Sibirya coğrafik anlamdan çok, bir şekildir. Birçok kişi, özellikle yabancılar, Ural Dağlarının arkasında doğuya doğru bulunan her şeyin, Asya kıtasının tüm kuzey kısmının Sibirya olduğunu düşünmektedir



Yüklə 34,76 Kb.
tarix11.09.2018
ölçüsü34,76 Kb.
#81121

SİBİRYA

Sibirya coğrafik anlamdan çok, bir şekildir. Birçok kişi, özellikle yabancılar, Ural Dağlarının arkasında doğuya doğru bulunan her şeyin, Asya kıtasının tüm kuzey kısmının Sibirya olduğunu düşünmektedir. Orada bulunmayan kimseler için tüm bu kocaman şehirlerden, taygadan, denizlerden, nehirlerden, göllerden ve bataklıklardan oluşan alan kar, dondurucu soğuklar, devasa mesafeler ve yabanilik gibi sıfatlar ile özdeşleşmektedir.

Gerçekte ise, Sibirya çok çeşitliliğe ve çok değişken bir yüze sahiptir. Sibirya’yı ancak meşrut bir şekilde bölgelere ayırmak mümkündür. Batı ve Doğu Sibirya, Altay, Tuva ve Hakasya, Savanlar ve Zabaykalye, Yakutistan. Krayniy Sever’i (Uç Kuzey Bölgesini) de aynen meşrut bir şekilde Sibirya’ya eklemek mümkündür. Batıdan doğuya 7 bin kilometre, kuzeyden güneye 3,5 bin kilometre, 10 bin metrekare, yüzölçümü bakımından neredeyse 20 adet Fransa - Sibirya işte budur!

Sibirya’ya ilk giren Avrupalılar, Rus Kuzeylileri olan Pomorlar’dı. Sibirya’nın ilk Rus şehirleri, Rus Kazak Ataman Ermak’ın XVI. yüzyılın ikinci yarısında yaptığı seferlerden sonra inşa edilen kalelerden büyüyerek oluşan Obdorsk, Tümen ve Tobolsk şehirleridir.

Bu bölge çok zengin ve büyük bir kısmı halen insan tarafından keşfedilmemiş olan bir bölgedir. Daha üç yüzyıl öncesinden bile Büyük Aydın Rus Bilim Adamı Mikhail Lomonosov, “Rusya cünün Sibirya sayesinde artacağı” kehanetinde bulunmuştur. Buradaki gaz ve petrol, altın ve elmas yatakları, kürk, hayvan, balık ve tertemiz içme suyu rezervleri, muhteşem büyüklüktedir, nehirler üzerinde dünyanın en büyük elektrik santralleri inşa edilmiştir. Genel olarak Sibirya’daki her şey devasa büyüklüktedir: Ob, İrtış, Yenisey, Angara ve Lena nehirleri, Altay ve Sayan dağları, Baykal ve Teletskoye gölleri. Baykal gölü Doğu Sibirya’nın incisidir. Bu göl en derin ve muhtemelen dünyadaki en eski göl olup, yaşı 25 milyon yıl civarındadır. Bu gölde, tertemiz ve olağanüstü şeffaflıkta olarak dünya tatlı su rezervlerinin yaklaşık dörtte biri toplanmıştır. 30 santim çapındaki beyaz bir halkayı göle attığınız takdirde bu halka Baykal suyunun 40 metre derinlik altında bile görülebilir. Göl, deniz seviyesinden yaklaşık 500 metre yükseklikte bulunmaktadır. Baykal’da 1850 çeşit hayvan ve 850 tür bitki yaşamakta olup, bunların birçoğuna sadece burada rastlamak mümkündür.

XIX. yüzyılın sonunda - XX. yüzyılın başında inşa edilmiş olan toplam uzunluğu 9332 kilometrelik Transsibirya Demiryolu Hattının büyük bir kısmı, Sibirya üzerinden geçmektedir.

Sibirya’nın dondurucu soğukları da kendince görülmeye değer bir Sibirya özelliğidir. Bazen soğuklar 40 ve 50 dereceye kadar varabilmektedir. Hatta 25–30 derecelik soğukları yerel halk fark etmemekte olup, bunlar bir kış için normal sıcaklık dereceleridir. Buna karşın, Sibirya güneyindeki yazlar yeteri kadar sıcak olup, 30 derecedir. Suyun serin kalmasına bakmadan, Temmuz ayında bile su sıcaklığı ancak 17–18 derece kadar olup, gene de yüzmek mümkündür. Buralarda, sayısızca hidroelektrik santrallerinin baraj gölleri olan suni denizler bulunmaktadır. Omsk, Novosibirsk, Krasnoyarsk ve İrkutsk gibi en büyük nehirleri Sibirya’nın güney kısmında bulunmaktadırlar.

Krasnoyarskiy Kray bölgesinin başlıca görülmeye değer öğesi - Stolbıdır (Sütunlardır). Burası Doğu Sayan’ların kanatlarındaki emsalsiz bir koruma bölgesidir. Dağ kütleleri çıkıntıları, yüksekliği 100 metreye varan yaklaşık 80 adet kaya grubunu oluşturmuşlaradır. Bunlardan bazılarının görüntülerine uygun isimleri vardır: Ded (Dede), Baba, Berkut (Şahin), Perya (Kuş Tüyleri), Krepost (Kale). Burası, alpinistlerin ve dağ tırmanışçılarının severek toplandıkları bir yerdir. Hatta Krasnoyarsk’ta, Yenisey’den aşağıya uzak kuzey köşesi Dudinki ve Dikson’a kadar vapur turlarına bile başlanmıştır.

Gornıy Altay (Dağlı Altay) özel bir çekiciliğe sahiptir. Bölgenin işareti Teletskoye Gölüdür. Yerel halk bu göle Altın Göl der. Bu bölge yaya turistleri, kayakçılar, alpinistler ve at gezileri hayranları arasında çok popüler bir yerdir. Dayanma gücünüzü ve cesaretinizi deneyebileceğiniz zorlu su güzergâhları, Katun, Başkaus, Çuya ve Çulımşan nehirlerinden geçmektedir. Altay’ın en yüksek noktası olan Beluha Dağına (4056 metre) tırmanmak prestij getiren bir şeydir. Mejdureçensk şehrinin yakınındaki Gornaya Şorya’da donanımlı dağ kayak yolları bulunmaktadır.

Tayganın uçsuz bucaksız genişliklerinde Orta Sibirya platosunun kıyasla yüksek noktası olan gizemli Putorana Platosu kaybolmuştur. Yerel halk Evenk’lerin dilinde Putorana Dik Kıyılı Göller Ülkesi demektir. Platoyu, gölleri oluşturarak 1000 metreye kadar derinlikteki ovalar kesmektedir. Bölgenin en yüksek noktası olan Kamen Dağından (Taş Dağı) baktığınızda gözlerinizin önüne yüzlerce kilometrelik alanı kapsayan bir manzara serilir. Su akıntıları bir dizi şelale oluşturarak ovaların dik yamaçlarından aşağı akmaktadır. Tabii ki buralara kadar hiçbir yol gelmemekte, turistler yüzlerce kilometreleri aşarak helikopterler ile gelirler.

Kuzey Ren geyiği Kuzeyin asıl yerli halkları için en büyük değer olarak kalmaya devam etmektedir. Ren geyiğine binerler, geyikleri günartlara koşarlar, derisinden elbise ve ayakkabı dikerler, yerel halkın evleri olan güçumları örterler, Ren geyiğinin eti ise yüzlerce sene öncesinde de olduğu gibi kuzeylilerin ana yemeği olarak kalmaya devam etmektedir.

Güney Sibirya’da Yenisey nehrinin kıyılarında az nüfuslu halklar olan Hakaslar, Tuvalılar, Yakutlar ve Buryatlar ikamet ederler. Örneğin, Hakasların sayısı sadece 80 bin, Tuvalılar ise 200 binden daha azdır. Bu halkların temsilcileri emsalsiz bir şekildeki boğazdan şarkı söyleme sanatına hâkimdirler. Şarkıcı, kelimeleri söylemez, ancak boğazından çıkardığı seslerde bazen koca bir orkestranın sesini, bazen at toynaklarının sesini bazen de vahşi hayvanın hırıltılı inlemeleri duyulur. Bu mahareti daha çocukken öğrenirler, ama herkesin yapamayacağı bir şey. Boğazdan söylenen şarkların sadece erkekler tarafından söylenmesi çok ilginçtir.

Baykal Gölünün güney ve doğusuna doğru bulunan Buryatya Rusya’daki Budizm merkezidir. Burada 30’a yakın Budist rahipler yaşamaktadır. Steplerin tüm göçebe halklarında da olduğu gibi Buryatlar her zaman için gerçekten de ata tapınmışlardır. At sürüsünün sahibi her atını bire bir tanırdı. İnsan Dostu Atlar, rivayet ve masalların başkahramanıdır. Kısrak sütü kımızın ise tedavi edici gücü çok değerlidir.

Komşu Tuva’da anıtla işaretlenmiş olan Asya’nın coğrafik merkezi bulunmaktadır. Yolların sayısı çok az ve engebelidir, fakat bölgenin masalsı güzelliği gezginleri kendine çeker.

Rusya’da kıyasla yeni sayılabilecek sıra dışı bir turizm şekli olan Kuzey Kutbuna yolculuk başlamıştır. Turist grupları Moskova’dan uçakla alınarak Spicbergen takımadasına getirilirler ve oradan da helikopterler ile Kuzey Kutbunun hemen yanı başındaki buz üstü çadır kampına getirilirler. Turistler burada birkaç n geçirir ve ayrıca eğlenirler de: köpek koşumlarına biner, kar motorlarında hız yapar, buz tümseklerinde yürüyüşlere çıkar, hava balonları ile bembeyaz sessiz alanlar üzerine yükselirler. Kampta kutup saunası ve çeşitli atraksiyonlar bile var. Uygun hava oluşur oluşmaz turistler helikopterle kısa mesafedeki 90"00"00"00" koordinatlara sahip coğrafik noktaya ulaşırlar. Mutlu gezginler uydu telefonu aracılığı ile aile ve yakınlarını aramak imkânına sahip olurlar ve gezegenin en kuzey noktasında büyük bir memnuniyetle fotoğraf çektirirler.

1. Sibirya’nın dondurucu soğukları da kendince yaşanmaya değer bir öğedir. Bazen soğuklar 40 ve 50 dereceye kadar varabilmektedir. 25–30 derecelik soğukları ise yerel halk hatta fark etmemekte olup, bunlar bir kış için normal sıcaklıklardır. Buna karşın Sibirya güneyindeki yazlar yeteri kadar sıcak olup, 30 derecedir. Temmuz ayında bile su sıcaklığı ancak 17–18 derece kadar olup, suyun serin kalmasına bakmadan, yüzmek bile mümkündür. Buralarda, sayısızca hidroelektrik santrallerinin baraj gölleri olan suni denizler bulunmaktadır.

2. 19 yüzyılın sonunda 20 yüzyılın başlarında inşa edilmiş olan Trans Sibirya demiryolu hattının büyük bir kısmı Sibirya üzerinden geçmektedir. Hattın toplam uzunluğu 9332 kilometredir. Sibirya genişliklerindeki ana ulaşım arteri olarak kalmaya devam eden Trans Sibirya demir yolunun bazı kısımlarında halen yedek karayolu bulunmamaktadır.

3. Sibirya çok çeşitli ve çok yüzlüdür. Sibirya’yı bölgelere ayırmak ancak meşrut bir şekilde mümkündür. Batı ve Doğu Sibirya, Altay, Tuva ve Hakasya, Savanlar ve Zabaykalye, Yakutistan. Krayniy Sever’i (Uç Kuzey Bölgesini) de aynen meşrut bir şekilde Sibirya’ya eklemek mümkündür. Batıdan doğuya 7 bin kilometre, kuzeyden güneye 3,5 bin kilometre, 10 bin metrekare, yüzölçümü bakımından neredeyse 20 adet Fransa - Sibirya işte budur!

4. Bu bölge çok zengin ve büyük bir kısmı halen insan tarafından keşfedilmemiş olan bir bölgedir. Daha üç yüzyıl öncesinden bile Büyük Aydın Rus Bilim Adamı Mikhail Lomonosov, “Rusya gücünün Sibirya sayesinde artacağı” kehanetinde bulunmuştur. Buradaki gaz ve petrol, altın ve elmas yatakları, kürk, hayvan, balık, tertemiz içme suyu rezervleri muhteşem büyüklüktedir, nehirler üzerinde dünyanın en büyük elektrik santralleri inşa edilmiştir. Genel olarak Sibirya’daki her şey devasa büyüklüktedir: Ob, İrtış, Yenisey, Angara ve Lena nehirleri, Altay ve Sayan dağları, Baykal ve Teletskoye gölleri.

