Oruç, Allah Teala’nın rububiyetinin daha iyi anlaşılmasını sağlayarak, kulluğumuzu daha samimi ve daha gayretli yapmamıza vesile olur.
İnsanı en mükemmel bir şekilde yaratan Allah Teala onun ihtiyaç duyduğu yeme ve içme gibi hayati ihtiyaçlarınıda gidermiştir. Bununla birlikte ramazan ayı gibi zamanlarda kısıtlama getirerek bu nimetlerin sahibinin kendisi olduğunu fiili olarak insanın nefsine hissettirmiştir. Bu haletteki bir Müslüman da kulluğunu daha samimi ve daha çok yapma gayreti içerisinde olacaktır. Çünkü Rabbinin kendisine yaptığı ikramları görmektedir. Bu nimetler karşısında ne kadar ibadet yapılsa azdır. “O size istediğiniz her şeyden verdi. Allah'ın nimetini sayacak olsanız sayamazsınız. Doğrusu insan çok zalim, çok nankördür!”2
Oruç, takvaya sebep olur
Bir çok ibadette olduğu gibi oruçta insanı günahlardan uzaklaştırarak, ibadetlerde devamlılığı sağlayarak daha çok Rabbimize yakınlaşmamızı sağlar. “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.”3 Bu ayeti kerimenin sonunda takvaya ulaşmanın yolunun farz olan orucu tutmakla varılacağını Allah Teala bizlere haber vermektedir. Cennet ise takva ehli için hazırlandığını şu ayeti kerime haber vermektedir: “Rabbinizin bağışına ve takvâ sahipleri için hazırlanmış olup genişliği gökler ve yer kadar olan cennete koşun!”4
Oruç, kanaate sebep olur
Nimeti bol bulan birçok insan maalesef saçıp savurmaktadır. Oruç ibadeti bu saçıp savurmaya dur demektedir. Yeme ve içmeden uzak kalan insan yavaş yavaş israftan uzaklaşmakta ve nimetleri yerli yerinde kullanmaya alışmaktadır. Çünkü dinimiz israf etmeyi yasaklamaktadır. “Yeyin, için, fakat israf etmeyin; çünkü Allah israf edenleri sevmez.”5 Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Kanaat bitmeyen bir hazinedir”6“İktisat eden geçim sıkıntısı çekmez”7
Oruç tutarak acıkan ve susayan müslüman, iftar vaktin Allah Teala’nın nimetlerine kavuşup yeyip içtiğinde nimetlerin değerini daha çok hissetmiş olarak daha çok şükredecektir ki bu da kişinin devamlı olarak şükrünü artıracaktır. "Hatırlayın ki Rabbiniz size: Eğer şükrederseniz, elbette size (nimetimi) artıracağım ve eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok şiddetlidir! diye bildirmişti."8
Oruç, hayata çekidüzen verir
Oruç, vakti belirli bir ibadet olması hasebiyle günlük hayatımızı iftar, sahur ve beş vakit namaza göre hayatımızın akışını ayarlarız. Bu halimiz hem ibadetlerimizi vakti vaktine yapmamıza ve hem de dünyalık işlerimizi daha düzenli takip etmemizi sağlar. Böylelikle müslüman hem tembellikten kurtulur hem de dünya ve ahiret ameli hususunda daha başarılı olur.
Bunun için Peygamberimiz (sav), önce iftar yapıp sonra akşam namazı kılmamızı ve sahura kalkmamızı tavsiye etmekte ve sahurda bereket olduğunu haber vermektedir. “Enes radıyallahuanh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Sahur yapınız, zira sahurda bolluk-bereket vardır."9 "Oruç açmakta acele ettikleri sürece müslümanlar hayır üzere yaşarlar."10
Oruç, tövbe imkanı sağlar
Ramazan, yoğun bir ibadet ayı olması, sevapların kat kar verilmesi, Allah’ın rahmetinin ve mağfiretinin bol bol indiği ay olmasından dolayı müslümana bağışlanmak için daha büyük bir fırsat sunulmaktadır. Bu vesileyle diğer aylardan daha çok bu ayda tövbe istiğfarda bulunabiliriz. Peygamberimiz (sav), peygamber olduğu halde günlük çokça tövbe istiğfarda bulunurdu. Bizlerin günahları daha çok olduğuna göre bizler günlük olarak daha çok tövbe etmeliyiz, rabbimizin bizleri bağışlaması için yalvarıp yakarmalıyız.
Kur’an’ı Kerimde AllahTeala şöyle buyuruyor: “Ancak tevbe ve iman edip iyi davranışta bulunanlar başkadır; Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.”11
Oruç, Kur’an üzerinde tefekkür etmeyi sağlar
“Ramazan ayı ki onda Kuran, insanlara yol gösterici ve doğruyu yanlıştan ayırıcı belgeler olarak indirildi.”12 Ramazan ayı oruç ayı olduğu gibi aynı zamanda Kur’an ayıdır, Kur’an’ın indirilmeye başlandığı bir aydır. Bu mübarek ayda daha çok Kur’an okumalı ve manası üzerinde de düşünmeliyiz ve şu soruları kendimize sormalıyız: Okuduğum bu Kuran’ın emirlerini ne kadar yerine getiriyorum? Yapmadığım ibadetler var mı? Kur’an’ın yasakladığı şeylerden yaptıklarım var mı? Gibi sorularla hep nefsimizi sorguya çekmeliyiz, daha hassas bir hayat yaşamaya dikkat etmeliyiz.
Oruç, sağlıklı olmamıza katkı sağlar
Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız”13 Hastalıkların sebeplerinden biriside çok yemektir, abur-cubur atıştırmaktır. Oruç ise sahurdan iftara kadar yememizi engellediğinden dolayı midemiz ve bütün vücudumuz rahat etmektedir. Böylelikle az yemeye alışırız, neticede de daha sağlıklı oluruz. Dinin emirlerine riayet eden Müslümanlar hem dünya da hem de ahirette rahat ederler.
Oruç, dini pratiklerimizi çocuklarımıza aktarmamıza vesile olur
Ramazan ayı ibadetlerin yoğun olarak yaşandığı bir aydır. Çocuklarımızı da bu aydan azami derecede istifade ettirmeliyiz. İftarımızı çocuklarımız ile birlikte açmalıyız, teravih namazına birlikte gitmeliyiz, bazen de sahura kaldırmalıyız ki çocuklarımız yavaş yavaş ibadetlere alışsınlar. Beş vakit namazda böyledir, çocuklarımız ile birlikte kılmalıyız. Böylelikle ramazan ayı, dini değerlerimizi çocuklarımıza aktarmada büyük bir fırsat olur.
Oruç, günahlarımızın affına vesile olur
İbadetlerimiz hem sevap kazanmamıza hemde günahlarımızın silinmesine sebep olur. Ebû Hüreyre radıyallahuanh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallalllahu aleyhi ve selem şöyle buyurdu: "Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."14
Oruç, zenginler ile fakirler arasında yardımlaşmaya vesile olur
Oruç tutan bir zengin fakirliğin girdabında çırpınanların derdinden daha iyi anlar, onlara daha çok elini uzatır, zekatını , fitresini ve sadakasını verir. Buna mukabil fakirde zenginler için dua eder, onların mallarının ve işlerinin bereketli olmasını ister. Böylelikle zenginler ile fakirler arasında kaynaşma olur, bu da toplumun huzurunun artmasına sebep olur.
Oruç, nefsimizdeki gurur ve enaniyeti mahveder
Nefsimiz bazen şımarır, istediğimi yaparım, bana kimse karışamaz, kafama göre takılırım gibi laflar söylemeye başlar. Böylece kendini üstün görür, insanlara hava atar, neticede manevi bir hastalık olan gurur hastalığına yakalanır. İşte böyle bir kişi için oruç büyük bir fırsattır, nefsin gururunun yok olmasına sebep olur. Çünkü oruç tutan kişi hisseder ki ben kulum, herşeyin ve bedenimin sahibi ise AllahTeala’dır, o ne emrederse ben onu yaparım, ben onun askeriyim. Benim sahip olduğum her şey Allah Teala’nın bana ikramıdır. Bundan dolayı gururlanmaya hakkım yoktur.
Oruç, sabrımızın güçlenmesini sağlar
İnsanoğlu aceleci bir varlıktır, küçük bir sıkıntıda öfkelenir, çevresine zarar vermeye kalkar. Oruç insanın sabırlı olmasına katkı sağlar. Acıkıp susandığı halde orucunu yemez, hele biraz daha sabır, hele biraz daha sabır diyerek orucunu tamamlar ve böylelikle de sabır gücü artmış olur. “Ey iman edenler! Sabır ve namaz ile Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.”15Sabır ve namaz, nefsin kötü arzularına karşı en büyük silahtır. Haydi silahımızı kullanalım.
Oruç, yalnız dünya için yaratılmadığımızı bizlere hatırlatır
Kişi hem dünya için ve hemde ahiret için yaratılmıştır. Bu ikisini de kazanabilmesi için dengeli hareket edip ikisine de zaman ayırmalıdır. Oruç tuttuğumuz zaman bu dengeyi daha iyi anlamış oluruz. “Allah'ın sana verdiğinden (O'nun yolunda harcayarak) ahiret yurdunu iste; ama dünyadan da nasibini unutma. Allah sana ihsan ettiği gibi, sen de (insanlara) iyilik et. Yeryüzünde bozgunculuğu arzulama. Şüphesiz ki Allah, bozguncuları sevmez.”16
Oruç kişinin mutlu olmasına sebep olur
Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."17
Sonuç:
Her ibadet Allah Teala emrettiği için yapılır, hikmetlerini bilmek şart değildir. Fakat hikmetlerini ve dünyevi ve uhrevi faydalarını bilirsek o ibadetin önemini daha iyi kavrarız ve daha çok yapma gayretinde oluruz. Bir hadisi şerifle konumuzu bitirmiş olalım.
Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: “Ey Ka’b! Namaz kişinin Müslüman olduğuna delildir. Oruç ise sağlam bir kalkandır. Sadaka vermek, suyun ateşi söndürdüğü gibi günahları silip süpürür. Ey Ka’b! Haramla beslenerek teşekkül eden et ve kemiklere ancak ateşte olmak yaraşır.”18