49:13,14 Tanrı’ya güvenmek yerine akılsızlık ederek zenginliklerine güvenenlerin sonu budur – sanki asla ölmeyeceklermiş gibi akılsızlık içinde yaşarlar. Ama ölümleri kaçınılmazdır; öldüklerinde akrabaları ve dostları onların engin bilgeliklerinden söz edeceklerdir. Kaçınılmaz olarak bedenlerinden ayrılacaklardır, ölüm çobanı tarafından insafsızca mezara sürüklenen koyunlara benzerler. “Budalaların yolu... budur. ...Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak.” Zengin adam ve Lazar’ın örneğinde olduğu gibi, akla kara ortaya çıkacaktır. İbrahim’in zengin adama söylediklerini hatırlayalım:
Oğlum, yaşamın boyunca senin iyilik payını, Lazar’ın da kötülük payını aldığını unutma. Şimdiyse o burada teselli ediliyor, sen de azap çekiyorsun (Luk.16:25).
Zengin adamın bütün görkemi ve güzelliği kaybolacaktır. Ölüler diyarından başka evi yoktur – yeryüzünde zevk aldığı eviyle ne çarpıcı bir zıtlık!
49:15 Burada Eski Antlaşma’da bulunan diriliş konusu hakkında bazı parıltılar görürüz. Genelde Eski Antlaşma yazarlarının ölüm ve ötesi hakkındaki düşünceleri çok belirsizdir. Ama mezmur yazarı burada, Tanrı’nın canını mezarın gücünden kurtaracağına dair duyduğu güveni belirtir. Tanrı, onun canını kurtaracak ve bu cana diriliş bedenini giydirecektir. “Beni yanına alacak” ifadesindeki kullandığı sözcük, Tanrı’nın Hanok’u ve İlyas’ı yanına alırken ifade edilen sözcükle aynıdır.