Çok Kısa Çok Uzun Olabilir
Açılış şarkısının iki kıtası ve bu iki kıta arasında arabanın sessizce yol alışı esnasında verilen es belli bir zaman alıyordu, bu bize provada ilk anda çok uzun geldi. Ama ikinci kıtayı budadığımızda önoyun daha uzun, kıtalar arasındaki esi budadığımızda ise daha kısa göründü.
[...]
Sahne 1
Cesaret Ana Olarak Tanınan İşkadını Anna Fierling İsveç Ordusuyla Karşılaşır.
Askere yazıcılar savaşta harcanacak asker aramak üzere ülkeyi arşınlamaktadırlar. Cesaret Ana çeşitli savaş meydanlarında peydahlanmış karışık ailesini bir çavuşa tanıtır. Kantinci kadın oğullarını askere yazıcılara karşı bir bıçakla savunur. Oğullarının askere yazıcılara kulak kesildiklerini görür ve çavuşun erken bir ölümle burun buruna geleceği kehanetini savurur. Çocuklarının savaştan korkmaları için onların da siyah haçları çekmelerini sağlar. Yine de küçük bir ticari pazarlık yüzünden, cesur oğlunu kaybeder. Ve çavuş onun yanından bir kehanet savurarak ayrılır.
İstiyorsan savaşın sana işlemesini
El mecbur ödemelisin ona bedelini
Genel Düzenleme
Askere yazıcılar savaşta harcanacak asker aramak üzere ülkeyi arşınlamaktadırlar. Boş sahnede gözetleme yerinin sağ önünde duran çavuş ve askere yazıcı alçak sesle komutanları için savaşta harcanacak asker bulmanın zorluğundan yakınmaktadırlar. Çavuşun sözünü ettiği şehrin, orkestra yerinde olduğu varsayılır. Cesaret Ana'nın arabası görünür ve genç adamları görünce askere yazıcıların ağızlarının suyu akar. Çavuş "Dur!" diye haykırır ve araba durur.
Cesaret Ana çeşitli savaş meydanlarında peydahlanmış karışık ailesini bir çavuşa tanıtır. Ticaret ve savaş erbabı buluşurlar, savaş başlayabilir. Askerin görüntüsü karşısında Fierling'ler bir an korkmuş gibi duraksayabilirler: Kendi taraflarındaki askerler aynı zamanda onların düşmanlarıdırlar; savaş vermesini bildiği gibi almasını da bilir. Cesaret Ana'nın "Günaydın çavuş"u aynı çavuşun kısa küt ve askeri bir tekdüzelikle sarfettiği "Günaydın arkadaşlar" sözü gibi söylenir. Arabadan aşağı inerken, kağıtlarını göstermeyi profesyoneller arasında lüzumsuz bir formalite olarak gördüğünü belli eder ("Anlaşıldı, bütün usulleri yerine getireceğiz"). Çeşitli savaş meydanlarında peydahlanmış küçük ailesini şakacı bir tavırla tanıtır: Bir parça 'Cesaret Ana' tavrını takınır.
Araba ve çocuklar solda, askere yazıcılar sağdadır. Cesaret Ana kâğıtlarla dolu teneke kutusuyla birlikte öteki tarafa geçer. Çağırılmıştır, ama o aynı zamanda ortalığı kolaçan etmek ve iş yapmak için de atağa geçmiştir. Onları uzakta tutarak daha iyi koruyabilecekmiş gibi çocuklarını sahnenin öbür tarafından tanıtır. Askere yazıcı onun arkasından oğullarına sokulup, onları ayartarak saldırıya geçer. Can alıcı nokta "İyi bir tabanca yahut bir kemer tokasına ihtiyacın yok mu?" ve "Başka şeye ihtiyacım var." repliklerindedir.
Kantinci kadın oğullarını askere yazıcılara karşı bir bıçakla savunur. Çavuş kadını olduğu yerde bırakır ve ardında askere yazıcıyla birlikte oğullarına yönelir. Onların göğüslerine vurur, baldırlarını yoklar. Geri dönüp Cesaret Ana'nın önünde durur: "Neden orduda değil bunlar?". Askere yazıcı oğullarla birlikte kalmıştır: "Görelim bakalım hanım evladı mısın, değil misin?". Cesaret Ana koşup gelir, askere yazıcı ve oğlunun arasına atılır: "Hanım evladı yâ". Askere yazıcı (sağdaki) çavuşa gider ve yakınır: "Demin bana posta koydu"; Cesaret Ana Eilif'ini kapıp uzaklaştırır. Çavuş ikna etmeye çalışır ama Cesaret Ana bir bıçak çeker ve oğullarını koruyarak öfkeyle karşılarına dikilir.
Cesaret Ana oğullarının askere yazıcılara kulak kesildiklerini görür ve çavuşun erken bir ölümle burun buruna geleceği kehanetini savurur. Yeniden çavuşun yanına gider ("Bana miğferini ver"). Çocukları ağızları açık onun ardından gelir ve bakarlar. Askere yazıcı yana doğru bir hareket yapar, arkadan Eilif'in yanına gelir ve onunla konuşmaya başlar.
Bir anlık tereddütten sonra çavuş siyah haçı çeker, çocuklar tatmin olmuş bir şekilde arabaya dönerler, ama askere yazıcı peşlerini bırakmaz. Ve Cesaret Ana döndüğü zaman ("Yola devam etmeliyim") askere yazıcıyı iki oğlunun arasında görür; kollarını oğullarının omuzlarına dolamıştır.
Çocuklarının savaştan korkmaları için onların da siyah haç çekmelerini sağlar. Kendi saflarındaki isyan çığrından çıkmıştır. Kızgın bir şekilde çocukları için siyah haç çizmeye arabanın arkasına koşar. Arabanın önüne miğfer ile birlikte geldiğinde askere yazıcı sırıtarak çocukları onun yanında bırakır ve (sağdaki) çavuşun yanına gider. Kasvetli tören sona erdiğinde, Cesaret Ana çavuşa gider, miğferini geri verir ve etekleri tutuşmuş bir şekilde arabanın koltuğuna tırmanır. Oğullar kendilerini arabaya koşmuşlardır, araba ilerlemeye başlar. Cesaret Ana duruma hakim olmuştur.
Yine de küçük bir ticari pazarlık yüzünden cesur oğlunu kaybeder. Ama çavuş tümüyle yenilgiye uğramamıştır; askere yazıcının tavsiyesiyle alışveriş yapmayı önerir. Ateşlenen Cesaret Ana arabadan iner ve çavuş onu arabanın arkasına çeker. Pazarlık sürerken, askere yazıcı Eilif'in koşumunu çıkarır ve onu götürür. Kattrin bunu görür, arabadan iner ve boş yere Cesaret Ana'nın dikkatini Eilif'in gözden kayboluşuna çekmek ister. Ama Cesaret Ana pazarlığa dalmıştır. Ancak cüzdanını kapattıktan sonra onun yokluğunu fark eder. Bir an için elinde palaskalar arabanın dingiline oturur kalır. Sonra hiddetle elindekileri arabanın içine fırlatır ve aile bir eksikle, sıkıntılı bir şekilde yola koyulur.
Ve çavuş onun yanından bir kehanet savurarak ayrılır. Gülerek, eğer savaştan yarar umuyorsa, bedelini de ödemek zorunda olduğu kehanetinde bulunur.
[...]
Askere Yazıcılar
Ön oyundaki boş sahne anayolun kenarlarını belirleyen kışı hatırlatır birkaç öbek ot sayesinde somut bir mekansallığa dönüştürüldü. Burada askerler zırhlarının içinde dişleri takırdayarak beklemektedirler.
Savaşın büyük düzensizliği düzenle, dağınıklığı organizasyonla başlar. Sorun çıkarıcıların kendi sorunları vardır. Bir savaşın başlaması için zeka gerektiği yolunda şikayetler duyarız. Askerler tüccardır. Çavuşun başvurduğu küçük bir kitabı, askere yazıcının ise coğrafya ile boğuşmasında kendisine yardımcı olan bir haritası vardır. Savaşın ve ticaretin bir potada erimesi kısa vadede mümkün olmaz.
Gruplandırma
Çavuş ve askere yazıcıyı oynayan oyuncuları Cesaret Ana'nın arabası görünene dek bir arada ve tek bir yerde durmaya ikna etmekte bazı zorluklar çıkacaktır. Tiyatromuzda, gruplar her zaman dağılmaya me-yillidirler; bu kısmen herbir oyuncunun seyircinin ilgisini dolaşarak ve konumunu değiştirerek artırabileceğine inanmasından, kısmen de seyircinin ilgisini gruptan alıp kendi üzerine çekmek için yalnız kalmak istemesinden kaynaklanır. Ama askerleri birarada tutmamamız için hiçbir neden yoktur, aksine, konumdaki bir değişiklik hem imgeyi hem de argümanı zayıflatabilecektir.
Konum Değişiklikleri
Konumlar, onları değiştirmeye yönelik zorlayıcı bir neden olmadıkça korunmalıdırlar; ve varyete yapma arzusu zorlayıcı bir neden değildir. Eğer varyete yapma arzusuna yenik düşülürse, sonuç sahne üzerindeki bütün hareketlerin değeririnin düşmesidir; seyirci herbir hareketin ardında özgül bir anlam aramaktan vazgeçer, hareketi ciddiye almayı bırakır. Ama özellikle aksiyonun can alıcı noktalarında bir konum değişikliğinin yarattığı güçlü etki zayıflatılmamalıdır. Meşru varyete, can alıcı noktaların saptanması ve onların çevresindeki düzenlemenin planlanması yoluyla elde edilir. Örneğin, askere yazıcılar Cesaret Ana'yı dinlemektedirler; uzun konuşmasıyla onların ilgisini başka yere yöneltmekte ve onları eğlendirmekte ve böylece onları hoş bir hava içine sokmakta başarılı olmuştur; o ana dek yalnızca bir tek uğursuz olay olmuştur: Çavuş kâğıtlarını sormuş, fakat onları incelemememiştir -tek amacı orada daha uzun süre kalmalarını sağlamaktır. Cesaret Ana bir sonraki adımı atar (fiziksel olarak da; çavuşa yönelir, onun kemer tokasını tutar ve sorar: "Bir kemer tokası istemez misin?"), onlara bir şeyler satmaya çalışır ve işte o anda askere yazıcılar aksiyona geçerler. Çavuş uğursuzca "Başka bir şeye ihti-yacım var" der ve askere yazıcıyla birlikte arabanın dingilinde oturan oğullara yönelir. Askere yazıcılar oğlanlara atlara bakar gibi bakarlar. Can alıcı nokta, çavuşun Cesaret Ana'nın yanına dönüp önünde durarak "Neden orduda değiller?" diye sormasıyla vurgulanır (Böyle hareketlerin etkisi, hareket esnasında oyuncuları konuşturarak zayıflatılmamalıdır). Eğer konum değişikliklerine seyirciye belirli gelişmeleri sergilemek için ihtiyaç duyuluyorsa, hareket aksiyon ve bu özel an için anlamlı olan bir şeyi ifade etmekte kullanılmalıdır; eğer bu türden bir şey bulunamazsa, bu noktaya gelinceye kadar olan tüm düzenlemenin gözden geçirilmesi önerilir, muhtemelen hatalı olduğu görülecektir, çünkü bir düzenlemenin tek amacı aksiyonu ifade etmektir ve aksiyon (umut edilir ki), düzenlemenin yalnızca sunması gerektiği olayların mantıklı bir gelişimini içerir.
Ayrıntılar Üzerine
Parlak ışıkla aydınlatılmış sahne üzerinde, en küçüğü dahil, her ayrıntı elbette tam anlamıyla hakkı verilerek oynanmalıdır. Bu özellikle, bir satış sonucunda ödeme yapılması gibi, sahnelerimizde örtbas edilmesi bir ilke haline gelen aksiyonlar için doğrudur. Burada Weigel (1. sahnedeki kemer tokası satışında, 2. sahnede kart horoz, 5. ve 6. sahnelerdeki içki satışında, 12. sahnede kefen parasını öderken) kendine özgü küçük bir jest buldu: Boynuna astığı deri cüzdanı gürültüyle şakırdatarak kapatıyordu. Provalarda, seyircinin ayaklarını yerden kesmeye çabalama alışkanlığında olan oyuncuların sabırsızlığına karşı koymak ve ayrıntıları epik tiyatronun ilkesiyle -bir şeyin diğerini takip etmesi- uyum içinde özenli ve yaratıcı bir şekilde ele almak gerçekten zordur. Anlık ayrıntılar bile oldukça açıklayıcıdırlar; örneğin, askere yazıcılar oğullarına yönelip atların kaslarını yoklar gibi çocukların kaslarını yokladıklarında Cesaret Ana bir an için annelere özgü bir gurur duyar, fakat çavuşun sorusu ("Neden orduda değiller?") oğullarının niteliklerinin onları içine düşürdüğü tehlikeyi gösterir: O zaman oğullarıyla askere yazıcılar arasında koşuşturur. Ayrıntıları ele almayı mümkün kılmak için provalardaki çalışma hızı yavaş olmalıdır; gösterinin hızını belirlemek ayrı bir sorundur ve daha sonra gelir.
Bir Ayrıntı
Bıçak çekerken, Cesaret Ana hiçbir vahşilik göstermez. Sadece çocuklarını savunmakta ne kadar ileri gidebileceğini göstermektedir. Oyuncu, Cesaret Ana'nın bu gibi durumlara aşina olduğunu ve üstesinden gelmeyi bildiğini göstermelidir.
Cesaret Ana çocuklarına kura çektirir. İsviçre Peyniri miğferden kendi kağıdını çekerken ufak yollu bir eleştiri konuşması ve belagatlı bir yüz çevirmeyle -başka deyişle çok az abartılmış bir tarafsızlık gösterisiyle (kendin gör el çabukluğu marifet yok) oyuncu, Cesaret Ana'nın kaderin işine karıştığını bildiğini gösterir- öte yandan söylediği her şeye, yani belli durumlarda çocuklarının belli nitelikleri ve kusurlarının ölümcül olabileceğine tümüyle inanmaktadır.
Cesaret Ana çavuşun erken bir ölümle burun buruna geleceği kehanetini savurur. Cesaret Ana'nın kurasını çektirmek için çavuşa yönelmeden önce Eilif'in etrafında dönmesi gerektiğini keşfettik. Aksi takdirde bunu savaş hayranı oğlunu savaştan caydırmak için yaptığı anlaşılamayacaktı.
Kemer tokası pazarlığı. Cesaret Ana, bir kemer tokası satmanın ayartısına karşı koyamadığı için oğlunu askere yazıcıya kaptırır. Arabadan aşağı, çavuşa tokayı getirmek için indikten sonra, ilkin endişeyle askere yazıcıyı yoklamak için etrafına bakınarak belli bir miktar güvensizlik sergilemelidir. Çavuş toka demetini eline alarak onu arabanın arkasına çekince, Cesaret Ana'nın güvensizliği ticari alana kayar. Çavuşa schnapps getirmeye giderken daha parası ödenmemiş olan tokayı çavuşun elinden alır; ayrıca meteliği ısırır. Çavuş onun güvensizliğinden yılmıştır.
Eğer başlangıçtaki güvensizlik atlansaydı, elimizde aptal, hiçbir özelliği olmayan bir kadın ya da ticarete hevesli ama deneyimsiz bir kişi olacaktı. Güvensizlik yok olmamalı sadece, hiçbir işe yaramayacak kadar zayıf kalmalıdır.
Pantomim
Askere yazıcı Eilif'in koşumlarını çıkarttığı sahnede jestlerle oynamalı ("kadınlar senin için birbirlerinin saçlarını başlarını yolacaklar"). Onu boyunduruğundan kurtarmaktadır.
Onu verdiği bir guldeni almaya zorlar; önünde durmuş yumruğunun içindeki guldeni vaat etmektedir, Eilif trans halindeymişçesine çıkar.
Orantı
Weigel, Cesaret Ana'nın yiğit oğlunun kaçırılmasına gösterdiği tepkiyi oynarken ustalıklı bir orantı duygusu sergiledi. Dehşete kapılmışlık yerine yılgınlığı gösterdi. Bir asker olmakla oğlu henüz kaybedilmemiştir, sadece tehlike içindedir. Ve diğer çocuklarını da kaybedecektir. Eilif'in neden artık kendisiyle birlikte olmadığını çok iyi bildiğini göstermek için kemer tokası demetini yerde sürükledi ve dingilin üzerinde bir süre dinlenmek için otururken bacaklarının arasında tuttuktan sonra kızgın bir şekilde arabanın içine fırlattı. Ve Kattrin kendisini Eilif'in koşumuna bağlarken Cesaret Ana kızının yüzüne bakmaz.
Sahne 2
Wallhof Kalesi Önünde Cesaret Ana Yiğit Oğluyla Yeniden Karşılaşır.
Cesaret Ana İsveç kampında fahiş fiyatla erzak satar; kart bir horoz üzerine yürüttüğü sıkı bir pazarlık esnasında yaşamında önemli bir rol oynayacak olan bir ordu aşçısıyla tanışır. İsveçli general çadırına genç bir asker getirir ve onu cesaretinden dolayı onurlandırır. Cesaret Ana genç askerin kayıp oğlu olduğunu fark eder; Eilif'in onuruna verilen yemekten faydalanarak, kart horozuna karşılık yüklü miktarda para alır. Eilif yaptığı kahramanca işi anlatır; Cesaret Ana çadıra bitişik olan mutfakta kart horozunu yolarken kokuşmuş generaller hakkındaki fikirlerini açıklar. Eilif bir kılıç dansı yapar ve annesi bir şarkıyla karşılık verir. Eilif annesini kucaklar ve kahramanlık yaparak kendisini tehlikeye attığı için suratına bir tokat yer.
Genel Düzenleme
Cesaret Ana Walholf Kalesi önünde İsveç kampında fahiş fiyatlarla erzak satar; kart bir horoz üzerine yürüttüğü sıkı bir pazarlık esnasında yaşamında önemli bir rol oynayacak olan bir ordu aşçısıyla tanışır. Bu sahnede hareket, merkezi noktada ("Ne yapacağım, biliyor musun?") vuku bulur. Aşçı havuçları soymayı bırakır, çöp kovasından çürümüş bir et parçası bulup çıkarır ve onu kasap tezgahnın üstüne koyar. Cesaret Ana'nın şantaj girişimi boşa çıkmıştır. İsveçli general çadırına genç bir asker getirir ve onu cesaretinden ötürü öven kısa bir konuşma yapar. Çadırın dışından gelen bir davul sesi yüksek rütbeli kişilerin geldiğini duyurur. Generalin askeri onurlandırmak için mi içtiği, yoksa içki içmek için mi askeri onurlandırdığı açık olmak zorunda değildir. Bu arada çadıra bitişik olan mutfakta aşçı yemeği hazırlamaktadır. Cesaret Ana elinde kart horozuyla orada durmaktadır.
Cesaret Ana genç askerin kayıp oğlu olduğunu farkeder; Eilif'in onuruna verilen yemekten faydalanarak kart horozuna karşılık yüklü miktarda para alır. Cesaret Ana oğlunu görmenin verdiği sevinçle kendisinden geçmiştir ama Eilif'in yeniden ortaya çıkmasını kendisi için ticari bir avantaja dönüştürmeyecek kadar değil. Bu arada general alçı piposunu yakmak için rahibe bir çıra getirtir.
Eilif yaptığı kahramanca işi anlatır ve Cesaret Ana mutfakta kart horozu yolarken kokuşmuş generaller hakkındaki fikirlerini açıklar. Başlangıçtaki öyküyü dinlerken Cesaret Ana'nın yüzü ışıldar, sonra yüzü bulutlanır ve sonunda kart horozu sinirle önündeki fıçıya fırlatır. İşine yeniden başlarken general hakkındaki fikirlerini açıklar; aynı anda çadırda, general kendisi için gerekli olan yeni kahramanlıkları harita üstünde Eilif'e göstermektedir.
Eilif bir kılıç dansı yapar ve annesi bir şarkıyla karşılık verir. Eilif kılıç dansını sahnenin önünde çadırla mutfak arasındaki bölmenin yanında yapar.
Cesaret Ana şarkıyı bitirmek için bölmeye sokulur. Sonra tekrar fıçının başına döner ama ayakta kalır.
Eilif annesini kucaklar ve kahramanlık yaparak kendisini tehlikeye attığı için suratına bir tokat yer.
Kart Horoz Pazarlığı
Cesaret Ana ile aşçı arasındaki horoz pazarlığı, başka şeylerin yanısıra aralarındaki hassas ilişkinin kurulmasına da hizmet etti. İkisi de pazarlıktan hoşnut kaldılar ve aşçı yalnızca Cesaret Ana'nın hazır cevaplılığına değil, onun, oğlunun onurlandırılmasını ticari amaçları için sömürmesindeki açık gözlülüğüne de hayranlığını dile getirdi. Buna karşılık Cesaret Ana da aşçının çürümüş et parçasını çöp varilinden uzun et bıçağının ucuyla çıkarıp sanki değerli bir nesneymiş gibi -oysa insanın burnunu kıracak türden bir parçaydı- dikkatle mutfak tezgahına taşıyışından hoşlandı. Oyuncu Bildt, şehveti kıpırdanmaya başlayan bir Don juan olan aşçıya horozu, teatral bir zarafetle hazırlatarak sahneyi zekice oynadı. Bu sessiz sahnenin sınırlandırılarak icra edildiğine dikkat edin, böylece ilgiyi çadırın içinde geçen sahneden koparmadı.
Bildt bir Hollandalı'nın yardımıyla Hollanda aksanını kazanma derdini bile göze aldı.
[...]
General
General bir klişeye dönüştürüldü. Haddinden fazla hırçın bağırtılar ve performans egemen sınıf hakkında çok az şey ortaya koyuyordu. Onu neredeyse dalgın bir şekilde rutin bir eylemi gerçekleştirircesine cesur askerleri onurlandıran efemine bir İsveç aristokratı olarak çizmek daha iyi olacaktı. Eğer bu yapılmış olsaydı, ilk girişi -sarhoştur, onur konuğundan destek alır ve hemen şarap testisine yönelir- daha öğretici olurdu. Böylece külhanbeyi sarhoşluğundan biraz daha fazlası görülebilirdi.
[...]
Din Savaşı
General'in rahibe davranışı bir din savaşında dinin rolünü göstermelidir. Bu oldukça kaba bir şekilde oynandı. General ona piposu için çıra getirtir ve hakir görerek üstüne şarap döker; rahip gözleri Eilif'te cübbesinin eteğini biraz karşı gelerek, biraz da olayı bir şaka olarak kabul ederek siler. Ne genç katil gibi masaya davet edilir ne de içecek bir şey verilir. Ama konumunu en açık olarak gösteren şey, general genç askeri çadırın duvarındaki haritaya götürürken, dolayısıyla masayı boşalttıklarında, konumunun aşağılık olmasından dolayı aşağılık biçimde masaya yerleşmesi ve kendisine şarap koymasıdır -tüm bunlar Eilif oradayken olup biter. Bu konum rahibin kinizminin kaynağıdır.
Eilif'in Dansı
Yiğit oğulun kısa kılıç dansı rahat olduğu kadar da tutkulu sergilenmelidir. Genç adam herhangi bir yerde gördüğü bir dansı taklit etmektedir. Böylesi şeyleri açık kılmak kolay değildir.
Kostüm: Eilif'in ucuz, içeri göçmüş bir göğüs zırhı vardır ve hâlâ yıpranmış pantolonlarını giymektedir. 8. sahneye kadar (barışın gelişi) pahalı elbileseler ve askeri kuşam giymez; zengin ölür.
Bir ayrıntı
Cesaret Ana kokuşmuş generaller hakkında yaptığı sinirli konuşma esnasında yolma eylemine bir tür simgesel anlam yükleyerek kart horozu vahşice yolar. Keyifli aşçıdan gelen kısa kahkaha patlamaları onun sövgülerini kesintiye uğratır.
[...]
Sahne 3
Cesaret Ana Lutherci Kamptan Katolik Kampına
Geçer ve Dürüst Oğlu İsviçre Peyniri'ni Kaybeder.
Cephane karaborsacılığı. Cesaret Ana bir kamp fahişesine hizmet eder ve kızını askerlerle ahbaplık etmemesi konusunda uyarır. Cesaret Ana aşçı ve rahiple flört ederken, dilsiz Kattrin fahişenin şapka ve ayakkabılarını üzerinde dener. Süpriz saldırı. Katolik kampında ilk yemek. Ağabeyle kızkardeşi arasında geçen konuşma ve İsviçre Peyniri'nin tutuklanması. Cesaret Ana İsviçre Peyniri'nin fidyesini ödemek için arabasını kamp fahişesine rehin bırakmaya çalışır. Cesaret Ana rüşvetin miktarı üzerine pazarlık eder. Pazarlığı haddinden fazla uzatır ve İsviçre Peyniri'ni yere yıkan yaylım ateşini işitir. Dilsiz Kattrin İsviçre Peyniri'nin ölüsünü beklerken annesinin yanında durur. Cesaret Ana kendisini ele vermek korkusuyla, oğlunun ölüsünü sahiplenmez.
Genel Düzenleme
Bütün sahne boyunca araba solda dingili seyirciye dönük olarak durur, böylece sol tarafında kalanlar sağ taraftakilerce görülmez. Arka merkezde bir bayrak direği, sağ önde yemek masası olarak kullanılan bir fıçı vardır. Sahne dört bölüme ayrılmıştır: Sürpriz saldırı, Dürüst oğlun tutuklanması, Pazarlık, İnkar. İlk iki bölümden sonra yarım perde çekilir, üçüncü bölümden sonra sahne karartılır.
Cephane karaborsacılığı. Cesaret Ana, peşinde kendisine bir şeyler söylemeye çalışan bir levazım subayıyla soldan girer. Bir an ön sahnede onunla birlikte dikilir; "Bu fiyata olmaz"dan sonra ona arkasını döner ve İsviçre Peyniri'nin oturmakta olduğu, arabanın yanındaki bir sandığın üzerine oturur. İş alçak sesle yürütülür. Kattrin çamaşırları toplamaktan alıkonur ve levazım subayıyla birlikte arabanın sol arkasına gider. Cesaret Ana, İsviçre Peyniri'nin iç çamaşırlarını yamamaya başlamıştır; çalışırken, onu dürüst olması konusunda uyarır. Arabanın öbür yanından dönen levazım subayı İsviçre Peyniri'ni kendisiyle birlikte götürür. Bu ve bunu izleyen sahneler bir idil havasındadır.
Cesaret Ana bir kamp fahişesine hizmet eder ve kızını askerlerle ahbaplık etmemesi konusunda uyarır. Dikiş işiyle uğraşmaya başlayan Cesaret Ana, Pottier'in yanına oturur. Kattrin, çamaşırları toplarken onların konuşmalarını dinler. Pottier şarkısını söyledikten sonra, ayan beyan bir fahişe kırıtışıyla arabanın arkasına gider.
Cesaret Ana ahçı ve rahiple flört ederken, Dilsiz Kattrin fahişenin şapka ve ayakkabılarını üzerinde dener. Kısa bir şakalaşmanın ardından Cesaret Ana konuklarını birer bardak şarap içmek için arabanın arkasına götürür ve orada politik bir konuşmaya dalarlar. Araya sokuşturulan "Ve bu savaş bir din savaşıdır" cümlesinden sonra aşçı ironik bir biçimde "Güçlü bir inanç" ilahisini söylemeye başlar. Bu, Kattrin'e, Yvette'in şapka ve ayakkabılarını denemek için zaman kazandırır.
Süpriz saldırı. Süpriz saldırının koşuşturma ve bağırışmaları arasında tek sabit nokta, olduğu yerde dikilip duran ve herkesin yoluna çıkan rahiptir. Geri kalan düzenleme metindeki gibidir.
Katolik kampında ilk yemek. Artık Cesaret Ana'nın barmenliğini yapmakta olan rahip yemek tenceresi etrafında toplanmış küçük aileye katılır; İsviçre Peyniri biraz uzak durmaktadır; gitmek istemektedir.
Ağabeyle kızkardeş arasında geçen konuşma ve İsviçre Peyniri'nin tutuklanması. Ağabeyle kızkardeş arasında geçen konuşma ayaküstü hazırlanmış yemek sofrasının başında geçer. Kattrin arabanın arkasındaki casusu gördüğünde ağabeyinin arabaya çıkmasını engellemeye çalışır. Cesaret Ana rahiple geri döndüğünde Kattrin sahnenin ortasına kadar onu doğru koşar. Cesaret Ana, rahip ve Kattrin, Katoliklerin gelişini beklemek üzere masanın etrafında gruplaşırlar.
Cesaret Ana, İsviçre Peyniri'nin fidyesini ödemek için arabasını kamp fahişesine rehin bırakmaya çalışır. Rahip, Cesaret Ana'yı karşılamaya koşar, Cesaret Ana bitkindir ve rahip onu arabanın önünde kollarına alır. Cesaret Ana biraz olsun gücünü toplamasını sağlayan bu kucaklamadan çabucak sıyrılır ve düşünmeye başlar. Pottier albayla birlikte geldiğinde planı tümüyle hazırdır. Pottier albayı orada bırakıp Cesaret Ana'ya koşar, bir ihanet öpücüğü kondurur, tekrar kavalyesine koşar ve sonra harisce arabanın içine süzülür. Cesaret Ana onu dışarı çeker, sövüp sayar ve İsviçre Peyniri üzerine görüşmesi için onu geri yollar.
Cesaret Ana rüşvetin miktarı üzerine pazarlık eder. Cesaret Ana Kattrin ve rahipten bardakları yıkamalarını ve bıçakları bilemelerini ister, böylece tam bir 'kuşatma altındalık' atmosferi yaratılır. Ailesi ile fahişenin aralarında, sahnenin merkezinde duran Cesaret Ana arabasından tümüyle vazgeçmeyi reddeder -onun uğruna çok mücadele etmiştir. Yeniden bıçakları bilemeye oturur ve Pottier askerlerin ikiyüz gulden istedikleri haberiyle dönene kadar ayağa kalkmaz. Artık parayı ödemeye razıdır.
Cesaret Ana İsviçre peynirini yere yıkan yaylım ateşini işitir. Cesaret Ana Pottier'i yollar yollamaz aniden ayağa kalkar ve "Anlaşılan pazarlığı fazla uzattım" der. Yaylım ateşi yankılanır, rahip onu bırakıp arabanın arkasına geçer. Karanlık çöker.
Cesaret Ana kendisini ele vermek korkusuyla oğlunun ölüsünü inkâr eder. Yvette yavaşça arabanın arkasından çıkar. Cesaret Ana'yı azarlar, onu kendini ele vermemesi konusunda uyarır ve Kattrin'i arabanın arkasından çıkarıp getirir. Kattrin, yüzü başka yere dönük olarak annesinin yanına gider ve orada durur. İsviçre Peyniri getirilir. Annesi onun yanına gider ve oğlu olduğunu inkâr eder.
Hareketler ve Gruplandırmalar
Hareketlerin ve gruplandırmaların düzenlenmesi öykünün ritmini izlemeli ve aksiyona resimsel anlatım kazandırmalıdır.
3. sahnede bir kamp idili düşmanın sürpriz saldırısıyla bozulur. İdil başlangıcından itibaren azami bir bozulmayı sergilemeyi olanaklı kılacak şekilde oluşturulmalıdır. İnsanların açıkça sergilenen kargaşa içinde ileri geri hareket edebilecekleri bir alan bırakması gerekir; sahnenin bölümleri işlevlerini değiştirebilmelidirler.
Sahnenin başında Kattrin, çamaşırları arabayla topun sağ arkası arasına gerilmiş çamaşır ipine asmaktadır; böylelikle Cesaret Ana sahnenin sonunda çamaşırları telaş içinde toplayabilecektir. Çamaşırlarını kurtarmak için Cesaret Ana'nın sahneyi çapraz olarak katetmesi gerekmektedir. Kattrin, başlangıçta Yvette'in bir müşteri olarak hizmet gördüğü fıçının sağ önünde büzülmüş oturmaktadır; Cesaret Ana, arabadan biraz kurum alır ve kızının yüzüne sürmek için fıçının başına gelir. O ana kadar münhasıran ticari işlere ayrılmış olan bu mekân şimdi özel bir olaya sahne olmaktadır. İsviçre Peyniri, elinde kasayla, Cesaret Ana'nın telaşla kızına koştuğu yolla kesişecek bir yol tutturarak, sahnenin sağ arkasından sol önündeki arabaya doğru çapraz-lamasına içeri girer. Cesaret Ana önce onu geçip birkaç adım atar fakat kasayı görmüştür ve oğlu arabaya girmek üzereyken ona doğru döner. Tehlike altındaki iki civcivi arasında kalmış ve önce hangisini kurtaracağına karar veremeyen bir tavuk gibi kısa bir süre durur. Kızının yüzünü kurumla sıvarken, oğlu kasayı arabaya gizler; kızıyla işi bitip de oğlu arabadan çıkıncaya kadar onu azarlayamaz. Rahip arabanın arkasından fırlayıp da İsveç bayrağını işaret ettiği sırada hâlâ oğlunun yanında durmaktadır. Cesaret Ana sahnenin arka merkezine koşup bayrağı indirir.
Saldırıyla bozulan kamp idil'i belirgin bölümlere ayrılmalıdır. Hafif karanlık cephane karaborsası pazarlığı arabanın basamaklarında sona erdiğinde, İsviçre Peyniri, peşinde levazımcıyla sağdan çıkar. Levazımcı fıçının yanında oturup şapkasını dikmekte olan kamp fahişesini fark eder; tiksintiyle başka yöne bakar. Yvette arkasından bir şeyler bağırır ve sonra ağırlık merkezi sahnenin sağ tarafına kaydığı sırada Cesaret Ana da yavaşça fıçıya doğru gelir. (Kısa bir süre sonra onu Kattrin izler, arabanın arkasından çıkar ve tekrar çamaşır asmaya koyulur.) İki kadın konuşurlar ve Kattrin yıkadıklarını asarken konuşulanları dinler. Yvette şarkısını söyler. Kışkırtıcı bir yürüyüşle sağ önden sol arkaya doğru çıkar. Kattrin onu seyreder ve annesi tarafından uyarılır. Aşçı ve rahip sağ arkadan girerler. Gösterdikleri ilgiyle seyircinin dikkatini Kattrin'e yönelttikleri kısa bir şakalaşmadan sonra, Cesaret Ana onları arabanın arkasına götürür. Ardından politik tartışma ve Kattrin'in pantomimi gelir. Kattrin, aynı yerlerde yürü-yerek, Yvette'i taklit eder. Alarm, levazımcıyla askerlerin sağ arkadan koşarak girmeleriyle verilir. Cesaret Ana'nın çamaşırlarını kurtarmak için topun yanına, Kattrin'in de ayaklarını saklamak için fıçının başına koşturmasından sonra, aşçı askerlerin girdiği yerden dışarı çıkar.
Dostları ilə paylaş: |