2.1.1.1. Türkiye’de Genel Durum
15 Temmuz Darbe Girişimine gidilen süreçte, darbecilerin darbeye uygun ortam olarak göstermeye çalıştıkları husus ülkemizin istikrarına kasteden birden fazla terör örgütüyle aynı anda mücadele etmekte olmasıdır. 2015 Temmuz ayında çözüm sürecini bitirerek “ateşkesi bozduğunu” açıklayan ve saldırılarını arttıran PKK terör örgütü, güvenlik güçleri ve sivil can kayıplarına neden olan eylemler düzenlemekte, bazı ilçelerde “özyönetim” adı altında ayaklanma provaları yapmakta ve bunlara karşı güvenlik operasyonları düzenlenmektedir.
DEAŞ ise darbe girişimine giden süreçte ülkemizin istikrar ve güvenliğini hedef alan diğer bir terör örgütü olarak karşımıza çıkmakta ve sivillerin hedef alındığı kanlı saldırılar düzenlemektedir. Bu örgütle mücadele de ülkemizin enerjisini hasrettiği bir diğer alandır.
Keza, FETÖ’ye karşı mücadele bu dönemde hız kazanmış, kamu kurumlarına sızdığı tespit edilen örgüt üyelerinin tasfiyesine başlanmış olup, ayrıca örgütün yurtiçi ve yurtdışındaki finans ve beşeri sermaye kaynakları zayıflatılması için hukuki ve idari önlemler alınmaktadır.
Örgütle iltisaklı kamu görevlilerince 7 Şubat’ta MİT Müsteşarının ifadeye çağrılması hadisesinden itibaren, FETÖ’nün siyasal iktidarı ele geçirme hedefinin nispeten açığa çıktığı, dershanelerin kapatılması süreciyle örgütün açıkça hükümete karşı cephe aldığı, bu bağlamda, kendisine müzahir basın yayın kanallarında ükenin ekonomik durumunun kötüleştiğine dair yayınlar yaptığı, “darbe olabileceğine” dair tartışma ve yorumlarda bulunulduğu, “hükümetin-siyasal iktidarın meşruiyetini kaybettiğine”, “yolsuzluk ve hukuksuzluğun arttığı” yönünde algı oluşturulmaya çalışıldığı açıktır.
Bu süreçte özellikle 17-25 Aralık 2013 “operasyonları” sonrası Hükümet, FETÖ’nün tasfiyesi için öncelikle emniyet ve yargı kadrolarında örgüt mensuplarını tasfiye çalışmalarına başlamıştır. Ancak, 15 Temmuz Darbe Girişimi, bu mücadelenin yeterli olmadığını, askeri kurumlar başta olmak üzere, kamunun her alanında bu mücadelenin yeteri kadar verilmediğini gözler önüne sermiştir. 17 Aralık 2013 darbe teşebbüsü sonrasında Türk Silahlı Kuvvetleri, yargı organları ve güvenlik kurumları başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında FETÖ’ye mensup ya da iltisaklı personelin tasfiyesinde güçlükler yaşanmıştır. Mevzuatın çıkardığı güçlükler ve kurumlarda yerleşik yönetim kademesindeki FETÖ mensuplarının gösterdiği direnç bunun başlıca sebeplerinden olmakla birlikte, FETÖ’nün illegal yapı niteliğini teşhis konusunda yaşanan gecikme ve ihmaller de mücadelenin yetersizliğinde önemli rol oynamıştır.
Son olarak, darbe girişimi öncesinde MİT başta olmak üzere güvenlik ve istihbarat kurumlarından elde edilen bilgilerle TSK’da kadrolaşmış FETÖ mensuplarının tespit edilerek 3-5 Ağustos 2016 tarihlerinde yapılması öngörülen YAŞ toplantısında ihraç edilmeleri yönünde çalışmalar yapıldığı, örgütün bunun farkında olduğu ve son bir hamleyle 15 Temmuz Darbe Girişiminde bulunduğu yönünde kanaat ve değerlendirmelerin de yaygın olduğu gözlenmektedir.266
Bu konuya ilişkin Eski Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu Komisyon’a göndermiş olsuğu cevabi yazıda şunu ifade etmiştir:
“Bu örgütün TSK bünyesinden tasfiyesi için en önemli mekanizma niteliğindeki atamalı YAŞ toplantıları benim Başbakanlık dönemimde bir kez, 3 Ağustos 2015’te gerçekleştirilmiştir. Bilindiği gibi Aralık YAŞ toplantılarında atama işlemi yapılmamaktadır. 2015 YAŞ toplantısında bana ve Sayın Cumhurbaşkanımıza intikal eden bilgiler, birlikte yaptığımız istişarî görüşmelerde değerlendirilmiş ve TSK’nin teamül ve kuralları da göz önünde bulundurularak bu güzide ve stratejik kurumumuzun bu tür yıkıcı unsurlardan arındırılması için kapsamlı adımlar atılmıştır. Haklarında yeterli istihbarî veri olmayan ancak şüphe izhar edilen unsurların, karşı karşıya kalınan tehlikenin bertaraf edilmesi amacı ile bu toplantı sonrasında tarafımca devletimizin idari ve istihbari birimlerine vermiş olduğum talimat çerçevesinde, TSK içindeki FETÖ mensuplarına yönelik daha derin bir çalışma başlatılmıştır. Nihayetinde, bu çalışmalar sonrası hazırlanan liste, darbe girişiminde ortaya çıkan gerçeklerin de ışığında 2016 YAŞ toplantısında karara bağlanarak çok ciddi sayıda FETÖ mensubu, TSK’dan uzaklaştırılmıştır. Kanaatimce ve 15 Temmuz sonrasında darbe hazırlıklarına ilişkin ulusal medyamıza da yansıyan, darbeye katılmış askeri ve sivil unsurların yargı makamlarımız önünde vermiş oldukları ifadelerin de teyit ettiği üzere, örgütü telaşlı bir şekilde 15 Temmuz darbe girişimine yönelten ana saiklerden biri de, 2015 YAŞ toplantısında yapılan tasfiyeden yara almış olan örgütün 2016 YAŞ toplantısı çerçevesinde yapılması planlanan ve hazırlıkları benim başbakanlığım döneminde başlatılmış, devletimizin idari ve istihbarî birimlerinin bu bağlamda yaptığı çalışmalardan duyduğu kaygıdır. Bahar aylarına girdiğimizde Genelkurmay Başkanımıza 2016 YAŞ’ı için yürütülen çalışmaların hızlandırılması talimatını vermiştim. Genelkurmay Başkanımız da MİT Müsteşarımız ve bu konuda ilgi ve bilgi sahibi bütün kaynaklarla yoğun bir çalışma içinde olduklarını tarafıma ifade etmiştir.”
Dostları ilə paylaş: |