02.02.2010 Yazı İşleri Müdürü Tarafından Yayınlanan Basın Özeti1 Türkçeye Kazandıranlar:
Av. İsmail Kavak, Av. Ata Sabri Atılgan, Av. Elçin Kurt, Av. Emine Çileli, Av. Nuray Rüzgar, Av.Erkul Erdem Av.Serap Kervan, Av. Serkan Cengiz Daire Kararı
Sinan Işık/Türkiye(Başvuru no.21924/05) NÜFUS CÜZDANLARINDA DİN HANESİNİN YER ALMASI SÖZLEŞMENİN İHLALİDİR Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9.Maddesi’nin İhlali (Düşünce,Vicdan ve Din Özgürlüğü) Olaylar Başvuran Sinan Işık, 1962 doğumlu bir Türk vatandaşı olup, İzmir’de yaşamaktadır. Türk toplumu ve tarihi içerisinde kök salmış bulunan, Alevi cemaatinin bir üyesidir. Bu inanç, özellikle sufizm ve İslam öncesi inançlardan etkilenmiş olup, bazı Alevi alimlerince ayrı bir din ve bazılarınca da (diğer bir kısmınca da) İslamın bir alt kolu olarak kabul edilmektedir.
Bay Işık, 2004 yılında nüfus cüzdanında, “İslam” yerine “Alevi” ibaresinin yer alması istemiyle, Mahkemeye başvurmuştur. 2006 yılına kadar, nüfus cüzdanında sahibinin dininin gösterilmesi bir zorunluluktu (ancak 2006 yılından itibaren bu kısmın boş bırakılmasını talep etme hakkı tanınmıştır).
İzmir Bölge İdare Mahkemesi, 7 Eylül 2004 tarihinde, başvuranın talebini, bir kamu kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşavirliği’nden aldığı görüşe dayanarak reddetmiştir. Mahkeme, Aleviliğin İslamın bir alt grubu olduğuna atıfta bulunan kurum görüşünü uygun bulmuş ve bundan dolayı nüfus cüzdanında İslam ibaresinin yerinde olduğuna karar vermiştir. Başvuran, nüfus cüzdanındaki bu zorunlu ibarenin sonucu olarak, inancını açıklamak zorunda kaldığı gerekçesiyle temyize başvurmuştur. Başvuran, bu zorunluluğun hem Sözleşme’ye (din ve vicdan hürriyeti) ve hem de Anayasa’ya (hiç kimse…dini inançlarını ve kanaatlerini açıklamaya mecbur bırakılamaz) aykırı olduğunu ileri sürmüştür. Yargıtay, 21 Kasım 2004 tarihinde, başka herhangi bir gerekçe göstermeksizin hükmü onamıştır.
Şikayetler Usul ve Mahkemenin Oluşumu Bay Işık 9. maddeye ek olarak, günlük hayatta sıklıkla kullanılan resmi belge olan nüfus cüzdanında inançlarını açıklamak mecburiyetinde bırakıldığından şikayetle, 6. maddeye (adil yargılanma hakkı) ve 14. maddeye (ayrımcılık yasağı) de dayanmıştır. Başvurucu nüfus cüzdanındaki İslam kelimesinin yerine Alevilik olarak adlandırılan inancının konulması talebinin reddinden dolayı da şikayetçi olmuştur. Başvurucu, mevcut durumun (ibarenin) gerçeği yansıtmadığını ve talebinin reddine dair yargılamanın, aynı zamanda devlet tarafından inancının değerlendirilmesini de içermesi sebebiyle sakıncalı olduğunu savunmuştur.
Başvuru , 3 Haziran 2005 tarihinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne sunulmuştur.
Karar, aşağıda belirtilen yedi yargıçtan oluşan Daire tarafından verilmiştir.
Françoise Tulkens (Belçika)-Başkan
Ireneu Cabral Barreto (Portekiz),
Vladimiro Zagrebelsky (Italya),
Danutė Jočienė (Litvanya),
Dragoljub Popović (Sırbistan),
András Sajó (Macaristan),
Işıl Karakaş (Türkiye)- Yargıçlar
ve Sally Dollé-Daire Yazı İşleri Müdürü.
Mahkemenin Kararı Mahkeme, kişinin dinini veya inançlarını açıklama özgürlüğünün negatif bir yönü olduğunu yinelemektedir. Şöyle ki, buda bireyin dinini açıklamaya ve böylesi bir inanca sahip olup olmadığının yazılması sonucunu doğuracak şekilde davranmaya mecbur bırakılmama hakkıdır.
Mahkeme (AİHM), nüfus cüzdanlarındaki din ibaresinin Türk vatandaşlarını (ve özellikle Mr. Işık’ı) dini kanaat ve inançlarını açıklamaya mecbur bırakan (2006 yılına kadar zorunludur) bir tedbir teşkil etmediğine dair Hükümet savunmasını ikna edici bulmamıştır. Başvurucunun 2004 yılındaki nüfus cüzdanının düzeltilmesini sağlamak için açmış olduğu ve başarısızlıkla sonuçlanan dava açısından Mahkeme, Devletin başvurucunun inancıyla ilgili değerlendirme yapmasına neden olduğu için, bunun Devletin bu tür konularda nötr ve tarafsız kalma yükümlülüğünü ihlal ettiği kanaatindedir.
Hükümet, bunlara ilaveten, 2006 tarihli yasadan bu yana, tüm Türk vatandaşlarının nüfus cüzdanlarındaki dine dair bilgilerin değiştirilmesi veya bu hanenin boş bırakılmasını talep etme hakkına sahip olduklarından, başvurucunun her halükarda 9.madde ihlalinin mağduru olduğu iddiasında bulunamayacağını da ileri sürmüştür. Bu bağlamda Mahkeme, yasanın durum üzerinde etkili olmadığına karar vermiştir. Nüfus kayıtları, nüfus cüzdanları vb. evraklardaki din ibaresinin silinmesi için resmi makamlara yazılı olarak başvurulmak zorunda kalınması gerçeği, din hanesi boş bırakılmış bir nüfus cüzdanı olgusu, bireyi rızası hilafına kişisel inançlarına ve dini görüşlerine dair bilgi ifşa etmek zorunda bırakır. Şüphesiz ki bu durum, kişinin dinini ve inancını açıklamama hürriyetine aykırıdır.
Mahkeme, söz konusu ihlalin, başvuranın inancının (Alevi), nüfus cüzdanında yer almasından değil, ancak, zorunlu ya da isteğe bağlı olsun veya olmasın, nüfus cüzdanının bir din hanesini içermesi olgusundan kaynaklandığına işaret etmektedir. Mahkeme, altıya karşı bir oyla 9.madde ihlalinin bulunduğuna karar vermiştir. Mahkeme yine aynı çoğunlukla, 6. ve 14.maddelerin ihlal edilip edilmediğinin ayrıca incelenmesine gerek olmadığına karar vermiştir.
Başvuranın, Sözleşmenin 41.maddesi (adil tazminat) gereğince her hangi bir talepte bulunmamış olması nedeniyle Mahkeme herhangi bir tazminata hükmetmemiştir. Mahkeme 41.maddeye dayanarak nüfus cüzdanlarındaki din hanesinin kaldırılmasının söz konusu ihlale son vermek için uygun bir giderim olduğunu belirlemiştir.
Hakim Cabral Barreto karara ekli bir ayrık görüş açıklamıştır.
Karar yalnızca Fransızca olarak mevcuttur. Bu basın özeti Yazı İşlerince hazırlanmış bir belgedir. Mahkemeyi bağlamaz. Karar Mahkeme’nin web sitesinde bulunmaktadır (http://www.echr.coe.int).
1 “İzmir Barosu Mesleki İngilizce Çalışma Grubu (İBMİÇG)”, İzmir Barosu tarafından düzenlenen “Mesleki İngilizce” kursuna eğitmen ve öğrenci olarak katılan Av. Serkan Cengiz, Av. Ata Sabri Atılgan, Av. İsmail Kavak, Av. Nuray Rüzgar, Av. Elçin Kurt, Av. Emine Çileli, Av. Erkul Erdem ve Av. Serap Kervan’dan oluşmakta olup, İzmir Barosu tüzel kişiliğinden bağımsız, gönüllülük temelinde faaliyet gösterir.