5. Krasnoyarskiye Stolbı - Sibirya’nın güneyinde, Doğu Sayan’ların kanatlarındaki emsalsiz koruma bölgesidir. Dağ kütleleri çıkıntıları, yüksekliği 100 metreye varan yaklaşık 80 adet kaya grubunu oluşturmuşlardır. Bunlardan bazılarının görüntülerine uygun isimleri vardır: Ded (Dede), Baba, Berkut (Şahin), Perya (Kuş Tüyleri), Krepost (Kale). Burası alpinistlerin ve dağ tırmanışçılarının severek toplandıkları bir yerdir. Koruma bölgesi, şehrin sakinlerinin inisiyatifi ile şairane siyenit stolblarının (sütunlarının) korunması amacı ile oluşturulmuştur. Güzel manzaralar ve kayalar, sanat adamlarının bir araya gelmeleri ve fikir teatisinde bulundukları bir merkez haline gelmiştir. Tırmanışın zor olduğu kayalar dünya derecesindeki muhteşem kaya tırmanışçıları ve alpinistler okulunun açılmasına önayak olmuştur.

6. Yenisey - Sibirya’daki en büyük ve Rusya’nın en dolgun nehridir. Yenisey’i 22 bin küçük ve büyük ırmak besler. Nehrin, Sayan Dağlarındaki yukarı bölümünde iki bağımsız nehir yatakları olan Büyük ve Küçük Yenisey’den oluştuğu çok az kişi tarafından bilinir. Bunların 4 bin kilometre uzunluğundaki ortak yolu Asya’nın coğrafik merkezinde başlar, daha sonra Yenisey, Krasnoyarski Kray bölgesinden geçerek Kuzey Buz Denizine akar, Yenisey Nehrinin genişliği bazı yerlerinde 3 kilometreye kadar ulaşır, çayın diplerindeki sekilerde ise 15 kilometreye yayılır. Tüm bu yolun vapurla kat etmek, Yenisey’in güzelliğini ve gücünü değerlendirmek, tayganın tundraya dönüştüğü “okyanusun kardeşini” görmek,  Yenisey kıyı şehirlerini ziyaret etmek ve İgarki bölgesinde Kuzey Kutup Dairesinin ötesine geçmek mümkündür. Yenisey yalnızca güzel bir nehir değildir, aynı zamanda çok güçlü elektrik enerjisi kaynağıdır.

7. Emsalsiz yeraltı ebedi buz müzesi, Kuzey Kutup Dairesinin geçtiği İgarka’da bulunmaktadır. Şehrin kendisi ebedi buz üzerinde yerleşmektedir, teste tabi tutulan yeraltı mağarasının kamaralarının birinde 12 metre derinlikteki buz lenslerinin, toprağı çok dayanıklı bir temel haline getirerek ebedi bir şekilde toprağa kaynamış olduğu çok net bir şekilde görülmektedir. Müze ekspozisyonları arasında donmuş toprak veya buz kütleleri içindeki mamut kemiklerinin, balık ve hayvan bedenlerinin, ağaçların görülmesi mümkündür.

8. Lena nehri, Ust-Kut’un aşağısında, ormanla örtülü tepeli (1000–1500 metre) Leno-Ankarskoye platosunu kesip geçmektedir. Bu, devasa büyüklükteki Sibirya nehri, sularını derin ovadan keserek açtığı yol üzerinden taşımakta, kayasal dik kıyıları sıkça su yüzeyinden 300 metreye kadar yükselmektedir. Birçok yerde nehrin kıyıları, doğanın kendisi tarafından oluşturulmuş olan ve 500 kilometreden daha uzun bir mesafeye yayılmış olup çok değişik yapılara benzeyen ünlü Lenskiye Stolbı (Lena Sütunları) tarafından süslenmiştir. Ovanın genişliği 1 ila 10 kilometre arasında değişmekte olup, örneğin, nehir suyunun 200 metrelik kanyona sıkışmış olduğu Pyanıy Bık (Sarhoş Öküz) gibi, yanaklar diye adlandırılan dar geçitlerden geçmektedir. Dolayısı ile değişik yerlerde suyun akış hızı da değişiktir.

9. Putorana Platosu, tayganın uçsuz bucaksız genişliklerinde kaybolmuştur. Putorana Platosu Orta Sibirya platosunun kıyasla daha yüksek bir noktasıdır. Yerel halk Evenk’lerin dilinde Putorana Dik Kıyılı Göller Ülkesi demektir. Platoyu gölleri oluşturarak 1000 metreye kadar derinlikteki ovalar kesmektedir. Bölgenin en yüksek noktası olan Kamen Dağından (Taş Dağı) gözlerinizin önüne yüzlerce kilometrelik alanı kapsayan bir manzara serilmektedir. Su akıntıları bir dizi şelale oluşturarak ovaların dik yamaçlarından aşağı akar. Tabii ki buralara kadar hiçbir yol gelmemektedir, turistler yüzlerce kilometreleri aşarak helikopterler ile gelirler.

10. Kuzey Ren geyiği Kuzeyin asıl halkları için en büyük kıymet olarak kalmaya devam etmektedir. Ren geyiğine binerler, geyikleri nartlara koşarlar, derisinden elbise ve ayakkabı dikerler, yerel halkın evleri olan çumları örterler, Ren geyiğinin eti ise yüzlerce sene öncesinde de olduğu gibi kuzeylilerin ana yemeği olarak kalmaya devam etmektedir.

11. Kuzey Kutbu seyahatleri Rusya’da kıyasla daha yeni başlayan egzotik turizm türlerinden biridir. Turist grupları Moskova’dan uçakla alınarak Spicbergen takımadasına getirilirler ve oradan da helikopterler ile Kuzey Kutbunun hemen yanı başındaki buz üstü çadır kampına getirilirler. Turistler burada birkaç n geçirir ve ayrıca eğlenirler de: köpek koşumlarına biner, kar motorlarında hız yapar, buz tümseklerinde yürüyüşlere çıkar, hava balonları ile bembeyaz sessiz alanlar üzerine yükselirler. Kampta kutup saunası ve çeşitli atraksiyonlar bile var. Uygun hava oluşur oluşmaz turistler helikopterle kısa mesafedeki 90"00"00"00" koordinatlara sahip coğrafik noktaya ulaşırlar. Mutlu gezginler uydu telefonu aracılığı ile aile ve yakınlarını aramak imkânına sahip olur ve gezegenin bu en kuzey noktasında büyük bir memnuniyetle fotoğraf çektirirler.

12. Stepte yaşayan göçebe halklarının tümünde de olduğu gibi, Sibirya’nın güneyinde yerleşik Buryat ve Tuvalılarda da at kutsal bir varlıktır. At sürüsünün sahibi atlarının hepsini bire bir tanırdı. İnsan Dostu Atlar- rivayet ve masalların başkahramanlarıdır. Kısrak sütü olan kımızın tedavi gücü ise çok değerlidir.

13. Turistler için Velikoye Sayanskoye Koltso (Ulu Sayan Halkası) isimli tarihsel etnik coğrafya gezi güzergâhı geliştirilmiştir. Gezginler, birkaç günlük gezi sırasında Sibirya Rus köylerindeki hayat ile tanışır, gecelerini Hakasların keçeden ve ağaçtan yapılan otağlarında geçirir, Tuvalıların boğazdan söylenen şarkılarını dinler ve ateş etrafında şaman kamlama ritüellerine katılırlar. Sayanskoye Koltso turuna Vladimir Lenin’in sürgünde burada yaşaması ile ünlenen tarihi Şuşenskoye köyünde bulunan koruma altındaki bölge müzesinin ziyareti de dâhildir. Koruma altındaki müze gezisi şovu, gerçek 19–20. yüzyıl köyünde yaşanan, uygarlıktan eski çağa eğlenceli bir geçiştir. Turistler izlemekle kalmayıp, aynı zamanda eski törenlerle, oyunlara, danslara ve geleneksel akşam eğlencelerine katılırlar. Eski Rus usulü bar olan traktirlerde Sibirya geleneğinden bir parça olan ev yapımı votka olan samogon ve yağlı domuz eti mutlak bir ikramdır. Veda ederken ise eski Sibirya evinde çayın yanında geleneksel kuşkirazı börekleri ikram edilir. Sayan Dağları, kutsal bir tapınak ve doğal iklimsel tatil merkezidir. Sadece 9 n sürecek bir tatil sırasında geçen yüzyıl Sibiryalılarının çok uluslu ev hayatı ve modern hayat tarzı ile tanışır, bunların inançlarının başlangıcını dokunarak hissetme şansına sahip olursunuz. Krasnoyarsk’tan Hakasya’ya kadar uzanan yolun her 100 kilometresinde bir peyzaj ve kültür farklılığına şahit olursunuz. Yüzlerce kilometrelik alanda uçsuz bucaksız steplerin uzandığı, etrafında ise yıkılmış dağları görebileceğiniz Tuva’da otağ kampında kalırsınız. Emsalsiz boğazdan yapılan şarkı ile tanışmanız sizi etkilenmeden bırakmayacaktır. Tuva’da Asya’nın coğrafik merkezi, Budist kiliseleri ve ülkedeki tek şaman tedavi merkezi bulunmaktadır.

14. Altay, Orta Asya’daki bir dağ ülkesidir. Altay kelimesinin anlamı Altın Dağlardır. Altay hakkında düzinelerce rivayet vardır. Bunlardan birinde insanlığın kendi kendini yok etmesinden sonra uygarlığın yeni merkezi olacak olan gizli Şambala ülkesine açılan kapının burada bulunduğu anlatılır. Altay doğası emsalsizdir. Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar minik bir alanda bu kadar çok manzaranın bir arada sığdığı başka bir yer yoktur. Burada her çeşit zorluk seviyesindeki yaya, su, dağ, kayak, bisiklet ve araç üstü seyahatlerin yapılması mümkündür.

15. Dağlık Altay’ın özel bir cazibesi vardır. Bölgenin en önemli özelliği Teletskoye Gölüdür. Yerel halk Dağlık Altay’a Altın der. Bu bölge, yaya turistleri, sucular, kayakçılar, alpinistler ve at üstü gezi hayranları arasında çok popüler bir yerdir. Kendinizi dayanıklılık ve cesaret yönünde sınayabileceğiniz zorlu su güzergâhları, Katun, Başkaus, Çuya ve Çulımşan ırmaklarından geçer. Altay’ın en yüksek tepesi olan Beluha Dağına (4056) tırmanmak, çok prestijlidir. Mejdureçensk şehrinin yakınındaki Dağlık Şorya’da donanımlı dağ kayak yolları vardır.

16. Şamanizm insanın hayatının tümünü bağlı olduğu kötü ve iyi ruhlara duyulan ilkel bir inanç sistemidir. Ruhlar ve insan arasındaki aracı ise şamandır. Şamanın insanüstü güçlere sahip olduğuna, gelecekten haber verebildiğine, hastalıkları iyileştirebileceğine ve kaybolanı bulabileceğine inanılır. Tuva’daki geziniz sırasında ateş etrafında Şamanların büyücü kamlama ritüellerine ve ruhlarla konuşma ayinlerine şahit olursunuz. Bu ayinlere uzun ulumalar ve tef çalgıları eşlik eder. Tuva’nın başkenti Kızıl şehrinde şaman hastanesi vardır. Gerçek şamanlar size kendi geleneklerini ve olanaklarını anlatırlar. İstemeniz halinde geleceğinizi öğrenebilir ve arınma ritüeline katılabilirsiniz.

17. Güney Sibirya’da Yenisey nehrinin kıyılarında az sayılı halklar, Hakaslar, Tuvalılar, Yakutlar ve Buryatlar ikamet eder. Örneğin Hakasların sayısı sadece 80 bin, Tuvalılar 200 binden daha azdır. Bu halkların temsilcileri emsalsiz boğazdan şarkı söyleme sanatına sahiptirler. Şarkıcı kelimeleri söylemez, ancak boğazından çıkardığı seslerde bazen koca bir orkestranın sesini, bazen at toynaklarının sesini bazen de vahşi hayvanın hırıltılı inlemeleri duyulur. Bu mahareti daha çocukken öğrenirler, ama bu herkesin yapamayacağı bir şey. Boğazdan söylenen şarkının sadece erkekler tarafından söylenmesi çok ilginçtir.



18. Eski Tuva’nın en ilginç anıtlarının taştan heykellerin veya taş balballarının olduğu kabul edilir. Bunlar ellerinde ayinsel hacimleri tutan savaşçı heykelleridir. Bu heykellerin Tuva’daki sayısı bir zamanlar 200 kadardı. Bunların büyük bir kısmı yerin altından çıkarılarak Kızıl’daki cumhuriyet önemindeki Bölge Bilgisi Müzesinde sergilenmektedir. Fakat bu balbalların en mükemmeli halen stepte bulunmakta ve gerçek Moğol Hükümdarı ile alakalı olmamasına rağmen Cengiz Han diye adlandırılır. Cengiz Han kırmızımsı granitten oyulmuştur.
Yüklə 34,76 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin