Türkiye’de Milliyetçilik-Ulusalcılık
Yukarıda da dikkat çekildiği, üzere TDK Sözlüğü’nde görüldüğü üzere; millet, ulus, kavim, budun, ırk kavramları arasında herhangi bir fark kalmamakta, hepsi aynı düzlemde aynileşmektedir. Bunu bir eleştiri kaydı olarak not edilebilecek bu aynileştirmenin asıl yıkıcı etkisi, millet kavramının anlam alanının daraltılması ve bambaşka bir içerik kazanarak kendi aslından uzaklaşması olmuştur. Nitekim Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre aynı anlam çerçevesinde birbirine eşitlenen bu iki kavramın (millet ve ulus), Türk siyasi hayatında birbirine yıllarca düşman olarak konumlanan Milliyetçi ve Ulusalcı şeklinde iki siyasi harekete ad olması bu eleştiriyi doğrular niteliktedir. Zira çeşitli olaylar karşısında her iki hareketin temsilci ya da sözcülerinin gösterdiği tepkiler göz önünde tutulduğunda, ulusalcı olduğunu ilan etmiş siyasal oluşumlarla milliyetçi olduğunu ilan eden siyasal oluşumların ülkülerinin birbirinden önemli ölçüde farklılaştığı vakıadır.
Günümüzden geriye doğru bakıldığında, kendisini özellikle ulusalcı olarak adlandıran hareketlerin, batıda başlayan “milliyetçi” (ulusalcı) hareketlerle ideolojik benzerliğini büyük oranda muhafaza ettiği görülmektedir. Bu grupların etnik milliyetçilikle kolay birliktelik sağladıkları gözlenmektedir. Diğer taraftan bu gün kendisini “milliyetçi” olarak adlandıran grupların, “ulusalcı” gruplar kadar yabancı ideolojilere açık olmadığı, doğuşundan günümüze çeşitli aşamalardan geçtiği görülmektedir. Bu çerçevede milliyetçi yaklaşım biçiminin, Türkçü, Turancı, Anadolucu, Türk-İslam sentezciliği gibi ayrışarak ya da birleşerek batıdaki anlamıyla ırkçı öz taşıyan milliyetçilik (nasyonalist) anlayışından adım adım uzaklaştığı, İslam dışı yaklaşımlardan bir nevi arınma sürecinde olduğu görülmektedir. Bu değişim ve dönüşümde Said-i Nursi’nin “müspet milliyetçilik” yaklaşımının ardından Nurettin Topçu’nun, Milliyetçi Hareketin en önemli aydınlarından olan Erol Güngör’ün ve Necip Fazıl Kısakürek’in bir dönem milliyetçi harekete yakın durmasının yanında, Sezai Karakoç’un özellikle “millet” kavramını medeniyet köklerimize dayandırarak asıl anlamına kavuşturma çabalarının etkisi göz ardı edilemeyecek ölçüde büyüktür.
Dostları ilə paylaş: |