BULGU 6: İrtifak Hakkı Tesislerine İlişkin İhale ve İzin İşlemlerinin Mevzuata Aykırı Yürütülmesi ve Tapu Tescillerinin Yapılmaması
Üniversite tarafından gerçekleştirilmiş bulunan irtifak hakkı tesisi işlemlerinin incelenmesi sonucunda;
-
İşlemlerin rekabet ortamı oluşturulmadan tek bir firma ile yürütüldüğü tespit edilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu’nun “Kapsam” başlıklı 1’inci maddesinde idarelerin mülkiyetin gayri ayni hak tesisi işlerini bu Kanunda yazılı hükümlere göre yürütecekleri belirtilmiş, “İlkeler” başlıklı 2’inci maddesinde de ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanmasının esas olduğu hüküm altına alınmıştır.
Ancak yapılan incelemede, işletmeci veya istekli bir firmanın idareye vermiş olduğu dilekçe ile işlemlerin başlatıldığı, dilekçenin Üniversitenin Yönetim Kurulunda görüşüldüğü, Bakanlıktan dilekçedeki talebe göre izin alındığı ve ihalede açıklık ve rekabet oluşturulmadan bütün işlemlerin aynı firma ile yürütülüp sonuçlandırıldığı tespit edilmiştir.
Buna göre irtifak hakkı tesisi işlemlerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun temel ilkelerine aykırı yapıldığı görülmektedir.
-
İrtifak hakkı tesisi izni yerine kiralama izni alındığı tespit edilmiştir.
Bakanlıktan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik’in 77’inci maddesine göre irtifak hakkı kurulması ve kullanma izni alınması gerekirken 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun 64’üncü maddesine göre kiralama izni alındığı, bu maddeye göre alınabilecek azami süre 10 yıl olmasına rağmen Gazi Park işletmesi için sürenin 15 yıl olduğu tespit edilmiştir.
Belirtilen nedenle irtifak hakkı tesisi için Bakanlık izinlerinin hatalı alındığı görülmektedir.
-
Üniversite tarafından gerçekleştirilmiş bulunan irtifak hakkı tesisi işlemlerinde yükleniciler ile sözleşme imzalanmasına rağmen tapu tescili işlemlerinin gerçekleştirilmediği tespit edilmiştir.
İrtifak tesisi işine ilişkin Ön İzin Şartnamesinin 13’üncü maddesinde;
“İhale sonucunda, ön izin verilen kişinin bu süre içerisinde yükümlülüklerini yerine getirmesi hâlinde, Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 12 nci maddesi uyarınca tespit edilecek yıllık bedel karşılığında, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar üzerinde 4721 sayılı Türk Medenî Kanunun 779 uncu ve izleyen maddeleri uyarınca irtifak hakkı tesis edilecek ve/veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerler üzerinde kullanma izni verilecektir.” denilmektedir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanunun 780’inci maddesinde; “İrtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır.” hükmü yer almaktadır.
Yükleniciler ile idare arasında imzalanan İrtifak Hakkı Sözleşmesinin “İrtifak Hakkının Süresi, Başlama ve Bitiş Tarihi” başlıklı 2’inci maddesinde bu hakkın tapuya tescil tarihinde başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
İrtifak hakkı tesisi sözleşmesi imzalanabilmesi için önce tapu kütüğüne tescil şarttır. Ancak İdare ile Yükleniciler arasında beş adet irtifak hakkı tesisi sözleşmesi imzalandığı, ancak hiç birisinde sözleşme öncesi tapu tescil işleminin gerçekleştirilmediği, sadece Gazipark Kafeterya Çay Bahçesi’nin sözleşmeden yaklaşık bir yıl üç ay sonra tescilinin gerçekleştirildiği tespit edilmiştir.
Buna göre irtifak hakkı tesisi işlemlerinde tapu tescillerinin ihale dokümanı ve bu dokümanda belirtilen Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.
Kamu idaresi cevabında; “Üniversitemizde şu anda 30000 öğrenci eğitim-öğretime devam etmektedir. Kampüslerde öğrencilerimizin ve personelimizin ihtiyaçlarını temin edeceği boş vakitlerini değerlendirebileceği sosyal tesisler çok yetersiz, mevcutlar ise fakültelerin içindeki boş alanlardan oluşturulmuştur. Sosyal tesislerin yapımı için her yıl yatırım programlarına ödenek teklif edilse de, Kalkınma Bakanlığınca yatırım programlarına bu amaçla ödenek tahsisi yapılmamaktadır.
Üniversitemize yapılan irtifak hakkı verilmesi talepleri arasından idare için önemli görülen sosyal tesis yapımına ait irtifak hakkı talepleri değerlendirmeye alınmış ve sonuçlandırılmıştır. Söz konusu ihalelere ilişkin açıklamalar aşağıdadır.
Sosyal tesis yapımına ilişkin yapılan taleplerin 3996 sayılı “Bazı yatırım ve
hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun”da düzenlenen modelden teknik olarak ve hukuken farklılıklar arz ettiği, Üniversite taşınmazı üzerine yapılması planlanan yatırımların idare bütçesi kullanılmadan yapılması, idare bütçesinden gider yapıcı bir işlem olmaması nedeniyle 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümleri dışında kalması, yatırım mülkiyetinin ve bu yatırımdan elde edilecek iratların belli bir dönem sonunda idareye kalacak olması nedeniyle gelir getirici bir işlem niteliği
taşıdığından 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerinin uygulanması gerektiği, kamuya ait taşınmaz üzerine bina yaptırılması karşılığında sözleşme dönemi boyunca yatırımcıya elde edilecek gelirin tamamının veya bir kısmının bırakılması nedeniyle söz konusu işin karma nitelikte bir sözleşme olması vb. neden ve gerekçeler bir arada değerlendirildiğinde kurulacak sözleşmenin irtifak hakkı sözleşmesi olduğu değerlendirilmiştir.
2886 sayılı Devlet İhale Kanununa göre ihalelerde, tekliflerin gizli olarak verilmesini sağlayan kapalı teklif usulünün esas olduğu ancak, 44’üncü maddede belirtilen işlerin belli istekliler arasında kapalı teklif usulü ile, 45’inci maddede belirtilen işlerin açık teklif usulü ile, 51’inci maddede sayılan işlerin pazarlık usulü ile, 52’inci maddede belirtilen işlerin yarışma usulü ile yaptırılabileceği belirtilmiştir.
Söz konusu ihale usullerinden 51/g maddesinde “Kullanışların özelliği, idarelere
yararlı olması veya ivediliği nedeniyle kapalı veya açık teklif yöntemleriyle ihalesi uygun
görülmeyen, devletin özel mülkiyetindeki taşınır ve taşınmaz malların kiralanması, trampası ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi” ile devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin kiralanması ve mülkiyetin gayri ayni hak tesisi denildiğinden irtifak hakkı tesisi ile yapılacak söz konusu yatırımın bu maddeye göre yaptırılmasına karar verilmiştir. İşin irtifak hakkı tesisi mahiyeti nedeniyle Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik (Resmi Gazete 19/06/2007 Resmi Gazete sayısı 26557) hükümlerinin ilgili maddeleri kıyasen uygulanmıştır. Yönetmelikte belirlenen izin, süre, limit ve tutarlar mülkiyeti hazineye ait olan taşınmazlarla ilgili olduğundan Üniversite taşınmazlarını ilgilendiren söz konusu ihalelerde dikkate alınmamıştır.
2886 sayılı Devlet İhale Kanunun pazarlık usulünde ihale başlıklı 50’inci maddesinde “Pazarlık Usulü ile yapılan ihalelerde teklif alınması belli bir şekle bağlı değildir. İhaleler komisyon tarafından işin nitelik ve gereğine göre, bir veya daha fazla istekliden yazılı veya sözlü teklif almak ve bedel üzerinden anlaşmak suretiyle yapılır.
Pazarlığın ne suretle yapıldığı ve ne gibi tekliflerde bulunulduğu ve üzerine ihale yapılanların neden dolayı tercih edildiği pazarlık kararında gösterilir.” denilmiştir. Yönetmelikte de “Pazarlık Usulü ihale” böyle tarif edilmiştir.
Üniversitemiz Meşelik Kampüsünde uygun görülen alanlarda irtifak hakkı verilmesi halinde her türlü projelerin kendilerince hazırlanarak sosyal tesis yapabileceklerine ilişkin idareden yapılan söz konusu talepler kıyasen uygulanan yönetmelikte asgari bedeller belirtildiğinden (talebi yapan istekliler ile yönetmelikte belirlenen bedeller dikkate alınarak) pazarlık yapılarak ihale sonuçlandırılmıştır.
Söz konusu taşınmazlar için Milli Eğitim Bakanlığından kiralama izni alınmış ancak kiraya verme düşüncesinden vazgeçilmiş, irtifak hakkı verilmesine karar verilmiştir. Üniversitemizin mülkiyetindeki taşınmazlar üzerine irtifak hakkı verilmesi için Maliye Bakanlığından izin alınmasına gerek olmadığından herhangi bir izin talebi yapılmamıştır.
İrtifak hakkı verilen yerlere ilişkin tapu tescil işlemleri derhal yapılacaktır.” denilmektedir.
Sonuç olarak İhalenin Devlet İhale Kanunu’nun 51/g maddesine göre yapılması eleştiri konusu yapılmamıştır. Ancak bu maddeye göre yapılan ihalelerde de Kanunun temel ilkeleri geçerli olup, tek bir isteklinin idareye vermiş olduğu dilekçe ile işlemlerin başlatılması ve ihalenin bu istekli ile sonuçlandırılması mümkün değildir. İhalede açıklık ve rekabetin sağlanması gerekir. İrtifak hakkı tesisi işlemlerinin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun temel ilkelerine aykırı yapıldığı görülmektedir.
Kamu idaresi cevabında belirtilen, irtifak hakkı tesisi işlemi için Bakanlıktan izin alınması gerekmediği yönündeki savunma yerinde görülmüştür.
Kamu idaresi cevabında irtifak hakkı verilen yerlere ilişkin tapu tescil işlemlerinin derhal yapılacağı belirtilmiştir.
İrtifak tesisi işlemlerinde, ihalenin 2886 sayılı Devlet İhale Kanununun temel ilkelerine uygun yapılıp yapılmadığı ve irtifak hakkı verilen yerlere ilişkin tapu tescil işlemlerine dikkat edilip edilmediği hususlarına ilişkin bir sonraki denetim yılında kontrol işlemlerine devam edilecektir.
BULGU 7: Kurumda İç Kontrol Çalışmalarının Yetersiz Olması
Kurumda, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu hükümleri ve ilgili mevzuat gereğince, 2008 yılında başlattığı iç kontrol sisteminin kurulması, uygulanması, izlenmesi ve geliştirilmesi yönünde, yürürlükteki iç kontrol mevzuatı gereklerinin tam olarak yerine getirilmediği tespit edilmiştir.
5018 sayılı Kanunun 11’inci maddesinde, İç Kontrol ve Ön Mali Kontrole İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmeliğin 8’inci maddesinde ve Kamu İç Kontrol Standartları Tebliğinde belirtildiği gibi; Üst yöneticilerin, mali yönetim ve kontrol sisteminin kurulması, işleyişinin gözetilmesi, izlenmesi ve Kanunda belirtilen görev ve sorumlulukların yerine getirilmesinden sorumlu oldukları ve bu sorumluluğun gereklerini harcama yetkilileri, mali hizmetler birimi ve iç denetçiler aracılığıyla yerine getirecekleri hükme bağlanmıştır.
Kurumun iç kontrol sisteminin kurulmasına yönelik çalışmalar değerlendirildiğinde;
-
2009 yılında hazırlanan Kamu İç Kontrol Sistemi Uyum Eylem Planında yer alan eylemlerin halen tamamlanmadığı,
-
2009 yılında İç Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun oluşturulduğu ancak kurulun aktif olmadığı ayrıca harcama yetkililerindeki değişiklik ve emekliye ayrılma gibi nedenlerden dolayı İç Kontrol İzleme ve Yönlendirme Kurulu’nun yenilenmediği, revize edilmediği,
-
Kurumda, sistemli bir şekilde risk analizleri yapılarak amaç ve hedeflerin gerçekleşmesini engelleyebilecek iç ve dış risklerin tanımlanarak değerlendirilmediği ve alınacak önlemlerin belirlenmediği, kurumsal risk yönetim yapısının kurulmadığı,
-
İç kontrol sisteminin en az yılda bir kez değerlendirilmediği,
-
İç kontrol sistemi konusunda eğitim ihtiyacına yönelik bir analizin yapılmadığı, iş tanımları ve iş akış şemalarının çıkarılmasına yönelik eğitimin dışında bir eğitim düzenlenmediği,
-
Üniversitenin hazırladığı Uyum Eylem Planında Üniversitenin bir birimi olan Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünde iç kontrol sisteminin kurulmasına ilişkin eylemlere yer verilmediği,
hususları tespit edilmiştir.
Kurumda iç kontrol çalışmalarının yetersiz olması hususu 2015 Yılı Denetiminde İzlemeye Alınan Bulgular arasında da yer almış ancak 2015 mali yılında bu konuda herhangi bir ilerleme sağlanamamıştır.
Üniversitede iç kontrol sisteminin yapılandırılması konusunda hesap verme sorumluluğu üst yönetici olan Rektör’e aittir. Bulgumuzda belirtildiği gibi Kamu İç Kontrol Standartları Uyum Eylem Planının revize edilerek iç kontrol sisteminin Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünü de kapsayacak şekilde yapılandırılması gerekmektedir.
Kamu idaresi cevabında; "Maliye Bakanlığı tarafından, 26.12.2007 tarih ve 26738 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu İç Kontrol Standartları Tebliği’yle Kamu İç Kontrol Standartları belirlenmiş ayrıca kamu idarelerinin; iç kontrol sistemlerinin Kamu İç Kontrol Standartlarına uyumunu sağlamak üzere, yapılması gereken çalışmaları belirlemesi, bu çalışmalar için eylem planı oluşturması, gerekli prosedürler ve ilgili düzenlemelerin hazırlanması çalışmalarını yürütmeleri ve bu çalışmaları en geç 31.12.2008 tarihine kadar tamamlamaları gerektiği belirtilmiştir.
Bu amaçla; Döner Sermaye İşletme Müdürlüğü de dâhil olmak üzere birimlerimizden, iç kontrol sistemlerinin Kamu İç Kontrol Standartlarına uyumunu sağlamak üzere yapılması gereken çalışmalarını belirlemeleri ve tamamlamaları istenilmiş ayrıca Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı’nın yürüttüğü faaliyetlere ilişkin olarak ilgili konu üzerine hazırlanmış olan çalışmanın bir örneği birimlerimize gönderilmiştir.
Daha sonra; Kamu İdarelerince yürütülmekte olan iç kontrol sistemi hazırlıkları çalışmalarına rehberlik etmesi amacıyla Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan Kamu İç Kontrol Standartları Uyum Eylem Planı Rehberi, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 04.02.2009 tarih ve 1205 sayılı yazıları ekinde Üniversitemize gönderilmiş ve yine aynı yazıyla söz konusu eylem planlarının Kamu İç Kontrol Standartları çerçevesinde en geç 30.6.2009 tarihine kadar hazırlanarak üst yönetici onayını müteakip bir ay içinde Maliye Bakanlığı’na gönderilmesi ve eylem planında yer alan çalışmaların en geç 30.6.2011 tarihinde tamamlanması gerektiği öngörülmüştür.
Söz konusu rehber gereğince Üniversitemiz Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı Hazırlanarak söz konusu plan Maliye Bakanlığı Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü’ne ve Harcama Birimlerimize gönderilmiştir. Belirlenen eylemlerin gerçekleşme sonuçları Harcama Birimleri tarafından iki aşamada Strateji Geliştirme Daire Başkanlığına bildirilmiş ve gerçekleşme sonuçları konsolide edilerek oluşturulan Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı İzleme Sonuçları yine iki aşamada üst yönetime raporlanmıştır.
Diğer taraftan Üniversitemiz İç Denetim Birimi tarafından; Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı “İç Kontrol Eylem Planı Çerçevesinde Yapılan İşlemlerin Koordinasyon Süreci” ve harcama birimlerimizden denetim kapsamına alınanların “İç Kontrol Uygulamaları Süreci” iç denetime tabi tutulmuştur.
Üniversitemizde İç Kontrol Sisteminin kurulması yönünde çalışmalar yapılmış olmakla birlikte mevzuatın öngördüğü sorumlulukların tam olarak yerine getirilmesini teminen Bulgu 15’de yer alan açıklamalarınız da dikkate alınarak Üniversitemiz Kamu İç Kontrol Standartlarına Uyum Eylem Planı gözden geçirilerek revize edilecek Döner Sermaye İşletme Müdürlüğünü de kapsayacak şekilde eksikliklerimiz tamamlanacaktır.” denilmektedir.
Sonuç olarak Kamu idaresi tarafından gönderilen cevapta, bulguda belirtilen açıklamaları da içerecek şekilde iç kontrol sisteminin kurulmasına ilişkin çalışmaların devam ettiği belirtilmiştir.
Bir sonraki denetim yılında söz konusu hususlara ilişkin kontrol işlemlerine devam edilecektir.
BULGU 8: Mülkiyeti Üniversiteye Ait Arazi ve Arsaların Üzerine Binalar Yapılmasına Rağmen Tapu Kayıtlarında Cins Tashihlerinin Yapılmaması
Mülkiyeti üniversiteye ait arazi ve arsaların üzerine binalar yapılmasına rağmen bunların tapu kayıtlarında cins tashihlerinin yapılmadığı görülmüştür.
02.10.2006 tarih ve 26307 sayılı Resmi Gazete ’de yayımlanan “Kamu İdarelerine ait Taşınmazların Kaydına İlişkin Yönetmeliğin “Cins tashihlerinin yapılması” başlıklı 10'uncu maddesinde:
“1) Kamu idareleri; mülkiyetlerinde, yönetimlerinde ve kullanımlarında bulunan taşınmazların mevcut kullanım şekli ile tapu kaydının birbirine uygun olmaması durumunda, taşınmazlar mevcut kullanım şekli ile kayıtlara alınır. Kamu idareleri cins tashihinin yapılması için gerekli işlemleri yaparlar...
(2) Tahsis edilen ve üzerinde irtifak hakkı tesis edilen taşınmazlar açısından bu yükümlülük kullanan idarenin veya gerçek veya tüzel kişilerin durumu tespit eden yazısı üzerine taşınmaz maliki idareye aittir. Ancak cins tashihine ilişkin gerekli belgeler ile buna ilişkin malî yükümlülükler kullanıcılar tarafından karşılanır.” denilmektedir.
Bu düzenleme ile cins tashihi işlemleri tapu kayıtlarından bağımsız hale getirilmiştir. Öncelik taşınmazların muhasebe birimlerince kaydının mevcut kullanım şekliyle yapılarak mali tablolarda gösterilmesi, daha sonra tapu kayıtları bakımından cins tashihi ile ilgili işlemlerin yapılmasıdır.
Üniversite de yapılan incelemelerde, mülkiyeti üniversiteye ait arazi ve arsaların üzerine binalar yapılmasına rağmen bunların tapu kayıtlarında halen arazi ve arsa olarak göründüğü tespit edilmiştir.
Sonuç olarak üniversite mülkiyetinde bulunan arazi ve arsaların tapu kayıtları ile mevcut kullanım şeklinin birbirine uyumlu olması için yapılacak cins tashihi tapu işlemlerine başlanılması gerekmektedir.
Kamu idaresi cevabında; “Mevcut kampüs alanları Üniversitemiz mülkiyeti ve hazineden tahsisli taşınmazlardan oluşmaktadır. Üniversitemiz kampüslerinin bulunduğu alanlardaki 1/5000 ölçekli Nazım İmar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarında teknik hatalar mevcut olup konu hakkındaki ilgili belediyelerde yapılan girişimler sonuçsuz kalmıştır. Mevcut mülkiyet yazısı ve imar planları ile cins değişikliği ve imar uygulaması yapılması yasal olarak mümkün değildir. Hâlihazırda kampüs alanına ait Nazım ve Uygulama İmar planı değişikliğine ait işlemler yeniden başlatılmıştır. Bu kapsamda ilgili Belediyelerle görüşülerek ön onay alınmıştır. Kamu Kurum görüşlerinin tamamlanması ile planlar belediye onayına sunulacaktır.
Orman sınırlarının tescili ile birlikte bazı taşınmazlar orman sınırları içinde kaldığından bu kısımların terkin edilerek terk edilen kısımlar için 6831 sayılı kanun uyarınca izin alınması ihtiyacı doğmuştur. Orman Bakanlığının 23.01.2015/17 tarih ve sayılı oluru ile gerekli izinler alınmıştır. Ayrıca; kampüs güney sınırını oluşturan ormanlık araziye ait orman sınırlarının tescili işlemleri 2014 yılında tamamlanmıştır.
Plan onamasına müteakiben kampüs taşınmazları üzerinde imar uygulaması yapılarak cins değişikliği işlemleri sonuçlandırılacaktır.” denilmektedir.
Sonuç olarak Kamu idaresi tarafından gönderilen cevapta, bulguda belirtilen eksikliklerin tamamlanmasına yönelik çalışmalara başlanıldığı belirtilmiştir.
Bir sonraki denetim yılında söz konusu hususlara ilişkin kontrol işlemlerine devam edilecektir.
GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ
-
DENETİM GÖRÜŞÜNÜN DAYANAKLARI
BULGU 1: Döner Sermaye İşletmesi Sermaye Payının Tablolarda Yer Almaması
Üniversiteye bağlı Galatasaray Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesine taahhüt edilen ya da yerine getirilen sermaye taahhütlerinin ilgili hesaplarda izlenmemesi nedeniyle mali tablolarda döner sermayenin varlığı görülememektedir.
Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 162’nci maddesine göre; “242 Döner Sermayeli Kuruluşlara Yatırılan Sermayeler Hesabı; kamu idarelerinin bütçelerine konulan ödeneklere dayanarak, döner sermayeli kuruluşlara verdikleri ayni ve nakdi sermayelerin izlenmesi için kullanılır.” Buna göre, sermaye katılımı tutarlarının döner sermayeli kuruluşların öz kaynak hesaplarında karşılık olarak yer alan tutarlarla eşit olması gerekir.
Diğer taraftan, Yönetmelik’in 165’inci maddesine göre; “kamu idarelerinin mali kuruluşlar, mal ve hizmet üreten kuruluşlar ve döner sermayeli kuruluşlarla ilgili sermaye taahhütlerinin izlenmesi için” 247 Sermaye Taahhütleri Hesabı kullanılmalıdır.
20 Şubat 2014 tarihli Galatasaray Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliği’nde işletmenin sermaye limiti 100.000 (yüzbin) TL olarak yeniden belirlenmiştir. Bu husus dikkate alınarak, döner sermaye işletmesine ait sermaye tutarının taahhüt veya yerine getirilme durumuna göre Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 162,163,164 ve 165’inci maddeleri uyarınca kurum mali tablolarında yer alması sağlanmalıdır.
Kamu idaresi cevabında; "Üniversitemizin Döner Sermaye İşletmesi Yönetmeliğinde, bulguda da bahsedildiği üzere 20.02.2014 tarihindeki değişiklikle işletmenin sermaye limiti artırılarak 100.000 (yüz bin) TL olarak belirlenmiştir. Ancak bu artışın hangi kaynaktan karşılanacağı yönünde bir karar alınmamıştır. Bu konu ile ilgili Üniversite Yönetim Kurulunca alınan karar; Döner Sermaye İşletmesi sermayesinin öz gelirlerinden karşılanması yönündedir.
Hâzineden bir taahhüt olmadığı için üniversitenin hesaplarında gözükmemektedir.
Artırılan sermaye tutarı, Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğünce kendi muhasebe kayıtlarına alınmıştır.
Söz konusu Üniversite Yönetim Kurulu Kararı ektedir (EK-5)." denilmiştir.
Sonuç olarak kamu idaresi cevabında Döner Sermaye İşletmesi sermayesinde yapılan artışın Üniversite Yönetim Kurulunca alınan karar doğrultusunda Döner Sermaye İşletmesinin öz gelirlerinden karşılanacağı; bu nedenle üniversite hesaplarında yer almadığı ifade edilmiştir.
Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 164’üncü maddesinde konuya ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre; bu Yönetmelik’in yürürlük tarihinden önce mevcut olup hesaplarda yer almayan döner sermayeli kuruluşlara yatırılan sermayelerden envanteri yapılanlar, tespit edilen değerleri üzerinden 242 Döner Sermayeli Kuruluşlar Hesabına Yatırılan Sermayeler hesabına borç, 500- Net Değer Hesabına alacak kaydedilmelidir.
Yine bu maddeye göre; döner sermayeli kuruluşlara verilen sermayenin işletilmesi sonucunda ortaya çıkan ve özel kanunlarında sermayeye eklenmesine yetki verilen karlar 242 nolu hesaba borç, 600 Gelirler hesabına alacak kaydedilir.
Sermaye artışının üniversite bütçesinden karşılanmadığı böyle bir durumda söz konusu kayıtların yapılması ile amaçlanan aslen üniversiteye ait olan kaynakların yine üniversite tablolarında görünmesinin sağlanmasıdır. Buna göre sermaye artışından önceki sermaye tutarının yukarıda verilen ilk düzenlemeye göre; artış miktarının ise sonraki hükme göre muhasebe kayıtlarında ve tablolarda yer alması sağlanmalıdır.
BULGU 2: Geçici Kabul İşlemleri Yapılan Yatırımlara İlişkin Tutarların İlgili Maddi Duran Varlıklar Hesabına Aktarılmaması
Geçici kabul işlemleri yapılarak yapımı sona eren maddi duran varlık yatırımlarına ilişkin tutarların 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabında devrettiği görülmüştür.
Merkezi Yönetim Muhasebe Yönetmeliği’nin 187’nci maddesine göre; “yapılmakta olan yatırımlar hesabı; kamu idarelerine ait yapımı süren maddi duran varlıklar için yapılan her türlü madde ve malzeme ile işçilik ve genel giderlerin, geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan hallerde geçici kabulün yapıldığını gösteren tutanağın idarece onaylandığı tarihte, diğer hallerde ise işin fiilen tamamlandığını gösteren belgenin düzenlendiği tarihte, ilgili maddi duran varlık hesabına aktarılıncaya kadar izlenmesi için kullanılır.” Yönetmelik’in 188/b-1 hükmüne göre; tamamlanıp geçici kabulü yapılan işlere ilişkin tutarlar bu hesaba alacak, ilgili maddi duran varlık hesabına borç kaydedilmelidir.
Bu çerçevede, bütçeye gider kaydıyla gerçekleştirilip yapılmakta olan yatırımlar hesabına kaydedilen 1.848.564,35 TL harcamanın yapılan işler tamamlandığında ya da geçici kabul işlemleri yapıldığında ilgili maddi duran varlık hesabına alınması gerekirken, yapılmakta olan yatırımlar hesabında devrettiği tespit edilmiştir. 2014 yılı Sayıştay Denetim Raporunda da konu edilen bu durum, kurum mali tablolarında belirtilen tutar kadar yatırımın devam ettiği izlenimi vermektedir.
Kamu idaresi cevabında; "Bütçeye gider kaydıyla gerçekleştirilip yapılmakta olan yatırımlar hesabına kaydedilen 1.848.564,35 TL harcamanın yapılan işler tamamlandığından ve geçici kabul işlemleri yapıldığından dolayı 28.04.2016 tarihli 2082 no’lu Muhasebe İşlem Fişi (MİF) ile 1.296.570,43 TL ve 2081 no’lu MİF ile 416.706,92 TL, 29.04.2016 tarihli 2164 no’lu MİF ile 34.574,00 TL, 29.04.2016 tarihli 2217 no’lu MİF ile 53.985,00 TL, 2171 no’lu MİF ile 46.728,00 TL tutarları 258 Yapılmakta Olan Yatırımlar hesabından çıkarılmış olup, Taşınmaz Mal Yönetmeliğine istinaden Üniversitemizin Taşınmazlarına yeni Sicil numaraları verileceğinden dolayı ilgili maddi duran varlık hesabına alınamadığından 630 hesabında giderleştirme işlemleri yapılmıştır (EK-3)." denilmiştir.
Sonuç olarak kamu idaresi cevabında yapılan açıklamalar hatalı uygulamanın bir başka hatalı muhasebe uygulaması ile düzeltilmeye çalışıldığını ortaya çıkarmaktadır. Oysa ki cevapta belirtilen taşınmaz sicil işlemleri tamamlandıktan sonra bulgu konusu yapılan tutarların gider yapılmak yerine ilgili varlık hesabına alınması gerekirdi.
Dolayısıyla, kurum tarafından gereken işlemlerin yapılmaması, 2015 yılı mali tablolarında hataya sebebiyet vermiştir.
-
Dostları ilə paylaş: |