T. C. Samsun valiLİĞİ İl miLLÎ EĞİTİm müDÜRLÜĞÜ


BÖLÜM DURUM ANALİZİ



Yüklə 3,09 Mb.
səhifə4/68
tarix09.01.2022
ölçüsü3,09 Mb.
#97801
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   68
BÖLÜM




DURUM ANALİZİ


2.1. TARİHİ GELİŞİM

2.1.1. Samsun'un Siyasi Tarihi

Önceleri "Samsun" adının Yunanca "Amisos" kelimesinden geldiği düşünülüyordu. Sonradan bu kelimenin Yunancadan değil de "Palaskça"dan geldiği ortaya çıkmıştır. Bu da Samsun adının Anadolu kaynaklı bir kelime olduğunu açıklamaktadır.1

Bugün kullandığımız şekliyle "Samsun" adının ortaya çıkışı 12. ve 13. yüzyıllardaki Türk egemenliğinde olmuştur. Aynı dönemde Batı kaynaklarında da "Sampson" şeklinde geçmeye başladığı görülmektedir. Bu iki kullanım veya söyleniş şekillerinin "Amisos" tan geldiğine şüphe yoktur.2

Eski Samsun’dan Bir Görünüm


Selçuklular Döneminde Samsun: 1071 Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu'ya gelen Türkler, şehri kuşatmışlarsa da alamamışlardır. Türkler, Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçaslan’ın saltanatı döneminde "Amisos" olarak adlandırılan Samsun'un yanında "Müslüman Samsun"u kurmuşlardır. Bu tarihten sonra "Amisos", Arap kaynaklarında "Samsun" ve Batı kaynaklarında da "Sampson" olarak anılacaktır.

Dördüncü Haçlı Seferi'nin sonucunda İstanbul'un Latinler tarafından (1204) işgal edilmesiyle Samsun; oluşan İznik Rum İmparatorluğu'nun egemenlik alanına girmiş olsa da daha sonra Cenevizlilerin eline geçmiştir.

Osmanlılar Döneminde Samsun: Şehir, II. Murat döneminde, 1425 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Ancak Cenevizliler, kuşatma ve savaş sonucunda Osmanlılara yenilip şehri terk ederlerken bölgeyi tamamıyla yakmışlar ve taş üstünde taş bırakmamışlardır. Buranın yakılması sonucunda şehir günlerce dumanlarla kaplı kalmış ve Müslüman Türkler beldeye birkaç gün girememişlerdir. Bu duruma üzülen Türkler, kentin bu bölgesini bundan sonra "Kara Samsun" olarak adlandırmışlardır. Günümüz Samsun şehrinde "Kalemkaya" diye bilinen duvar da aslında bu şehir kalesinin bir parçasıdır.3

Bu yangın ve fetihten sonra, şehrin ağırlık merkezi "Müslüman Samsun" olmuş ve "Canik Sancağı" adı altında Sivas eyaletine bağlanarak Osmanlı yönetim örgütüne katılmıştır. Osmanlı yönetim örgütünde ilk defa Sivas'a daha sonraki yıllarda Trabzon'a (1760) ve tekrar Sivas'a (1779) bağlanmıştır.

I. Meşrutiyet döneminde Canik, doğrudan merkeze bağlı "Mutasarrıflık" yönetim birimine çevrilmiş, II. Meşrutiyet'te de tekrar Trabzon eyaletine bağlı bir sancağa dönüştürülmüştür.

Canik Sancağı 16. yüzyılda 7 kaza ve 1 nahiyeden meydana gelmiş olup bunlar; Samsun, Kavak, Ünye, Çarşamba, Satılmış, Terme ve Bafra ilçeleriyle Alaçam nahiyesidir.4

II. Meşrutiyetten sonraki yeniden yapılanmada şehir, bağımsız mutasarrıflık haline getirilmiştir. Emin Paşa'nın Samsun Mutasarrıflığına atanmasıyla paşaya saygının bir ifadesi olarak Canik Sancağı'nın bağımsız mutasarrıflık halinde yönetilmesi 1927 yılına kadar devam etmiştir.

Cenevizlilerin şehri terk ederken yakmaları, 1870 yılındaki büyük yangın, Karadeniz'de yabancı gemilere ticaret yapma izninin verilmemesi ve bu denizin sürekli olarak Osmanlılar ile Ruslar arasında egemenlik mücadele alanı halinde olması, Samsun'un ekonomisini olumsuz yönde etkilemiştir.

1883 yılında yapılmış Havza-Samsun şosesi (yolu), göç yoluyla Müslümanların iki katı olacak şekilde, özellikle Ermeni ve Rum nüfusunun artmasına neden olmuştur. Bu artış, kısmen de olsa şehrin ekonomisine canlılık getirmiştir. Ancak Trablusgarp, Balkan ve Birinci Dünya Savaşları, ülkenin genelini olduğu gibi Samsun'u da olumsuz yönde etkilemiştir.

Osmanlı döneminde şehir adı olarak "Samsun", sancak adı olarak da "Canik" kullanılmıştır.5


Eski Samsun’dan Bir Görünüm



Yüklə 3,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   68




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin