Borcumuzun sadece milli gelire oranını azaltmakla kalmadık, aynı zamanda borç stokumuzun kalitesini de iyileştirdik. 2002’de yüzde 58,1 olan döviz cinsi ve dövize endeksli borçların toplam brüt borç stoku içindeki payını 2010 yılında yüzde 26,6’ya düşürdük. 2002’de 9 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesini, 2010 yılında 44 aya yükselttik. Cumhuriyet tarihinde ilk defa iç piyasada Türk Lirası cinsinden 10 yıl vade ile borçlanma gerçekleştirdik. 2002 yılında 7 yıl olan yurtdışında ihraç ettiğimiz dolar cinsi tahvillerin ortalama vadesini 2010 yılında 20 yılın üzerine çıkardık. Bu ekonomimize duyulan güvenin bir ifadesidir. Geldiğimiz noktada borç stokumuz döviz, faiz ve likidite dalgalanmalarına karşı çok daha dayanıklıdır.
Harcama kalemlerinin bütçe içinden aldıkları paylar iktidarımız süresinde önemli ölçüde değişmiştir. İktidarımız vatandaşlarımıza daha az yük yükleyerek, çocuklarımızı, geleceğimizi daha az borçlandırarak, onlara çok daha büyük hizmetler verdi. Bütçe içindeki faiz harcamalarının oranı gittikçe ve ciddi oranda azalırken; yatırım harcamaları, sosyal nitelikli harcamalar ve personel harcamaları arttı. 2002 yılında toplanan her 100 liralık verginin 86 lirası faiz ödemelerine giderken, bu rakam 3,5 kat azaldı, 2010 yılında 23 liraya geriledi.
Dostları ilə paylaş: |