Pazırık Halısı



Yüklə 4,14 Mb.
tarix28.06.2020
ölçüsü4,14 Mb.
#102702

Bugüne kadar bilinen en eski Türk halısı,Altay dağları eteklerinde Pazırık bölgesinde Sovyet arkeoloğu Rudenko tarafından 1947 ila 1949 yılları arasında yapılan arekolojik kazılardan çıkarılmıştır.M.Ö VI ilâ M.S XI yüzyılları arasında bu bölge ve buranın batı Moğolistan’a kadar olan uzantısı tamamiyle Türk kabileleriyle meskundu.Türklerin bu en eski yurtlarında ”kurgan” adını verdikleri mezarlarında (tulumus) yapılan arkeolojik kazılarda binlerce buluntu gün ışıgına kavuşturulmuştur.Bunlar arasında Altaylarda bulunan ”Pazırık kuargan” larının (M.Ö IV ilâ III yy. ) yapıldıklarının akabinde içine dolan yağmur sularının hemen donmasından ötürü mezar odasının içi tamamiyle donmuş dolayısıyla ölü ile beraber gömülen bütün eşya,yaklaşık 2500 yıl kadar çürümeden günümüze kadar ulaşabilmiştir.

Pazırık Halısı

Beşinci Pazarık Kurgan’ında mumyalanmış cesedin yanında 1.89x2m. kareye yakın ebatta yünden çok ince ve sık olarak Türk ilmesi ile dokunmuş bir halı bulunmuştur.Halen Leningrad ”Hermitage müzesinin” vitrinlerinde teşhirde bulunan,erişilmiyeck bir ustalıkla dokunmuş bu eşsiz eser’in 1 cm. kare 36 ilme,bir metrekare de ise 360.000 Türk ilmesi atılarak dokunduğu yapılan incelemelerden anlaşılmıştır.Altaylarda beşinci Pazırık kurganından çıkartılarn ilk Türk halısından ayrı olarak, Doğu Türkistan bölgesinde Uygur Türkleri’nin yaşadıkları bölgede bir çok küçük halı parçaları bulumuştur.İlk olarak Sir Aurel .Steib 1906-1908 yılarında bu bölgede yapmış oldugu kazılarda Lou-Lan koyu mezarlarında ve Lop-Nor’da bir Stupa’da halı parçaları bulmuştu.Bulunan bu halıların komozisyonlarını baklavalar ve şeritler, stilize edilmiş çicekler süslemekteydi.Bunların en önemlileri bügün Hindistan’da Yeni Delhi müzesinde, geri kalan iki, üç örnekte Londra’da British Museum’da sergilenmektedir.Daha sonra Von Le Coq 1913 de Doğu Türkistan’ın Turfan bölgesi ve civarında araştırmalarını sürdürürken Kızıl’da bir mabedin Kubbeli odasında bir çok değerli halı parçaları bize Asya’da gelişen ”halı sanatı” hakkında geniş ve sağlam bilgiler vermektedir.13. YY. kalan selçuklu halıları: Anadolu Selçuklularının başkenti Konya’da Alâddin Camiinde bulumuştu.Bunların adedisekiz olup halen İstanbul’da Türk ve İslam eserleri müzesinde teşhir edilmektedir.Beyşehir camii içinde bulunan diğer Selçuklu halıları ise…Bunlar üç adettir ve biri kayıptır.Bu son bulunanlar da Konya’da Mevlana Müzesin’de teşhir edilmektedir.Bütün bu Selcuklu halıları nın hepsi Türk veya Gördes düğümü adını alan çift düğümlü(ilmekli) sağlam halılar olduğu bilinmektedir.Renk ve kompozisyon bakımından bu halılar o kadar ahenkli zengin bir gelişme göstermiştir ki ,bu kadaryüksek sanat olgunluğuna ancak uzun bir gelişmeden sonra varılabileceği şüphesizdir.



Anadolu Selçuklu Halısı,13. yüzyıl,Türk ve İslam Eserleri Müzesi,İstanbul

Selçuklu halılarının renklerine gelince;umumiyetle koyu mavi ve koyu kırmızı zemin üzerine dokunan motifler açık mavi ve acık kırmızı renktedir.Nadiren sarı ve yeşil gibi başka renklerde kullanılmışsada, açık ve koyu renklerin çeşitli nüansları sayesinde dinlendirici ve ahenkli, gözü okşuyan bir harmoni meydana getirilmiştir.Bakllava, yıldız ve çevresi çengel motifleri ile kablı sekizgenler en çok görülen nakışlardır.Selçuklu halılarının en karakteristik vasfı ise iri kufi yazılardan meydana gelen geniş bordürlerdir.Kufi harflerin uçları ise üçgenlerle nihayetlenmektedir.Eski Kahirede Carl Lamm tarafından yapılan kazılarda gün ışıgına kavuşturulan ve işveç’e götürülen bazı halı parçaları arasında yedi tanesinin Selçuklu halısı oldugu anlaşılmıştır.Bugün bu halılar İşveç müzesinde teşhir edilmektedir.14 ve 15. yüzyıllarda Avrupalı ressamların tablolarında, Anadolu’dan gitme hayvan figürlü halıların resmedilmiş oldugu müşahede ediliyor.Bu halıların zemini karelere bölünmüş ve bu karelerin içine üsluplaşmış hayvan figürleri yerleştirilmiştir.Bu grubun halıları arasında, stilize hayat ağacının iki yanına simetrik düzende yerleştirilmiş stilize kuşlar veya hayvanfigürlerinin yer almış olduğu da görülür.Bu tip halılar arasında birbirleriyle mücadele eden hayvan figürleriyle bezenmiş kompozisyonlara tesadüf edilmektedir.Berlin Bergamon Müzesinde bulunan ejder ile Simurg kuşunun mücadelesini aksettiren komposizyonla süslü halı’da oldugu gibi.



Hayvan figurleri halılar 15. yüzyılın sonunda yavaş yavaş kayıbolur ve yerlerini geometrik motifli halılara bırakırlar.16. yüzyılın sonuna kadar, ”Holbein” in tablolarında rastladıgımız ve ”Holbein halıları” diye adlandırdıgımız bu halıların birkaç zemin kombosizyonu oldugu tespit edilmiştir.Bunlar dört tiptir ve biri ise holbein’in tablolarında hiç görülmez.Birinci tip’de zemin dekorasyonu geometrik motiflerin kaydırılmış eksenlerle alt alta sıralanmasından meydana gelmiştir.Lacivert veya kırmızı zemine; krem,kırmızı veya lacivert renklerle, kaydırılmıs eksen ile bir sıra içi örgülü baklava biçimli rozetlerle kompozisyon düzenlemiştir.Kenar bordürlerinde ise kırmızı üzerine örgülü kufi yazıdan gelişen bir nakış düzeni bütün halı zeminini çevreler.

Hans Holbein tablosunda Uşak halısı

Holbein halılarının üçüncü ve dördüncü tipinde zemin iki veya dikdörtgenle belirlenmiş içine sekizgen rozet ve yıldız motifleri yerleştirilmiştir. Bu günün Bergama halıları bu tip’in bir devamıdır. “Holbein halılarının” ikinci tipi ise; kırmızı zemin üzerine sarı renkte sekizgen ve haç biçimli bitki motiflerinin kaydırılmış eksenle kompozisyonu meydana getirilmiştir. Bu halı tipi Holbein tablolarında görülmeyip, Venedikli ressam Lorenzo Lotto’nun tablolarında rastlandığı için bu tip halılara “Lotto halıları” da denir.



Lorenzo Lotto tablosunda Uşak halısı

Onaltıncı yüzyılda klasık Osmanlı halılarının en parlak devri Uşak ve çevresinde dokunan halılarla başlar.”Uşak halıları” Anadolunun en önemli grubunu meydana getirir.


Daha geçen yüzyıldabu bölgeden ,her yıl 250.000 metre kare “Uşak halısı ” İngiltere’ye ihraç edilmekteydi.Bu halılarda koyu gül kurusu (kırmızı),koyu mavi ve parlak sarı en çok kullanılan renklerdir.Ayrıca yeşil ve açık mavi renklere de rastlanır..Çok zengin çeşitleri olmakla beraber iki ana tipi ok popilerdir.

Birincisi “Madalyonlu Uşak” grubu(halısı) adı altında tanınır ve merkezde büyük bir madolyon ,köşelerde dörtte bir madolyonlarla kompozisyonu meydana getirilmiş ve zeminde çok grift(birbirine gecen)) bitkilerle desen şeması tamamlanmıştır.


İkinci grup’ta “Yıldızlı Uşak” adı altında tanınır ve kompozisyona sıra halinde yıldız ve sekizgenler yerleştirilmiş ve içleride bitki motifleri ile zenginleştirilmiştir.
Bu iki tanınmış halı arasında “Madalyonlu halılar” çok daha yaygınlaşmıştı ve Avrupa’nın asil aileleri üzerlerinde kendi aile armaları bulunan “Uşak halılarını” atölyelere sipariş vermekteydiler.Böyle armalı halılardan dünya müzelerinde binlerce örnek vardır.

Ayrıca yine “Uşak halılarının” bir çeşidi olan “Kuşlu halı” adı ile anılan dünya müzelerinde çok tanınmış halı örneği de,aslında çiçek ve yaprak motiflerinin düzenlenmesinden meydana gelmiş Uşak halı grubunun en eski dokunan örneklerinden başka bir şey değildir.



16. yüzyılın ikinci yarısından itibaren diğer halı gruplarından daha farklı bir grubun Osmanlı İmparatorlugu sınırları içinde şöhreti yaygınlaşır ve daha sonra İmparatorluk sınırını aşarak Avrupa’da çok aranan bir halı tipi olur.Bu gruba ”Osmanlı Saray Halı”’ları adı verilmektedir ki bugün Hereke’de dokunan yün ve ipek halılarının bu gelenegi halen yaşamaktadır.”saray halılarının” kompozisyonlarında naturalist çicek ve yapraklarla bezenmiş zemin görülür.Bu halı tipi’nin benzerleri Mısır’da da dokunmuş olup esas dokuma merkezleri İstanbul ve Bursa’dır.

17. yüzyıl sonun ve 18. yuzyılın başında Anadolu’da fevkalade düzen, oturmuş bir anlayış, derinlik ve anaevi renk dünyası dolayısıyla batı pazarlarından büyük bir taleb vuku bulmaktadır.Avrupa, Amerika ve Arap ülkelerinde en çok aranılan ve beğenilen ipek halı tipide budur.Son derece sık ve ince dokundukları için bazen bir santimetrede ilme adedi 12 ila 14′e kadar çıkmakta, dolayısıyla santimetre karede ilme sayısı 200′e kadar varmaktadır.Bu son derece sık ve incecik dokunan mihrablı seccadeler dokunmaya başlanmıştır.Bunlar arasında Gördes , Kula, Ladik, Mucur, Kırşehir, Milas vs. gibi halı dokuma merkezlerini sayabiliriz.
Yüklə 4,14 Mb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin