Proje raporu



Yüklə 73,13 Kb.
tarix12.08.2018
ölçüsü73,13 Kb.
#70124

PROJE RAPORU

Projenin adı: kardeşlik projesi

Projenin amacı:



  1. Irak Kürt bölgesinde okutulan tarih kitapları ile Osmanlı arşivlerinin karşılaştırarak tarihimizi doğru öğrenmek.

  2. 2000 yıllık birlikte yaşadığımız kardeş halikların aralarına nifak sokmak isteyenlerin (Edward William Charles NoelE. W. C. Noel[Edward Covbertin Noel , Yarbay Thomas Edward Lawrence , Vb. ) önlenmesi .

(Edward William Charles Noel[1][2]E. W. C. Noel[1][2]Edward Covbertin Noel[3] (1886 - 1940), Mondros Mütarekesi'nde Doğu Anadolu'da faaliyet göstermiş İngiliz istihbarat subayı.

İngiltere'nin Hindistan ordusunda görev yaptı. 1915 Nisanında İran'ın Ahvaz şehrine konsolos olarak gönderildi. Burada görevli olduğu dört sene boyunca bölgede yaşayan insanların etnik kökenlerini inceleme fırsatı oldu. İran'da Kürtçeöğrendi. Mondros Mütarekesi'nden sonra Bağdat'a İngiliz İstihbarat Komiserliğinde görevlendirildi. 12 Mart 1919tarihinde Kürt bölgelerinde inceleme yapmak için görevlendirildi. Osmanlı'nın doğu vilayetlerinde Kürt aşiret reisleri ile görüşmeler yaptı. 13 Haziran 1919 tarihinde Bağdat İngiliz Komiseri Albay Wilson, İngiliz himayesinde bağımsız Kürdistan kurulması ile ilgili girişimler yapılmasını Londra'ya İngiliz Dışişlerine önerdi. Yüzbaşı E.C. Noel, 3 Temmuz 1919tarihinde Bağdat'dan İstanbul'a geldi. Burada İngiliz Yüksek Komiseri Müsteşarı T.B. Hohler ve Kürtçü liderlerle görüşmeler yaptı. Noel'e Dahiliye Nazırı Âdil bey tarafından Osmanlı postahanelerinden şifreli telgraf çekebilmesine izin veren bir belge verildi.[4][5][6]

Tom Hohler, İngiliz dışişlerindeki meslektaşı Telley'e gönderdiği mektupta.[7] Bağdat'dan İstanbul'a gelen Yüzbaşı Noel ile görüştüğünü, Noel'in bir Kürt Lawrence olma hevesinde olduğunu, Mezopotamya'da İngiliz hakimiyetinin kesin olduğunu, bunun bir doğu sınırı olacağını ve bu yüzden buradaki Kürt aşiret reisleri ile iyi geçinmek gerektiğini bildirir. Kürt ileri gelenleri ile yapılan toplantıda Noel'in diğer Kürtlerden ayrı olarak dikkat çekmeden bölgeye gitmelerini kararlaştırdıklarını rapor eder. Bu karara rağmen, Tom Hohler, Yüzbaşı Noel'in büyük bir ihtiyatsızlık yaptığığını anlatır. Noel Kürt Klübü'nün toplantısına resmi üniforması ile gitmiştir. İngiliz Yüksek Komiser Müşaviri Hohler, meslektaşı Telley'e gönderdiği raporunda Noel'in bu umursamaz tavrından yakınır.

Amiral Calthorpe'un 10 Haziran 1919 tarhinde Dışişleri Bakan Vekili Lord Curzon'a yazdığı telgrafta, Noel'in dikkat çekmemek için Kürt ileri gelenlerinden ayrı olarak bölgeye gideceğini ve Ahaliyi Mustafa Kemal Paşa'ya karşı ayaklandıracağını yazdı



c:\users\ogretmen5\desktop\images.jpg c:\users\ogretmen5\desktop\te_lawrence.jpg

Yarbay Thomas Edward Lawrence (d. 15 Ağustos 1888, Tremadoc, Caernarvonshire, Galler - ö. 19 Mayıs 1935, Clouds Hill, Dorset, İngiltere), Britanyalı arkeolog, askeri stratejist, casus ve yazar. Profesyonel olarak T.E. Lawrenceveya T.E. Shaw[1] isimlerini kullandı. 1916 - 1918 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı yürütülen Arap Ayaklanmasında, Birleşik Krallık irtibat subayı olarak aldığı görev nedeniyle Arabistanlı Lawrence olarak tanınmıştır.[1]Şövalyelik nişanını reddetmiştir, "Üstün Hizmet Madalyası" ve "Fransız Şeref Lejyonu Madalyası" ile ödüllendirilmiştir.

Arapların birçoğu, Osmanlı ve Avrupalı devletlerin hakimiyetine karşı verdikleri özgürlük mücadelesine önderlik etmesinden dolayı onu, Arap ulusal uyanışının öncüsü ve halk kahramanı olarak kabul ederler.[kaynak belirtilmeli]Kendisine hayran bazı Bedeviler tarafından Lawrence'a Dinamit Emir (İng: Amīr Dynamite) lakabı verilmiştir.[1]Britanyalılar da onu en büyük savaş kahramanlarından biri olarak kabul ederler.

Bahsi geçen dönemi 1926 tarihli "Bilgeliğin Yedi Sütunu" (İngilizce: The Seven Pillars of Wisdom) adlı otobiyografikeserinde anlatmıştır. )(wikipedia)

Projenin yapılışı:

Giriş:

Kuzey ırak Kürt bölgesinde lise 1 , 2, 3 sınıflarda okutulan tarih kitaplarını araştırıp burada Osmanlı imparatorluğu ile ilgili yazılan olayları araştırmaya karar verdik çünkü kuzey ırak Süleymaniye bölgesinde Türkiye’ye 2013 yılında geldik , Türkiye’ye gelmeden önce Türkler ile ilgili düşüncelerimiz her ülkede olduğu gibi farklı siyasi ve dini düşünceler vardır.ailemizin muhafazakar olması nedeni ile Osmanlı’ya karşı düşmanlık yok du.muhabbet vardı.ancak okullarımızda ve genel halkın çoğu Osmanlı’ yı(Türk olduğu için) sevmiyor du.



Bu düşüncelerin temel kaynağı SAİKIS -BİKO…(İngiliz ve Fransa ve Rusya kendi aralarında Osmanlı Topraklarını böldükleri anlaşma16mayıs 1916 ) anlaşmasından sonra Kürtler 4 e bölünmüş olup Türklerden uzak kaldık ve Yabancı istihbarat etkisi ile birbirimizden soğuduk.

Ancak buraya gelip Kayseri de Türklerle daha yakın ilişkiler korunca durumun bizim bildiğimiz gibi olmadığı düşüncesi oluşmaya başladı, bu durumu tarihi kaynaklardan aramaya karar verdik.

Bunun için Irak’ta okutulan tarih kitaplarının Türkçeye tercüme ettik ve bun iddialara Osmanlı arşivleri ve akdemiysen gözüyle cevap aramaya başladık:

Sorun 1

9. Sınıf tarih kitabı 135. sayfada

c:\users\od\desktop\resımler\image-c029a46d26eabe60e72e837218e89c790d310082cfc4e88cda95a09e2b46cf56-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-04d37ce2613f7af215759ba01d88658634ce75194d3d58f4bc7822c52ec959a3-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-352840cd162c6853dd1cdf4841111ded064588fe3b390a89e7bb1ccc4e530227-v.jpg

c:\users\od\desktop\resımler\image-e5581eb3927737aac9e27e47fef8857fc8d1e36753c11398b9143772807d6214-v.jpg

c:\users\od\desktop\resımler\image-abd9c1107b28995184a121f6f7bb31c47866190c28297751d1c0514104e22f15-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-cebfbafc620d41498ebda43aeed4cb4e2d7f18aef0343d7ca42b51823625bfb5-v.jpg

c:\users\od\desktop\resımler\image-5c8a3f6fa7d533ec5d92d5beef9543ff92928d3dab092d6e31847bcb3a40a03f-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-352840cd162c6853dd1cdf4841111ded064588fe3b390a89e7bb1ccc4e530227-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-a3261dacbc1469cc460b3db3c8e66d4e09025aac447ea9ed3403b6c737e628ff-v.jpg

c:\users\od\desktop\resımler\image-41f1d04744d58a415ec7c0c55a5e08426751a436da615e88b16d61d2c2391c5c-v.jpg

c:\users\od\desktop\resımler\image-4c3a5a2fe3c52d9914c39191780af80c48604cc2570e8dba52ab015b1ec98266-v.jpg

Çaldıran savaşı:

- Osmanlı fethin yönünü batıdan doğuya çevirdi.

- Sultan Selim Sefevi devletini almak istiyordu İran’a bağlı kuzey ırak toprakları çok verimli idi.

- Iran ile savaşmak için Sultan Selim Kürtler ile antlaşma yapıyor. 4 maddelik.

1- Osmanlı yönetimi Kürt yönetimine karışmayacak.

2- Kürtler Osmanlı ile aynı safta savaşacak.

3- Kürtler vergi verecek.

4- Osmanlı Kürt topraklarını koruyacak.

Ancak:


  1. Osmanlı 15 sene sonra bu antlaşmayı unutuyor

  2. Ağlıkları kaldırıyor (hâlbuki halk ağlıkları seviyordu ).

  3. Yönetime kendi istediği adamları getiriyor, halkın istediklerini değil.

  4. Yönetimin işlerine karışıyor.

Cevap:

Osmanlının hem batı hem de doğuya doğru genişlemesi sultan selim döneminde doğuya doğru olmuştur.



  • Çaldıran savaş ile başlayan Kürt –Türk münasebetleri ilişkilerde ilişkiler de yeni bir dönem açmıştır.

  • Sultan Selim zamanın da Kürtler yarı bağımsız bir yapıya sahiptir.

  • Bu yarı bağımsız yapı kimi batlı yazarlar tarafında altın çağ olarak nitelemektedir.

  • Sultan Selim’in İran’ın fethi siyaseti Kürtlerin yoğum olarak yaşadığı bölgeler de problem yaşanmasına neden olmuştur.

  • 1514 yıllında Çaldıran savaşına Kürt beylerinin katılmasını kimi yazarlar yeni bir tarih inşası olarak görmektedir. Ancak bir diğer bakış açısı da.

  • Kürtler çaldıran savaşında Sultan Selimin yanında yer olmasalardı Kürtlerin geleceği acaba nasıl olurdu? Fikri herkese göre farklıdır.

  • Ancak herhalde bu savaşa Kürtler katılmasa idi Anadolu’da mevcut yaşam konumları asla savaş öncesi dibi olmayacaktı.

  • Savaş sonrası olan yarı bağımsız yapı asla olmayacaktır.

  • O zamanlar Kürt aşiretler zaman zaman İran tarafı bazen de Osmanlı tarafında olduklarını her kes biliyordu.

  • İdris bitlisinin (İdrisi Bitlisi, Mevlana Hüsameddin Ali-ül Bitlisi’nin oğlu, Ebul Fadl Mehmet Efendi'nin babasıdır. Bitlis’te doğmuştur. Bundan dolayı kendisine “İdrisi Bitlisi” veya “Bitlisli İdris” denir. Bölgede saygınlığı olan bir kişidir.) saygın kişiliği ve Osmanlı tarafında yer olması Kürtlerin indinde olumlu sonuç vermişti (4*) bunun etkisi ile

  • Yavuz doğu Anadolu’da yaşayan Kürtlere kendi beylerini seçme hakkı vermiştir. bu sayede Sultan Selim her bölgeden vergi toplamış hem de otorite sağlamıştır(6*) .

  • Coğrafyanın sürekli İran- Osmanlı arasında yer değiştirmesi ve bölgede Sünni-Şii ayrımında kaynaklı savaşlar günümüzde de devam eden savaşların anlaşılmasında önemlidir.

  • Çaldıran savaşı sonucu olarak kimi yazarlar Kürtlerin iki parçaya bölündüğünü kiminin İran kiminin Osmanlı saflarında yer olmak zorunda olduklarını yazmışlardır (8*) . Ancak İdris Bitlisi ve Sultan Selimin gerçekleştirdiği fetihler Kürtlere hiç olmadığı kadar güven ve refah getirdiği yorumunu yapmaktadır (9*).

  • Yavuz sultan selimin kuzey ırak Kürt bölgesini gerçek fatihi olduğu kimi kaynaklar tarafından belirtil etmektedir (10*) .

  • Bu gelişmeler ile birlikte Sultan Selim döneminde İran Sefevîlerin sırasında doğu Anadolu topraklarında yaşayan Kürtler ile yapılan bir antlaşma ya da protokol olduğu söylenmektedir (11) .

Anlaşma ya da ifadesi özelikle milliyetçi hareketi beslemek amaçlıdır.

Anlaşma yada protokol iki devlet arasında olması gerektiği için bir tarafa Osmanlı imparatorluğunu koyan milliyetçi Kürt yazarlar diğer tarafta Kürtleri koymaktadır.

Anlaşma olması için belge ve tarafların imzası olmalıdır. ortada ne belge ne de imzalanmış protokol vardır.

Sadece Sultan Selim’in Kürt ileri gelenlerine gönderdiği ferman vardır.

Bu ferman şöyledir :-

1. Osmanlı Devleti Cizre beylerinin kendi iç düzenlerinde yarı bağımsız hareket edebileceklerini açıklarken, azil ve tayinlerinde tam yetkili konumda olduğunu da açıklamıştır,

2. Emirlerin ya da beylerin kendi iç düzenleri içerisinde yapmış oldukları bütün tayinleri İstanbul’a bildirmeleri ve tasdik ettirmeleri zorunluluğu getirilmiştir. Bu anlamda bey ya da emirin bir sancak beyinden hiçbir farklı yanının olmadığı kendiliğinden fark edilecektir,

3. Emirler, kendi bölgelerinde huzur ve güvenliğin temininden sorumludurlar. Kendileri hakkında herhangi bir şikayet vukuunda Divan kendilerini yargılamaya ve cezalandırmaya yetkilidir,

4. Bütün beylerin ve emirlerin üzerinde birinci derecede yetkili Diyarbakır Beylerbeyi olarak tayin edilmiştir,

5. Emirler, Osmanlı Devleti’ne tabi olarak seferlere katılmak zorunda oldukları gibi, belirli bir miktar vergi de vermek zorunda idiler,

6 maddelik ferman 12 nolu belge .

Bu fermanda da anlaşılacağa gibi anlaşma yoktur .

Burada Türkleri suçlayan bazı kalemler mevcuttur .

Örnek = Refik Hilmi’nin Mahmut Berzinci ile hatıralarını kaleme aldığı eserde şu ifadeler yer olmaktadır .

Kürtler Türkler ile olan anlaşmadan önce sakin bir hayat yaşıyordu.


  • Ama Osmanlı Kürtlerin fedakarlığına önem vermedi ve vefasız çıktı .

  • Kürtler Osmanlım için çok fedakarlığa katıldı ancak Osmanlının gözünde düştü .

  • Osmanlı Kürtlere daha fazla baskı yaparak onları köleleri haline getirdi.

  • Kürt emirler yaptıkları fedakarlık karşısında Osmanlıdan saygı bekliyordu ama tam tersi oldu.

  • Osmanlı emirlikleri işine karıştı.

  • Sürekli Kürt emirlikleri birbirine düşman etmek için çaba harcadı .

  • Bu kirli amacı gerçekleştirmek için her şeyi yaptı.

  • Hiç çekinmeden kardeşi kardeşe düşman etti. (13*) nolu belge .

Bu düşünce bugünde de ne yazık ki oldukça taraflar bulmaktadır.

Hilmi , bu çalışmasında bir anlaşmanın varlığını ötesinde Türkleri suçlu ilan ederken tarihte yeri olmayan örnekler ile kendi görüşünü desteleyen mahiyet bilgi aktarmaktadır .

Sultan Selim fetihler sonrasında Kürtlere verdiği emirlikler şöyledi .



  • Baban emirliğinin merkezi Süleymaniye,

  • Soran emirliğinin merkezi Rawanduz ,

  • Bahdinan emirliğinin merkezi Amedi ,

  • Botan emirliğinin merkezi Cizre … (14*) nolu belge .

Ayrıca 1583 yıllında 6. Murat Mukri Kürtlerinin devlete sadık olmaları sebebi ile beyleri olan Emiri beye Erbil’den Musul’a kadar ki alanda bir emirlik vermiştir . (15*) .

Sorun-2 :- 175. Sayfa 9. Sınıf , tarih kitabı .

c:\users\od\desktop\resımler\image-51223c0b91ab5f77eeeed117750a8a4d0e8df7f761016d8ce74add051b716c65-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-6f39ed0cc333bbd4f6558d7fef6ca275400cfd35ca057bf1ea129b8ef4fa80e8-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-94a10d658ac29530011ff6c75de95ac43045202e944369ff92bd050a528b88d0-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-7e1cf2b72a85eabf93c546c3b743c420707d0ad8aa91b49c2037c1e9e9e1704e-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-19a72f6929a07764822923b3cfafb389ee74d92f174f4543e8e8dfb69ce9be6f-v.jpgc:\users\od\desktop\resımler\image-6befe24cbce337a61aec1ceb0c776ee59695df505f7ad683f85ec3b82eb8cc65-v.jpg


  • 1856 yıllında ağalıklar kaldırıyor .

  • Osmanlı kendi yöneticilerini artıyor.

  • Zorla vergi alıyor.

  • Sert ve zorba davranıyor.

  • Bölgenin gelişmesini önlüyor.

  • Bölge halkını uzun sure askere alıyor.

  • Uzun sure askerlik sonucu ailevi sorular artıyor.

Cevab -2:

  • Osmanlı 1856 da değil daha erken dönemde II. Mahmut döneminde (1808-1838) merkezileşme politikaları başlatmıştı .

  • Merkezileşme sonucu olarak bütün imparatorluklar düzen kuruma çabası olmuştur.

  • Daha önce düzensizlik üzerine düzen kuruma çabası olduğu için Kürt bölgesinde bu tür itirazlar yükselmiştir .



  • Zorla vergi almak söz konusu değildir.

  • Sert ve zorla davranma harekenin herkesin kendine göre yorumudur. hangi olayda, nerede, ne zaman yapılmıştır ?



  • Ayrıca bölgede yapılan zorbalık ne kadar kabul görür?

  • Uzun süreli askerlik imparatorluğun bütün Müslüman unsularına yapılmış bir uygulamadır.

Örnek :

1933 doğumlu kişiler 36 ay askerlik yapmış 1905 doğumlu kişiler 48 ay askerlik yapmıştır (Danışman öğretmenimizin babası ve dedesi Turabi Ayvaz 1933 Ahmet Ayvaz 1905 doğumludur. )



  • Eğer askere gidilmek istenmiyor ama imparatorluğun bütün nimetlerinden istifada edilmek isteniyorsa bu durumun açıkça belirtilmesi gerekir.

Sorun 3:

1689 yılı Baba Süleyman(konu başlıklı bölüm;Baba Süleyman Kerkük Valisi,(o bölgede tam bağımsızlık istiyor..)

Önce Kerkük Valisi iken(Kerkük Valiliğine kimin atadığı ile ilgili bilgi şimdilik yok)Şahrazur denilen eyaleti de kendi bölgesine katıyor.Şahrazur eyaleti valisi olan Dilaver paşa’yı öldürüyor.…1691 yılına kadar Şahrazur ve Kerkük kendi bölgesi olarak kalıyor.

Osmanlı 1691 yılında Bağdat valisi Hasan Paşa’ya Baba Süleyman’ı durdur diye emir veriyor.Baba Süleyman yenilmiyor.

Sonra  Baba Süleyman kendine çok güveniyor.1695 yılında Havraman-Merivan-Sakız bölgelerinide (ki bu üç bölge Sefevi devleti’ne ait)alıyor…

Osmanlı ve Sefevi devleti bu olaya kızıp,düşman olmalarına rağmen aralarında andlaşma yapıyor.

(neden iki düşman Baba Süleyman yüzünden anlaşma yaptı diye soruyor.)

Doğudan Sefevi devleti,batıdan Osmanlı devleti koca bir ordu ile geliyor.Kürt bölgesini yakıp yıkıyor….

Baba Süleyman çaresiz kalıp   1699 yılında  kendisi teslim oluyor…..

Osmanlı Baba Süleyman’ı gizemli bir şekilde yok ediyor….



Cevap:3

Bu soru nun cevabı ve projemizin zenginleştirilmesi ile ilgili sömestri tatilinde Irak’a gideceğiz ve araştırmalarımıza devam edeceğiz….

YÖNTEM.projemizde kaynak taraması ve yapılmış ve olaylar objektif bir şekilde ortaya serilmiştir. Tarih kitapları incelenmiş ve farklı görüşler ortaya sunulmuştur.

Yorum tamamen sizlere aittir.

Sonuç Tartışma:

Osmanlı imparatorluğu ile Kuzey Irak Kürt bölgesi arasında geçenler 1000 yıllık kardeşliği bozmaya yönelik söylemleri analitik bir şekilde her iki kaynaktan belgeler ile ortaya koyduk , bizler her iki kaynağı sizlere sunuyor , yorumu da sizlere bırakıyoruz , Türkler ve Kürtler bin yıl beraber kardeşçe yaşamışlardır.Annelerimiz , ablalarımız , düğünlerimiz , cenazelerimiz , bayramlarımız . inançlarımız ,örflerimiz adetlerimiz , hüzünlerimiz , sevinçlerimiz , evlerimiz , camilerimiz , ata sözlerimiz ….. daha burada saylamadığımız onlarca ortak noktamız varken neden binlerce yıl daha yaşamayalım?

Düşmanlığımız en çok bize zarar verir kenen az bize fayda verir.



Kaynakça..

 White, Primitive Rebels …, s. 55; Hussein Tahiri, “Origins Of The Kurds”, Fire, Snow And Honey: Voices From Kurdistan, Halstead Yayınları, Sdney 2011, s. 31.

 Hirmis Aboona, Assyrians, Kurds And Ottomans, Cambria Yayınları, New York 2008, s. 99.

 Heper, Devlet ve…, s. 69.

 İdris-i Bitlisi (1452-1520), Bitlisli Şeyh Hüsameddin’in oğlu olup ailesi uzun yıllar Tebriz’de yaşamıştır. Bir müddet Akkoyunlu Uzun Hasan’ın oğlu Sultan Yakup’un özel katipliğini de yapan Bitlisi, babasının vefatı ile 1491’de İstanbul’a yerleşmiş ve II. Beyazıd’ın ricası ile Heşt-i Beşt (Sekiz Cennet) başlıklı çalışmasını kaleme almıştır. Yavuz döneminde imparatorluğun doğu sınırının güvenliğinin sağlanması ve İran nüfuzunun kırılması için Osmanlı Devleti adına bölgede etkin bir şekilde çalışma yürütür. 1520 yılında vefat eden Bitlisi’nin kabri Eyüp’te bulunmaktadır. Bkz. Rohat Alakom, Eski İstanbul Kürtleri, Avesta Yayınları, Genişletilmiş İkinci Basım, İstanbul 2012, s. 27; Mehmet Emin Zeki, Kürd ve Kürdistan Ünlüleri, Çevri: M. Baban, M. Yağmur ve S. Kutlay, Üçüncü Baskı, Özge Yayınları, Ankara 2005, s. 150-151; Lazarev ve Mihoyan, s. 84.

 Christopher Houston, “Set Aside From The Pen And Cut Off From The Foot: Imagining The Ottoman Empire And Kurdistan”, Comparative Studies Of South Asia, Africa And The Middle East, C. 27, No. 2 / 2007, s. 410; Ahmed Ramiz (Lütfi), Emir Bedirhan, Bgst Yayınları, İstanbul 2007, s. 10; Ahmet Özer, Doğu Anadolu’da Aşiret Düzeni, Boyut Yayınları, İstanbul 1990, s. 32.

 Lokman I. Meho, The Kurds And Kurdistan: A Selective and Annotated Bibliography, Greenwood Yayınları, Londra 1997, s. 8; Chaliand, The Kurdish …, s. 102; Eziz Bawermend, “A Time for Rose and Time for Primrose”, Fire, Snow And Honey: Voices From Kurdistan, Halstead Yayınları, Sdney 2011, s. 171; Fatih Ünal, “Osmanlı Devleti’nin Son Yıllarında Güneydoğu Aşiretlerinden Milli Aşireti ve İbrahim Paşa”, Hacı Bektaşı Veli Araştırmaları Dergisi, S. 41, 2007, s. 183; Nabil Al-Tikriti, “Ottoman Iraq”, Journal of The Historical Society, C. 7, S. 2, Haziran 2007, s. 208; İlim dünyasında genel kabul bu yönde olsa da Mcdowall, bunun tam aksini iddia ederek, Osmanlı Devleti’nin çok sağlam bir bağla merkezi idareyi burada ihdas ettiğini, vergilerin toplanması, beylerin tayinleri gibi hususların tarihsel dönüşümüne bakıldığı takdirde bunun net olarak görüleceği düşüncesindedir. Bkz. Mcdowall, Modern Kürt Tarihi, s.52.

 E. J. W. Gibb ve Arthur Gilman, Turkey, T. Fisher Unwin Yayınları, Londra 1880, s. 158; Randal, After Such …, s. 22; White, Primitive Rebels …, s. 54; Gunter, Historical Dictionary …, s. 32.

 Gerard Chaliand, A People Without A Country The Kurds And Kurdistan, Zed Book Ltd. Yayınları, Londra 1993, s. 104; Wahlbeck, Kurdish Diasporas..., s. 56; O’Shea, Maria T., Gerater Kurdistan: The Mapping Of A Myth?, Kurdistan: Political And Economic Potential, Geopolitics And International Boundaries Research Centre Yayınları, Londra 1992, s. 2.

 Aboona, Assyrians, Kurds …, s. 281; Zaken, Jewish …, s. 5; İdris-i Bitlisi’nin Kürtler arasında hem eski bir Akkoyunlu subayı olarak hem de dini lider olarak çok güçlü bir yeri vardı. Bkz. Mcdowall, Modern Kürt Tarihi, s. 56.

 Gibb ve Arthur, s. 78; Derrick M. Nault ve Shawn L. England, Glabalization And Human Rights In The Developing World, Wesf Of England Üniversitesi Yayınları, İngiltere 2011, s. 235; Martin Strohmeier, Crucial Images In The Presentation of A Kurdish National Identity, Heroes And Patriots, Traitors And Foes, Brill Yayınları, Boston 2003, s. 10.

 Refik Hilmi, Anılar, Tanığının Dilinden Şeyh Mahmud Berzenci Hareketi, Peri Yayınları, İstanbul 2010, s. 22.

 Çay, Her Yönüyle…, s. 122; Konu ile ilgili benzer bir yaklaşım için bkz. Wadie Jwaideh, Kürt Milliyetçiliğinin Tarihi Kökenleri ve Gelişimi, Çeviri: İsmail Çekem ve Alper Duman, Yedinci Baskı, İletişim Yayınları, İstanbul 2012, s. 50.

 Hilmi, Anılar…, s. 23; İbrahim Gürbüz, “Current Turkish Policy And Its Impact On Economic, Social And Cultural Rights”, A Democratic Future For The Kurds Of Turkey, Medico International And Kurdistan Human Rights Project Yayınları, Londra 1995, s. 57.

 Aboona, Assyrians, Kurds …, s. 160; Konu ile ilgili Edmonds vermiş olduğu bilgilerde Behdinan emirliğinin sınırlarını Musul livasının kuzeyinde yer alan Zaho, Dohok, Akra, Amediye ve Zebar olarak; Soran emirliğinin sınırlarını erbil ile sınırlamakta ve Baban emirliğinin sınırlarını ise Süleymaniye ve Kerkük’ün bir kısmı olarak ifade etmiştir. bkz. Edmonds, Kürtler, Türkler …, s. 27; Ancak bu merkezlerde zaman zaman farklıkılar yaşanmıştır. Bkz. Solarz, Rural Community …, s. 28-29.

 Aboona, Assyrians, Kurds …, s. 101.

Teşekkür:

projemizin hazırlanmasında Erciyes ünv. Edebiyat fakültesi öğretim üyesi Yrd.Dç.Cengiz KARTIN hocamıza teşekkür ediyoruz…
Yüklə 73,13 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin