Acemhöyük Antik Yerleşmesi Acemhöyük, Aksaray’ın 18 km. kuzeybatısında Yeşilova’dadır . MÖ.3000’de iskan görmüş, en parlak devrini MÖ.2000-1750 yıllarında yaşamıştır. Şehrin o zamanki ismi kesin olarak bilinmemekle beraber, yerli ve yabancı bilim adamları tarafından Buruşhanda olduğu sanılmaktadır.
Aşıklı Höyük
Aksaray İli'nin 13 km. kuzeybatısındadır. Yeşilova Kasabası içinde yer alır. 700 x 600 m. ölçülerinde oval biçimli bir höyüktür. Aşağı şehir ile birlikte Anadolu'nun en büyük höyüklerindendir. Yapılan arkeolojik kazılardan elde edilen veriler höyüğün M.Ö. 3000 yıllarından itibaren iskân edildiğini, en parlak döneminin ise Asur Ticaret Kolonileri Çağı'nda yaşandığını göstermektedir.
Ihlara Vadisi
Eski adı "Peristremma" olan 14 km. uzunluğundaki Ihlara Vadisi'ni baştan başa kat edip, 100-200 m. derinlikte bir kanyon oluşturmuş olan Melendiz Çayı önce kuzeybatıya Selimiye Kasabası'na, daha sonra ise Yaprakhisar ve Belisırma köylerinin, Ziga kaplıcasının bulunduğu geniş vadiye ve Tuz Gölü'ne yönelmektedir. Ihlara Vadisi bir yerleşim yeri olmaktan çok bir dini merkez olarak ön plana çıkmıştır. Dönemin din anlayışını tasvirleriyle ve mimarisiyle canlandıran, freskli veya fresksiz tek ve çift nefli kapalı veya açık Helen haç planlı ve şapel biçimli kayaya oyulmuş çok sayıda kilise, vadinin dik yamaçlarında sağlı sollu yer alarak ortadan akan Melendiz Çayı'nın sularıyla bütünleşmektedir.
Eğritaş Kilisesi
Ihlara’nın kuzeybatısındadır.Duvarlarda vahyin gelişi, Hz. İsa’nın doğumu, ziyaret, Hz, İsa’nın vaftiz edilişi, Hz. Yusuf’un rüyası ve Mısır’a kaçış gibi sahneler tasvir edilmektedir.
Ağaçaltı (Daniel) Kilisesi
Haç planlıdır. Giriş üzerinde bir kilise bulunmaktadır. Vahiy, ziyaret ve doğum, Mısır’a kaçış, Hz. İsa’nın vaftizi ve Hz Meryem’in ölüm sahneleri duvarlara işlenmiştir.
Sümbüllü Kilise
Vadi girişinin aşağı solundadır. Kilise iki kattan müteşekkil olup haç planlı önemli bir manastır kilisesidir. Üst katta cepheye gelen kaya düzenlenerek uzun bir koridor meydan getirilmiş ve cephe kemerli nişlerle dekore edilmiştir.
Pürenli Seki Kilisesi (Ihlara)
Kayaya oyulmuş dört bölümden oluşmaktadır. Narteks zemininde mezarlar mevcuttur. Freskler X. yüzyıl başı ile XII. yüzyıl arasına tarihlenmektedir. Peygamberlerin Kehaneti, Meryem ve Piskoposlar, Müjde, Ziyaret, Çobanların Tapınması gibi, İsa'nın çocukluğu ve İncil'den çeşitli sahneleri konu alan tasvirleri önemlidir.
Kokar Kilise (Ihlara)
Haç planlı ve tek katlıdır. IX. yüzyılın sonuna veya XI. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenen freskolarındaki konular oldukça zengindir. Son Yemek, Çarmıha Gerilme, Mesih’in Defnedilişi, Göğe Çekilme, Havarilerin Görevleri gibi zaman zaman konu bütünlüğü gösteren tasvirleri ilginçtir. Kilisenin iki mezar odasındaki süslemeler, kırmızı boya ile yapılmış ilk örneklerdir.
Yunus Emre Türbesi (Ortaköy -Reşadiye Köyü)
Aksaray ilinin Ortaköy ilçe merkezine 20 kilometre mesafede Reşadiye köyündedir. Türbenin bulunduğu tepe, halk tarafından ziyaret tepesi olarak bilinmektedir. Türbenin düzgün alana oturtulması amacıyla önce taştan bir platform hazırlanmıştır. Platform üzerinde güney tarafa türbe inşa edilmiş, kuzey kısmı duvar ile çevrilmiştir. Türbeye giriş batıdan olup, üç basamakla çıkılmaktadır. Türbenin 500 metre doğusunda çilehane bulunmaktadır.
Sultan Hanı
1228-1229 Yıllarında Alaaddin Keykubat tarafından yaptırılmıştır. Selçuklu devrinin mimari taş işçiliği ve süsleme sanatları bakımından şaheser bir örnektir. Ticari ve askeri açıdan önemli olan Konya-Aksaray yolunun emniyetini sağlamak için kurulmuştur.
Ağzıkara Han
Aksaray-Nevşehir karayolunun 15 inci kilometresinde bulunan han, Osmanlı kaynaklarında Hoca Mesud Hanı olarak geçmektedir. Yapımına 1231 tarihinde Alaaddin Keykubat döneminde başlanmış, 1239 ‘da Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde tamamlanmıştır.
Nevşehir
Kapadokya
Roma İmparatoru Augustus zamanında yaşayan Antik Dönem yazarlarından Strabon, 17 kitaplık 'Geographika' adlı kitabında (Anadolu XII,XIII,XIV) Kapadokya Bölgesi'nin sınırlarını güneyde Toros Dağları, batıda Aksaray, doğuda Malatya ve kuzeyde Doğu Karadeniz kıyılarına kadar uzanan geniş bir bölge olarak belirtmiştir. Bugünkü Kapadokya Bölgesi; Nevşehir, Aksaray, Niğde, Kayseri ve Kırşehir illerinin kapladığı alandır. Daha dar bir alan olan Kayalık Kapadokya Bölgesi ise Uçhisar, Göreme, Avanos, Ürgüp, Derinkuyu, Kaymaklı, Ihlara ve çevresinden ibarettir.Volkanların Patlaması ve Jeolojik Oluşum : Kapadokya Bölgesi'nde yer alan Erciyes, Hasandağı ve Göllüdağ jeolojik devirlerde aktif birer volkan karakterindedir.
Peribacaları
Vadi yamaçlarından inen sel sularının ve rüzgarın, tüflerden oluşan yapıyı aşındırmasıyla ‘peribacası’ adı verilen, ilginç oluşumlar ortaya çıkmıştır. Sel sularının dik yamaçlarda kendine yol bulması, sert kayaların çatlamasına ve kopmasına neden olmuştur. Alt kısımlarda bulunan ve daha kolay aşınan malzemenin derin bir şekilde oyulması ile yamaç gerilemiş, böylece üst kısımlarda yer alan şapka ile aşınmadan korunan konik biçimli gövdeler ortaya çıkmıştır. Daha çok Ürgüp civarında bulunan şapkalı peribacaları konik gövdeli olup, tepe kısımlarında bir kaya bloku bulunmaktadır.
Uçhisar
Nevşehir merkezine 10 km. uzaklıkta bulunan Uçhisar, bir kale olarak Hititler döneminden itibaren yerleşmelere sahne olmuştur. Doğal konumu nedeniyle bir hisar görünümündeki yapı, tüm Kapadokya manzarasına hakimdir. Bizans Dönemi'nde, korunaklı yapısı ile Arap akınlarına karşı kolayca savunma sağlamıştır.
Göreme Vadisi
Göreme Vadisi, yanardağ tüflerinden oluşan toprakların yüzey sularıyla aşınması sonucu oluşmuştur. Vadinin yamaçlarında peribacaları bulunmaktadır. Peribacalarının bir kısmının içine oyularak yapılmış kiliseler mevcuttur.
Ürgüp
Ürgüp, Kapadokya Bölgesi’nin turizm açısından en gelişmiş merkezidir. Kaynaklarda, 19. yüzyılda, ilçede 70 cami, 5 kilise ve 11 kütüphane olduğu belirtilmektedir. Ürgüp'ün en yüksek tepesi üzerinde, Selçuklu Sultanı Kılıç Arslan'ın türbesi bulunmaktadır.
Avanos
Nevşehir'in 18 kilometre kuzeyinde bulunan Avanos, Kapadokya'nın en eski yerleşim merkezlerinden birisidir. Sınırları içerisinde, Zelve Açıkhava Müzesi, Çavuşin Kilisesi, Sarıhan Kervansarayı ve Devrent Vadisi görülmeye değer yerlerdendir.
Derinkuyu Yeraltı Şehri
Nevşehir-Niğde karayolu üzerinde, Derinkuyu İlçesi'nde bulunan yeraltı şehri, hıristiyanlar tarafından sığınma amaçlı yapılmıştır. Günümüzde, Derinkuyu Yeraltı Şehrinin sekiz katı ziyarete açık durumdadır.
Kaymaklı (Soandus) Yeraltı Şehri Nevşehir'e 20, Derinkuyu'ya ise 9 kilometre mesafede bulunan Kaymaklı Yeraltı Şehri, 1964 yılında bulunarak turizme açılmıştır. Şehrin halen gezilebilen 4 katı olmasına rağmen, ışıklandırılmamış yerleri ile beraber kaç katlı olduğu henüz tespit edilememiştir.
Zelve
Göreme-Avanos yolu üzerindeki sapaktan 2 kilometre. uzaklıkta, Hıristiyan nüfusun Müslümanlarla birlikte yakın yıllara kadar yaşadığı Zelve Kenti, son derece ilginç doğal formasyonların görülebileceği bir açık hava müzesidir. Kentte birbirine tünelle bağlanmış üç vadi boyunca bir çok kaya kilisesi, manastır ve cami görülebilmektedir.
Çavuşin
Avanos-Göreme yolu üzerine kurulmuş, Avanosa 5 kilometre uzaklıkta bir köydür. Yöreye özgü taşlardan yapılmış evler ile kayalara oyulmuş evler, köyün en belirgin yapı özelliğidir. Yörenin en geniş mekanlı kiliseleri olan Çavuşin Kilisesi ve Vaftizci Yahya Kilisesi bu köydedir.
Kurşunlu Camii (Damat İbrahim Paşa Külliyesi)
Damat İbrahim Paşa tarafından 1726-1727 yıllarında yaptırılan Külliye’de; cami, medrese, imaret, hamam, kervansaray ve çeşmeler bulunmaktadır.
Hacıbektaş
Hacıbektaş, Nevşehir-Kırşehir yolu üzerinde, Nevşehir'e 45 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. İlçe Merkezi'nde yapılan kazılar sonucunda ortaya çıkan, Eski Tunç Çağı, Hitit, Frig, Hellenistik ve Roma Dönem'lerine ait eserler Hacıbektaş Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.Hacıbektaş yakınlarındaki Karaburna Köyü’nde, Topada ve Sivasa'da olduğu gibi Geç Hitit Dönemi'ne ait Hitit hiyeroglifi ile yazılmış Karaburna Kaya Anıtı bulunmaktadır.
Yılanlı Kilise ( Azize Onuphrius)
Kilise tonozunun her iki yanında Kapadokya'da da önemli kabul edilen Azizlerin tasvirleri bulunmaktadır. Kilisenin XI. yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
Elmalı Kilise
Göreme Açık Hava Müzesi’nde yer alan, basit planlı bir kilisedir. Fresklerde, İsa'nın yaşamından bölümler betimlenmiştir. İsa'nın vaftizi, çarmıha gerilişi, değişimi, son yemek, Lazarusun dirilişi ve İsa'nın göğe çekilişi, tasvirlerde işlenen başlıca konulardır.
Karanlık Kilise
Karanlık Kilise, Göreme Açık Hava Müzesi’ndedir. Dar ve dönen basamaklarla beşik tonozlu nartekse çıkılır. Ana mekan dört sütunlu, üç apsisli olup çapraz tonoz örtülüdür. Sadece narteksteki küçük bir pencereden ışık alabilen kilise oldukça karanlıktır olup bu yüzden Karanlık Kilise adıyla bilinir. Yapı tümüyle fresklerle bezenmiştir. Yöredeki kiliseler içerisinde, freskleri en sağlam kalmış olanıdır. Kilisedeki fresklerde işlenen konulardan bazıları, İsa'nın gömütünün meleklerle korunması, çarmıha geriliş, İsa'nın yakalanışı, dirilişi, 12 havari ile son akşam yemeği, İncili yazan dört azizle birlikte İsa, İsa'nın doğumu ve vaftizi olarak sayılabilir.
Çarıklı Kilise
Göreme Açık Hava Müzesi’nde, iki sütunlu, çapraz tonozlu, üç apsisli ve dört kubbeli bir kilisedir. İsa'nın göğe yükseliş sahnesi altında bulunan ayak izlerinden dolayı kiliseye "Çarıklı Kilise" adı verildiği sanılmaktadır.
Azize Barbara Şapeli
Haç planlı, iki sütunlu olan kilisenin, batı, kuzey ve güney haç kolları beşik tonozlu; merkezi, doğu haç kolu ve doğudaki iki köşe mekanı ise kubbelidir. Duvarlara ve kubbeye zengin geometrik motifler, mitolojik hayvanlar ve askeri semboller resmedilmiştir. Duvarlarında taş izlenimi veren motifler ve ayrıca İsa Pantokrator (Dünya hakimi) ile Azizlerden Georgio, Theodoros ve Barbara'nın tasvirleri yer almaktadır. Kilise, II. yüzyılın ikinci yarısına tarihlenmektedir.
Tokalı Kilise
Bölgenin bilinen en büyük kaya kilisesi olup, 4 mekandan oluşur. Bu mekanlar; tek nefli Eski Kilise, Yeni Kilise, Eski Kilise'nin altındaki şapel ve mezar (Katahomb) ve Yeni Kilise'nin kuzeyindeki yan şapelden oluşmaktadır. VII. yüzyıl başlarına tarihlendirilen Eski Kilise kısmı IX. yüzyılda frekslendirilmiştir
Tatlarin Kilisesi
Kilise, Tatlarin Yeraltı Şehri’nin bulunduğu tepenin yamacında yer alır. İki nefli, iki apsisli ve beşik tonozlu olan kilisenin narteksi yıkılmıştır. Oldukça iyi korunmuş olan fresklerdeki sahneler betonlarla birbirinden ayrılmıştır. Zeminde koyu gri, tasvirlerde ise mor, hardal ve kırmızı renkler kullanılmıştır. Kilisede, Meryem ve Çocuk İsa, başkalaşım, İsa'nın cehenneme inişi, Kudüs'e giriş tasvirleri ile dokuz adet aziz tasviri bulunmaktadır.
Ankara
Gordion
Frigya Krallığı'nın başkenti olan ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 21 km. kuzeybatısında, Ankara’dan 90 km. uzaklıkta bulunan Yassıhöyük köyündedir.Gordion' un tarihi M.Ö. 3000 yılına (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır. Asur, Hitit (M.Ö. 1950 - M.Ö. 1180) ve Frigya (M.Ö. 900 -M.Ö.620) nın önemli bir yerleşme yeri olan Gordion; Frigya Devletine başkentlik yapmıştır. Gordios adlı (Frig başkenti kurucusu) kralın adını almıştır.
Julianus Sütun
Sütunun İmparator Julianus' un (M.S. 361 - 363) Ankara'dan geçtiğinde şerefine dikildiği söylenir. Bizans devrinde IV. yüzyılda yapıldığı sanılan esere, halk arasında Belkıs Minaresi de denilmektedir.
Roma Hamamı
Ulus Meydanından Yıldırım Bayezıd Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 2.5 metre kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır. Hamam, Caracalla (M.S. 212-217) devrine tarihlenir.
Ankara Roma Tiyatrosu
M.S. II. asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosudur. Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)'ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel parçaları bulunmuştur.
Kurşunlu Han
Ankara Kalesine giden yol üzerinde bulunan ve Fatih'in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında yaptırılmış olan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır.
Mahmut Paşa Bedesteni
Kale yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir. 1421 - 1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Anadolu Arkeolojisi, Paleolitik çağdan başlayarak, Neolitik, Eski Tunç, Asur Ticaret Kolonileri, Hitit, Frig, Urartu dönemlerine ait, Karain, Çatalhöyük, Hacılar, Canhasan, Beyce Sultan, Alacahöyük, Kültepe, Acemhöyük, Boğazköy Gordion, Pazarlı, Altıntepe, Adilcevaz, Patnos kazılarından gelme çeşitli koleksiyonlar ve Helen, Bizans dönemlerine ait örnekler, Osmanlı Dönemi mekanlarında kronolojik bir sırayla sergilenmektedir. M.Ö. I. binin ikinci yarısından başlayarak, Helen, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait altın, gümüş, cam, mermer, bronz eserler ile ilk kullanılan sikkeden başlayarak günümüze kadar olanları da içine alan sikke koleksiyonları, Müzenin nadir kültür varlıklarını temsil etmektedir.
Kurtuluş Savaşı Müzesi ( İlk TBMM Binası)
Ankara Ulus meydanında bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binası 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında 1. Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılmış, daha sonra Cumhuriyet Halk Fırkası Genel Merkezi ve Hukuk Mektebi olarak işlevini
sürdürmüştür. 1952 yılında Maarif Vekaletine devredilmiş, 23 Nisan 1961'de "Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi" adıyla halkın ziyaretine açılmıştır.
Anıtkabir ve Müzesi
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, inkılâplarının mimarı, kahraman asker, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe' de inşa edilmiştir. Mimarları Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda'dır. 1944 yılında yapımına başlanan anıt, 1953'te tamamlanmıştır. Aynı yıl Atatürk’ün naaşı, Etnografya Müzesindeki geçici kabrinden büyük bir törenle buraya nakledilmiştir.
Hacı Bayram Camii ve Türbesi
Bayram Sokak, Augustus Meydanında yer alan Hacıbayram Camii; taş kaideli, kiremit çatılı bir yapıdır. Tavan, mihrap - minber işçiliği, dekorasyonu, müezzin mahfili altındaki çinileri ve tavan konstrüksüyonu ile tamamen XVII. yüzyılın sonu, XVIII. yüzyılın başı Ankara camilerinin karakterini yansıtmaktadır.
Arslanhane Camii (Ahi Şerafeddin Camii)
Selçukluların son döneminde Ankara'da kurulmuş olan Ahiler dönemine ait ve ahşap direkli olan cami, 1290 yılında inşa edilmiştir.Ahşap direkli camiler Türkiye'de 12 adettir.
Augustus Tapınağı
M.Ö. II. yy.da inşa edilen tapınak, Hacı Bayram Cami ile bitişiktir. Galatlar tarafından Roma imparatoru Augustus'un şerefine yapılmıştır. Mabedin anıtsal kapısı ve kapının yan kirişlerindeki süslemeler dikkat çekicidir. Duvarında Augustus'un politik vasiyetnamesi, Latince ve Helenca olarak yazılmıştır.
Samanpazarı Sinagogu
Ankara'da yaşayan Musevi Cemaatinin ibadetlerini yaptıkları sinagogdur. Ancak Ankara'da Musevi cemaati az olduğundan, Sinagog yalnızca düğün, cenaze törenleri ve özel günlerde açık tutulmaktadır.
Çorum
Boğazköy-Hattusas
Kazı ve araştırmalar kent içindeki yerleşimin M.Ö. 3. bin sonlarında, Eski Tunç Çağı’nda olduğunu ortaya koymuştur. Fakat Boğazköy'ün gerçek tarihi M.Ö. 19. yüzyıldan 18. yüzyıla geçiş dönemine rastlar. Bu tarihlerde İç Anadolu'daki pek çok kent gibi Boğazköy'e de yerleşen ve yazı kullanmayı bilen Asurlu tüccarlar yerli halkla ticari ilişkilerde bulunuyorlardı. Bunlara ait çivi yazılı tabletlerden birinde Boğazköy’ün ismi Hatti dilindeki biçimiyle "Hattus" olarak ilk kez yazılı bir belgede geçmektedir
Yazılıkaya
Hitit İmparatorluk Dönemi'nin benzersiz bir kalıntısı olan Yazılıkaya Açıkhava Mabedi, Boğazköy’ün 2 km kuzeydoğusundadır. Yerli kayaların tabii durumlarına uygun olarak düzenlenmiş büyük ve küçük galeri olarak adlandırılan iki mekandan oluşmaktadır
Alacahöyük
Çorum'a 45 km. uzaklıkta, Alaca İlçesi Höyük Köyü yerleşim alanı içerisinde yer alan Alacahöyük; görkemli sfenksli kapısı, ilginç mimari eserleri ve mahalli müzesiyle, Boğazköy ve Yazılıkaya'yı ziyaret edenler için aynı gün gezilebilecek önemli bir arkeolojik örenyeridir.
Ortaköy (Şapinuva)
Ortaköy verimli Alaca Ovası’nın kuzeydoğusunda ve bu ovaya komşu Göynücek, Zile ve Amasya ovalarının boğazı üzerindedir. Bugüne kadar yapılan kazı çalışmaları sonucunda Hitit İmparatorluk dönemine ait 18 odası açığa çıkarılan anıtsal bir bina bulunmuştur.
Kayseri Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi
Gıyasiye ve Şifahiye Medreseleri’nde Tıp Tarihi Müzesi mevcuttur.
Kültepe Ören Yeri
Kayseri-Sivas Karayolu’nun 20. km.sinden, yolun 2 km. kuzeyinde yer alan yüksekliği 22 m., çapı 500 m.yi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren Karum adı verilen aşağı şehirden ibarettir..
Sultanhanı Kervansarayı
Kayseri-Sivas karayolunun 50. km.sinde bulunmaktadır. Selçuklu Sultanı 1. Alaattin Keykubat Dönemi’nde (1232-1236) yapılan bu muazzam binanın kitabesi yoktur. Kervansaray kapı süslemesi ve iç mimarisi ile ön plana çıkmıştır.
Hunat Camii ve Külliyesi
Cami, 1238 yılında Selçuklu hükümdarı I. Alaaddin Keykubat'ın karısı Mahperi Hatun tarafından yaptırılan külliyenin bir bölümüdür. Ortasındaki kubbesi ve minaresi sonradan inşa edilmiştir.
Döner Kümbet
Prenses Şah Cihad Hatun adına yapılmış olan bu kümbet, kendisine has özellikleriyle dikkati çeken bir eserdir. Selçuklu eserlerinin Kayseri'deki en güzel örneklerindendir.
Konya
Çatalhöyük
Konya’ya 60 km uzaklıkta olup, arkeolojik kazılar devam etmektedir. En erken yerleşim katı M.Ö.5500 yıllarına tarihlenmektedir. İnsanlık tarihinde, ilk yerleşme, ilk ev mimarisi, ilk kutsal yapı Çatalhöyük’te yapılmıştır.
Mevlana Müzesi
İl merkezinde bulunan Mevlana Müzesi’nde, Türk Tasavvufu’nun en önemli kişisi Mevlana Celaleddin Rumi’nin kabri bulunmaktadır. Müzede, yaşadığı dönemin en önemli sanat tarihi örnekleri sergilenmektedir.
Karatay Müzesi (Medresesi)
Emir Celaleddin Karatay tarafından 1251 yılında yaptırılmış Selçuklu medresesidir. Selçuklu ve Osmanlı dönemi çini eserleri sergilenmektedir.
İnce Minare Müzesi (Medresesi)
Selçuklu veziri Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından 1254 yılında yapılmış olan müzede Beylikler ve Selçuklular dönemine ait taş ve ahşap eserler sergilenmektedir.
Kubad-Abad Sarayı
Beyşehir Gölü’nün güneybatısında yer almakta olup, 1226- 1236 yıllarında yaptırılmıştır. Türk Saray Külliyesinin en eski örneğidir.
Sille Aya-Elana Kilisesi
Sille, şehir merkezine 8 km. mesafede bir yerleşim yeridir. M.S. 327 senesinde Bizans İmparatoru Constantin’in Annesi Helena, hac için Kudüs’e giderken Konya’ya uğramış ve ilk Hristıyanlık çağlarına ait oyma mabetleri görmüş, burada bir mabet yaptırmaya karar vermiştir ve bu yapıyı inşa ettirmiştir..
Eflatunpınar Hitit Anıtı
Konya- Beyşehir ilçesinde olan anıt, bir su kaynağının kenarında, dikdörtgen taşlar üzerinde, kabartmalardan oluşmaktadır. Niteliğini koruyan kabartmalar, ön kısımda 14 adet taş blok üzerine oyulmuştur.
Alaaddin Camii
Cami, Konya Selçuklu devri eserlerinin en eskisi olup, Alaadin Tepesi üzerinde inşa edilmiştir. Selçuklu Sultanı 1. Rüknettin Mesut (1116-1156) zamanında da (1219) tamamlanmıştır.
Selimiye Camii
Mevlana Türbesi yanında olup, Sultan 2. Selim’nin şehzadeliği ve Konya Valiliği sırasında, 1558 de yaptırılmaya başlanmış ve 1587 de bitirilmiştir. Klasik Osmanlı mimarisinin Konya’daki en güzel örneklerinden bir tanesidir.
Dostları ilə paylaş: |