ÖĞRETİM TASARIMI GELİŞTİRME
A. EĞİTİM İHTİYAÇLARININ BELİRLENMESİ
Matematikte dikkate değer ilk bilgileri Babil, Mısır ve Çin uygarlıklarının kalıtlarında görüyoruz. Bu kalıtlara dayanırsak, eski uygarlıklardan beri birike birike günümüze erişen matematiksel ekinin en az 6000 yıllık bir geçmişi olduğunu söyleyebiliriz. Bu ekinler ilk ortaya çıktıkları günkü gibi taze ve doğrudurlar. Ve hep öyle kalacaklardır. Matematiği evrensel bir dil yapan da budur. Bu nitelikte hiçbir bilim dalı da yoktur.
Matematik, insanoğlunun biricik ortak dili olan bir bilimdir. Matematik bir sanattır. Öğrenim görmemiş olsa bile her insan saymayı bilir. Büyük – küçük, az – çok, uzun – kısa gibi mukayeseleri yapar. Tam sayılarla toplama ve çıkarma işlemlerini yapabilir. Bunlar matematiğin temelidir. En az matematik bilen kişi konuşma dilinden matematiği silse, günlük yaşamında nasıl zorluklarla karşılaşacaktır? Bunu düşünmek bile matematiğin insanlığın ortak dili olduğunu göstermeye yeter.(Sayıların Dili,Oyun, 2008)
Kısacası matematik insan aklının yarattığı en büyük değerdir. Evrenselliği onun gücüdür. Çağları aşarak bize ulaşmıştır. Çağları aşarak yeni kuşaklara ulaşacaktır. Büyüyerek, gelişerek, insanlığa hizmet edecek; her zaman taze ve doğru kalacaktır. Hiçbir dil, din böylesine kalıcı ve etkin olmamıştır.(etudio.biz/etidio/agora/bilim/math.)
Matematik, birçok bilim dalının kullandığı bir araç olmasının yanı sıra modern insanın objektif ve özgür düşünmesine, özgüveninin artmasına, karşılaştığı problemlerdeki sebep - sonuç ilişkilerini açıklamasına katkıda bulunacak yetenek ve becerilerinin gelişmesine yardımcı olmaktadır.
Matematik, genel mantığın uygulama alanı ve insan zekasının bu yolda işlemesi görevini görür. Ayrıca; mekanik, fizik, astronomi bilimlerinin de temelini teşkil eder. Bunların dışında, sosyal bilimler, tıp, jeoloji, jeofizik, psikoloji, sosyoloji ve iş idareciliği gibi alanlarda da matematiğe geniş bir şekilde ihtiyaç duyulmakta ve matematik bu alanlarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Yolda yürürken gördüğünüz binalar, taşıtlar ve yollar hep matematik ve mühendisliğin ortaya koymuş olduğu tasarımlardır. Bu da çok soyut bir bilim olan matematiğin, ikinci elden pratik hayata da tesir ettiğini göstermektedir. İlköğretimin ilk yıllarından itibaren matematikle tanışan çocukların matematik hakkındaki ön yargılarını değiştirmek için, matematiğin gerçek hayatta kullanım alanlarını örneklerle açıklamak gerekir. Matematiğin günlük yaşamın her evresinde karşımıza çıktığı ve bizim hayatımızı kolaylaştırdığı da unutulmaması gereken bir gerçektir. Matematiğin önemini kavrayan birey matematik dersinin gerekliliğini farkına varır ve matematikle ilgili becerileri kazanmaya istekli olur.
Matematik dersinin fen bilimlerine, sosyal bilimlere hatta güzel sanatlar ve estetiğe olan katkıları bilinmektedir. Bu gerçek gelişen teknoloji ve toplumun ihtiyaçları da göz önüne alınarak ilköğretimden itibaren öğrencilere matematiği en iyi şekilde öğretebilmek ile ilgili çeşitli araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalar sonucunda elde edilen bulgular; soyut bir bilim olan matematiğin mümkün olduğunca düzenlenecek öğrenme durumları ile somutlaştırılması gerektiği noktasında birleşmektedir. Konu anlatımlarında kavram bilgisi ön plana alınmalı ve yeterince işlenmelidir. Ardından işlem ve öğrenilen bilgilerin günlük hayata uygulamalarına yer verilmelidir. (www.egitimbilimi.com)
Günümüzde yetişkin bir bireyin temel matematik bilgi ve becerilerine sahip olmadan toplum yaşamını sürdürebilmesi olası olmadığı söylenmektedir. (MEB, 2009)
Matematik eğitiminin örgün eğitim içinde önemli bir yeri vardır. Matematik dersine verilen önem ilköğretimde matematik ders saatlerin fazla olmasından anlaşılmaktadır.
Matematik disiplininin alt öğrenme alanı olan Geometri, dar sözlük anlamı ile “yer ölçüsü” demektir. Matematiğin önemli bir kolu olarak geometri, insanoğlunun doğayı nasıl algıladığı ile yakından ilişkilidir. Doğayı daha iyi anlayabilmek ve modelleyebilmek için geometriye gereksinim vardır. (http://www3.itu.edu.tr/~kkocak/fraktal_yazi.htm)
Matematik olgusunun ilk esin kaynakları doğa ve yaşamdır. Matematiğin Geometri yanını doğa ile ilişkilendirmek daha kolay ve gereklidir. İnsanın geometri adına yaptığı, doğada var ve yadsınamaz gerçekleri görmek, bunlar arasındaki ilişkileri keşfederek soyut alanda (zihinde) bu ilişkileri yeni gerçek ve yeni ilişkilere götürmek olmuştur. Her çocuk, gelişim sürecinde insanlığın geometri bağlamında yaşadıklarını yaşayacaktır. Çağdaş eğitim bilimciler çocukların eğitim - öğretim sürecinde (özellikle ilköğretimde) çevreyi ve olayları eleştirel biçimde gözleyip akranları ile görüş alışverişinde bulunarak - öğretmenin düzenleme ve yol gösterme dışında öğrenci adına hiçbir ek eylemde bulunmadığı ortamlarda - bilgi kazanması gerektiğini savunmaktadırlar. Bu eğitim - öğretim türüne matematik dili ile “Realistik Eğitim (gerçekçi eğitim)” denmektedir. Bu yüzden; çocuğun geometri adına yapacağı tüm zihinsel ve bedensel etkinlikler, kavram ve bilgileri ilk defa kendisi bulmuş ve kazanmış duygusu içinde gerçekleşmelidir. (http :// yayim. meb. gov.tr/ dergiler /157/ develi.htm)
Geometri, matematiğin günlük hayatta kullanılan önemli parçalarından biri olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, odaların şekli, süslemelerde kullanılan şekiller… Bundan binlerce yıl önce gelişmeye ve medenileşmeye başlayan toplumlarda tarla ve bağlar gibi bölünerek işlenen arazi parçalarında; tapınaklar, sinagoglar, katedral - kilise ve cami gibi toplu ibadet yerlerinde; su kanalları, köprüler, kervansaraylar gibi ulaşımla ilgili yapılarda; han, kral, padişah ve imparator sarayları, türbeler, Firavun Mezarları ve şehir surları gibi yapılarda ve günümüzde her türlü mimari eser ve çok sayıda modern teknik geometrinin etkisi hüküm sürmektedir. ( http: //www. matder.org.tr/index. Php ?option =com_content&view=article&id=79:gecmisten-gunumuze-geometri-geometri-ogretimi-ve-oklid-disi-geometrilerin-ogretimdeki-yeri-ve-onemi-&catid =8:matematik-kosesi-makaleleri&Itemid=172)
İlk çağlarda mağara duvarlarına çizilen resimlerin bile geometrik izler taşıdığı bilinmektedir.
Matematiğin günlük hayatımızın bir parçası olduğu ve ilk eleştirel geometrik gözlemlerin yapıldığı, sezgilerin oluştuğu, kavram ve bilgilerin kazanıldığı dönemin ilköğretim olduğu düşünüldüğü zaman, ilköğretimde geometri öğretiminin önemi sonraki dönemlere oranla daha büyük olduğu anlaşılmaktadır.
Geometri öğrencilerin içinde yaşadıkları dünyayı daha yakından tanımalarına ve değerlerini takdir etmelerine yardım eder. Örneğin; Gök cisimlerinin şekil ve yörüngeleri birer geometrik şekildir.
Geometri bilim ve sanatta da çok kullanılan bir araçtır. Örneğin; mimarların, mühendislerin geometrik şekilleri çok kullandıkları, kimyada da geometrik özelliklerin çokça kullanıldığı görülmektedir.
Öğrencilerin geometri ile tanışması matematikle tanışması ile aynı zamana denk gelmektedir. İlköğretimin ilk yıllarından itibaren geometri öğrenme alanının da temelleri atılmaya başlar. Fakat öğrencilere çok soyut gelen bu kavramlar öğrenciler tarafından öğrenilirken bir çok güçlükle karşılaşılmaktadır. Öğrenciler çoğu zaman kavramları ezberlemeden öteye gidememektedirler.
Öğrenenlerin Geometri ile ilgili bilgilere; ileride bir çok meslek alanlarında karşılaşacakları, bu bilgilerin onlara bir meslek kazanırken yardım edeceği ve meslek hayatlarında başarıya ulaşmalarına katkıda bulunacağı yadsınamaz bir gerçektir.
Bu bilgiler ışığında; geometri öğrenme alanında; somut işlemler dönemindeki ilkokul 2. sınıf öğrencilerinin eğitim ihtiyaçlarının belirlenmesinden yola çıkarak onlara göre çok soyut olan geometri bilgilerini kazandırmaya yönelik bir öğretim tasarımı amaçlanmaktadır.
-
Dostları ilə paylaş: |