TüRKİye büYÜk millet mecliSİ fethullahçi teröR ÖRGÜTÜNÜN (fetö/pdy) 15 temmuz 2016 tariHLİ darbe giRİŞİMİ İle bu teröR ÖRGÜTÜNÜn faaliyetleriNİn tüm yönleriyle



Yüklə 5,1 Mb.
səhifə30/51
tarix08.04.2018
ölçüsü5,1 Mb.
#47918
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   51

02.45 sıralarında da CNN TV’ye;

Jandarma teşkilatı emir komuta yapısı içerisinde görevinin başındadır. Gereken her türlü tedbir alınmıştır. Jandarma bir kanun ordusudur. Endişe edilecek bir durum yoktur.”



şeklinde basın açıklamalarında bulunulması tüm milletimizin rahatlamasına ve Jandarma Teşkilatındaki darbe karşıtı büyük çoğunluğuna ise moral aşılamasına vesile olmuştur.

Orgeneral Galip Mendi imza bloğuyla ise;

Jandarma bir kanun ordusudur. Millete, devlete ve milli iradeye yapılan ve yapılacak olan her türlü kanunsuz harekete karşı gerekli tedbirler emir komuta içerisinde alınmıştır/alınacaktır. Jandarma birliklerinde kanunsuz emir ve (sözde Sıkıyönetim Direktifi) talimatlara uyulmayacaktır. Bu duruma karşı yasal çerçeve içerisinde her türlü tedbiri almaya tüm amir ve komutanlar sorumlu ve yetkilidir. Rica ederim.”



şeklindeki ve ayrıca rütbeli izinlerinin kaldırılmasına ilişkin mesaj bağlı tüm jandarma birliklerine çekilerek birliklere yapmaları ve yapmamaları gerekenler bir emir komuta zinciri içerisinde belirtilmiştir.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi ve Muhabere Merkezince mesaj çekilmesinde zorluklarla karşılaşıldığı yönünde bilgiler elde edilmesi J.Gn.K.lığı Harekat Başkanı Tümg. Arif Çetin’in yönlendirmesiyle Orgeneral Salih Zeki Çolak imza bloğuyla;

Millete, devlete ve milli iradeye yapılan ve yapılacak olan her türlü kanunsuz harekete karşı gerekli tedbirler emir komuta içerisinde alınmıştır/alınacaktır. Birliklerde kanunsuz emir ve (sözde Sıkıyönetim Direktifi) talimatlara uyulmayacaktır. Bu duruma karşı yasal çerçeve içerisinde her türlü tedbiri almaya tüm amir ve komutanlar sorumlu ve yetkilidir. Rica ederim.”



şeklinde Ankara İl J.K.lığı Harekat Merkezi vasıtasıyla Kara Kuvvetleri Komutanlığı bağlı birliklerine de mesaj çekilmesi darbecilerin tamamen etkisiz hale getirilmeye başlanmasında önemli bir adım olmuştur.343

Milli İstihbarat Teşkilatı

Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından Komisyonumuza sunulan 22.05.2017 tarihli ve 50-97549206 sayılı cevabi yazıda, 15 Temmuz gecesi darbe girişiminin bastırılmasına ilişkin şunları belirtmiştir:

15 Temmuz 2016 tarihinde darbe teşebbüsünün başlamasının ardından, tüm Teşkilat personeli ivedilikle teyakkuz durumuna geçirilmiştir. İlk helikopter saldırısıyla birlikte, Karargâh ve yurt genelindeki bölge ünitelerinin tamamı “Teşkilat yerleşkelerine hiçbir darbecinin girmesine izin verilmeyerek mukavemet edilmesi, yerel mülki idare amirleri ve emniyet güçleriyle gereken işbirliğinin yapılması” yönünde talimatlandırılmış ve ateş emri verilmiştir.



MİT Müsteşarlığına yönelik ilk saldırı, Yenimahalle Yerleşkesi/Site Güney Nizamiye’ye, Kobra ve Skorsky helikopterleri ile saat 22.38’de havadan ateş açılması ile başlamıştır. Yerleşke, saat 06.30’a kadar, üç sorti Site Güney Nizamiye, iki sorti Doğu Lojmanları Kuzey Nizamiye’ye olmak üzere, beş defa seri olarak taranmıştır. Ayrıca F-16 uçakları tarafından da saldırının başlangıcından bitiş saatine kadar Merkez Site ve lojmanlar üzerinde alçak uçuş yapılmak suretiyle tacizde bulunulmuştur.

Öte yandan 16.07.2016 saat: 01.45 sularında, alçak uçuş yapan askeri bir helikopter tarafından İstanbul Bölge Başkanlığının bulunduğu Beşiktaş yerleşkesine ateş açılmış, bilahare saat 03.00 sularında yerleşke üzerinde iki askeri uçak tarafından alçaktan taciz uçuşu gerçekleştirilmiştir. Ankara Bölge Başkanlığı’nın yerleşkesinde de aynı gece saat 03.15 civarında bir Skorsky helikopteri tarafından projektörlerini yakmak suretiyle kısa süreli gözlem yapılmış, akabinde bir Kobra helikopteri, yerleşke üzerinde alçalarak taciz uçuşları yapmıştır.

Karargâh yerleşkesi ve İstanbul Bölge Başkanlığına gerçekleştirilen helikopter saldırılarına, ateş emriyle birlikte, hafif silahlarla anında karşılık verilerek direnç gösterilmiştir. Teşkilat personeli tarafından gösterilen güçlü mukavemet ve bu kapsamda açılan yoğun ateş sonucu, MİT Müsteşarını almaya gelen helikopterin yerleşkeye inme ve sızma faaliyetleri önlenmiştir. Karargâhtaki çatışmalarda, şarapnel parçalarının isabet etmesi sonucunda üç Teşkilat mensubu yaralanmış, binalar ve araçlar tahrip olmuştur. Darbecilerin Kars Bölge Daire Başkanlığına tank ile girme teşebbüsü de kurum personelinin direnişi ile engellenmiştir.

Ayrıca Teşkilat personeli tarafından gerekli teçhizat ve donanımla birlikte, 15- 16.07.2016’da darbeciler tarafından özellikle hedef alınan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Başbakanlık Çankaya Köşkü, Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul/Kısıklı’daki konutu ve çalışma ofisinin bulunduğu Huber Köşkü’nün emniyete alınması için destek sağlanmış, söz konusu kritik noktalara taşman etkili silahlarla yapılan caydırıcı atışlarla, hava araçlarının alçak uçuşları ile iniş/indirme yapmaları engellenmiştir.

Nitekim darbeci unsurlar tarafından kullanılan savaş uçaklarının Gölbaşı'ndaki Emniyet Genel Müdürlüğü/Havacılık Daire Başkanlığı, Özel Harekât Daire Başkanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı/TURKSAT tesislerini hedef alması üzerine, ilgili Teşkilat personeline “hava savunma unsuru içeren yeni silah kombinasyonu ile sahada bulunması/görev yapması” talimatı verilmiştir. Ayrıca MİT Müsteşarı tarafından, karadan havaya etkili hava savunma sistemlerinin kullanılması amacıyla Sn. Başbakan’dan onay alınmış ve Ankara hava sahasının tüm uçuşlara kapatılması talep edilmiştir. Bilahare Sayın Başbakan “hava sahasının izinsiz uçuşlara kapatılacağını” açıklamıştır. Alınan onay akabinde hava savunma füzeleri, Teşkilat personeli tarafından, MİT Müsteşarlığı Yenimahalle Yerleşkesi ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde ateşlenerek kullanılmıştır. Alman önlemler kapsamında, hava savunma füzelerini otomatik olarak algılayan savaş uçakları ve helikopterlerin, stratejik kuruluş ve tesisler üzerindeki uçuş sayılarında belirgin bir azalma meydana gelmiştir. Hava savunma füzelerinin hedefi olan hava harp araçları da faaliyetlerini sınırlandırmıştır.

Öte yandan Teşkilat personeli hava savunma silahlarıyla birlikte, 16.07.2016 sabahı, helikopter hareketliliğinin olduğu Güvercinlik’teki Kara Havacılık Okulu ve darbenin merkez üssü olan Kazamdaki Akıncılar Üssü çevresinde de konuşlanmıştır. Bu kapsamda Teşkilat personeli, buralardaki hava araçlarının kalkışlarının önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına destek vermiş ve darbeci unsurların girişimlerinin engellemesine yardımcı olmuştur.

Darbe gecesi ve takip eden süreçte; MİT Müsteşarlığı ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin yanı sıra, Başbakanlık Köşkü, Sn. Cumhurbaşkanı’nın Çalışma Ofısi'nin bulunduğu Huber Köşkü ve İstanbul/Kısıklı’daki Konutu’nda da hava savunma füzeleri, anti-tank silahları ve uçaksavarlar ile birlikte 24 saat esasına göre tertibat alınmıştır.

Bunun yanı sıra darbecilerin işgal ettiği Gölbaşı’ndaki Özel Kuvvetler Komutanlığının kurtarılması amacıyla, Özel Kuvvetler Komutanı Korg. Zekai AKSAKALLI ve yakın ekibine, talepleri üzerine karargâhlarında tekrar kontrolü sağlamaya matuf iki adet zırhlı araç teslim edilmiştir.

Ayrıca darbe girişiminin başlamasını müteakip, Genelkurmay Başkanlığı ile Özel Kuvvetler Komutanlığı arasında emir komuta bağının kopmuş olması nedeniyle, üst makamların talimatlarının Özel Kuvvetler Komutanı’na iletilmesine yardım edilmiştir.

Darbe girişimi süresince MİT Müsteşarı tarafından diğer ülkelerdeki muhataplarıyla temaslar kurulmak suretiyle, kalkışmanın bir darbe girişimi olduğu belirtilerek, uluslararası alanda kalkışma karşıtı açıklamalar yapılmasına katkı sağlanmıştır.

Ayrıca MİT Müsteşarı, darbenin yaşandığı gece İçişleri Bakanı, Emniyet Genel Müdürü ve Özel Kuvvetler Komutanı ile telefonla sürekli temas kurmak suretiyle, darbenin bastırılmasına yönelik faaliyetlerin koordinesine destek vermiştir. İllerde bulunan Bölge Başkanlıkları, Bölge Daire Başkanlıkları ve Bölge Müdürlükleri de yerel makamlarla darbe gecesi boyunca koordinasyonda bulunmuşlardır.

Öte yandan darbe girişiminin akamete uğratılması amacıyla; darbe karşıtı üst düzey TSK mensupları tarafından medyada açıklama yapılması, basın-yayın organlarının sürekli bilgilendirilerek darbe karşıtı tutumlarının sürdürülmesi ve darbeci unsurların demoralize edilmesine matuf mesajların medya organlarında yer alması sağlanmış/bu yöndeki çalışmalara katkı sunulmuştur.

Darbe girişiminin engellenmesi sonrasında da stratejik tesisler ve kritik önemi haiz muhtelif binaların korunmasına yönelik olarak emniyet hizmetlerine destek verilmeye devam edilmiş, Teşkilatın Yenimahalle yerleşkesindeki nizamiye ve hâkim noktalara uygun ve yeterli miktarda silah konuşlandırılmıştır.

Kalkışma sonrasında yurtdışı birimlerimiz de FETÖ/PDY yapılanmasının kaçma teşebbüsleri, konsolosluklar bünyesindeki temasları, dış bağlantılı stratejileri, fınans kaynakları, bağlantılı oldukları uluslararası kuruluşlar, temsilcilikler ve sivil toplum kuruluşları ile işbirliği arayışları başta olmak üzere örgütün tüm faaliyet ve girişimlerine ilişkin bilgi toplamaları konusunda ivedilikle talimatlandırılmıştır. Nitekim darbeyi takip eden ilk birkaç gün içinde Afganistan ve Suudi Arabistan’dan firar etmeye çalışan askeri personel gerekli koordinasyon sağlanarak Türkiye’ye getirilmiştir. Gerek bölge gerekse yurtdışı Temsilciliklerimizden intikal eden istihbari bilgiler, icracı makamlarla paylaşılmış olup paylaşımlarımız aralıksız sürdürülmektedir.

Milli İstihbarat Müsteşarlığındaki teyakkuz durumu, ülke çapındaki demokrasi nöbetlerinin sona erdiği 10.08.2016’ya kadar devam etmiştir.

Darbeci unsurların MİT Müsteşarlığına yönelik saldırılarının başarısızlıkla sonuçlanmasında, Teşkilat içerisindeki FETÖ/PDY mensuplarının önceden tespit edilerek, pasif görevlere atanmış olması ve bu bağlamda bağımsız Teşkilat ünitelerinin sorumluları arasında örgüt mensubu bulunmaması etkili olmuştur. Nitekim 17.12.2013-15.07.2016 tarihleri arasında; toplam 181 personel hakkında işlem yapılmıştır. Bunlardan 8l’i pasif göreve atanmış, TSK/Emniyet personeli olan 84’ünün Teşkilatımızdaki geçici görevlendirmeleri sona erdirilmiş, 3’ü hakkında doğrudan soruşturma başlatılmış, 13 personelin çeşitli nedenlerle {sözleşme feshi, adaylık süresi sonunda göreve son verme, naklen atama, istifa, emeklilik vb.) Teşkilatımızla ilişiği kesilmiştir. Bilahare pasif göreve atananların; 41 ’i hakkında soruşturma başlatılmış, 18 personelin ise çeşitli nedenlerle (sözleşme feshi, adaylık süresi sonunda göreve son verme, naklen çıtama, istifa, emeklilik vb.) Teşkilatımızla ilişiği kesilmiştir.

Darbe gecesi MİT’e yönelik saldırılara karşı ateş emrine uyarak cesurca mukavemet eden ve ülkemizin stratejik önemi haiz kurumlarının korunmasına destek sağlayan 351 personel, gösterdikleri üstün gayret nedeniyle başarı belgesiyle taltif edilmiştir.344

Yargı

15 Temmuz 2016 tarihinde darbe teşebbüsünün henüz başarılı olup olamayacağının belli olmadığı ilk saatlerden itibaren hâkimler ve cumhuriyet savcıları tereddütsüz ve cesur bir şekilde anayasadan, hukuk devletinden, seçilmiş iktidardan yana tavır koymuş; darbe teşebbüsüne kalkışanlar hakkında soruşturmalar başlatarak, gözaltı ve tutuklama kararları vermeye başlamışlardır.

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay Başkan ve Üyeleri; Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili, Daire Başkan ve Üyeleri; Cumhuriyet Başsavcıları, Cumhuriyet savcıları ve hâkimlerimiz darbe teşebbüsüne karşı sarsılmaz bir irade ve cesaretle karşı durmuştur.345 En üst kademeden en alta kadar yargı teşkilatının bu tutumuyla önceki darbe tecrübelerinden kalan utanç sayfaları yerine Türk yargı tarihine altın harflerle onur ve şeref sayfaları ilave edilmiştir.

Komisyonumuzun İstanbul ziyaretleri ayağında 12 Aralık 2106 tarihinde Çağlayan’daki İstanbul Adliyesine yaptığı ziyarette İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı İrfan Fidan; “15 Temmuz 2016 günü olayın ilk saatlerinden itibaren, köprülerin tanklar tarafından, darbeci askerler tarafından işgal edilmeye başladığı saatten itibaren, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hâkim ve Cumhuriyet savcıları olaya muttali olmuş, olayın vukufiyetine varmış, vahametini anlamış ve gerekli tavrını koymuştur.” şeklinde Komisyonumuza bilgi vermiştir.

İstanbul özelinde, olaya vaziyet edildikten sonra, terör büro savcılarınca derhâl soruşturmalar başlatılmıştır. İstanbul üç bölgeye ayrılmış ve her bir bölge için bir başsavcı vekili koordinasyonunda yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir.

Bu durum sadece İstanbul’a özel olmayıp ülke genelindeki Cumhuriyet Başsavcıları koordinesinde derhal darbeye karışan asker ve sivil kişiler ile FETÖ mensupları hakkında, kolluk görevlilerine şifahen yakalama ve gözaltı talimatları daha darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren verilmeye başlamıştır.

Darbe girişimin bastırılmasında aldığı acil tedbirlerle hayati bir rol oynamış olan yargı teşkilatımızın işlevi ilerleyen süreçte daha da önem kazanmıştır. Darbe girişimine doğrudan katılanlar ile FETÖ’ye destek vererek güçlenmesinde rolü olanlar hakkında ülkemiz genelinde 10 Ocak 2017 itibariyle, 15 Temmuz Darbe Girişiminden sonra 106.450 kişi hakkında yasal işlem başlatılmıştır. 168 general, 6.170 albay ve alt rütbeler (Askeri öğrenci ve er dâhil), 7.664 emniyet mensubu, 17 vali, 73 vali yardımcısı, 101 kaymakam ve 25.646 diğer şüpheli (memur, sivil vs.) olmak üzere; 42.274 şüpheli tutuklanmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı

15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin bastırılmasında en aktif rol alan kurumlardan biri Diyanet İşleri Başkanlığı olmuştur. Diyanet İşleri Başkanlığınca Komisyona sunulan 03.01.2017 tarih ve 65752239-622.03-443 sayılı cevabi yazıya göre, özetle:

Saat 22:45’te Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in talimatıyla Başkanlıkta Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Emin Özafşar’ın koordinesinde Strateji Geliştirme Başkan Vekili Doç. Dr. Mustafa Sarıbıyık, Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Vekili İsmail Palakoğlu, Özel Kalem Müdürü Oğuzhan Dinler, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Halil Erdoğan, Daire Başkanı Yıldıray Kaplan’dan oluşan bir Kriz Masası hazır hale getirilmiştir.

Saat 23:00’te Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in talimatıyla 118 bin Diyanet personeline yönelik bir çağrı mesajı metni hazırlanması kararlaştırılmıştır.

Saat 23:50’te Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in 85 bin camide salâ okunmasına yönelik talimatının yer aldığı çağrı metni tüm basın kuruluşlarına gönderilmiştir. Söz konusu çağrı aynı anda Başkanlığın web sayfasında ve sosyal medya hesaplarından yayınlanmıştır. (02:09, 02.22)

Aynı çağrı metni, eş zamanlı olarak SMS yoluyla 120 bin Diyanet personeline gönderilmiş, Başkanlığın sosyal medya hesaplarından da paylaşılmıştır. Başkanlığın web sayfasında yayınlanan çağrı metni şöyledir:

Din gönüllüsü kardeşim,

Bugün milletimizin hukukunu korumak için üzerimize düşeni yapmak en büyük vecibedir. Ülkenin ve milletin birliğinin, huzur ve refahının ayaklar altına alınması, milli iradenin cebir ve şiddetle çiğnenmesi asla kabul edilemez.

Milletimizin manevi rehberleri olarak her türlü kanun ve hukuk dışı girişimlere karşı milletimizle beraberiz. Hepinizi özgürlüğün simgeleri olan minarelerimizden halkımıza bu büyük ihanete şiddete başvurmadan karşı koymaya davet ediyorum.

Bu gece minarelerin ışığı yanacak, salâlar verilerek milletimiz hukukuna sahip çıkmaya davet edilecektir.”

Prof. Dr. Mehmet Görmez

Diyanet İşleri Başkanı

Başkanlığın bu çağrısı üzerine tüm Türkiye’de minarelerden salâlar verilmiştir. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halkımızı meydanlara daveti okunan her salâdan sonra görevlilerimiz tarafından minarelerimizden ilan edilmiştir.

Diyanet TV ve Diyanet Radyo, halkımızı darbe konusunda yönlendiren yayınlarını gece boyunca sürdürmüştür. Diyanet TV’nin yayın akışı değiştirilerek Sayın Cumhurbaşkanının çağrısı, Diyanet İşleri Başkanlığının salâ talimatı ve Kur’an tilaveti (Fetih Suresi) ekrana getirilmiştir. Bu yayın aralıksız olarak sürdürülmüştür. Gece boyunca Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, çeşitli televizyon kanallarının canlı yayınlarına telefonla bağlanarak halkın darbe karşıtı motivasyonunu pekiştirici açıklamalarda bulunmuştur.

Belediyeler

15 Temmuz 2016 gecesi Türk Milletinin darbecilere karşı mücadelesinde belediyeler önemli rol oynamıştır. Belediye personeli, emniyet güçleri ile beraber ve koordineli hareket ederek özellikle darbecilerin aktif olduğu il ve ilçelerde gerekli tedbirlerin alınması, halkımızın gerek duyulan yerlere yönlendirilmesi ve belediyelere ait iş makineleri, otobüs, kamyon v.b. araçlar kullanılarak darbecilerin kullandığı ulaşım yollarının kapatılması, etkin oldukları askeri birliklerin çıkışlarında barikat oluşturulması amacıyla alınan tedbirlerin öncü unsurlarından olmuştur.



Ankara

Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının Komisyona 13.01.2017 tarihinde gönderdiği yazıya göre; Cumhurbaşkanlığı Makamı tarafından verilen talimat ile büyükşehir ekipleri, iş makinaları ve kamyonları hava alanına sevk edilmiş ve yolda 15 km’lik araç kuyruğu oluşturulmuştur. Hava alanına doğru gelen zırhlı taşıyıcılar tıkanan yolu aşamayacaklarını anlayınca kışlalarına geri dönmüştür.

Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Külliyesine giden yollar muhtemel saldırılara karşı iş makineleri ve kamyonlarla kapatılmıştır.

Ankara İl Emniyet Müdürlüğü yetkililerinin iş makinesi ve kamyon gönderilmesi talebi üzerine, ilgili personelin eşlik ettiği araçlar Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasına gönderilmiştir.

Sabah saatlerine doğru yine Emniyet Yetkililerinin Jandarma Genel Komutanlığına girebilmek için kapı ve duvarların yıkılması gerektiğini ve bunun için iş makinasına ihtiyaç olduğunu söylemeleri üzerine, gerekli personel ve iş makinası organize edilerek olay yerine gönderilmiş, emniyet yetkilileri iş makinası operatörlerine çelik yelek giydirerek duvar ve kapı yıkmalarını sağlamış ve içeri girişler başlamıştır.

Darbe gecesi Zırhlı Birliklerden tank ve zırhlı araç çıkmaması için kamyonlarla barikat kurulmuş ve belediye personeli ve vatandaşlarla birlikte mücadele verilmiştir.

Bu çalışmalar sırasında belediyeye ait çok sayıda kamyon kurşunlanmıştır.

İstanbul

İstanbul Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlıkları ekip ve görevlileri darbe teşebbüsünün haber alındığı andan itibaren emniyet güçleri ile birlikte hareket etti. İş makinası, kamyon ve ulaşım araçları seferber edilerek darbecilerin tank ve diğer zırhlı araçlar ile personel sevkiyatlarını engellemek amacıyla önemli ulaşım yolları vatandaşlarımızın araçları da kullanılarak trafik yoğunluğu oluşturularak kapatıldı. Bu şekilde çevre illerden darbecilere destek için gelen askeri birliklerin İstanbul’a girişleri engellenmiştir.346

İstanbul Büyükşehir Belediyesince ALO 153 Çağrı Merkezi aracılığıyla vatandaş ve tüm personele SMS uyarıları yapılmış, tüm personel Saraçhane Binası önünde toplanmıştır. Sosyal medya üzerinde uyarı ve yönlendirmeler yapılmış, ana arterler üzerindeki mesaj panoları ile halkı bilinçlendirici “Demokrasiden Vazgeçmeyeceğiz” ve “Asker Kışlaya” mesajları paylaşılmıştır. Kent genelindeki 5 Bölge Kamu Hastaneleri Birliği ile koordinasyon sağlanarak ihtiyaçları karşılanmıştır.

15 Temmuz gecesi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Vezneciler Binası ile Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) Binası darbecilerce işgal edilmiştir. Bu yerlerin darbecilerin işgalinden kurtarılması sırasında İBB Vezneciler Binası önünde 14, AKOM Binasında ise 1 vatandaşımız şehit olmuştur. Darbe teşebbüsü sırasında 17 belediye çalışanı şehit olmuştur.347

Belediyeye ait 37 araç hasar görmüştür. Hizmet binaları ve araçlarda meydana gelen zarar ile gelir kaybı 62.934.838 TL olarak hesaplanmıştır.348

Darbe teşebbüsünde darbecilere yardım ettikleri tespit edilen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lojistik Merkezinde yönetici pozisyonundaki baba Mehmet Tunç ve oğlu Ömer Tunç yakalanarak haklarında gerekli adli işlem yapılmıştır.



İzmir

İzmir Valiliği ile koordineli olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığınca, emniyet güçlerinin ihtiyaçlarını karşılamak üzere ulaşım araçlarının tahsisi yapılmıştır. Olası yangın, kurtarma ve diğer acil müdahale gerektiren durumlara derhal müdahale edilebilmesi amacıyla itfaiye ve kurtarma ekiplerinin sevk ve idaresi sağlanmıştır. Büyükşehir ve ilçe belediyelerine ait iş makinaları ve otobüslerle askeri birlik giriş çıkışlarının kontrolü sağlanmıştır.



        1. Halkın Duruşu ve Rolü

15 Temmuz Darbe Girişimi, milletin iradesini yok etmeye, en başta bu iradenin tecelligahı olan Türkiye Büyük Millet Meclisi, Cumhurbaşkanlığı makamı ve Hükümet olmak üzere demokratik kurumları bertaraf etmeye matuf, devlet yönetimini gasp etmeyi amaçlayan topyekûn bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı en başta iradenin sahibi olan milletin bizzat kendisi direnişe geçmiş, toplumun hemen tüm kesimlerinden milli birlik içerisinde direniş sergilenmiş, bu sayede kanlı darbe girişimi bastırılarak milli irade prangaya vurulmaktan kurtarılmıştır.

Darbe girişimini başat aktör olarak akamete uğratan halkımız, bunu gerçekleştirirken, sergilediği tutum ve davranışları ile darbeye direnişin kontrolden çıkmasına izin vermemiştir. Kamuya ve özel mülkiyete ait mallarının tahrip edilmesine sebebiyet vermeksizin örnek bir direniş tarzını tüm dünyaya göstermiştir.

Ülkemizin siyasi tarihinde yer alan önceki anti-demokratik müdahaleler (1960 ve 1980 askeri darbeleri ile 1971 muhtırasına) esnasında halkımızın topyekûn fiili bir direnişi gözlemlenmemiştir. Önemli bir çoğunluk bu müdahaleleri desteklememiş ise de demokrasinin korunması için gerekli ve yeterli fiili tepkinin gösterildiğini söylemek de mümkün değildir. Her ne kadar 1997 yılındaki post-modern darbe olarak isimlendirilen anti demokratik sürece halkın tepkisi daha belirgin ise de yine de cılız kalmış ve milletin büyük çoğunluğuna sirayet eder mahiyette aksiyoner bir darbe karşıtlığı görülmemiştir. Buna karşın Türkiye’de giderek yükselen demokratik duyarlılık ve sivilleşmenin bir işareti olarak, 2007 e-muhtırasına karşı dirayetli bir siyasi karşı duruş ve geniş sayılabilecek ölçüde toplumsal tepki dile getirilmiştir. Yukarıda kısaca değinilen anti-demokratik girişimlere nazaran 15 Temmuza geldiğimiz süreçte halkımızın darbeye karşı direnme fikriyatının geliştiği yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Darbeciler tarafından sezilememiş olmasına karşın özellikle dışarıdan bakan gözlerin bu durumu fark ettiği gözlenmektedir. Kanal 7 Haber Kameramanı Ali Ekber Karaçal’ın 15 Temmuz gecesine dair hatırasında yer verdiği İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde bulunan ve ellerinde Türk bayrağı olan Suriyeli 4 gencin kendi aralarındaki konuşmalarında “Türkler vatanlarını bırakıp gitmez, onlar mücadele eder, savaşır, ölürler ama yine de bırakıp gitmezler” şeklindeki sözleri de bu durumun veciz bir özeti mahiyetindedir.349 Bu çerçeveden baktığımızda halkımızın büyük kitleler halinde ilk defa bir darbeye karşı meydanlara inerek fiili tepkisini, karşı duruşunu ve direnişini göstermesi, 15 Temmuz 2016 gecesi ve akabindeki süreçte gerçekleştiği söylenebilir.

Darbe girişimini bertaraf etmede öncü rol oynayan halk direnişinin fikri alt yapısına da bir iki cümle ile değinmekte fayda mülahaza edilmiştir. Öncelikle; 1960 darbesi neticesinde ülkenin seçilmiş Başbakanının ve Bakanlarının idam edilmesinin oluşturduğu toplumsal travma ile o dönemde bu idamlara karşı açıkça tepki gösterilememesinin toplum vicdanında oluşturduğu nedamet duygusu nesilden nesile aktarılarak sürdürülmüştür. Bunun yanı sıra 12 Eylül darbesinin yıkıcı etkileri hafızalardaki canlılığını bu güne dek korumuş, yitirilen canların ardından dile getirilen “Asmasaydık da beslese miydik” sözleri kulaklarda çınlamaya devam etmiştir. Meşruiyeti, halkın tercihlerinde değil de işgal ettiği kamu görevinin sağladığı kaba kuvvetin millete karşı kullanılmasında arayan darbeci ve anti-demokratik zihniyetin ürünü 1982 darbe Anayasasının topluma dayattığı tek tipçi sistem, milletin iradesini kendisine tehlike olarak gördüğü her dönemde anti-demokratik usullere yönelmiştir. Darbeciler, daha önce kullanmaktan çekinmediği ve bundan sonra da çekinmeyeceğini gösterdikleri kaba kuvvetin caydırıcılığından faydalanarak 1997 post-modern darbesi ve 2007 e-muhtırası gibi anti-demokratik uygulamalarını sürdürmüştür. Türk demokrasisi ise zaman zaman balans ayarı verilen zayıf bir ideal olarak yarı ölü yarı diri mevcudiyetini sürdürmeye çalışmıştır. İradesi yok sayılan milletin gözü önünde cereyan eden tüm bu zorbalıklar en nihayetinde milletin izzetini korumak için gerekirse canını verecek boyutta tepki göstermesinde fikri alt yapıyı oluşturmuştur.

Tüm bunların yanı sıra; ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyada yakın dönemde yaşanan savaşlar ve iç karışıklıklar ile bunların yıkıcı sonuçlarından kaynaklı kitlesel göçler, vatanın değerinin daha iyi anlaşılmasını ve ülkemizde yaşanabilecek benzer bir iç karışıklığın vahametinin idrak edilmesini sağlamıştır Böylece 15 Temmuz Darbe Girişimine karşı milli birlik ve beraberlik içerisinde topyekûn bir direniş gerçekleştirilmiştir.

15 Temmuz akşamında hareketlenmelerin başladığı saatlerde bir belirsizlik yaşanmış, özellikle Ankara’da savaş uçaklarının gerçekleştirdiği alçak uçuşlara vatandaş tarafından anlam verilememiş, İstanbul’da köprülerin kapatılması muhtemel bir terör saldırısını ya da bir tatbikat olduğunu akıllara getirmiştir.350 Ancak yaşananların bir darbe girişimi olduğunun anlaşılması ve akabinde darbeciler tarafından TRT’de okunan sözde bildiri ile “sokağa çıkma yasağı” ilan edilmiş olmasına rağmen halkımız sokağa çıkarak direnmeye başlamıştır.

Darbe girişimine karşı halkın spontane başlayan tepkisinin, sözde darbe bildirisinin 00.02’de TRT’de okunmasının akabinde Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 00.25’te CNNTürk’te Hande Fırat tarafından sunulan canlı yayına bağlandığı görüntülü telefon görüşmesi ile halkımızı havaalanlarına, kent meydanlarına çağırması sonrasında çığ gibi büyüdüğü görülmüştür. Cumhurbaşkanı, canlı yayına bağlanarak darbeye direnilmesi için vatandaşları meydanlara çağırmış, aynı zamanda minarelerden salâların okunmasıyla birlikte halk büyük bir şuur ve özgüvenle vatanı korumak bilinciyle meydanlara akın etmiştir. O gece evladını kaybeden bir annenin kendisini ziyaret eden gazetecilere sarf ettiği “Benim evlatlarım Hasan ile Hüseyin’den daha mı kıymetliydi ki ben ağlıyorum. Ama bakmayın işte ana yüreği dayanamıyorum, ondan ağlıyorum” şeklindeki sözleri351 bu manevi şuurun takdire şayan bir yansıması olarak tarihimize altın harflerle işlenmiştir.

Halkımızın 15 Temmuz gecesi tüm farklılıkları bir yana bırakarak farkındalık ve milli birliktelik içinde, darbecilerin ele geçirmeye çalıştıkları stratejik noktaları ve kritik kamu kurumlarını darbecilere karşı savunmak amacıyla kitleler halinde harekete geçmesi, darbecileri psikolojik olarak yıprattığı gibi, bilhassa emniyet güçlerimizin ve TSK içinde darbeye karşı mücadele eden vatansever askerlerimizin moral ve direncini de arttırmıştır. Boğaziçi Köprüsü, TRT, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, valilikler gibi stratejik önem taşıyan pek çok kurum ve kuruluş, verilen şehitler pahasına halkımızın direnişi sayesinde darbecilerden kurtarılmış, kimi kışlaların çıkışı tutularak ve askeri araçların ilerleyişi engellenerek darbecilerin daha büyük yıkım ve kayıplara sebebiyet vermelerine mani olunmuş ve darbecilerin etkinliği kırılmıştır.

Eşine az rastlanır bu direniş esnasında 249 vatandaşımız şehit düşmüş, 2.301 vatandaşımız yaralanmış, hayatı pahasına sokağa çıkan milyonlar gazi olmanın şerefine nail olmuştur. 15 Temmuz direnişi, Çanakkale ruhunun yeniden tecessüm ettiği bir kahramanlık destanıdır.

Sembol İsimler

15 Temmuz Darbe Girişiminin akamete uğratılmasında en büyük payın halkımıza ait olduğunu ifade etmek doğru ve yerinde bir tespittir. Şöyle ki; halkımızın fiili direnişi darbenin bastırılmasında etkili olduğu gibi bunun yanı sıra silahlı kuvvetlerin ve emniyetin vatansever mensuplarının darbeye direnme kararlılıkları üzerinde de müessir olmuştur. Halkının yanında olduğunu gören milli kuvvetler, darbecilere karşı milletini ve milletinin iradesini korumak için cansiperane bir mücadeleye girişmiştir. 15 Temmuz’da toplumun hemen her kesimden insanlarımızın tank, helikopter, uçak gibi ağır silahlarla mücehhez darbecilere karşı silahsız bir şekilde topyekûn direnmesi, darbeye kalkışanlar üzerinde caydırıcı bir tesir göstermiş ve bununla beraber darbe karşıtı diğer insanlarımızı da yüreklendirmiştir.

Darbe girişimine karşı direniş gösteren, bu uğurda canlarını veren, yaralanan, ölümle her an burun buruna gelen kahraman vatandaşlarımız arasında bir öncelik sıralaması yapmak elbette mümkün değildir. Fakat bu gibi toplumsal olaylarda özellikle kırılma anlarında gerçekleşen bazı olayların ve bunları gerçekleştiren kişilerin sembolleştiği de sosyolojik bir vakıadır. Nitekim 15 Temmuz gecesinde de direnişin seyri içerisinde kendiliğinden belirginleşen ve ön plana çıkan çeşitli olaylarla birlikte milletimiz içinden sembolleşen kimi isimler de olmuştur.

Darbe girişiminin bastırılması sürecinde simgeleşen vatandaşlarımıza geçmeden önce Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın darbe girişimine karşı kararlı tutumunun halk nezdinde etkili ve belirleyici olduğunu dile getirmek gerekmektedir. Cumhurbaşkanının gerekirse ölümüne direneceğine dair açıklamaları ve vatandaşlarımızı meydanlara ve havaalanlarına davetinin ekranlara yansıması sonucunda, milletimizin topyekûn tepkisinin ve milyonlara ulaşan sayıdaki vatan evladının sokak sokak, meydan meydan her mevkiyi şanlı direniş mevzileri haline getiren karşı koyma iradesinin çığ gibi büyüdüğü görülmektedir. Bu nedenle, 15 Temmuz Darbe Girişiminin engellenmesinde en başta gelen sembol ismin, aynı zamanda darbe girişiminin birinci hedefi konumunda da bulunan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan olduğu açıktır.

Darbe girişiminin ortaya çıkmasından itibaren, saat 01.30 civarında toplanan TBMM üyeleri darbe kalkışmasının önlenmesinde kararlılığını üst düzeyde göstermiş ve demokrasiye sahip çıkmıştır. Genel Kurul Salonu’nun açılması ile siyasi parti temsilcilerinin yaptığı konuşmalar ve sergilenen kararlı duruş sayesinde, darbe kalkışmasına karşı direnişin ülke içinde ve uluslararası kamuoyunda duyurulması sağlanmıştır. Bu yönden bakıldığında gerek Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasında ve gerekse bunun öncesinde gerçekleşen kurtuluş savaşında milli mücadelenin en büyük simgesi olduğu gibi 15 Temmuz Darbe Girişiminde de üzerine düşen bu görevi iktidar-muhalefet ayrımı olmaksızın yerine getirmiştir.

Silahlı kuvvetlerimizin vatansever mensuplarının direnişinin de darbeyi önlemede etkili olduğu görülmektedir. Burada sembolleşen isimlerden birisi Orgeneral Ümit Dündar’dır. Darbe kalkışması başladıktan kısa bir süre sonra Cumhurbaşkanı’nın emriyle Genelkurmay Başkanlığına vekâlet eden 1. Ordu Komutanı Org. Dündar’ın ekranlara yansıyan, darbecilerin azınlık bir grup olduğu ve buna karşı gerekli tedbirlerin alındığı, kalkışmanın emir-komuta zinciri dışında gerçekleştiği yönündeki açıklamaları özellikle İstanbul’un güvenliğini sağlamada, askeri tesislerde ve kışlalardaki hareketlenmeleri önlemede etkili olmuştur.

15 Temmuz Darbe Girişiminin engellenmesinde silahlı kuvvetler mensuplarının ve Emniyet görevlilerinin 15 Temmuz günü cansiperane şekildeki direnişleri gerek Komisyon Tutanaklarında ve gerekse yazılı ve görsel medyada yer almaktadır. Darbe girişiminin gidişatını etkilemede simgeleşen hadiselerden birisi olarak, Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı’nın, koruma Astsubayı Ömer Halisdemir ile yaptığı telefon görüşmesi neticesinde Halisdemir’in Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı darbecilere teslim etmeyerek şehadeti ile sonuçlanan direnişi bu badirenin atlatılmasında büyük önem arz etmiştir. Şehit edildikten sonra mezarı bugüne kadar yaklaşık bir milyon kişi tarafından ziyaret edilen Ömer Halisdemir, sadece 15 Temmuz direnişinin değil, tüm Türk tarihinin sembol şehitlerinden biri olmuştur. Silahlı kuvvetler içinde değinilmesi gereken binlerce simge isimden birisi de Etimesgut Zırhlı Birlikler Komutanlığında darbecileri etkisiz hale getirip 200 civarı tankın darbe girişimine katılmasını engelleyerek Binbaşı Barış Dedebağı’dır.

Darbe kalkışmasının ilk saatlerinde İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan vatandaşlarla beraber köprüye yürümüş, üzerlerine ateş açıldığını gören vatandaşlar Çalışkan’ı korumak için önünde iki saf yaparak canlı kalkan oluşturmuşlar, darbecilerin ateş etmeye devam etmesi sonucu Çalışkan’ın yakın koruması polis memuru Münir Alkan şehit olmuş, diğer koruması ile özel kalem görevlisi yaralanmışlardır. O gün DAEŞ terör örgütüne yönelik operasyon için hazırlanmış olan 1.000 civarında polisle darbe girişimine anında müdahale eden Mustafa Çalışkan da bu kalkışmanın önlenmesinde simge isimlerden biri haline gelmiştir.

Kalkışmanın sıklet merkezleri olan, Marmaris, İstanbul ve Ankara’da birçok yer darbecilerin hedefi olmuştur. Direnişin de merkezleri olan bu yerlerde kolluk kuvvetlerinden ve sivillerden can kayıpları ve yaralanmalar meydana gelmiştir. 15 Temmuz’da darbecilerin hedef aldığı stratejik öneme sahip merkezler, İstanbul’da; Boğaziçi Köprüsü, Çengelköy, Acıbadem, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Vatan Emniyet Müdürlüğü, Ankara’da; Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, TRT, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, MİT yerleşkesi, Özel Harekât Daire Başkanlığı, Havacılık Daire Başkanlığı, TURKSAT Kampüsü, TBMM, Beştepe’deki Jandarma Genel Komutanlığı binası ve Genelkurmay Başkanlığı olmuştur. Bu yerler ile birlikte Sayın Cumhurbaşkanının Muğla Marmaris’te kaldığı otel kritik öneme sahip hedeflerden biri olmuştur. FETÖ’nün ilk olarak ele geçirmeye çalıştığı bu yerlere savaş uçağı, helikopter, tank gibi ağır askeri silahlarla müdahale edilmesine rağmen, gerek yetkililerin gerekse de halkın karşı koymasıyla buraların çoğu darbeciler tarafından ele geçirilememiş, geçici olarak işgale uğrayan yerler de kısa sürede geri alınmıştır. Söz konusu merkezlerde şehit olan resmi görevlilerin yanı sıra 15 Temmuz kalkışmasında halktan sembol isimler de buralardaki mücadelelerde öne çıkmışlardır. Resmi görevi olmayan, hatta askeri tecrübesi bile bulunmayan bu insanların büyük bir kısmı kendi ifadeleriyle millet sevgisi ve vatan savunması için bu merkezlere yürümüş, herhangi bir silah ve donanımdan yoksun olarak ve daha çok bilerek ya da bilmeyerek kalkışma içerisinde yer alan askerleri vazgeçirmek üzere harekete geçmişlerdir. Yazılı ve görsel medyada darbecilerle halk arasında gerçekleşen mücadelenin birincil delilleri mevcuttur. Hatta halkın ikna çabaları sonucunda kalkışma içerisindeki bir kısım askerlerin bu girişimden vazgeçtiği görülmektedir. Buna karşın her yerde böyle olmamış, bazı yerlerde silahsız siviller katledilmiş böylece kalkışmanın ülkemize ve insanımıza faturası ağırlaşmıştır.

Şehitlerle beraber 15 Temmuz Darbe Girişimine karşı müdahale etmeye çalışan vatandaşlarımızdan bazıları olaylar esnasında insanüstü irade ve kararlılık ortaya koyarak sembolleşmişlerdir. Örneğin; darbecilere karşı koymak üzere gelen Sabri Ünal Üsküdar’da art arda üstüne gelen iki tanka karşı durmuş, ezileceği sırada tankın altına girerek korunmuş ve sağ kolu tank paletleri altında ezilmiştir. Olayın aynı gün içinde sosyal medyadan ve televizyon kanallarından yayılması, darbe karşıtı söylemi güçlendirmiş, halkta darbeye karşı cesaret hissi de yükselmiştir. Başka bir örnekte ise ev hanımı Şerife Boz (51) 15 Temmuz gecesi köprüye giderek darbe girişimine karşı direnmiş, demokrasi nöbetlerinin başladığı ertesi gün ise eşine ait kamyonun direksiyonuna geçerek yanına oturan komşusu Sema Tutar (61) ile birlikte Taksim meydanına gitmiş, Başbakan’ın canlı yayın konuşmasında dile getirdiği bu hadise ve buna ilişkin fotoğraf, darbeye karşı milli birlikteliğin ve direnişin sembol görüntülerinden biri olarak kayıtlara ve tarihe geçmiştir.

Boğaz Köprüsü üzerindeki darbeci askerlere karşı tek başına büyük bir cesaretle direnen Safiye Bayat, Akıncı üssü önüne gelerek darbe girişimini engellemeye çalışan Kahraman Kazanlı köylüler, vurularak şehit edilen İstanbul Acıbadem Mahallesi Muhtarı Mete Sertbaş, direnişin ilk şehitlerinden Erol Olçak ve oğlu Abdullah Olçak, Atatürk Havalimanında tank altında yaralanan Vasfi Yılmaz ve yine havalimanında tankın önüne yatan Metin Doğan kameralara yansıyan bu görüntüleri ile sembol isimler arasında yer almışlardır.

Raporun mahiyeti ve kapsamı sebebiyle; direnişe katılan asker, polis ve sivil vatandaşlarımız arasındaki binlerce kahramandan ancak denizden bir damla nisabı olabilecek kadarına değinilebilmiştir. Bağımsızlığımızı korumak için elinden gelen her şeyi yapan, bu uğurda yaralanan ve hatta canını veren kahramanlarımız, tarihimizin silinmez sayfalarında yerlerini almış olup milletimiz tarafından nesiller boyu hatırlanmaya devam edecektir.

Şehitler ve Gaziler

Din ve vatan uğrunda savaşırken ölenlere şehit; sağ kalanlara ise gazi denir. İslâm dininde şehitlik, peygamberlikten sonra en yüce mertebedir. Hem Hak katında hem halkın gözünde büyük bir şereftir. Şehitlerin cennete gideceği, ayet ve hadisle müjdelenmiştir.

İslam dini, vatanın korunmasına büyük önem vermiş, vatan sevgisini imandan saymıştır. Vatanı korumak, hem dinî hem de millî bir görevdir. Dünyada onurlu bir millî hayat ancak bağımsız bir vatanla mümkündür. Dini görevlerimizi gereği gibi yerine getirmemiz de yine vatan sayesinde mümkün olur. İstiklal ve hürriyeti için maddî-manevî bütün varlıklarını veremeyen milletler, tarih sahnesinden silinmeye veya esâret altında yaşamaya mahkûm olmuşlardır. Şehitlik ve gaziliğin mukaddes olduğuna inanan atalarımız, ''Ölürsem şehit, kalırsam gazi olurum" düşüncesiyle; vatanı, dini, bayrağı ve diğer kutsal değerleri için gerektiğinde savaşmaktan asla çekinmemişler, verebileceği en kıymetli şey olan canlarını seve seve vermişlerdir.

15 Temmuz gecesi aziz vatan toprağı ve bu vatan üzerindeki Türk Milletinin istiklali, 249 şehit ve iki bine yakın gazinin kanlarıyla bir kez daha korunmuştur.

Ankara, İstanbul ve Muğla illerinde darbecilere karşı verilen mücadelede şehit olanların isimleri, yaşları, meslekleri ve şehadet yerleri şöyledir:

Ömer Halisdemir (42)-Astsubay, Tümg. Daniş Belen Kışlası-ANKARA

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi-Ankara

Erkan Er (44)-Pimapen Ustası, Medet Ekizceli (35)-İşçi, Bülent Karalı (39)-Serbest Meslek, Ali İhsan Lezgi (53)-Memur, Ayhan Keleş (52)-Mobilyacı, Battal İlgün (35)-Serbest Meslek, Oğuzhan Yaşar (23)-İşsiz, Gökhan Yıldırım (34)-Perdeci, Fatih Kalu (21)-Öğrenci, Mustafa Koçak(34)-İnşaat İşçisi, Mustafa Solak (43) Dekorasyoncu, Mutlucan Kılıç (17)-Garson, Özgür Gencer-Esnaf, Rüstem Resul Perçin (18) İşçi, Ümit Çoban (41)- Yüzme Antrenörü, Necmi Bahadır Denizcioğlu (50)-Serbest Meslek, Volkan Pilavcı (36)-Şoför, Tevhit Akkan (60)-Seyyar Satıcı, Özcan Özsoy (12.11.2016 tarihinde şehit olmuştur), Hüseyin Güntekin (43)-Esnaf, Köksal Kaşaltı (37)-Polis



Genelkurmay Başkanlığı-Ankara

Muzaffer Aydoğdu (36)-Sivil, Ramazan Konuş-(49), Volkan Canöz (29)-İşsiz, Ali Mehmet Vurel(40)- İşçi, Osman Arslani-Emekli İşçi, Mucip Arıgan (26)- Serbest Meslek, Celalettin İbiş (53)-İşçi, Yasin Naci Ağaroğlu (22) Sivil, Davut Karaçam (52)- İşçi Emeklisi, Bülent Aydın (47)-Asker, Erhan Dural-(33), Hakan Gülşen (43), Aydın Çopur (27)-İşsiz-Endüstri Mühendisi, Lütfi Gülşen (63)-Emekli, Mehmet Gülşen (61), Muhammet Yalçın (22)-Sivil İzzet Özkan (33)-Kuaför, Erkan Yiğit (35)-Esnaf Alper Kaymakçı (30)-İşçi, Cuma Dağ (49)-Mühendis, Ömer Can Açıkgöz (21)-Öğrenci, İbrahim Ateş (37)- Mobilyacı, Ali Alıtkan (32)-İmam, Necati Sayın (63)- İnşaat Mühendisi Yusuf Elitaş (37)-Öğretmen, Uhud Kadir Işık (17)-Öğrenci, Selim Cansız (28)-İnşaatçı, Mehmet Kocakay (22)-Güvenlik Görevlisi, Mehmet Şengül (30)-Makine Mühendisi, Murat İnci (41)-Mobilyacı, Mustafa Avcu (22)-Öğrenci, Mustafa Karasakal (18)-Öğrenci, Mesut Acu (53)-Ayakkabı İmalatçısı, Mesut Yağan (32)-Şöför, Yusuf Çelik (46)-Sivil, Cengiz Polat-Elektrikçi, Osman Evsahibioğlu (29)- Mobilyacı, Resul Kaptancı (33)-İşçi, Sümer Deniz(42)-Esnaf, Fazıl Gürs (36)-Matbaacı, Suat Aloğlu (38)- Serbest Meslek, Yakup Kozan (42)-Sivil, Serhat Önder (41)-Serbest Meslek, Yıldız Gürsoy (42)-İşçi, Suat Akıncı (32)-Tesisatçı, Vedat Büyüköztaş (36)-Mobilyacı, Yusuf Çelik (65)- İşçi Emeklisi, Fuat Bozkurt (36)-Operatör, Sultan Selim Karakoç (42)-Serbest Meslek.



Emniyet Genel Müdürlüğü-Ankara:

Hasan Gülhan (46)-Polis, Hüseyin Kalkan(45)-Polis, Muhammed Oğuz Kılınç (26)-Polis Cüneyt Bursa (37)- Polis.



İl Emniyet Müdürlüğü-Ankara:

Hakan Ünver (32)-Eczacı Teknisyeni, Özkan Özendi(55)-Emekli Memur, Ömer İpek (34)-Reklamcı, Halil Işılar (22)-Elektrikçi.

Varol Tosun (44)-Polis, Terörle Mücadele Şb. M. Etimesgut.

Kahraman Kazan Şehitleri:

Ali Anar (35)-Muhtar, Ömer Takdemir (20)-İşçi, Lokman Biçinci (25)-İşçi, Hasan Yılmaz (44)-İşçi, Emrah Sapa (29)-Kaynakçı, Samet Cantürk (20)- İşçi, Yasin Yılmaz (35), Ümit Güder (63), Ali İhsan Lezgi (53)- Memur.



Gölbaşı Özel Harekât’a Yapılan Saldırıda Şehit Olan Polisler

Murat Alkan (42), Yunus Uğur (26), Zeynep Sağır (37), Fevzi Başaran (31), Muhsin Kiremitçi (28), Seyit Ahmet Çakır (26), Ufuk Baysan (42), Murat Ellik (25), Faruk Demir(49), Fikret Metin Öztürk(50), Seher Yaşar (24), Mustafa Aslan(47), Hakan Yorulmaz (28), Erol İnce (48), Yakup Sürücü, Eyyüp Oğuz (45), Halil Hamuryen (39), Mehmet Akif Sancar(45), Hurşut Uzel (44), Birol Yavuz (41), Turgut Solak (38), Aytekin Kuru (43), Sevda Güngör (27), Önder Güzel (46), Demet Sezen (31), Halit Gülser (29), Velid Bekdaş (30), Mustafa Serin (47), Zafer Koyuncu (44), Meriç Alemdar (44), Bülent Yurtseven (48), Cennet Yiğit (23), Alparslan Yazıcı (45) Niyazi Ergüven (26), Dursun Acar (44)Polis, Munir Murat Ertekin (47), Akif Altay(53), Fırat Bulut (30), Edip Zengin(45)-Ferhat Koç(29), Ahmet Oruç (26), Mehmet Oruç (26), Yasin Bahadır Yüce (32), Feramil Ferhat Kaya (28), Gülşah Güler (24), Hüseyin Goral (26), Kübra Doğanay (23), Mehmet Demir(31), Mehmet Karacatilki (32), Mustafa Tecimen(51).

Mustafa Yaman(31)-İmam, Gölbaşı

Beytullah Yeşilay-32-İşçi, Gölbaşı,

Serkan Göker(40)-Mustafi Polis, Gölbaşı

Murat Demirci (39)-Serbest Meslek, TRT Binası

Sedat Kaplan (31)-AK Parti Ankara İl Binası

Emin Güner(47)-İşadamı, AK Parti Ankara İl Binası

Akif Kapaklı (62)-Sivil, Jandarma Genel Komutanlığı

Hasan Altın (61)-Mamak

Şener Dursun (48)-Serbest Meslek, Mamak

Ahmet Özsoy (49)-Türksat Bina Tesisler Direktörü, Türksat

Ali Karslı (45)-Memur, Türksat

Nedip Cengiz Eker (41)-Polis, Marmaris

Mehmet Çetin (39)-Polis, Marmaris

Atatürk Havaalanı

Mehmet Şefik Şefkatlioğlu (49)-Tamirci, Türkmen Tekin(52)-Satış Temsilcisi, Hüseyin Kısa (29)-Tornacı, Mahir Ayabak (17)-Garson, Zekeriya Bitmez (57)-Emekli, Ümit Yolcu (20)-Sivil, Serdar Gökbayrak (45)- Polis, Mustafa Direkli (20)-Öğrenci

Muhammet Aksu(39)-Aşçı, Esenler

Emrah Sağaz (27)-İşçi, Esenler

Ahmet Kocabay (28)-İşçi, Esenler

Mete Sertbaş (49)-Muhtar, Acıbadem

Fatih Satır (28)- Bilgisayar Mühendisi, İstinye/İstanbul Borsası

İBB-Saraçhane Bölgesi

İlhan Varank (45)-Akademisyen, Tahsin Gerekli (39)-Tekstil Firması Sahibi, İbrahim Yılmaz (25)- İmam, Murat Kocatürk (35)-Ayakkabı Ustası, Erkan Pala (52)-Emekli, Tolga Ecebalın (27)-Tezgâhtar, Şuayip Şerefoğlu(42)-Esnaf, Yunus Emre Ezer (38), Ahmet Kara(35)-Sivil, Ömer Cankatar(33)-Stajyer Mali Müşavir, Metin Arslan, Adil Büyükcengiz (52), Haki Aras (47)-İşsiz



Çengelköy-İstanbul

Osman Yılmaz (46)-Serbest Meslek, Gökhan Esen (36)-İşçi, Murat Akdemir (27)-Sivil, Burak Cantürk (23)-Öğrenci, Halil Kantarcı (37)-Esnaf, Mustafa Cambaz (53)-Gazeteci, Kader Sivri(42)-Şoför



Boğaziçi Köprüsü-İstanbul

Recep Gündüz(27)-İnşaat İşçisi, Ayşe Aykaç (44)-Ev Hanımı, Jouad Merroune-Konsolosluk Görevlisi Bogaz-Cemal Demir (67)-Esnaf, Şükrü Bayrakçı(31), Şenol Sağman(43), Köksal Karmil (50),Samet Uslu (26)- Muhasebe, Salih Alışkan (47)-İşçi, Mahmut Coşkunsu (43)-İş Adamı, Onur Ensar Ayanoğlu (27)-Vinç Operatörü, Çetin Can (34)- Işıklandırma Şefi, Recep Büyük (38)- Esnaf, Mehmet Yılmaz (45)- Grafiker, Mehmet Ali Kılıç (22)-Öğrenci, Kemal Ekşi (24)-İşsiz, Akın Sertçelik (40)-Sivil, Erol Olçok-Reklamcı, Abdullah Tayyip Olçok (17)-Öğrenci, Muhammet Ambar (39), Lokman Oktay (52)-Elektrikçi, Sevgi Yeşilyurt (51)-Sivil, Onur Kılıç (23)-Taksici, Yılmaz Ercan (39)-Serbest Meslek, Mustafa Kaymakçı (37)-Güvenlik Görevlisi, Timur Aktemur (37)-Döşemeci, Yalçın Aran (36)-Kepçe Operatörü, Şeyhmus Demir (28)-Kurye, Mehmet Karaaslan (40)-Sivil, Askeri Çoban (53), Barış Efe (37)-İşçi, Batuhan Ergin (21)-İşsiz, Münir Alkan(41)-Polis, Servet Asmaz (45)-Seramik Ustası, Burhan Öner (42)-İnşaatçı, Kemal Tosun (49)-Polis, Muharrem Kerem Yıldız (29)-Satış Temsilcisi, Cengiz Hasbal (35)-İşçi

Hasan Kaya (47)-İnşaat Ustası, Fsm Köprüsü-Beykoz

İsmail Kefal (32)-Garson, Fsm Köprüsü Beykoz

Ozan Özen (23)-Polis, Kurtköy Gişeler

İhsan Yıldız (41)-Kaynakçı, Kurtköy Gişeler

Şirin Diril(33)-Şoför, Türk Telekom-Kadıköy

Murat Naiboğlu(39)-Serbest Meslek Türk Telekom-Kadıköy

Sait Ertürk (47)- Mknz.P.Tug.K.Lığı-Albay

Mehmet Şevket Uzun (31)-Borsa İstanbul-Polis

Mehmet Güder (51)- Özel Sektör, Vatan Caddesi

Murat Mertel (40)-İnşaat İşçisi), Türk Telekom Binası

Erdem Diker (30)-Serbest Meslek, Sabiha Gökçen Havalimanı

Fahrettin Yavuz (36)-Serbest Meslek, Mecidiyeköy

Vahit Kaşçıoğlu (42)-Kaynakçı, İstanbul-Orhanlı Gişeleri

Vedat Barceğci (28)-Kuyumcu, Kanal D Ve Cnn Türk Binaları Yanı

Orhun Göytan (36)-Ekonomist, Acıbadem

Muhammet Fazlı Demir (41)-İnşaat Firmasında Ar-Ge Sorumlusu, Üsküdar

İsmail Kayık (55)-Emekli, Kâğıthane

Mahmut Eşit (43)-Dönerci, İstanbul Sultangazi

Halit Yaşar Mine (28)-Uzman Çavuş, Mekanize Tugay Komutanlığı-İstabbul

Halil İbrahim Yıldırım (15)-İşçi Bayrampaşa/İst

Ramazan Meşe (25) Akom – Güzeltepe-İstanbul

Erhan Dündar (21), Habibler

Engin Tilbeç (15), Hasdal Kışlası

Ramazan Sarıkaya (53)-Sivil

Fatih Dalgıç (26)-Polis, Sabancı Polis Merkezi Amirliği

Ferdi Yurduseven (28)-Kurye, Akşemseddin Viyadüğü

Hikmet Baysa (23)-İşsiz, Akşemseddin Viyadüğü


        1. Darbe Girişiminin Bastırılmasında Medyanın Rolü

Darbe girişimine karşı, medyanın bütüncül bir şekilde milli iradenin yanında yer alması, her türlü hukuksuz ve gayri meşru girişimi topluca lanetlemesi tarihimizde benzerine az rastlanılan bir durum arz etmiştir. Türkiye’nin darbelerle dolu siyasi tarihinde ana akım medya 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e ve 28 Şubat’tan 27 Nisan’a uzanan darbe ve e-muhtıra silsilesinde önemli ölçüde darbecileri desteklemiş ve onların sözcülüğünü yapmıştır. 15 Temmuz tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından gerçekleştirilen darbe girişiminde ise medya özgürlüklerin, milletin, milli iradenin ve demokrasinin yanında yer alarak darbenin püskürtülmesinde çok önemli bir işlev yüklenmiştir.

Medyanın halkla aynı safta sergilediği bu onurlu duruş, hain darbe girişiminin akamete uğratılmasını sağlamış ve 15 Temmuz gecesinin kahraman bileşenlerinden birini teşkil etmiştir.


Yüklə 5,1 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin