Öldürme olayları hariç diğer suçlar açısından olayların sayısal çokluğu, geniş çapta ve alanda vuku bulmaları, delil durumunun değişkenlik göstermesi, resmi makamlara müracaat sayılarının artmasıyla bunların tek elde derlenmesi ve darbe girişimi nedeniyle vuku bulup bulmadıklarının tespiti işlemlerinin aldığı zaman ve tahkikat eksikliklerinin giderilmeye devam edilmesi nedenleriyle iddianameye yalnızca kasten öldürme suçları ile belli başlı sair suçlar konu edilmiştir.
Ülke çapında vuku bulan darbe girişimi faaliyetlerinin ağırlıklı olarak İstanbul ve Ankara illerinde yoğunlaştığı, en çok insan kaybı ve mal zararının bu yerlerde oluştuğu, Genelkurmay Karargahı, Kuvvet Komutanlıkları ile önemli ve stratejik konuma haiz askeri birliklerin iki ilde konuşlu olmasının yoğunlaşma nedeni olarak değerlendirildiği, kendilerini "Yurtta Sulh Konseyi" olarak adlandıran darbeci askeri kanadın da İstanbul ve Ankara ili planlamasına önem vererek 15/07/2016 tarihi öncesinde Ankara ilinde faaliyetlerin organizasyonu ve planlaması için FETÖ’ye müzahir şahısların evlerinde toplantılar yaptığı, bu kapsamda İstanbul ili faaliyet planlamasının Ankara ilinde yapılmasını müteakip verilen emir doğrultusunda İstanbul ilindeki faaliyetleri organize eden şahıslardan Harp Akademileri Komutanlığında öğretim elemanı olarak görev yapmakta iken darbe girişimi öncesi 2016 yılı atamalarıyla Ankara ilinde konuşlu 28'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanlığına Tabur Komutanı olarak atanıp görevine başlamayan Kurmay Binbaşı Murat YANIK'ın 19/07/2016 ve daha geniş kapsamlı 30/11/2016 tarihli müdafii huzurunda alınan ifadelerinde darbe girişimi öncesi ve günü yaşananlara dair, darbe girişiminin İstanbul ili ayağını aydınlatacak itiraflarda bulunduğu anlaşılmıştır.
İstanbul ilindeki darbe girişimi faaliyetlerini öncesinde yaptığı toplantılarla planlayan, görev taksimatı yapan, kontrol altına alınacak bölgeleri belirleyen veya girişim günü icrasında yönlendirici ve azmettirici vasıfta olup darbe girişimi kapsamında hâkimiyet sağlanması için işlenen muhtelif suçlardan doğrudan/dolaylı fail sıfatıyla sorumlu olan "Yurtta Sulh Konseyi İstanbul Yapılanması"nın;
-
Fethi ALPAY- Tümgeneral, Hava Harp Okulu Komutanı
-
Mehmet Nail YİĞİT-Tuğgeneral, 66'ncı Mekanize Piyade Tugay Komutanı
-
Özkan AYDOĞDU- Tuğgeneral, 2'nci Zırhlı Tugay Komutanı
-
Eyyüp GÜRLER- Tuğgeneral, l'nci Ordu Komutanlığı Harekât Başkanı
-
Muzaffer DÜZENLİ- Kurmay Albay, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal Dönüşüm (eski ismi Proje Yönetim) Şube Müdürü
-
Uzay ŞAHİN- Kurmay Albay, Kahramanmaraş 5'nci Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı
-
Onur ÖZDEN-Hava Savunma Kurmay Albay, Cizre 172'nci Zırhlı Tugay Komutan Yardımcısı
-
Ahmet Zeki GEREHAN-Kurmay Albay, Kara Harp Akademisi Öğretim Başkanı
-
Mehmet Murat ÇELEBİOĞLU- Kurmay Binbaşı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurumsal
-
Dönüşüm (eski ismi Proje Yönetim) Şube Müdürlüğü Proje Destek Kısmında İzleme ve Araştırma Subayı
-
Murat YANIK- Kurmay Binbaşı, Kara Harp Akademisi Öğretim Elemanı
İsimli şüphelilerden oluştuğu anlaşılmış, kalkışma suçları yanında darbe girişimi sırasında işlenen ve sorumlu oldukları belli başlı suç konusu eylemlerine ayrıntılı olarak yer verilmiştir. Diğer şüphelilerin eylemleri ise Yurtta Sulh Konseyi İstanbul Yapılanmasının eylemleriyle arasında kuvvetli şekilde hukuki ve fiili bağlantı olması nedeniyle soruşturmaya konu edilmiştir.
Soruşturma kapsamında bir kısım şüphelilerin münhasıran FETÖ mensuplarınca kullanılan kriptografik haberleşme programlarından "Bylock Talk And Chat" kullanıcısı olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç itibarıyla 15/07/2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişiminin FETÖ/PDY'nin en geniş çaplı silahlı eylemi olduğu, terör örgütünün bir kaç yıllık süreç içerisinde ülkemizde istikrarsızlık yaratarak, devletimizi tüm kademeleriyle ele geçirip kendi mensuplarından olmayanların tasfiye edilmesi ve nihayetinde mevcut hükümeti devirme amacı doğrultusunda; bilinen başat örneklerden olarak 07/02/2012 tarihinde Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan FİDAN'a yönelik kurgu delillerle ve usule aykırı yöntemle soruşturmaya girişilerek tutuklanmaya çalışılması, 2013 yılı Haziran ayında gerçekleşen ve kamu düzenini tehdit eden Gezi Parkı eylemlerinin provoke edilmesi ve şiddetinin arttırılması, güvenlik ve istihbarat birimlerini hedef alan ve kamuoyunda (sözde) "Selam Tevhid Örgütü" adıyla bilinen soruşturma süreci ve doğrudan hükümet görevlilerini hedef alan 17-25 Aralık 2013 tarihli sözde yolsuzluk soruşturmalarında etkin rol oynadığı, başarısızlıkla sonuçlanması üzerine en geniş çaplı silahlı eylemi olan darbeye kalkıştığı, başta Devletimizin Anayasal düzeni, 65’inci Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN'ın şahsını hedef alan darbe girişimi planının bizzat terör örgütü lideri GÜLEN tarafından onaylandıktan sonra icra aşamasının Türk Silahlı Kuvvetlerimiz içerisinde yuvalanmış örgüt mensuplarının kendilerine verdiği isim olan "Yurtta Sulh Konseyi" eliyle, emir komuta zinciri dışında örgütün hücresel örgütlenme modeline uygun olarak "abi-imam" tabir edilen sivil yönetici unsurlarının ilettiği talimatla ülke genelinde hayata geçirildiği ancak ülkesinin birliğine, devletinin bağımsızlığına ve anayasal demokratik düzenine sahip çıkan Yüce Türk Milletinin ve özünden çıkan vatansever Emniyet-Silahlı Kuvvetler mensuplarının canı pahasına karşı durması sonucu başarısızlıkla sonuçlandığı anlaşılmıştır.
Anılan iddianamede bir numaralı şüpheli olan FETÖ lideri Fetullah GÜLEN, "Yurtta Sulh Konseyi İstanbul Yapılanması"nda yer aldığı belirtilen (10) şüpheli ve diğer şüphelilerle birlikte toplam (24) şüpheliye yer verilmiş; söz konusu şüphelilerin Türkiye Büyük Millet Meclisini ve Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini Ortadan Kaldırmaya veya Görevlerini Yapmasını Engellemeye Teşebbüs Etme, Anayasal Düzeni Ortadan Kaldırmaya Teşebbüs Etme, Silahlı Terör Örgütü Kurma, Yönetme, Üye Olma, Kasten Öldürme, Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Kara ve Hava Ulaşım Araçlarının Alıkonulması, Konut Dokunulmazlığını İhlal, İşyeri Dokunulmazlığını İhlal, Haberleşmenin Engellenmesi, Kamu Hizmetlerinden Yararlanma Hakkının Engellenmesi, Siyasi Hakların Kullanılmasının Engellenmesi vb. suçlardan cezalandırılmaları talep edilmiştir.
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesince de iddianamenin kabulüne karar verilmiş olup 2017/24 dosya numarası üzerinden yargılamaya devam edilmektedir.
49.1.2.7.Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 03/03/2017 Tarihli ve 2017/7327 Esas Sayılı İddianamesi (Ankara Çatı-Genelkurmay İddianamesi)
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, darbe girişiminin devam ettiği sırada derhal harekete geçmiş, resen soruşturmaya başlayarak, süratle gözaltı işlemlerini gerçekleştirmiş, ardından yapılan işbölümü uyarınca iddianamenin konusu olan Genelkurmay Karargâhı’ndaki darbe faaliyetlerinin soruşturması, 2016/103566 numaralı işbu soruşturma dosyası üzerinden yapılmıştır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 03/03/2017 tarihli 2017/7327 esas sayılı iddianamesi ile 17. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/109 esas numarasıyla kamu davası açıldığı, 192 tutuklu olmak üzere toplam 221 sanık hakkında kamu davasının devam ettiği anlaşılmıştır.
I. Deliller
1. Mağdur İfadeleri:
A. Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi AKAR’ın, 19.07.2016 tarihli Cumhuriyet Savcılığı İfadesi:
Tuğa. Ömer HARMANCIK elinde 2 yapraktan oluşan bir metni önce okudu ve ardından elinde bana uzatarak "komutanım siz şunu bir okuyun ve bunu imzalayıp TV de okursanız her şey çok güzel olacak, herkesi alıyoruz, herkesi getiriyoruz" dedi. Şiddetle ve hiddetle reddettim "kendinizi ne zannediyorsunuz, siz kimsiniz, topladığınızı söylediğiniz ikinci başkan, kuvvet komutanları nerede, bakanlar nerede, elinizde kim varsa getirin, sizin başınız kıçınız kim" diye bağırdım. Bunun üzerine Hakan EVRİM "dilerseniz sizi kanaat önderimiz Fethullah GÜLEN ile görüştürürüz' gibi bir şey söyledi. Ben kimse ile görüşmem diyerek tersledim. Ardından Akın ÖZTÜRK dışındakiler odayı terk ettiler.
2. Gizli Tanık Ve İtirafçıların İfadeleri:
A. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan 2016/61972 Sayılı soruşturmada, GİZLİ TANIK ŞAPKA ifadesinde;
5 Temmuz 2016 tarihinde WhatsApp üzerinden Cihan isimli örgüt mensubunun kendisine saat:21.00-22.00 sıralarında “acil Ankara’ya gelmen gerekiyor, hayati bir konu, çok önemli bir konu mutlaka Ankara’ya gelmen gerekiyor” şeklinde mesaj attığını, ne zaman geleceğini sorduğunda ise hemen gelmesini, geldiğinde otobüs terminalinden inince metro ile Tandoğan’a gelmesini kendisini parkta sabah saat:08.00’de bekleyeceğini ve telefonunun kapalı olması gerektiğini mesajla bildirdiğini, 06.07.2016 günü saat:07.40 sıralarında Ankara'ya geldiğini, Ankara'da kendisini Cihan isimli örgüt mensubunun karşıladığını, bir süre yürüdükten sonra bir ofise girdiklerini, burada Cihan’ın “şu an çok önemli bir çalışma yapılıyor çalışmanın yapıldığı yere gideceğiz ve bir arkadaş daha gelecek” dediğini, bir müddet sonra yanlarına Abdullah Kod ismini kullanan Kurmay Yarbay Turgay SÖKMEN’in geldiğini, Cihan isimli örgüt mensubunun anlatmış olduğu çalışma ile ilgili planlamanın devam ettiğini belirterek “tüm kuvvetlerin katılımı ile bir darbe planlamasının yapıldığını, çalışmaların gidecekleri yerde devam ettiğini, sıkıntılı bir durumun olmadığını, planlamanın ona göre yapıldığını” söylediğini, daha sonra birlikte Çayyolunda 3 katlı villa tipi eve gittiklerini, villaya girerek toplantı salonuna geçtiklerini içeride 8-10 sivil şahsın bulunduğunu, Cihan isimli örgüt mensubunun Turgay SÖKMEN’e “çalışma olacak, detayları bilmeseniz de takip edin jandarma ile ilgili diğer kuvvetlerden herhangi bir talep olursa not alın” dediğini, Kurmay Albay Bilal AKYÜZ, Kurmay Albay/Yarbay M.Barış AVIALAN, Tuğgeneral Mehmet PARTİGÖÇ, Havacı Tuğgeneral Gökhan Şahin SÖNMEZATEŞ, Koramiral Ömer Faruk HARMANCI ile 4-5 kişinin olduğunu, çalışmalar devam ederken sivil bir şahsın namaz kıldırdığını, namaz kıldıran şahsın Adil ÖKSÜZ olduğunu, namaz sonrası Adil ÖKSÜZ’ün dini konuşmalar yaptığını, Adil ÖKSÜZ’ün, bir konuşmasında 15 Temmuz akşamını kastederek "15 Temmuz akşamında yapılacak ilk işlerden bir tanesinin görevlendirme verilecek kuvvetlerle cezaevlerinde tutuklu bulunan cemaat mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin cezaevlerinden çıkarmak olduğunu" söylediğini, diğer bir konuşmasında ise “arkadaşlar biraz önce içerideki odada büyüğümüzle (örgüt lideri Fetullah Gülen) görüştüm, sizlere selamı var. Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurtdışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim” dediğini, silahlı darbe girişiminin başarı ile sonuçlanamayacağı görüşü belirtildiğinde ise orada bulunan herkese “ bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize karıştırmayalım. Allah'ın yardımı ile bu iş olumlu sonuçlanacaktır.” Dediğini…
B. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülmekte olan 2016/61972 Sayılı soruşturmada GİZLİ TANIK KUZGUN ifadesinde;
15 Temmuz 2016 tarihinden bir hafta önce Ankara iline geldiğini, Ankara iline gelmesi ile ilgili İhsan kod isimli örgüt mensubunun Samsung marka tablette kurulu mesaj iletişim sistemi üzerinden ileterek "Çukurambar’ da saat:17.30’de buluşalım" diye mesaj çektiğini, Kızılay’da saat.18.30 sıralarında buluştuklarını, Çukurambar’a gittiklerini, yolda giderken kendisine “izinde olduğunu Trabzon’dan geldiğini” söylediğini… Çukurambar’da bir okulun önünde beklerken İhsan'nın abi diye hitap ettiği birisinin geldiğini, bu şahsın "sen git ben sana haber veririm" dediğini, daha sonra ismini bilmediği bu şahsın aracına bindiklerini, 3 katlı tripleks evlerin olduğu bir yerde durduklarını, girdikleri evin girişinde etüd merkezi veya danışmanlık yazılı tabela bulunduğunu, evin alt katında indiklerinde 5-6 kişinin burada oturduğunu, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı Tuğamiral Ömer Faruk HARMANCIK’ı gördüğünü, Ömer Faruk HARMANCIK’ın kendisine “bir darbe planı üzerinde çalışıyoruz, darbe planını bitirdik ufak tefek ayrıntılar kaldı. 15 Temmuz veya 22 Temmuz’da darbe planını uygulamaya koyacağız, konu ile ilgili sana birkaç soracaklarımız var" dediğini, kendisinin de "Ne istiyorsunuz?" diye sorduğunu, onunda, bölgesinde bulunabilecek amirallerin kimler olabileceğini ve bunların kendisi tarafından gözaltına alınarak Çiğli 2. Ana Jet Üssüne götürülerek teslim edilmesi gerektiğini, ayrıca Güney Deniz Saha Komutanı olan Koramiral Hasan UŞAKLIOĞLU'nu gözaltına almasını söylediğini, evde Tuğamiral Sinan SÜRER’inde bulunduğunu, akşam namazı vakti geldiğinde içeriye Adil ÖKSÜZ’ün gelerek akşamı namazını kıldırdığını, sonrasında Adil ÖKSÜZ ve Ömer Faruk HARMANCIK’ın darbe üzerine konuştuklarını, Ömer Faruk HARMANCIK’ın, Adil ÖKSÜZ’e herşeyin hazır olduğunu söylemesi ile Adil ÖKSÜZ’ün bu planı alıp Fetullah Gülen’i kast ederek “Hocaefendiye Amerika’ya götüreyim, gösteriyim” dediğini, Ömer Faruk HARMANCIK’ın, birkaç sorunun kaldığını ve onları yazılı vereceğini söylediğini…389
F. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016//105585 soruşturma numaralı dosyasında şüpheli sıfatıyla yer alan Fazıl ERGÜN, İfadesinde;
"Ben adı geçen cemaat yapısı ile 1986 yılında Amasya Merzifon’da ortaokul öğrencisi iken tanıştım. O zamanlar bu yapıya mensup olan üniversitesi öğrencilerinden dersler almaya başladım. Derslerin yanında risale-i nur ve Fethullah GÜLEN’in kitaplarını okuduk. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesine girdim… Benim bu darbe teşebbüsünden 12.07.2016 salı günü haberim oldu. Aynı gün akşam saat:22.00 sıralarında bu yapıya mensup olan cemaatin askeriye imamı olan kod ismini Osman olarak bildiğim şahıs ve onun üstü kod ismi Hakan olan şahısla Tandoğan’da bulunan bir ofiste görüştüm. Büyük bir ofisti. Başka odaların önünde de ayakkabılar vardı. Burada benim haricimde başka insanlarında olduğunu düşünüyorum. Kod ismi Hakan olan daha öncede birkaç defa görüştüğüm şahıs yakın zamanda askeriye içerisindeki cemaat mensuplarına yönelik büyük bir operasyon yapılacağını, böyle bir operasyon yapılırsa cemaatin kökten biteceğini, bunu engellemek içinde 15.07.2016 Cuma gününü Cumartesiye bağlayan gece saat:03.00 sıralarında askeriyenin yönetime el koyacağını talimatın büyüğümüz Fethullah GÜLEN hoca efendiden geldiğini…
H. Beytüşşebap 8. Jandarma Alay Komutanlığı dosyasında şüpheli sıfatıyla yer alan Ali TÜRK, 24.08.2016 Tarihli İfadesinde;
Bursa İl Jandarma Komutanlığında Albay olarak görev yaptığını,1982 yılında cemaatle bağlantısının başlamış olduğunu…2010-2014 yılları Ankara da cemaatle ilişkisinin biraz daha yoğun olan dönem olduğunu… Telefonuna “bylock” diye bir uygulama yüklediğini, bu uygulamayı görüşmelerinin daha güvenli olacağından yüklediğini, bu uygulama ile bir defa sesli, birkaç defada mesaj yoluyla görüştüğünü…
İ. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016//108299 soruşturma numaralı dosyasında şüpheli sıfatıyla yer alan Fatih Talha ÇELİK, İfadesinde;
Yüzbaşı rütbesi ile taarruz helikopter taburunda görev yaptığını, kendisinin bu terör örgütü ile 1993 yılında ve Ortaokul son sınıfta iken tanıştığını… 15 Temmuz 2016 darbe gününe kadar öğretmen olarak bildiği Barış isimli şahıs ile görüşmelerine devam ettiğini… Özcan Yarbayın tanıdığını düşündüğü bir şahısın girdiğini, bu şahıs "15 Temmuz Cuma günü Sayın Genelkurmay Başkanımızın emri ile gece saat 03:00 da çok önemli bir faaliyetin icra edileceğini bu faaliyetle ilgili olarak komutanlarımızın vereceği emir ve talimatlara uymamız gerektiğini" söyledi. Müteakiben Yarbay Erdal BAŞLAR, ABD'nin bu işe ne dediği konusunda bir soru sordu o şahıs ta "hiçbir sıkıntının olmadığını zaten mevcut hükümeti sevmiyorlar rahat olun her şey halledildi" diyerek cevap verdiğini ayrıca bu faaliyetin herkes tarafından desteklendiğini bu işin içinde tüm Kuvvet Komutanlıklarının, Emniyet Genel Müdürlüğünün ve MİT'in olduğunu bu sebeple bir sıkıntı olmadığını emirlere harfiyen uymalarını söylediğini…
K. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2016//105585 soruşturma numaralı dosyasında şüpheli sıfatıyla yer alan Arif KALKAN, 13.08.2016 Tarihli İfadesinde;
"Benim cemaatle tanışmam 1984 yılında orta 3. Sınıfta başladı…15 Temmuz olayları ile ilgili olarak 8 veya 9 Temmuz günü daha önce İzmir’de Kom. Ş.Md. olarak çalıştığım dönemde Buca İlçe Jandarma Komutanlığı ve Asayiş Şube Müdürlüğü vekili görevleri yürüten Mehmet AYDIN (J. Kur. Yb.- J. Gn. K.lığı hareket başkanlığında görevli) beni telefonla arayarak görüşmek istediğini söyledi… Daha sonra beni toplantı masası ve sadece büyük LCD TV olan bir odaya götürdü, masada 35 yaşlarında birisi oturuyordu, Mehmet AYDIN şahıs için bu benim abim sizinle tanışmak ve görüşmek istiyor dedi. Şahsın ismini söylemedi, şahıs bana 17/25 olayları sonrası cemaatin yaşadığı sıkıntıları anlattı ve Ağustos yüksek askeri şurasında 3000 civarında askeri personelin ihraç edileceğini bildiklerini söyledi. Bu konularla ilgili fikrimi sordu. Bende 17/25 olayları ile ilgili vatandaşın olaylara inanmadığını hükümetin söylediklerini doğru kabul ettiklerini ve cemaate karşı insanların tavır aldığını söyledim. Şahıs bunun üzerine bu gidişata dur demenin zamanı geldiğini, hükümetin YAŞ’ı yapmasını engellemek gerektiğini, yani kısa bir zaman içerisinde darbe yapılacağını ve sıkıyönetim ilan edileceğini söyledi… Bende TSK’nın büyük çoğunluğunun bu olayın içerisinde olacağını ve TSK’nın Anayasanın vermiş olduğu yetkiyi kullanacağını düşündüğümden, asker olduğumuzdan ve cemaatle bağım olduğundan kabul ettim… Bu darbeyi Fetullah Gülen’in istediğini, hükümetin kesinlikle Yüksek Askeri Şurayı yapmaması gerektiğini söylediğini belirtti. Yukarıda ayrıntılı şekilde anlattığım ifadem doğrultusunda şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilmeye çalışılan silahlı darbeye teşebbüs olayı Amerika’nın Pennsylvania Eyaletinde yaşayan Fetullah Gülen’in talimatı ile olduğunu söyleyebilirim.
Şeklinde beyanda bulunmuştur.
II. Darbeye Hazırlık Aşaması:
1. Planlama:
Genelkurmay Başkanlığında EGM, MİT’ten alınan bilgiler ve kurum içi değerlendirmelere göre 2016 Ağustos ayında icra edilecek Yüksek Askerî Şura’ya yönelik bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmayla FETÖ ile iltisağı olan personelin TSK’dan ilişiğinin kesilmesi hedeflenmiştir. Nihayet, özellikle yüksek yargı organlarındaki hâkimlerin görev süresini kısıtlayarak belli bir süre görev yapan hâkimlerin değiştirilmesini öngören 01 Temmuz 2016 tarihli ve 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un çıkarılmasıyla, yargıdaki gücünü kaybedeceğini ve geçmişte yargı eliyle gerçekleştirdiği ve müteakip dönemde gerçekleştirmeyi planladığı operasyonların açığa çıkacağını ve akamete uğrayacağını anlayan FETÖ, Devlet içerisinde 40 yıldır elde ettiği kazanımları kaybetme riskini göze alamamış ve biran önce darbe yapılması için TSK’da yuvalanmış terör örgütü mensuplarını yüreklendirmiştir. Gerek bu teşvik ve yüreklendirme, gerekse de kendilerine karşı yürütülecek tasfiyenin kaçınılmaz olduğunu anlayan Örgüt, son çare olarak darbe girişiminde bulunmaya karar vermiştir.
Örgüt mensupları için eyleme başlama emri olarak değerlendirilen mesajlarda, darbenin fiilen başlayacağı saat haricinde, darbeye iştirak edenlere yönelik olarak kimin nerede, ne yapacağına dair herhangi bir talimat yer almamaktadır. Buna rağmen planlanandan beş saat önce başlatılan darbeye iştirak edenler, organize biçimde örgüt tarafından görevlendirildikleri yerlere gitmiş ve kendilerine tevdi edilen vazifeleri yapmaya çalışmışlardır.
Bu kapsamda Örgüt lideri Fetullah Gülen’in talimatıyla, Mahrem Hizmetler Yapılanması içinde üst düzey yönetici konumunda bulunan Adil Öksüz’ün, darbe girişimine yönelik yapılacak planlama çalışmaları için ilk olarak 27.12.2015 tarihinde Akıncı Üssü’nün de bulunduğu Ankara’nın Kazan ilçesine geldiği, bu ilk gelişin ardından, şüphelinin darbe gününe kadar tam 12 kez, 27 Aralık 2015, 9 Ocak 2015, 16 Ocak 2015, 30 Ocak 2015, 20 Şubat 2015, 29 Şubat 2015, 14 Mart 2015, 30 Mart 2015, 5 Mayıs 2015, 27 Mayıs 2015, 4 Haziran 2015, 15 Haziran 2015, günü tam olarak tespit edilmeyen Temmuz ayının ve 13 Temmuz 2015 tarihlerinde yine aynı yere seyahatte bulunduğu, Ankara ile herhangi bir bağlantısı bulunmayan ve darbe girişimindeki rolü dikkate alınarak, şüphelinin Örgüt tarafından kendisine verilen darbe plan ve organizasyonu şekillendirmek amacıyla bu şehre geldiği kanaatine varıldığı, şüphelinin ayrıca, aynı veya yakın tarih aralıklarında yurtdışına, özellikle Örgütün merkezinin bulunduğu ABD’ye de ziyaretlerde bulunduğu,
Özellikle Adil Öksüz’ün 17.03.2016 tarihinde ABD’ye gidip 21.03.2016 tarihinde ülkeye döndüğü seyahatinde, darbe girişiminin gerçekleştirilmesi konusunda nihai kararın alındığı, sembollere ve gizli haberleşmeye çok önem veren Örgüt liderinin, aynı tarihte, uyuyan hücre sistemiyle yapılandırılan Örgüt’ün üyelerinin karşısına hâki renkli cübbeyle çıkıp, bu kararı yukarıda ayrıntısıyla açıklanan Örgüt diliyle üyelerine tebliğ ettiği, bu tarihten sonra Ankara’nın değişik bölgelerinde darbe planlamasına ve tarihine ilişkin toplantılar yapıldığı, bu toplantılardan en geniş katılımlı olanının Ankara’da tespit edilen bir villada yapıldığı, toplantıların temmuz ayının başında başlayıp 10.07.2016 Pazar gününe kadar devam ettiği, toplantılara her kuvvetten rütbeli asker ile üst düzey Örgüt imamlarının katıldığı, toplantıya katılanlar arasında tespiti yapılabilen şüpheliler arasında Adil Öksüz, Birol Kurubaş, Bilal Akyüz, Mustafa Barış Avıalan, Sinan Sürer, Gökhan Şahin Sönmezateş, Ömer Faruk Harmancık, Turgay Sökmen, Fırat Alakuş, Ali Osman Gürcan, Orhan Yıkılkan ve Murat Koçyiğit’in bulunduğu, Adil Öksüz’ün başkanlık ettiği toplantılarda, öncelikle her kuvvetten darbeci askerin kendi aralarında oluşturduğu grupların çalışmalar yaptığı, ardından darbe girişiminin en önemli eylemlerinin detayları, bu eylemlerde görev alacak darbecilerin görev ve sorumluluklarının belirlendiği,
2. Yurtta Sulh Konseyi:
Soruşturma sırasında Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin kimlerden oluştuğuna yönelik bir belge veya ifadeye rastlanmamıştır. Ancak bazı şüphelilerin ev ve işyerlerinde yapılan aramalarda ele geçen 27 Mayıs Darbesine ilişkin belge ve kitapların incelenmesinden Örgütün, bu darbenin organizasyonu ile ilgili bazı örneksemeler yaptığı, ayrıca ideolojileri dışında her iki olay arasında şekli bakımdan benzerlikler bulunduğu görülmektedir. 27 Mayıs darbe bildirisindeki “Yurtta Sulh” vurgusu, soruşturma sırasında tespit edilen Yurtta Sulh Konseyi’nin üye sayısının da, Milli Birlik Komitesi’ndeki gibi 38 olması gibi hususlar dikkate alındığında, Fetullahçı Terör Örgütü’nün, yine askeri hiyerarşiye uyulmadan yapılan, ancak başarıya ulaşan 27 Mayıs Darbesi’nin planlama ve icra safhalarından örnekler aldığı anlaşılmaktadır. Bir an için Konsey’de sivillerin de olabileceği düşünülse de, sözde sıkıyönetim direktifinin 7. maddesinde Yurtta Sulh Konseyi’nin Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından, emir komuta bütünlüğü içinde teşkil edildiği vurgusu ve Örgütün darbe planının yapılması ve icrası görevini, kendi gözetimi ve koordinasyonunda, asker üyelerine vermesi karşısında, bu yapılanmanın tamamen askerlerden teşekkül ettiği anlaşılmıştır.
Ayrıca; Örgütün Konsey’i, darbe girişiminin askeri planlama ve organizasyonunda kullanmak ve darbe girişiminin başarılı olması halinde de kendi ideolojisiyle Ülkeyi yönetme aşamasına gelinceye kadar, belli bir süre yönetimde tutmak amacıyla oluşturduğu ve Konsey’in başkanlığını üstlenecek kişinin de, bu süre zarfında Devlet Başkanı olarak görev yapacağı konusunda kesin bir kanaat oluşmuştur.
3. Yurtta Sulh Konseyi Üyeleri:
1. Akın ÖZTÜRK: Hava Pilot Orgeneral, Yüksek Askeri Şura Üyesi
2. İlhan TALU: Korgeneral, Genelkurmay Personel Başkanı
3. Mehmet DİŞLİ: Tümgeneral, Genelkurmay Stratejik Dönüşüm Daire Başkanı
4. Mehmet PARTİGÖÇ: Tuğgeneral, Genelkurmay Personel Başkanlığı, Personel Plan ve Yönetim Daire Başkanı
5. Ömer Faruk HARMANCIK: Tuğamiral, Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Kurmay Başkanı
6. Sinan SÜRER: Tuğamiral, Genelkurmay İstihbarat Başkanlığı, 1. İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Daire Başkanı
Dostları ilə paylaş: |