Proje raporu
PROJENİN ADI: Otizmlilerin hayatı nasıl kolaylaştırılır?
Amaç:Otistik insanların yeteneklerini keşfederek onlara uygun iş ortamı sağlanması için çözüm önerileri sunmak
PROJENİN YAPILIŞI:
OTİZM = üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren, sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren, sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlıktır. Bu belirtiler otizmi, Asperger sendromu gibi daha hafif seyreden çeşitleri vardır.
Daha once otizm hakkında sosyal proje yapılmıs mı?
Konu ile ilgili 2 adet Tübitak projesi yapılmıştır.
1-Hatay bölgesinde yapılan projede Otistik anneler ve sorunları ile ilgili proje yapılmış,
2-Adana bölgesinde otizmli çocukların din öğrenimi hakkındaki becerileri üzerine çalışma yapılmış olup,
Bizim projemizin özgünlüğü Otizmlilere iş imkanı fırsatları ile ilgili çözüm önerşleri geliştirmektir.
2014 Mayıs ayı Tübitak Bilim Teknoloji dergisinde 8 sayfada Otizm li bireylere iş imkanı başlıklı yaısıve dünyanın %1 otizmli bireylerden oluşur haberi ile otizmle ilgili literatür taraması yapmaya karar verdik .
Yazılım alanında Dünya liderlerinden SAP(www.sap.com.türkey)66 bin çalışanından %1 ini otizmli bireyler den oluşacağını açıklayan sosyal projeyi 2020 yılına kadar devreye sokacağını belirtmesi üzerine ve 2 nisan Dünya Otizm Farkındalık Ayı olarak Birleşmiş milletlerin kabul etmesi sonucu Bizimde Otizmlilerin çalışma hayatına kazandırılmasına katkımız olur mu diye araştırma yapmaya başladık.
Bu bağlamda otizm ile ilgili ,kendi çabaları ile oluşturulmuş fedakar ailelerin kurduğu OTİZM dernekleri haricinde yardım alabileceğimiz kurum ,kuruluş ,oluşum bulamadık.
İzmir de faaliyet gösteren ve Uluslar arası otizm dernekleri üyesi de olan da İloder derneğinden DENİZ hanım ile görüştük.
Yine İstanbul’da faaliyet gösteren OTİZM derneği Tohum Otizm Vakfıyetkilisi NAZAN hanım ile telefonda görüştük.
Gördük ki;Otizm li aileler kaderlerine terk edilmiş ,kendi sorunları ile baş başa bırakılmış,çocukları sahipsiz bırakılmış,biz ölürsek bu çocuklara ne olacak diye düşünce içinde olduklarını gözlemledik.
Bu konu ile ilgili yasal düzenleme eksikliği olduğunu fark ettik ve konunun farkında lığının arttırılması için bir proje de biz yapmaya karar verdik.
Çünki,Kayseri Sosyal hizmetler il müdürlüğünden bir yetkili ile yaptığımız görüşmede otizmlilerle ilgili görev tanımlamaları olmadığını belirttiler.
Devlet aylık sadece eğitim amaçl500 TL ı ücret ödemekte,bu ücreti de eğitim kurumlarına ödemekte olup,Aylık 8 saat karşılığı yapılmaktadır.
Oysa Avrupa ülkelerinde bu rakam 30 saat dir.
Halbuki iyi bir eğitim ile çocuklar normale yakın bir şekilde düzelmektedir.(Otizm dernek yetkilileri nin ifadelerinr göre bazı aileler aylık 30.000 tl civarında özel eğitimle çocuklarını iyileştirebileceği ifade edilmektedir.
Literatür taraması:ayrıntılı çalışma aşağıda belirtilmiştir.
GİRİŞ:
Yapılan literatür taraması sonucunda İzmir ‘den İloder dernek yetkilisi Deniz hanım ve İstanbul Tohum otizm vakfı yetkilisi Nazan hanım ile görüştük.
Kayseri’de otizm derneği var mı? diye araştırma yaptık,Özal plaza da sadece küçük bir otizm derneği bulunduğu görülmüş ve ziyaret edilmiş ,yetkililerle görüşülmüş ve bilgi alınmıştır
Nazan hanım Deniz hanım diyor ki; bu çocukların ilgisizlik, sevgisizlik, yalnızlık,itilmişlik insanlardan korkmaları en büyük sıkıntımız diyorlar…..
Devlet bakım masrafı vermiyor ,günlük sadece 2 saatlik eğitim ücreti ödeniyor diyorlar.Çocuklarımız bizlerle beraber evlere yada biraz şanslı olanlar derneklere hapsediliyor diyorlar.
İtilmişlik içerisinde oldukları her hallerinden anlaşılıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar İl müdürlüğünden görüşü alındı ve kurumun sosyal hizmet alanında çalışma yaptığı,otizmlilerle ilgili görev tanımlamalarının olmadığı söylendi. alınacak
Projemizin özgünlüğü:otizmli bireylerin sorunlarına çözüm üretebilmek olup,bu bağlamda:çözüm önerilerimiz şu şekilde sıralanmıştır..
Öncelikle bu çocuklara sevgi ilgi göstermeliyiz .
Onları dışlamamalıyız .
Erken Tedavi çok önemlidir.yani çocuğunuzun otizm olduğunu erkenden fark ederseniz tedavisi mümkündür.Anne ve babalara otizm ile ilgili broşür-afiş-kamu spotu şeklinde basın ve iletişim araçları kullanılarak bilinçlendirme yapılmalıdır..
Bu çocuklar içerisinde çok yetenekli olanları var ve bu yeteneği ortaya çıkarmak gerek. Ama nasıl ? Bir çok araştırmalara göre spor egzersizi otistiklere çok iyi geliyor ve başarılı oluyorlar .Araştırmalara göre egzersiz yapmak beyni işlev halde tutar artık çocuk çevreden sıkılmaz ve rahat oluyor.
Belediyelerin spor merkezlerine belirli günlerde uzman eşliğinde spor egzersiz-yüzme vb her türlü sportif faaliyetler yapılarak sosyal sorumluluk çerçevesinde bu ailelerin sıkıntıları biraz hafifletilebilir..
Spor sağlığı destekler,aktif bir yaşam tarzı sağlar, çocuk sporla mutlu bir çocuk olabilir.
Aynı zamanda bireysel sorumluluğu da gelişir.
Pozitif etkileşim olanağını geliştirir,ortak ve kurallara uygun oyun becerilerini destekleyen doğal bir öğrenme ortamı sağlar.
Hareket eğitimi etkinlikleri ile çocukların birbiriyle iletişim kurma becerisi gelişir.
Çocuk spor yoluyla,hem akademik başarının yolunu açar hemde çevresini tanır, iletişim kurar ,kendine olan öz güveni yerine gelir, psikolojik açıdan kendini kontrol etmeyi öğrenir ve konsantrasyonu artar
Kendine güven duygusu aşılayıcı basit aktiviteler yapılabilir.örneğin at binme ve sonrasında AT BİNİCİLİĞİ SERTİFİKASI
Yüzme ve sonrası YÜZME SERTİFİKASI,
Güreş-teakwando-jimnastik vb.eğitimler verilip spor eğitim başarı SERTİFİKALAR verilerek güven duygusu aşılama yöntemi,
Trafik eğitimi verilerek FAHRİ TRAFİK MÜFETTİŞİ sertifikası verilmesi,
Hayvanlarla ve doğa ile ilgilenmeleri açısından Güvercin-tavşan- papağan-kanarya –balık vb. canlılarla ilgilenme ve sorumluluk alama konularında eğitilerek Zihinlerinin meşgul edilip kendi kendileri ile baş başa kalmamaları sağlanabilir…
Bu çocukların çok iyi birer montaj ustası olabileceği uzmanlar tarafından belirtilmektedir.çünkü bu kişiler hiç usanmadan bir işi saatlerce yapabilmektedirler.
Sosyal sorumluluk projesi kapsamında basit vida sıkabilecek bir montaj atölyesi kurularak hem iş hem de para kazandırılarak hayata tutunmaları sağlanabilir.
Zekası çok iyi olan ve ASPERGER olarak adlandırılan otizmli bireylerin zekalarından faydalanmak için Mimaride,teknik resim çizimlerinde ve bir yenilikçilik öncesi iş ve işlemlerin hazırlık aşamasında yeteneklerinden faydalanılabilir…
Çok duygusal oldukları için ve biraz eğitim aldıktan sonra iyileşenler için kendileri gibi olan çocuklara bakıcılık-eğitmenlik yapabilecek hatta bir miktar ücret alabilecekleri ortamlar çok daha verimli olacaktır.(çünkü,damdan düşeni en iyi damdan düşen anlar)
Özellikle üstün zekalı çocuklar kendilerini okulda gösteremeyince enerjilerini sarf edebilmek için,kendilerini gösterecekleri bir toplum edinebilmek ,için yanlış ortamları kendileri oluşturarak ve çok farklı-anormal suçlar işleyerek kendilerini göstererek ülkeye –topluma yük olmaktadırlar.Matematiği-fen bilimlerini yapamayanın zekası düşük diye nitelendirmeden vazgeçilmeli…. Örn Albert Einstein
Sevgi ,ilgi,eğitim otistiklerin iyileşmesi için en önemli faktördür.Yeter artık ilaçlarla çocukların beyinlerini zehirlemeyelim.
Eczaneler de bile reçetesiz veriyorlar , bu ilaçlar sadece bir iki saat beyni sakinleştiriyor anne baba biraz dinlesin diye.
Yoğun çalışmaları gerek normal çocuktan iki kat daha fazla gündelik en az 8-9 saat yoğun çalışma sonucu ortama uyum sağlayabilmektedirler.
Onlarda normal insan gibi davranırsak onları topluma kazandıra biliriz. Ama maalesef onlar için bir ortam kurmuyoruz. küçük bir dünya.Ve o küçük dünyalarında her şey olacak, olacak ki kendi yeteneklerini keşfedebilsinler.
Bu çocuklar için bir ortam ,yurt,barınak, yardim yok .Kimse el uzatmıyor her kes çekiniyor dışlıyor bu çocukları.
Bu davranışları bireyin devlet desteği olmadan yapması olanaksızdır.Devletin bu durumla mutlaka ilgilenmesi gerekir.
Dikkatini başka alanlara dağıtmak,ilgi alanlarını genişletip çoğaltmak,çevreyi görmesini sağlamak gerekir.
Otistik çocuklarında istek ve ihtiyaçlarının diğer çocuklar gibi olduğunu bilmeliyiz.
Farkına varmadan ,yanlış davranarak ,çocuğun uygunsuz davranışını pekiştirmemeliyiz.
Konuşmadan ihtiyaçlarını karşılayamayız.
Konuşma organları karmaşıkta olsa kullandıkça gelişir…
Gebelikte alınan folik asit otizm riskini %40 azaltıyor: mutlaka hamilelikte doktor kontrolünden geçirilmesi gerekmektedir.
Buğday ununa folik asit ekleme çalışmaları planlanmaktadır.
Organizmalarda oluşan hasarı tamir edebilen ve DNA sentezi için vazgeçilmez olan folik asit, yeşil yapraklı sebzelerde ,bezelyede,pirinçte,havuçta ve yumurtada bulunuyor.
ABD’de Kanada ve Şili’de folik asit buğday unlarının içine dahil ediliyor .Böylelikle vitaminin tüketimi kolaylaştırılıyor..
Doğal Beslenip,, Otizm’e Dur diyebiliriz…
100 yıl önce dünyamızda ne yok ise otizm’i etkileyen faktörler onlardır.
En başta ağır metaller geliyor tabi ki .Aağır metal unsurlarından uzak durmak çok önemlidir.çünkü,ağır metalleri insan vücudu hic bir zaman atamamaktadır.
Anne adaylarının ağır metal temizliği yapmaları gerekir…
Son yıllarda otistik çocukların ağır metal uzaklaştırıcı kelasyon tedavisinden %75 oranda fayda gördükleri bilinmesi, ağır metal etkisinin ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ağır metallerden kaçışın mümkün olmadığı günümüz yaşam koşullarında hiç değilse çocuk sahibi olmaya karar veren çiftlerin” ağır metal tahlili” yaptırmaları, çocuklarımız geleceğini düşünme ve haklarını koruma konusunda önemli bir önlem almalıdır.Amerika otizm araştırma birliği tarafından yapılan yapılan bir çalışmada ailelere çocuklarının en çok hangi tedaviden fayda görüldüğü sorulmuş . her dört çocuktan üçü ağır metal temizliğinden fayda gördüklerini belirtmişler. (Bu yayının orijinal ve Türkçesinin www.beyindoktoru.com )
Önce doğal beslenme sonra spor ve ağır metal atıcı yöntemlerinin uygulanması hasta insana da sağlıklı insana da faydalıdır…
Sonuç:
ilgisiz, sevgisiz, yalnız,itilmişlik insanlardan korkan,bu çaresiz,maddi destek bulamayan,çocukların annelerle birlikte evlere hapsedildiği aileler de bizim toplumumuzun en temel üyesi olup,
bu çocuklara sevgi, ilgi ve onları dışlamadan.Erken teşhis edilebilen Tedavi çok önemlidir.Anne ve babalara otizm ile ilgili broşür-afiş-kamu spotu şeklinde basın ve iletişim araçları kullanılarak bilinçlendirme yapılmalıdır.Bu çocuklar içerisinde çok yetenekli olanları var ve bu yeteneği ortaya çıkarmak gerek. Spor egzersizi otistiklere çok iyi geliyor ve başarılı oluyorlar .
Belediyelerin kuracağı spor merkezlerinende belirli günlerde uzman eşliğinde spor egzersiz-yüzme vb her türlü sportif faaliyetler sıkıntıları biraz hafifletilebilir..
Doğal bir öğrenme ortamı sağlar. Çocukların birbiriyle iletişim kurma becerisi gelişir.
Bu çocuklara AT BİNİCİLİĞİ SERTİFİKASI, YÜZME SERTİFİKASI, spor eğitim başarı SERTİFİKALARı, FAHRİ TRAFİK MÜFETTİŞİ sertifikası,Hayvanlarla ve doğa ile ilgilenmeleri sonucu Zihinlerinin meşgul edilip kendi kendileri ile baş başa kalmamaları sağlanabilir…Küçük montajlama atölyesi kurarak hayata ve kendilerine ,ülkeye katma değer olabilir. ASPERGER olanlar Mimaride,teknik resim çizimlerinde ve bir yenilikçilik öncesi iş ve işlemlerin hazırlık aşamasında yeteneklerinden faydalanılabilir…
iyileşenler için kendileri gibi olan çocuklara bakıcılık-eğitmenlik yapabilecek hatta bir miktar ücret alabilecekleri ortamlar çok daha verimli olacaktır.(çünkü,damdan düşeni en iyi damdan düşen anlar)
.Matematiği-fen bilimlerini yapamayanlar da (Örn Albert Einstein)kendilerine yaşam alanı bulabilecek hatta dahilerimiz olabilecektir.
Devletin bu durumla mutlaka ilgilenmesi gerekir.
Farkına varmadan ,yanlış davranarak ,çocuğun uygunsuz davranışını pekiştirmemeliyiz.
Konuşmadan ihtiyaçlarını karşılayamayız.
Yeni otistik bireylerin oluşmaması için Uzman tıp eğitimi vatandaşlara verilmeli,
çok tüketilen gıdalara folik asit katılımı vb basit önlemler alınmalıDoğal Beslenme özendirilmeli,
çocuk sahibi olmaya karar veren çiftlerin” ağır metal tahlili” yaptırmaları sağlanmalı ve ağır metaller hayatımızdan tamamen çıkarılmalı
Yöntem:
Projemizde bireylerle Kayseri de görüşülmüş,Ankara,İstanbul,ve İzmir de dernek yetkilileri ile görüşülerek sorunlar ulusal bazda ele alınmış olup tüm Türkiye’de sorunların aynı olduğu sonucuna varılmıştır.
Bulgular:
Aylık 30 bin lira lık eğitim ile otistik bir çocuk iyileşebilmektedir.
Otizm bir nörolojik hastalık değildir.
Eğitim ve erken teşhis ile %90 düzelmektedir.
Aileler dertleri ile baş başa bırakılmıştır.
Devlet sadece eğitim amaçlı eğitim kurumlarına Aylık 8 saat karşılığı ü 500 tl ücret vermektedir.
Bu insanların ASPERGER DENİLEN ÇEŞİRLERİ olağan üstü zeka, kabiliyet sahibidir.
Sonuç ve Tartışma:
1-İlgi sevgi egzersiz spor uygun eğitim %90 hastalığı tedavi etmektedir.
Burada devletin sosyal sorumluluk görevi devreye girmelidir….
2-doğal öğrenme ortamları daha profösyönelce yaoılmalıdır.
3- Bu çocuklara AT BİNİCİLİĞİ SERTİFİKASI, YÜZME SERTİFİKASI, spor eğitim başarı SERTİFİKALARı, FAHRİ TRAFİK MÜFETTİŞİ sertifikası,Hayvanlarla ve doğa ile ilgilenmeleri sonucu Zihinlerinin meşgul edilip kendi kendileri ile baş başa kalmamaları sağlanabilir…Küçük montajlama atölyesi kurarak hayata ve kendilerine ,ülkeye katma değer olabilir. ASPERGER olanlar Mimaride,teknik resim çizimlerinde ve bir yenilikçilik öncesi iş ve işlemlerin hazırlık aşamasında yeteneklerinden faydalanılabilir…
4-devlet olarak bu çocuklara sahip çıkılırsa Fazıl SAY lar-Albetr EİNSTEİN’ler ortaya çıkması mümkündür.
5-Hayvanların hakkı olduğu bu dünya’da insanlarda tedavi amaçlı ilaçlarla uyuşturulmamalı
6-doğal beslenme ve beslenme ürünlerine folik asit gibi kimyasallar katılarak hamilelik süreci desteklenebilir.
7-her konuda karşımıza çıkan ağır metallerin bir zararı daha ortaya çıkarılmıştır.
8-SAP yazılım şirketi yazılım konusunda 66 bin çalışanının %1 ini 2020 yılına kadar otizmlilerden oluşturacağını ifade etmektedir.(bilim TeknikMayıs 2014)
Dünya da nüfusun %1 i yaklaşık 60milyon eder. Acaba bu kadar insana iş bulunabilecek mi diye hep beraber çaba sarf etmeliyiz….
Kaynaklar...kaynak olarak elektronik ortam bilgileri ,Ankara-İstanbul-İzmir-Kayseri otizm dernek yetkilileri ve dernek çalışmalarından faydalanılmıştır.
Teşekkür:Otizm dernek yetkilileri,Aile ve sosyal hizmetler il müdürlüğü,ve bize destek veren herkese teşekkür ediyoruz..
literatür taraması
Konu ile ilgili yapmış olduğumuz araştırmalara göre OTİZM ile ilgili Hatay bölgesinden yapılan bir proje olduğu ve bu projenin Otizm li annelerle röportaj yaparak onların sorunlarını anlama amaçlı olup;
ADANA bölgesinden de yapılan bir projede de İslami terimlerin öğrenilmesi odaklı bir proje dışında OTİZM ile ilgili çalışma bulamadık.
Bunun dışında Otizm ile ilgili elde ettiğimiz bilgilere göre;
Otizm üç yaşından önce başlayan ve ömür boyu süren,
sosyal etkileşime ve iletişime zarar veren,
sınırlı ve tekrarlanan davranışlara yol açan,
beynin gelişimini engelleyen bir rahatsızlık olduğunu öğrendik
otizm genellikle 2 yaşından itibaren ortaya çıkar,
otizmli çocuklar genellikle algılama ve öğrenme bozukluğu çekerler .
otistik çocuklar iletişimden kaçarlar,
göz temasından kaçarlar insanlardan kaçarlar . Çünkü onların kendi dünyaları var. O dünyada çok serbestler ve rahatlar o dünyada onları kimse küçümsemiyor kimse aşağılamıyor.
Otizm’in kaynağı psikolojik değil, sinir sisteminin gelişimsel sonucu olduğu , Otizmin ilk önceleri sanıldığı gibi sevgi yoksunluğu, iletişim eksikliği ya da çocuğun geçmiş yaşantısıyla ilgili olmadığı ortaya çıkarılmıştır.
üzücü olan şudur:otistik kişi söylemek istediği şey üzerine yada nasıl iletişim kuracağı konusunda üzerine düşeni bilmemektedir.
söyleyeceği kelimeleri bulamamakta ve bu nedenle sessizlikken başka bir şey yansıtamamaktadır.
Bir annenin doğum sonrası çocuğunun özürlü olma oranı % 2 dir.
otostik olma ihtimali % 0.5 'dir.
Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir
OTİZMİN SEBEPLERİ:
Yapılan araştırmalar otizmin en önemli sebebinin genetik kaynaklı faktörler olduğunu ortaya koymuştur.
Özellikle kardeşler ve ikizler üzerinde yapılan araştırmalar bu bozukluğun daha çok genetik kaynaklı olduğunu düşündürmektedir
Otistik çocuğun ailesindeki gecikmiş dil ve konuşma bozuklukları, risk faktörünü arttırmaktadır. Ayrıca bir genetik hastalık olan Fraji x sendromu da otizme neden olabilen genetik risk faktörlerinden birisidir.
Kardeşinde otizm olan bir bebeğin otistik olma ihtimali sağlıklı bir kardeşe sahip olan bir bebeğin otistik olma ihtimalinden 50 kat daha fazladır. Otizm erkeklerde, kızlara oranla 4 kat daha fazla görülmektedir.
Hamilelik sırasında kullanılan ilaçlar ve riskli gebelik otizme kaynaklık edebilmektedir. Ayrıca hamilelik sırasında geçirilen hastalıklarda otizme yol açabilmektedir.
Uzun yıllar otoriter ve ilgisiz ana baba tutumlarının otizme yol açtığı düşünülmekteydi. Oysa yapılan son çalışmalar ana baba ile çocuk arasındaki iletişimin otizmi tetiklemeyeceğini ortaya çıkartmıştır.
Otizm bir ruhsal hastalık da değildir. Otizmli çocuklar, böyle davranmayı seçmemiş, ele avuca sığmaz çocuklardır. Bunun yanı sıra, bugün hala otizme sebep olabilecek psikolojik faktörler bilinmemektedir.
Bazı çocuklardaki kan düzeylerindeki yükseklik ve beyin dalgalarındaki düzensizliğin otizme yol açtığı düşünülmektedir.
Türkiye'de otizmin sıklığı bilinmemektedir. Avrupa ve ABD'deki son çalışmalara göre toplumda bin kişiden birinde görüldüğü bildirilmektedir
Önemli araştırmalar:
Dünya nüfusunun % 1’ni otizmli bireyler ulutturmaktadır
Otistiklerin %40 ile %70 uyum problem vardır.
2008 yılında BMT tarafından “Otizm Farkındalık Günü” ilan edildi..
Türkiye’de 670.000 otizmli birey var, Bunun 200.000 `i 0-14 yaş grubundadır www.otizmplatformu.org
Bu güne kadar araştırmalarda otizmli çoçukların yaklaşık %30 kanında yüksek miktar seraton vardır.
Görülme sıklığı on bin kişide 4 - 5 olup erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha fazla görülmektedir.
Otizm, ilk olarak 1943 yılında Amerikalı çocuk psikiyatristi Leo Kanner tarafından "Erken Çocukluk Otizmi" olarak adlandırılmıştır.
1986'da Wing ve "Ulusal Otistik Çocuklar ve Yetişkinler Derneği"nin bildirisinde, vakıa oranı 15/10.000 olarak açıklanmaktadır.
Doğa, hayvan, araç vb. sesleri için de aynı işlem basamakları tekrarlanır.
Otizm genetik yatkınlık temelinde ortaya çıkar. Pek çok çevresel, fiziksel ve kimyasal etken de rol oynar.
Bu etkenler otizmle ilgili genlerin ne birlikte otizmin nedeni olarak ne diyet ne de aşılar için hiçbir sağlam dayanak yoktur.
Otistik çocukların bağışıklık sistemlerinin zayıf olduğu, alerjik bünyeli oldukları ve hastalıklara sık yakalandıkları söylenmektedir.
Bugün için uzmanlar, otizmin temelde birden fazla gene bağlı bir hastalık olduğunu düşünmektedirler. Erkek çocuklarda, kızlardakinden 3-4 kat daha sık görülür.
Bunun tam nedeni bilinmemekle birlikte yine genetik ve hormon al etkiler söz konusudur..
Bu çevresel etkenler arasında, doğum öncesi alınan ilaçlar, annenin gebeyken geçirdiği enfeksiyonlar, doğum sırasında ortaya çıkan olumsuz hadiselerdir. Çevresel pek çok etken araştırılmaklarıdır. ..
Otizm Önemli Nedenleri:
Otizm beyin duyarlığından kaynaklanan bir hastalıktır. Anne ve babadan gelen sorunlu genetiği dışında anne adaylarının yaşadığı stresli bir hayat,beslenlenme özellikleri ve vücudunda ağır metallerin bulunuşu beyin duyarlıklarına neden oluyor.
Nöroloji uzmanı Dr.Güçlü Ildız, anne olmak isteyen her kadının hamile kalmadan önce mutlaka ağır metal temizliği yapmalarının önemini dikkat çekiyor.
Dr Ildız, hamilelik öncesi gribi önlemek için yapılan aşıların ve stres hormonu ile birlikte harekete geçen ağır metallerin bebeğe ulaşarak otızm’e neden olabileceğini belirtiyor.
Otizm, sanayileşmenin getirdiği bir hastalık olarak görülmektedir.
Doğum öncesi nedenleri :
annenin aile içi huzursuzluklar nedeniyle yaşadığı duygusal karmaşa.
Korku ve panik yaşaması .
Ruhsal sorunlar ,
Çocuğun istenilmemesi ,
Doğum Sonrası Nedenleri..
Annenin aşırı meşguliyeti sonucu çocuğu ihmal etmesi.
Çocuğun aşırı televizyon izlemesi ve yalnız bırakılması.
Müzik ve televizyonun bağımlılık haline gelmesi.
Aileden gelen duygusal bir miras.
OTİZM NE DEĞİLDİR ?
Duygusal yosunluk ya da emosyonel stres sonucu değildir.
Sosyal temastan kaçınmak için inatçı bir arzu değildir.
Anne-babanın reddinden ya da soğuk ebeveynlikten kaynaklanmaz.
Bir ruhsal bozukluk ( akıl hastalığı ) değildir.
Herhangi bir sınıfa özgü değildir.
Bazı dar alanlarda özel yetenekleri olmasına karşın, otistiklerin zekaları yanlış anlaşılmıştır.
Tamamen tedavi edilemez ama gelişme ve iyileşmeler gözlenir.
Otizmin karakteristik özellikleri nelerdir?
Otizmin özellikleri şiddet ve seviyesi kişiden kişiye değişmekle birlikte, genel olarak aşağıdakileri içerir:
1- Dil gelişiminde ciddi gecikmeler.
2- Sosyal ilişkileri anlamakta ciddi gecikmeler.
3- Duyusal tepkilere kapalılık.
4- Zihinsel işlevsellikte dengesizlik.
5- Etkinlik ve ilgilerde sınırlandırmalar
6- Otizmle birlikte % 60-70 ‘inde zeka sorunları, % 33’ünde epilepsi, görme sorunları,işitme sorunları, kabızlık, alerji sorunları da görülebilir.
7- Göz teması yoktur ya da kısa sürelidir ya da sabit ve delip geçen bakışları vardır.
Otistik çocukların ortak özellikleri:
1- Göz kontağı kurmazlar. Gözlerinize baksalar bile kısa sürelidir veya sizden uzaklara bakıyormuş gibidirler.
2- Huzursuz görünürler.
3- Sözel veya sözel olmayan (yüz ifadesi gibi) birtakım ifadelere tepki vermeyebilirler.
4- Bazıları birtakım ses, koku, ışık veya dokunuşa aşırı hassastırlar.
5- Bazıları ise sıcak, soğuk veya herhangi bir acıya karşı oldukça duyarsızdır.
6- Etraftaki birtakım değişikliklere stresli bir tepki gösterirler.Bazı çocuklar ev veya oda düzenlerinin bozulmasına karşı aşırı tepki gösterirler.
7- Rutin olarak görmeye ve yapmaya alıştıkları şeyleri severler. Zihinlerinde yaşadıkları ortamın bir haritasını gezdirirler ve yapılan her küçük değişiklik çocuğun daha fazla stres yaşamasına neden olur.
8- Bazı çocuklar çok saldırgan olurlar. Kendilerine, başkalarına ya da eşyalara zarar verebilirler.
9- Tehlike ve korku duygusu hissetmezler.
10- Yemek yeme bozuklukları vardır. Bazıları yenmez şeyleri yemekten hoşlanabilir.
11- Kullandıkları kelimeler çok sınırlıdır ve genellikle etraflarında sık duydukları sözleri kullanırlar.Bazen de konuşulanları papağan gibi tekrarlayabilirler.
12- Sosyal ve duygusal açıdan kendilerini izole ederler.
13- Çoğunlukta insanları değil de objeleri ve cansız varlıkları tercih etmektedirler.
14- Yaşadıkları duygular genellikle anında ve kesindir. İhtiyaçları önceliklidir.
15- Parlak şeylere çok ilgi duyarlar. İlgileri belli bir şeye yöneliktir ve bu şey ortadan kaldırılırsa çocuk kriz geçirir.
Otistik çocuklar bazı şeylere çok bağlıdır. Konserve kutuları, boş deterjan kutuları, plastik şişeler ve plastik kapaklar gb. Sevdiği bir şey kaybolursa bulunana kadar huzura kavuşmazlar.
16- Yüksek sese karşı ilgisiz olanlar olduğu gibi bazı seslere şiddetli tepki gösterenler de vardır. Bazısına motosiklet ve köpek havlaması işkence gibi gelir.
17- Hayatı boyunca konuşamayanlar olabilir.
18- Otizmli çocuk, yürüyüşüne dikkat etmeden merdivenleri inip çıkabilir, bisikletini dikkatini vermeden sürer. Hatta pek çoğu karanlıkta eşyalarını bulabilir.
19- Dokunulmayı sevmese de sıkı sarılmalardan hoşlananları vardır.
20- Ellerini çırparlar, yüz göz hareketleri yaparlar ve başları dönmeden kendi etraflarında dönerler. Çoğu parmak uçlarında yürür. Bir çok otistik ellerini ya da eşyaları gözlerine çok yakın tutarlar. Bir kısmı güzel yürür, tırmanabilir ama bir kısmı da sakar olup dengesiz yürür tırmanmayı sevmez.
21- Şahıs zamirlerini karıştırırlar. Kendinden “ben” yerine “sen” diye bahsederler.Örneğin;su içme isteğini “su istiyorsun”ya da kendi ismini kullanarak “Ali su istiyor”gibi ifade eder.
22- Eş anlamlı ya da zıt anlamlı kelimeleri karıştırırlar.
23- Soyut kavramları, kelimelerin mecazi anlamlarını, deyimleri, esprileri anlayamazlar.Örneğin; “çenen düştü” deyimini somut biçimde anlarlar.”komşu komşunun külüne muhtaçtır”deyimini kül ihtiyacı olarak yorumlarlar
24- Oyun oynama becerileri farklıdır. Oyuncaklarla amacına uygun oynayamazlar.Örneğin;arabayı sürmek yerine tekerleklerini döndürmek gibi.
Hayali (sembolik) oyunları oynayamazlar.Sembolik oyunu oynayabilenlerde ise senaryolu (rollü;evcilik gibi) oyun oynama becerisi görülmez.
25- Daralmış bir ilgi alanları vardır.Örneğin; müzik, klipler, sayılar, logolar, amblemler, reklamlar vb.
Otizmin belirtileri nelerdir?
1- Sosyal ilişkilerde güçlük konuşma güçlüğü.
2- Sessiz iletişimde zorlanma.
3- Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma.
4- Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme.
5-Uzmanlara göre ,0-2 yas arasındaki bebeklerin günde saaten fazla televizyon izlemeleri Otizm belirtilerinin artmasına neden olur .
6-Asperger( Asperger sendromu, otistik gurubun bir bölümü olan bir özürdür. Bu genelde,gurubun daha ”yüksek” tarafında yer aldığı düşünülen kişilere uygun bir tanıdır. ) hastalığı olan kişiler karşısındaki kişinin bağırma nedeninin kızgınlıktan olduğunu ya da ağlama nedeninin üzüldüğü için olduğunu anlayamayabiliyor ve ona tepki veremiyorlar.
7-Otizmlı çocuklar konuşmaktan zevk almadığı için konuşma sesleri onu rahatsız edebilir.konuşmalara tepki olarak eliyle kulağını kapatır.
8-Bazı çocuklarda ise 1 -1.5 yaş civarinda ki şoklar korkular otizme,2 yaş ve sonrası şok ve korkular kekemeliğe neden olur.
Sonra otistik olan çocuklar o şok anıyla konuşmaya kendilerini kapatırlar .
En büyük iletişim yöntemleri:
İşiği açıp kapamak ,bir oyuncağı evrip çevirip oynama,
onu yanından ayırmama,
sürekli bir şey yeme ihtiyacı,
otururken birden kalkmak ve ya hiç hareket etmemek,
hemen karşılanmazsa çığlık atmak,
çığlık atmak,
göz göze gelmekten sürekli kaçınmak,
ağlama krizleri…
ANLAŞILMAMAZLIK:
Ör: otistik çocuğun yanında yapılan espriyi anlamaya bilir.
kelimelerin teker teker karşılıklarını algılar ama ne ima edilmek istediğini anlamaz.
Otizm yaygın bir hastalık mıdır?
Otizm dört önemli gelişimsel bozukluktan biridir.
Her bin doğumdan bir veya ikisinde görülür.
Dünya Sağlık Örgütü'nün Raporu'na göre Türkiyede yaklaşık 100.000 otistik insanın yaşadığı sanılmaktadır.
Otizm ve zeka geriliği arasındaki fark nedir?
Zeka geriliği olan bireylerde göreli olarak dengeli becer gelişimi sağlanabilirken,
otistik bireyler dengesiz beceri gelişimi gösterirler belirli konularda yetersizlik genellikle diğer insanlarla iletişim ve ilişkilerde ve bazı alanlarda da olağanüstü beceriklilik gösterebilirler.
Otizmi zeka geriliğinden veya diğer bozukluklardan ayırt etmek, uygun olmayan ve etkisiz sağaltım tekniklerinin uygulanmaması açısından son derece önemlidir.
İDİOT SAVANTLAR(Aptal Dahiler):
Kim Peek:
Kim Peek, otizmli bir savant . Kim Peek o kadar yetenekli ki, aynı anda iki sayfayı(her gözü bir sayfa) okuyabiliyor ve anında hafızasına alabiliyordu.
2009’ da ölen Kim Peek NASA’nın da ilgisini çeken dahiler arasında geçiyordu. Kim Peek’in 12.000’ den fazla kitabı hafızasında tuttuğundan sanki ayaklı bir kütüphane gibiydi.
Stephen Wiltshire:
Stephen Wiltshire Otistik ressam Wiltshire 8 yaşından beri binaları çiziyor. O kadar iyi bir fotografik hafızası var ki,Newyork kentinin üzerinde helikopterle kısa bir uçuştan sonra on kilometrekarelik bir alanın tümündeki binaları, nehirleri hatta daire numaralarına kadar çizmiştir.
Wiltshire Londra, Paris, Madrid, Roma, Frankfurt, Kudüs, Hong Kong, Dubai gibi kentleri de aynı şekilde çizdi. İnanılmaz bir çizim yeteneğine sahip olduğu aşikar.
Leslie Lemke:
Leslie Lemke’nin sözel IQ’ sü sadece 58 . Doğuştan kör olan savaktın inanılmaz bir müzik yeteneği var.
yaşında sadece bir filmde gördüğü Çayskovski’nin bir piyano konçertosunu hemen sonrasında birebir çaldığı söyleniyor.
Bugün dünyanın pek çok yerinde konserler veriyor ve binlerce parçayı ezbere çalabiliyor.
Flo ve Kay Lyman:
Flo ve Kay Lyman Tek yumurta ikizi olan bu otistik sav antlar gelecekten hangi günü tarihi sorsanız anında bunu cevaplayabiliyor.
Ayrıca iyi bir otobiyografik hafızaya sahip olduklarından sorduğunuz tarihte ne giydiklerini ne yediklerini anında sayabiliyorlar.
Tammet Daniel
Tammet Daniel tam bir matematik dehası aslında , pi sayısının 22.514 rakamını ezbere biliyor. Bir araştırmacı ondan 37 üstü 4’ü sorduğunda anında cevabını verebiliyor(1,874,161) Rakamların ve günlerin farklı renklere ve duygusal tonlara sahip olduğunu söylüyor.
Üzerinde yapılan bazı araştırmalarda sinestezik olduğu keşfedildi. Daniel’ daki bu sinestezinin Asperger Sendromuyla alakalı olabileceği düşünülüyor. Bir haftada yeni bir dili konuşabiliyor.
Albert Einstein
Yahudu asıllı Alman teorik fizikçi.Disleksi(öğrenme bozukluğu)hastasıdır.
diğer hastalığı ise Asperger bozukluğudur.
New York’taki Colombia Üniversitesi Epidemioloji profesörü Ezra Susser yapılan araştırmayla hamileliğin başından etibaren folik asit kullanımının bebeklerde otizm riskini % 40 azalttığını açıkladı . Araştırmaya imza atanlardan Norveç Halk Sağlılığı Enstitüsü’nden profesör Pal Suren gebelikten 4 hafta önce ve gebelikle beraber 8 hafta boyunca folik asit kullanılmasının bebeklerde otizm riskini azalttığını ancak folik asidin asperger sendromu gibi otizmin alt guruplarında herhangi bir önleyiciliğinin olmadığını belirtti. www.milliyet.com.tr
Yayımlanan bir araştırma gebelik öncesi ve gebelikte alınan folik asitin otizm riskini azalttığını ortaya koydu. www.milliyet.com.tr
Dostları ilə paylaş: |