
Zihnindeki dünya...
Zihnindeki belli bir hatırayı nasıl temsil ettiğinin farkında mısın? Geçmişte sana büyük korku veya heyecan yaşatmış olan bir anıyı düşünmeni istiyorum. Yardımı olacaksa gözlerini kapat ve kendi içine odaklan. Zihninde, nelerin canlanacağına dikkat et. Bunu hemen şimdi deneyebilirsin.
Temsil Sistemi (Representation-System)
Temsil sistemimiz (Representation-System), bilginin algılanıp zihin tarafından kodlanması ve yeniden hatırlanabilmesinde önemli bir rol oynar. Bu sistemin işleyişi ve kapasitesi, kalıtsal özelliklerin yanı sıra, sonradan öğrenmenin de etkisiyle kişiden kişiye farklılık gösterebilir.
Doğuştan görme engelli bir kişiyi düşünelim. Bu kişi görsel algı kanalını kullanamayacağından dolayı dışarıdan gelen bilgileri zihninde görüntüler olarak temsil edemeyecektir. Bu yüzden diğer algı kanallarından gelen bilgiler üzerinde odaklanmak zorundadır. Mesela, karşısındaki kişinin sempatik olup olmadığını anlamak için kişinin ses tonu gibi “işitsel” veya kendisiyle tokalaşırken, elinde hissetmiş olduğu basınç, ısı veya titreşimler gibi “dokunsal” (kinestetik) veriler üzerinde duracaktır.
Doğuştan görme engelli bir kişiyi düşünelim. Bu kişi görsel algı kanalını kullanamayacağından dolayı dışarıdan gelen bilgileri zihninde görüntüler olarak temsil edemeyecektir. Bu yüzden diğer algı kanallarından gelen bilgiler üzerinde odaklanmak zorundadır. Mesela, karşısındaki kişinin sempatik olup olmadığını anlamak için kişinin ses tonu gibi “işitsel” veya kendisiyle tokalaşırken, elinde hissetmiş olduğu basınç, ısı veya titreşimler gibi “dokunsal” (kinestetik) veriler üzerinde duracaktır.
Peki, görme engelli bir insanın güvenini kazanmak isteyen birinin, düzgün giyinip kravat takmış olması veya saçını kuaförde taratıp boyatması kendisine bir fayda sağlar mıydı? Elbette sağlamazdı.. Çünkü karşısındakinin ihtiyaç duyacağı veya tercih edeceği verilerin türü (modality) ve kalitesi (sub-modality) kişinin üzerinde durarak aktarmış olduğu verinin türü ile bağdaşmayacaktır. Bir uyumsuzluk yaşanacaktır...
Peki, görme engelli bir insanın güvenini kazanmak isteyen birinin, düzgün giyinip kravat takmış olması veya saçını kuaförde taratıp boyatması kendisine bir fayda sağlar mıydı? Elbette sağlamazdı.. Çünkü karşısındakinin ihtiyaç duyacağı veya tercih edeceği verilerin türü (modality) ve kalitesi (sub-modality) kişinin üzerinde durarak aktarmış olduğu verinin türü ile bağdaşmayacaktır. Bir uyumsuzluk yaşanacaktır...
Algısal bir engeli olmayan bireyler, beş (veya altı) duyusunu kullanabilme yetisi ile donatılmış olmalarına rağmen temsil sistemlerinin işleyişi açısından birbirlerinden farklılık gösterirler. Bu farklılaşmanın nedeni, hepimizin en az bir algı kanalını tercihli olarak kullanmamızdır.
Algısal bir engeli olmayan bireyler, beş (veya altı) duyusunu kullanabilme yetisi ile donatılmış olmalarına rağmen temsil sistemlerinin işleyişi açısından birbirlerinden farklılık gösterirler. Bu farklılaşmanın nedeni, hepimizin en az bir algı kanalını tercihli olarak kullanmamızdır.