T. C. İStanbul 16. AĞIr ceza mahkemesi (cmk 250. Maddesi İle görevli) dosya no



Yüklə 6,09 Mb.
səhifə64/79
tarix29.10.2017
ölçüsü6,09 Mb.
#20885
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   79

Taraftar kod adlı gizli tanık İfadesinde: Müşteki Şenel Kaçmaz'ın Hakan Karaahmet'ten korktuğu için ortaklıktan ayrılarak yurt dışına kaçtığını belirtmiş,

şteki Şenel Kaçmaz İfadesinde: Almanya ülkesinde işçi olarak çalıştığını, 2008 yılında Hakan Karaahmet'in Tempo TV'ye ortak olmasını teklif ettiğini, bunun üzerine Hakan Karaahmet'e 340.000 Amerikan Doları verdiğini, notere giderek anlaşma yaptıklarını, ortak olmalarının ardından bu paranın haricinde Hakan Karaahmet'e 110.000 tl borç para verdiğini ve bunun karşılığında senet aldığını, ortak olmasından 5-6 ay kadar sonra Hakan Karaahmet'in çevrede Şenel televizyona ortak değil şeklinde birtakım sözler söylediğini duyduğunu bunun üzerine Hakan Karaahmet ile bu konuyu konuşmak için televizyona gitmek istediğini ancak Hakan Karaahmet ve yanındaki şahıslardan korktuğu için gidemediğini, ilerleyen zamanda Hakan Karaahmet'in ortaklıktan ayrıldığını, aralarındaki anlaşmazlık sebebi ile Tempo TV'deki hisselerini almak için mahkemeye başvurduğunu ve mahkemenin lehine karar verdiğini, bu sırada söz konusu televizyona Kazım Albayrak'ın ortak olduğunu ve televizyonun yüzde ellisinden fazla hissesini aldığını, Kazım Albayrak'ın yanına gittiğini ve Hakan Karaahmet ile yaşadığı sorunları anlattığını, Kazım'ın da televizyonun yüzde otuz hissesini kendisine verdiğini, Hakan Karaahmet'ten olan 110.000 tl konusunda yardımcı olacağını söylediğini, Hakan Karaahmet'in Olgun Peker'in başkanlığı döneminde Giresunspor yönetiminde olduğunu, Hakan Karaahmet'in Olgun Peker ile birlikte olduğunu bildiğini, Hakan Karaahmet'in Olgun Peker ile birlikte olduğunu bildiği için parasını istemek için görüşmeye gitmekten korktuğunu, televizyondaki hisselerini aldığı ve Hakan Karaahmet'ten olan alacağı hakkında halen mahkemenin devam ettiği için davacı ve şikayetçi olmadığını" beyan etmiştir.

Sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in savunmalarında olayla ilgili müşteki Şenel Kaçmaz'a yönelik yağma iddialarını kabul etmedikleri anlaşılmıştır.

Sanıkların savunmaları, mağdur anlatımları, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre şteki Şenel Kaçmaz'a yönelik yağma suçundan dolayı sanıkların cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de, mağdur Şenel Kaçmaz ile Sanık Hakan Karaahmet arasındaki uyuşmazlığın hukuki nitelikte olduğu, bu nedenle olayda yağma suçunun unsurlarının bulunmadığı anlaşıldığından sanıklar Olgun Peker ve Hakan Karaahmet'in atılı suçtan ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

HER NE KADAR DOSYAMIZDA YARGILAMA KONUSU OLMASADA OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ SUÇ ÖRGÜTÜNÜN BİR KISIM SUÇ İÇERİKLİ EYLEMLERİNİN, SUÇ ÖRGÜTÜNÜN NİTELİĞİNİ VE SÜREKLİLİĞİNİ BELİRLEME AÇISINDAN DEĞİNMEKTE YARAR VARDIR.

1-25/12/2010 Günü Suç Örgütlerinin Menfaat Çatışması Sonucu Ömer Ülkü'nün iş yerinin Basılması ve Darp Edilmesi:

Çıkar amaçlı silahlı örgüt liderlerinden Kürşad Yılmaz'ın oğlu Alparslan Yılmaz ve kendisiyle irtibatlı Battal Gazi Özdemir'in de Giresunspor yönetiminde yer aldıkları, bu şahısların takımın başında teknik direktör olarak Bahri Kaya'yı istedikleri ayrıca Ömer Ülkü'nün sürekli Olgun Peker'in talimatları doğrultusunda hareket etmesinden rahatsızlık duyduklarını, Giresunspor Kulübünün yönetiminin bu şekilde kamuoyunda Sedat Peker ve Kürşad Yılmaz isimleriyle bilinen suç örgütlerinin rant merkezi haline geldiği ve bundan dolayı her iki suç örgütü arasında menfaat çatışmasının başladığı,

Bu anlaşmazlıklardan kaynaklı olarak Giresunspor Kulübü başkanı Ömer Ülkü'nün 25/12/2010 günü Beyoğlu'nda bulunan iş yerinde darp edildiği, olay sonrası Olgun Peker'i arayan Ömer Ülkü'nün " Olgun Peker'in adamı olduğumuz için bizi dövdüler..." (Battal Gazi Özdemir) Battal Hoca ile (Kürşad Yılmaz) Kürşat'ın oğlu geldi, sen dediler Olgun ile hareket ediyorsun, sen dediler bize yanlış yaptın dediler, onlar çıktı arkadan 2 kişi daha geldi, Ömer Ülkü sen misin dediler başladılar bana çalmaya, " diyerek Olgun Peker'e olan bağlılığını ortaya koyup, eylemin sebebini ve olayın azmettiricilerinin Alparslan Yılmaz ve Battal Gazi Özdemir olduğunu beyan ettiği,

Olay sonrası sanık Olgun Peker tarafından suç örgütü lideri Kürşad Yılmaz'ın oğlu Alparslan Yılmaz'a gönderilen ve sanık Coşkun Çalık'ta bulunan mektup avukatı tarafından 04/07/2011 günü kolluk görevlilerine teslim edilmiştir.



2-2010 Yılı Haziran /Temmuz Aylarında Giresun'da Müşteki Ali Akdağ'ın Alacak Tahsili Amacıyla Dövülmesi eylemi:

Sanık Selim Kımıl'ın Giresunspor'a araç kiralamak suretiyle maddi kazanç sağladığı, bu şekilde kiralanan bir aracı kullanan Giresunspor'lu futbolcu Petrial'in eşinin kaza yaptığı ve araçta maddi hasar meydana geldiği, Selim Kımıl'ın aracın maddi hasarını Giresunspor Kulübünden tahsil etmeye çalıştığını fakat bir sonuca ulaşamadığını, bunun üzerine Hakan Karaahmet'le irtibat kurduğu, Hakan Karaahmet'in de parayı Giresunspor basın sözcüsü Ali Akdağ'dan talep ettiği, fakat bir sonuç alınamayınca Hakan Karaahmet'in talimatı, Selim Kımıl'ın yönlendirmesiyle Hırçın Kımıl'ın ve Samet Erdemir'in birlikte Ali Akdağ'dan aracın tamir parasını istedikleri şahsın sonra vereceğini söylemesi üzerine şahsı dövdükleri, müştekinin basit şekilde yaralandığı ve şikayetçi olmadığı bu nedenle eylemden dolayı sevk maddesi tanzim edilmediği anlaşılmıştır.



3-2009 Yılı İçerisinde Giresun'da Mevlüt Engin'in Dövülmesi eylemi:

Giresunspor'da malzemeci olarak çalışan Mevlüt Engin'in Olgun Peker'in başkanlığı döneminde maaş alamadıkları gerekçesiyle belediye'ye başvurduğu, bu durumu öğrenen Olgun Peker'in kendisinden habersiz bir şekilde belediyeye gitmesi nedeniyle şahsı basit şekilde darp ettiği, taraftar kod adlı gizli tanığın ifadesinde belirtilmiş olup; müşteki ifadesinde, olayın sürecini doğrulamış fakat darp edilmediğini sadece şahısla görüşme yaptığını belirtmiş, şikayet yokluğundan sanık Olgun Peker hakkında söz konusu olay nedeniyle sevk maddesi tanzim edilmediği anlaşılmıştır.



4-Yetkisiz Menajerlik Faaliyetleri:

Olgun Peker liderliğindeki haksız çıkar sağlama amaçlı kurulmuş suç örgütünün, iletişim tespit tutanakları, ifadeler, yapılan aramalarda ele geçirilen sözleşme ve fatura içeriklerinden anlaşıldığı üzere; Refleks Menajerlik hizmetleri şirketini kullanarak, yetkisiz şekilde futbolcu menajerliği faaliyetlerinde bulunduğu, bazı spor kulüplerinin de bu durumu göz ardı ederek usulsüz sözleşmeler yaptıkları ;

Bu bağlamda, futbolcu Fatih Tekke'nin önce Beşiktaş Spor Kulübüne, ardından da bu kulüpten Ankaragücüspor kulübüne transfer edildiği, futbolcu Ali Turan'ın önce Galatasaray Spor Kulübüne, bu kulüpten de Antalya Spor Kulübüne transfer edildiği, Aziz Yıldırım, Gökdeniz Karadeniz ve Olgun Peker arasında, Gökdeniz Karadeniz'in Fenerbahçe Spor Kulübüne transferine yönelik tarihsiz bir sözleşme imzalandığı, Hakan Arıkan'ın 21/06/2010 tarihinde Beşiktaş Spor Kulübüne transfer edilmesiyle ilgili Refleks Menajerlik isimli şirket ile Beşiktaş Spor Kulübü arasında sözleşme imzalandığı belirlenmiştir.

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜNE İLİŞKİN SONUÇ OLARAK YAPILAN DEĞERLENDİRME

Gerekçeli kararın başlangıç kısmında suç örgütü kurma, yönetme ve üye olma suçlarına yönelik genel değerlendirmeyi tekrar burada yenilemek gerekmezse de şüphesiz aynı ilkelerin sanık Olgun Peker ve suç arkadaşlarına yönelik eylemlerde de geçerli olduğu izahtan varestedir.

Cebir ve tehdit uygulayıp sindirme, korkutma, yıldırma yöntemleri kullanarak ekonomik çıkar sağlamak amacıyla, nitelikli bir birliktelik içerisinde bulunan bünyesinde dikey yapılanma olan ve hiyerarşi bulunduran eylem, faaliyet ve birliktelikleri süreklilik arz eden üç veya daha fazla kişi tarafından kurulan, amaç suçları işlemeye el verişli araç ve gereçlere sahip bulunan ve TCK'nin 220. Maddesinde tarif edilip müeyyidelenen suç örgütlerinin; haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş suç örgütleri olarak kabul edildikleri bilinmektedir.

Örgütün; varlığını devam ettirebilmek, eylem sürekliliğini sağlayabilmek ve örgüt üyelerinin süreklilik gösteren bireysel ekonomik ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla, örgüt içerisinde, kolluk kuvvetlerinin kendilerine karşı yapabileceği teknik takip, fiziki takip, iletişim tespit ve kayıt altına alma çalışmalarına karşı duyarlı ve tedbirli davrandıkları, kendi aralarında yaptıkları görüşme ve konuşmalarda gizliliğe riayet ettikleri, olası teknik takiplerden kurtulmak amacıyla suç içerikli görüşmelerini telefonda yapmamaya özen gösterdikleri, önemli  görüşmeleri yüzyüze yaptıkları, zorunlu hallerde önceden kendi aralarında belirledikleri şifreli kelimeleri kullanarak konuştukları, cep telefonlarıyla görüşmek yerine bulundukları yerde sabit telefon araştırarak o hat üzerinden görüştükleri anlaşılmıştır.

Bu tip suç örgütlerinin çoğunlukla, suçtan elde ettikleri gelirleri aklamak için devlet tarafından denetimin zor olduğu ve teknik bilgi - beceri gerektirmeyen ticari alanları seçtikleri, örgütlerin işledikleri suçlardan elde edilen kazanç büyüdükçe, örgüt liderlerinin kendilerini toplumun faydası için çalışan insanlar gibi göstermeye çalıştıkları, Sedat Peker liderliğindeki oluşumun bu tipte bir yapılanma niteliği taşıdığı, sanık Olgun Peker'in de futbol camiasıyla sıkı bir irtibat içinde olduğu, ilişkilerinde Sedat Peker'in ismini kullandığı, Sedat Peker'in tutuklanarak cezaevine girmesinin ardından da bu şekilde faaliyetlerine devam ettiği anlaşılmıştır.

Cezaevinde bulunan örgüt lideri Sedat Peker'le irtibat ve koordinasyonun, Sedat Peker'in mesajlarını ilgili şahıslara ileten, Sedat Peker'e para ve hediye göndermek isteyen şahıslara aracılık eden sanık Erkan Korkmaz üzerinden sağladığı, 2002 yılında Özcan Üstüntaş ile birlikte Beşiktaş ilçesinde kurduğu "Refleks Menajerlik Şirketi "aracılığı ile kendi çıkarları doğrultusunda maçların sonuçlarını etkilemeye çalıştığı, yetkisi olmadığı halde menajerlik faaliyetlerinde bulunduğu,

2008 yılı Aralık ayında Giresunspor Kulübünü süper lige çıkarma vaadiyle kulüp başkanı olan örgüt lideri sanık Olgun Peker'in, başkanlık yaptığı iki sezon boyunca Giresunspor Kulübünü süper lige çıkaramaması ve kulübün Bank Asya birinci ligde ilk altı sıraya girememesi ve play offa kalamaması sonucunda 2010 yılı Mayıs ayında görevinden ayrıldığı, ancak kulüp üzerindeki etkisini kaybetmek istemeyen Sanık Olgun Peker'in, kongrede örgüt yöneticisi konumundaki sanık Hakan Karaahmet'i desteklediği, kongreyi başkan adaylarından Osman Çırak'ın kazandığı, ancak takımın ligde başarılı olamaması üzerine Osman Çırak'ın kulübü kongreye taşıdığı, bunun üzerine Olgun Peker'in kulüp üzerindeki etkinliğini kaybetmemek amacıyla kendisiyle fikir ve eylem birliği içerisinde hareket eden örgüt üyesi sanık Ömer Ülkü'yü desteklediği, Ömer Ülkü'nün kongrede başkanlığı kazandığı anlaşılmıştır.

Klasör 8 Dizi 307'de futbolcular Emrah EREN ve İsmail GÜLDEREN arasındaki 21/03/2011 tarihli telefon görüşmesinde E.E'nin “.... yöneticiyi atıyorum dövdürmüş olabilir dedi.......”, “ ...... bi tane arkadaşına dedi tehdit etmiş olabilirler öyle tehditlerde oldu dedim o da bana da yapıldı gerçi dedim telefonda....” şeklindeki geçen telefon görüşmeleri, yine dizi 301'de aynı iki futbolcunun “ hoca şikayetçi olmasın hoca onu dövdü ya parasını alamadı o da “ şeklinde ki konuşmaları, yine dizi 294'de “ hani o hocayı dövmüştü ya diyor Olgun abi” şeklindeki beyanları ve dizi 291'de yer alan futbolcu Emrah EREN ile menajer Faruk GÜRLER arasında geçen “ tahmin ediyorum en az 10 futbolcuya daha yaptılar bunu. Zaten millet delikanlıca dese ki yaptıkları evet bize yaptı böyle yaptı dese hapis yatar.” şeklindeki gıyaptaki telefon görüşmeleri sanık Olgun PEKER'in oluşturduğu korku ve tehdit ortamını gösterdiği mahkememizce değerlendirilmiştir.

Yine Emrah EREN ile Murat SAKA arasında dizi 285'de yer alan telefon görüşmesinde tehdit içerikli e-mailleri ve davranışları kast edilerek  “ zaten yaptığı şeyler ki Olgun PEKER'in yaptığı şeyler ki “ şeklinde ki telefon görüşmeleri, yine “ Şimdi Olgun bana tehdit mesajları falan atmıştı. Olgun'la ilgili bir şey olursa doğruyu söyleyeyim mi saklayayım mı ?”, “ E.H sen de benim gibi başın belaya şeklinde ki” de sanık Olgun PEKER'in etrafta oluşturduğu havayı göstermektedir.

Aynı şekilde klasör 9 dizi 344 te sanık Ömer Ülkü ile Osman Karahan arasında geçen 30/12/2010 tarihli görüşmede de “ demiş ki yani Hakan ... biz Osman'ı bir gün yıkarız demirş Ömer abiyi başkan yapalım o da demiş alırız diye ya BU İŞ TAM MAFYA İŞİ OLMUŞ YA görüyor musun”, “ yani biz de zannediyoruz ki bizim halkımız şöyledir halkımız böyledir ya bu iş ne olmuş biliyor musun tamamen mafyanın eline geçmiş yani” klasör 9 dizi 347 de sanık Ömer Ülkü'nün X şahıs ile 30/12/2010 tarihinde yapmış olduğu görüşmede “hiç sorma ya mafyanın içine düşmüşüz” sanık Ömer Ülkü'nün Osman Karahan ile 29/12/2010 tarihinde yapmış olduğu görüşmede “ bi çete gitti bi çete geldi diyor ondan biz rahatsızız diyor” şeklindeki sanık Olgun Peker in gıyabında yapılan konuşmalarda korku ve tehdit atmosferini teyit eden görüşmelerdir.

Sanık Olgun Peker'in üzerine atılı eylemlerin bir kısmı yukarıda anlatıldığı üzere sübut bulmuş, bir kısmında ise mahkememizce delil yetersizliğinden veya unsurları oluşmayan suçlar nedeniyle beraat kararı verilmiştir. Ancak sanık Olgun Peker'in savunmaları, mağdurların anlatımları, sanığın bizzat yapmış olduğu telefon görüşmeleri, sanığın gıyabında sanıkla iş ilişkisi olan kişilerin anlatımları, silahlı suç örgütü lideri Sedat Peker ile ilişkileri, örgütün hiyerarşik yapısını gösteren iletişim tespit tutanakları, örgütün medya bağlantılarını gösterir tapeler, diğer suç örgütleriyle irtibatı, operasyonel çalışmalara karşı aldıkları tedbirleri gösteren telefon dökümleri, iddianameye konu edilmeyen ancak sanık Olgun Peker ve diğer sanıklar tarafından gerçekleştirilen cebir ve şiddet içerikli eylemleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık Olgun Peker'in haksız çıkar amaçlı suç örgütü kurduğu ve yönettiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Her ne kadar sanık Olgun Peker hakkında silahlı suç örgütü kurup yönetmek suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanığın kurduğu ve yönettiği örgütün silahlı olduğuna ilişkin yeterli kanıta ulaşılamadığından, örgüt “silahlı suç örgütü” olarak nitelendirilmemiş ve sanık hakkında TCK 220/3 Maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.

Sanık Hakan Karaahmet'in ise Olgun Peker liderliğinde kurulan örgütte yöneticilik yaptığı, taraftarlar arasında suça yatkın kişilik ve kimlikleriyle bilinen ve Deli Adil'in oğulları olarak tanınan Selim Kımıl, Evren Kımıl, Hırçın Kımıl kardeşlerle taraftar grubu lideri Özcan Tütüncü, Coşkun Çalık,Samet Erdemir , Aykut Aydın'ı yanına çekip denetimine aldığı, bu sanıkların sevk edip yönlendirdiği ve örgütte yönetici konumunda olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Sanık savunmaları, müşteki beyanları ve tanık anlatımları ile tüm dosya kapsamı birlikte gözetildiğinde sanıklar Ömer Ülkü , Coşkun Çalık , Selim Kımıl , Evren Kımıl , Hırçın Kımıl, Özden Tütüncü, Samet Erdemir, Aykut Aydın'ın Olgun Peker liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olmak suçunu işledikleri, sanık Mesut Erdoğan'ın ise Olgun Peker liderliğinde kurulan suç örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçunu işlediği sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Her ne kadar sanıklar Abdullah Eker, Abdullah Karakuz, Erkan Korkmaz, Fatih Sandal, Haldun Şenman, Özcan Üstüntaş, Sami Dinç, Serdar Berkin, Talat Emre Koçak hakkında Olgun Peker liderliğinde kurulan suç örgütüne üye olmak suçundan dolayı cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanıkların atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.

Her ne kadar sanıklar Candemir Sarı, Adil Şahin, Murat Yakarışık hakkında Olgun Peker liderliğinde kurulan suç örgütü içinde ki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ise de sanıkların atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğinden sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.

OLGUN PEKER LİDERLİĞİNDEKİ HAKSIZ ÇIKAR SAĞLAMA AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜNÜN ŞİKE EYLEMLERİ

1- 04.04.2011 GÜNÜ OYNANAN DİYARBAKIR-GİRESUNSPOR FUTBOL MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI

Bank Asya birinci lig takımlarından Giresunspor'un ligin 27. haftasında, 25 puanla küme düşme hattında bulunduğu, Diyarbakırspor'un 10 puanla lig sonuncusu olduğu ve kümede kalma şansının çok düşük olduğu, Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü'nün Bank Asya birinci lig 2010-2011 sezonunda takımının ligde kalabilmesi için arayış içerisine girdiği ve bu amaçla şike faaliyetlerine yöneldiği, 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresunspor karşılaşması öncesi Levent Eriş'i arayarak, Diyarbakırspor'da oynayan Giresunsporun eski oyuncularından Kürşad Ergun Aydın'la görüşmesini istediği, maça bir hafta kala Ömer Ülkü'nün Serdar Berkin'i arayarak kendisine "Diyarbakır var şimdi, o çocukla görüştünmü sen, sıkıntı yaratmasın bize" dediği bu görüşmeden bir kaç gün sonra Serdar'ı tekrar arayıp, "Diyarbakır tamam değilmi" diye şike konusunu sorduğu, Serdar'ın cevaben "Evet abi" şeklinde olumlu cevap verdiği ayrıca Ömer Ülkü'nün Diyarbakır spor kalecisini kastederek " Kaleciyle de görüştün mü " diye sorduğu, Serdar'ın akşama görüşeceğini belirttiği, maçın bir gün öncesinde Ömer Ülkü'nün Serdar'a tekrar " Bir gelişme var mı bizim işlerden " diye sorduğu, Serdar'ın ise " Abi hayırlısıyla her şey iyi biter" diye cevap verdiği, bu şekilde Giresunspor'un kazanacağını ima ettiği,

Maça saatler kala Diyarbakırspor eski başkanı Abdurrahman Yakut'un Ömer Ülkü'yü arayarak "Abi rahat ol tamamdır, kimseye bir şey söyleme, yüzde yüz bitti, senin dışında kimse bilmesin" diyerek şike anlaşmasının tamamlandığını, maçın Giresunspor lehine sonuçlanacağını ifade ettiği, 04/04/2011 günü saat : 20:00 de başlayan Diyarbakırspor Giresunspor maçını 2-0 skorla Giresunspor'un kazandığı, karşılaşmanın ertesi günü Ömer Ülkü'nün Coşkun Çalık'ı arayarak " paranın gözünü seveyim, para olunca işte,... Diyarbakırspor'a para verdik" diyerek şike amacıyla para verdiğini açıkladığı ve sanıklar Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut, Serdar Berkin ve Levent Eriş'in 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakır – Giresun maçınını Giresunspor lehine sonuçlanması için şike faaliyetlerinde bulundukları iddiasıyla kamu davası açılmıştır.

Sanık Ömer Ülkü İfadesinde:Telefon görüşmelerinin şikeyle ilgili olmadığını, Kürşat Ergun Aydın'ın transferiyle ilgili görüştüğünü, bu futbolcu sakat olduğu için maçta oynamadığını, Serdar Berkin'le transfer amaçlı görüştüğünü, Abdurrahman Yakut ile maç esnasında güvenliğin sağlanması konusunda konuştuğunu, paraya ilişkin ifadelerin kendi oyuncularına ödenecek prim ile ilgili olduğunu beyan etmiştir.

Sanık Serdar Berkin İfadesinde: Kürşat Aydın isimli oyuncuya para karşılığı şike yaptırmadığını, Giresunspordan giden futbolcularla ara sıra irtibat kurduğunu, takımının durumunu sorduğunu, şikeyle ilgili bir duyum almadığını, Kürşat Aydın'ın maçta oynamadığını beyan etmiştir.

Sanık Abdurrahman Yakut İfadesinde: Yönetici olmadığı halde fahri olarak, Giresunspor'un kaldığı otele ziyaret amacıyla gittiğini, telefon görüşmelerinin terör nedeniyle sıkıntı yaşanmayacağına, sloganlara mani olacağına ilişkin olduğunu, şikeyle ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

Sanık Levent Eriş İfadesinde: Giresunspor'da 8 ay teknik direktörlük yaptığını, bu nedenle Ömer Ülkü ve Olgun Peker'i tanıdığını şikeyle ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

Tanık Kürşat Ergun Aydın İfadesinde: Ömer Ülkü'yü ve Sedat Berkin'i Giresunspor'da oynadığı dönemde tanıdığını, Sedat Berkin ile samimi olduğunu zaman zaman görüştüğünü, ancak şike konusunda görüşme yapmadığını, Ömer Ülkü ile görüşmediğini kendisiyle görüşülmek istenilmesinin nedenini bilmediğini, ancak maça asılmaması için böyle bir düşünce içerisine girmiş olabileceğini konu hakkında bilgisinin olmadığını beyan etmiştir.

Sanıklar Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut, Serdar Berkin ve Levent Eriş'in 04/04/2010 günü oynanan Diyarbakırspor-Giresunspor maçının Giresunspor lehine sonuçlanması için şike faaliyetlerinde bulundukları, bu amaçla gerek telefon aracılığıyla gerekse yüz yüze görüşme yaptıkları, ancak sanık savunmaları, iletişim tespit tutanakları, klasör 9 dizi 144'te yer alan 05/04/2011 günü sanık Ömer Ülkü ile sanık Coşkun Çalık arasında geçen telefon görüşmesinde ben parayla yine alacağım maçı merak etmeyin.... “, “ Karşıyaka maçını da bağlayacağım başka çare yok bununla olmaz şimdi şeyi Karşıyaka maçını da satın alacağım ....... Dün aramızda para topladık, Diyerbakırspor'a para verdik “ C.Ç.” Kaç para verdiniz ? “ Ö.Ü. “ verdik işte bişeyler şimdi telefonda olmaz bu işler “ C.Ç. “ helal olsun sana kardeş klubümüz bizim Diyarbakır “ şeklinde şikeyle ilgili ve maçların para ile satın alınmasına yönelik konuşmalarının olduğu görülmüştür.

İddia makamı tarafından sanıkların eylemlerinin, futbol müsabakasında menfaat sağlanması veya para ödenmesi suretiyle hileli bir yola başvurarak ve dernekler statüsünde örgütlenen futbol kulüplerinin araç olarak kullanılması suretiyle nitelikli dolandırıcılık suçu kapsamına girdiği değerlendirilmiştir.

Olay sonrasında, 14/04/2011 tarihinde özel bir düzenleme yapılarak 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası'nın yürürlüğe girdiği, akabinde 15/12/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6259 sayılı yasa ile 6222 sayılı yasada değişiklik yapıldığı ve failler lehine düzenlemeler getirildiği bellidir.


5149 sayılı Kanunda şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmemiştir. 6222 sayılı Kanun ile şike ve teşvik primi fiilleri suç olarak düzenlenmiş ve ayrıca bu suçlarla etkin mücadele açısından Ceza Muhakemesi Kanununda düzenlenen iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması maddesinin de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Şike ve teşvik priminden olumsuz etkilenenler varsa, bu kişiler dolandırıcılık suçunun mağduru olarak değerlendirilemezler. Bu nedenle Mahkememizce, 6222 sayılı Yasa öncesi döneme ilişkin şike ve teşvik fiilleri yönünden dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmadığı kabulü ile hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
Dolayısıyla her ne kadar sanıklar Olgun Peker, Ömer Ülkü, Abdurrahman Yakut, Serdar Berkin ve Levent Eriş hakkında 04/04/2011 günü oynanan Diyarbakırspor-Giresunspor maçında şike yapılması eyleminden dolayı, eylemlerine uyan ve lehlerine olan futbol kulüpleri araç olarak kullanılmak suretiyle dolandırıcılık suçundan dolayı cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmış ise de 6222 sayılı kanun öncesinde şike ve teşvik pirimi fiilleri suç olarak tanımlanmadığı gibi ceza kanunlarında da bu fiiller özel olarak düzenlenmediğinden ve yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle ayrı ayrı beraatlerine karar vermek gerekmiştir.
2- 18.04.2011 GÜNÜ OYNANAN KARŞIYAKA-GİRESUNSPOR FUTBOL MAÇINDA ŞİKE YAPILMASI

Giresunspor’un ligin 30. haftasına girerken 31 puanla küme düşme hattında bulunduğu, Karşıyaka’nın 36 puanla ligin 10. sırasında düşme riskinden uzak olduğu, Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü’nün, takımının ligde kalabilmesi için,18.04.2011 günü oynanan Karşıyaka- Giresunspor maçına yönelik, Diyarbakırspor kulübü eski başkanı Abdurrahman Yakut üzerinden şike faaliyetlerinde bulunduğu, Ömer Ülkü’nün maç öncesi (05.04.2011 günü) Abdurrahman Yakut’la yaptığı bir görüşmede Karşıyaka Kulübünde oynayan futbolcuyla (Mustafa Ulaş Ortakaya’yı kastederek) görüşüp görüşmediğini sorduğu, Abdurrahman’ın “Aradım cebi kapalıydı,.. daha teslim etmedim (şike için verilecek parayı kastederek), onu çözeceğim sen rahat ol, o benim evladımdır, o orda bir ikiyi de şey yapar düşürür yani” diyerek, futbolcuyu şike amaçlı aracılık yapması için aradığını ve işi halledeceğini söylediği, aynı gün Coşkun Çalık’ı arayan Ömer Ülkü'nün "Karşıyaka maçını da satın alacağım"  diyerek yaptıkları şikeyi itiraf ettiği, ardından saat 19:04 te Ömer Ülkü ile Abdurrahman arasında yapılan görüşmede Abdurrahman'ın "ben o çocukla konuştum Ulaş'la, bana döndü hemen o sabah ...dedim o zaman bir çalışma yapacağız önümüzdeki haftaki bir misafir için, dedi tamam abi başım üstüne" diyerek futbolcuyla şikeye aracılık yapması için anlaştığını söylediği, yapılan telefon detay inceleme ve analiz çalışmasında; 05.04.2011 günü saat:11:46’da görüşme içeriğiyle uyumlu şekilde Abdurrahman Yakut’un M.Ulaş Ortakaya tarafından arandığı, aralarında  241 saniyelik bir görüşme gerçekleştiğinin belirlendiği,

18.04.2010 günü saat:20.00’de başlayan Karşıyaka-Giresun maçının 0-1 skorla Giresunspor lehine sonuçlandığı, sanıklar Ömer Ülkü Abdurrahman Yakut ve sanık Karşıyaka’lı futbolcu Mustafa Ulaş Ortakaya hakkında 18.04.2010 günü oynanan Karşıyaka-Giresun maçının Giresunspor lehine sonuçlanması amacıyla şike yaptıkları iddiasıyla cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.


Yüklə 6,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   60   61   62   63   64   65   66   67   ...   79




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin