2005 hedefleriniz neler?
BT Günlerini iki kez daha yapacağız. BT Kurulu, zaten dinamik olarak şirketlerden gelen ya da BT şirketlerimizin yönlendirmesiyle teknolojinin gelişimine göre bir gündem yaratıyor. BT sektörü her an değişiyor, biz de Topluluk’ta bunları nasıl uygulayabileceğimizi görüşüyoruz. Örneğin koruma güvenlik sistemleri gibi uygulamalara dair kararları almamız ve bilgilendirmemiz açısından bir araya gelmemiz çok önemli.
Koç Akademi Sistemi Projesi büyük ilgi gördü. Bu projenin sağlayacağı faydalardan bahseder misiniz?
Bu projede “bir yatırıp üç alacağız” dediğimiz şey şu: Bir kere canlı toplantı yapma imkânı olacak. İkincisi Topluluk’ta insanların almış olduğu eğitimlerin “follow-up” dediğimiz takip sistemini kuruyoruz. Onların imtihan dereceleri, ne tür eğitimlere ihtiyaç olacağı gibi konuların takibi yapılacak. Üçüncüsü de “e-learning” mekaziması eğitimler de buradan yapılmaya başlanacak. Özellikle “virtual meeting”de Bursa’dan biri toplantı yapmak istediğinde Ankara ve İzmir’deki katılımcılarla bir araya gelip zaman ve maddi açıdan büyük avantajlar elde edeceğiz.
M. Alper Göğüş (Koç Holding Bilişim Hizmetleri
Koordinatörü, BT Yönetim Kurulu Başkanı)
Ben Bu Markaya Âşığım
Fiat markasının, Türk halkının ihtiyaçlarını her yönden karşıladığını söyleyen Fiat İzmir Ana Bayii Poyraz Otomotiv’in Yönetim Kurulu Başkanı Selami Özpoyraz kendi bölgesinde hep ilklere imza atmış ve sürekli yatırım yapmış bir girişimci. Bu konuda Vehbi Koç’u örnek aldığını belirten Özpoyraz ile Fiat sevgisinden müşteri memnuniyetine, otomobil sektörüne kadar birçok konu hakkında sohbet ettik
İlk olarak çalışma hayatına nasıl atıldığınızı anlatır mısınız?
1967’de plasiyer olarak firmalarda çalışmaya başladım. 1972’de kardeşimle birlikte perakende yedek parça satarak otomobil işine geçtik. 1973-85 yılları arası perakende işimiz devam etti. 1992 yılına kadar tüm Türkiye’ye toptan yedek parça sattık. İstanbul’dan ithalatçılardan yedek parça alarak Türkiye’ye dağıtıyorduk. 1992’de Enrico Alberti’nin yetkili satıcısı olduk ve otomobil ünite satışına başladık. 2002 yılına kadar süren yetkili satıcılık döneminden bugüne kadar da Fiat Ana Bayii olarak çalışma hayatımıza devam ediyoruz. 2004 yılında da Aydın’da ana bayilik kurduk.
Koç Topluluğu ile birlikteliğiniz nasıl başladı ve Koç kültürü kurum yapınıza ilk günden bugüne nasıl yansıdı?
Vehbi Koç’u hep takip ederdim. Sürekli yatırım yapması, ülkesini çok sevmesi her zaman hayran olduğum özellikleriydi. Biz de onun izinden gitmek, Koç Topluluğu’nun ürettiği malları satmak istedik. Koç’la ilk tanışmamız Birmot’la oldu. Onun yedek parça bayisi olarak başladık, bu birlikteliğimiz şimdi de Fiat Bayii ve Koç Alianz Acenteliği olarak devam ediyor. Koç Topluluğu’nun daima bayilerini önemseyen ve bizlere sahip çıkan, yakın olan bir yaklaşımı var. Desteklerini her yaptığımız işte hissediyoruz. Bu grupta çalışmaktan oldukça memnunuz ve Koç Topluluğu’nun genel prensiplerini de işlerimizde bire bir uygulamaya çalışıyoruz.
Tofaş gibi hızlı büyüyen köklü bir kuruluşun çatısı altında olmanın size getirdiği avantajlar neler?
Bu markaya inanıyoruz ve güveniyoruz. Dünyanın sayılı köklü markalarından biri Fiat. Bu markanın mensubu olmak çok gurur verici, Fiat’a âşığım diyebilirim. Bizim halkımıza çok uygun, onların alabileceği, daha çabuk ulaşabileceği otomobiller üretiyor. Yedek parçası, servis maliyeti ucuz. Ülkemizde üretim yapıyor, işgücü anlamında katma değer yaratıyor ve ihracat gerçekleştiriyor. Tüm bunlar bu markayı tercih etmemizin ve ona sonuna kadar güvenmemizin sebepleridir.
Tofaş’ın kurum, Fiat’ın bir marka olarak ön plana çıkarıldığı imaj kampanyalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Fiat bir markadır ve biz Fiat markasını temsil ediyoruz. Tüm dünyada böyle bir uygulama var. Brezilya, Çin, İtalya, Mısır gibi ülkelerde de Fiat’ın üretim tesisleri mevcut. Bu tesisler Fiat markasını üretiyor fakat fabrikaları farklı adla anılıyor. Tofaş gerçekten gurur verici bir fabrika, önemi daima vurgulanmalı. Müşterilerimizi her ay otobüslerle oraya götürüyoruz. Fabrikayı gören müşterilerimiz hayran kalıyorlar.
Sektörün içinden biri olarak şu anki otomotiv piyasası ie ilgili görüşleriniz neler?
Geçen yıl iyi bir yıldı. Bu yıl da böyle olacak diye düşünüyorduk. Fakat hurda araç indiriminin yarıya düşmesiyle bir daralma yaşadık. ÖTV oranlarının %37’ye yükselmesi de bizi sendeleten bir dönem geçirmemize neden oldu. Bu tür kararlar uygulanmadan önce sektörün buna hazırlanması için belli bir süre verilmesini isterdim. Bu değişiklikler çok ani oldu. Üretimi durdurmanın imkânı da olmadığından ithal araç satan firmaların elinde ciddi stoklar oluştu. Neticede arz olup talep olmayınca bir daralma yaşandı. Halkımız 17 Aralık’a kilitlendiğinden, iyi geçecek diye düşündüğümüz kasım ayı ve aralık ayının ilk yarısı bile durgun geçti. Şu an yıl sonu dolayısıyla bir artış var. Şubat, Mart gibi bu artışların daha da yükseleceğini düşünüyorum.
Günümüzdeki rekabet ortamında tüm kurumlar farklılaşmak için müşteri memnuniyeti adına çalışmalar yapıyor. Sizin bu memnuniyeti sağlamak ve diğer bayilerden farkınızı ortaya koymak için kendi bünyenizde yaptığınız çalışmalar nelerdir?
Müşteriyle bire bir ilgileniyoruz ve müşterinin istekleri doğrultusunda hareket ediyoruz. Hem servis, hem satış, hem de sigortasıyla müşterimizin tüm ihtiyaçlarını en üst seviyede karşılamaya çalışıyoruz.
Servisimizde altı ve “showroom”umuzda dokuz çalışanımız müşteri ilişkilerimizden sorumlu. Yeni ürün alan müşterilerimizi üç gün sonra, servisimize gelen müşterilerimizi ise bir hafta sonra mutlaka arıyoruz ve memnuniyetlerini soruyoruz. Servisimizde hakikaten müşteri memnuniyeti var ki şu anda beş altı günlük randevu listelerimiz dolu.
Farklılaşmak için eskiden uygulanmayan bir yöntem uyguladık; yaklaşık yedi yıldır pazar günleri açığız. Biz Gaziemir’de pazar günleri hizmet veren ilk bayiyiz. Ayrıca reklamlara önem veriyoruz, posta ve SMS yollarıyla müşterilerimize ulaşıyoruz. En büyük özelliğimiz de aktif satış. Müşterinin buraya gelmesini beklemiyoruz, adresine gidiyor ve aracımızı satıyoruz.
Dostları ilə paylaş: |