TüRKİye diyanet vakfi



Yüklə 0,92 Mb.
səhifə32/34
tarix26.08.2018
ölçüsü0,92 Mb.
#74658
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   34

GİNE

Batı Afrika'da İslâm Konferansı Teşkilâtı'na üye bîr ülke.



1- Fizikî Ve Beşer! Coğrafya

2- Tarih Ve İslâmiyet

Eskiden Fransız Ginesi (Guinee françai-se) adıyla bilinen bir sömürge iken 1958 yılında bağımsızlığını ilân etmiş ve 1969'-da İslâm Konferansı Teşkilâtı'na üye ol­muş bir cumhuriyettir. Komşuları kuzey­de Gine Bissau ve Senegal, kuzeydoğu­da Mali. doğuda Fildişi Sahili, güneyde Sierra Leone ve Liberya olup yüzölçümü 245.857 km2, nüfusu 7.418.000 H993 tah.l ve başşehri Atlas Okyanusu kıyı­sındaki Konakri'dir (Conakry). 1958'den 1984'e kadar tek partiyle yönetilen ül­ke. Nisan 1984'teki darbeden bu yana da askerî yönetimle idare edilmektedir.



1- Fiziki Ve Beşeri Coğrafya

Yüzey Şekilleri. Ülke yapı, morfoloji, ik­lim ve bitki örtüsü bakımından Aşağı Gi­ne (kıyı bölgesi), Futa Calon, Yukarı Gine (Sigiri havzası] ve Ormanlık Gine olmak üzere birbirinden farklı dört coğrafî böl­geye ayrılır. Aşağı Gine bölgesinin gü­ney kesimi. Futa Calon'dan inen akar­suların (en önemlisi Konkoure) biriktirdi­ği alüvyonlu dolgularla deltalardan olu­şan mangrov kaplı bataklıklar halinde­dir. Kıyı önüne birçok alçak adacık ser­pilmiştir. Kuzeye doğru genişleyen kıyı şeridinin kuzey yansı, akarsuların ağız­larındaki haliçler dışında daha düzgün biçimde uzanır. Verimli toprakların bu­lunduğu kıyı şeridinin gerisinde, yeni tor­tul kayalardan oluşan akarsularla hafif­çe yarılmış alçak platolar yer alır, İkinci bölge Futa Calon, çoğunlukla yaşlı kum taşlarının meydana getirdiği, Aşağı Gi­ne'den dik fay basamaklartyla ayrılan, derin şekilde vadilerle yarılmış bir pla­tolar alanıdır. Batı Afrika'nın Gambia, Senegal, Nijer, Cogan ve Konkoure gibi birçok Önemli akarsuyu, yükseltisi 500-1000 m. arasında değişen bu dağlık küt­leden doğar ve araziyi derin şekilde par­çalara böler. Bölgenin en yüksek nokta­ları Loura (1515 mi ve güneyde Tinka (1425 m.) dağlandır. Ülkenin kuzeydoğu kesimini kaplayan Yukarı Gine, Futa Ca­lon ve Ormanlık Gine'den belirgin dik­liklerle ayrılan, yüksekliği 500 metreyi aşmayan ve kuzeydoğuya doğru gide­rek alçalan bir havza karakter indedir. Gine'nin güneydoğu köşesindeki Orman­lık Gine bölgesi ise Afrika'nın eski te­melini oluşturan kayaçlardan meydana gelmiş daha yüksek bir platodur (en yük­sek noktası Nimbe dağı 1752 m.l. Bu böl­geden doğup güneye doğru akan Moa ve St Paul gibi akarsular geçtikleri top­rakları yararak vadiler oluşturur.

İklim ve Bitki Örtüsü. Genellikle tropi­kal iklimin hüküm sürdüğü ülkenin böl­geleri arasında sıcaklık ve yağışlar az çok farklılık gösterir. Aşağı Gine'de kışı kurak, yazı çok yağışlı ve sıcak olan bir iklim görülür. Konakri civarında yıllık ya­ğış 4292 milimetre, ortalama sıcaklık ise 27 derecedir. Futa Calon'da yıllık ya­ğış miktarı azalır ve 2000-2800 milimet­reye kadar düşer. Bu bölgede ortalama sıcaklık 25 derece olup gece ile gündüz arasında fazla fark vardır. Yukarı Gine'­de yağışlar iyice azalarak 1000-1500 milimetre civarında seyreder; günlük sıcaklık farkları iklimin karasallığı sebe­biyle çok daha belirgindir. Yağışlar Aşa­ğı Gine. Futa Calon ve Yukarı Gine böl­gelerinde yaz aylarında görülürken yıl­da ortalama 3000 milimetrenin üstün­de yağmur alan Ormanlık Gine bölge­sinde mevsimlere daha düzenli dağıl­mıştır. Bitki örtüsü de bölgelere göre değişir. Kıyı bölgesinde mangrov ağaç­lıkları ile palmiye koruları uzanır. Futa Calon savanlardan ve vadi boylarındaki galeri ormanlarından oluşan bir bitki ör­tüsüne sahiptir. Yukan Gine, yer yer gö­rülen karakteristik baobab ağaçları ile bir savanlar alanıdır. Ormanlık Gine ise düzenli ve bol yağmur alması sebebiyle yoğun bir yağmur ormanı alanı oluştu­rur. Buradaki ormanlarda tik, maun, abanoz gibi kerestesi çok kıymetli ağaç­lar bulunmaktadır.

Akarsular. Gine akarsular bakımından zengin bir ülkedir. Batı Afrika'nın üç bü­yük akarsuyu (Nijer, Gambia, Senegal) Fu­ta Calon'dan doğar. Milo, Tinkisso. Bala ve Sankarani akarsuları Yukarı Gine'nin topraklarını sularken Nijer nehrini oluş­turur ve kuzeydoğuya doğru akarak Mali topraklarına girer; Futa Calon'dan ku­zeye doğru akan Bafing ve Bakoye ise Senegal nehriyle birleşir. Atlas Okyanu-su'na ulaşan bu akarsuların yanında Gi­ne platosundan güneye doğru akarak Li­berya ve Sierra Leone topraklarına gir­dikten sonra denize ulaşan çok sayıda akarsu mevcuttur.

Nüfus ve Etnik Durum. Otuza yakın et­nik grubun yaşadığı Gine'de nüfusun yaklaşık % 75'ini başlıca üç büyük grup oluşturmaktadır. Coğrafî bölgelerde hâ­kim durumda olan bu gruplardan Fûlâ-nfler Futa Calon'da. Malinkeler Yukarı Gine'de, Susular Aşağı Gine'de çoğunlu­ğa sahiptirler. Ormanlık Gine ise Kişi, Torna ve Gerze gibi gruplar tarafından iskân edilmiştir. Bazı etnik gruplar çe­şitli isimlerle anılır; meselâ Fûlânîler'e Fransızlar Peul, İngilizler Fulani. yerliler Fulbe veya Fulah demektedirler. Aşağı Gine'de Susular'dan başka Bağa, Nalou, Landoma, Tiapi ve Mİkhifore; Futa Ca­lon'da Fülânîler'İn yanında Dialonke, Di-akhanke ve Tenda; Yukarı Gine'de de Malinkeler'in dışında Vasulunka kabile­leri yaşamaktadır. Yerlilerin dışında az sayıda Fransız, Suriyeli ve Lübnanlılar'-dan oluşan yabancılar bulunmakta ve bunların çoğu başşehir Konakri'de otu­rup ticaretle uğraşmaktadır. Ayrıca Çin, Doğu Avrupa ve bazı Batı ülkelerinden gelen küçük topluluklar da mevcuttur.

Ülke nüfusunun yaklaşık % 80'i kırsal yerleşmelerde yaşar. En önemli şehirler Konakri (1983'te 705.000), Kankan (89.000] ve Kindia'dır (56.000). Gine'de yıllık doğum oranı %o 046,6 (1985-1990), ölüm oranı %o 21,9, nüfus artış hızı ise %o 24,7'dir. Eski Fransız sömürgesi Gine'nin res­mî dili Fransızca olmakla birlikte halk çeşitli mahallî dilleri konuşur. Bu dille­rin başlıcaları Fûlânî, Malinke, Susu, Kisi, Gerze, Torna, Coniagui ve Bassari'dir. Dillerin dağılımı coğrafî bölgeleri izler ve Susu Aşağı Gine'de, Fûlânf Futa Ca-lon'da. Malinke Yukarı Gine'de, Kişi de Ormanlık Gine'de hâkim durumda bu­lunur. Öğretimin ilk üç yılı bu dillerle ya­pılır, daha sonra Fransızca'ya geçilir. Her türlü resmî yazışmada Fransızca ve bir mahallî dil kullanılmakta, idarî görevli­lerin Fransızca'nın yanında bu dillerden birini de bilmeleri gerekmektedir.

Din. Gine'de en yaygın din nüfusun % 85'ten çoğunun bağlı olduğu İslâmi­yet'tir. Animistlerin sayısı giderek azal­makta, hıristiyanların oranı ise ancak % 1 civarında bulunmaktadır. İslâmi­yet'in bu ülkeye girmesi XI. yüzyıla rast­lar307. Hıristiyanlık Gine'ye Batılı sömürgeciler tarafından getirilmiş ve misyonerlik faaliyetleri sonucunda az bir taraftar bulmuştur. Çoğunluğu oluş­turan Katolikler'in Konakri'de başpisko­poslukları, NzerĞkore ve Kankan'da da piskoposlukları bulunmaktadır.

Ekonomi. Gine bir tarım ve tabii zen­ginlikler ülkesi olmasına rağmen kişi ba­şına düşen millî gelir bakımından (1985-te 320 Amerikan doları) iktisaden az ge­lişmiş ülkeler arasında yer alır. Çalışan nüfusun % 80'inin istihdam edildiği ta­rım sektörünün millî gelir içindeki payı ancak % 30 civarındadır. Başlıca tarım ürünleri muz, kahve, ananas, palmiye tohumu, yer fıstığı, turunçgiller, pirinç, mısır ve manyoktur. Yönetim Futa Ça-lon'daki göçebe topluluklar tarafından yapılan hayvancılığın ve balıkçılığın ge­liştirilmesi için dışarıdan sağladığı kre­dilerle bazı projeleri uygulamaya koy­muştur. Güneydoğudaki ormanlardan da önemli miktarda gelir elde edilmek­le birlikte ülkenin en büyük gelir ve dö­viz kaynağı, faal nüfusun % 5 kadarına istihdam imkânı veren madencilik sek­törüdür; millî gelirin % 25i bu sektörden sağlanır. Ülkede dünyanın en zen­gin boksit yatakları bulunmakta ve ih­racat gelirlerinin % 9O'ı bu madenin sa­tışından temin edilmektedir. Yabancı ser­mayeli şirketler tarafından çıkarılan bok­siti alümine (alüminyum oksit) dönüştü­recek tesisler Fria şehrindedir. Boksit dışında demir, altın ve elmas rezervle­ri de ülkenin ekonomisinde önemli bir zenginlik kaynağı teşkil etmekteyse de bunlar henüz yeterli şekilde değerlendi-rilememektedir. Endüstrinin gelişmemiş olduğu Gine'de sadece küçük ölçekli ima­lât sanayii kurulmuştur. Millî gelir için­de % 2'lik bir paya sahip bulunan en­düstri sektöründe gıda, et, deri eşya, ayakkabı, kibrit, mobilya, dokuma, si­gara, çimento ve plastik eşya tesisleri faaliyet göstermektedir. Enerji üreti­minde hidroelektrik potansiyelden isti­fade edilir.

Ülkenin ulaşım şebekesi yeterli olmak­tan uzaktır; 30.000 km. uzunluğundaki karayollarının sadece küçük bir kısmı asfaltlanmıştır. Konakri'yi Kankan'a bağ­layan karayolu ite demiryolu hattı ula­şımda önemli bir rol oynamaktadır. Ko-nakri'deki milletlerarası hava ve deniz limanları özelliKle ithalât ve ihracat için son derece önemlidir.

Gine'nin dışarıya sattığı başlıca mad­deler boksit, alümin, muz. kahve, ana­nas, palmiye tohumu, yer fıstığı ve tu­runçgiller; dışarıdan aldıkları ise içecek­ler, petrol mamulleri, inşaat malzeme­leri, tarım makineleri, tekstil ürünleri ve ecza maddeleri gibi endüstri ürünle­ridir. İthalât ve ihracat yaptığı ülkelerin başında Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Topluluğu ülkeleri gelmektedir.



Bibliyografya:

D.-M. FnŞmy, Quid Paris 1968, s. 926; J. Suret-Canales, La ripubUque de Guin^e, 1970; Area Handbook for Guinea, Washington 1976; Africa South of the Sahara 1988, London 1987, s. 520-534; "Guınee", Eün. VIII, 154-159; "Gu­inea", EBn, VIII, 466-470.



2- Tarih Ve İslamiyet

Bugün Gine Cumhuriyetinin sınırları içinde kalan topraklar, tarih boyunca değişik hâkimiyetler altında çeşitli dev­letlerin birer bölgesini teşkil etmiş ol­duğundan ülkenin geçmişi nisbeten ka­rışık bir görünüm arzeder. Gine'nin en eski kabileleri olan Kaniaguri, Bassari, Kişi ve Gerzeler'in siyasî teşkilâtlan yok­tu. Kuzeyden, doğu ve kuzeydoğudan buraya gelen Mande, Sarakole, Malinke ve Susular yerli kabileleri kıyı bölgelerine doğru sürerek iç kısımlara hâkim ol­dular. Ülkenin tarihi bir bakıma bura­daki kabilelerin müslüman olmasıyla başlamıştır denilebilir.

Gine'nin doğu ve güneydoğu kısımla­rı. XIII. yüzyılın ortalarına kadar Batı Af­rika'da güçlü bir devlet olan eski Gana Krallığı'nın sınırları içinde bulunuyordu. Sahranın kuzey ve kuzeybatısından ge­len kervan yollarının üzerinde yer alan eski Gana Krallığfnın başşehri Kumbî-salâh'ın kalıntılarında elde edilmiş bazı buluntularla İbn Havkal. Ebû Ubeyd el-Bekrî ve İdrîsî gibi coğrafyacıların yaz­dıklarından anlaşıldığına göre İslâmiyet buraya XI. yüzyılda ulaşmış bulunuyor­du. Özellikle Mağrib'den gelen müslü­man tüccarlar, Mağrib-Gana kervan yo­lunun geçtiği yerlerde kasabalar ve pa­zar yerleri kurarak İslâmiyet'in bölge­ye yayılmasında rol oynamışlardır. Gana Krallığı'nı kuran Soninkeler'in kervan yolu kenarlarında oturan ataları XI. yüz­yılda İslâmiyet'i kabul etmiş ve güneye doğru taşıyarak Batı Afrika'ya yayılma­sında etkili olmuşlardır. Aynı yüzyılın sonlarına doğru Murâbıtlar'ın Gana'yı ele geçirmeleriyle burası bağımlı bir devlet haline dönüştü (1076) ve bölgede Müs­lümanlık iyice güçlenerek bu tarihten itibaren putperest kitleler arasında hız­la yayılmaya başladı. Gine'nin kuzeydoğusundaki Mali İmparatorluğunun hü­kümdarı Baramendana Keita'nın 1050 yılında müslüman olmasıyla da İslâmi­yet'in o bölgedeki nüfuzu güçlendi. So-ninkeler tarafından müslümanlaştırılmış olan Diyulalar'ın batıya doğru ilerleye­rek Futa Calon'a ve Gine'ye ulaşmaları, özellikle yollar üzerindeki yerleşmelerde İslâmiyet'in tanınıp yayılmasına hizmet etti. XIII. yüzyılın ortalarında Mali İmpara­torluğu Gana Krallığı'na son verince Gine'nin doğu bölgelerinin tamamı bu dev­letin hükümranlığı altına girmiş oldu.

XVI. yüzyıla kadar Mali'nin hâkimiye­tinde kalan Futa Calon'a bu asırda Mâsî-nâ'dan bazı göçmen kitleleri geldi ve yer­lilere baş eğdiren Koli Pouli adındaki li­derleri Futa Calon Krallığını kurdu. XVII. yüzyıl boyunca Futa Calon'un yüksek yay-lalarındaki zengin otlakların cazibesine kapılan Fûlânîler doğudan ve kuzeyden buraya göç ettiler. Diafunu'dan gelen müslüman Mandinkeler Kankan, Bate, Kuafodie, Tİntiule gibi şehirleri kurarak Gine'nin iç kısımlarına yerleştiler. XVIII. yüzyılın ortalarına kadar yerli Dialonke-ler'in otoritesi altında yaşayan Fûlânî­ler, bu tarihlerde dindar bir kişi olan İb­rahim Musa'nın önderliğinde müslüman olmayanlara karşı başlattıkları cihad so­nunda bağımsız bir İslâm devleti kur­dular (1747) ve cihadı temel politikala­rından biri olarak benimsediler. Almami (imam) unvanlı hükümdarlar tarafından yönetilen ve bir federasyon şeklinde teş­kilâtlandırılan bu devlet, XVIII. yüzyılın sonlarına doğru Gine'nin Futa Calon böl­gesine tamamen hâkim oldu. Diğer taraf­tan XVIII. yüzyılın ortalarına kadar Mali İmparatorluğumun sınırlan içinde kalan Malinkeler'in yaşadığı kuzey bölgesi bir ara Songaylar'ın hâkimiyetine geçtiyse de Samori Türe adlı önder, XIX. yüzyılın sonlanna doğru Fransızlara başlattığı ci­had hareketi sonunda Sierra Leone'nin iç kesimlerini ve Orta Nijer bölgesini ele geçirdi. Ture'nin hareketiyle İslâmiyet bölgede iyice güçlenme imkânı buldu. Onun kurduğu, başşehri Kankan yakın­larındaki Bissandugu olan devlet dine dayalı idi ve merkezî yapıdaydı. Ancak Türe. Malinkeler'i birleştirmeyi başardıy-sa da Fransızlar'a karşı sürdürdüğü sa­vaşı kazanamadı. 1886 ve 1889'da yaptığı iki ayrı antlaşma ile Boure bölgesini ve Nijer'in batı yakasını Fransızlar'a ter-ketmesine rağmen ülkesini Fransız iş­galinden kurtaramadı ve topraklarının tamamı işgal edildikten sonra kendisi de esir alındı (1898). İyi bir teşkilâtçı ve kumandan olarak tanınan Samori Türe Fransızlar tarafından Gabon'a sürgün edildi ve iki yıl sonra burada vefat etti.



1837 yılında Gine kıyılarına çıkan Fran­sızlar, 1842'ye kadar buralarda ticaret­haneler kurarak yerli idarecilerle çeşitli antlaşmalar yaptılar. Fransızlar'ın ülke­nin iç kısımlarına nüfuzu ise XIX. yüzyı­lın son çeyreğine rastlamaktadır. 1880'-den itibaren iç bölgeleri işgale başlayan ve yerli idarecilerle yaptıkları antlaşma­lara dayanarak buraları himaye altına almaya yönelen Fransızlar'dan Jean Marie Bayol'un misyonu, 1881 yılında Futa Calon imamı ile bir himaye antlaşması imzalayarak kıyıdan Nijer'e doğru uza­nacak bir demiryolunun imtiyazını al­mayı başardı. Fransızlar inşa edecekleri bu demiryolu vasıtasıyla yalnız sahilde kalan nüfuz alanlarını içerilere doğru genişletmeyi düşünüyorlardı; ancak bu yolun yapımına 1898 yılında başlandı. Daha önce ise Fransızlar Almami Bakor Biro'ya 1888'de imzalattıkları bir başka antlaşma ile Futa Calon'u tamamen hi­mayelerine aldılar ve birkaç yıl içinde bu­rayı işgal ederek bağımsızlığına son ver­diler. Fransızlar 1893 yılında himayele-rindeki yerleri siyasî bir çatı altında top­layarak Konakri merkez olmak üzere Fransız Ginesi adıyla bir sömürge idare­si kurdular ve bu İdareyi 189S'te Fran­sız Bati Afrikası ile birleştirdiler.

Bağımsızlığın ilân edildiği 2 Ekim 1958'e kadar Fransa'nın idaresi altın­da kalan Gine'de çeşitli tarihlerde sömürgecilere karşı halk ayaklanmaları ol­muşsa da teşkilâtlı şekilde başlayan ba­ğımsızlık mücadelesi ancak II. Dünya Sa-vaşfndan sonra ortaya çıkmış ve diğer Batı Afrika sömürgelerindeki gibi bir gelişme göstermiştir. Gine'nin bağım­sızlığını kazanmasında en önemli rolü. 1945 yılında Konakri'de gerçekleştirilen genel grevde ilk defa sesini duyuran Samori Ture'nin torunlarından Seku Tü­re oynamıştır. Bu yıllarda posta ve ha­berleşme sektöründe çalışan işçilerin kurduğu sendikanın genel sekreteri olan Seku Türe önce Gine İşçi Konfederasyonu'nun genel sekreterliğine, ardından da Afrika İşçi Konfederasyonu'nun baş­kanlığına seçildi. 1952'de Afrika Demok­ratik Topluluğu'nda Gine kolunu temsil eden ve Gine Demokrat Partisi'nin ge­nel sekreterliğini yapan Seku Türe 1955 yılında Konakri belediye başkanı seçildi ve arkasından da Gine Hükümet Konse­yi başkan yardımcılığına getirildi. 1957 seçimlerinde partisi büyük bir başarı gösterdi ve halkın çoğunu arkasına ala­rak ülkeyi hızla bağımsızlığa götüren ça­lışmalarını başlattı. Fransa Cumhurbaş­kanı Charles de Gaulle, Beşinci Cumhu­riyet anayasasına göre Fransız Toplulu-ğu'nun (Communaute français) yerine Fran­sız Birliği'ni (Union français) kurmak is­tediğinde. 28 Eylül 1958 tarihinde yapı­lan referandumla halkın birliğe "hayır" oyu vermesi üzerine bağımsız Gine devle­ti resmen ilân edildi308. "Hür­riyet içinde fakirliği zenginlik içinde kö­leliğe tercih ediyoruz" cümlesiyle Fransız Birliği'ne katılmayı reddeden Seku Ture'ye ve halkına öfkelenen C. de Gaul­le, Gine'yi bağımsızlıktan vazgeçirmek ve cezalandırmak için ülkedeki bütün Fransız görevlileri geri çağırdı. Her tür­lü yardımı keserek ambargo uygulama­ya başlayan ve ayrılırken sanayi kuruluş­ları ile devlet dairelerindeki dosyalan ve teknik belgeleri beraberlerinde götüren Fransızlar ülkeyi çok zor durumda bı­raktılar. İlk devlet başkanlığına seçilen Seku Türe bu zor durumu halkın feda­kârlığı ve Gana'nın yardımlarıyla aşma­ya çalıştı. Batı Afrika'da Liberya ve Ga­na'dan sonra üçüncü bağımsız ülke olan Gine'nin yeni anayasası 10 Kasım 1958 tarihinde kurucu meclisin onayı ile yü­rürlüğe girdi ve ülke aynı yıl aralık ayın­da Birleşmiş Milletler'e seksen ikinci üye olarak kabul edildi. Başkanlık sistemi­ne dayalı tek partili otoriter bir rejim kuran Seku Ture'nin Fransız Birliği'ne "evet" oyu veren komşularıyla ilişkileri giderek bozuldu. Bunun üzerine Gine Sovyetler Birliği, Cin Halk Cumhuriyeti, Mısır ve Amerika Birleşik Devletleri ile yakınlaşmaya çalıştı. Cemal Abdünnâsır ve Seku Türe. Mayıs 1961 "de Kahire'de iki ülke arasında ticarî ve kültürel alan­larda iş birliği ve yardımlaşmayı öngö­ren çeşitli antlaşmalar imzaladılar. Gine'­nin bazı yardımlar almakla birlikte Sov-yetler'le olan ilişkileri gelişmedi. 1965'-ten itibaren Cin Halk Cumhuriyeti'nden ekonomik ve teknik yardım almaya başlandı ve Amerika Birleşik Devletleri ile bazı konularda iş birliğine gidildi.

1 Ocak 1968 tarihinde yeniden devlet başkanlığına seçilen Seku Ture'nin oto­riter ve baskıya dayalı yönetimine karşı zaman zaman ayaklanmalar oldu ve ey­lemciler ağır şekilde cezalandınldılar; yönetime muhalif olanların büyük bir kısmı yurt dışına kaçmak zorunda kal­dı. 1974"te bir defa daha seçilen Seku Türe komşu ülkelerle ve Fransa ile ilişki­leri düzeltmeye önem verdi. 1982'de son defa seçilen Seku Türe, 26 Mart 1984 tarihinde tedavi için gittiği Amerika Bir­leşik Devletleri'nde öldüğü zaman ül­kesinin ekonomik ve siyasî durumu çok kötü idi. Ölümünden bir hafta sonra or­du bir darbeyle yönetime el koydu.309 Darbeciler ülkedeki tek siyasî parti olan Gine Demokrat Partisi'ni ka­patarak millet meclisini dağıttılar ve anayasayı da askıya aldılar. Darbeciler­den Albay Lansana ContĞ devlet baş­kanlığına, Diarra Traore de başbakanlı­ğa getirildi. Yeni yönetim, eski devlet başkanı Seku Ture'nin takip ettiği dev­letçi politikayı terkederek liberal eko­nomiye yöneldi. Başkan L. Conte'nin 18 Aralık 1984 tarihinde görevden aldığı D. Traore Temmuz 1985'te başarısız bir darbe teşebbüsünde bulundu ve idam edildi. Ekim 1989'da L. ContĞ çok par­tili hayata ve demokrasiye geçileceğini açıkladı. Uzun süren şiddet olaylarının ardından nihayet S Aralık 1993'te genel seçimler yapıldı. Ancak gerçekleştirilen reformlara rağmen ülke ekonomisi dü­zelmedi.

Gineli müslümanların çoğu Mâlikî mez­hebine mensuptur. Ülkede Kadiriyye ve Ticâniyye tarikatları yaygındır. Gine ba­ğımsızlığının lideri olan Seku Türe, ta­şıdığı sosyalist görüşler doğrultusunda uyguladığı politikalarla dinin toplum üze­rindeki etkisini kaldırmaya çalışmış ve bu çerçevede müslüman din adamları­nın söz sahibi olduğu Kur'an okullarını 1961'de kapatmıştı. Ancak Ture'nin bu politikası otoritesinin zayıflamaya başla­dığı ve müslümanların desteğine ihtiyaç duyduğu 1970'li yıllarda değişti. 1977'-de National Islamic Council'i kurdu. Suud hükümetinin de yardımıyla başşehir Ko-nakri'de bölgenin en büyük camii oldu­ğu söylenen Faysal Camii'ni inşa ettir­di. Daha sonra National Müslim League adını alan İslâm Konseyi bölgesel ve ma­hallî seviyelerde İslâmî eğitimi ve hac organizasyonu İşlerini üstlendi.

Bibliyografya:

La geographie d'Edrisi (nşr. P A. Jaubert), Paris 1836-40 — Amsterdam 1975, i, 16-17; P. Marty. L'islam en Guinee; Fouta djallon, Paris 1921, tür.yer.; J. S. Trimingham, İslam in West Africa, Oxford 1959, s. 18; J. D. Fage, A History of West Africa, Cambridge 1972, s. 35-37, 57-62, 157-176, 179; M, Mahmûd Savvâf, İfrlkıyye'I müslime, Beyrut 1975, s. 139-153; Türkkaya AtaÖv, Afrika ulusal Kurtuluş Müca­deleleri, Ankara 1975, s. 218-228; H. D. Nel-son, Area Handbook for Guinea, Washington 1975, s. 9-40; V. Monteil. L'lstam noir. üne re-ligion a ta conqu&te de !Afrique, Paris 1980, s. 129-132; P. B. Clarke, WestAfrica and İslam, London 1982, s. 7-24, 37-40; R. Synge, "Guinea Recent History", Africa South of the Sahara 1988, London 1987, s. 520-534; Amin Tibi, "Im-pact of İslam on Medieval Ghana and Ma­li (I0'h-l4th Century)", Meceiletü Külliyyetid-da'oeti'l-İslâmiuye, 1/1. Tarabius 1984-85, s. 225-240; R. Cornevin, "Guinee", El2 {Frj, II, 1158-1159; R. Van-Chi, "Guinee", Eün., VIII, 154-156; "Guinea, Republic of", EBr., X, 1021; "Sekou Toure", Çağdaş Liderler Ansiklopedi­si, İstanbul 1986, VI, 1849-1864; Charlotte A. Quinn, "Guinea", The Oxford Encyclopedia of the Modern Islamic World, New York 1995, II, 77-78.


GİNE BISSAU
Batı Afrika'da İslâm Konferansı Teşkilâtı'na üye bir ülke.

1- Fiziki Ve Beşeri Coğrafya

2-Tarih

Eskiden Portekiz Ginesi [Guinee portu-gaise) adıyla bilinen sömürge toprakları üzerinde kurulmuş olup resmî adı Gine Bissau Cumhuriyeti'dir (Portekizce: Re-pûblica da Guine Bissau). Kuzeyde Sene­gal, doğuda ve güneyde Gine ile kom­şudur. Batısında Atlas Okyanusu bulu­nan ülkenin kıyıları çok alçak olduğun­dan toprak miktarı med ve cezir zaman­larında önemli ölçüde değişikliğe uğ­rar; yüzölçümü med sırasında yaklaşık 28.000, cezir sırasında ise adalarla bir­likte 36.125 km2ıdir. 1974'te bağımsız­lığını kazanmış ve aynı yıl Birleşmiş Milletlerce İslâm Konferansı Teşkilâtı üye­liğine kabul edilmiştir: nüfusu 1.036.000 (1993 tan.), başşehri Bissau'dur.

Marksist eğilimli Partido Africano da Independencia da Guine-Bissau e Cabo Verde'nin (Gine Bissau ve Cabo Verde'nin Bağımsızlığı için Afrika Partisi) yönetimin­de tek partili bir cumhuriyet olan Gine Bissau'da devlet başkanı aynı zamanda yürütme organının da başıdır. Yasama organı olan millî halk meclisi mahallî konseylerce seçilen 150 üyeden meyda­na gelir.

1- Fiziki Ve Beşeri Coğrafya

Yüzey Şekilleri. Futa Calon dağlık pla­tolarından kaynaklarını alan Corubal. Ge-ba ve Cacheu nehirlerinin suladığı ülke­nin en büyük kısmını yükseltisi 100 met­reyi aşmayan, hafifçe yarılmış plato düzlükleriyle alüvyonlu ovalar kaplar. Kıyı­ları son derece girintili çıkıntılı ve ba­taklık olan sahil bölgesinin açıklarında kırk kadar adadan oluşan, fakat ancak yirmisi meskûn bulunan Bijagos (Bissa-gos) takımadaları yer alır. Akarsuların ağzında med ve cezir hareketlerinin te­mizlediği geniş haliçler bulunan karma­şık yapılı kıyı bölgesinin iç kesimindeki düzlüklerde akarsular menderesler çi­zerek akar. Ülkenin kuzeydoğusunda Gi­ne'deki Futa Calon kütlesinin uzantısı olan bölgede yükseklik 300 metreye ka­dar çıkar; en yüksek kesimler Gabu pla-tosundaki Boe tepeleridir.

İklim ve Bitki Örtüsü. 12. kuzey para­lelinin ortaladığı Gine Bissau'da genel olarak sıcak ve yağışlı bir iklim hüküm sürer. Yağışlı geçen yaz aylarını kurak bir mevsim takip eder. Ortalama yıllık yağış miktarı kıyı bölgesinde 3000, ül­kenin iç kesimlerinde 1500 milimetre ci­varındadır.

Bataklıklarla kaplı, yer yer mangrov ve palmiye ormanları da bulunan kıyı bölgesinde şeker kamışı ve pirinç tarla­ları uzanır. İçerideki topraklar sık orman­larla, kuzeydoğu bölgesi ise savanlarla kaplıdır. Ormanlarda ve sularda bölge­ye özgü çeşitli hayvanlar yaşar.

Nüfus ve Etnik Durum. 1 milyon dola­yında olan ülke nüfusu çeşitli etnik grup­lardan oluşur; Balanteler (% 321, Fûlânî-ler 1% 22), Mandyakolar (% 14,5), Mandin-golar (% 13) ve Pepeller (% 7) başlıcalan-dır. Bunların yanında kabilelerinden kop­muş Assimiladolar (benzeşmişler) ve Ca­bo Verde kökenli Mestiçolar ile (melez­ler) özellikle ticaret ve hizmet sektörle­rinde faal rol oynayan Portekizli, Suri­yeli ve Lübnanlılar da yaşamaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan Balanteler ta­rım ve balıkçılıkla geçinirler: iç bölgeler­de yaşayan Fülânîler'le Mandingolar hay­vancılık yaparlar. Ülkede nüfusun bü­yük çoğunluğu kırsal alanlarda yaşadı­ğından şehirleşme oranı düşüktür. Baş­lıca şehirler, aynı zamanda başşehir olan Bissau ile (1988de 125.000 nüfus) Bafâ-ta ve Bolama'dır.

Dil ve Din. Resmî dil Portekizce olup her kabile kendi mahallî dilini konuş­maktadır. Sayıları yirmi civarında olan bu diller Nijer- Kongo, Mande ve Batı Afrika dil aileleri içinde yer alır. Nüfu­sun % 4O'ı müslüman. % 5'i hıristiyan, geri kalanı ise animisttir. Müslüman Fû-lânîler'le Mandingolar ülkenin iç bölge­lerinde yaşamakta ve genel olarak hay­vancılıkla uğraşmaktadırlar.

Gine Bissau topraklarına İslâmiyet'in ulaşması XI. yüzyılın ilk yarısına rastla­makta ve buradaki gelişimi Senegam-bia'nınkiyle aynı seyri takip etmektedir. Çeşitli devletlerin siyasî sınırları içinde kalan ülkeye İslâmiyet kuzeyden ve do­ğudan, genellikle Mande dilleri konu­şan tüccarlar vasıtasıyla gelmiştir. Se­negal ve Gambia nehirleri etrafında ti­carî kasabalar kuran müslüman tüccar­lar buralardan Gabu'ya nüfuz ederek İslâmiyet'in gittikçe tanınıp yayılmasın­da önemli roy oynamışlardır. Portekizli-ler'in bölgeye hâkim olarak bu toprak­ları sömürge haline getirmeleri İslâm'ın yayılmasını engellerken misyonerlik fa­aliyetleriyle Hıristiyanlığın yerleştirilme­sine imkân sağlamıştır; ancak buna rağ­men halkın hıristiyanlaşması çok sınırlı­dır. Kâdiriyye ve Ticâniyye tarikatlarının etkisi altında kalmış olan ve hem kültü­rel hem ekonomik bakımdan geri du­rumda bulunan müslümanları bir çatı altında toplayacak bir teşkilât veya İs-lâmî bir araştırma kurumu mevcut de­ğildir.

Ekonomi. Afrika kıtasının en fakir ül­kelerinden biri olan Gine Bissau'da kişi başına düşen ortalama millî gelir 200 Amerikan dolarının altındadır. Halkın büyük kısmı millî gelirin yarısını sağla­yan tarım sektöründe istihdam edilmek­tedir. Kıyı kesimindeki geniş alanların bataklıklarla kaplı olduğu ülkede tarım arazisi toprakların ancak % 8 kadarına eşit küçük bir kısmını kaplar. Yetiştiri­len ürünler arasında çeşitli yumrulu bit­kiler, hindistan cevizi, pirinç, yer fıstığı ve darı önemli yer tutar. Kıyı kesiminde başlıca faaliyet balıkçılıktır. Ülke toprak­larının % 38'ini kaplayan ormanlardan kesilen ağaçların Önemli bir kısmı yaka­cak olarak, bir bölümü de sanayide kulla­nılır. Henüz değerlendirilemeyen yer altı kaynaklarının başında boksit ve fosfat yatakları gelir. İlkel durumda olan sa­nayi sektörü daha çok gıda maddesi iş­leme tesislerine dayanır; dokuma ve otomobil montajı gibi kollarda faaliyet henüz yeni kurulma ve gelişme düze­yindedir. Hacmi az olan dış ticarette ih­racatın büyük bölümünü tarım ürünleri, balık ve balık ürünleri sağlar. İhracat­tan daima daha fazla olan ithalâtta ise besin maddeleri, içecekler, her türlü ma­kine ve ekipmanlar en önemli yeri tu­tar. Gine Bissau'nun ticaret yaptığı ül­keler arasında başta Portekiz olmak üze­re Avrupa Topluluğu üyeleriyle Amerika Birleşik Devletleri ve Çin Halk Cumhuri­yeti gelir.



Bibliyografya:

P. B. Ciarke, West Africa and İslam, London 1984, s. 32-35; R. PĞlİssier, "Guinea-Bissau, Physical and Social Geography", Africa South ofthe Sahara 1988, London 1987, s. 437-438, 535; D.-M. FrĞmy. Quid, Paris 1988, s. 926-927; "Gine - Bissau", ABr., IX, 456-458.



2- Tarih

Gine Bissau'nun sınırları içinde yaşa­yan halkların tarihi, komşu Senegalli ve Ginelilerin tarihleriyle ortak yanlara sa­hiptir. Burası tamamıyla Batılı ülkelerin sömürge politikaları çerçevesinde orta­ya çıkmış bir devlet olduğundan tarihi çok gerilere gitmez. Uzun yıllar Mali İm-paratorluğu'nun sınırları içinde kalan bu bölgenin iç kesimlerinde XVI. yüzyı­lın ortalarında Gabu Krallığı doğmuş ve bu krallık 1867 yılına kadar ayakta kal­mayı başarmıştır. XV. yüzyılın ortaların­da Portekizliler ticaret üsleri kurmak amacıyla ülkenin batısındaki Bissagos adalarına çıkmışlarsa da önceleri yerli halkın direnişi karşısında pek tutuna­mamışlar, ancak XVI. yüzyılda adalara ve anakaranın sahil bölgelerine yerleşe-bilmişlerdir.

Portekizliler, Brezilya'daki şeker ka­mışı çiftliklerinde ihtiyaç duyulan iş gü­cünü bu bölgeden sağladıkları kölelerle karşılıyorlardı. Kölelerin yanında balmu­mu, fildişi ve deri de önemli ticaret em­tiası idi. Özellikle köle ticareti İngiliz. Fransız ve Hollandalı tüccarları buraya çekiyor, bölgenin iç kesimlerinde yaşa­yan kabileler arasındaki savaşlar da sö­mürgecilerin yayılmalarını kolaylaştırı­yordu. XVI. yüzyılın sonlarına doğru kıyı kesiminde kurdukları ticaret merkezle­ri zamanla birer şehir haline gelen Por­tekizliler, XIX. yüzyılın başında burayı kendi hâkimiyet alanları olarak ilân et­tiler ve köle ticaretinin yasaklanmasın­dan (1836) sonra da yeni gelir kaynakla­rı bulmak amacıyla iç kesimlere yönele­rek topraklarını genişletmeye başladı­lar. İngiliz ve Fransızlar'ın da bölgede hâkimiyet kurmak istemeleri Portekizli-ler'le çeşitli anlaşmazlıkların ortaya çık­masına yol açtı. Sömürgeci güçler ara­sında sürdürülen görüşmeler sonunda İngilizler 1870'te bölgeden çekildiler. 1879'da Portekiz Ginesi adı verilen bu­günkü Gine Bissau. Portekiz'in Çabo Ver-de (Yeşilburun) Adaları Kolonisi'nden ay­rılıp merkezi Bissau olan bir vilâyet ha­line getirilerek doğrudan Lizbon yöneti­mine bağlandı; 1886'da da Fransızlar'-la ülkenin sınırlarını belirleyen bir ant­laşma imzalandı. Portekiz'in hâkimiye­tini ülkenin iç kesimlerine yayması ve buraları sömürgeleştirmesi kolay olma­dı ; bazı kabilelerin sömürgecilere karşı direnişleri 1936 yılına kadar devam et­ti. İç kısımlarda yaşayan müslüman Fû-lânîler, sömürge idaresi ve onun ekono­mik genişlemesiyle uyum sağlayan ilk grup oldu. Bu durum müslümanlann yö­netimde görev almalarına imkân verdi ve çoğunun şehir merkezlerine göçme­sine yol açtı.

1930'a kadar Portekiz'in bir vilâyeti olarak kalan Portekiz Ginesi bu tarihte müstakil bir sömürge haline getirildi; 1951'de ise yeniden eskisi gibi vilâyet yapıldı. Portekizler burada şeker kamışı ve yer fıstığı üretimine Öncelik tanıya­rak başka ürünlerin yetiştirilmesine izin vermediler.

Portekiz'de 1932de iktidara gelerek "estado novo" (yeni devlet) adıyla bir dik­tatörlük idaresi kuran ve ülkeyi 1968'e kadar devletçi zihniyetle yöneten Antonio de Oliveira Salazar, sömürgelere de her türlü ekonomik kaynağı Portekiz ekono­misine aktaracak şekilde bir baskı rejimi uyguladı. N. Dünya Savaşı'ndan sonra ge­rek bu rejimin etkisiyle, gerekse Afrika'­da başlayan bağımsızlık eğilimlerinin bu­rada da kendini göstermesiyle 1956'da Portekiz yönetimine karşı mücadele ver­mek üzere Amilcar Cabral'ın önderliğinde Partido Africano da İndependencia da Guine-Bissau e Cabo Verde (PAIGC) adlı bir örgüt kuruldu. 1959 yılında Bissau Limanı'ndaki işçilerin başlattıkları grevin sömürge idaresi tarafından kanlı şekilde engellenmesi, pasif bağımsızlık hareke­tinin silâhlı eyleme dönüşmesine yol aç­tı ve bir süre sonra teşkilâtlanan Parti­do Africano da İndependencia da Guine-Bissau e Cabo Verde gerillaları askerî hedeflere karşı saldırıya geçtiler. 1962'-de ise Gine'nin de yardımıyla resmen silâhlı mücadele cephesi açıldı. Portekiz buna son derece sert ve kanlı şekilde cevap verdiyse de her geçen gün parti­nin başarılarının artmasına engel ola­madı. Partido Africano da independen­cia da GuinĞ- Bissau e Cabo Verde Por-tekizliler'den kurtardığı bölgelerde, yüz­yıllardır ihmal edilmiş olan halkın oku­ma ve yazma öğrenmesi için okullar aç­tı ve uzman yetiştirmek için yurt dışına öğrenci gönderdi. Sağlık sorunlarının çözümü için dispanserler kurdu. Ekono­mik alanda da önemli değişikliklere gitti ve sömürgecilerin ekimine izin vermedikleri ziraî bitkileri serbest bırakarak yetiştirilen ürünlere çeşitlilik getirdi.

1971'e kadar ülkenin büyük bölümün­de hâkimiyet kuran Partido Africano da İndependencia da GuinĞ-Bissau e Cabo Verde'nin lideri Amilcar Cabral bağımsız­lık ilân etmeye hazırlanırken Gine'nin başşehri Konakri'de bir suikast sonucu öldürüldü310. Bu olay bağım­sızlığın ilânını biraz geciktirdiyse de ön­leyemedi ve Partido Africano da inde­pendencia da Guine-Bissau'e Cabo Ver­de 24 Eylül 1973 günü Gine Bissau adıy­la yeni devletin kurulduğunu açıkladı. Nisan 1974'te Portekiz'de demokrasiye dönüşü sağlayan darbeden sonra ikti­dara gelen hükümet Partido Africano da İndependencia da Guin6-Bissau e Cabo Verde ile görüşmelere başlama ka­rarı aldı ve arkasından ülkedeki Porte­kiz yönetimine son veren antlaşmayı im­zalayarak Gine Bissau'nun bağımsızlığı­nı tanıdı.311

Bağımsızlık sonrasında Amilcar Cab-ral'ın üvey kardeşi olan eski gerilla liderlerinden Luis de Almeida Cabral dev­let başkanlığına getirildi ve rejim Mark­sist-Leninist çizgiye oturtularak otori­ter tek parti idaresi kuruldu. Öncelikle sömürge döneminde ihmal edilen eko­nomi, eğitim ve sosyal meselelere el atıl­dı. Dış işlerinde bağlantısızlık politikası izlenmekle beraber Sovyetler Birliği ve Demokratik Almanya'dan askerî yardım alındı. Ekonomik yardımlar İse daha çok Birleşmiş M illetler'den ve bazı Avrupa ülkeleriyle Kuveyt ve Suudi Arabistan'­dan sağlandı. 1978den itibaren de sö­mürge döneminden kalan kin ve nefre­te rağmen Portekiz'le ilişkilerin gelişti­rilmesine çalışıldı. 14 Kasım 1980'de ger­çekleştirilen bir darbeyle Cabral devril­di ve Joao Bernardo Vieira yeni lider ol­du. 1984"te Millî Halk Meclisi tarafından yeni anayasa kabul edilerek on beş üye­li devlet konseyi kuruldu. 1980'li yıllar­da ülke ciddi ekonomik ve sosyal mese­lelerle karşı karşıya kaldı. Merkezî plan­lama ile yönlendirilen ekonominin 1987'-den itibaren liberalleştirilmesi için bazı çalışmalar başlatıldı. Ekonomi üzerindeki devlet kontrolü gevşetilirken tek parti yönetimine son verildi. Haziran 1990'da yapılan seçimlerde iktidar partisi çoğun­luğu aldı ve Vieira yeniden devlet baş­kanı seçildi. Gine Bissau'nun Senegal ile bazı sınır ve karasuları konularında an­laşmazlıkları bulunmakta ve zaman za­man aralarında silâhlı çatışma çıkmak­tadır.

Bibliyografya:

Türkaya Ataöv, Afrika ulusal Kurtuluş Mü­cadeleleri, Ankara 1975, s. 357-365; C. Lopes, Guinea Bissau. From Liberation Struggle (o In-dependent Statehood, London 1987; T. Young, "Guinea Bissau: Recent History", Africa South of the Sahara 1988, London 1987, s. 536-537; R. Hallet. Africa Since 1875, Delhi 1989. s. 400-401; J. Cunnigham, "The Colonial Period in Guine", Tarİkh, VI/4, Migeria 1980, s. 31-46; "Gine-Bissau", ABr., IX, 458; "Gine-Bissau", MEMO Larousse, İstanbul 1991, II, 462.




Yüklə 0,92 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   26   27   28   29   30   31   32   33   34




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin