"İnsanlardan kimisi Allah’ı bırakıp birtakım putları O'na denk tutar ve Allah’ı sevdikleri gibi onları severler. Ama îmân edenlerin Allah sevgisi, (onlardan) daha kuvvet-lidir.(Allah’a şirk koşarak nefislerine) zulmedenler, şayet (âhirette) azabı gördüklerinde, güç ve kuvvetin hepsinin Allah’a âit olduğunu ve Allah’ın azabının çetin olduğunu önceden bilmiş olsalardı, (Allah’ı bırakıp da putlara tapmazlardı)."1
Çünkü kullarına, açık ve gizli her nimeti bol bol ihsan eden Rab, O'dur.O'nun sevgisinden sonra, elçisi Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in sevgisi gelir.Zirâ Allah Teâlâ'nın dînine dâvet eden, onu haber veren, şeriatını tebliğ eden ve hükümlerini açıklayan, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-'in kendisidir. Dünya ve âhirette mü'minler için iyilik olarak bir şey hâsıl olmuş ise, bu elçinin eliyle olmuştur. Hiç kimse ona itaat etmeden ve tâbi olmadan cennete giremez.
Nitekim Peygamber-sallallahu aleyhi ve sellem- bu konuda şöyle buyurmaktadır:
(( ثَلاَثٌ مَنْ كُنَّ فِيهِ وَجَدَ بِهِنَّ حَلاَوَةَ الإِيمَانِ: أَنْ يَكُونَ اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَحَبَّ إِلَيْهِ مِمَّا سِوَاهُمَا، وَأَنْ يُحِبَّ الْمَرْءَ لاَ يُحِبُّهُ إِلاَّ لِلَّهِ وَأَنْ يَكْرَهَ أَنْ يَعُودَ فِي الْكُفْرِ بَعْدَ أَنْ أَنْقَذَهُ اللَّهُ مِنْهُ كَمَا يَكْرَهُ أَنْ يُقْذَفَ فِي النَّارِ )) [ متفق عليه ]
Dostları ilə paylaş: |