Türkiye’de ilk kadınlar günü kutlaması, 1921’de
8 Mart Dünya Kadınlar Günü, tüm dünyada kutlanan uluslararası bir gündür. 1975 yılında Dünya Kadınlar Yılı’nı ilan eden Birleşmiş Milletler Örgütü, 16 Aralık 1977 tarihinde “8 Mart”ın tüm kadınlar için “Dünya Kadınlar Günü” olarak kutlanmasını kararlaştırdı.
Bu özel günün kutlanmasının temelleri aslında 8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40 bin dokuma işçisinin daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başlamasıyla atıldı. Polisin işçilere saldırması, işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında, fabrika önünde kurulan barikatlar nedeniyle kaçamayan, çoğu kadınlardan oluşan 129 işçinin can vermesi, ülkede büyük yankı uyandırdı. İşçiler için düzenlenen cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.
26 - 27 Ağustos 1910 tarihine gelindiğinde de Danimarka'nın Kopenhag kentindeki “2. Enternasyonale Bağlı Kadınlar Toplantısı”nda (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın “Internationaler Frauentag” (International Women’s Day - Dünya Kadınlar Günü) olarak anılması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.
İlk yıllarda belli bir tarih saptanmaması nedeniyle, gün ilkbahar aylarında değişen tarihlerde kutlanmaya başlandı. Tarihin resmi olarak 8 Mart olarak saptanışı ise 1921’de Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda oldu.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960’lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de anılmaya başladı ve güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti. Ancak, Birleşmiş Milletler'in sitesinde yer alan günün tarihine ilişkin bölümde, kutlamanın New York’ta ölen işçilerin anısına yapıldığı yazılmadı.
Türkiye'de ise “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlandı. “Türkiye 1975 Kadın Yılı Kongresi”nin ardından bu özel gün daha yaygın kutlanarak sokaklara taşındı.
Hindistan cevizi
kabuğunda yetiştirilen bitkilerin
döllenmesinde arılardan faydalanılıyor
Bir zamanlar kokusu kilometrelerce uzaktaki semtlerden bile duyulan ve vahşi depolama yöntemi uygulanan Mamak Çöplüğü’nün yerine kurulan modern katı atık tesislerinden, artık özel tarım projeleriyle yetiştirilen rengarenk çiçekler, hormonsuz domates, salatalık, biber ve çileğin kokusu yayılıyor.
Büyükşehir Belediyesi tarafından, 49 yıllığına uluslararası ITC firmasına kiralanan Mamak Çöplüğü alanına kurulan Mamak Katı Atık Depolama Alanı'nda , toprak yerine hindistan cevizi kabuğu kullanılarak üretilen sebze, meyve ve çiçekler, Başkentlilerden büyük ilgi görüyor.
Topraksız tarım uygulamasının yapıldığı serada ekilen salkım domates fideleri, kovan arılarının tohumları taşımasıyla dölleniyor ve ürünler, reçeteli ilaçlarla kalıntı kalmayacak biçimde hormon kullanılmadan kontrollü olarak yetiştiriliyor.
Mamak Çöplüğü’ndeki sera alanında yıl boyu özel alıcıları bulunan lezzetli hormonsuz salkım domates, yine aynı yöntemlerle yetiştirilen ve kendine has lezzetiyle meraklılarının gözdesi haline gelen salatalık ve sivri biber,
Ankaralılardan, özellikle kış aylarında büyük ilgi görüyor. Her gün 08.00 -17.00 saatleri, pazar günleri ise 08.00-16.00 saatleri arasında Mamak Çöplüğü’ndeki seralarda satışa sunulan sınırlı miktarlardaki domates, salatalık, sivri biber, meraklılarınca kapışılıyor. Yetkililer, seralarda günde 150 kilo domates, 50 kilo salatalık, 50 kilonun üstünde çilek satışı yapılıdığını söylediler.
SERANIN SÜSÜ ÇİLEK,
ÇİÇEK AÇTI
Büyüleyici güzelliğiyle kış ortasında Mamak Çöplüğü’ne damgasını vuran, damaklarda kalan tadı ve lezzetiyle Ankaralıların sabırsızlıkla beklediği çilekler de çiçek açtı.
Ankara’da ilk olarak Mamak Çöplüğü’nde serada su kültürüyle üretilen çilek, kalitesi ve lezzetiyle dikkat çekiyor. Hormon kullanmadan yetiştirilen çilek, kovan arılarının tohum taşımasıyla dölleniyor, gıdasını da su kültüründeki sıvı gübre ve vitaminlerden alıyor. Üretimin sınırlı olması nedeniyle de Ankaralılar, bu sağlıklı ve lezzetli çileği, Mart sonunda Mamak Çöplüğü içindeki seradan satın alabilecekler.
ORKİDELER,
MERAKLILARINI
BEKLİYOR
Mamak Çöplüğü serası, orkidelerin yetiştirildiği sera ise açan rengarenk orkidenin büyüleyici güzelliğiyle donandı.
Ankaralı orkide meraklıları için uğrak yeri haline gelen serada beyaz, mor, bordo ve değişik renklerin oluşturduğu birbirinden farklı desen ve yapılarıyla 10 binin üzerinde orkide, meraklıları için eşi bulunmaz bir fırsat sunuyor.
Tropikal iklimde özellikle Uzak Doğu’da Tayland, Taivan ve civarlarında yoğun olarak yetişen orkide, narin yapısıyla da farklı iklimlerde zor yetişiyor ve özel bakım istiyor.
Ankara Katı Atık Projesi ile Başkent’te sorun olmaktan çıkan çöp, enerji hammaddesi olarak aranılan değerli bir materyale de dönüştü. Büyükşehir Belediyesi’nin başarıyla uyguladığı “Ankara Katı Atık Yönetimi Projesi” ile Mamak Çöplüğü ve Sincan katı atık depolama alanları, Başkent’e ışık veriyor.
Başkent’in günlük 1500 ton çöpünün depolandığı Mamak Çöplüğü, çevreci, ülke ekonomisine kaynak sunan ve bölgedeki yaşam kalitesini artıran bir yapılanmanın odağı oldu. Mamak Çöplüğü’nde biriken metan gazının bertarafı için kurulan santralde, 18 jeneratörle 25.4 megawatt/saat elektrik enerjisi üretiliyor.
“Ankara Katı Atık Yönetimi Projesi” çerçevesinde inşa edilerek hizmete giren Sincan Katı Atık Depolama Alanı da projesi ve kapasitesiyle, Ankara’nın çöplük ihtiyacına uzun vadeli ve sağlıklı bir alternatif sunuyor. Başkent'in çöpü, burada kurulan 10 jeneratörle, 14 megawat / saat elektrik enerjisi üretimine dönüştürülüyor.
Böylelikle, Mamak Çöplüğü’nde üretilen 25.4 megawat / saatle Çadırtepe’de üretilen 14 megawat / saat olmak üzere toplam 39,4 megawat / saat elektrik enerjisi ulusal elektrik şebekesine satılarak, Başkent’in yaklaşık toplam elektrik tüketiminin yüzde 3’ünü sağlıyor.
ÇÜRÜTME TANKLARINDA
METAN GAZI VE
GÜBRE ÜRETİMİ...
Endüstri Parkı kimliğine dönüşen Mamak Çöplüğü’nde ARGE (Araştırma-Geliştirme)
bölümünün yoğun çalışmaları sonucunda inşa edilen, her biri 10 bin metreküp kapasiteli 6 çürütme tankında, organik çöpten metan gazı ve gübre de üretiliyor. Sincan Çadırtepe’de ise her biri 10 bin metreküp kapasiteli 12 çürütme tankı ile organik çöp enerjiye dönüştürülürken, üretilen gübreyle de çöp ekonomik değere dönüştürülüyor.
METAN GAZI, DEPOLAMA
BALONLARINDA
Mamak Çöplüğü'nde yılların birikimi metan gazının elektrik enerjisine dönüştürülerek tasfiye edilmesi sırasında ve kaynağında ayrıştırılan organik atığın doğrudan çürütme tanklarında elde edilen metan gazından artan miktar, tesiste inşa edilen 2 adet metan gazı depolama balonunda toplanıyor. Tesiste güvenlikli ve sızdırmaz nitelikte inşa edilen depolama balonları, her biri 16’şar bin metreküp olmak üzere toplam 32 bin metreküp kapa-siteye sahip.
Sincan Çadırtepe Katı Atık Depolama Alanı’nda da aynı
niteliklere sahip metan gazı depolama balonu hizmet veriyor.
AMBALAJ ATIKLARI,
EKONOMİYE
KAZANDIRILIYOR
Büyükşehir Belediyesi’nce Mamak ve Sincan Çadırtepe katı atık depolama alanlarında inşa edilen her biri 7 bin metrekarelik alana sahip tam otomatik 2 “Geri Kazanım Tesisi”nde ayrı ayrı günde bin ton geri dönüşümü mümkün olan kağıt, cam, metal gibi ambalaj atıkları sınıflandırılarak, ilgili sektörlere hammadde olarak kazandırılıyor.
ORGANİK EVSEL
ATIK, YAKITA
DÖNÜŞTÜRÜLÜYOR
Mamak Çöplüğü’nde geri dönüşümü mümkün olan evsel atığı ekonomiye kazandıran yönetim, hiçbir değerinin kalmadığı düşünülen ve depolama alanlarına gönderilen organik atığı da çevreyi kirletme faktörünü ve ekonomik değerleri dikkate alarak ülke ekonomisine kazandırıyor. Çöplük alanında kurulan ünitede, geri dönüşümü mümkün materyallerden ayrıştırılan organik evsel atık, yakıta dö-nüştürülüyor.
“HEDEF, DEPOLANACAK
ATIK MİKTARINI EN AZA
İNDİRMEK"
Ankara Büyükşehir Belediyesi adına Mamak ve Sincan Katı Atık depolama alanlarını işleten Invest Trading Consulting (ITC) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kantur, “Ankara Katı Atık Yönetim Projesi”nde nihai amacın, depolanacak atık miktarını en aza indirerek, depolama alanlarının ömrünü uzatmak olduğunu söyledi.
Kantur, Mamak ve Sincan'da çağdaş, sürdürülebilir ve tüm dünyada kabul gören geri kazanım, bertaraf ve ıslah yöntemlerinin başarıyla uygulandığını belirtti.
Gökçek: “İdeolojik yalanlar ve sahte raporlar düzenleyen odaların burnundan fitil fitil getireceğiz”
Maltepe’de 1930'lu yıllarda yapılan ve yıllardır metruk durumda bulunan, Havagazı Fabrikası’nın yakınındaki elektrik üretim santralinin söküm çalışmalarının Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılmasının ardından, TMMOB Ankara Mimarlar, Kimya Mühendisleri ve Tabip Odaları tarafından kasıtlı olarak ortaya atılan ve Başkentlileri paniğe sevk eden asbest iddiaları, belgeleriyle çürütüldü.
Odalar ve bazı ideolojik gruplarca ortaya atılan, “söküm çalışmaları sırasında havaya asbest yayıldığı, bunun, bölgeden alınan numunelerle kanıtlandığı ve Ankara halkının kanser tehlikesine maruz kaldığı” iddiaları sonucu, bölge halkı, esnafı ve çevredeki okullarda öğrenciler ile velileri büyük korku yaşarken, tüm Ankara halkı da kaygıya kapıldı.
Bu oda ve grupların, numunelerin alındığı tarihte akreditasyon belgesi olmayan ve söküm işlemini yapan firma temsilcisiyle davası süren bir kuruluşa hazırlattığı asbest raporu, bir kısım velinin çocuklarını okula göndermemesine, esnafın günü siftahsız kapatmasına, Maltepe’de oturanların da bölgeden taşınma endişesi yaşamasına yol açtı.
YÜRÜTMEYİ
DURDURMA
KARARI
Bu odaların mahkemeye yaptığı başvuru sonucunda da İdare Mahkemesi'nden yürütmeyi durdurma kararı çıktı. Bunun üzerine çalışmaları durduran Başkan Gökçek, kararla ilgili olarak, “Asbest tehlikesi varsa, yapılan işlem durdurularak asbest yayılmasına yardımcı olunmuyor mu? Bu durumda Mimarlar Odası ve kararı veren yargının sorumluluğu ne olacak? İtiraz ediyoruz... Umarım en kısa zamanda düzelir” diye tepki gösterdi.
Büyükşehir Belediyesi, halk arasında paniğe neden olan iddialar nedeniyle, Başkentlilerin içlerinin rahat etmesi amacıyla, akredite kuruluş olan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne (MTA) tahlil yaptırarak, ideolojik yaklaşımlarıyla bilinen bu grup ve odalara yine belgeleriyle karşılık vererek, iddiaları bir kez daha yersiz çıkardı
Yapılan tahliller, daha önce Kızılırmak suyundaki arsenik iddialarında olduğu gibi bir kez daha ortaya koydu ki, elektrik santralinin sökümüyle ilgili herhangi bir asbest tehlikesi bulunmuyor.
BAŞKAN GÖKÇEK:
“HİÇBİR ASBEST
BULGUSUNA
RASTLANMADI”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek,Çalışma Bakanlığı ve Kültür Tabiat Varlıkları Kurulu ile gerekli yazışmalar yapılarak, yıllardır kullanılmayan bu binanın kaldırılmasına karar verildiğini belirterek, bunun için de asbest imha işinde uzman firmaların katılabileceği ihaleye çıkıldığını, 5 firmanın ihaleye katıldığını ve uzman bir firmanın ihaleyi aldığını anlattı. Gökçek, bu firmanın da işin başına, Türkiye'nin asbest konusunda en önemli uzmanlarından biri olan Rahmi Baysal'ı getirdiğini bildirdi.
Bu çalışmalar sırasındaki iş sağlığı ve güvenliği konusunda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile de koordine halinde olduklarını belirten Gökçek, “Asbestli boruların bulunduğu yapı, korumalı giysiler içindeki ekiplerce önce ince gözenekli tül, ardından da kalın brandayla dışarı sızdırmayacak şekilde kapatıldı. Asbestli kısım sökülüp, özel malzemelerle sıkıca paketlenip, yine özel araçlar eşliğinde İzmit’teki imha tesislerine götürülecek” dedi.
Başkan Gökçek, ancak elektrik santralindeki asbestli kısım daha sökülmeye başlamadan çevreye asbest yayıldığını iddia eden TMMOB Ankara Mimarlar Odası, Kimya Mühendisleri Odası ve bazı CHP milletvekillerinin yalanlarının, Maden Tetkik Arama (MTA) Kurumu'nun ve bir özel şirketten alınan 2 ayrı ölçüm sonuçlarıyla çürütüldüğünü açıkladı.
Gökçek, asbest incelemesi konusunda akredite kurum olan MTA'ya yaptırılan analiz sonuçları hakkında şunları söyledi:
“Brandayla kapatılan karantinalı bina hariç, bina çevresinde ve bölgede hiçbir asbest bulgusuna rastlanmadı. MTA’nın raporunda, ‘Asbest, sadece ve sadece borunun içinde vardır, hiçbir yere dağılmamıştır, sıfırdır’ diyor. Şimdi bu belgelerin karşılığında, bu sahte belgeleri veren, bu yalan bilgileri kasıtlı olarak yayan Mimarlar Odası'ndan, Kimya Mühendisleri Odası’ndan hesap sorulmaz mı? Biz halkı paniğe sevk eden, sırf ideolojik olarak ortalığı birbirine katanları mahkemeye verip, fitil fitil burunlarından getireceğiz.”
“1930'DAN BERİ BİRŞEY
OLMADI DA
ŞİMDİ Mİ OLDU?”
Başkan Gökçek, santralin kömürden elektrik elde edilmek üzere 1930'lu yıllarda yapıldığını ve uzun yıllardır kullanılmadığını belirterek, söküm çalışmalarıyla ilgili şu bilgileri verdi: “O zamandan beri burada duruyor. 'Asbest etrafı perişan etti' diyorlar; Mübareğin insanı, 1930’dan beri zaten orada, 1930’dan beri hiçbir şey olmadı da daha biz elimizi dokunmadan, asbest felaket diyerek ortalığı birbirine kattılar, yaygarayı kopardılar. Asbestli kısım daha sökülmeye başlanmadı, üzeri bohça gibi örtüldü. Tamamen naylonlarla kaplandı, dışarıya hava sirkülasyonu olması mümkün değil. Bu işler bitmeden sökümün olması mümkün değil. Yıktığımız bir tane ek bina var. Bu binanın içinde de boru filan yok. Yalan, külliyen yalan.”
“MİMARLAR ODASI’NIN
RAPORU SAHTE”
Gökçek, Ankara Mimarlar Odası’nın açıkladığı raporun, akredite olmayan bir ekibe hazırlattırıldığını ve sahte olduğunu belirterek, “Raporu hazırlayan kişi, yıkım ve söküm ihalesini bizden alan firmaya gidip, ‘Buranın teknik danışmanlığını ben yapayım’ diyor. Onlar da bunu kabul etmiyor, 3 gün kapısından ayrılmıyor ve bir başkasına veriyorlar. Sen misin başkasına veren? ‘Ben senin başına belayı açarım’ diyerek, o da bu iftiranın içine giriyor” açıklamasında bulundu.
Gökçek, “Mimarlar Odası, o meşhur milletvekili, Kimya Mühendisleri Odası'nın burunlarından fitil fitil getirilecek. Savcılıklarda hepsinden hesap soracağız” diye konuştu.
“VATANDAŞLAR DA
DAVA AÇABİLİR”
Başkan Gökçek, santralin çevresindeki bir okulda da asbest yalanı dolayısıyla çocukların veliler tarafından okula gönderilmediğini kaydederek, şöyle devam etti: “Bir okul müdürü ve bazı öğretmenler, çocuklara ‘Okula gelmeyin’ diye telkinde bulunuyorlar. Bunlar da aynı şekilde provokasyona dahil oluyorlar. Bunların hepsinden hesap soracağım. Aşağı yukarı 5 ayrı kanun maddesini ihlal ettiler, sadece ben dava etmeyeceğim, vatandaşlar da dava açabilir. Maltepe Pazarı’na, asbest var diye kimse gelmemiş. Muazzam bir gelir kaybına uğramışlar, kayıplarından dolayı tazminat davası açabilirler, ellerinde hiçbir delil yok, sadece yaygara var. Avukat konusunda da yardımcı olurum.”
“KIZILIRMAK SUYUNA DA
ARSENİKLİ DEMİŞLERDİ”
Aynı olayı Ankara’ya Kızılırmak suyunun getirilmesi sırasında da yaşadıklarını hatırlatan Başkan Gökçek, o dönemde de 3 olan arsenik seviyesi için, ‘Ankara arsenikle zehirlenecek’ iddialarını ortaya atarak toplumda endişe oluşturduklarını söyledi. Dünya Sağlık Örgütü'nün kabul edilebilirlik miktarının litrede 10 mikrogram olduğunu bildiren Gökçek, “Bizim şebekeye verdiğimiz suyun içindeki arsenik miktarı, Dünya Sağlık Örgütü’nün 10'da 1'i olmasına rağmen ortalığı birbirine katan odalar ve bazı ideolojik gruplar, İzmir’in şebeke suyunda litrede 60 mikrogram arsenik çıkmasına seslerini çıkarmadılar. Bu sefer aynı kişiler, ‘Efendim önemli değil, bu uzun yıllar içilirse bir şey olur’ demeye başladılar. 3’le ölüyordun, 59 ile dipdirisin. Bunların zihniyeti bu” dedi.
"BURANIN
BEKLETİLMESİ DAHA
TEHLİKELİ”
Santralin söküm ekibinin başındaki ve Türkiye'de bu alanda önde gelen isimlerden olan asbest söküm uzmanı, Makine Mühendisi Rahmi Baysal da verilen yürütmeyi durdurma kararıyla ilgili olarak, söküm işleminin bekletilmesinin yanlış olduğunu, ilgili yönetmeliğe göre asbestin en kısa sürede temizlenip, bekletilmeden ilgili bertaraf firmalarına gönderilmesi gerektiğini söyledi.
Rahmi Baysal, mesleğinde 40. yılını doldurduğunu ve bugüne kadar yurtiçi ve yurt dışında 26 projede görev yaptığını belirterek, “Asbest söküm uzmanı ve A sınıfı iş güvenliği uzmanıyım. Şimdiye kadar asbest söküm uzmanı olarak 26 proje uyguladım” dedi.
“KORUMASIZ KIYAFETLE
DOLAŞIYORUM”
Gerekli önlemlerin alındığı Santral çevresinde kendisinin de sivil kıyafetleriyle dolaştığına dikkat çeken Baysal, şunları söyledi:
“Şu an benim kıyafetime bakın. Canıma mı susadım, madem burada asbest var? Çünkü ben ölçüm yaptırıyorum. Odalar ölçüm yaptırıldığını söylüyor ama ölçüm yapan firmaların, Bakanlık'tan yeterlilik ve ön yeterliliği yok. Kime yaptırıyorlar, nasıl yaptırıyorlar? Bunun hiçbir doğruluğu yoktur.”
“MAHKEME TARAFINDAN
MAALESEF DURDURULDU”
Çalışmalar sırasında herhangi bir tozutmaya karşı gerekli tüm önlemleri aldıklarını, binanın bulunduğu alanda hem sökülecek yapıyı hem de zemini sıkı sıkı önce ince tül, ardından da brandayla kapladıklarını belirten Baysal, şu anda mahkeme kararından dolayı beklediklerini bildirerek şunları söyledi: “Çalışmalar mahkeme tarafından maalesef durduruldu. Yönetmeliğe göre asbest, bekletilmeden en kısa sürede kaldırılıp, bekletilmeden, ilgili asbest bertaraf firmalarına sevk edilir. Şimdi yürütmeyi durdurursanız, siz halkın sağlığıyla yine oynuyorsunuz demektir. Buradaki asbestin en kısa sürede temizlenip, kurallarına uygun olarak temizlenip gönderilmesi lazım. Bunu yapmıyorsak, tehlikeye davetiye çıkarıyoruz.”
-“VATANDAŞLARIMIZ
RAHAT OLSUN”
Daha önce karantinaya alınan ve asbest bulunduğu bilinan kazanların bulunduğu alanın da zaten karantinaya alınarak, brandayla kapatılmış olan bölge olduğunu kaydeden Rahmi Baysal, “Karantina altına aldığımız bina içindeki asbesti temizlemek için yine karantina sistemi uygulayacak. Kesinlikle dış ortamda asbest tozu mağduriyeti
yaşanmayacak. Ona göre ekipmanımız ve bir çalışma sistemimiz var. Vatandaşlarımız müsterih olsun. Kamuoyunda bu konuyla ilgili bilgi kirliliği oluştu maalesef” açıklamasını yaptı.
KARARA ESNAFTAN TEPKİ…
Bu arada söz konusu sahanın hemen yanında bulunan Maltepe Pazarı'nın esnafı da çalışmalara mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vermesine tepki gösterdi. Söküm çalışmalarının yapıldığı alanın yakınlarında toplanan esnaf, binanın bir an önce yıkılarak temizlenmesi gerektiğini belirterek, yürütmenin durdurulması kararının kaldırılması için girişimde bulunacaklarını söylediler.
Esnaf, kamuoyunun kasıtlı olarak tedirgin edildiğini ve işlerinin durma noktasına geldiğini belirterek şunları söylediler: “Gerekli yıkımın biran önce yapılıp, bir an önce eski iş kapasitemize ulaşmak istiyoruz. Bu iddiaların yaygınlaşmasıyla işlerimiz bıçak gibi kesildi. Gerçekten bu olayın altında ideolojik bir tutum varsa hakkımızı helal etmiyoruz.”
Çevre Mühendisleri Odası, Mimarlar Odası’nın, acil önlemler alınması ve bölgede karantina uygulanması isteğinin doğru olmadığını açıkladı
TMMOB’a bağlı Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, Havagazı Fabrikası yakınındaki elektrik santraliyle ilgili kamuoyuna yansıyan analiz raporlarının, karantina veya acil önlem çağrısı gerektirecek nitelikte olmadığını açıkladı.
Yıkımın durdurulduğu bina önünde basın açıklaması yapan Bozoğlu, “Kamuoyuna yansıyan ilk deney raporunda (Mimarlar Odası'nca özel bir firmaya hazırlatılan) analizin Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM) ile yapıldığı belirtilmektedir. Çalışanın ve halkın etkilenim düzeyinin tespiti için; hava numunesi alarak liflerin havadaki etkileşimini belirlemek gerekir. Söküm işlemi öncesinde ve söküm sırasında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından havadan örnekleme ile numune alınarak asbest analizi yapılmış mıdır? Yapılmış ise havadaki asbest lifi konsantrasyonu nedir? Bu konsantrasyon birkaç gün boyunca üst üste hava numunesi alma yolu ile takip edilmiş midir? Bu değerler bilinmeden, karantina çağrısı ve acil önlem çağırışı yapmak, karantina mesafesini belirlemek doğru olmayacaktır. Söküm ve taşıma şartları yerine getirilince de mahkeme kararının kaldırılması yerinde olacaktır.”
Hamilelikte MR çektirmek sakıncalı mı?
Her anne adayı, dünyaya getireceği bebeğin sağlıklı ve kusursuz olmasını ister… Bunun için de anne adayları, hamile kaldıkları andan itibaren bebeğine zarar verecek şeylerden kaçınır.
Günümüz teknolojisi sayesinde hem anne karnındaki çocuğun hem de annenin sağlığı adım adım takip edilirken, hamilelik sürecinde uygulanan işlemler, kullanılan cihazlar, “Acaba bebeğime zararlı mı?” sorusunu akla getiriyor. Örneğin hamilelikte MR çektirmek de bu açıdan merak edilen konuların başında geliyor.
Anne ve bebek sağlığını ilgilendiren durumlarda MR çektirmenin bir sakıncası olmayacağını belirten Acıbadem Ankara Hastanesi Radyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Yörübulut, yapılan bilimsel araştırmaların sonucunda anne ve fetüs sağlığı üzerinde MR’ın olumsuz bir etkisine rastlanmadığını söyledi.
Dr.Yörübulut’a yönelttiğimiz sorular ile yanıtları şöyle:
MR ile görüntüleme nedir?
MR (manyetik rezonans);güçlü bir mıknatısın meydana getirdiği manyetik alanda, insan vücudu ve organlarına radyo-frekans verilerek uygulanan bir görüntüleme yöntemidir. İnsan vücudunun hemen hemen tüm organlarında hastalıkları teşhis amacıyla tıpta sıkça kullanılan bu yöntem; özellikle beyin, omurga, eklemler, damarlar, alt ve üst karın bölgeleri, prostat ve meme görüntülemede sıkça tercih ediliyor.
Radyasyon içerir mi?
Hamilelikte, anne sağlığını ve fetüs dediğimiz anne karnındaki bebeğin sağlığını ilgilendiren durumlarda MR çektirme ihtiyacı doğabilir. Örneğin, hamilelikte annenin safra kesesi ve safra yollarını ilgilendiren taş hastalıkları ve iltihabi durumların görülme durumu arttığı için MR incelemesi istenebilir. MR, ayrıca radyasyon içermediğinden ve hastalıkları teşhis başarısı yüksek olduğundan, güvenilir bir tetkiktir.
Gebeliğin her evresinde MR
çekilebilir mi?
Gebeliğin ilk 3 ayında MR çekilmesinde sakınca olup
olmadığı sorusu sıkça sorulur. Bu konuda yapılan bilimsel çalışmalarda herhangi bir yan etki bildirilmemesine karşın, biz hekimler tedbir olarak ilk 3 ayda acil bir durum yoksa, MR çekiminin, bir sonraki dönemde olmasını tercih ediyoruz. Ancak acil ve gerekli durumlar için bu süreyi beklemeye gerek duyulmuyor.
Anne karnındaki bebeğin sağlıklı olup olmadığını anlamak için, zaman kaybetmeden ‘fetal MR’ görüntüleme yapılması gerekebiliyor. Bebeğin sağlığını ilgilendiren hastalıklarda ultrasonografinin tanı için yetersiz kaldığı durumda ya da tanıyı desteklemek için yapılan Fetal MR ile fetüsün başta beyin, omurilik ve karın içi organları olmak üzere diğer tüm organları ile ekstremiteleri (bacak-ayak-el ve kol) değerlendiriliyor. Hamileliğin 24. haftasından itibaren uygulanabilen fetal MR, fetüsün ve plasentanın değerlendirilmesi açısından ultrasonografiden daha güvenilir sonuçlar veriyor.
MR çekimi ilaçsız mı olmalı?
Hamilelikte MR uygulanmakla birlikte, bazı şekil değişiklikleri olabiliyor. Mesela ilaçsız MR gibi... Hamilelikteki MR çekimlerinde damar yolu ile verilen ‘kontrast madde’ denilen ilaçların kullanılması tavsiye edilmiyor. Bu nedenle anne adaylarına uygulanan MR çekimleri, kontrast madde kullanılmadan gerçekleştiriliyor.
Büyükşehir Belediyesi, kadınlara yönelik projelerle öncü...
Ankara Büyükşehir Belediyesi, iş yaşamından sanata, sosyal ve kültürel etkinlere, kişisel gelişim ve eğitime kadar her alanda kadınların etkinliğini arttıracak projeleri uygulamaya koyarken, aile içi şiddet mağduru kadın ve çocuklara da sahip çıkıyor.
Yerel yönetimler arasında Türkiye’nin en çok kadın bü-
rokratını bünyesinde barındırarak kadının bilgi beceri ve yönetimdeki başarısını görünür kılan Büyükşehir Belediyesi’nin Dünya Kadınlar Günü’nün kutlandığı hafta içinde Başkentli kadınlar için ortaya koyduğu hizmetleri ve uyguladığı projeleri bir kez daha hatırlatalım istedik.
BELMEK, BELTEK VE
HANIM LOKALLERİNDEN
546 BİN KADIN
FAYDALANDI
Büyükşehir Belediyesi’nin, Başkent’in dört bir yanında bulunan ve sadece kadınlara yönelik hizmet veren Belediye Meslek Edindirme Kursları’ndan (BELMEK) 22 yılda 270 bin kadın, hanım lokallerinden ise her yaş ve meslekten 17 yılda 216 bin kadın faydalandı.
Gazi Üniversitesi ile Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde 18 yıldır düzenlenen Belediye Teknik Eğitim Kursları’na (BELTEK) devam eden 60 bin kadın ya iş sahibi oldu ya da mesleğini geliştirmek üzere eğitim aldı. Böylece Büyükşehir Belediyesi’nin bu 3 hizmetinden toplam 546 bin Başkentli kadın faydalandı.
“ŞİDDET MAĞDURU
KADIN VE ÇOCUKLAR
KORUMA ALTINDA”
Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı’na bağlı olarak hizmet veren merkezlerin yanı sıra tüm toplumların ortak sorunlarının başında yer alan kadın ve çocuğa yönelik şiddet konusunda da çok önemli çalışmalar yürütülüyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi, kadına yönelik şiddetle mücadele ve toplumsal cinsiyet eşitliği için gerek kurumsal anlamda gerekse sahada çalışmalar yürüterek, mağdur durumda olanlara sahip çıkıyor.
“İNSAN TİCARETİ
MAĞDURU KADINLAR DA
BARINMA EVİNDE”
Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı karar doğrultusunda Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından yönlendirilen insan ticareti mağduru kadınlar ve beraberindeki çocuklar için barınma evi açıldı. Bu barınma evlerinde kalan çocuklar için de Türkçe kursları düzenleniyor.
Şiddet mağduru kadınların ürettikleri ürünler, “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kapsamında 7,8, 9 Mart günlerinde Kızılay Metro Sanat Galerisi’nde, “Kadın Emeği Pazarı” adı altında satışa sergilenecek.
“KADIN DANIŞMA
MERKEZLERİ HİZMETTE”
Şiddet mağduru kadınların Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Kadın ve Aile Şube Müdürlüğü’ne bağlı iki ayrı kadın sığınma evinde barındırıldıklarını ifaifade eden yetkililer, uzman personelin görev aldığı tam donanımlı Sığınma Evi’nde kendi evlerinde yaşama olanağı kalmayan fiziksel ve sözel şiddet mağduru anneler ve çocukların konuk edildiğini söylediler.
Yetkililer, Büyükşehir Belediyesi Merkez Bina ile Ayaş,
Kazan, Hasanoğan, Çubuk ve Kalecik’teki, aile yaşam merkezleri içinde açılan “Kadın Danışma Merkezleri” ile de kırsal alanda yaşayan ve sesini duyuramayan kadınlara da ulaşılarak, sorunlarına çözüm üretildiğini kaydettiler. Metropol ilçelerin dışında açılan Kadın Danışma Merkezlerinin önemine değinen yetkililer, Ankara merkezdeki şiddet mağduru kadının bir şekilde sesini duyurabildiği, ancak ilçelerde yaşayan ve imkanları olmayan kadınların şiddete sessiz kaldığını vurguladılar.
“KADINLARA MESLEK
SAHİBİ OLMASI İÇİN
KURSLAR VERİLİYOR”
Kadına yönelik şiddetle mücadelede kadının ekonomik anlamda güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çeken yetkililer, “Kadınların BELMEK’lerde taş boyama, keçe, takı, güzellik (bakım), sabun yapımı, kokulu mum gibi farklı konularda kurslar almalarını sağlıyoruz. Ayrıca NLP ile ve Bağımsız Hayata Geçiş eğitimleri veriyoruz” dediler.
Halk Ekmek, en büyük satış mağazasını açtı...
Ankara Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası, en büyük satış mağazasını, GİMAT'taki Fabrika önünde hizmete açtı. Taze ve çeşit çeşit ürünlerin satıldığı mağazaya vatandaşlar ilk günden yoğun ilgi gösterdi.
Anadolu Bulvarı üstünde yer alan ve 4 bin 300 metrekarelik alana kurulan yeni satış mağazasına ilişkin bilgi veren Halk Ekmek Fabrikası Genel Müdürü Ali İlkbahar, “Dokuzuncu ve en büyük satış mağazamızı, Fabrikamız önünde açtık. A kalite hizmeti, olabilecek en ucuz şekilde vatandaşlarımıza sunuyoruz” dedi.
Bu tip satış mağazası projesinin, Türkiye’de ilk olarak kendileri tarafından uygulandığını ve her hafta ayrı illerden gelen yetkililer tarafından incelenerek bilgi alındığını kaydeden Ali
İlkbahar, “Tıpkı daha önce olduğu gibi, Fabrika Önü Satış Mağazamız da pazar günleri hariç 24 saat açık olacak” bilgisini verdi.
Uzun yıllar Halk Ekmek Fabrikası’na bağlı 450 satış büfesinde ekmek satışı yapıldığını, ancak unlu mamullerin çeşitlerinin çoğalmasıyla yeni bir konsept geliştirerek, bu satış mağazalarını açmaya başladıklarını bildiren İlkbahar, “İstiyoruz ki insanlar aileleriyle, çocuklarıyla, eşleriyle birlikte iyi mekanlarda otursun ve düşük fiyatlı ürünlerimizi yiyerek, hoşça vakit geçirebilsin. Bunun için de yeni bir konsept geliştirdik. Bu mağazalarımıza çok büyük ilgi oldu. 9. mağazamız olan buraya da daha ilk günden yoğun ilgi oldu” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE İLK VE
ÖRNEK OLUYOR”
Ankaralıların güzel mekanlarda, güzel ortamlarda, lezzetli ürünleri en ucuz şekilde tüketebilmesi adına hizmet verdiklerinin altını çizen İlkbahar, “Başkentliler, buradaki hizmetimizden, vatandaşlarımız çok memnun olduklarını dile getiriyorlar. Biz de bu yüzden mağaza sayılarımızı daha da artırmayı düşünüyoruz” dedi.
Daha önce küçük bir binada satış yapan Fabrika Önü Mağazası'nın, vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle ihtiyacı karşılayamaz hale geldiğini ve mekanın küçük gelmeye başladığını anlatan Ali İlkbahar, “Biz de buranın hemen yanına, daha büyük ve konsepte uygun yeni mağazamızı açtık” diye konuştu.
Satış mağazalarının örnek projeler olduğuna dikkat çeken Genel Müdür İlkbahar, “Böyle bir çalışmayı ilk uygulayan şirket biziz. Her hafta ayrı illerden yetkililer gelip, incelemeler yapıp, bilgiler alıyorlar. Biz de elbette tüm Türkiye’de vatandaşların bu hizmetlerden faydalanmasını istiyoruz ve bu ilgiden de mutlu oluyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Toplam 4 bin 300 metrekarelik alanı kapsayan yeni binadaki satış mağazası bölümü 300 kişilik oturma alanına sahip ve 1500 metrekarelik alanı kapsıyor. Selçuklu ve Osmanlı mimarisinden esinlenerek inşa edilen Mağaza’nın bin metrekarelik alt katında üretilen ürünler, üst katta sıcak sıcak satışa sunuluyor. Yeni binada yönetim birimleri de yer alıyor.
İLÇELER
M. Akif Ersoy Ortaokulu, futbolda Ankara üçüncüsü
Ankara üçüncülüğünü kazanan Akyurt Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu futbol takımı, Türkiye Şampiyonası’na katılacak.
Tarhuncu Ahmet Paşa Ortaokulu ile üçüncülük maçında karşılaşan M. Akif Ersoy Ortaokulu takımı, rakibini mağlup ederek, şampiyonaya katılmaya hak kazandı. Futbol takımının başarılı futbolcuları, üçüncülük kupasıyla Akyurt Belediye Başkanı Gültekin Ayantaş ve Başkan Yardımcısı İlhan Şener’i ziyaret etti.
Genç futbolcuları kutlayan Başkan Ayantaş, öğrencilerin Akyurt’u en iyi şekilde temsil ettiklerini belirterek, “Eski bir futbolcu olarak futbolun ve sporun insana özgüven aşıladığını söyleyebilirim. Spor, sizleri kötü alışkanlıklardan uzak tutar ve başarılı olduğunuzda herkes sizi tanır. Bugün büyük bir başarıya imza attınız. Gelecekte bu başarınızı devam ettirmek için oynadığınız mevkilerin en iyi futbolcularını takip edin. İnşallah Türkiye Şampiyonasında da başarılı olursunuz” dedi.
“Paylaşım Noktası” 1 yılda 7 bin 500 ihtiyaç sahibine ulaştı
ihtiyacı olan ailelere giyim, gıda ve eşya yardımı yapan Gölbaşı Belediyesi’nin “Paylaşım Noktası”, geçen yılda 7 bin 500 ihtiyaç sahibine ulaştı.
Hayırseverler ile yardıma ihtiyaç duyan vatandaşlar arasında köprü görevi yapan “Paylaşım Noktası”, mağazaların elinde kalan kıyafetler ile ikinci el eşyaları, yeniden kullanılır hale getirerek ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor. Gölbaşı Belediyesi ekipleri tarafından yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen aileler, ihtiyaç duydukları eşyaları hiçbir ücret ödemeden temin edebiliyor. Hayırsever vatandaşlardan toplanan giysiler kuru temizleme işleminden geçirilerek, ütülenip paketledikten sonra ihtiyaç sahiplerine veriliyor.
“Paylaşım Noktası”, günde en az 50 kişiye hizmet veriyor.İlçede evlenecek olan ihtiyaç sahibi gelin adayları, kınalıklarını ve gelinliklerini “Paylaşım Noktası”ndan temin edebiliyor.
Gölbaşı Belediye Başkanı Fatih Duruay, paylaşmanın ve yardımlaşmanın önemine vurgu yaparken, “Hayırsever vatandaşlarımızın evlerinde kullanmadıkları eşyalar, başka bir vatandaşımız için önemli bir ihtiyaç olabiliyor. Bu yüzden kullanılmayan eşyaların Paylaşım Noktasına ulaştırılmasını önemsiyoruz” dedi.
Başkan Tiryaki, Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’nde
Altındağlı vatandaşlarla farklı programlarda bir araya gelen Belediye Başkanı Veysel Tiryaki, ilçedeki kültür işletmelerini de ziyaret etmeyi sürdürüyor.
Kale meydanında bulunan Erimtan Arkeoloji ve Sanat Müzesi’ni ziyaret eden Başkan Tiryaki, müzede sergilenen Yüksel Erimtan Koleksiyonu hakkında bilgi aldı.
Arkeolojik eserlerin bulunduğu yenilikçi bir anlayışla tasarlanan müzeyi gezen Başkan Tiryaki, Yüksel Erimtan’dan, koleksiyonerliğinin öyküsünü de dinledi.
Tarihi eserlerin korunmasını ve müzeciliği çok önemsediğini dile getiren Tiryaki, Altındağ’da 10’a yakın müze açtıklarını ve açmaya da devam edeceklerini belirtti. Güçlü ve müreffeh bir Türkiye için yeni neslin mutlaka ve mutlaka kültür ve sanatla iç içe yetişmesi gerektiği üzerinde duran Başkan Tiryaki, “Altındağ, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilçe. Tüm tarihi yapılar Altındağ’da bulunuyor. Altındağ’ı çıkardığınızda, Ankara Ankara olmayacaktır. Bu nedenle Altındağ’ın tarihine el birliğiyle sahip çıkmamız gerekiyor. Güçlü ve müreffeh bir Türkiye için hep birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.
Çubuk’ta, cami ve mescitler ilaçlandı
Çubuk Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü ekiplerince, ilçe genelinde cami ve mescitlerde ilaçlama ve temizlik çalışması başlatıldı. Belediye Başkanı Tuncay Acehan, yaptığı açıklamada, gribal hastalıkların ortaya çıkmaması için yapılan ilaçlamanın, birçok virüs, bakteri ve mantar üzerinde etkili olduğunu söyledi.
İlçe genelinde umuma açık mekanları da dezenfekte ettiklerini anlatan Acehan, şunları kaydetti: “Ekiplerimiz, ilçe genelindeki cami ve mescitlerle, insanlarımızın toplu bulunduğu alanlarda ilaçlama ve temizlik yapıyor. Tedbir almak amacıyla yapılan ilaçlama çalışmasında camilerin iç kısmı, abdesthaneler, tuvaletler ve çevresi ilaçlandı. Amacımız, vatandaşlarımızın daha sağlıklı bir ortamda ibadet yapmalarını sağlamak.”
“En özel mehter takımı” Başkan Ak’ı ziyaret etti
Down sendromlu ve otizmli çocuklardan oluşan Konya Büyükşehir Belediyesi Özel Gençler Mehter Takımı, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak’ı ziyaret etti.
Konya’daki “Down Sendrom”lu ve otizmli 20 çocuktan oluşan mehter takımı, Belediye binası önünde özel bir gösteri gerçekleştirdi. 24 marşı çalabilme özelliğiyle dünyada ve Türkiye’de bir ilke imza atan mehter takımını karşılayan Başkan Mustafa Ak, “Çok güzel bir gösteri yaptınız. Hepinize teşekkür ediyorum. Down sendromlu ve otizmli çocuklarımız kendilerine fırsat verildiği zaman çok başarılı işler gerçekleştiriyorlar. Biz de Keçiören Belediyesi olarak down sendromlu ve otizmli çocuklarımıza her türlü desteği veriyoruz. Konya Büyükşehir Belediyemize böyle güzel ve başarılı bir ekip oluşturduğu için teşekkür ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum” dedi.
Başkan Demirci’den, pazar esnafına ziyaret...
Evren Belediye Başkanı Abdulkadir Demirci, esnaf ziyaretlerine devam ediyor. Bilgilendirme toplantıları kapsamında vatandaşlarla sık sık bir araya gelen Başkan Demirci, bu kez de pazar esnafını ziyaret etti.
Genç, yaşlı herkesin ilgisiyle karşılaşan Belediye Başkanı Demirci, “Hizmetlerimize halkımızın desteğiyle hız kesmeden devam ediyoruz” dedi.
Pazarcı esnafın yoğun ilgisiyle karşılaşan Başkan Demirci, sorunları çözmek için elbirliğiyle çalıştıklarını ifade etti. Belediye Başkanı Abdulkadir Demirci esnafla sohbet ederek dertlerini dinledi. Pazar konusunda ve diğer konularda isteklerini dile getiren esnaf da yapılan çalışmalardan memnuniyetlerini dile getirdiler.
Esnaf, Başkan Demirci’nin kendilerini ziyaret etmesi ve Evren ilçesine yaptığı hizmetlerden dolayı teşekkür etti.
Pazar tezgahlarını tek tek dolaşan Başkan Demirci, vatandaşlarla da bir araya gelerek, sohbet etti.
Başkan Ertürk’ten, “Hoş Geldin Meleğim” ziyareti
Kahramankazan Belediyesi, yerel yönetimler alanında yaptığı çalışmalarla örnek olmayı sürdürüyor. Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk ve eşi Meral Ertürk, ilçede yeni doğan bebeklere ve ailelere “Hoş Geldin
Meleğim” ziyaretleri gerçekleştiriyor. Ziyaretler sırasında Başkan Ertürk ve eşi Meral Ertürk’e Kahramankazan Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ekipleri de eşlik ediyor. Ziyaretler kapsamında ailelere “Gözünüz aydın olsun” dileklerinde bulunulurken, annelere bebek seti de hediye ediliyor.
Hediye edilen bebek setinin içerisindeyse, yeni doğan bir bebeğin ihtiyacı olan tüm malzemeler yer alıyor. Hediye edilen bebek setinde ayrıca Türk Bayrağı ve Kuran-ı Kerim de bulunuyor.
Kahramankazan Belediye Başkanı Lokman Ertürk, ilçede yaşayan tüm insanlarla büyük bir aile olduklarını belirterek, “Ailemize yeni katılan bebeklerimize ‘aramıza hoş geldin’ ziyaretinde bulunuyoruz. Onların dünyaya gözlerini ilk açışlarında yanlarında oluyoruz. Bu bize büyük mutluluk veriyor” dedi.
Başkan Kaplan, esnaf ziyaretlerinde
Beypazarı Belediye Başkanı Tuncer Kaplan, etkinlikler ve ziyaretler yoluyla halkın içinde olmaya devam ediyor.
Çarşı ve Çarşamba pazarında esnaf ziyaretlerine devam eden Başkan Tuncer Kaplan, Beypazarı Belediyesi’nin çalışmalarını anlatırken, vatandaşların isteklerini dinliyor.
Başkan Kaplan, alışveriş yapan vatandaşlarla da sohbet ediyor.
İnsan odaklı hizmet ürettiklerini belirten Başkan Kaplan, “Her şey, vatandaşımızın yaşamını kolaylaştırmak için. Vatandaşlarımızın, yapılan hizmetlerden memnuniyetini gördükçe mutlu oluyoruz. Hemşerilerimizin günlük hayatını kolaylaştırmak adına düzenlemeler yapıyoruz. Sosyal ve
kültürel belediyeciliğin sorumluluklarını yerine getiriyoruz. Bundan sonraki süreç içinde hizmetlerimiz ve çalışmalarımız hızlı bir şekilde devam edecek” dedi.
Şehit Cengiz Topel’de tapu sevinci
Mamak Belediyesi, Şehit Cengiz Topel Mahallesi’nde, toprak kayması sonucu evleri boşaltılan vatandaşlar için gerekli imar çalışmalarını tamamlayarak yeni tapularını teslim etti.
Tapu dağıtım törenine, Belediye Başkanı Mesut Akgül, AK Parti Mamak İlçe Başkanı Muhammed Abdullah Özer, meclis üyeleri, başkan yardımcıları ve hak sahibi vatandaşlar katıldı.
150 hak sahibinin yeni tapularına kavuştuğu törende konuşan Başkan Akgül, “Toprak kaymasının yaşandığı bu bölgeyi park alanı haline getireceğiz. Sizlere bu mahalle içerisinde bulunan ve zemin etütleri, jeolojik etütleri yapılmış, imara açılmasında hiçbir sıkıntı olmayan bir bölgeden tapularınızı veriyoruz” dedi.
Akgül, toprak kaymasının yaşandığı tarihte, bölgede yapılan imar çalışmaları sırasında bir vatandaşın kendisine gelerek, “Başkanım bu sorunu nasıl çözeceksiniz?” dediğini hatırlatması üzerine hak sahipleri arasında elini kaldıran Şahin Yüksel adlı vatandaş kürsüye gelerek o gün yaşadıklarını anlattı. Hak sahibi Yüksel, “Başkanıma o gün bizleri mağdur ederseniz, ahrette hesabını çoluk çocuğumla birlikte sorarız dedim. Kendisi de bana bu sorunu çözeceğini ve tapu dağıtımında bizleri de çağırarak, tapularımızı teslim edeceğini söyledi. Bugün bizleri mağdur etmeden, tapularımızı teslim ediyor” dedi.
Yenimahalle’de park sayısı 390’a ulaştı
2 milyon metrekare yeşil alana sahip Yenimahalle’de park sayısı 390’a yükseldi. Yenimahallelilerin sıcak yaz günlerinde aileleriyle birlikte rahat vakit geçirebilmesi için tadilat gerektiren tüm parklarda çalışmalarına start veren Belediye ekipleri, Aşağı Yahyalar ve Burç mahallelerine de birer yeni park kazandırıyor.
2009 yılından bu yana ilçeye 1 milyon 255 bin metrekareden oluşan 176 yeni park kazandıran Yenimahalle Belediyesi, 183 parkı da revize ederek hizmete sundu. İlçe genelinde 390 parkla vatandaşlarına açık havada dinlenme fırsatı sunan belediye ekipleri, iki yeni park için de çalışmalara başladı. Parklardan biri Aşağı Yahyalar Mahallesi’nde 6 bin metrekare alan üzerine projelendirildi. Nisan ayı sonuna bitirilmesi planlanan parkta koşu yolu, fitness alanları, çocuk oyun alanı ve oturma grupları bulunacak. Burç Mahallesi’nde yapımına başlanılan 2 bin 500 metrekarelik parkta da çocuk oyun gruplarının yanı sıra oturma alanları yer alacak. Diğer yandan Batıkent Adnan Kahveci Parkı başta olmak üzere tadilat ihtiyacı olan tüm parklarda da yaza hazırlık, tüm hızıyla devam ediyor. 182 bin 550 metrekarelik alanı ve 360 barbeküsüyle yalnızca Yenimahallelilerin değil, Ankaralıların tercihi olan Yakacık mesire alanında da sezona hazırlık başladı.
1 günde 2 bin 500 kişi tiyatro izledi
Pursaklar Belediyesi tarafından düzenlenen “Tiyatro Günü”nde 2 bin 500 öğrenci, “Kardelen Şehitleri Sarıkamış” ile “Gözlüklü Zıp Zıp Tavşan” oyunlarını izledi. Pursaklar Belediyesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü tarafından düzenlenen Tiyatro Gününde öğrenciler, tiyatronun keyfini çıkarttı. Pursaklar Belediyesi Abdurrahim Karakoç
Kültür ve Kongre Merkezi’nde ilkokul öğrencilerine yönelik sahnelenen Gözlüklü Zıp Zıp Tavşan oyunu, minikleri bir hayli eğlendirdi.
Masalsı bir orman konusunu işleyen Gözlüklü Zıp Zıp Tavşan, yaramaz ve haşarı bir tilki olan Pato’nun ormanı karıştırması sonucu doğanın korunması mesajının verildiği oyunda, müzik ve dansla minikler çok eğlendi.
Diğer bir tiyatro oyunu “Kardelen Şehitleri Sarıkamış” ise Saray Selçuklu Kültür ve Kongre Merkezi’nde liseli öğrenciler için sahnelendi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği tiyatroda şehit düşen Mehmetçiğin kahramanlık öyküsü sahnelendi.
Büyükşehir’den Kızılcahamam’a destek
Ankara Büyükşehir Belediyesi Kent Estetiği Daire Başkanlığı Kent Temizlik Şube Müdürlüğü Koordinatörü Bekir Ekin, Kızılcahamam Belediye Başkanı Muhittin Güney’i makamında ziyaret etti. Ekin, Kızılcahamam içinde genel bir temizlik yapan, görsel kirliliğe engel olan bütün yerlerin temizlenmesi, siyasi ve ticari afişlerin sökülmesi, lokanta ve kantin önlerinde bulunan çöp kovalarının dezenfektesi, yol ve kaldırımların yıkanması ile duvar yazılarının silinmesi konularında çalışmalar yapacaklarını Başkan Muhittin Güney’e anlattı. Başkan Güney de, Kent Temizliği Şube Müdürlüğü Koordinatörü Bekir Ekin’e, desteklerinden dolayı teşekkür etti.
“Bunun adı emek hırsızlığı...”
Spor Toto Süper Ligi’nde yaşanan hakem facialarına bir yenisi de Fenerbahçe - Osmanlıspor maçında eklendi.
Hataları sezon başından beri ısrarla devam ettiren hakemlerin, pozisyonları görmezlikten gelmeleri, yanlış yorumlamaları sporseverleri de tribünlerden uzaklaştırdı. Dünyada futbolun büyük bir endüstri haline geldiği günümüzde, maçları yöneten hakemlerin form düşüklüğü ya da adı büyük olan takımlar lehine bazı pozisyonları görmezden gelmeleri, adeta bir emek hırsızlığına dönüşüyor. Çünkü takımlar, milyonlar vererek transfer ettikleri futbolcuları, günlerce o maçlara hazırlamak için büyük yatırımlar yapıyorlar.
İşte emek hırsızlığının kurbanı, bu hafta Başkent takımı Osmanlıspor oldu. Osmanlıspor, İstanbul'da Fenerbahçe ile oynadığı Süper Lig maçında 90 dakika başa baş bir futbol sergiledi. Ancak maçın hakemi Alper Ulusoy'un 90 dakika boyunca gösterdiği ya da göstermediği kartlar, çaldığı, çalmadığı düdükler bir yana, maçın uzatma dakikası 92. dakikadaki “görme engellilere” taş çıkartan görmemezliği, tam bir emek hırsızlığı. Bu emek hırsızlığını Alper Ulusoy tek başına gerçekleştirmedi elbette... Tüm Türkiye'nin televizyonlarda net bir şekilde izlediği pozisyonda, kornerden gelen topu Fenerbahçe'nin sahalarda ve saha dışında efendiliği ve dürüstlüğü ile tanınan futbolcusu Mehmet Topal, net bir şekilde koluyla düzelterek golü atıp, bu emek hırsızlığına, Hakem Alper Ulusoy ile birlikte ortak oldu.
Mehmet Topal'dan beklenen, -Hakem de kendisine koluyla alıp almadığını sormuş- dürüstçe, mertçe orada kolunu kullandığını söylemesiydi. Eğer Topal bunu söylemiş olsaydı, Türkiye'deki kariyeri, kalitesi 5 kat daha artardı. İnanıyoruz ki, Fenerbahçe 3 puan kazanırken Mehmet Topal toplumun gözünde çok şey kaybetti. Değer miydi Mehmet Topal, böylesine bir emek hırsızlığına hakemle birlikte ortak olmak?
İşte bu olay da gösteriyor ki futbol maçlarında, tıpkı voleybolda, teniste olduğu gibi video görüntü sistemi (Piero) getirilirse, böylesine kritik pozisyonlarda, hakem, Mehmet Topallara gidip “Kolunla mı aldın” sorusunu sorma durumunda kalmaz.
Dostları ilə paylaş: |