Toprak ürünleri üretim alanları: abd rusya,Çin,Hindistan



Yüklə 446 b.
tarix29.10.2017
ölçüsü446 b.
#20364























Toprak ürünleri üretim alanları:ABD Rusya,Çin,Hindistan

  • Toprak ürünleri üretim alanları:ABD Rusya,Çin,Hindistan

  • Orman ürünleri üretim alanları:Kongo havzası,amazon havzası,kuzey Avrupa Kuzey Amerika

  • Balıkçılık üretim alanları:Japonya ve çevresi,Peru ve çevresi,Kanada’nın batısı ABD’nin doğu kıyıları

  • Hayvancılık üretim alanları:Avustralya kuzeybatı Avrupa orta ve güney Afrika

















Ülkeler arasındaki etkileşim sağlayan önemli faaliyetlerden biride turizmdir. Turizm insanların gezip görme eğlenme dinlenme yeni mekânları tanıma gibi nedenlerle diğer ülkeleri yaptıkları gezilerdir. Dünya turizm ve seyahat konseyinin yaptığı araştırmada dünyanın en büyük endüstri ve istihdam oluşturan işvereni olarak tanımladığı turizmin milyonlarca yeni iş olanağı ve kişiyi barındırdığı bilinmektedir.

  • Ülkeler arasındaki etkileşim sağlayan önemli faaliyetlerden biride turizmdir. Turizm insanların gezip görme eğlenme dinlenme yeni mekânları tanıma gibi nedenlerle diğer ülkeleri yaptıkları gezilerdir. Dünya turizm ve seyahat konseyinin yaptığı araştırmada dünyanın en büyük endüstri ve istihdam oluşturan işvereni olarak tanımladığı turizmin milyonlarca yeni iş olanağı ve kişiyi barındırdığı bilinmektedir.



Günümüzde sanayisi gelişmiş ABD Fransa ve İngiltere gibi birçok ülke turizmle beraber milyonlarca dolar döviz girdisi sağlayarak bütçelerini dengeleme yoluna gitmektedirler. Turistlerin gittiği ülkelerde yeme içme geceleme gibi ihtiyaçları için yaptığı harcamalar diğer malların ihracatında olduğu gibi herhangi bir sözleşmeye bağlanmadığından turizm faaliyetlerinin ülkeye kazandırdığı gelire görünmeyen ihracat denir.

  • Günümüzde sanayisi gelişmiş ABD Fransa ve İngiltere gibi birçok ülke turizmle beraber milyonlarca dolar döviz girdisi sağlayarak bütçelerini dengeleme yoluna gitmektedirler. Turistlerin gittiği ülkelerde yeme içme geceleme gibi ihtiyaçları için yaptığı harcamalar diğer malların ihracatında olduğu gibi herhangi bir sözleşmeye bağlanmadığından turizm faaliyetlerinin ülkeye kazandırdığı gelire görünmeyen ihracat denir.





Turizmin etkileri

  • turizm faaliyetlerinin yoğun olarak yapıldığı mekânlarda meydana gelen değişmelerin yanında ülkelerin ekonomik toplumsal yapılarında da olumlu ve olumsuz bir takım etkileri söz konusudur turizmle birlikte inşaat iletişim alt yapı gibi çeşitli hizmet kollarının gelişmesi olumlu ancak mekânsal bazı değişikliklerin yapılmasına çevreyi ve doğal ortamı değiştireceğinden olumsuz etki oluşturur.



Ekonomik etkileri

  • turizmin ekonomik etkileri kesin olarak ölçülemez turizmin geliştiği alanlara yatırımcılar daha çok turist çekme beslenme ve barınma giderlerinden pay alabilmek için yatırımlar yaparlar

  • Uluslar arası turizm dünya ticareti %8ini oluşturmaktadır. Buda yaklaşık 600 milyar dolarlık ticaret hacmi ile diğer sektörlere geçerek ilk sırayı almıştır.





Politik etkileri

  • farklı milletlerin birbirini görmesi tanıması ve iletişim kurması daha çok turizm faaliyetleriyle gerçekleşir. Günümüzde turizm uluslar arası dostluğun ve barışın temel unsurlarından biri olarak kabul edilmektedir. Turizme bağlı olarak ülkeler arası ilişkilerin gelişmesi ise ekonomik olarak ülkeleri birbirine bağlanmaktadır. Politik ilişkilerin kötü olması ülkeler arasındaki turizm harekâtlarının ve ekonomik ilişkilerini sınırlandırmaktadır(Türkiye Ermenistan gibi)



Sosyal kültürel etkileri

  • : turizm faaliyetleri kültürlüğün tanınması toplumların yakınlaşmasına yol acar. Yaşam tarzları etnik yapıları diller dinler vs. daha iyi tanınarak çeşitli milletler arasında hoş görü ortamı oluşur.





Dünya’da nadir olarak bulunan kaynakların koruma altına alındığı,bunlardan yararlanmanın yasalarla belirlendiği mekanlardır.Günümüzde nüfus,sanayi,ulaşım,turizm gibi unsurların artış göstermesi yeryüzünün değiştirilmesine yol açmaktadır.bu artış kaynakları bilinçsiz kullanımına ,ekosistemlerin dengesinin bozulmasına neden olmaktadır.bu durum Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan UNESCO(Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü)’nun desteğiyle sadece doğal kaynakların değil beşeri değerleri de koruma altına alınmasını gerekli kılmaktadır.

  • Dünya’da nadir olarak bulunan kaynakların koruma altına alındığı,bunlardan yararlanmanın yasalarla belirlendiği mekanlardır.Günümüzde nüfus,sanayi,ulaşım,turizm gibi unsurların artış göstermesi yeryüzünün değiştirilmesine yol açmaktadır.bu artış kaynakları bilinçsiz kullanımına ,ekosistemlerin dengesinin bozulmasına neden olmaktadır.bu durum Birleşmiş Milletler’in bir kuruluşu olan UNESCO(Birleşmiş Milletler Bilim ve Kültür Örgütü)’nun desteğiyle sadece doğal kaynakların değil beşeri değerleri de koruma altına alınmasını gerekli kılmaktadır.





Bir mekanın ulusal park haline dönüştürülmesinde yüzölçümünün genişliği dikkate alınmaz.Bir yerin Birleşmiş Milletler tarafından milli park olarak kabul görmesi için tarım,ormancılık,madencilik,avcılık ve balık tutma gibi faaliyetlerin yasaklanması yine karayol ve demiryolu ulaşım faaliyetlerinin olmaması,yerleşim alanı olarak kullanılmaması gibi şartlar gerekmektedir.ulusal parklarda yapılabilecek tek ekonomik faaliyet turizmdir.Bu amaçla turizm faaliyetlerinin yürütülmesi belirli yasalar dahilinde gerçekleştirilir.Dünya’nın bir çok yerinde ulusal parklar bulunur.ancak ABD ve bazı Afrika ülkelerinde bulunan ulusal parklardaha fazla ilgi çekmekte ve diğerleride daha farklı özellik göstermektedir.

  • Bir mekanın ulusal park haline dönüştürülmesinde yüzölçümünün genişliği dikkate alınmaz.Bir yerin Birleşmiş Milletler tarafından milli park olarak kabul görmesi için tarım,ormancılık,madencilik,avcılık ve balık tutma gibi faaliyetlerin yasaklanması yine karayol ve demiryolu ulaşım faaliyetlerinin olmaması,yerleşim alanı olarak kullanılmaması gibi şartlar gerekmektedir.ulusal parklarda yapılabilecek tek ekonomik faaliyet turizmdir.Bu amaçla turizm faaliyetlerinin yürütülmesi belirli yasalar dahilinde gerçekleştirilir.Dünya’nın bir çok yerinde ulusal parklar bulunur.ancak ABD ve bazı Afrika ülkelerinde bulunan ulusal parklardaha fazla ilgi çekmekte ve diğerleride daha farklı özellik göstermektedir.





Bir mekanın ulusal park haline dönüştürülmesinde yüzölçümünün genişliği dikkate alınmaz.Bir yerin Birleşmiş Milletler tarafından milli park olarak kabul görmesi için tarım,ormancılık,madencilik,avcılık ve balık tutma gibi faaliyetlerin yasaklanması yine karayol ve demiryolu ulaşım faaliyetlerinin olmaması,yerleşim alanı olarak kullanılmaması gibi şartlar gerekmektedir.ulusal parklarda yapılabilecek tek ekonomik faaliyet turizmdir.Bu amaçla turizm faaliyetlerinin yürütülmesi belirli yasalar dahilinde gerçekleştirilir.Dünya’nın bir çok yerinde ulusal parklar bulunur.ancak ABD ve bazı Afrika ülkelerinde bulunan ulusal parklardaha fazla ilgi çekmekte ve diğerleride daha farklı özellik göstermektedir.

  • Bir mekanın ulusal park haline dönüştürülmesinde yüzölçümünün genişliği dikkate alınmaz.Bir yerin Birleşmiş Milletler tarafından milli park olarak kabul görmesi için tarım,ormancılık,madencilik,avcılık ve balık tutma gibi faaliyetlerin yasaklanması yine karayol ve demiryolu ulaşım faaliyetlerinin olmaması,yerleşim alanı olarak kullanılmaması gibi şartlar gerekmektedir.ulusal parklarda yapılabilecek tek ekonomik faaliyet turizmdir.Bu amaçla turizm faaliyetlerinin yürütülmesi belirli yasalar dahilinde gerçekleştirilir.Dünya’nın bir çok yerinde ulusal parklar bulunur.ancak ABD ve bazı Afrika ülkelerinde bulunan ulusal parklardaha fazla ilgi çekmekte ve diğerleride daha farklı özellik göstermektedir.



Ulusal park uygulamasını ilk başlatan ülke ABD olmuştur.1872 yılındaYellowstone ulusal parkı Amerikan kongresi’nde alınan kararla ulusal varlık ilan ederek koruma altına alınmıştır. İkinci uygulama ise,1879 yılında Avustralya’daki Royal Ulusal Parkı’dır.Avrupa’da 1903 yılında Lüneburgar heide(luneburg fundalıkları) ile Almaya’da olmuştur.

  • Ulusal park uygulamasını ilk başlatan ülke ABD olmuştur.1872 yılındaYellowstone ulusal parkı Amerikan kongresi’nde alınan kararla ulusal varlık ilan ederek koruma altına alınmıştır. İkinci uygulama ise,1879 yılında Avustralya’daki Royal Ulusal Parkı’dır.Avrupa’da 1903 yılında Lüneburgar heide(luneburg fundalıkları) ile Almaya’da olmuştur.



Günümüzde 180 adet doğal koruma bölgesi ve milli park yer alırken bu sayı Kanada’da 156,Almanya’da 58,Japonya’da 23,kenya’da 10,sudan’da 3,Türkiye’de ise 30 civarındadır.

  • Günümüzde 180 adet doğal koruma bölgesi ve milli park yer alırken bu sayı Kanada’da 156,Almanya’da 58,Japonya’da 23,kenya’da 10,sudan’da 3,Türkiye’de ise 30 civarındadır.



1.YELLOWSTONE ULUSAL PARKI

  • Amerika Birleşik Devletleri’nin kuzeyindeki Wyomig_Montana eyaletleri içerisinde yer alır.1872 yılında milli parka dönüştürülerek koruma altına alınmıştır.park içerisinde çeşitli göller,gayzerler,termal kaynaklar,çağlayanlar gibi doğal güzellkilerin yanında,boz ayı,kurt,bizon,kanada geyiği gibi çok çeşitli hayvan türleri yer alır.Yellowstone parkı dünyanın en eski ve en iyi korunmuş doğal güzelliklerinden biridir.



















Keops piramidi dünyanın 7 harikasından biridir ve günümüze dek ulaşan tek eserdir.

  • Keops Piramidi'nin nasıl inşa edildiğine dair hala bir cevap bulunamamıştır. Herodot'a göre 30 yılda tamamlanmıştır ve yapımında 100.000 esir çalışmıştır. Diğer bir teoriye göre köylüler tarafından inşa edilmiştir. İşçilerin ücreti yemek vererek yani gıda yardımıyla ödenmiştir. Temmuz ve Kasım ayları arasında Nil Nehri taştığından dolayı bu arazide çalışamıyorlardı. Taşan sular, Aswan ve Tura'dan satın alınan taşların yer değiştirmesine yardım etmiştir. Su, taşları piramide doğru getirmiştir.



  • *Bu piramidin inşası, bir düşünceye göre M.Ö. 2589-2566 yılları arasında tamamlanmıştır.

  • *Piramitte 2.300.000 adet taş blok kullanılmıştır ve bir taşın ortalama ağırlığı 2,5 tondur. Toplam ağırlık yaklaşık olarak 6.000.000 tondur ve yükseklik 482 feet (140 m) dir. Gize' deki en geniş ve en eski piramittir.



  • Keops hakkında bilgilerimiz oldukça azdır. Arkeologlar incelemeye gelmeden önce mezarlar soyulmuş. Piramit hakkındaki bilgiler, içindeki nesneler vasıtasıyla öğrenilmiştir.



  • Mısır’ da Giza’ da ki bu üç piramit bugün de görülebilecek durumdadır. Bunlar, İÖ yaklaşık 2613-2494 yılları arasında Mısır kralları için mezar olarak yapılmıştı.



  • Dünyanın yedi harikası arasında günümüze kadar gelebileni Mısır piramitleridir. Mısırın çeşitli bölgelerinde onlarca piramit vardır. Piramitlerin nasıl ve niye yapıldığı hakkında çeşitli görüşler olmasına rağmen bu sorulara kesin cevaplar verilememiştir. Ama en akla yatkını piramitlerin Mısır’da tanrısal bir anlam taşıyan firavunların mezarı olmasıdır.



  • İçindeki gizli dehlizler, kapılar, salonlar hep yabancılara karşı firavunun hazinelerini ve mumyalanmış bedenini korumak için yapılmıştır. Bu piramitlerin en büyüğü Firavun Keops’a ait olan 146 metre yüksekliğindeki piramittir.



  • Dünyanın yedi harikasından günümüze kadar ulaşan tek eser, Mısır’daki Keops Piramididir. Mısır’ın başkenti Kahire yakınındaki Nil Nehrinin batısında bulunan Giza Yaylasında bulunmaktadır. Keops Piramidinin yanında biraz daha küçük olan Kefren ve Mikorinos piramitleri bulunmaktadır.





















  • Piramitler, firavunun mumyası ile hepsi birbirinden değerli eşsiz nitelikteki sanat eserlerini; kral, kraliçe, prens heykellerini de içlerinde saklıyordu ve bu eşsiz hazineleri saklamak için yapılmışlardır.











  • M.Ö. 450'li yıllarda tarihçi Herodot "Babil, yeryüzünde bilinen bütün diğer şehirlerin ihtişamını aşar." demiştir. Herodot, şehrin dış duvarlarının 80 kilometre uzunlukta, 25 metre kalınlıkta ve 97 metre yükseklikte olduğunu ve 4 atlı bir arabanın gezinmesine uygun olduğunu belirtmiştir. İç duvarlar, dış duvar kadar kalın değildi.



  • Duvarların içinde som altından yapılmış büyük heykeller bulunan kaleler ve tapınaklar vardı. Şehrin içinde ünlü Babil Kulesi vardı. Bu kule, Tanrı Marduk'a yapılan bir tapınaktı ve cennete ulaşmak için göğe doğru yükseliyordu.



  • Babil, M.Ö. 605'den itibaren 43 yıl hüküm süren kral Nebuchadnezzar tarafından yapılmıştır. Daha zayıf bir rivayete göre ise M.Ö. 810 yılından itibaren 5 yıl hüküm süren Asur kraliçesi Semiramis tarafından yapılmıştır.



  • Bahçeler Nebuchadnezzar'ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis'i neşelendirmek için yapılmıştı.Amytis, Medes kralının kızıydı ve iki ülkenin müttefik olması amacıyla Nebuchadnezzar ile evlendirilmişti. Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya'nın bu dümdüz ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti.



  • Kral, karısının sıla hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar verdi. Yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdı.



  • Yunanlı coğrafyacı Strabo'nun M.Ö. birinci yüzyıldaki tanımlamasına göre, bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat nehrinden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu.



  • Zincir pompa, biri yukarıda, diğeriyse su kaynağında bulunan iki büyük volana gerili, üzerinde kovalar bulunan bir sistemdi. Nehirden dolan kova yukarıya çıkıyor içindeki suyu havuza boşaltıp tekrar nehre dönüyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu.



  • "Bahçenin yamacına yaklaştığınızda, yapının kat kat yükseldiğini görüyorsunuz... Dev bitki yığınları, büyük ve kalın ağaçlar öylesine cazibeli ki, bakanları büyülüyor. Nehirden gelen bol suyu aletler yükseltiyor; ve dışarıdan bunları göremiyorsunuz." (Tarihçi Diodorus Siculus)



















  • Büyük Yunan heykelcisi Phidias'ın Yunanistan'da, Olympia'daki Zeus Tapınağı için yaptığı 12 m. yüksekliğinde, görkemli bir heykeldi. Dev bir sandalyeye oturmuş olan Zeus' un başı tapınağın tavanına erişiyordu. Giysileri altın, bedeni fildişi ve gözleri değerli taşlardandı. Söylenceye göre Zeus bu yapıtı beğendiğini göstermek için gökten yıldırımlar yağdırmıştı.



Büyük Yunan heykelcisi Phidias'ın Yunanistan'da, Olympia'daki Zeus Tapınağı için yaptığı 12 m. yüksekliğinde, görkemli bir heykeldi. Dev bir sandalyeye oturmuş olan Zeus' un başı tapınağın tavanına erişiyordu. Giysileri altın, bedeni fildişi ve gözleri değerli taşlardandı.

  • Büyük Yunan heykelcisi Phidias'ın Yunanistan'da, Olympia'daki Zeus Tapınağı için yaptığı 12 m. yüksekliğinde, görkemli bir heykeldi. Dev bir sandalyeye oturmuş olan Zeus' un başı tapınağın tavanına erişiyordu. Giysileri altın, bedeni fildişi ve gözleri değerli taşlardandı.



Söylenceye göre Zeus bu yapıtı beğendiğini göstermek için gökten yıldırımlar yağdırmıştı.

  • Söylenceye göre Zeus bu yapıtı beğendiğini göstermek için gökten yıldırımlar yağdırmıştı.



  • Tapınak dikdörtgen bir platform üzerine inşa edilmişti. Binanın yanlarında yer alan 13 adet büyük sütun, tavanı destekliyordu. Her köşede 6 adet sütun vardı. Üçgen şeklindeki tavan heykellerle doldurulmuştu.



  • Kolonların üzerindeki pedimentler, Heracles'in heykelleriyle süslüydü. Tapınağın içerisinde tanrıların kralı Zeus'un görkemli bir



  • Heykeli, Atina'daki Parthenon tapınağı için Athena heykelini yapan Phidias yapmıştır.





  • Kolonların üzerindeki pedimentler, Heracles'in heykelleriyle süslüydü. Tapınağın içerisinde tanrıların kralı Zeus'un görkemli bir heykeli yer alıyordu.















  • Efeslilerin ilk yerleşimlerinin bu tapınağın olduğu yerde bulunduğu bilinmektedir. Daha sonra bir depremle yıkılması üzerine Roma İmparatorluğu’nun yardımı ile Efesliler tapınağı yeniden ve daha gösterişli bir biçimde inşa etmişlerdir. Dünyanın 7 harikasından biri olarak kabul edilen Efes Artemis Tapınağı’nın bugün sadece temel kalıntıları bulunmaktadır.



  • Artemis tapınağı 127 sütunlu olup cephedeki 36 sütunu kabartmalıdır. Tapınağın 125 metre uzunluğu, 65 metre genişliği ve 25 metre yüksekliği olabileceği düşünülmektedir. Tapınağın en eski kalıntılarının M. Ö. 6. yy’a kadar tarihlendiği, tapınağın ikinci kez yapılışında ölçülerin105 metre uzunluğu, 55 metre genişliğinin, 25 metre yükseklik ile 600 metrekarelik bir alana yayıldığı bilinmektedir



  • Bizanslı Philon "Babil'in asma bahçelerini, Olimpos'taki Zeus Heykelini, Rodos Kolossusu'nu, yüksek piramitlerin kudretli işçiliğini ve Mausoleus'in mezarını gördüm. Ama bulutlara doğru yükselen Efes'teki tapınağı gördüğümde, diğerlerinin tümünün gölgede kaldığını hissettim." diye yazmıştı.



  • Bu eski tapınakta muhtemelen Jüpiter'den düşen bir meteorit olduğu düşünülen kutsal bir taş vardı. Tapınak, sonraki yüzyıllarda birkaç kez tahrip olmuş ve yeniden inşa edilmiştir. M.Ö.600'lerde Efes şehri büyük bir ticaret limanı haline geldi ve Chersiphron adlı bir mimar yüksek taş kolonları olan yeni ve büyük bir tapınak inşaa etti.





















  • Rodos’un ilk sakinleri olan Dor’lar, Argos’tan gelen denizci bir kavimdi ve güneş ilahı olan Helios’a taparlardı. Dor’lar Rodos’ta en parlak devrini M.Ö. 3. asırda yaşayan bir medeniyet kurdular. Mısır ve Fenike’nin ürünlerini alıp satarak zengin oldular. Adayı kültür-sanat merkezi, güzel konuşma ve felsefe okulu haline getirdiler.



  • Makedonya Kralı Demetrios, Rodos’u uzun süre kuşatma altında tutmuştu. Dor’lar, Demetrios’la yaptıkları bir savaşı kazandıktan sonra, kuşatmanın kalkması anısına zafer anıtı olarak ve ilahları Helios’a şükran borçlarını ödemek için, Rodos limanının girişine büyük bir Helios heykeli yaptılar. M.Ö. 281-280 yılında yapılan 32 metre yüksekliğindeki bu tunç heykel, elinde bir meşale tutuyordu. Bugünkü Newyork limanındaki Özgürlük Anıtı Rodos Heykeli’ni andırmaktadır.



  • Rodoslular bu heykelin kendilerini ve adayı koruduğuna inanırlardı. Bu nedenle her yıl “Helicia” denilen şölenler düzenler, bu heykelin dibinde dört atlı bir arabayı denize atarlardı. İnanışlarına göre, Helios böyle bir arabayla dünyayı dolaşarak insanları gözetlerdi.



  •  

  • Rodos heykeli ancak 50 yıl ayakta kalabilmiştir. M.Ö. 223 yılında bir depremde devrildi ve Araplar 653’te Rodos’u alana kadar öyle durdu. Araplar ise heykeli parçalayıp hurda olarak sattılar.



  • Rodos Kolossosu da denilen bu anıtın heykeltıraşı Lindos’lu Khares’ti. Lindos, Rodos adasının üç büyük kasabasından biridir.



















  • Büyük İskender öldükten sonra Mısır’ın hakimiyeti İskender’in komutanı Ptolemy Batlamyus Soter’e geçmişti. Batlamyus olarak anılan devlet, Yunanlılar ile yakın ilişki halindeydi ve deniz ticareti yapılıyordu, bu nedenle bir deniz feneri yapılması zorunluydu.Fener, milattan önce 285-246 arasında yapılmış ve iki kral görmüş.



  • . Şimdiye kadar yapılmış en yüksek deniz feneri olan 135 metrelik binanın tunç aynası geceleri 70, gündüzleri 35 kilometre uzaklıktan görülebiliyormuş. Önce ayna kırılmış, sonra 356’daki depremde üst kısmı yıkılmış. 1302’de ve 1323’de yaşanan iki depremde orta kısmı da yıkılmış ve 1500’lerde tamamen yokolmuş.



  • Tehlikeli kıyı şeridi boyunca gemicileri yönlendirmek amacı ile İskenderiye kenti kıyısındaki Faros (Pharos) adasında yapılmıştır.Proje Büyük İskender'in komutanları Ptolemy Soter zamanında M.Ö 290 yılları sonunda başlamış, ölümünden sonra oğlunun hükümdarlığı zamanında bitirilmiştir.



  • Şehrin batı limanında bulunan fener yaklaşık 166 m. yüksekliğindedir. Sadece harikaların değil bugüne kadar yapılmış fenerlerin de en yükseğidir. Gemicilik için güvenli bir ortam sağlamak isteyen Yunanlı tüccar Sostratus tarafından finanse edilmiştir. Fener’in en gizemli yanı, gündüzleri bile güneş ışığını denize yansıtmak amacı ile tasarlanmış cilalı bronz aynalarıydı.



  • Geceleri ise aynaların önünde ateşler yakılıyor, böylece aynanın yansıttığı ışık gece yaklaşık 50 km. mesafeden görülebiliyordu. Yapı bir dizi depreme kadar bozulmadan kaldı. Fakat depremler ve doğal şartlar sonunda çöktü. Üst kısmı 955 yılında bir deprem ve fırtınada kopan fenerin gövde kısmı da 1302'de başka bir depremde çöktü.



  • En sonunda 1480 yılında Memlük Sultanı Kait-bay tarafından fenerin olduğu yere yapılan bir kalede malzemeleri kullanılmak üzere tamamen yıkıldı.















Halikarnas Mozolesi



  • Kral Mausolos adına karısı ve kız kardeşi Artemisia tarafından Halikarnassos'da yaptırılmış, Dünyanın yedi harikasından biri sayılan, kolonlarıyla Yunan mimarisini, piramit şeklindeki çatısıyla da Mısır mimarisini birleştiren, oldukça büyük boyutlardaki mezar. Bu öneminden dolayı kendinden sonra gelen, aynı stildeki tüm yapılara mozole denmiştir...



  • Mozole alanı bugün açık hava müzesi olarak düzenlenmiştir. İçeri girildiğinde sağda Bodrum tipi bir ev görülmektedir. Solda görülen uzun yapı içinde Mausoleion'la ilgili kabartmalar, maket ve bazı çizimlerle yapıya ait mimari parçalar sergilenmektedir



  • Dünyanın Yedi Harikası'ndan biri diye tanımlanan mozolenin yükseldiği yer bugün bir çukur olarak görülür. Bu çukurun ne olduğunu anlamak için öncelikle kapalı sergi salonunun gezilmesi gerekir. Taban ölçüleri 32 x 38 metre boyutlarındaki Mausoleion, bir zamanlar uzun kenarı 242,5 kısa kenarı 105 metre olan geniş bir alanın kuzeydoğu köşesinde



  • Antik yazarların anlattıklarına göre Mausoleion, dört bölümden oluşmaktadır. En altta yüksek bir kaide (podyum); onun üzerinde kenarlarında onbir, kısa kenarlarında dokuz olmak üzere 36 İon sütunlu tapınak şeklinde bir bölüm vardır; onun da üzerinde 24 basamaklı piramit şekilli bir çatı ve en tepede dört atın çektiği araba içinde Mausolos ve Artemisia'nın heykelleri yer almaktadır.



Yüklə 446 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin