TüRKİye diyanet vakfi 6 İSLÂm ansiklopediSİ (22) 6



Yüklə 1,53 Mb.
səhifə17/57
tarix17.11.2018
ölçüsü1,53 Mb.
#83269
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   57

İBNÜ'I-ESÎR, MECDÜDDİN

Ebü's-Seâdât Mecdüddin el-Mübârek b. Esîrüddîn Muhammed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî (ö. 606/1210) Hadis ve tefsir âlimi, edebiyatçı ve biyografi yazan.

Rebîülevvel 544'te (Temmuz-Ağustos 1149) Cizre'de 305 doğdu. Hayatının önemli bir kısmı Musul'da geç­tiği için Mevsılî, dedelerinden sahâbî Mü-sennâ b. Harise eş-Şeybânî'nin mensup olduğu Şeybân kabilesine nisbetle Şeybâ-nî nisbeleriyle anıldı. Zengin ve faziletli bir kimse olduğu belirtilen, idarecilerle yakın ilişkiler kurarak önemli görevler üst­lenen babası, Esîr (Esîrüddin) lakabı ile anıldığından İbnü'1-Esîr künyesiyle meş­hur oldu. Kardeşleri İzzeddin ve Ziyâed-din İbnü'1-Esîr de tanınmış birer âlimdir. İlk Öğrenimini kardeşleriyle birlikte Ciz­re'de gördü. 565'te (1169-70) ailesiyle be­raber Musul'a göç edince burada öncelik­le nahiv, edebiyat, hadis ve fıkıh dersleri aldı. Arap dili ve edebiyatını Ebû Muham­med Saîd b. Dehhân el-Bağdâdî, Ebû Be­kir Yahya b. Sa'dûn el-Magribî, Ebü'l-Ha-rem Mekkî b. Reyyân b. Şebbe el-Makdi-sî gibi âlimlerden öğrendi. Cemâleddin Ebû Abdullah b. Serâyâ, muhaddis ve mu­tasavvıf Ebû Yâsir Abdülvehhâb b. Hİbe-tullah. İbn Sükeyne, Ebü'l-Kâsım Yaîş b. Sadaka el-Furâtî ve İbn Sa'dûn'dan çeşit­li hadis kitaplarını okudu. Ayrıca şeyhül-kurrâ diye bilinen İbn Züreyk Mübarek b. Mübarek b. Ahmed'le bazı eserleri mü­talaa ederek ondan bu eserlerin rivayet iznini aldı. Talebeleri arasında ise kaynak­larda adı belirtilmeyen oğlu, bütün eser­lerinin rivayet icazetini verdiği İbnü'I-Kıf-tî. İbn İlalmış, Tâceddin Abdülmuhsin b. Muhammed el-Bâcerbekî, Ebü'1-Feth Şehâbeddin Muhammed b. Mahmûd et-Tûsî ve Kâdılkudât Ebû Tâlib Ali b. Ali el-Buhârî gibi şahsiyetler sayılabilir.

İbnü'i-Esîr, istekli olmamasına rağmen Selçuklu Atabegleri döneminde idarî gö­revler aldı. Musul'a iikgidişinde bir müd­det Seyfeddin Gâzî (II.) b. Mevdûd b. Zen-gî'nin hazinedarlığını ve Cezîre-i İbn Ömer civarının divan kâtipliğini yaptı. Musul Ve­ziri Celâleddin Ebü'l-Hasan Ali b. Mansûr el-İsfahânî tarafından divan başkâtipli­ğine getirildi. Emîr Mücâhidüddin Kaymaz'ın (595/1198-99) ve onun hapse atılmasının ardından Musul Emîrİ İzzeddin Mes'ûd b. Mevdûd el-Atabegî'nin yakın çevresinde yer aldı. Daha sonra İzzeddin Mes'ûd'un oğlu Nûreddin Zengî Arslan-şah'ın yanında bulunan İbnü'1-Esîr onla­ra inşâ kâtipliği ve müşavirlik yaptı, res­mî yazışmalarda sır kâtipliğine kadar yük­seldi. Nûreddin Zengî Arslanşah, bir ara kendisini vezirlik görevine getirdiyse de İbnü'1-Esîr bundan rahatsızlık duyunca onu bu görevden affetti. İbnü'1-Esîr felç yüzünden elleri ve ayakları tutmayınca eser yazamaz hale geldi. Musul'un köyle­rinden Derbüdderrâc'daki geniş arazi­sinde bir ribât yaptırarak bütün mal var­lığını buraya vakfetti. Kasru Harb diye anılan bu ribâtta hastalığı boyunca tale­belerinin yardımıyla çalışmalarını sürdür­dü ve önemli eserlerinden bir kısmını bu dönemde yazdı. 29 Zilhicce 606'da (24 Haziran 1210) vefat edince ribâta defne­dildi. Daha sonraları bu ribât tasavvuf eh­linin uğrak yeri olmuştur.

Kaynaklar ahlâkı, ilmi ve tevazuu ile tanınan İbnü'I-Esîr'den övgü ile söz et­miş, üslûbundaki sadeliğe, başarılı ida­reciliğine, özellikle Arap dili, Kur'an ve ha­dis ilimlerindeki üstün mevkiine dikkat çekmiş, ayrıca matematik gibi bilimler­le deilgilendiğini belirtmiştir. İbnü'ş-Şa"âr'm onu cimri olmakla itham etme­sini doğru bulmayan Zehebî, bütün mal­larını vakfeden bir kimsenin cimri sayıla­mayacağını söylemiştir.

Eserleri.



1. Câmicul-uşûİ li-ehâdî-şfr-Resûl. Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî ve İmam Mâlik'in eserle­rinden derlenip konularına göre alfabe­tik olarak sıralanan hadislerden meyda­na gelen, çeşitli âlimler tarafından üze­rinde çalışmalar yapılan eser Abdülmecîd Seiîm'le Muhammed Hâmid el-Fıkî 306 Abdülkâdir el-Arnaût ve diğerleri 307 tarafından neşredilmiş­tir. İbnü'l-Kıftî'nin müellife nisbet ettiği Kitâb îî 'ilmi'l-hadîş, muhtemelen Cd-mfu'l-uşûl'e giriş mahiyetindeki hadis terimlerini ihtiva eden kısımdır. 308

2. en-Nihâye garibi'1-hadîş ve'J-eşer. Hadislerdeki nâdir kelimeleri alfabetik sırayla açıkla­yan ve garîbü'l-hadîs konusunun önemli kaynaklarından olan eseri Tâhir Ahmed ez-Zâvî ve Mahmûd Muhammed et-Ta-nâhîyayımlamıştır. 309

3. el-Menâlü't-iâlib fîşerhi Tıvâli'lğa-râ'ib.310 Müellifin öldüğü yıl.

ÎBNÜ'I-ESÎR, ZİYÂEDDİN

Ebü'l-Feth Ziyâüddîn Nasrullâh b. Muhammed b. Muhammed eş-Şeybânî el-Cezerî (ö. 637/1239)

Belagat âlimi, münekkit ve vezir.

25 Şaban 558"de (29 Temmuz 1163) Ciz­re'de 311 doğdu. Bundan dolayı Cezeri. Şeybân kabilesine mensup olduğu için de Şeybânî nisbeleriyle anılır. Şeybân kabilesinin ileri gelenlerinden olan babası, Muşu! Hükümdarı İmâdüddin Zengî'nin veziri Ebû Ca'fer el-İsfahânî ka­tında özel itibarı olması sebebiyle "Esîr" 312 lakabını almış, bi­rer âlim olarak yetiştirdiği üç oğlu da Be-ni'1-Esîr diye tanınmıştır. Bu üç kardeş lakaplarıyla 313 birbirinden ayrılır; Ziyâeddin bunla­rın en küçüğüdür.

İlk öğrenimini Cizre'de gören Ziyâed­din, yirmi bir yaşında iken babası ve iki kardeşiyle birlikte zamanın ilim ve kültür merkezi olan Musul'a göç etti. Asıl tahsi­lini orada yaptı. Ebû Temmâm, Buhtürî ve Mütenebbî'nin divanları başta olmak üzere pek çok şiir ezberledi. Nahiv, lügat ve beyân ilimlerini öğrendi. Tahsilini tamamladıktan sonra S87 (1191) yılında dostu Kâdî el-Fâzıl'ın aracılığı ile Selâhad-dîn-i Eyyûbî ile tanışıp onun hizmetine girdi. Birkaç ay yanında kaldıktan sonra Selâhaddin'in oğlu el-Melikü'l-Efdal Ali onun kendi hizmetine verilmesini isteyin­ce Selâhaddin tercihi İbnü'l-Esîr'e bırak­tı. İbnü'l-Esîr de el-Melikü'l-Efdal'i tercih ederek özel kâtibi oldu. 589'da (1193) Se­lâhaddin'in ölümü üzerine Efdal Şam (Su­riye) hükümdarı, İbnü'l-Esîr de onun ve­ziri oldu. Bir süre sonra kardeşi Mısır hâ­kimi el-Melikü'1-Azîz ile amcası el-Meli-kü'1-Âdil birleşip Efdal'den Şam'ı aldılar ve ona Sarhad'i verdiler. İbnü'l-Esîr de Şam'dan kaçıp Sarhad'e Efdal'in yanına gitti. 595 (1199) yılında Azîz vefat edip sekiz yaşındaki oğlu el-Melikü'l-Mansûr halife olunca devlet adamları Efdal'i çağı­rıp yeğeninin vasîsi ve naibi olarak Mısır hükümdarı olmasını istediler. Efdal bu teklifi kabul etti; bir yıl sonra İbnü'l-Esîr de Mısır'a gitti. Ancak Efdal ile amcası Şam Hükümdarı el-Melikü'l-Âdil arasın­da savaş çıkması üzerine Efdal 596'da (1200) Mısır'ı terkedip bilâd-i şarka çekil­mek zorunda kaldı, ardından Sümeysât'-ta (Samsat) yerleşmeye karar verdi. İbnü'l-Esîr de Mısır'da bir süre gizlendikten sonra Sümeysât'a giderek Efdal'e hizmet et­meyi sürdürdü. Daha sonra Efdal'in kar­deşi Halep Hükümdarı Gâzî el-Melîkü'z-Zâhir'in hizmetine girdi. Ancak onunla geçinemeyip Musul'a, ardından Erbil'e, oradan da Sincar'a gitti. Fakat buralarda tutunamayarak tekrar Musul'a döndü. Musul Hükümdarı Nâsırüddin Mahmûd Arslanşah tarafından divan kâtibi olarak tayin edilen İbnü'l-Esîr hayatının geri ka­lan kısmını burada geçirdi. Hükümdarın elçisi sıfatıyla Bağdat'ta bulunurken 29 Rebîülâhir 637'de (28 Kasım 1239) vefat etti. İbnü'l-Esîr, şiirde başarısız olmasına rağmen inşâda mahirdi. Dostu Kadîel-Fâ-zıl ile mektuplaşır, onun inşâlarına nazîre-ler yazardı. Kendisi gibi edip olan Şerefeddin Muhammed adlı oğlu 622'de (1225) genç yaşta ölmüştür.

Babasının yakın dostu olan İbn Hallikân kendisinden istifade etmek için birçok de­fa Musul'a gittiğini, ancak görüşmeleri­nin mümkün olmadığını söyler.314 İbnü'l-Esîr kibirli, bencil ve başka­larının görüşlerine değer vermeyen bir tabiata sahipti. İbn Hallikân muhtemelen bu sebeple onunla görüşme imkânı bula­mamıştır. Otuz yıl süren başarısız siyasî hayatında İbnü'l-Esîr çevresindekilerin, halkın ve devlet adamlarının nefret ve düşmanlığını kazanmış, birkaç defa öldü­rülme tehlikesi atlatmıştır. Efdal'e, ba­bası Selâhaddin'in arkadaşlarını ve onun tayin etmiş olduğu memurları görevlerin­den azlettirmiş, onlar da Kahire'ye gide­rek kardeşi Azîz'e sığınmışlardı. Efdal'in hükümdarlığının kısa sürmesinin ve ömür boyu dargın olduğu kardeşi İzzeddin İb-nü'1-Esîr'in eî-Kâmü adlı tarihinde el-Me­likü'l-Efdal, el-Meiikü'1-Azîzve el-Melikü'l-Âdil'in hayat hikâyelerini anlatırken on­dan hiç söz etmemesinin sebebi de muh­temelen budur.



İbnü'l-Esîr, bu çalkantılı siyasî hayatı­na rağmen ilim ve edebiyatla İlgisini kes­memiş, siyasî kişiliği ona birçok âlim ve ediple tanışma ve onlardan faydalanma imkânı vermiştir. Edebiyat, belagat, ede­bî tenkit, inşâ usulü gibi sahalarda de­ğerli eserler meydana getirmek suretiyle sağladığı ilmî ve edebî şöhreti onun siya­sî kimliğini unutturmuştur. Eserlerinde iki çeşit üslûp görülür. Bunlardan birinci­si mektuplarında görülen, başta seciler olmak üzere bedî nevileriyle süslü sanat­lı üslûp, ikincisi deei-Meşe/ü's-sâ'ir'i ile diğer ilmî eserlerinde takip ettiği kolay anlaşılan seçişiz ve sanatsız üslûptur. Bi­rinci üslûpta yoğun edebî sanatlarla âyet, hadis, şiir iktibaslarının ve tazminlerin çokluğu şeklinde karakteristik çizgi gösteren Kâdî el-Fâzıl inşâ mektebinin etki­si görülür. Belagat, edebî tenkit ve bazı ilmî eserlerdeki eleştirileri son derece sert ve hakaretlerle doludur.

Eserleri.



1. el-Meşelü's-sâ^ir ü ede-bi'1-kâtib ve'ş-şâcir. İbnü'l-Esîr'in edebî şöhretinin doruğa erişmesini sağlayan belagata dair bu eser daha müellif hayat­ta iken istinsah edilmeye başlanmış ve kısa zamanda İslâm âleminin merkezle­rine ulaşmış, Bağdat ve Musul'da büyük ilgi görmüştür. İbn Ebü'l-Hadîd eserde müellifinin kendini öven, eski âlimleri ve eserlerini yeren ifadeleri görünce ağır tenkitlerle dolu el-Felekü'd-dâ'İr 'ale'l-Meşeli'S'sâ^ir adlı şerhini kaleme almış­tır. Bunun üzerine edebî bir tartışma baş­lamış, İbnü'l-Esîr'i ve İbn Ebü'l-Hadîd'i tu­tanlar birçok tenkit eseri yazmıştır. Bu arada Ma'tûk b. Sa'd b. Abdullah es-Sü-meysâtî er-Ravzü'z-zâhir fîmehâsi-ni'l-Meşeli's-sâ'ir, Selâhaddin es-Safedî Nuşretü's-sâ'ir cale'l-Meşeli's-sâir, İb-nü'1-Esîr'in Öğrencisi Ebü'I-Kâsım Mah­mûd b. Hüseyin es-Sincârî JVeşrü'i-Me-şeli's-sâ'ir ve tayyü'l-Feleki'd-dâir, Ab-dülazîz b. îsâ Kat'u'd-dâbir Cani'!-Fele-ki'd-dâ'ir, Yahya İbnü'l-LebbûdîiVüzhe-tü'n-nâzır ve Ahmed İbnü'l-Attâr Nüzhetü'n-nâzir ü'l-Meşeli's-s'ir adlı kitapları kaleme almışlardır. İbnü'l-Assâl eseri Muhlaşarü'l-Meşeli's-sâ7ir adıyla ihtisar etmiştir. Öğretici yanı, konuların düzenlenmesi ve bizzat müel­lifi tarafından Bağdat ve Musul'da oku­tulmuş olması el-Meşelü's-sâ'ir'm şöh­retine tesir eden sebeplerdendir. Eserde beyân ilmi eskilerde olduğu gibi belagat karşılığı olarak kullanılmıştır. Çünkü be­lagat ilimlerinin meânî-beyân-bedî' şek­linde üçlü taksimi Sekkâkî'nin Miftâhu'l-culûm'u ile başlamıştır. Belagatta güze­li - çirkini, iyiyi -kötüyü ayırt etmek için ku­ralı değil zevki ölçü kabul eden âlimlerin sonuncusu olan İbnü'l-Esîr, eski âlimlerin kitaplarında dağınık halde bulunan bela­gata dair bilgileri bir araya getirmiştir. Bir mukaddime ile iki bölümden (makale) oluşan eserin mukaddimesinde beyân (belagat) ilminin usulü, konusu, faydası, fesahat, belagat, beyân ilmi için gerekli ilimler 315 incelenmiştir. Birinci bölümde seci, cinas, teenîs, tekrir, tarsî' gibi lafzı sanatlar, ikinci bölümde manevî sanatlar ele alınmış, âyet ve hadislerden, eski ve yeni şiirlerden, hitabe ve risalelerden ör­nekler verilmiş, ancak müellif bu örnek­lerin çoğunu ağır bir dille eleştirmiştir. Eserde ayrıca şiir İntihallerine dair çok geniş bilgi yer almaktadır. Bulak (1282), Beyrut (1292), Kahire (1312, 1935, 1939, 1951, 1959-1962, 1980-1984) ve Riyad'da 316 basılan kitabın, İbn Ebü'l-Hadîd'in şerhini ihtiva eden Kahire 1951 basımı en mükemmelidir. Eser üzerinde son zamanlarda birçok inceleme yapılmış­tır : Hasan İsmail Abdürrâzık, el-Beiâğa fi'1-Meşeli's-sâ'ir Kahire 1987 Gâlib Mu-hammed Mahmûd eş-Şâvîş, el-Belâğa fi'1-M.eşeli's-sâ'ir 317 Ahmed Süleyman Yâküt, en~Nahvve'n-nühât cinde İbni'1-Eşîr fi'l-Meşeli's-sâ'ir 318 Ahmed Muhammed Anber, Cevie mcfa Ziyd'iddin İbnü'1-Eşîr fî ki-tâbihî el-Meşeli's-sâir.319

2. el-İstidrâk Ri-sâleti İbni'd-Dehhân el-müsemmâ bi'l-Me'âhızi'l-Kindiyye mine'l-me'âni't-Tâ'iyye. İbnü"d-Dehhân tarafından kale­me alınan, Mütenebbî'nin Ebû Temmâm ile Buhtürî'den yaptığı serikata dair risa­lenin tenkididir.

3. el-Câmihı'l-kebîr fî şma"'ateyi'l-manzûm mine'l-kelâm ve'l-menşûr.320 Muhteva olarakel-Meşelü's-sa'ir'e

benzeyen eserde müellif kendi hayatı hak­kında geniş bilgi vermiştir. Kâtib Çelebi'-nin bu eseri İzzeddin İbnü'l-Esîr'e nisbet etmesi 321 doğru de­ğildir.



4. Resâ'il İbnj'1-Eşîr. Müellifin bir­kaç cilt tutan edebî ve siyasî mektupla­rından seçilmiş 169 risaleden oluşmakta­dır.322 Claude Cahen ile David Samuel Margoliouth, İbnü'l-Esîr"in siyasî mektup­larına dair çalışmalar yapmıştır. 323

5. el-Veşyü'î-merküm fî halli'l-man-zûm. Şiirin nesre çevrilmesi, âyet, hadis ve şiirlerin nesir içinde kullanılma tekni­ğine dairdir. 324

6. el-Bedf. 325

7. Risâletü'l-ezhâr. Çiçek­lerin birbirlerine karşı övünmesini konu alan bu edebî risale Hilâl Nâcî tarafından neşredilmiştir (Musul 1403/1983).

8. Kifâ-yetü't-tâiib fî nakdi kelâmi'ş-şâ'ir ve'l-kâtib. Müellifin el-Câmi'u'1-kebîr'ımn muhtasarı gibidir. İbnü"l-Esîr bu kitabı ya­zarken İbn Reşîk'in el-Umde'sinden et­kilenmiştir. Altmış bir bölümden meyda­na gelen eserde belagat, bedî", şiir türleri, edebî tenkit ve serikat konulan incelen­miştir. Zivâeddin İbnü'i-Esîr'in el-Meşetü's-sâ'ir fi edebi'l-kâüb oe'ş-şâ'îr adlı eserinin ilk iki sayfası. 326

9. el-Miftâhu'l-münşâ U-b.adîkati'1-inşâ.327 Kitâbü'l-Me'âni'l-muhtara'a iî şı-nâhü'1-inşâ adıyla da anılan eserde in­şâ usul ve tekniğinden söz edilmektedir.328

10. el-Buihûn fî Hlmi'1-be-yân. 329

11. Te-ressülü'l-vezîr eş-Şadr el-kebîr. 330

12. Mü'nisü'l-vahde.EbÛTem-mâm, Buhtürî, İbnü'r-Rûmî gibi şairler­den seçmeler olup şiirler konularına göre düzenlenmiştir.331

İbnü'l-Esîr'in kaynaklarda adı geçen di­ğer eserleri de şunlardır: Risâie fîevşâü Mışr, Risale fi'd-dâd ve'z-zâ, 'Amûdü'l-mecânî, eî-Muhtaşar min Mecmaci'l-emşâl li'1-Meydanî, ei-Muhtârât min şi'ri Ebî Temmâm ve'l-Buhtürî ve'l-Mütenebbîve Dîki'l-cin, el-Muhtârât min Hamaseti Ebî Temmâm 332 Mecmû'atü'1-ha-dîş.333

Müellife ayrıca bazı eserler nisbet edil­mektedir. Ebû Temmâm ile Buhtüri'nin şiirlerini karşılaştıran uzunca bir mukad­dime ile otuz bölümden meydana gelen el-Kavlü'l-fâ'iku'l-edîb bi-utbâ Velîd ve zikrâ Habîb'de III ve IV. yüzyıl ricalin­den doğrudan nakilde bulunulmuş olma­sı eserin İbnü'l-Esîr'e nisbeti konusunda şüphe uyandırmaktadır.334 Kehhâle'nin İbnü'I-Esîr el-Cezerî'ye şüphe ile izafe ettiği Kenzü'l-belâğa 335 İmâdüddin İbnü'1-Esîr el-Hale-bî'ye aittir. Mecdüddin İbnü'l-Esîr el-Ce-zerî'ye ait olan el~Muraşşâc fi'l-âbâ3 ve'l-ümmehât ve'i-ebnd' ve'1-benât ve'î-ezvâ ve'z-zevât adlı eser, İstanbul bas­kısı (1304) ve C. Friedrich Seybold neşrin­de (Weimar 1896; Amsterdam 1981) Ziyâ-eddin İbnü'l-Esîr el-Cezerî'ye nisbet edil­miştir.

İbnü'l-Esîr hakkında Doğu'da ve Batı'-da kaleme alınmış çok sayıda makalenin dışında müstakil eserler de yazılmıştır. Muhammed Zağlûl Sellâm'ın Ziyâ'üddîn İbnü'l-Esîr ve Cühûdühû fi'n-nakd 336 Abdülvâhid Hasan eş-Şeyh'in Şmâ'atü'l-kitâbe "inde Ziyû iddîn İb-nü'i-Eşf (İskenderiye 1986), Dirâsâtfi'l-belâğa 'inde Ziyâ'iddîn İbnü'l-Eşîr (İs­kenderiye 1986), Ahmed Matlûb'un Zi-yâ'üddîn İbnü'l-Eşîr: Dirâse ve menftec(Bağdad 1988) ve Faysal es-Sâmir'in İbnü'1-Esîr Bağdad 1986 adlı kitapları bunlar arasında sayılabilir.



Bibliyografya :

Ziyâeddin İbnü'I-Esîr, Resâ'il (nşr. Nûrî Ham-mûdîel-Kaysî- Hilâl Nâcîj, Musul 1982, neşre-denlerirı girişi, I, 3-58; a.e.: Dîuânü ResâJı7(nşr. Hilâl Nâcî). Musul 1402/1982, neşredenin giri-şi, il, 3-76; a.mlf., e/-Meşe/ü's-sâJ('r(nşr. Ahmed el-Hûfî-BedevîTabâne), Riyad 1403/1983,neş­rederlerin girişi, I, 39-41; a.mlf.. el-Miftâl}u't-münşâ ti-hadtkati'l-inşâ{r\şr. AbdülvShid Hasan eş-Şeyh). İskenderiye 1410/1990, neşredenin girişi, s. 5-28; a.mlf., Kifâyetü't-tâlib fi nakdi kelâmi'ş-şâ'ir ue'l-kâtib(nşT. NûrîHammûdîel-Kaysîv.dğr.), Musul 1982, neşredenlerin girişi, s. 3-30; İbn Hailikân, Vefeyât, V, 389-397; Zehebî. Actâmü'n-nübelâ\ XXII!, 72-73; İbn Fazlullah el-Ömerî, Mesâlik,Xl\, 204-235; İbn Tağriberdî, en-Nücûmü'z-zâl\İre, VI, 318;Süyûtî. Buğyetü'l-uu'ât, II, 315; Keşfü'z-zunû.n, I, 571; Şerefed-din [Yaitkaya], İbn-i Esirler ue Meşâhtr-i ulemâ, İstanbul 1322, s. 130-139; Brockelmann. GAL, i, 358; SuppL, I, 494, 521; Ahmed Muhammed Anber, Ceute maca Ziyâ'iddîn İbni'i-Eşîrfi kitâ-bihi el-MeşelVs-sâ'ir, Kahire, ts. (NehdatüMısr), Kehhâle, Mu'cemü'l-mü'etlilîn, XIII, 98; Muham­med Ali Sultân, en-Nakdil'l-edebî fi'l-karni'ş-şâmini'l-hicrî, Dımaşk 1394/1974, s. 92-97; Muhammed Abdullah el-Hamdân, Benû.'1-Eş'lr; el-Fûrsânü'ş-şelâşe, Riyad 1397/1977; G. J. H. Van Gelder. Beyond the Line, Leiden 1982, s. 146-152; Ahmed Matlûb. "Âşâru Ziyâ'iddîn İb-ni'1-Eşîr", Buhûşü nedueti Ebnâ'i'l-Eşîr, Musul 1982, s. 41-84; Hüseyin Ali Mahfuz, "Ebnâ'ü'l-Eşîr fi merâciTl-'Arabiyye ve'1-ecnebiyye", a.e., s. 99-143; Abdüicebbâr Ulvân en-Nâyile. "Dirâ-se fî şevâhidi ve istişhâdi İbni'l-Egîr fı'1-Meşe-li's-sâ'ir", a.e., s. 145-182; Fahreddin Kabâve, "Zîyâ'üddîn ve 'ilmü'l-'Arabiyye fii-mîzân", a.e., s. 323-346; Ramazan Şeşen. Salâhaddtn Deorinde Eyyûbîler Devleti, İstanbul 1983, s. 340-342; D. S. Margoüouth. "On the Royal Correspondence of Diyâ'eddin (İbn al-Athir) El-Jazail", Actes du 10c congres international des orientalistes, Paris 1984, IH/3, s. 7-21; ihsan Abbas. Târîhu'n-nakdi'l-edebt "ınde'l-'Arab, Amman 1986, s. 592-607; Muhammed Zağlûl Sellâm. Ziyâ'üddîn İbnü'l-Eşlrue cCthûdühû fi'n-nakd. Kahire, ts. (Dârü'l-maârif); Cl. Cahen, "La correspondence de Diya ad-Din ibn al-At-hir, liste de lettres et textes diplömes", BSOAS, XIV (1952), s. 34-43; S. A. Bonebakker, "Notes on Some old Manuscripts", Oricns, XII-XIV, Le­iden 1960-61, s. 159-194; Taıeb el-Acheche, "La Kifayat al-tâlib, attribuee â Diyâ al-din ibn al-Atir", Arabica,X)X/2, Leiden 1972, s. 177-189; Ferîd Cühâ. "Mekânetü Ziyâeddin İbnİ'1-Egîr fî târîhi'n-nakdi'l-edebiyyi'l-'Arabî", MMLADm., LXIII/4 (1988), s. 664-676; F. Rosenthal. "ibn al-Athir", EP (Fr.), III, 746-747;BedeviTabâne,"el-Meselü's-sâ'ir", 77, II, 101-102; Saîd Abdülfet-tâh Âşür. "el-Kâmil fi't-târîh li'bni'1-Eşîr", a.e., 11, 906-922; Muhammed Ali Lisânî Fişârekî, "İbn Esir", DMBİ, II, 705-708.




Yüklə 1,53 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   57




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin