DEĞİŞİM… DEĞİŞMELİYİZ!
50 yılda bir mesleksel tavır geliştiremedik. Mesleksel bir duruşa sahip olamadık. Bilimsel bir nosyon yaratamadık. 50 yılda geleceğimizle ilgili strateji oluşturamadık. Yıllardır, yeni okul açıp da işsiz mi yetiştireceğiz derken sosyal sorunların çığ gibi patlayacağını göremedik. Bu denli vizyonsuzluk mesleği bu duruma getirdi. Bu stratejisizliğimizle, ki strateji yönetim işidir, ikinci okula gerek yok derken, çok yakın bir zamanda her aileye sosyal destek uzmanı, her aileye imam düşüncelerine temel oluşturacak sorunların hacmını göremedik. Biz, yeni okullara gerek yok derken, bu meslekte yeni okullara ve çok fazla sosyal çalışmacıya gerek olduğunu bizim dışımızdaki insanlar gördüler ve kararı ne yazık ki biz değil, onlar verdiler. Birileri, sosyal çalışma mesleğini sosyal hizmet olarak olduğu yerde tutmayı mesleksel başarı sanarken, başkaları ileri taşımaya başladılar. Sosyal mühendislik yaptılar!
Değişim! Değişmeliyiz! Sığlıktan kurtulmalıyız. Okumalıyız. Yazmalıyız. Bugüne, sosyal hizmetlerle ilgili işlevsel ve öğretici kitapları daha çok yazarak ulaşsaydık, yeni kurulan okullar, meslekdışı kişiler tarafından da kurulsalar, eski bilgilerin yazılı üretimlerinden yararlanacaklar ve yeni kurgularını o bilgilerin üzerine inşa etmeleri kaçınılmaz olacaktı. Bu bilgi üretme yoğunluğunu yaratamadık. Bundan böyle, meslekte yeni önerilenlere ve üretimlere heyecanla destek vermeliyiz. Yapılanları alkışlamayı öğrenmeliyiz. Güzel bir gol yeyince alkışlamayı da öğrenmeliyiz. Fair Play diyorlar ya, budur! Çevrenizde düşünce ve eylem üreten herkesi hatalı ya da suçlu görürseniz kendiniz de sığ düşüncelerden ve üretimsizlikten kurtulamazsınız. Kendinizi aşmanın, yaratmanın, üretmenin yolu iletişim, yoğun iletişim ve iyiniyetli çabaları desteklemekten geçer.
Şimdi yeni bölümler, o kapattıralım çığlıkları attığınız bölümler kucağınızdadır. Ya birikiminizle o açılan okullara destek verecek, onların, mesleksel gelişme yolunu bulma sürecini hızlandıracak, o okullara, öğrencilere ve toplumunuza tarihsel katkınızı yapacaksınız ya da onlara "tanımayıp" sırt çevireceksiniz; onlar, toplumsal gelişme süreci içinde bir araya oturup kendi yollarını "sizsiz" bulacaklar, gelişecekler ve sizler oturduğunuz yerde omuzlarınızdaki suçlarınız ve içinizdeki eziklikle, bugün ya da yarın, içerleriniz buruk buruk ya da hatta yaptığınızın sonuçlarını değerlendiremeden emekliliğinizi yaşayacaksınız.
Bütün bu değerlendirmelerden sonra: Sosyal hizmet öğretim ve uygulamasına 50 yılını veren iyiniyetli büyük bir kesim olanlar karşısında kırgındır, şaşkındır. İstenen, sosyal hizmetin böyle esen rüzgarlara bağlı köksüz ve sıfırdan gelişmesi demek değildi. Şimdi tepkiler var, karışmayın, destek vermeyin diye… Destek verenler mesleksel gelişmeye, her şeye karşın katkı mı vermiş olacaklar, hain mi olacaklar? Vermeyenler kahraman mı, yoksa Türkiye'deki meslek tarihinde 50 yılını stratejisiz ve üretimsiz harcayan ve kendisini kendi kararlarıyla yok eden, ufuksuz ve umutsuz bir mesleksel kuşak mı olacak? Meslek dışından gelip mesleği ele alanların mesleği farklı bir raya oturtacakları kesin. Bu ray tarihsel düzlemde, ilk açılan sosyal hizmet öğretim kurumunun bir türlü göremediği toplumla çakışık, gerçekten olması gereken ray mı olacak, yoksa meslek raydan mı çıkacak? Kısa evreyi bilmem ama uzun evrede tarihsel ve toplumsal gelişmelerin her şeyi tarihe ve topluma uygun rayına oturttuğunu, dünya tarihi deneyleriyle gösteriyor. Tarih bu tür tartışmaların örnekleriyle doludur. Bu tavır tartışmalarının sonu gelmez ve tarih kendini yazar. Bu yazım içinde, yaptıklarını kaleme almayanların hatalarını gösteren imzaları da adları da gün gelir görünmez olur; görüşlerini kâğıtlara dökme yürekliliğini gösterenler tarihin geleceğinde değerlendirilirler. Nasıl? Göreceğiz; görülecek…
Değişimi göremeyen ve yönetemeyenlerin bu noktadan sonra söyleyebilecekleri son söz "Yüreğinin götürdüğü yere git." diyen Susanna Tamaro'nun kadere teslim sözüdür: Ey sosyal çalışma, tarihin ve toplumun seni götürdüğü yere git. Artık dümen sende değil çünkü…
Üzülmüyor muyuz? Yanlış açılmalara olduğu kadar, zamanında kendisinden başkasına açtırmayanlara… Ya onlar?
KAYNAKÇA
Karataş, Kasım/Sunay İl, 2002, Sosyal Hizmet Eğitiminde Yeniden Yapılanma 1, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu Yy.
Karataş, Kasım. 2002, "Türkiye'de Sosyal Hizmet Eğitiminin Dünü, Bugünü ve Geleceği", İç: Karataş, Kasım (Ed.). Değişen Türkiye'de İnsan Hakları Açısında Sosyal Hizmetler, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu.
Karataş, Kasım/Gönül Erkan. 2005, "Türkiye'de Sosyal Hizmet Eğitiminin Tarihçesi", Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu.
Kongar, Emre. 1972, Toplumsal Değişme - Kuramlar, İlkeler -. Ankara: Bilgi.
Tomanbay, İlhan. 1999, "Sosyal = Toplumsal",iç: Sosyal Çalışmayı Yapılandırmak - Kavramlar - Oluşum - Nitelik - Uygulama, Meslek Tartışmaları 1, Ankara: SABEV, s. 50-52.
Tomanbay, İlhan. 1999, "Sosyal Hizmetler Yükseköğretim Kurumu Neden Hala Bir Tane?", iç: Sosyal Çalışmayı Yapılandırmak - Kavramlar - Oluşum - Nitelik - Uygulama, Meslek Tartışmaları 1, Ankara: SABEV, s. 98-102.
Tomanbay, İlhan. 2007, "Toplumsal Başka Sosyal Başkadır 1 ve 2", iç: Sosyal Olmak, Ankara: SABEV, s. 28-37.
Tomanbay, İlhan. 2005, "1960'lı Yıllardan 2000'li Yıllara Sosyal Hizmet Eğitimi", iç: Onat, Ümit (Yayına hazırl.), Sosyal Hizmet Sempozyumu 2002 - Sosyal Hizmet Eğitiminde Yeni Yaklaşımlar, Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Hizmetler Yüksekokulu, s. 59-70.
*
NOT: Bu bildiri HÜ İİBF Sosyal Hizmet Bölümü tarafından düzenlenen ve 14-16 Nisan 2011 günlerinde Beytepe Yerleşkesinde yapılan, 21. Yüzyılda Sosyal Hizmetler Nereye? Konulu 7. Ulusal Sosyal Hizmetler Kongresinde sunulmuştur. Basım: Kasım Karataş ve - birinci ciltte - altı, - ikinci ciltte - farklı sekiz arkadaşı (Yayına hazırlayanlar), 2014, İki Cilt, 7. Ulusal Sosyal Hizmetler Kongresi, 21. Yüzyılda Sosyal Hizmetler Nereye? 14-16 Nisan 2011, Ankara, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayını. s. 49-64. (Kapağa yanlışlıkla olacak 14-16 Nisan 2011 yerine 20-22 Kasım 2014 tarihleri yazılmıştır. Kongrenin yapıldığı doğru tarih 14-16 Nisan 2011'dir. Kitabın tam adına uymamakla birlikte yukarıya doğru tarihi yazdım.)
Dostları ilə paylaş: |